Prof. Dr. Sinsi
|
Zirai Mücadele İlaçlari
ZİRAİ MÜCADELE İLAÇLARI
Kimyasal mücadelenin yaygınlaşması ve tarım ilacı kullanımının üretici tarafından benimsenmesi, hastalık, zararlı ve yabancı otların zararlarını eskiye oranla azaltılmıştır Sonuçta, kalite yanı sıra verimde de zaman içinde artışların ortaya çıkmasını sağlamıştır
Günümüzde yaygın bir şekilde uygulanan kimyasal mücadele yöntemi, kolay uygulanması ve kısa sürede sonuç vermesi, dar bir zaman periyodu içerisinde geniş alanlarda mücadele yapılmasına imkan tanınması gibi olumlu yönlere sahip olmasının yanı sıra, kullanılan ilaçların bilinçsizce kullanılmasından dolayı doğal dengenin bozulması toprak, hava ve su gibi çevre elemanlarında kirliliğe neden olması, besinlerde kalıntı bırakması, hastalık ve zararlılarda, zamanla direnç ortaya çıkartması, gibi olumsuz yönleri bulunmaktadır
Ülkemizde tarımsal mücadele ilaç sanayi büyük ölçüde dışa bağımlı olduğundan, ilaç fiyatlarında sürekli artış içindedir Bu nedenle artan fiyatlar karşısında çiftçide giderek daha az ilaç kullanmak zorunda kalmaktadır Le baycid ilacının fiyatı 1985’ de1,449,314 TL (1997 yılı fiyatlarıyla) iken 1997 yılında 1,920,000 TL olmuştur Weedkiler 446,618 TL iken 1985’ de 1997’ de 453,000 olmuştur Antrakol ise 1985’ de 627,302 TL iken 1997’ de 1,100,000 TL olmuştur 1996 yılında 110 milyon dekar alanda ilaçlama yapılmıştır
3 1 5 AKARYAKIT
Akaryakıt tüketimi, traktör kullanımına bağlı olduğundan, tarımsal üretimde verimliliğe önemli katkısı olduğu bir gerçektir Yani akaryakıt kullanımı traktör sayısının artması ve dünya petrol fiyatlarındaki artışlarından kaynaklanmaktadır
Akaryakıt fiyatlarının 1997 yılı fiyatlarına göre incelediğimizde, motorin 1985’ de 77,042 TL iken 1997’ de 61082 TL olmuştur Normal benzinin fiyatı ise 1985’ de 107,554 TL iken 1997’ de 131,739 TL olmuştur
3 1 6 TOHUMLUK
Ülkemizde ve dünyada ekim alanları daralmaktadır Ekim alanlarını artırmak imkanımız yoktur Bunun sonucunda üretimi arttırmanın tek yolu, hemen hemen tüm girdilerin en iyi şekilde kombine edilerek çiftçiye sunulmasıdır Şüphesiz bu kombinasyondaki en önemli unsurdur Bilindiği gibi tohumluğun verim ve üretim artışındaki payı ortalama %25 civarında olup bu oranın bazı durumlarda % 40 çıktığı da görülmektedir
Çiftçi verimli, kaliteli, hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı, Pazar değeri ve talebi yüksek ürün veren bir tohumluk istemektedir Ancak bunların gerçekleşmesi için tohumluk çeşidinin yetiştirildiği bölgeye uyum sağlaması, verim artırıcı diğer girdilerin gübre, sulama ilaç ve mekanizasyonun tekniğe uygun koşullarda kullanılması gerekmektedir
2 grup ekmeklik buğdayın 1985 yılı fiyatı 34,702 TL iken 1997 yılı fiyatı 62,850 TL’ dir Pamuk tohumunun 1985 yılı fiyatı 41,954 iken 1997 yılında 32,000 TL dir
3 1 7 SULAMA
Ülkemizin en kritik iklim faktörü sudur Bitkilerin normal verim verebilmesi için yağışların yeterli olması veya yağışlardan noksan kalan suyun sulama yolu ile verilmesi gereklidir
Ülkemizde tarım arazilerinin 8,6 milyon hektarı sulanabilir niteliktedir Sulanan arazi miktarı ise 4,6 milyon hektardır
1997 yılı fiyatları ile Hububatın 1985 yılında da sulama ücreti 228,839 TL iken 620,000 TL olmuştur Pamukta 1985 yılında 533,958 TL iken 1985’ te 1997’ de 1,070,000 TL’ ye düşmüştür Sebze bahçeleri sulama ücreti 1985’ te 793,309 TL iken 1997’ de 620,000 TL olmuştur
3 1 8 KREDİ
Günümüzde farklı gelişmişlik düzeyine sahip olsa da hemen her ülkede kırsal kesimde yaşayan çiftçilerin giderlerinin arttırılması ve dolayısıyla hayat standartlarının yükseltilmesi tarım politikalarının hedefi kabul edilmektedir Öz sermayesi yetersiz olan işletmelerin rasyonelleştirme olanaklarını ve dolayısıyla üreticinin gelir düzeyinin yükseltilmesini geniş ölçüde engellemektedir Bu nedenle öz sermayesi yetersiz olan üreticinin, üretim faaliyetlerini zamanında ve eksiksiz yerine getirilebilmesi için tarımsal kredi ile desteklenmesi gerekmektedir
1987 yılında 18,709 milyar TL toplam kredi hacminin 2,758 milyar TL bölümü tarımsal kredi miktarıdır 1997 yılında ise 8,811,893 milyar TL toplam kredi hacminin 1,504,492 milyarlık bölümü tarımsal kredidir Bankalar arasında en fazla krediyi veren Ziraat Bankasıdır 1985’ de toplam kredi içinde Tarımsal Kredinin payı %14,75, 1997 yılında % 17,07’ dir
3 1 9 TARIMSAL ARAÇ VE GEREÇ
Tarımda teknoloji kullanımı gittikçe yaygınlaşmaktadır Zirai üretime karşı talebin yükselmesiyle önce ekilen arazilerin genişliği artmış, daha sonra arazi kullanımı çoğalmıştır Üretim ve verimlilik artışı sağlamak amacıyla tarımda makineleşme derecesinin bir fonksiyonu olarak artış göstermektedir
Küçük işletmelerin güçsüz oluşu ve sayılarının fazla olması tarımda kullanılan modern girdilerin büyük işletmelerin lehinde gelişmesine sebep olmaktadır Makine kullanımı yıllar itibai ile artmaktadır Çünkü teknoloji kullanımı üretimi arttırdığı gibi daha az maliyetle ve daha iyi kalitede üretim yapılmasını sağlamaktadır Tarım sektöründe bütün olumsuz şartlara rağmen teknoloji kullanımının yaygınlaşmasına doğru bir eğilim görülmektedir
1985 yılında 581,375 adet traktör, 506,904 adet pulluk, 217,827 adet kültüvatör, 115,450 adet tahıl mibzesi, 13611 biçerdöver, 7,294 adet kuyruk milinden hareketli pülverizatör, bulunmaktayken; 1997 yılında bu sayı şöyle gerçekleşmiştir 867,675 adet traktör, 819,262 adet pulluk, 369,040 adet kültivatör, 79,593 tahıl mibzeri, 12,385 adet biçerdöver, 187426 adet kuyruk milinden hareketli pülverizatör bulunmaktadır 1985-1997 yılı arasında traktörde %3,1’ lik, Pullukta %3,8’ lik, kültivatörde %4,1’ lik, Tahıl mibzerinde %-2,8’ lik, biçerdöverde %-0,7’ lik, K M H Pülverizatörde %7,5’ lik artış sağlanmıştır
3 1 10 HAYVANSAL GİRDİLER (YEM)
Hayvancılıkta birim başına verimin arttırılmasında ırk özelliği kadar hayvanların sağlıklı bir şekilde bakım ve beslenmelerinin de büyük önemi Hayvancılıkta yemin, girdiler içerisinde %64 gibi önemli bir paya sahiptir Bu nedenle hayvancılıkta beslenmenin verimin arttırılmasında en az %50 payı olmaktadır
1985 yılı etlik piliç yemi 106 TL iken, 1997 yılında 37,120 TL olmuştur Yumurta yemi 80 TL iken 27,900, süt yemi 64 TL iken 20,800 TL, Besi yemi 64 TL iken 20,600 TL olmuştur
3 2 TARIMSAL ÇIKTILARIN GELİŞİMİ
3 2 1 BİTKİSEL ÜRETİM
Türkiye sahip olduğu iklim ve toprak özellikleri bakımından bir çok ürünün yetiştirilmesine uygundur 1985 yılı verilerine göre ülkemizde 26,8 milyon hektar alanda bitkisel üretim yapılmaktadır 1997 yılı verilerine göre ise 27 milyon hektar arazide bitkisel üretim yapılmaktadır Bunun 18,6 milyon hektarı ekilen tarla arazisi, 4,9 milyon hektarı nadas alanıdır Yıllar itibari ile nadas alanlarında azalış, ekilen tarla alanlarında ise bir artış görülmektedir 1997 yılı itibari ile toplam üretim içinde bitkisel üretimin%80,1’ lik paya sahiptir 1997 yılında 91 milyon ton bitkisel ürün üretilmiştir Bu üretimin % 32,5’ ini tahıllar, %21,4’ ünü endüstri bitkileri, %20,5’ ini sebzeler ve % 13’ ünü dağ-bahçe ürünleri %12,6’ sını ise diğer ürünler oluşturmaktadır
|