Paratroid,Troit,Hipofiz,Eşeysel,Böbrek Üstü Bezleri |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Paratroid,Troit,Hipofiz,Eşeysel,Böbrek Üstü BezleriParatiroid Bezi Kalkanbezinin ön tarafında yer alan pa*ratiroit bezlerinin görevi organizmanın kalsiyum fosfor metabolizmasını den*gelemektir Paratiroit yetersizliği kanda kalsiyum oranının düşmesi ve fosfor ora*nının yükselmesiyle kendisini gösterir Paratiroit bezlerinin aşırı çalışması du*rumunda ise, bu olayın tersi ortaya çı*kar İsviçre’de ve Avusturya’da ilk kalkanbe*zi çıkarma ameliyatlarını gerçekleştiren ve bu ameliyat sırasında, paratiroit bez*lerini de çıkaran cerrahlar, dikkatleri bu bezler üzerine çekmişlerdir Gerçekten de bu ameliyatlardan sonra hastalarda paratiroitlerin yokluğunun yolaçtığı be*lirtiler görülmüştür Özellikle el ve ayak larda kasılmalar ortaya çıkmıştır Parati*roit yetersizliği tetani krizleriyle ortaya çıkar Bu durumda, ellerde ve bazen de ayaklarda hipertoni (aşırı kas gerginliği) nöbetleri görülür Nöbet sırasında par*maklar genişlemiş, birbirine dayanmış ve başparmak avuç içine kıvrılmıştır; el ön kol üzerine yarı bükülmüş, ön kol da göğüs kafesine dayanmıştır Kasılma karşı konulmaz bir durumdur, kaslar mermer gibi serttir Birkaç dakika süren bu nöbetle birlikte kramplar, kızarıklık*lar ve terleme görülür Bazen bu olaylar yaygın bir durum alır ve çırpınmalara yolaçarlar Hatta iç te*tani krizlerinin meydana geldiği bile gö*rülebilir İç tetani krizlerinin en çok gö*rülen tipi gırtlak spazmı (kasınması)dır Böyle bir spazm saniyelerce süren bir gırtlak tıkanmasına ve solunum durma*sına yolaçar Krizler arasında, tetani hali gizlidir, ya*ni ancak nörolojik muayeneyle ortaya çıkarılabilir Bu durum spazmofili (ha*reket ettirici sinirlerde aşırı uyarılganlık) adını alır Bununla birlikte, tetani hali*nin paratiroit yetersizliğinden başka ne*denlerle de ortaya çıkabileceğini belirt*mekte yarar vardır Yumurtalık ya da sindirim bozuklukları, gebelik, D vita*mini eksikliği çarpma, heyecan ve özel*likle vücutta kalsiyum azalması bu ne*denlerin başlıcaları olup, daima tetani krizlerine yolaçabilirler Tedavinin amacı tetani durumunun ne*denini ortadan kaldırmak ve kalsiyum azlığını kalsiyum iğneleriyle gidermek olmalıdır Tiroid hormonları ve yumurtalık işlevleri birbirleriyle o kadar iç içedirler ki, yumurtalık işlevlerinde sorunların varlığı durumunda tiroid bezi işlevleri tanı aşamasının ilk başlarında değerlendirilir Kronik bir yumurtlama bozukluğu olan Polikistik Overi (PKO) daha iyi anlayabilmek için her kadının tiroid bezi işlevleri hakkında temel bilgilere sahip olması son derece önemlidir Vücudun en temel işlevlerini yöneten tiroid bezine ait sorunlar (tiroid hormonlarının az çalışması, fazla çalışması veya bez içinde oluşan kitleler), erkeklerden daha çok kadınlarda görülmektedir Tiroid bezi sorunları sıklıkla otoimmun tabiyattadır (otoimmun hastalık, vücudun kendi dokularından birine bilinmeyen nedenlerle yabancılaşması ve bu “yabancı” dokuyu bağışıklık sistemiyle vücuttan uzaklaştırmaya yönelik girişimler yapması neticesinde oluşan hastalıktır Bağışıklık sistemi vücudun aslında kendine ait olan bu dokusunu tahrip ettikçe dokunun işlevleri aksamakta ve buna bağlı sorunlar ortaya çıkmaktadır) Kadınlarda tiroid bezi sorunlarının sık olması nedeniyle hormonal dengesizlik düşünülen hemen her durumda ve hatta aşağıda anlatılacağı gibi hiçbir şikayeti olmayan bir kadında bile belli aralıklarla tiroid hormon ölçümü yapılması önerilmektedir Günümüzde henüz belirti ve bulgular ortaya çıkmadan bile tiroid bezi sorunlarını ortaya çıkarabilecek hassas laboratuvar ölçüm yöntemleri geliştirilmiştir Büyümeden üremeye, su emiliminden kan basıncı dengesine kadar birçok organın kontrolünü sağlayan hormonları üretir ve kana verir Hipofiz bezinin Adenohipofiz ve Nörohipofiz olmak üzere iki alt lobu vardır Bu loplardan salınan hormonları ayrı ayrı ele alacağız I-) Adenohipofiz lobundan salgılanan hormonlar : TSH : TSH hormonu az öncede belirttiğimiz gibi hipotalamustan salınan TRH’nın TSH üreten hücrelerini uyarmasıyla sentez edilmeye başlanır Bu hormonun hedef organı ise soluk borusunun hemen önünde yer alan " Tiroid " bezidir Bu bez oldukça önemli 3 ana hormon olan Kalsitonin, tiroksin ve triiyodotronin hormonlarının salgılanmasından sorumludur (BkzTiroid bezi) FSH / LH : Bu iki hormon, dişi ve erkeklerde eşey hücrelerin gelişiminden sorumludurlar Yani hedef organları eşey organlarıdır FSH erkeklerde sperm üretimini, dişi bireylerde ise yumurta üretimini uyarır LH hormonu ise dişilerde korpus luteum adı verilen bir yapının gelişimini uyarır Korpus luteum, dişilerde Progesteron adı verilen bir hormonun üretiminden sorumludur Bu hormon dişilik karakterlerin kazanılması açısından önemlidir ACTH : Yine bu sayfada değindiğimiz böbrek üstü bezlerinin çalışması, ACTH hormonunun uyarımı sayesinde kontrol edilir Ancak böbreküstü bezleri anatomik olarak iki ana kısımdan meydana gelir, bu kısımlar Korteks ve Medulla adını alır ACTH yanlızca korteks kısmına etki etmektedir, medullayı kontrol eden mekanizma hipofizden tamamen bağımsızdır Örneğin kanda aminoasit seviyesi düştüğü takdirde hipofizden ACTH salınır, bu hormon kortekse etki ederek " Kortizol " adı verilen bir hormonun salınmasını uyarır Bu hormon ise belirli hücrelere etki ederek proteinlerin parçalanmasını sağlar Ancak kandaki adrenalin, noradrenalin hormonlarının artışı veya azalması ise medulla üzerinde uyarıcı etki meydana getirir Yani medulla hipofiz hormonlarına değilde kandaki bazı moleküllerin seviyesine göre aktive edilmektedir STH / GH : Bu iki hormonun ana görevi büyümede rol oynamasıdır Bu hormonlar kemikleri, iç organları, yumuşak dokuları ve kıkırdakları meydana getiren hücrelerde mitoz aktivitesini uyarır Mitoz aktivitesi uyarılınca hücreler bölünürler ve çoğalmaya başlarlar böylelikle iç organlarda ve kemik dokularında miktarca artış meydana gelir, birey büyümeye başlar Burada bir noktada durmak gerekir Büyüme hormonu aslında farkında olmadığınız mucizevi bir olayın tetiklenmesine neden olur Bu olay büyümedeki orantı dengesidir Örneğin elleriniz en genel şekilde kas, kemik deri ve yağ dokusundan meydana gelir Büyüme hormonu salındığında herbir farklı hücreye farklı şekilde etki eder Kas hücresi 2X sayısı kadar mitoz geçirip çoğalıyorsa kemik hücreleride 2X sayısı kadar bölünürler, aynı şekilde deri hücreleride aynı oranda çoğalırlar Fakat bazı organlar vardırki büyüme hormonuna cevap verdiği zaman ani bir mitoz patlaması göstermezler, örneğin göz hücreleriniz STH hormonuna, ellerinizi meydana getiren deri hücreleri gibi bir yanıt verseydi o zaman gözleriniz şu an göz yuvalarınızın dışında olacaktı Ancak göz hücreleri (başka organlarda olabilir) STH’ya yanıt verdiğinde göz hücrelerindeki genler, gözün büyümesini, vücut organları ile orantılı olacak şekilde düzenlerler PRL : Prolaktin dişi bireylerde meme bezlerinden süt salınmasında uyarıcı bir etkiye sahiptir Özellikle doğum sonrasında süt bezleri yüksek aktivite gösterir, böylelikle bebeğin ihtiayaç duyduğu süt fazlasıyla üretilmiş olur Ancak süt üretiminde sütün zengin mineral içeriği açısından ana etmen PRL değildir, annenin iyi beslenmesi bebeğin içeceği sütün zengin mineral ve protein içeriğe sahip olmasında etkendir MSH : " Melanin uyarıcı hormon " adını alan MSH hormonu, hipofizden salındığı vakit hedef hücreleri olan melanin hücrelerinin reseptörlerine bağlanır Bu hücreler melanin adı verilen renk pigmentinin üretimini gerçekleştirirler Bu pigmentlerin üretimindeki artış, derinin renginin koyulaşmasına neden olur Aksine açık tenli insanlarda melanin hücreleri daha az pigment üretirler Bunun yanında melanin pigmentinin üretimi güneş ışınlarıylada doğrudan etkilidir I-) Nörohipofiz lobundan salgılanan hormonlar : Bu lobun iki ana hormonu vardır, birisi Oksitosin diğeri ise Vazopressin dir Her iki hormonda gerçekte hipotalamusta üretilir, ancak hipotalamus ile hipofiz arasındaki portal damarağına geçerek nörohipofize ulaşır ve buradan kana karışır Nörohipofiz burada yanlızca kan damarlarına yataklık yapmaktadır, bir bakıma köprü vazifesi görmektedir Oksitosin : Bu hormon hamile kadınlarda doğum esnasında rahimin etrafına sarılı olan düzkas hücrelerinin kasılmasına neden olur, böylelikle doğum esnasında yavru rahim kanalı boyunca ilerler Bunun yanısıra bebekler anne sütünü emerken civardaki sinir hücrelerine baskı yaparak annenin beynine sinir impulsu gitmesine neden olur Bu impulslar oksitosin salınımını artırır, böylelikle oksitosin süt kanallarının kasılmasına ve sütün bebek tarafından emilmesine yardımcı olur Vazopressin : Vazopressin hormonu, damar cidarlarında konumlanmış düz kas hücrelerinin kasılmasına ve aynı zamanda böbreklerden suyun absorbe edilmesini uyarır, böylelikle kandaki üre seviyesi düşürülmüş olur Damarların daralması ise kan basıncının ayarlanmasında fonksiyoneldir EŞEYSEL BEZLER: Erkek ve dişi gonadların(ovaryum-testis) asıl görevleri üreme hücrelerini meydana getirmektir fakat bunun yanında endokrin bez olarak görev yaparak eşey hormonlarını da üretirler Bu hormonlar steroid yapıdadır Ovaryum ve testislerin hormon salgılamasını hipofizin folikül uyarıcı(FSH) hormonu ile luteinleştirci(LH) hormonu kontrol eder Bu hormonlar sayesinde yumurtalıklardan(ovaryum) östrojen ve progesteron hormonları,testislerden de testosteron(androjen) hormonları salgılanır a-OVARYUMLAR:Bu bezlerden östrojen ve progesteron hormonları salgılanır a-1-ÖSTROJEN: Bu hormon hipofizin folikül uyarıcı hormonu(FSH) ile folikülden salgılanır Östrojen uterusu etkileyerek duvarının kalınlaşmsını(hücrelerin mitoz geçirmelerini) sağlar Ayrıca dişi bireylere ait ikinci(sekonder) cinsiyet karakterlerinin oluşmasını etkiler Gebelik esnasında bu hormon plesantadan salgılanır a-2-PROGESTERON:Gebeliğe hazırlanmada önemli bir etkiye sahip olan bu hormon tekrar yumurta oluşumu engelleyerek menstürasyonu düzenler Ayrıca süt salgılanmasında da etkilidir b-TESTİSLER:Erkeklerde sakal ve bıyık çıkması kılların büyümesi ,sesin kalınlaşması,kaslı bir vücudun ortaya çıkması,üreme hücreler,nin gelişmesini ve ikincil(sekonder) karakterin ortaya çıkmasını sağlar Bu bezler böbreklerin üst kısmına yapışmış sarımtırak renkli yaklaşık 12 mg(her biri) ağırlığında olan 2 bezden meydana gelmiştir Her bez iki kısımdan oluşmuştur Dış kısma kabuk(korteks-3 bölümden meydana gelmiştir) ,iç kısma da öz(medulla) denir Dış kısım iç kısma göre daha karmaşık yapıya sahiptir a-KORTEKS(ADRENAL KORTEKS:Bezin hayati önem taşıyan kısmıdır Hipofiz bezinden salgılanan ACTH (adrenokortikotropin) sayesinde bir çok hormon salgılanır Bu hormonlar fonksiyonel bakımdan 3’e ayrılır a-1-GLİKOKORTİKOİDLER:Glikokortikoid hormonları karbonhidrat,yağ ve protein metabolizmasını etkiler Kortizon, kortizol ve kortikosteron hormonları bu gruba girerler En önemlisi kortizol hormonudur Fonksiyonlarını şöyle sıralayabiliriz: Kan şekerini artırır Protein yıkımını artırır Glikoz yıkımını engeller Yağ ve proteinden glikoz yapımını artırır Stres önler Yara ve iltihapların çabuk iyileşmesini sağlar a-2-MİNERALOKORTİKOİDLER: Vücutta mineral dengesini ayarlarlar Bu grubun en önemli hormonu aldosterondur Aldosteron hormonu Na elementinin böbreklerden geri emilimini dolayısıyla vücuttaki NaCl miktarına ve sıvı hacme etki eder Aldosteronun fazla salgılanması böbrekten Na’nın geri emiliminin artmasına K’nın idrarla dışarı atılmasına ,kan hacmi ve kan basıncının artmasına (hipertansiyon) sebep olur Aldosteronun az salgılanması kan basıncı ve kan hacminin düşmesine,kasların yorulmasına,deride pigmentleşmenin artmasına sebep olur Deride yer yer turuncu renkler oluşmaya başlar Bu hastalığa addison hastalığı denir a-3-EŞEY HORMONLARI:Hem dişinin hem de erkeğin adrenal korteksinden bu hormonlar salgılanır Testosteron hormonu esas olarak testislerden salgılanmasına rağmen az miktarda da buradan salgılanır Normalden fazla salgılanan testesteron(androjen) erkek çocukların eşeysel yönden çabuk gelişmesine dişlerin de erkekleşmesine(ikinci cinsiyet karakteri) sebep olur Bıyık ve sakal çıkması, ses kalınlaşması,yumurtalık ve rahimin körelmesine sebep olur b-MEDULLA(ÖZ-ADRENAL MEDULLA):Bu kısımdan adrenalin (epinefrin) ve nöradrenalin(nörepinefrin) olmak üzere 2 tane hormon salgılanır Nöradrenalin(nörepinefrin) hormonu sinirlerde impuls taşımanın yanında damar daraltıcı etkiye sahiptir Bu da kan basıncını artırır Adrenalin(epinefrin) kalp atışını,kan basıncını kan glikoz miktarını kanın pıhtılaşma hızını artırır Ayrıca göz bebeklerin büyümesini,tüylerin diken diken olmasını ,deride kılcal damarların büzülmesini ve korkudan derinin renginin sararmasını sağlar |
|