|
|
Konu Araçları |
halk, kültürel, kültürleri, nelerdir, ülkemizin, özellikleri |
Ülkemizin Kültürel Özellikleri Nelerdir -Halk Kültürleri |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ülkemizin Kültürel Özellikleri Nelerdir -Halk KültürleriÜlkemizin Kültürel Özellikleri Nelerdir -Halk Kültürleri Türkçe, Türkiye nüfusunun %90'inin anadilidirKonuşulan diğer diller arasında çeşitli Kafkas ve Kürtçe diyalektler,Arapça,Rumca,Latin ve Ermenice gibi 70 kadar dil ve diyalekt yer alır Türkiye Türkçesi,Ural-Altay dil birliğinde yer alan Türk dil topluluğunun zamanla evrime uğramış güneybatı kolunu temsil etmektedir Bu dilleri konuşan topluluklar Orta Asya'dan doğu ve kuzeydoğuya, özellikle de batıya doğru yayılmışlardır Türkçe çok eski yıllardan beri Orta İran'ın çok çeşitli dil ve lehçelerini etkilemiş,Kafkaslar ve Anadolu'dan da kimi Hint-Avrupa kökenli dilleri uzaklaştırmıştırİslamiyet'in kabulü ile Türk dili üzerinde bir yandan Arapçanın bir yandan Farsçanın etkileri belirginleşmiştir 19yüzyılın sonlarından itibaren ise Türk lehçelerine dayanan,Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi ve Kazak Türkçesi gibi çağdaş Türk yazı dillerinin oluşumu söz konusudurTürkçe bugün yeryüzünde konuşulan ortalama 4000 dil arasında, en fazla ve en yaygın konuşulan yedinci dildir ve iki yüz milyonun üzerinde insan tarafından konuşulmaktadır Türkler 8yüzyıldan bu yana birçok yazı dili kullanmakla birlikte en fazla Göktürk,Uygur,Arap ve Latin alfabelerini kullanmışlardırCumhuriyetin kurulup, milli birliğin sağlanmasından sonra,özellikle 1923-1928 yılları arasında Türkiye'de en çok alfabe sorunu üzerinde durulmuştur Yeni Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine eriştirebilmek için Batı kültüründen de yararlanılması gerektiğine inanan cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu amaçla 1928 yılında Arap alfabesinin yerine,Türkçenin ses düzenine uygun olarak hazırlanan Latin harflerinin kabul edilmesini sağlar Dil İnkılabı, Atatürk'ün 1932 yılında dili sadeleştirmek amacıyla Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurmasıyla sürmüştürKurulusundan bir süre sonra Türk Dil Kurumu adini alan cemiyetin çalışmaları olumlu sonuçlar vermiş,Türk dilinin Arapça,Farsça kelimelerden arındırılıp sadeleşmesi yolunda önemli adımlar atılmıştır Türk Dil Kurumu bugün,1983 yılında kurulan Atatürk Kültür,Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesinde,tüzüğü yeniden düzenlenmiş olarak faaliyetlerini sürdürmektedirTürkçenin sadeleştirilmesi,zenginleştirilmesi ve güzelleştirilmesi bu kurumun görevleri arasındadır Türk diliyle ilgili olarak günümüze kadar yapılan olumlu çalışmaların en önemli sonucu, 1932 yılından önce yazı dilinde %35-40 civarında olan Türkçe sözcük kullanma oranının, bugün %75-80'lere ulaşmış olmasıdır Bu olgu Atatürk'ün yaptığı Dil İnkılabı'nın halka mal olduğunun en önemli kanıtıdır Şiirler Şiir Sanatı Dildeki anlam,ses ve ritim öğelerinden yararlanarak bir duygu,düşünce ya da olayı, yoğun ve sıra dışı anlatma sanatı olarak tanımlanabilirİnsanoğlunun en eski ve kendine özgü anlatı türlerinden biri olması nedeniyle,bugüne kadar şiirin pek çok tanımı yapılmış,ama hiçbirinin bu kavramı tam olarak açıklayamadığı görülmüştür Bu tanımlardan en yaygını, şiiri düz yazının karşıtı olarak gösteren tanımdırBir başka deyişle şiir düzyazıyla anlatılamayan duygu ve düşüncelerin ses uyumlarıyla,kulağa hoş gelecek biçimde oluşturulan dizelerle anlatılmasıdır Ama bu tanım manzumeyi de kapsarŞiiri manzumeden ayıran özellik ise,manzumenin yüzeysel ve sıradan olmasına karşılık,şiirin yoğunluk ve derinlik taşımasıdır Ölçü ve uyak,çağlar boyunca şiirin en ayırıcı niteliği olarak kabul edilmiştir Ne var ki, yalnızca ölçü ve uyakla şiir yaratılamayacağı gibi,özellikle 20 yüzyılda ölçü ve uyak kullanılmadan da çok başarılı şiirlerin yazıldığı görüldüBunun sonucunda düzyazının nerede bitip nerede başladığı önemli bir sorun olarak ortaya çıktı Düzyazıda dil yalnızca bir bildiri iletmenin amacıdır;bildiri iletildikten sonra sözcüklerin anlamı kalmazŞiirde ise vurgu, sözcüklerin aktardığı bildiri kadar sözcüklerin üzerinde de yoğunlaşırYani şiir de neyin söylendiğinden çok nasıl söylendiği önemlidir Destanlar Türküler Maniler Tekerlemeler Ninniler Ağıtlar Çocuklara Özgü Oyunlar Günümüzün yaşam koşulları,teknolojik gelişmeler,insanlara oyun için zaman bırakmasa da,çocuklarda oyun yaşamın bir parçası olduğundan hala devam etmektedirÇocuk oyunları,çocukların vazgeçilmez eğlencelerini teşkil eder Günümüzde eğlence araçlarının değişmesi,iletişim araçlarının gelişmesi sonucu çocuk oyunları nitelik değiştirmiş,hatta eskisi gibi oynanmaz olmuşturBuna karşın çocuk oyunları okullarda,yoksul kenar semt çocukları arasında hâlâ varlığını sürdürmektedir Oyun,çocukları eğlendirirken aynı zamanda onların sosyal,psikolojik ve fiziksel gelişimine etki etmektedirTopluca, karşılıklı anlayış içerisinde,birbirine saygı göstererek yaşama duygusunun temelleri oyun çağında atılırÇocuk oyunları oynama zamanlarına,oyun yerine,oynayanların cinsiyetine ve kullanılan araç-gereçlere göre sınıflandırılmaktadır Çok yaygın olarak oynanan saklambaç oyununu çocuk oyunlarına örnek olarak verebilirizOyun, açık alanda ve en az 4-5 kişiyle oynanırÖnce ebe seçilirEbe seçiminin de çeşitli şekilleri vardırTekerleme söyleyerek sayışma bunlardan birisidirDaha sonra kale seçilir;bu bir duvar, ağaç vs olabilir Ebe kaleye yaslanır ve saymaya başlarDiğerleri bu esnada saklanır Ebe saymayı bitirince arkasına,yanına saklanmayı önlemek için "ardım, önüm, yanım, yörem sobe" der ve arkadaşlarını aramaya başlarGördüğü oyuncunun ismini söyler ve koşarak kaleye gelip elini dokunur İsmi söylenen oyuncu ebeden önce gelip ebeden önce gelip kaleye gelip elini dokunurİsmi söylenen oyuncu ebeden önce gelip kaleye elini dokunursa sobelenmekten kurtulurBu şekilde sobelenen oyuncu ebe olur,ebe sayısı birden çok olursa,aralarında ebenin duymayacağı şekilde meyve veya çiçek adı tutarlar,sonra ebeye hangi meyve veya çiçeği beğendiğini sorarlar Ebe elma derse,elma seçen ebe olur ve oyun yeniden başlarSaklambacın farklı yörelerde farklı adlandırılışları ve oynanış şekillerine de rastlanırÇocuklar, oyun bittikten sonra bir tekerlemeyle dağılabilirler İğne battı Canımı yaktı Tombul kuş Arabaya koş Arabanın tekeri İstanbul'un şekeri Hop hop hop Bundan başka oyun yok Çocuk Oyunlarından Örnekler: Bezirgan Başı:En az 10 kişiyle oynanan bir oyundurOyuncular aralarından iki kişi seçerlerBunlardan biri "altın saat" diğeri "altın bilezik" adını alır Sonra ikisi yüzyüze dururlar,elele tutuşup ellerini havaya kaldırırlarTek sıra halinde dizilmiş olan diğer çocuklar: Aç kapıyı bezirgan başı Bezirgan başı Kapı hakkın ne verirsin? Ne verirsin? Arkamdaki yadigar olsun Yadigar olsun tekerlemesini söyleyerek bunların arasından geçerlerDizinin son çocuğu yakalanır,kulağına "altın saat mı istersin altın bilezik mi?" diye sorulurVerilen yanıta göre çocuk soruyu soranlardan birinin arkasına geçer Bu işlem tüm çocukların iki gruba ayrılmasına dek sürerSonra her iki grup çocukları birbirlerinin bellerinden sıkıca tutarlarOrta yere çizilen bir çizginin iki tarafında yer alan gruplar birbirlerini çekerek güç gösterisine girerlerÇizgiyi geçen grup oyunu kaybeder,yenik düşerOyun bu şekilde çocuklar bıkıncaya dek sürer Birdir Bir (Uzuneşek) En az 4 oyuncuyla oynanan bir oyundurOyuncular arasından önce iki kişi ebe seçilirSeçilen ebeler sırt sırta verirler,eğilip ellerini dizlerine bağlarlar, popolarını birbirine dayarlar Diğer oyuncular sıraya girip bunların üzerinden atlarlarAtlama sırasında düştükleri takdirde yanıp ebe olurlarÇocuklar atlarken "birdir bir,ikidir iki,üçtür üç, dörttür dört"diyerek atlama işini sürdürürlerSonuncusu ise atladıktan sonra ebe oyuncuların yanında yer alır, eğilir Ebe üzerinden atlanırken bazı sayılarda kimi güldürücü hareketler de yapılırÖrneğin yedinci oyuncu "yedilim yedili, yediğim tekme" der,diğer oyuncular tarafından ebe tekmelenirSekizinci oyuncu atlarken "sekizim seksek" der, tek ayak üstünde durur Bundan sonra atlayacak oyuncuların atladıktan sonra tek ayak üstünde durması zorunludurSekizinci oyuncu kendinden sonra atlayan oyuncuları seksek olarak istediği gibi dolaştırmak hakkına sahiptir Dokuzuncu oyuncu atlarken "dokuzum durak" der demez seken oyuncuların olduğu yerde kımıldamadan durması gerekirOnuncu oyuncu atlarken "onum orak, Fatih'in topları" der,ebelerin sırtlarını yumruklamaya başlarOyun yeni ebenin belirlenmesiyle aynı tarzda sürüp gider |
|