Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi > Hayatından Kesitler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
alışkanlığıyediği, atatürk’ün, beslenme, sevdiği, yemekler

Atatürk’Ün Beslenme Alışkanlığı(Yediği Ve Sevdiği Yemekler)

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk’Ün Beslenme Alışkanlığı(Yediği Ve Sevdiği Yemekler)



Atatürk’ün Beslenme Alışkanlığı

(Yediği ve Sevdiği Yemekler)

Atatürk’ün yemek kültürünü iki açıdan ele almak olanaklıdır

I O’nun Sofrası

II Yediği ve sevdiği yemekler

I Atatürk’ün Sofrası

Tarihin ilk çağlarından bu yana devlet başkanlarının çeşitli mesleklerden kişilerle sofrada oturup tartışma geleneği yarattığını biliriz Eski Yunan’da ünlü filozof Eflatun, öğrencileriyle tarihe “Diyaloglar” diye geçen tartışmalarını “Akademia”da yapardı Burası, Atina’da bir felsefe okulu durumuna getirdiği evinin bahçesi idi Eflatun’da tıpkı hocası Sokrates gibi burada öğrencileriyle günün sorunlarını aklın ve bilimin ışığında tartışırdı Böylece gerçeklere, iyiye, güzele, doğruya varmanın yolları aranırdı

İşte Atatürk’ün sofrası da bu nitelikte bir sofra idi

Yakup Kadri Karaosmanoğlu bir yazısında şöyle der: “Atatürk’ün sofrasından hepimizin ruhunda ve dimağında nice derin, tatlı ve ibret verici anılar, yaşama ve insanlığa dair, nice değerli dersler kalmıştır

Atatürk’ün sofradaki sözleri, felsefesi, yol göstericiliği, fıkraları, vecizeleri gerçekten bir hazine idi Bu sofrada esen hava sevgi, vefa ve arkadaşlıktı Burada ilim, sanat, kültür, nesnel görüşler, gerçeklikler, idealler yer alırdı Ülke sorunları, geleceği, çözüm biçimleri aranırdı Gönül sohbet ister, kahve bahane şiirinde olduğu gibi, M Kemal için de amaç, tartışmalardı, iyiyi doğruyu bulmaktı Akıla yol açmaktı Sofra ve içki ise bir araçtı Gece yemekleri bazen müzikli oluyor, çeşitli sanatçılar konser veriyordu

Karatahta, tebeşir, silgi ve kütüphaneden gelen kitaplar, sofranın bir parçası idi

II Beslenme Alışkanlıkları ve Sevdiği Yemekler

Atatürk, boğazına düşkün, çok yiyen bir insan değildi Kendisi bir konuşmasında ziyafetlerde çok yemek yenmesini tasarrufa aykırı bulduğunu ve sağlığa zararlı olduğunu söylemiştir

Sabah kahvaltısında; çay, kahve içiyor, fazla bir şey yemiyordu Soğuk ayranla, bir dilim ekmek yerdi Bazen bir kâse yoğurt yer, sonra sütlü kahve içerdi

Öğle yemeği: Bir iki dilim ekmek yerdi Etsiz kuru fasulye, pilav çok sevdiği yemekti Kuru fasulyeye, “yağlı fasulye” derdi Ayran ve limonata içiyordu İki dilim ekmeği ayrana batırarak yiyordu Yoğurt da ayrıca yiyordu “Kuru fasulyeye okulda alıştım” demiştir Kışla yemeği, askerî yemek sayılmıştır kuru fasulye İkindi üzeri ekmeksiz bir bardak ayran içerdi

Sofradan genellikle doymuş olarak değil, aç kalkarmış

Akşam yemeği: Akşam yemeğinin ayrı bir önemi var Konuklarıyla birlikte yiyordu Devlet görevi akşam yemeklerinde devam ediyordu

Omlet seviyormuş, özellikle gece geç saatlerde acıkınca peynirli omlet yermiş Sahanda yumurta da severmiş Etli taze bamya de sevdiği yemeklerden Karnıyarık da severmiş Onu pilav karıştırarak yermiş

Haşlanmış kuşkonmaz da sevdiği bir yemek Enginarı hiç yememiş İstediği halde hiç yiyememiş Hastayken enginar yemek istemiş Hatay’dan ısmarlamışlar Fakat kendisi komaya girmiş ve yiyememiş Ara sıra fava denilen zeytinyağlı, limonlu bakla ezmesinden istediği olurdu Tatlılarla arası pek iyi değilmiş Ama gül reçeli severmiş Kahveyi orta şekerli içermiş 10-15 fincan içermiş Hergün 40-50 sigara içermiş Meyvalardan kavun seviyormuş Kavrulmuş, tuzlu leblebi, fıstık da sevdiği yiyeceklerden Soğan, sarımsak, pastırma gibi kokulu yiyecekleri sevmiyormuş İçkilerden rakı ve bira içiyordu Sofrasında çeşit bol değilmiş Köşkte hazırlanan yemekleri yiyordu

Sarhoşluktan hiç hoşlanmadığı söylenmektedir

Çocukluğunda annesinin yaptığı Selanik’in ıspanaklı böreğini çok severmiş

Seyahatlerinde gittiği yerlerde kendisine ikram edilen yörenin yemeklerini zevkle yermiş Ama bunlar O’nun sürekli yediği yiyecekler değildi

Kırşehir’de çorba, hindili pirinç pilavı, su böreği, karışık turşu ve meyva ikramları ile karşılaşmıştır Kırşehir’in su böreğini çok beğenmiş

Kaman’da sahanda yumurta, yoğurt, balbaşı, pekmez ve meyva yemiş Kızarmış tavuk, bulgur pilavı da orada ikram edilen yemekler arasındadır Kaman’da ikram edilen yoğurt ve pekmez karışımı bir tatlı olan balbaşı pekmez dürüm ya da sokum biçiminde yufka ekmekle yenir ki Atatürk bu yiyeceği de sevmiş

Adana’da severek yediği yemekler şunlardı: Bamya dolması, patlıcan hünkâr beğendi, güveç, sini köftesi, domatesli pirinç pilavı, hanım göbeği tatlısı Tarsus’ta baklava yemiş ve ayran içmiş Ayrıca çok miktarda marul yemiş

Siroza yakalanıp halsiz düştüğü günlerde tatlı yemesi gerektiğinde Yanya tatlısı ve irmik helvası çok hoşuna gitmişti

Konya’da kendisine sedirler saç böreği ve Höşmerim denen kaymaklı tatlı ikram edilmiş ve Atatürk bu özel yiyeceklerden memnun kalmıştı Özellikle belediye başkanının evinde hanımı bu yemekleri O’na ikram etmiştir

Atatürk’ün yemek ve kültür konusundaki yaşamını günümüz açısından değerlendirecek olursak şu hususlara değinebiliriz:

Sofrada uzun süre oturmak geleneğini Atatürk’te görmekteyiz Bugün çağdaş ülkelerde insanlar, sofralarda uzun zaman oturmaktadırlar Tartışırlar, eğlenirler, iş hallederler Atatürk de öyle yapmıştır Sofrayı O, ülke sorunlarını çözümlemede bir araç olarak kullanmıştır

O’da bir Türk insanı olarak geleneksel Türk yemeklerini sevmekte idi Kuru fasulye ve pilav örneğinde olduğu gibi Bugün hepimiz bu yemeği severiz Askerde de çok pişirilir bu millî yemek Bazı kimseler askerde bu yemeği çok yedikleri için askerlik dönüşünde artık yemezler Bıkmışlardır çünkü Demek ki Atatürk bıkmamış

Yemekleri fazla yememekle bu günkü çağdaş anlayışı sürdürmüştür Sağlıklı beslenmenin koşullarından olan az yemek, Atatürk’ün de beslenme politikası olmuştur Onun sofrasında bol çeşit olmaması da bu hususu kanıtlar

Geleneksel Türk içkisi olarak O’da rakıyı seviyor ve leblebi, kavun gibi mezeler yiyor Bunlar da O’nun geleneksel yanlarından birisini oluşturuyor Beslenmesinde Türk zevkinin egemen olduğunu görüyoruz Türk mutfağının yemekleri, mezeleri, tatlıları, içecekleri ve meyveleriyle besleniyordu

Avrupa mutfağının yiyecekleriyle beslenmemiştir

O’nun döneminde devlet görevlilerinin sofralarında et yemeği hemen hemen yoktu Kebaplar, yağlı ağır yemekler yemiyordu Bazen tavuk ya da hindi yeniyordu Anadolu’da halk eti Kurban Bayramında görebiliyordu Ülke yoksul durumda idi Halkının et yemediğini Atatürk çok iyi biliyordu Kendi sofrasında da bazen etli yemek oluyordu O’nun ülkenin bu yoksul durumunu göze aldığını ve bu nedenle de et yemediği söylenebilir Yemek sofrasında ve sevdiği yemeklerde daha çok sebze ağırlıklı yemekler dikkati çekiyor

Yemeklerdeki gelenekselliği sürdürmesi, O’nun geleneksel Türk kültüründen kopmayışının bir kanıtıdır Fakat O, her konuda çağdaşlaşmayı amaç edinmişti Ama bunu yaparken çağdaşlık ve geleneksellik sentezi içinde, ulusal kimliğin korunarak çağdaşlığın gerçekleştirilmesini istemesi, O’nun çağdaş bir devlet adamı oluşunun en güzel göstergesidir

KAYNAK; Prof Dr Mahmut Tezcan

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.