![]() |
Topluluk Hukuku (Hukuk) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Topluluk Hukuku (Hukuk)1) TOPLULUK HUKUKUNUN ULUSLARÜSTÜ (SUPRANASYONAL) NİTELİĞİ Çağımızda bir devlet bünyesinde yaşanan olayların, öteki devletler ya da uluslararası toplum üzerinde hiçbir etkisi olmadığını söyleyebilmek pek olası değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uluslararası bir soruna çözüm bulmak amacıyla yapılan her antlaşma, o antlaşmaya taraf olan devletleri bağlar ve bu devletler tarafından zorunlu biçimde uygulanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir uluslararası antlaşmanın temel hedefi bir örgüt kurmaksa, bu antlaşmaya taraf olan devletler, söz konusu Örgütün amaçlarına ulaşmasına yardımcı olmak bakımından, bu örgüt lehine kimi egemenlik kısıtlamaları yapma yükümlülüğünü üstlenirler ![]() ![]() ![]() Topluluğu kuran siyaset adamlarının düşünceleri, başlangıçtan beri örgütün bir "federal model" olmasıydı ![]() ![]() Klasik egemenlik kavramına getirilen kısıtlamalar, Birleşmiş Milletler Örgütünün kurulmasıyla uluslararası hukukta belirgin hale gelmiştir ![]() ![]() ![]() Uluslararası örgütler bünyesinde alınan kararlar, örgüte üye ülkeleri doğrudan bağlamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci dünya savaşından hemen sonra Avrupa'da uluslararası nitelikte örgütlerin kurulduğunu görüyoruz ![]() ![]() ![]() Bu amaca yönelik olarak kurulan örgütlerden (NATO dahil) hiçbiri, üyelerinin ulusal egemenliklerine, "hukuksal düzeyde" önemli kısıtlamalar getirmedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1-1) Uluslarüstülük kavramı Uluslarüstülük kavramı yakın bir geçmişe sahip olup, ikinci dünya savaşından, Özellikle de 1950 den sonra kurulan Avrupa Topluluklarıyla evrimini sürdürmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uluslarüstülük, uluslararası ilişkilere, "çarpıcı biçimde" Avrupa Topluluklarının kurulmasıyla getirilmiş bir yeniliktir ![]() ![]() Bu yeni hukuk kavramı, "yetki devrini, hatta ulusal egemenliğin Topluluk organlarına kısmen terkedilmesini" gerekli kılmaktadır ![]() ![]() ![]() 1 - Bir üye devlet, özel ya da tüzel kişi gibi antlaşma hükümlerine uymak zorundadır ![]() 2- Bir üye devlet, Topluluğun yetkili organlarının belirlediği normları aynen kabul etmek ve uygulamaya koymak zorundadır ![]() 3- Bir üye devlet, kimi zaman karar alma yetkisini elinde tutmakla birlikte, bu yetkiyi ancak Topluluğun kontrolü, hatta vesayeti altında kullanabilmektedir ![]() Yukarıda yaptığımın bu değerlendirmeler ışığında, Avrupa Topluluklarının kurulmasıyla uluslararası ilişkilerde gündeme giren "uluslarüstü örgüt"ü, yine Toplulukların hukuksal yapısından hareket ederek şöyle tanımlayabiliriz: Uluslarüstü örgüt; bir antlaşmayla kurulan, üyelerinin kendisine egemenlik yetkilerinin bir bölümünü devrettikleri, oyçokluğu ile bağlayıcı hukuk normları belirleyebilen, belirlenen hukuk normları örgüte üye devletlerin ulusal hukuklarında doğrudan ya da dolaylı biçimde uygulanan ve hukuksal sonuçlar doğuran bir kuruluştur ![]() Bu tanımdan çıkan unsurları şöylece sıralayabilmek olasıdır : 1-Uluslarüstü örgüt bir antlaşmayla kurulmuştur ![]() 2-Örgüte üye ülkeler, ulusal egemenliklerinin bir bölümünü Örgütün yetkili organlarına devretmişlerdir ![]() 3-Örgüt hukuk normlarını, yerine göre oyçokluğu üe belirleyebilmektedir ![]() 4-Belirlenen hukuk normları, Örgüte üye devletleri doğrudan ya da dolaylı biçimde bağlamaktadır ![]() 5-Belirlenen hukuk normları, üye devletler ulusal hukukunda doğrudan, ya da dolaylı biçimde uygulanmakta ve hukuksal sonuçlar doğurmaktadır ![]() Yukarıda da belirtildiği gibi "uluslarüstülük kavramı", uluslararası hukukun klasik unsurlarından biri olan "egemenliğin" bir ölçüde terkedilmesiyle ortaya çıkmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() 1-2) Egemenlik kavramı Etimolojik açıdan ele alındığında "egemenlik"; üstün ya da üstünlük anlamında kullanılan latince kökenli bir deyimdir ![]() ![]() ![]() ![]() Öğretide egemenliğin birçok tanımı yapılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Malberg'e göre egemenlik; "yetkinin en üst kullanım biçimidir" ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir devlet bünyesinde egemenlik, "kuvvetler ayrılığı ilkesi" çerçevesinde; yasama, yürütme ve yargı yetkisi şeklinde, üç ayrı organ tarafından kullanılmaktadır ![]() ![]() Bütünleşme modelleri açısından ele alındığında, egemenliğin bu klasik anlamını giderek yitirdiğine tanık oluyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1-3) Topluluk hukukunda egemen yetkilerin devri Avrupa Topluluğunu uluslararası düzeyde kurulan diğer örgütlerden ayıran en önemli özellik, Topluluğun "uluslarüstü yapısı" ve bunun gereği olarak, egemen yetkilerin üye devletler tarafından Topluluğa kısmen devri olgusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Egemen yetkilerin Topluluğa kısmen devri olgusunu "bütünleşme hukuku"nun doğal bir sonucu sayan Pescatore'a göre; "ortak organların kurulması ve objektif biçimde işlemesi, bütünleşme hukukundan kaynaklanan bir sisteme katılma, ulusal egemenliğe getirilen kısıtlamaları kabul edilebilir ya da katlanılabilir kılmaktadır” ![]() Egemen yetkilerin devri ile, bu devir olgusu sonucunda ulaşılmak istenen "siyasal hedef" arasında çok yakın bir ilişki vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu siyasi tablo, Avrupa'nın siyasal ve ekonomik birliği yolunda çok önemli kararların alındığı, Aralık 1991 Maastricht Zirvesinde açıkça ortaya çıkmıştır ![]() Egemen yetkilerin bir bölümünün Topluluğa devri olgusunu şemada gösterebiliriz: 1 Nolu şema, Avrupa Topluluğunun henüz kurulmadığı yıllarda, daha sonra Topluluğa üye olacak kimi Avrupa devletlerinin ulusal egemenlik alanlarını göstermektedir ![]() ![]() 2 Nolu şema ise, Avrupa Topluluğu kurulduktan sonra üye devletlerin ulusal egemenlik alanlarına getirilen kısıtlamaları göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dolayısıyla ulusal hukuklar, Topluluk hukukunun genişlediği ölçüde daralmaktadır ![]() İç çember, hiçbir zaman dış çemberle çakışmayacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Topluluk hukuku, üye devletler ulusal hukukları arasındaki ilişkilerde de durum pek farklı değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Topluluk düzeyinde yetkili organlar tarafından kullanılan hukuk kuralı yaratma yetkisi, bir üye devlet için egemenliğin tamamen yitirilmesi anlamına da gelmemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1-4) TAD Kararları Işığında Ulusal Yetkilerin Devri Topluluğa üye devletlerin, egemenliklerinin gereği olarak ulusal düzeyde kullandığı egemenlik yetkilerinin bir bölümünün Topluluk organlarına devri olgusuna genel olarak değindikten sonra, TAD'ın "yetki devri" konusunda vermiş olduğu kararlan inceleyeceğiz ![]() TAD, üye devletlerin egemen yetkilerinin devri konusunda son derece önemli kararlar vermiştir ![]() ![]() ![]() " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() COSTA / ENEL davasında Divan, "uluslarüstü Topluluk hukukunun" ayırıcı niteliklerini de ortaya koymaktadır ![]() 1-Topluluk hukuku sui generis bir hukuktur ![]() 2-Topluluk hukuku, üye devletlerin hukuk düzenlerinden kopuk değil, aksine bu hukuk düzenleriyle entegre olmuş bir hukukdur ![]() 3-Bu nitelikteki bir hukuk düzenini yaratabilmek için üye devletler, ulusal egemenliklerini kısıtlamışlar ve sınırlı alanda da olsa egemenliklerini Topluluğa devretmişlerdir ![]() 4-Yaratılan bu hukuk düzeni, yalnızca, ortak iradeleriyle düzeni yaratan üye devletleri değil, aynı zamanda devletlerin uyruklularını da bağlar ![]() TAD, COSTA / ENEL davasıyla, Topluluk hukukunun temel niteliği konusunda daha önce vermiş olduğu kararlarına önemli bir yenilik getirmiştir ![]() ![]() ![]() Divan, NUEMANN davasında verdiği bir başka kararında da, COSTA / ENEL davasındaki kararına paralel bir yaklaşım sergilemiştir ![]() " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan, 1971 yılında KOMİSYON / İTALYA davasında verdiği kararda, egemen yetki devri deyimi yerine "üye devletlerin Topluluğa verdiği yetkiler" deyimini kullanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçekten, KOMİSYON / FRANSA davasında Divan, Fransa'nın; "Topluluk kurumlarının herhangi bir konuda karar almakta gecikmesi ya da hiç almaması halinde, o konuda karar yetkisi üye devletlere geri döner" şeklindeki savım reddederken, COSTA / ENEL davasındaki eski içtihadında yeralan gerekçeleri aynen sıraladıktan sonra; “ bu nedenle Topluluğa devredilen yetkilerden geriye dönülmesi ve bu yetkilerin yeniden üye devletler tarafından kullanılması, ancak Topluluğu kuran anılaşmada hu konuda açık bir hüküm olması halinde söz konusudur ![]() ![]() hükmüne varmıştır ![]() Öte yandan Divan, aynı konudaki KOMİSYON / İNGİLTERE davasında, daha da ileri giderek şu gerekçeleri kararına dayanak yapmıştır: “ Topluluk lehine yetki devri kesindir ve bir bütündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan, aynı kararın bir başka yerinde : " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() hükmünü getirmiştir ![]() 1-5) Topluluk hukukunun uluslarüstü nitelikteki hükümleri Avrupa Topluluğunu kuran antlaşmaların hiçbir yerinde Topluluğun "uluslarüstü bir örgüt" olduğu yolunda herhangi bir hüküm yer almamaktadır ![]() ![]() Henüz yürürlüğe girmemekle birlikte, Avrupa Topluluğuna "yeni bir kimlik" verecek olan Avrupa Birliği Antlaşması (Maastricht Antlaşması) Topluluğun "uluslarüstü" niteliğini, daha da güçlendirmektedir ![]() ![]() ![]() Bu kesimde, önce AET'yi kuran Roma Antlaşmasının uluslarüstü nitelikteki hükümlerine göndermeler yapacak, daha sonra antlaşmanın ![]() ![]() ![]() 1-6) AET Antlaşmasının Uluslarüstü Nitelikteki Hükümleri Madde : 6 / 1 Bu maddeye göre; "üye devletler, Topluluk kuruluşlarıyla sıkı işbirliği halinde, antlaşmanın amaçlarına ulaşmak için gerekli olan ölçüde ekonomi politikalarını koordine ederler" ![]() Maddeden de anlaşılacağı üzere artık üye devletler, kendi ekonomi politikalarıyla ilgili olarak ulusal düzeyde bireysel kararlar alamamaktadırlar ![]() ![]() Madde : 12-29 Gümrük birliğini düzenleyen bu maddeler, üye devletlerin ulusal hukuklarının üstünde hukuksal etkilere sahiptir ![]() ![]() ![]() Gümrük birliğinin bir tanımını vermek gerekirse; "Gümrük birliği, birliğe dahil üyeler arasındaki ticarette uygulanan gümrük vergilerinin ve eş etkili diğer vergilerin tamamen kaldırıldığı, birliğe dahil olmayan ülkelerden yapılan ithalata tek ve ortak bir tarifenin uygulandığı, üçüncü ülkelerden gelen mallardan alınan vergilerin üyeler arasında paylaşıldığı bir birliktir" ![]() AET Antlaşmasının 12 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gümrük birliği kurulduktan sonra, üye devletlerin artık ulusal gümrük tarifeleri kalmadığı için, bir üçüncü devletle, gümrüklerle ilgili ticaret anlaşmaları yapma yetkileri de ortadan kalkmıştır ![]() ![]() ![]() Madde : 30-37 Üye devletler arasındaki ticareti sınırlayıcı nitelikteki "miktar kısıtlamaları", bir başka deyişle kotalar, ve eş etkili önlemler, Standstill kuralı gereğince geçiş döneminin başlangıcında varolan düzeylerinden daha kısıtlayıcı hale getirilemeyecek (madde : 31 / 1), mevcut kısıtlamalar da en geç 12 yıllık geçiş dönemi sonunda tamamen kaldırılacaktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madde : 113 Bu maddeye göre geçiş döneminin sona ermesiyle birlikte ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madde : 138 Avrupa Parlamentosu üye devletlerde doğrudan yapılan seçimlerle oluşur ![]() ![]() ![]() Avrupa Parlamentosu üyeleri, ait oldukları ülkeleri temsil etmezler ![]() ![]() ![]() Madde : 145 Bu madde, antlaşmanın yukarıda değindiğimiz 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madde : 169 Bu maddeye göre Komisyon, antlaşmada öngörülen yükümlülüklerinden birini yerine getirmeyen üye devlet aleyhine TAD'a başvurabilir ![]() ![]() ![]() Madde : 171 Bu maddeye göre Divan, bir üye devletin, antlaşmalar çerçevesinde üstüne düşen yükümlülüklerden herhangi birini yerine getirmediğine hükmederse, ilgili üye devlet, aleyhine verilen bu hükmün gereklerini yerine getirmek ve sonuçlarına katlanmak zorundadır ![]() ![]() ![]() Madde : 177 Antlaşmanın bu maddesi, "ön karar prosedürü "nü belirlemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madde : 189 Bu maddeye göre Konsey ve Komisyon, antlaşmalarda öngörülen koşullar içinde tüzük, ve yönergeler çıkartır, kararlar alır ![]() ![]() ![]() ![]() Görüleceği gibi, "oyçokluğu" ile çıkartılmış olsa dahi tüzükler, doğrudan, yönergeler ise dolaylı biçimde üye devletleri bağlamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Madde : 192 Bu maddeye göre, Konsey ve Komisyonun, üye devlet uyrukluları hakkında parasal yükümlülük doğuran kararları "zor yaptırım (cebri icra) ilâmı" niteliğindedir ![]() ![]() ![]() Madde : 211 Bu madde, Topluluğun, üye devletlerden ayrı bir tüzel kişiliği olduğunu açıkça hükme bağlamaktadır ![]() Madde : 219 Bu maddeye göre üye devletler, antlaşmanın uygulanmasından ya da yorumlanmasından doğan uyuşmazlıkları, yine bu antlaşmada öngörülenden farklı biçimde çözümlememekle yükümlüdürler ![]() ![]() ![]() ![]() Madde : 240 Antlaşma sınırsız bir süre için yapılmıştır ![]() ![]() AET’yi kuran Roma Antlaşmalarının yukarıda incelenen maddeleri dışında diğer kimi olgular da Topluluğun uluslarüstü niteliğini ortaya koymaktadır ![]() ![]() ![]() 2-) AVRUPA BİRLİĞİ KURUMSAL YAPISI VE İŞLEYİŞLERİ 2-1) Avrupa Birliğinin Yapısı 2-1-1) İç İşlevi 1965'te Brüksel Antlaşması ile kurulup I967'de işlerlik kazanan Avrupa Birliği (EC), Avrupa'da var olan üç örgütü bir araya getirdi; Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (ECSC), Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (Euratom), ECSC, kömür ve çelik sağlanması konusunda ortak bir yol izlemek amacıyla 1952'de kurulmuştu, AET 1958'de üye devletlere ortak bir pazar oluşturmak ve mal, personel ve hizmetlerin serbestçe taşınması amacıyla kuruldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2-1-2) Kuruluşu 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2-1-3) Birlik ve çeşitlilik Fiziksel çevre ve iklim çeşitliliği içinde, kültürlerin, dillerin ve dinlerin yarattığı çeşitlilik içinde AET, Anglosakson dünyasının bir bölü*müyle (Protestan ağırlıklıdır) Latin dün*yasının bir bölümünü (çoğu Katoliktir) bir araya getirir ![]() ![]() Glasgow-Roma ekseninin çok yoğun nüfuslu bölgeleriyle, batıda İrlanda, Fransa'nın büyük bölümü veya İber Yarı*madası gibi daha az yoğun bölgeler veya Yunan takımadaları, Korsika ve Sardinya veya İspanyol ve Portekiz adaları gibi iyice ıssız kesimler arasında önemli çe*lişkiler vardır ![]() ![]() Güney’e daha geniş bir yer veren yeni bir Avrupa coğrafyası oluşmaktadır ![]() ![]() ![]() Topluluk içinde mübadelelerin artma*sına olanak veren gümrük vergilerinin kaldırılmasıyla Ortak Pazar bir gerçeklik halini aldı ![]() ![]() 2-1-4) Örgütlenme Bakanlar Konseyi karar verme ve yasama görevini yürüten organ olarak genel ekonomi politikasını düzenler ve üye olmayan devletlerle anlaşmalar yapar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa Birliğinin Lüksemburg'da adalet mahkemesi biçiminde bir yargı organı bulunur, iki gruba ayrılan mahkeme, Avrupa Birliği'nin yaptığı anlaşmaların uygulanmasını denetler ve topluluk içindeki kurumlar, üye devletler ve bireyler arasındaki anlaşmazlıklarda karar verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2-1-5) Kuruluşların İşleyişi İngiltere'nin Birlik'e geç üye olması en büyük iki üye devlet olan Fransa ve Federal Almanya'nın etkinliği kendilerinde toplamalarına yol açmıştır ![]() ![]() ![]() 2-1-6) Gelişme farklılıkları AET içinde bile «Kuzey» ve «Güney» arasında,yani zengin ülkelerde daha az zengin ülkeler arasında gelir farklılıkları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa'da sanayi işletmeleri ortalama olarak faal nüfusun üçte birini istihdam eder ve bütün AET ülkelerinde bu ortalamaya göre sergilenen farklılık azdır (Al*manya'da yüzde 40, Hollanda'da yüzde 26) Buna karşılık tarım alanında, AET ortalamalarına göre farklılıklar çok daha büyüktür (AET ortalaması faal nüfusun yüzde 8,3'üdür) ![]() ![]() ![]() AET ülkelerinin işsizlik ha*ritası, faal nüfus oranıyla iş arayanlar oranı arasında 10 katı bulan farklılıktan Lüksemburg’ta yüzde 1,3 iken İrlanda'da yüzde 15,3, İspanya'da yüzde 15,4 [1991] gözler önüne serecektir; AFT ülkelerinde ortalama işsizlik oranı yüzde 9 (1991) dolayındadır (yaklaşık 30 milyon işsiz) ![]() ![]() Donanım malları ( telefon, televizyon, araba ), altyapıların niteliği ve sayısı (otomobil, de*miryolu) ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir ![]() ![]() 2-1-7) Nüfusun tıkanması ve göç Aet ülkelerinde doğumların sayısı asla ölümleri aşmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa Ekonomik Topluluğu ülkelerinde, çoğu Akdeniz havzasından (Magrib, Türkiye), Hindistan'dan ve Antiller'den gelen yaklaşık 8 milyon yabancı yaşamaktadır ![]() ![]() 2-1-8) Bölgesel dengesizlikler Üye ülkeler arasındaki çelişme farklılıklarının yanı sıra, her ülke içindeki farklılıklar da çoğu zaman önemlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu'nun desteğinden iki tip bölge yararlanabilir ![]() Bir yanda çevreden kopukluk, adalar üzerinde bulunma ya da uzak olma gibi yapısal engellerle karşı karşıya kalan bölgeler; öte yanda, topluluk ortalamalarına göre geri kalmış olarak sınıflandırılan bölgeler (Yunan ta-kımadaları, Korsika, Sardinya, veya denizaşırı yönetim bölge*leri); bunlar Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu'nun fonlarının büyük bölümünü yutar ![]() ![]() Öte yandan, üç ölçüte göre (işsizlik oranı, AET ortalamalarının üstünde sanayi istihdamı ve işyerlerinin kapanması) de*ğerlendirilen dönüşüm güçlüklerinin sancılarını çeken eski sanayi havzaları da (kömür, çelik, tersaneler, tekstil) Avrupa Böl*gesel Kalkınma Fonu'nun fon*larından yararlanır ![]() Ülkeler arasındaki arabulu*culuk bazen güçtür ve çok titiz seçimler yapılır kredilerin har vurulup harman savrulmamasına dikkat edilir ve birkaç yıla yayılmış kalkınma planlarının tu*tarlılığı, teknoloji aktarımlarıyla da oluşturulması üzerinde önemle durulur ![]() ![]() Örnek verecek olursak Fransa'da, 17 metropol bölge içinde zarar görmüş kesimler, yani gerçekte bu bölgelerin büyük bölümü, topluluk yardımlarından yararlanmak için Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu'na dosyalar sunmuşlardır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Topluluk Hukuku (Hukuk) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Topluluk Hukuku (Hukuk)2-1-9) Tarım politikası Değişik ekonomik sektörlere gösterilen ilginin ölçüsü konusunda Avrupa Birliği kendi içinde çelişkilere düşmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarım, Avrupa Ekonomik Topluluğu bütçesinin büyük bölümünü alıp götüren, geleneksel olarak güçlüklerle dolu bir konudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortak Tarım Politikası'nın öngördüğü AET bütçesinin yüzde 60-70'ini temsil eden harcama*ların izlediği çizgi her zaman denetim altında tutulamadı ![]() ![]() 2-1-10) Vergiler ve Dışalım Vergileri Ortak bir pazar kurulması için dışalım vergilerini kaldırmak ve birbirine benzer ulusal bir vergi düzenlemek getirmek gerekiyordu ![]() 1968’de AET içinde yapılan ticarette gümrük vergileri tümüyle kaldırıldı ve aynı zamanda AET dışı uygulanacak bir gümrük tarifesi getirildi ![]() ![]() ![]() ![]() Davranış özgürlüğü malların serbestçe taşınması konusuyla ilgili sınırlı da olsa bir ilerleme sağlandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2-1-11) Bölgesel Politika Avrupa Birliği içinde belli bölgeler bazı yönlerden gelişmemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2-1-12) Genel Görünüm İngiltere’nin topluluğa katılması ülkede geniş tepkiyle karşılandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa Birliği'nin görev yapmasını daha da zorlaştırmaktadır, 1980'de Avrupa Birliği içindeki toplam işsiz sayısı 8 milyona ulaşmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2-2) Avrupa Kömür Çelik Topluluğu Almanya Federal Cumhuriyeti ![]() ![]() ![]() ![]() öngörülen amaçların gerçekleşmesi sabit sürelere göre sıralanıyordu, beş yıllık bir geçiş dönemi içinde, bazı koruyucu hü*kümlere ve takas mekanizmalarına izin veriliyordu ![]() ![]() Avrupa kömür çelik topluluğu için ön*görülen organlar (oluşumu itibariyle, çeşitli üye devletlerden bağımsız Yüksek Otorite; bakanlardan kurulu özel Konsey, Adalet divanı ve Meclis) diğer Avrupa toplulukları için de örnek oluşturacaktı ![]() ![]() Nihai karar yetkisine sahip Bakanlar konseyi ile aynı zamanda hem yasama —Konsey'in onayına bağlı olarak— hem de yürütme gücüne sahip Yüksek otorite'ye gelince, bunlar 8 nisan 1965 tarihli Brük*sel antlaşması hükümleri uyarınca öteki konsey ve komisyonlarla kaynaştırıldı ![]() ![]() 2-3) Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) (European Economic Community-EEC) Avrupa ekonomik topluluğu'nu (Ortak pazar) kuran antlaşma, Roma'da 25 mart 1957’de imzalandı ve 1 ocak 1958'de yü*rürlüğe girdi ![]() Yeni topluluğun "görev ve amacı, bir ortak pazar kurmak ve üye devletleri gi*derek birbirlerine yaklaştırarak toplulu*ğun bütünü içinde iktisadı etkinlikleri uyumlu bir biçimde geliştirmek, sürekli ve dengeli bir büyüme sağlamak, istikrarı ar*tırmak, yasama düzeyini hızla yükseltmek ve birleştirdiği devletler arasında daha sıkı ilişkiler kurmaktır" ![]() 1-Topluluğun te*melleri (üye devletler arasında gümrük ta*rifelerinin ve kontenjanların kaldırılması ve üye olmayan ülkelere karşı ortak tarife uy*gulanması yoluyla malların serbest dola*şımı; ortak bir tarım politikası izlenmesi; kişilerin serbest dolaşımı işçilere uygula*nan ve ulus esasına dayanan ayrımcı iş*lemlerin kaldırılması ve yerleşme özgür*lüğü; hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı, ortak bir ulaşım politikasının saplanması); 2-Topluluğun iktisat politi*kası (işletmeler arasında malların üretim ve dağıtımının iyileştirilmesine hizmet eden, teknik ya da ekonomik ilerlemeyi güçlendiren anlaşmaların tanınması; üre*timi, teknik gelişme ve yatırımları sınırlan*dırmayı ya da pazarları ve hammadde kaynaklarını bölüştürmeyi ya da ticari or*taklar arasında eşit olmayan koşullar ya*ratmayı öngören anlaşmaların yasaklan*ması, dampinglerin ve vergi ayrımlarının yasaklanması, iktisadi ve toplumsal yasa*lar arasında yakınlaşma sağlanması) Antlaşma sınırsız bir sure için yapılmış ve bir yeniden gözden geçirme yöntemi öngörülmüştür, her Avrupa devleti, eski üyelerin oybirliğiyle onaylaması koşuluy*la, topluluğa üye olmayı isteyebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çeşitli topluluklar için ortak bir merci olarak çalışan Avrupa parlamentosu'na karşı sorumlu bir komisyon'a sınırlı bir dü*zenleme ve yasama yetkisi tanınmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AET, gelişmekte olan devletlerle birçok anlaşmalar yaptı ![]() ![]() ![]() ![]() Parasal alanda, AET birbirini izleyen farklı sistemler benimsedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Art arda gösterdiği genişlemelerden önce de, AET, dünyanın en başta gelen dışalımcısıydı, bu genişlemelerden son*ra, aynı zamanda dünyanın en başta ge**** dışsatımcısı oldu ![]() • AET- Türkiye ilişkileri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortaklığın temel amacı, taraflar arasında bir gümrük birliğinin aşamalı olarak gerçek*leştirilmesi ve buna paralel olarak ekonomi politikalarının giderek birbirine yaklaştırılmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ankara Anlaşması’yla oluşturulan kurum*sal yapının temelinde ortaklık ilişkilerinin uygulanmasını ve giderek gelişmesini sağla*makla görevli en yetkili organ olan Ortaklık Konseyi bulunur ![]() ![]() ![]() Ankara Anlaşması'nda, TBMM ile Avru*pa Parlamentosu arasında işbirliği ve temas*ların sıklaştırılması da öngörülmüş ve Or*taklık Konseyi'nin 27 Temmuz 1965 tarihli bir kararıyla Türkiye-AET Karma Parla*mento Komisyonu kurulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Hazırlık döneminde, AET Türkiye'nin dört ana ihraç maddesi olan ve toplam ihracatının yüzde 40'ını oluşturan tütün, kuru üzüm, kuru incir ve fındık için gümrük indirimi sağladı ![]() ![]() Hazırlık döneminin süresi sona ermeden, Türkiye'nin isteği üzerine 1967'de geçiş döneminin gerçekleşme koşullarını, yön*temlerini ve süresini belirlemek için görüş*meler başladı ve 23 Kasım 1970'te katma protokol imzalandı ![]() ![]() ![]() ![]() Malların serbest dolaşımı açısından tarım ve sanayi sektörleri arasında farklılık var*dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Katma protokolde kişilerin ve hizmetlerin serbest dolaşımı bölümünde, Türkiye ile topluluk üyesi ülkeler arasında işçilerin serbest dolaşımının, Ankara Anlaşması'nın ilkelerine uygun olarak, anlaşmanın yürür*lüğe girişinden sonraki 12 ![]() ![]() ![]() Ekonomi politikalarının uyumu konusun*da rekabet, vergileme ve mevzuatın birbiri*ne yaklaştırılmasına, ekonomi ve ticaret politikalarının eşgüdümüne ilişkin hüküm*ler yer almaktadır ![]() ![]() Başlangıçta, Türkiye ile topluluk arasında*ki ilişkiler Ankara Anlaşması ve katma protokolde öngörüldüğü biçimde gelişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1970'lerin ikinci yarısında Türkiye içinde bulunduğu ekonomik bunalım nedeniyle AET ile ilişkilerini askıya almıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye'nin AET ile ilişkileri 1960'lardan bu yana değişik yönleriyle tartışıla gelmiştir ![]() ![]() ![]() Üstelik AET'ye katılma, tüketicilerin de yararına olacaktır; çünkü dışa kapalı ve korumacılığa dayalı bir ekonomi politikası, maliyetleri ve yurt içi fiyatlan artırıcı bir etki yapmaktadır ![]() AET'ye katılmaya karşı olanlara göre ise AET üyeliği Türk ekonomisinin gelişme biçimini değiştirecektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toplulukla Türkiye arasında ortaklık re*jimini yürütmek üzere şu iki organ kurul*du: (a) Ortaklık konseyi: Ortaklık rejiminin asıl karar alma merciidir; (b) Türkiye top*luluk karma parlamento komisyonu Av*rupa parlamentosu ile TBMM arasındaki işbirliğini yürütür ![]() Ortak üyeliğin üç aşaması vardır: (a) hazırlık dönemi, (b) geçiş donemi, (c) son dönem ![]() 1 aralık 1964'te başlayan hazırlık dö*nemi 5 yılı kapsıyordu ![]() ![]() ![]() Geçiş dönemi, emeğin serbest dolaşı*mına, sanayi ürünlerinde gümrük birliği*ne ve tarım ürünlerinin serbest dolaşımı*na hazırlık niteliğindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sanayi ürünlerinde gümrük birliği: topluluk, katma protokol'ün yürürlüğe girmesiyle (1 ocak 1973), bazı istisnalar dışında Türkiye'den gelen sınai ürünlere uyguladığı gümrük vergilerini sıfıra indir*mekle ve miktar kısıtlamalarını kaldırmaktadır ![]() ![]() Tarım ürünlerinde tercihli sistem: Türkiye, geçiş donemi suresince tercihli gümrük tarifesine tabi üçüncü ülkelerden farklı durumda değildir ![]() ![]() ![]() Emeğin serbest dolaşımı; Katma protokol, en geç 1 ocak 1986'dan itibaren, isçilerin serbest dolaşımının ortaklık konseyince saptanacak yöntemler çerçevesinde gerçekleştirilmesini öngörür ![]() Krediler: 2 ![]() izleyen 5 ![]() ![]() Ekonomi politikasında uyum: Geçiş döneminde, Türkiye'nin rekabet ve vergileme konusunda topluluğun geliştirdi*ği mevzuatla kendi mevzuatı arasında uyum sağlaması beklenmektedir ![]() Son dönem: Ankara anlaşması'na gö*re, geçiş döneminin tamamlanacağı, kat*ma protokolün yürürlüğe girişinin 22 ![]() Türkiye ile aynı üretim yapısına sahip Yunanistan'ın 1981'de, ispanya ve Por*tekiz'in 1986'da tam üye olarak AET'ye katılmasına ek olarak, AET'nın yükseltti*ği gümrük duvarları ve özellikle tekstil ürünlerine uygulanan ithalat kotaları, Türkiye'nin bu ülkeler topluluğuna karşı etkin bir rekabette bulunmasını güçleştir*di ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna karşılık AET üyesi ülkeler, Türki*ye'nin tam üyeliğini tartışmakta isteksiz*dir ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye'nin kısa sürede tam üyeliğini önleyen diğer engeller arasında, hızla ar*tan nüfusunun dini-kültürel özelliklerinin Batı Avrupa'nınkine benzememesi, de*mokrasiye geçiş döneminde bulunması, iktisadi gelişme bakımından AET ülkele*rinden geride olması, katma protokolün 1978'de dondurulmuş olması sayılabilir (haziran 1986) ![]() 2-4) Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) Roma'da 25 mart 1957'de imzalanan Avrupa atom enerjisi topluluğu (Euratom) antlaşması da, 1 ocak 1958'de yürürlü*ğe girdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Topluluk, Avrupa kömür çelik toplulu*ğu ve Ortak pazar ile aynı ayrıcalıklardan yararlanır ![]() Kurumları, Avrupa kömür çelik toplulu*ğu ve AET ile ortak kurumlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Araştırma alanında, topluluğun iki ro*lü vardır, bir yandan ulusal programlar arasında uyum sağlar; öbür yandan doğ*rudan doğruya kendine ait bir program hazırlar ![]() ![]() Euratom ile ABD arasında 1958 kası*mında bir teknik işbirliği anlaşması imza*lanmıştır ![]() Ortak Kuruluşlar 1965 Brüksel antlaşması'ndan bu yana, toplulukların dört ortak temel kuruluşu vardır ![]() Avrupa parlamentosu ![]() ![]() ![]() ![]() ·Konsey ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() •Komisyon ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() •Adalet divanı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu organların yanı sıra, her yıl, devlet ya da hükümet başkanları bu "Konferans" ta bir araya gelerek toplulukların iz*leyecekleri genel politikanın ilkelerini sap*larlar ![]() ![]() Son olarak, topluluklar, bazı yardımcı uzmanlaşmış organlarla donatılmıştır ![]() ![]() ![]() Avrupa toplulukları adalet divanı, 1958'de kurulan ve merkez Lüksemburg'da olan uluslararası yargı organı 1951'de kurulan Avrupa kömür çelik birli*ği, Adalet divanının yerini aldı ![]() ![]() 2-5) Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü (Organisation for European Economic Cooperation - OEEC) 3 Nisan 1948'de Paris' te imzalanan bir anlaşmayla Avrupa ekono*misini, Avrupa Kalkınma Programı (Marshall Planı) uyarınca yeniden toparlama çabalarını eşgüdüm içinde yürütmek ama*cıyla kurulan örgüt ![]() ![]() ![]() ![]() 3) AVRUPA’DA KÜLTÜREL ENTEGRASYON Batı Avrupa’da AT ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() " Kamu ortak çıkarı meselesi, AT ![]() ![]() ![]() ![]() AT, bazında devam eden oluşumdaki gibi üst kültürel bütünlere bir takım örnekler verilebilir, örneğin alt gruplarda oluşan ulusaI bütünler biraraya gelerek, çok uluslu ulus oluşturan devletler veya çok uluslu devletsel toplumlar gibi bir takım entegrasyon şekillerine gidebilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu durumda Batı Avrupa'da üç Topluluktan (AKÇT ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|