Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Şiir Cenneti

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdurrahim, hayatı, karakoçun

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı



Abdurrahim Karakoç'un Hayatı (1932 - )

1932 yılının Nisan ayında Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü (Cela) köyünde dünyaya gelen Karakoç’un şiir merakı küçük yaşlardan gelmektedir Şiire merakının bir sebebi de ailesinde dedesi, babası ve kardeşlerinin şair olmasıdır

İlk yazdığı şiirleri 2 kitap olacak hacimde iken beğenmeyip yaktı ve 1958 yılından itibaren yazdıklarını 1964 yılında ”Hasana Mektuplar" ismi altında kitap haline getirdi

1958 yılında bulunduğu kasabada belediye mesul muhasibi olarak memuriyete girdi ve 1981 Mart ayında emekli oldu

Şiirlerinde esas unsur olarak insanı ele alan şair, şiirleri yüzünden otuza yakın mahkemeye verildi fakat hepsinden beraat etti 1985 yılından beri gazetecilik yapan Karakoç, bir ara politikaya girdi ve ayrıldı

Yayınlanmış şiir kitapları:

Hasan'a Mektuplar (1965), Eli Kulakta (1969), Vur Emri (1973), Kan Yazısı (1978), Suları Islatamadım(1983), Beşinci Mevsim(1985), Dosta Doğru, Akıl Karaya Vurdu(1994), Yasaklı Rüyalar(2000), Gökçekimi(2000), Gerdanlık - I (2000), Gerdanlık - II (2002), Parmak İzi(2002)

Alıntı Yaparak Cevapla

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı

Eski 10-09-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı



ACABA

Uyuyan göllere ay ışığında

Sevginin resmini çizsem kim anlar?

Tomurcuk ayrılıp, gül açtığında

Yağmurun saçını çözsem kim anlar?

Bir mekan kaplamış ne varsa nerde

Kendi ötesini saklar her perde

Sonsuzluğun sona erdiği yerde

Huduttan bir kulaç kazsam kim anlar?

Aşk, kömür beyazı; kin, süt karası

Eklenir yarama her dost yarası

Et oldum bıçakla kemik arası

Cellatla ahdimi bozsam kim anlar?

Doğumda yalan var, ölümde gerçek

Bir şeyler anlatır balık, kuş, çiçek

Kırık gönülleri toplayıp tek tek

Toplayıp göğsüme dizsem kim anlar?

Gün geldi zamanı gömdüm kabire

Dağ oldu aklımın verdiği fire

Bağlasam telaşı çelik zincire

Sabrın derisini yüzsem kim anlar?

İçte deprem olur dışın düğümü

İhlâssız çözülmez işin düğümü

Aklımdan geçeni, düşündüğümü

Okusam kim dinler, yazsam kim anlar?

Alıntı Yaparak Cevapla

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı

Eski 10-09-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı



BAMBAŞKA

Doktor, benim derdim bambaşka bir dert

Ağrıyan yerimi sorma boşuna

Yazdığın reçete değer mi zahmet?

Kağıtla kalemi yorma boşuna

Kerem eyle, fayda vermez yardımın

Tıp ilminde çaresi yok derdimin

Her tarafı gurbet olmuş yurdumu

Düşünceme tuzak kurma boşuna

Gönlüm yığın yığın hasret yüklüdü

İçimde tarifsiz keder saklıdır

Sökemezsin yaralarım köklüdür

Merhem sürüp, sargı sarma boşuna

Dost yolları nakışlandı kanımdan

Sevdiklerim vergi keser canımdan

Sükûta muhtacım, ayrıl yanımdan

İncitip günaha girme boşuna

Aşk koymuşlar ıstırabın adını

Alamadım yaşamanın tadını

Yapacaksan eğer bana yardımı

Öldür kurtar, ilâç verme boşuna

Alıntı Yaparak Cevapla

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı

Eski 10-09-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı



CAN KURBAN

Bizim kapı dost kapısı

Girene canımız kurban

Selâm muhabbet tapusu

Verene canımız kurban

Nefisten soyunduk tül tül

Gitti beden, kaldı gönül

Özümüz bağ, sözümüz gül

Derene canımız kurban

Uzadıkça hasret demi

Şefkat atı çiğner gem’i

Yaramıza sabır em’i

Sürene canımız kurban

Hayat kilim, çile nakış

Dokuyoruz iniş, yokuş

Marifet mânâya bakış

Görene canımız kurban

Kin marazdır, sevgi sanat

Yürekte kaynar her saat

Kimsesizlere kol, kanat

Gerene canımız kurban

Alıntı Yaparak Cevapla

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı

Eski 10-09-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı



ÇARPIK ÇAĞ

Doğru mu, yanlış mı karar sizlerin

Biz aklın durduğu çağda yaşadık

'Ben dinsizim! ' diyen beyinsizlerin

Din dersi verdiği çağda yaşadık

Baylar çalım sattı,bayanlar etin;

Ar duvarı çürük,darbeler çetin

Modern putçuluğun, şirkin, zilletin

Kemale erdiği çağda yaşadık

Bazen kör kilitler vuruldu dile

Bazen armağanlar kazandı hile

Homo'nun,komo'nun, deyyus'un bile

İtibar gördüğü çağda yaşadık

Yabancısı olduk ilin obanın

Müdür ekmeğini çaldı çobanın

Resmi dairede devlet babanın

İpe un serdiği çağda yaşadık

Önümüz çileydi arkamız cefa

Bir gün semtimize basmadı sefa

Mürşidin, müridin günde beş defa

Günaha girdiği çağda yaşadık

Kimi hak adalet gördü düşünde

Kimi devlet kuşu buldu başında

Vatanseverlerin vatan dışında

Hasretlik sürdüğü çağda yaşadık

Göz yumup izine düştük batının

Tuttuk kuyruğundan haçlı atının

Pamuk yumağının, tüyün, tütünün

Nice baş yardığı çağda yaşadık

Neler yıkmadık ki son olsun diye

Harcadık günleri gün olsun diye

Asker kaçağının şan olsun diye

Askeri vurduğu çağda yaşadık

Dilendik, savurduk Doları, Markı

Döndükçe aşındı düzenin çarkı

Şalvarı, kasketi, gömleği, börkü;

İhtiras sardığı çağda yaşadık

Baş örtüsü yasak,Türk olmak günah;

Sabır ver, sabır ver ey gadir Allah

Bulaşık basının her gün her sabah

İslâm'ı Yerdiği çağda yaşadık

Görün hâlimizi biz insanların

Tutsağı olmuşuz suizanların

Her zaman her yerde müslümanların

Müslüman kırdığı çağda yaşadık

Alıntı Yaparak Cevapla

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı

Eski 10-09-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı



DAĞLARA DENİZ EKTİM

Uykuları yatağıma bağladım

Geceleri delip çıktım dağlara

Ormanların kâkülünü taradım

Bulutlardan gömlek diktim dağlara

Ağaran şafakta gördüm yarını

Tuttum nakış nakış ördüm yarını

Yağmur damlasına sardım yarını

Dalga dalga deniz ektim dağlara

Kartal kanadıyla biçtim gökleri

Duru pınarlardan içtim gökleri

Ya Allah! diyerek açtım gökleri

Demet demet ışık döktüm dağlara

Hayal var ki hakikatten evlâdır

Çile var ki çok nimetten evlâdır

Sabır, şükür her ziynetten evlâdır

Üçüncü gözümle baktım dağlara


Alıntı Yaparak Cevapla

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı

Eski 10-09-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı



ELLİNCİ YIL HESABI


Bağladım nefsimi zincir yulara

Dünyayı duvara astım; gel de gör

Rahatı huzuru attım kenara

Çileyi bağrıma bastım; gel de gör

Yürüdüm sel oldum, durdum göl oldum

Mazluma, mağdura kıvrak dil oldum

Zulüm sıcağında serin yel oldum

Yürekten yüreğe estim; gel de gör

Sonu hatırladım, ilki duyunca

Kula kul olmadım ömür boyunca

Hakkın zehirini içtim doyunca

Batılın balına kustum; gel de gör

Ülfetim olmadı iriler ile

Ağıla girmedim sürüler ile

Ölümden korkmayan diriler ile

Selâmı, sabahı kestim; gel de gör

Aşk ceylanı emzirince sütünü

Taşa çalıp, kırdım benlik putunu

Düşmanımdır inkârcının bütünü

Allah dostlarıdır dostum; gel de gör

Bazı kötülüğü kovdum elimle

Bazı kötülüğü yerdim dilimle

Gücüm yetmeyince kendi hâlimle

Haksıza buğzettim, küstüm; gel de gör

Çıkar için lâf davulu çalmadım

Hiçbir yerden makam, rutbe almadım

Bildimse söyledim; korkak olmadım

Bilmediğim yerde sustum; gel de gör

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.