|
|
Konu Araçları |
arkadaşları, cansever, dökümcü, edip, niko |
Dökümcü Niko Ve Arkadaşları / Edip Cansever |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Dökümcü Niko Ve Arkadaşları / Edip Canseversiz bana dökümcü niko, diyorsunuz, izzetin yaylı arabasının yanında çok güzel bir duruşum var günün evlerini geçiyorum şimdi kendime iyilikler söyleyerek tane tane sokaklar bırakıyorum arkamda birinde bir kedilik olan, birinde bir sokak lambası sallanan sokaklar bırakıyorum ben ben deyince bir daha ben demek istiyorum, mutlu oluyorum böylece sanırım argos'a çıktıklarından bu yana fenikelilerin yapayalnız bıraktılar beni doğrusu bir yaz günüydü, kıyılarımız pek güzeldi artıkgözlerin bin türlü sudan, bin türlü zamandan öyle bir koyulaştılar ve alnım bembeyazdı ve boynum çok uzundu bu çakıllar akardı o zaman, bu şehirler toz bulutuydu ben işte çok yaşadıysam, ben böyle hep yaşadıysam bu ölümsüz bir yalnızlıktan, bu ölümsüz bir yalnızlıktan diyorum siz bana dökümcü niko, diyorsunuz insanları tanımlıyorum ben, ölçüm o insanların iyiliklerinden şehirleri tanımlıyorum ben, ölçüm o şehirlerin büyülerinden söze uymayan bir şeyim, tanrıya uymayan bir şeyim de ondan oydum ki derim: izzetin atları var ya, koşumları ne güzel sanki onlar io'yla fenikeli kaptanın sevişmesinden bir güzel koşumlardı, gittikçe çoğlaırlardı sonra bir düşünürdüm ki, hangisi benim bu cümlelerin hep aynı cümlelerin: izzetin atları var ya, koşumları ne güzel sözgelimi sabahları olmayacak balıkları satan madam hayguhinin kendini görmek için yerin ve göğün kar tutmasını bekleyen madam hayguhinin ıslak bakışlarını durmadan yer değiştirirkenki ve kanından rengine akan bir tramvay gibi sanki bir anlatımı olabilir mi dersiniz izzetin atları var ya, koşumları ne güzel olabilir mi? |
|