Benim Adım Sonbahar |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Benim Adım SonbaharBenim Adım Sonbahar böyle başlarmış ölüm sansarlar yavaş yavaş kemirirmiş her kıvılcımda bir yangın yürekler ateşe kesilirmiş söz etme kavuşmalardan bırak sayfalar boş kalsın ölüm dağınık bütün cesetleri topla giy kendine sus öylece kal okyanus kucaklayan çıkmaz sokaklar ve anahtarsız kapılar bilir bunu kanayan uçlarında karanlık göl, canlı cesetler yıkanan ve gel-gitlere bırakılan mutluluk ölen günün ağzında o doğmak bilmeyen çocuk atlasına umut diye açtığın yelken, titrediğin tenha asaletsiz zat, ipliği pazara çıkmış bir cellat bırak yürüsün çürüsün toprak, çürüsün ceset bakışsız haykırışsız yankısız, bir nihayet böyle zehredilirmiş böyle tüketilirmiş hayat tozdan tülün ardından çoğalan yozdan yobazdan sorma arama hükümranların şölen sofrasında kartalların akbabaların uçtuğu dorukta her dağın ardı karanlık değil mi döner hiç durmadan, bıçaklar döner ekmek kan ve leke iç-içe gözlerin saçların düğüm hayat: düğüm üstüne kördüğüm askıya alınca birileri yolcusuz yollarda beklediğin, sahiplendiğin kış değil mi çığ düşer gibi bırak kaysın toprak ayaklarının altından acı: o dinmeyen meret dokunamadığın, tutunamadığın dolanan damarlarında avuçlarında bir tutam karanlık mühürlü mahzen ah sen! ! sen ak / akabildiğin kadar ak acı su yol senindir kesiverdin gözlerimi karanlığa soğuk bir vedaydın dolandın boynuma yürü cellat güneş düşmüş ağzına, yol senindir benim adım sonbahar unutma s o n b a h a r / s o n s u z a / k a d a r / t ü k e n i ş t i r Müsade Özdemir |
|