Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edebiyat, terimleri

Edebiyat Terimleri 2

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edebiyat Terimleri 2



D

DANDİZM
Yapmacık üslup Bu üslup sanatçıların taklit edilmemek amacıyla kullandıkları üsluptur

DARAYAK
Âşık edebiyatında kafiye olma olasılığı düşük sözcükler Âşıkın karşılaşma ya da atışma sırasında en azından dört ayak kafiye bulması gerekir Diğer âşık da aynı ayakta dört sözcük söylemek zorundadır Darayak bu durumda işe yarar Darkapı olarak da adlandırılır

DARB-I MESEL
Meydana gelen bir durumu, olayı bir örnekle anlatmakta kullanılan kalıplaşmış, anlamlı sözler Durûb-ı emsâl diye de bilinir

DEKANLIK
Edebiyatı soysuzlaştırdıkları öne sürülen sanatçı ya da akımlara verilen isim Örneğin Ahmet Mithat Efendi, Edebiyat-ı Cedide şairlerini gülünç göstermek için onlara dekanlar demiştir

DELÂLET
Söz ile anlam arasındaki bağlantı Bir sözcüğün okunduğu ya da söylendiği zaman beyinde canlandırdığı anlam İki başlıkta incelenir:
Sözle alakalı olmayan delâlet (gayr-i lafzi delâlet): Bu da ikiye ayrılır:
Delâlet-i vaz’iyye: Sözcükle anlamı arasında sözle ilgili olmayan çağrışıma dayalı bir bağlantı vardır Şemsiyenin yağmuru anımsatması gibi
Delâlet-i akliye: Parçanın bütünü, eserin yayıncısını, kainatın Allah’ı anımsatması gibi
Sözle alakalı delâlet (Lafz-ı delâlet): Bu da üçe ayrılır:
Delâlet-i mutabıkiye (Uygunluk): Sözün, ifade ettiği şeyin bütününü ifade etmesi Örneğin ev denince bütün odalarının akla gelmesi gibi
Delâlet-i tazammuniye: Sözün ifade ettiği şeyin bir bölümünü ifade etmesi Musluktan çeşme, evden oda gibi
Delâlet-i iltizamiye: Sözün kendi anlamı için gerekli olan bir başka anlamda kullanılması Eli açık, gönlü geniş, ağzı sıkı gibi

DEVR ya da DEVİR
Tasavvufa göre, yaratılış (madde) ve sona eriş (mead) arasındaki safhaları anlatan sistem Tasavvufçular bu sistemi bir daireye benzettiği için bu ismi aldı

DEVRİYE
Tasavvuf edebiyatında devr konusunu işleyen şiirler

DEYİM
Çoklukla gerçek anlamlarının dışında bir anlam taşıyan kalıplaşmış sözler En az iki sözcükle kurulur Kısa ve özlü anlatım aracıdır Teşbih, istiare, mecaz ve kinaye unsurlarıyla bir olayı tanımlar ya da ifade eder "Ağır başlı", "Dostlar alışverişte görsün" gibi

DEYİŞ
Türk halk edebiyatında hece vezniyle söylenen şiirler Türkü, destan, koçaklama, güzelleme, taşlama, nefes, koşma, tekerleme türlerinin hepsine deyiş adı verilir "Deme" sözcüğü de kullanılır

DEYİŞME
Halk edebiyatında âşıkların karşılıklı şiir söylemesi Atışma da denir En az iki âşık kendi kendilerine ya da bilirkişiler ve dinleyiciler karşısında belli kurallar çerçevesinde şiir yarışı yaparlar Birbirlerini denerler, ustalıklarıyla öne çıkmaya çalışırlar Deyişme şu sırayla yapılır:
Merhabalaşma, giriş bölümüdür Âşıklar, birbirlerini ve dinleyicileri "Hoşgeldiniz", "Sefa geldiniz", "Merhaba" gibi sözcüklerle rediflerine bağlanan kafiyelerle dörtlükler kurarak selamlar
İkinci bölümde âşıklar kendi ustalarının şiirlerinden örnekler söyler
Tekerleme bölümü denilen üçüncü bölüm asıl deyişme bölümüdür Ev sahibi ya da yaşlı bir kişi düz ya da geniş ayakla deyişmeyi açar Âşıklar konu ve bend sınırlaması olmaksızın verilen oyun üzerinden deyişmeye başlar Âşıklar asıl ustalıklarını ve sanatçılıklarını burada göstermeye çalışır İlk ayak bitince diğer âşık yeni bir ayak açar Deyişme sürdükçe ayaklar darayak halini alır Deyişme karşılıklı soru-yanıt şekline döner Âşıklar böylece birbirlerinin bilgi ve sanatlarını ölçer Bir şekilde karşısındakini söz söylemez haline getiren âşık deyişmeyi kazanır
Söz söyleyememe durumuna "lebdeğmez" denir Deyişmenin sonunda da âşıklar birbirlerini rahatlatmak, gönül almak için karşılıklı koşmalar söyler Birbirlerini överek hoşgörü örneğiyle deyişmeyi bitirirler Örneğin âşık Şenlik ile âşık Feryadî’nin deyişmesi:

Şenlik:
Şöhretin vezir payında
Rütbesiyle şana layık
Oturuşun o duruşun
Hem sultana hana layık

Feryadî:
Sefa geldin gözüm üzre
Olsam mihmana layık
Şeyhülislam, sadrazam
Doğru Al’Osman’a layık

Şenlik:
Seninle oldum taaşşuk
Gözlerime geldi ışık
Duymadım sen kime aşık
Dillerin Kur’an’a layık

Feryadî:
Bu düşkün gönlüm açarsın
Selim Sırat’ı geçersin
Kevser ırmaktan içersin
Olasan cihana layık

Şenlik:
Kul şenliği eder hürmet
Rikabın kıldım ziyaret
Sana nasip olsun cennet
Huriye gılmana layık

Feryadî:
Sefil Feryadî göresen
Meram maksûda eresen
Sancak altında durusan
Habîb-i Rahman’a layık

DİBÂCE
Çoklukla mensur, bazen de mazmun eserlerin başında yer alan ve eserin yazılış nedeni ile içeriğini açıklayan başlangıç kısmı Önsöz, mukaddime, medhal, sözbaşı, başlarken, birkaç söz gibi sözcükler de dibâce karşılığıdır

DİPNOT
Yazarın yararlandığı kaynakları ve alıntıları metnin geçtiği yerlerde belirtmesi

DİYALOG
İki kişinin karşılıklı konuşmasını tanımlayan Yunanca sözcük Roman, hikaye, tiyatro gibi türlerde kahramanların karşılıklı konuşmalarının olduğu gibi yazılmasını ifade eder En çok dram türünde görülür ve üsluba canlılık katar Devrik cümleler kullanmaya elverişlidir Örneğin Eflatun’un diyalogları ünlüdür

DÖRTLEME
Halk edebiyatımızda dört dizelik kıtalardan meydana gelen nazım şekillerinin genel adı

DÖŞEME
Türk halk hikayelerinin başında geçen seçili sözler Ayaklı saya da denir Arapça mukkaddime ve medhal, Farsça dibâce’nin karşılığıdır Döşeme başlama adlı girişle başlar Sonra duruma göre yalan veya tanrı, yaratılış üzerine bir destan, bir yurt veya savaş destanı söylenir Ardından asıl esere ya da anlatıma geçilir

DRAMATİK
Sahnede canlandırılmak üzere yazılmış eserlerin ortak adı

DURAK
Hece vezniyle yazılmış şiirlerde dizelerin belli bölümlere ayrıldığı yerler Durakta sözcükler bölünmez, kulağa uyumlu gelen söz öbekleri oluşturulur

DÜBEYT
İki beyit anlamındadır Divan edebiyatındaki rubai türünü belirtmek için kullanılır

Alıntı Yaparak Cevapla

Edebiyat Terimleri 2

Eski 10-09-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edebiyat Terimleri 2



E

EDA

Söz ve yazıdaki ifade şekli, uslup tarzı, anlatış yolu Belagatçılar bunun hakikat, mecaz, kinaye olmak üzere üç türlü olduğunu söylerler

EDEB-İ KELÂM

Acı, hoş olmayan, ayıp, çirkin, kaba veya uğursuz sayılan şeyleri kendi adlarını söylemeden başka sözle ifade etmek Buna asâlet ve mümtaziyet adları da verilir Edeb-i Kelâm, bir düşünceyi, bir olayı incelik, asâlet ve nezaketle ifade etmek için anlam, kendine ait olmayan kelimeyle karşılanır Genellikle şu üç durumda bu yola başvurulur:

1 Sözü kabalıktan kurtarmak için

Ölen birisi hakkında "ölüm" yerine "Rahmet-i Ralman’a kavuştu", "sizlere ömür", işi elinden alındığını bildirmek üzere "Affedildiniz" denmesi gibi

2 Ta’zim veya ifadeyi süslemek için Şeyh Galib’in aşağıdaki iki beyitten ilki ta’zim, ikincisi tezyine (süslemeye) örnektir:

Bir şeb ki Sarâ-yı Ümmehânî

Olmuşdu o mâhın âsumânî

Giydikleri âftâb-ı temmûz

İçtikleri şûle-i cihan-sûz

3 İfadeyi fesahat yönünden bozacak ses, kelime ve terkiplerin tekrarından kaçınmak için

EDİSYON KRİTİK

Eleştirel basım Farklı nüshaları bulunan yazma veya matbu eserlerin aralarındaki ayrılıklar tespit edilerek aslına en uygun şekilde yayınlanır Farklar dip notlar halinde gösterildiği gibi açıklayıcı bilgiler de verilebilir

EFSANE

Tabiatüstü özellikler gösteren kişilerin hayatlarının ve olayların anlatıldığı hikayeler Efsane halkın hayalgücüyle yarattığı "ideal insan tipi"ni verir ve nesilden nesile anlatılır Efsane ile masallar arasında uygunluk vardır İki türde de olağanüstü olaylar işlenir Yalnız efsane daha inandırıcıdır Bu yönüyle hikaye ve destana yaklaşır

Efsaneler şöyle ayrılır:

1 Yaradılış efsanesi (Dünyanın yaradılışı, tabiat varlıklarının meydana gelişi, kıyamet günleri)

2 Tarihi efsaneler

3 Olağanüstü kişiler, varlıklar ve güçleri konu alan efsaneler

4 Dini efsaneler

Türk efsanelerinde kahramanlık, fedakarlık, cesaret, ahlaki davranışlar, sosyal düzene bağlılık, Ahlah’ın kudretine iman, doğruluk, cömertlik, samimiyet gibi konular yer alır Genç Osman, Boş Beşik, Çakıcı EFe, Çoban Çeşmesi, Gelin Kaya, Cennet Dağı, Kan Kuyusu, Yusufçuk Kuşu gibi efsaneler halk arasında söylenegelmektedir

EGLOG

Çoban şiiri Birkaç çobanın aşk, kır hayatının güzellikleri üzerine karşılıklı konuşmaları bçiminde yazılır Latin edebiyatında gelişen bu şiir türü genellikle Batı edebiyatında görülür Bir olaya dayandığı ve karşılıklı kişileri konu aldığı için küçük bir piyesi andırır Eglog, Türk edebiyatında kullanılmayan bir türdür

EKLEKTİZM

Felsefede uyuşabilir tezleri toplayıp uyuşamayanlarını bir yana bırakma eğilimini, edebiyatta ise birbirine aykırı çeşitleri bağdaştıran geniş sınırlı zevki ifade eder

ELFİYE

Binlik karşılığıdır Bin mısradan meydana gelen manzum eserler için kullanılır Elfiyeler edebiyatla ilgili olduğu gibi, hadis, fıkıh, feraiz, nahiv ilimleriyle de ilgili olabilir

ELGAZ

Bilmece anlamına gelen lügaz kelimesinin çoğulu

ELİFNÂME

Genellikle mısra başlarındaki kelimelerin ilkharflerinin alt alta elif’den ye’ye kadar alfabetik tarzda devam etmesi ile meydana gelen şiir Divan ve halk edebiyatımızın ortak mahsulleri arasında yer alırlar Dini-tasavvufi ve din dışı konularda örneklerine rastlanır

EMOSYANALİZM

Sanat ve edebiyat eserlerinde duyguya önem veren estetik anlayış

EMPRESYONİZM

Nesneyi doğrudan doğruya tasvir ve analiz etme yerine, onun uyandırdığı duyguları anlatma yolu XIX yüzyılın sonlarında Fransa’da doğdu Önce resimde, sonra diğer sanatlarda tesiri görüldü

Empresyonistler dış dünyanın kendi içlerinde bıraktığı izlenimi dile getirirler Bu âlem, sanatçıya sadece heyecan ve duygusal dalgalanmalar veren bir uyarıcıdır Önemli olan sanatçının kendi algılamaları ve bunları anlatma yöntemidir Edebiyatın bir amaca hizmet edemeyeceğini savunur Empresyonist edebiyatçılar şiir, kısa hikaye, tek perdelik manzum piyes gibi kısa çalışmaları tercih etmişlerdir

ENTİMİZM

İçtencilik İnsan ruhunun mahrem ve gizli sırlarını içtenlikle anlatma eğilimi Bu sanat anlayışına sahip edebiyatçılara entimist denir

ENTONASYON

Cümlede heceler, kelimeler ve daha büyük anlamlı gruplar üzerindeki seslerin alçalıp yükselmesi Konuşmacının anlatmak istediği anlama yardımcı olur Dinleyicileri duygulandıran, heyecanlandıran, coşturan özellikler taşır Cümlenin yapısına göre değişiklikler gösterir Bazen cümlelerin anlamını da belirler

EPİFONEM

Bir sözlü ya da yazılı eserde anlatılanların hikmetli bir sözle son bulması

EPİGRAF

Bir yapının özelliklerini belirten ve genellikle bir plaka üzerine binanın ön yüzüne iliştirilen yazıya (kitabe) bir kitabın, bir kitabı meydana getiren bölümlerin başına konan, o kitapta veya bölümdeki yazılanları özetler mahiyette sözler, şiir parçaları, atasözleri, vecizeler

EPİGRAM

Eski Yunan’da mezar taşlarına yazılan kısa ve epik nazım şekli Romalılar’da çok kısa hiciv manzumesi

EPİZOT

Hikaye, roman veya şiirde ana konuya bağlı ikinci derecede olay; müzikte temaları birbirinden ayıran serbest yazılmış bölümler; tiyatroda bir aksiyona (harekete) katılmış ikinci derecede bir aksiyon; Yunan trajedisinin unsurlarını meydana getiren diyaloglu bölümlerin her biri Bu bölümler modern tiyatroda perde adıyla bilinir

EPOPE

Kahramanlık konusunu işleyen uzun şiirler Kelimenin aslı "konuşma, nutuk, sohbet" anlamına gelen Yunanca epospoien’e dayanır

ESREM

Aruzdaki fe’ülün cüzünden fe ve n’yi kaldırıp ûlu yerine getiren fa’lü cüzü

EŞHAS

Şahıs kelimesinin çokluğu Eskiden tiyatro eserlerinde ve romanlarındaki kahramanlara veya kadroya bu ad verilirdi

EŞTER

Aruzdaki mefa’ilün cüzünden m ve y harflerinin kaldırılıp yerine getirilen fâ’ilün cüzü

Alıntı Yaparak Cevapla

Edebiyat Terimleri 2

Eski 10-09-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edebiyat Terimleri 2



F

FABL

Hayvanlar, bitkiler ve cansız nesneler arasında geçtiği hayal edilen öğretici masallar Teşhis ve intak sanatı üzerine kurulur Olaydaki kişilere insan karakteri ve davranışı verilir Asıl masallardan kısadır

FALNAME

Fal ile ilgili kitap Falın her bir çeşidine göre düzenlenen eserler Yıldızname, tefe’ülname, hurşîdname, ihtilacname, kıyafetname, kehanetname adlarıyla da bilinirler

Falnameler çokluk manzum yazılırlar Nesir halinde yazılanlarına genellikle yıldızname denir Falnameler Kur’ân falı, kur’â falı gibi dallara da ayrılırlar

Kur’a taşları veya bir kağıt üzerine çizilmiş noktalar ve noktaların meydana getirdiği şekilleri konu edinen kur’a falları daha çok Hz Ali’ye nispet edilir Edebiyatımızda Cem Sultan’ın Divan’ında yer alan Faly-ı Reyhan-ı Sultan Cem adlı kur’a falı meşhurdur

FASIL

Ayırma, bölme Bir kitabın bölümlerinin her biri

Mevsim mânâsına da gelir Fasl-ı zayf (yaz mevsimi), fasl-ı şitâ (kış mevsimi), fasl-ı hazan (sonbahar mevsimi)

Tiyatro oyunlarında perde anlamında kullanılır

Türk sanat musikisinde bir defada çalınan aynı makamdan parçaların tamamına denir

FASİH

Dilin bütün kaidelerine uyularak doğru, güzel ve açık şekilde konuşup yazılması, ifadenin anlam ve âhenk bakımından kusursuz olması

FESÂD-I TELİF

Söz veya yazıda anlamın anlaşılmayacak kadar karışık olması

FESAHAT

Sözün ses ve anlam kusurlarından kurtarılması yolları İfadenin kusurlardan uzak bulunması hali fasîh’tir Sözün söylenişi ve işitilişi tatlı olmalı, anlaşılmasında güçlük çekilmemelidir Divan edebiyatında fesahat, kelimede fesahat, kelâmda fesahat diye ikiye ayrılır:

1 Kelimede fesahat: Aynı veya yakın mahreçten çıkan harflerin bir kelimede toplanmamasına (tenâfür-I hurûf), (er kalkılınca); kelimeleri meydana getiren harflerin kaynaşmasında telaffuz zorluğu olmamasına (mütenâfir) (ör tartırttı); anlamı herkes tarafından bilinmeyen kelimelere yer vermemeye (garâbet), kelimeyi vezne uydurmak için şeklini değiştirmemeye, çok anlamlı bir kelimeyi meşhur olmayan anlâmında kullanmamaya gramer hatası yapmamaya (kıyasa muhalefet) dikkat edilir

2 Kelâmda fesahat: Telaffuzu güçleştiren kelimelerin yan yana getirilmemesi (tenafur-I kelimât) (Örneğin: Şu köşe yaz köşesi şu köşe kış köşesi), zincirleme tamlama (tetâbu-I izâfât) yapmamaya (Örneğin: Ali’nin ceketinin cebinin içi); Cümle kuruluşunun sağlam olmasına, önce söylenecek sözü sona, sonra söylenecek sözü öne almamaya, sözün düğümlenmemesine dikkat edilir

FİKSİYON

Bir sanat eserinde uydurularak bulunmuş şey Günümüzde, roman, kısa hikaye gibi nesir halindeki edebi eserler kastedilir Romanla eş anlamlı kullanıldığı da görülür Açık bir şekilde bir olaya bağlı bulunmasından dolayı edebi şekiller içindeki birçok şahıs hakkında kullanılmasına imkan verir

FİKTİF

İtibari, gerçek olmayan, var sayılan demektir Roman, hikaye, masal, halk hikayesi, destan gibi edebi eserler için kullanılır Yazar, dış dünyaya zihninde bir şekil verir ve bunu eserine aktarır Bu tür eserler, tasvir esasına dayandığı için olaylar ve kahramanlar fiktiftir

FRAGMATİZM

Parçacık diye adlandırılabileceğimiz bir edebiyat akımıdır İlk defa XX Yüzyılın başlarından İtalyan yazarı A Soffici’nin başlattığı bu akımda, gerçekten alınmış kısa kısa parçalar, küçük tablolar ve hayattan görüntüler (enstanteneler) en belirgin özelliği oluşturur

FUAYE

Tiyatro salonlarında, perde arasında oyuncuların ve seyircilerin dinlenmesi için ayrılan yer

Alıntı Yaparak Cevapla

Edebiyat Terimleri 2

Eski 10-09-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edebiyat Terimleri 2



G

GALAT

Yanlış anlamına gelir Bir kelimenin ilk veya kitapta yazılmış şeklinden başka söylenmesi Çokluk şekli galâtat’tır Yanlış olduğu bilindiği halde kullanılmasında sakınca görülmeyen kelime veya kelime grubuna galat-ı meşhur adı verilir Örnek:

Aslında çokluk olan evlat, eşkıya, evrak kelimelerinin evlatlar, eşkıyalar, evraklar şeklinde tekrar çokluk yapılarak kullanılması gibi

"Galat-ı meşhur, lügât-ı fasîhten evlâdır" sözüyle yanlış kullanılan yerleşmiş kelimelerin tercih edilebileceği belirtilir

Genellikle latife, alay isteği ile bir kelimeyi şekil, üslûp ve anlam bakımından dildeki kullanışına aykırı kullanmaya galat-ı tahakkumi veya kıyasa muhalefet denir

GARABET

Dilden düşmüş veya çok az kullanılıp henüz ayılmamış kelimelerin kullanılmasıyla meydana gelen fesahat bozukluğu Böyle kelimeler için garib, vehşî isimlerinin kullanıldığı görülür

Bu durum eski edebiyatta çok ortaya çıkardı Şair ve yazarlar ya ustalık göstermek için ya da seci, kafiye zorlamalarından dolayı Arapça ve Farsça’dan işitilmedik kelimeler alarak kullanmışlardır

Söylendikleri zaman uygun olan, ancak bugün terkedilmiş sözler garib-i hüsn, hiçbir devirde benimsenmemiş sözler de garib-i kubh diye adlandırılır

Bir mecburiyet karşısında kullanılan garip kelimelere muvafık, zorunluluk olmadan kullanılanlara ise muhalif denir

GEÇİŞ

İki parafraf arasında bir düşünceden diğerine geçilirken bu fikirlerin bağlanması Paragraflar arasındaki geçişin azlığı veya çokluğu yazının açık, doğal oluşuna göre değişir Bağlanma açıksa geçişe gerek kalmaz Geçişlerin kısa olmasına dikkat edilir Geçiş için, fakat, bundan dolayı, kaldı ki gibi edatlar yeterli görülebilir

GEZMECE

Aşıkların yolculukta uğradıkları yerleri anlatan methiyeli veya taşlamalı deyişler Gezmeceler onbirli destan veya sekizli kesik (semai) biçiminde söylenir Gezilen yerler sırayla anlatılırsa, deyiş, sıra gezmece veya sıralı gezmece adını alır Kerem’in (Aslı’nın âşığı) Pasin, Erzurum köyleri için söylediği deyişler bilinen en eski gezmecelerdir

GİRİZGÂH

Kasidelerin nesip bölümünden sonra medhiye bölümüne geçerken söylenen beyit veya beyitler Aslı girizgâhdır ve kaçış yeri anlamına gelir Kasideler çokluk bir tasvirle başlar Ardından girizgahla asıl amaca geçilir Şair esprili bir sözle övgüye başladığını belirtir

GNOMİK

Anlamlı sözleri nazımla anlatan manzum türü

GRAMER

Bir dili meydana getiren ses, sözcük yapılışı, sözcük haznesi, anlam değişmeleri, cümle kuruluşu gibi unsurları inceleyip kurallara bağlayan dil bilgisi Yunanca gramma kökünden geliyor

GÜLDESTE

Seçme manzum ya da nesir yazılarının toplandığı dergi Antoloji de denebilir

GÜNLÜK

Bir kişinin düşüncelerini, duygu ve gözlemlerini günü gününe yazdığı ve o günün tarihini koyduğu yazılar Ruzname olarak da bilinir Günlük bir tür anıdır Ancak günlük günü gününe yazılır, anı ise olayların yaşanmasından sonra kaleme alınır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.