Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ekonomik, krizler, türkiyede, yaşanan

Türkiyede Yaşanan Ekonomik Krizler

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiyede Yaşanan Ekonomik Krizler



Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) "Krizler Tarihi" adlı raporu, Türkiye'nin girdiği ekonomik krizlerin gerçek boyutlarını gözler önüne serdi ATO'nun raporuna göre, Türkiye 15 kez krize girmeyip küçülme yıllarını "sıfır" büyümeyle kapatmış olsaydı dahi, bugün kişi başı milli gelir 4 bin 172 dolar değil, 12 bin 650 dolar olacaktı Şu an 2995 milyar dolar seviyesinde olan milli geliri, 1983 yılında yakalamış olacak, 2004 yılı sonunda da 9024 milyar dolarlık milli gelire sahip olacaktı 82 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca yıllık ortalama yüzde 48 büyüme oranını tutturan Türkiye, 15 ekonomik krizle sarsıldı Dünyayı da sarsan 1929 ekonomik krizinden bu yana, Türkiye ortalama her 5 yılda bir ekonomik krizle karşı karşıya kaldı Türkiye, kriz yılları dışarıda bırakıldığında, yıllık ortalama yüzde 78 gibi çok yüksek bir büyüme oranı tutturdu

Türkiye ekonomisi 1927 yılında yüzde 128, 1932 yılında yüzde 106, 1935 yılında yüzde 3, 1940 yılında yüzde 5, 1941 yılında yüzde 103, 1943 yılında yüzde 98, 1944 yılında yüzde 51, 1945 yılında yüzde 153, 1949 yılında yüzde 105, 1954 yılında yüzde 3 oranında küçüldü 1954'ten 1979 yılına kadar 24 yıl kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisi, 1979 yılında yeniden krize girdi Aynı yıl yüzde 05 küçülen ekonomi, 1980 yılında da yüzde 28 geriledi Bu tarihten itibaren yeniden büyüme trendi yakalayan Türkiye, 13 yıl ardı ardına büyüdü Türkiye 1990'lı yıllarda birbiri ardına gelen krizlerle sarsıldı Türkiye 1994 yılında yüzde 61, 1999 yılında yüzde 61, en son 2001 yılında da yüzde 95 küçüldü
İLK KRİZ, 1929 KRİZİ

Türkiye Cumhuriyeti, ekonomik krizle ilk kez 1929 yılında tanıştı 1929'da bütün dünyada büyük bir ekonomik bunalım patladı Buna Türkiye ekonomisinin kendi sıkıntıları ve ilk taksitinin ödenmesi gereken Osmanlı borçları da eklenince ciddi bir "kambiyo krizi" yaşandı Türk parasının değeri düştü

İkinci Dünya Savaşı'nın başladığı 1944 yılında bütçe açık vermeye başladı Savaş, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ekonominin dengeleri sarstı Türkiye devalüasyonla da bu dönemde tanıştı 1946 yılında, bütçe fazla vermesine rağmen ihracatı artırmak için devalüasyona gidildi Ancak hedefe ulaşılamadı

Dış sermayeye açılma ve serbest piyasa ekonomisine geçiş dönemi 1950-1954 yıllarında başladı 1951 yılında bütçe açık vermeye başladı ve bu durum 1963'e kadar 12 yıl boyunca devam etti Kore Savaşı nedeniyle dünya piyasasında hammadde fiyatlarını fırlattı Kredili ithalat uygulamasına geçildi Bunun sonucunda ticari nitelikli dış borçlar ödenemez hale geldi Dış borç yükü ve kamu açıkları arttı Plansız yatırımların da etkisiyle enflasyon yüzde 20'lere fırladı ve Türkiye ekonomisi krize girdi

1950'li yıllarda uygulanan dışarıdan sermaye ithaline ayarlanmış serbestleşme programı 1958 krizini hazırladı 1958'e gelindiğinde, Türkiye'nin günü gelmiş 256 milyon dolar tutarında dış borcu ve de kucağında bir "kambiyo krizi" bulunuyordu Ağustos ayında Türkiye IMF ile bir istikrar programı uygulamayı kabul etti Devalüasyona gidildi Dış ticaret açığı büyüdü 1958 yılında 553 milyon dolar olan bütçe açığı 1959'da 2667 milyon dolara yükseldi Türkiye 1959 yılında hayat pahalılığında Brezilya'dan sonra dünya ikincisi idi

1969'da Türkiye hafif bir krizle sarsıldı IMF programı yürürlüğe kondu Türk parası devalüe edildi 1971'de darbe yapıldı
1974 BİRİNCİ PETROL KRİZİ

1974 yılında petrol fiyatlarının patlayarak 4 katına çıkması, Türkiye ekonomisini olumsuz etkiledi Aynı yıl Kıbrıs Barış Harekatı ile birlikte batılı ülkelerin üstü örtülü ekonomik ambargosu başladı Petrol fiyatlarındaki artış ithal edilen sanayi ürünlerinin fiyatlarını da tırmandırdı Bütün dünya petrol tasarrufuna yönelirken Türkiye petrole sübvansiyon vererek tüketimi patlattı Dış ticaret açığı korkunç şekilde artış gösterdi 769 milyon dolardan önce 23 milyar dolara fırladı Türkiye o yıl 303 milyon dolarla rekor bir bütçe açığı verdi Turizm ve işçi gelirleri düştü İstihdam sorunu büyüdü Türkiye yeni bir darboğazın eşiğine geldi

Dönemin hükümetleri düşük faizli kredileri hiç ödenmeyecekmiş gibi alıp kullandılar Önemli miktarlarını da har vurup harman savurdular Bu borçlar bir yandan tüketimi ve ithalatı pompalarken bir yandan da sabit yatırımları ve buna bağlı ithalatı pompaladı Yurtdışına indirimli kürk satışlarına geziler, otomobil fabrikaları önünde uzayan kuyruklar, onlarca değişik marka traktör ithalatı, gelişigüzel devlet sübvansiyonları bu borçlarla karşılandı 1970 yılında 18 milyar dolar olan borcumuz , 1977 yılında 10 milyar dolara çıktı 1978 yılında kısa vadeli borçların toplam borç içindeki payı yüzde 52'ye ulaştı 1978'de kriz patladı
1979-1980 İKİNCİ PETROL KRİZİ

OPEC üyeleri petrol fiyatını 1979 ve 1980'de ikinci kez yüzde 150 oranında artırdı Bu şok Türkiye'yi yoğun ekonomik kriz yaşarken yakaladı İşsizlik oranı yüzde 20'lere yaklaştı Enflasyon yüzde 639'a yükseldi 1979-1980 petrol krizi, halkı 1974 petrol krizinden daha fazla etkiledi Pek çok temel tüketim maddesi karaborsaya düştü Benzin, tüp, ampul bulunamıyordu Hükümet enflasyonu kontrol altına almak, dış kaynak açığını kapatmak ve ekonomiyi yeniden işler hale getirmek için ünlü "24 Ocak Kararları"nı yürürlüğe koydu 24 Ocak Kararları'yla birlikte TL yüzde 486 oranında devalüe edildi

24 Ocak Kararları'yla alınan tedbirler sonucunda 1978'de 23 milyar dolar olan ihracat 1983'te 57 milyar dolara çıktı Anılan yıl dış ticaret açığı 36 milyar dolar, bütçe açad nedeniyle dünya piyasasındaığı ise 25 milyar dolar olarak gerçekleşti Bütçe açığının ulaştığı rakam, bir önceki yıla göre yüzde 150 artışı işaret ediyordu 1986 yılında kamu harcamalarının artması nedeniyle ekonomik dengesizlik yaşandı ve devalüasyon yapıldı

Kamu açıklarındaki artış ve mali piyasalardaki dalgalanma sonucunda faizler yükseldi Döviz rezervi azaldı 1989 yılına gelindiğinde Türkiye dışa açık serbest piyasa ekonomilerinden biri oldu İstikrar politikaları uygulanırken ortalama 174 milyar dolar olan dış borç stoku, 1989 yılında 417, 1990 yılında ise 49 milyar dolara çıktı Kısa vadeli borçlar, toplam borçların yüzde 19'unu buldu Ticari bankaların döviz açığı büyüdü Stagflasyon sürecine girildi Dış ticaret açığı 1990 yılında 93 milyar dolara ulaştı Türkiye yeniden krize girdi

Türkiye'de 1991, 1994 ve 1999 yıllarında üst üste krizler yaşadı 1994 ve 2001 krizleri karakteristik olarak diğerlerinden farklıydı Krizler bankacılık sektörünü vurdu ve çok sayıda bankanın faaliyetleri durduruldu
1991 FİNANSAL KRİZİ

1991 krizini Körfez krizi tetikledi 1990 yılında toplam sermaye girişi 4 milyar dolar oldu Bunun 3 milyar doları kısa vadeli idi Dış borç stoku 8 milyara dolara yakın artış gösterirken kısa vadeli borçlardaki artış 4 milyar dolara yaklaştı Cari işlemler bilançosu, tarihi bir sıçramayla açığını 26 milyar dolara çıkarmıştı Büyük çaptaki sermaye girişi TL'yi aşırı değerlendirirken ihracatı caydırdı, ithalatı pompaladı 1991'de Körfez krizi çıktı ve Türkiye'yi riskli bir ülke konumuna getirdi Sermaye kaçışa geçti 26 milyar doları aşan sermaye kaçışı ekonomiyi durgunluğa soktu TÜFE yüzde 524 artarken TEFE artışı yüzde 64'e ulaştı Büyüme hızı yüzde 03'e düştü Kriz etkisini bir yıl gösterdi

Kısa süreli ama çok şiddetli oldu Kriz 1993 sonlarında başlayıp 1994'te patladı İçeride zaten üst üste iki yıldır sürmekte olan temel dengesizliklerin üzerine Avrupa para piyasasındaki kargaşanın eklenmesi krizi tetikledi Cari açık da 1 milyar dolardan 64 milyar dolara fırladı Dış borç stoku 12 milyar dolar artış gösterdi Kısa vadeli borçlar 185 milyar dolara fırlayarak tarihi bir rekor kırdı 1994 tam bir felaket yılı oldu Toplam net sermaye çıkışı 42 milyar dolara vardı Faiz hadleri Hazine bonolarında yüzde 400'ü aşarken TEFE yüzde 121, TÜFE yüzde 106'e yani üç haneli rakamlara sıçradı GSMH'da yüzde 6'ya varan daralma olurken işsizlik yüzde 20'ye vurdu Krizde yarım milyon kişi işinden atıldı

1998'de Asya-Rusya krizi, Türkiye'yi, enflasyonu düşürmek amacıyla harcamaları kıstığı ve istikrar programı uyguladığı sırada yakaladı Krizi tetikleyen unsur, 6 milyar doları aşan sıcak para çıkışı oldu Mali kuruluşlar dışında bütün kesimler yüzde 5-6 daralmaya girdi GSMH'da yüzde 64 düşüş oldu TEFE yüzde 63'e fırladı Reel faizler yüzde 37'ye ulaşarak rekor kırdı Dış borç stoku 103 milyar dolara, iç borç stokunun GSMH'ya oranı yüzde 32'ye çıktı Faizi yüksek, vadesi kısa borç birikimi 1999 sonunda Hazine'yi iç borçları artık döndüremediği noktaya sürükledi Aralık 1999'da hükümet IMF ile stand-by anlaşması imzaladı
2001 KRİZİ (BÜYÜK ÇÖKÜŞ)

Stand-by anlaşmasının ardından 2000 yılında devreye giren istikrar programı büyük çöküşün baş sorumlusuydu Türkiye döviz kurunun çapaya bağlanmasıyla çıkmaz sokağa girdi Cari işlemler açığı giderek büyüdü ve yıl sonunda 98 milyar dolara çıkarak tarihi bir rekor kırdı Dolar çapası nedeniyle toplam kısa vadeli borçlar 289 milyar dolara, toplam dış borç stoku 1143 milyar dolara çıktı Yabancı bankalar vadesi gelmemiş kredilerini geri çekmeye başlayınca gecelik faizler göklere tırmandı ve Türkiye tarihine 'Kara Çarşamba' olarak geçen 22 Kasım 2000'de para krizi patladı 13 banka ve çok sayıda aracı kurum battı Kasım kriziyle artan faizler ve ödeme güçlüğe düşen bankaların vadesi dolmayan kredileri geri çağırması, iç pazarın daha da daralması bunda büyük rol oynadı 19 Şubat'ta Çankaya Köşkü'nde yaşanan Anayasa kitapçığı tartışması krizi patlattı 35 milyar dolarlık net sermaye çıkışıyla döviz fiyatları ve faizler tırmanışa geçti Kriz öncesi 670 bin TL olan dolar Nisan'da 1 milyon 161 bine tırmandı IMF programı çökmüştü

Türkiye'de yaşanan 15 krizin senaryo yazarları ve oyuncuları değişse bile, senaryoları hiç değişmiyor Türk parası aşırı değerlendiği için ithalat fırlıyor, ihracat azalıyor Dolayısıyla Cari işlemler bilançosu dengesi bozuluyor Kısa vadeli dış borç birikimi de artınca, yeraltında hareketlenme başlıyor Enflasyon fırlıyor, işsizlik artıyor, şirketler birbiri ardına kapanıyor Kriz dönemlerinde yüksek devalüasyon ile birlikte hisse senetleri fiyatları düşüyor yabancıların şirket hisselerini neredeyse 'metelik' karşılığı ele geçirmesine yol açıyor 1994 krizinde gıda sanayiinin önemli bölümü, 1999 krizi ve onu izleyen krizlerde bankalar, aracı kurumlar, tur ve otelcilik şirketleri yabancıların eline geçiyor

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Aygün, krizlerin maliyetlerinin kötü yönetimlerin eseri olduğunu dile getirerek "Dibe vurduğumuz yıllarda sıfır büyüme olsaydı, bugün Türkiye 3 misli büyük bir ekonomiye sahip olacaktı" dedi Aygün şunları kaydetti:

"Milli gelir sıralamasında 300 milyar doları bulan milli gelirle 21 Sırada bulunan Türkiye eğer krizler yaşamasaydı, bugün dünyanın 10 büyük ekonomisi olacaktı Türkiye satın alma paritesine göre bugün dünyanın 18 ülkesi durumunda Eğer Türkiye dibe vurduğu yıllarda küçülmeyip, en azından büyümesi sabit kalsaydı, bugün 5296 milyar dolar olan satın alma gücü paritesi, 1 trilyon 663 milyar dolar olacaktı Buna göre satın alma gücü paritesi sıralamasında Türkiye, Almanya ve İngiltere'nin ardından, İtalya'yı da geçerek, 8sırada olacaktı Türkiye krizlere değil, kötü yönetimlere yenik düştü"

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiyede Yaşanan Ekonomik Krizler

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiyede Yaşanan Ekonomik Krizler



KRİZLER TARİHİ RAPORU

CUMHURİYET TARİHİ BOYUNCA YILLIK ORTALAMA YÜZDE 48 BÜYÜME ORANINI TUTTURAN TÜRKİYE, 82 YILDA 15 EKONOMİK KRİZLE SARSILDI

TÜRKİYE 15 KEZ KRİZE GİRMEYİP KÜÇÜLME YILLARINI “SIFIR” BÜYÜME İLE KAPATMIŞ OLSAYDI DAHİ, BUGÜN KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR 4 BİN 172 DOLAR DEĞİL, 12 BİN 650 DOLAR OLACAKTI

TÜRKİYE’NİN MİLLİ GELİRİ DE 2995 MİLYAR DOLAR YERİNE 9024 MİYAR DOLARA ÇIKACAK VE AVRUPA SEVİYESİNE YAKIN BİR EKONOMİYE SAHİP OLACAKTI

1929 KRİZİ-İLK KRİZ

Türkiye Cumhuriyeti, ekonomik krizle ilk kez 1929 yılında tanıştı 1929’da bütün dünyada büyük bir ekonomik bunalım patladı Buna Türkiye ekonomisinin kendi sıkıntıları ve ilk taksitinin ödenmesi gereken Osmanlı borçları da eklenince ciddi bir “kambiyo krizi” yaşandı Türk parasının değeri düştü

1948 KRİZİ

İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı 1944 yılında bütçe açık vermeye başladı Savaş, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ekonominin dengeleri sarstı Türkiye devalüasyonla da bu dönemde tanıştı 1946 yılında, bütçe fazla vermesine rağmen ihracatı artırmak için devalüasyona gidildi Ancak hedefe ulaşılamadı

1954 KRİZİ

Dış sermayeye açılma ve serbest piyasa ekonomisine geçiş dönemi 1950-1954 yıllarında başladı 1951 yılında bütçe açık vermeye başladı ve bu durum 1963’e kadar 12 yıl boyunca devam etti Kore Savaşı nedeniyle dünya piyasasında hammadde fiyatlarını fırlattı Kredili ithalat uygulamasına geçildi Bunun sonucunda ticari nitelikli dış borçlar ödenemez hale geldi Dış borç yükü ve kamu açıkları arttı Plansız yatırımların da etkisiyle enflasyon yüzde 20’lere fırladı ve Türkiye ekonomisi krize girdi

1958 KRİZİ

1950’li yıllarda uygulanan dışarıdan sermaye ithaline ayarlanmış serbestleşme programı 1958 krizini hazırladı 1958’e gelindiğinde Türkiye’nin günü gelmiş 256 milyon dolar tutarında dış borcu ve de kucağında bir “kambiyo krizi” bulunuyordu Ağustos ayında Türkiye IMF ile bir istikrar programı uygulamayı kabul etti Devalüasyona gidildi Dış ticaret açığı büyüdü1958 yılında 553 milyon dolar olan bütçe açığı 1959’da 2667 milyon dolara yükseldiTürkiye 1959 yılında hayat pahalılığında Brezilya’dan sonra dünya ikincisi idi

1969 KRİZİ

1969’da Türkiye hafif bir krizle sarsıldı IMF programı yürürlüğe kondu Türk parası devalüe edildi 1971’de darbe yapıldı

1974 BİRİNCİ PETROL KRİZİ

1974 yılında petrol fiyatlarının patlayarak 4 katına çıkması Türkiye ekonomisini olumsuz etkiledi Aynı yıl Kıbrıs Barış Harekatı ile birlikte batılı ülkelerin üstü örtülü ekonomik ambargosu başladı Petrol fiyatlarındaki artış ithal edilen sanayi ürünlerinin fiyatlarını da tırmandırdı Bütün dünya petrol tasarrufuna yönelirken Türkiye petrole sübvansiyon vererek tüketimi patlattı Dış ticaret açığı korkunç şekilde artış gösterdi 769 milyon dolardan önce 23 milyar dolara fırladı Türkiye o yıl 303 milyon dolarla rekor bir bütçe açığı verdi Turizm ve işçi gelirleri düştü İstihdam sorunu büyüdü Türkiye yeni bir darboğazın eşiğine geldi

1978 KRİZİ

Dönemin hükümetleri düşük faizli kredileri hiç ödenmeyecekmiş gibi alıp kullandılar Önemli miktarlarını da har vurup harman savurdular Bu borçlar bir yandan tüketimi ve ithalatı pompalarken bir yandan da sabit yatırımları ve buna bağlı ithalatı pompaladı Yurtdışına indirimli kürk satışlarına geziler, otomobil fabrikaları önünde uzayan kuyruklar, onlarca değişik marka traktör ithalatı, gelişigüzel devlet sübvansiyonları bu borçlarla karşılandı 1970 yılında 18 milyar dolar olan borcumuz , 1977 yılında 10 milyar dolara çıktı 1978 yılında kısa vadeli borçların toplam borç içindeki payı yüzde 52’ye ulaştı 1978’de kriz patladı

1979-1980 İKİNCİ PETROL KRİZİ

OPEC üyeleri petrol fiyatını 1979 ve 1980’de ikinci kez yüzde 150 oranında artırdı Bu şok Türkiye’yi yoğun ekonomik kriz yaşarken yakaladı İşsizlik oranı yüzde 20’lere yaklaştı Enflasyon yüzde 639’a yükseldi 1979-1980 petrol krizi, halkı 1974 petrol krizinden daha fazla etkiledi Pek çok temel tüketim maddesi karaborsaya düştü Benzin, tüp, ampul bulunamıyordu Hükümet enflasyonu kontrol altına almak, dış kaynak açığını kapatmak ve ekonomiyi yeniden işler hale getirmek için ünlü “24 Ocak kararları”nı yürürlüğe koydu 24 Ocak kararlarıyla birlikte TL % 48,6 oranında devalüe edildi

1986 KRİZİ

Darbenin ardından 24 Ocak kararları yürürlüğe kondu Alınan tedbirler sonucunda 1978’de 23 milyar dolar olan ihracat 1983’te 57 milyar dolara çıktı Anılan yıl dış ticaret açığı 36 milyar dolar, bütçe açığı ise 25 milyar dolar olarak gerçekleşti Bütçe açığının ulaştığı rakam, bir önceki yıla göre yüzde 150 artışı işaret ediyordu 1986 yılında kamu harcamalarının artması nedeniyle ekonomik dengesizlik yaşandı ve devalüasyon yapıldı

1988-1989 KRİZİ

Kamu açıklarındaki artış ve mali piyasalardaki dalgalanma sonucunda faizler yükseldi Döviz rezervi azaldı 1989 yılına gelindiğinde Türkiye dışa açık serbest piyasa ekonomilerinden biri oldu İstikrar politikaları uygulanırken ortalama 174 milyar dolar olan dış borç stoku, 1989 yılında 417, 1990 yılında ise 49 milyar dolara çıktı Kısa vadeli borçlar, toplam borçların yüzde 19’unu buldu Ticari bankaların döviz açığı büyüdü Stagflasyon sürecine girildi Dış ticaret açığı 1990 yılında 93 milyar dolara ulaştı Türkiye yeniden krize girdi Türkiye’de 1991, 1994 ve 1999 yıllarında üst üste krizler yaşadı 1994 ve 2001 krizleri jkarakteristik olarak diğerlerinden farklıydı Krizler bankacılık sektörünü vurdu ve çok sayıda bankanın faaliyetleri durduruldu

1991 FİNANSAL KRİZİ

1991 krizini Körfez krizi tetikledi 1990 yılında toplam sermaye girişi 4 milyar dolar oldu Bunun 3 milyar doları kısa vadeli idi Dış borç stoku 8 milyara dolara yakın artış gösterirken kısa vadeli borçlardaki artış 4 milyar dolara yaklaştı Cari işlemler bilançosu, tarihi bir sıçramayla açığını 26 milyar dolara çıkarmıştı Büyük çaptaki sermaye girişi TL’yi aşırı değerlendirirken ihracatı caydırdı, ithalatı pompaladı 1991’de Körfez krizi çıktı ve Türkiye’yi riskli bir ülke konumuna getirdi Sermaye kaçışa geçti 26 milyar doları aşan sermaye kaçışı ekonomiyi durgunluğa soktu TÜFE yüzde 524 artarken TEFE artışı yüzde 64’e ulaştı Büyüme hızı yüzde 03’e düştü Kriz etkisini bir yıl gösterdi

1994 FİNANSAL KRİZİ

Kısa süreli ama çok şiddetli oldu Kriz 1993 sonlarında başlayıp 1994’te patladı İçeride zaten üstüste iki yıldır sürmekte olan temel dengesizliklerin üzerine Avrupa para piyasasındaki kargaşanın eklenmesi krizi tetikledi Cari açık da 1 milyar dolardan 64 milyar dolara fırladı Dış borç stoku 12 milyar dolar artış gösterdi Kısa vadeli borçlar 185 milyar dolara fırlayarak tarihi bir rekor kırdı 1994 tam bir felaket yılı oldu Toplam net sermaye çıkışı 42 milyar dolara vardı Faiz hadleri Hazine bonolarında yüzde 400’ü aşarken TEFE yüzde 121, TÜFE yüzde 106’e yani üç haneli rakamlara sıçradı GSMH’da yüzde 6’ya varan daralma olurken işsizlik yüzde 20’ye vurdu Krizde yarım milyon kişi işinden atıldı

1998-99 KRİZİ

1998’de Asya-Rusya krizi, Türkiye’yi, enflasyonu düşürmek amacıyla harcamaları kıstığı ve istikrar programı uyguladığı sırada yakaladı Krizi tetikleyen unsur, 6 milyar doları aşan sıcak para çıkışı oldu Mali kuruluşlar dışında bütün kesimler yüzde 5-6 daralmaya girdi GSMH’da yüzde 64 düşüş oldu TEFE yüzde 63’e fırladı Reel faizler yüzde 37’ye ulaşarak rekor kırdı Dış borç stoku 103 milyar dolara, iç borç stokunun GSMH’ya oranı yüzde 32’ye çıktı Faizi yüksek, vadesi kısa borç birikimi 1999 sonunda Hazine’yi iç borçları artık döndüremediği noktaya sürükledi Aralık 1999’da hükümet IMF ile stand-by anlaşması imzaladı

2001 KRİZİ (BÜYÜK ÇÖKÜŞ)

Stand-by anlaşmasının ardından 2000 yılında devreye giren istikrar programı büyük çöküşün baş sorumlusuydu Türkiye döviz kurunun çapaya bağlanmasıyla çıkmaz sokağa girdi Cari işlemler açığı giderek büyüdü ve yıl sonunda 98 milyar dolara çıkarak tarihi bir rekor kırdı Dolar çapası nedeniyle toplam kısa vadeli borçlar 289 milyar dolara, toplam dış borç stoku 1143 milyar dolara çıktı Yabancı bankalar vadesi gelmemiş kredilerini geri çekmeye başlayınca gecelik faizler göklere tırmandı ve Türkiye tarihine “Kara Çarşamba” olarak geçen 22 Kasım 2000’de para krizi patladı 13 banka ve çok sayıda aracı kurum battı Kasım kriziyle artan faizler ve ödeme güçlüğe düşen bankaların vadesi dolmayan kredileri geri çağırması, iç pazarın daha da daralması bunda büyük rol oynadı 19 Şubat’ta Çankaya Köşkü’nde yaşanan Anayasa kitapçığı tartışması krizi patlattı 35 milyar dolarlık net sermaye çıkışıyla döviz fiyatları ve faizler tırmanışa geçti Kriz öncesi 670 bin TL olan dolar Nisan’da 1 milyon 161 bine tırmandı IMF programı çökmüştü

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.