Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Siyasal Bilgiler / Hukuk

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
terör

Terör

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Terör



Terör

Terör, kavram olarak, Türkçe’deki karsiligi ile “korkutma, yildirma” ve tedhis anlamina gelmektedir Ancak bu korkutma, yildirma ve tedhis, yogunluk olarak oldukça büyük çapli ve birey ya da bireylerin ruhsal yapilarini birden bire kaplayan korku durumunu ve siddet halini ifade etmektedir
Günümüzde çokça kullanilan bir terim olmasina ragmen terörün ortak kabul görmüs bir tanimi bulunmamaktadir Konu ile ilgili birçok tanim yapilmis, ancak uluslararasi arenada ortak bir kavram üzerinde birlesilememistir Bunun nedeni de bir tarafin terörist ilan ettigini, diger tarafin özgürlük savasçisi olarak nitelemesidir
Terör, tanim olarak, insanlari yildirmak, sindirmek yoluyla onlara belli düsünce ve davranislari benimsetmek için zor kullanma ya da tehdit etme eylemidir
Terörün en önemli özelliklerinden biri hedefini rastgele seçmesidir
Kurbanin ayrim gözetmeden belirlenmesi, korkunun yayilmasina neden olur Eger herhangi birisini hedef almasi için özel bir neden yoksa hiç kimse güvenlikte olmayacaktir Potansiyel hedef kendisini korumak için hiç bir sey yapamaz Çünkü terörist kendi kurallarina göre yargilar ve kendi seçtigi yer ve zamanda harekete geçer Bu da siyasal terör eylemlerinin önceden tahmin edilemeyecegini ve keyfiligini ortaya koyar Terörün bütün biçimleri için geçerli olan diger özellikleri ise acimasiz, tahrip edici ve ahlak disi olmasidir
Terör, büyük çapli korku veren ve bireylerde yilginlik yaratan bir eylem durumunu ifade ederken; terörizm, siyasal amaçlar için mevcut durumu yasadisi yollardan degistirmek amaciyla örgütlü, sistemli ve sürekli terör eylemlerini kullanmayi bir yöntem olarak benimseme durumudur
Terörizm; siyasal hedeflere ulasmak için toplumun demokratik ikna ve eylem yoluyla barisçi davranisina karsi, hukukun üstünlügü ve devlet otoritesini tanimayan, güçsüzlüklerini gizlemek için demokratik otoriteleri kitlelerden kopararak halka karsi siddet kullanmaya yöneltmeyi amaçlayan, kendi güç ve doktrinleri ile saglayamadiklari halk destegini ve ayaklanmasini saglamak için tarihsel görevlerinin olduguna inandirilmis çesitli unsurlardan olusan ve uluslararasi destek gören örgütlerin, tahripkar silahlarla donanmis olarak gelismis taktikler kullanan, insanligi hakir gören, ahlaki hiçbir temeli bulunmayan siyasi hedeflere ulasmak için insan hayatini hiçe sayan, masum insanlari hedef alan ve hiçbir savas kurali tanimayan, geleneksel politik suçlardan farkli, metodik, örgütlü, sistematik, öldürme, kaçirma, korkutma ve tahrip eylemleridir
12041991 tarih ve 3713 sayili Terörle Mücadele Kanunu ise terörü söyle tanimlamaktadir:
“Terör, baski, cebir, siddet, korkutma, yildirma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni degistirmek, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlügünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyeti’nin varligini tehlikeye düsürmek, devlet otoritesini zaafa ugratmak veya yikmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dis güvenligini, kamu düzenini veya genel sagligi bozmak amaciyla bir örgüte mensup kisi veya kisiler tarafindan girisilecek her türlü eylemlerdir
Bireysel ve kitlesel iletisim araçlari gelistikçe psikolojik savas stratejileri ve taktikleri de o ölçüde gelismis, çok karmasik düzeylerde bir bilim ve sanat dali haline gelmistir Bu yönden, içinde bulundugumuz iletisim çagi "psikolojik savaslar çagi" olarak da nitelendirilmektedir
Degisen dünya dengeleri ve uluslararasi iliskilerdeki farklilasmalar sonucunda, sicak savaslar, yerini soguk savas metodlarina birakmistir Soguk savasin geregi olarak ortaya çikan psikolojik savas türü ve bu savasin vazgeçilmez unsuru düsük yogunluktaki çatismalar (Low Indensity Conflict), terör kavramini da beraberinde getirmistir
Psikolojik savasin bir unsuru olan terörizm, genel olarak, zaten var olan yada suni olarak olusmasi saglanan ihtilalci fikir ve hareketlerin, belirli bir amaç için harekete geçirilmesi neticesinde ortaya çikmaktadir
Terörizm gelisen ve degisen dünya kosullari ile birlikte, degisiklik göstermekte, gelisen teknolojiye bagli olarak elde ettigi yeni imkan ve kabiliyetleri ile etkisini ve gücünü her geçen gün arttirmaktadir Demokratiklesme alaninda atilan adimlar terörü nicelik olarak azaltmakla birlikte, demokratik ortamlarda terör eylemlerinin etkinligi özellikle kitle iletisim araçlarinin etkisiyle daha da artmaktadir
Toplumun sosyo-ekonomik sartlarindan ve mevcut yapinin eksikliginden kaynaklanan terör faaliyetleri, bir süre sonra bazi güçlerin kontrolüne girmekte veya birtakim çevrelerce suni bir sekilde, istismara açik sorunlar üzerine bina edilmektedir
Terör hareketleri, günümüzde periyodik olarak ve dalgalar halinde ortaya çikmakta, zamanla önemini yitirmekte ve bilahare yeniden hiz kazanmaktadir Terörün hiz kazandigi bu dönemler ile uluslararasi siyasal iliskiler, bölgesel ve ülke düzeyindeki siyasi ve toplumsal sorunlar arasinda yakin ilgi gözlenmektedir
Saglikli bir degerlendirme yapildiginda terör örgütleri ileri sürdükleri sekilde, hedeflerine ulasamayacaklari gibi zamanla marjinallesmeye de mahkumdurlar Buna ragmen toplumlardaki dengesizlik ve aksakliklarin, hosnutsuz kisilerin ortaya çikmasina yol açtigi ve birtakim güçler ve devletlerin terörü, hedeflerine ulasmada bir araç ve baski unsuru olarak gördükleri müddetçe terörizm varligini devam ettirecektir
Toplumlarda, hosnutsuzluklarin olusturdugu küçük gruplarin varligi kaçinilmazdir Ancak, siyasal sistem dengesini ve gücünü korudugu sürece, bu durum çok fazla korku verici olarak kabul edilmemektedir
Teröre basvuran gruplarin, eylem taktikleri ve yürüttükleri gizli faaliyetin bir geregi olarak, hedef seçimi ve eylem zamani konusundaki insiyatiflerini kullanmada sinirsiz davranabilmeleri onlari avantajli hale getirmektedir Sebep sonuç iliskisinden uzak bir sekilde gerçeklestirilen terör eylemlerinin, zamanindan önce haber alinarak önlenmesi veya faillerinin yakalanmasinin güçlügü, terörün etkisini arttirmaktadir
Ayrica teröristler, eylemlerinde kendilerini sinirlayan ahlaki veya insani çok fazla engel tanimadiklarindan dolayi, psikolojik bir üstünlüge sahip olmaktadirlar
Terörün anlasilmasinda dikkat edilmesi gereken önemli bir husus ise, terörün tamamen dis etkilere baglanip kolayciliga kaçilmasidir Terör mevcut veya istismara açik bir zeminin olmadigi yerlerde yasama imkani bulamaz Dolayisiyla bir yerde yaygin olarak terör mevcut ise orada gerçekten bir seylerin de yanlis gittigini kabul ve tespit etmek gerekir Sosyal yapinin zayif düsmesi veya buna ait belirtileri tasimasi terörün arz ettigi tehlike açisindan önemlidir Bir vücut ne kadar saglikli olursa, o kadar dirençli ve mikroplara karsi dayanikliligi ve bagisikliligi yüksek olur

Bu baglamda, olayin tamamen dis dinamiklere baglanarak iç dinamiklerin göz ardi edilmesi, kendi kendimizi kandirmaktan baska bir sey olamaz Bunun bir de tersini düsünürsek, terörü yorumlarken, sadece iç dinamikleri ele alip, dis dinamikleri dikkate almamak da baska bir hatadir Ülkemizde çok sik telaffuz edilen dis güçler, yabanci mihraklar, düsman ülkeler gibi yaklasimlar toplumda olumsuz etkilere neden olmakta, dis mihraklarin oldugundan fazla güçlü oldugu düsüncesi olusmakta, iç barisi ciddi bir sekilde tehdit eden bu durum karsisinda dis güçlerin varligina dayandirilan olaylar kamuoyunu dis güçlere karsi daha etkili tavir alinmasi yönünde beklentilere itmekte, böyle bir yaklasim devlet tarafindan ortaya konmadigi taktirde de inandiricilik ve otoriteye güven duygusu zayiflamakta, devletin güçsüz ve aciz kaldigi imaji uyanmaktadir
Terörist bizim insanimiz, hedef aldigi bizim insanimiz ve faaliyet gösterdigi yer bizim sinirlarimizin içi olduguna göre, çözümü de büyük ölçüde ayni topraklar içerisinde aranacaktir Daha önce de belirttigimiz gibi buradan, dis etkinin göz ardi edilmesi anlaminda bir sonuç çikarilmamalidir
Bir toplumda sorun olusturan veya sorun olmaya uygun konu ve kavramlar ele alinmak suretiyle, bu kavramlara farkli anlamlar yüklemeye çalisip, insanlari, mevcut sorunlari çözebilmek için bir araya getirmekten alikoyacak bir zeminin olusturulmasi, terör ortamina katkida bulunmaktadir Toplum içindeki insanlari gruplasmalara iten sorunlarin çözülebilmesi için, öncelikle sorun olan kavramlara netlik kazandirilmasi gerekmektedir Kavram üzerinde bile anlasilamayacak bir ortamin varligi, her grubun kendi ideolojik yapisi içerisinde çözümler aramasina, dolayisiyla birbiriyle çelisen yaklasimlarin ortaya çikmasina yol açmaktadir
Kavram etrafinda bile bir araya gelinemeyen sorunlarda çözüm üretilebilmesi ve belli bir toplumsal birligin olusturulmasi çok zordur Toplumsal barisin saglanmasi ve demokrasi kurallari içerisinde her düsüncenin ifade bulabilmesi açisindan kavram karmasasinin ortadan kaldirilmasi zorunludur Bunun için ise, toplumun önderlerine ve aydinlarina büyük görevler düsmektedir Toplumu yönlendiren kisilerin sorumluluklari bu noktada oldukça önem kazanmaktadir
Insanlarin, objektif ve bilimsel olmaktan uzak bir sekilde kendi düsünceleri içerisinde sikisip kalmalari ve baskalarina hayat hakki tanimaktan kaçinmalari veya bu durumdan korkmalari bu sonuçlari meydana getiren en önemli etkenlerdir Kavram kargasasi, baskalarinin fikrine saygi duyulmamasi ve kendi fikirlerimiz disinda ileri sürülen seylerin ön yargi ile karsilanmasi sonucu ortaya çikmaktadir

TERÖRIZMIN YEDI ÖLÜMCÜL GÜNAHI
Siddetin Idealize Edilmesi :
Öncelikle terörizm, siddetin kasitli olarak ve sogukkanlilikla diger mesru kamu eylemlerinin önüne geçirilmesidir Modern teröristler siddeti, gerekli bir yöntem olarak görmekten çok, dogal/arzulanir bir eylem biçimi olarak kullaniyorlar Bu anlamda bugünkü terörizm dalgasinin belli bir entellektüel temeli vardir
Terörizm, sadece Leninist ve Troçkistlerin siddeti mesru gören düsüncelerinden ortaya çikmadi, Nietzsche’den Heidegger’e, Sartre’a uzanan savas sonrasi siddet filozofisinden kaynaklandi 1962’de Sartre söyle diyordu: “ Benim için asil problem, solun, siddeti siddetle cevaplamamasi gerektigi teorisini red etmek üzerine dügümleniyor” Sartre’dan etkilenen Fransiz Fanon’ un ünlü “Les Damnes de la Terre” adli çalismasi üçüncü dünyaya terörizmin yayilmasinda önemli bir rol üstlenmistir Kitapta siddet, Sartre’in da ana temasi olan ‘özgürlesme’ olarak sunuluyordu: “Bireysel düzeyde siddet bir arinmadir Kisiyi asagilik kompleksi üzerindeki baskilardan, hayal kirikliklarindan ve hareketsizlikten kurtararak özgürlestirir
Böylelikle terörizmin ilk günahi, cinayetin, sadece hedeflere ulasmak anlaminda degil, kendi basina da mesru bir sey olarak görülmesidir
Moral Degerlerin Reddi :
Ikincisi insanin moral güdülerine kasitli olarak baski uygulanmasidir Terör örgütleri cinayete entellektüel bir mesruluk vermeyi yeterli bulmazlar Hepimizin içinde bulunan içgüdüsel insani duygular sistematik olarak körlestirilmelidir 1880’ler Rusyasi’ndaki terör grubu Narodnaya Volya “sebepsiz terör” (motiveless terror) deyimini ortaya atmis ve cinayeti “ilerletici eylem” (progressive action) olarak tanimlamistir Dostoyevski, büyük antiterörist romani “Ecinniler”de (The Possesed), romanin kahramani seytani Stovrogin, terörist grubun ancak korku ve moral yipranmayla bir arada tutulabileceginden bahseder: “Dört üyeyi bir arada tutmaya ikna etmek ancak besinciyi öldürmekle mümkündür Onu muhbir olarak suçlayarak yok eder, böylelikle hepsini kanla birbirine baglarsiniz” Bu teknik, süphesiz çesitli terör gruplarinca da kullanilir Bu gruplarda, kadin militanlar sürekli igfal edilirler ve cinsel sapkinlikta ortak harekete taraf olmaya zorlanirlar Bunun nedeni, moral refleksleri uyusturarak onlari gelecekteki eylemlerine hazirlamaktir Teori kadin yada erkek olsun, insan kisiliginin moral unsurlarini uzun süre muhafaza eden kisilerin etkili birer terörist olamayacagi varsayimina dayanir
Siyasetten Feragat :
Ilk ikisini izleyen üçüncü günah, toplumun sorunlari normal çözme yöntemi olarak siyasetin red edilmesidir Hobbes ve Locke gibi ‘sosyal kontrat’ teorilerini benimseyenler, siddeti, arkaik “doga durumu”nun karakteristik eylem biçimi olarak siyasetin anti-tezi gibi görürler Teröristlere göre siddet nihai noktada kullanilacak siyasi bir silah degildir Bütün bir siyasi sürecin yerini tutar Siddetin, diger bütün yollar tikandiginda basvurulacak son çare olarak düsünülmesini red ederler
Totaliterizmin Yüceltilmesi :
Bununla birlikte terörizm siyasi mücadelede tarafsiz degildir Uzun vadede anarsiye degil totaliterizme meyillidir Terörizmin dördüncü ölümcül günahi ; aktif olarak, sistematik olarak ve sonuç olarak totaliter devletlerin yayilmasina yardim etmektir Uluslararasi terörizmin altyapisina mali destek veren ülkeler (devlet politikasi olarak terörist ilticalara kabul eden, egitim kamplara açan para-silah ve diplomatik destek veren) istisnalar hariç totaliter devletlerdir Böylelikle terörizmin toplumdaki baskici güçlere karsi gelistigi fikri yanlis, tersi dogrudur
Sistemin Yikilmasi :
Terörizm totaliter devletlere karsi bir tehlike olusturmamaktadir Bu tür devletler ancak legal cinayetler, önleyici tutuklamalar, mahkumlara ve süphelilere iskence ve terörist faaliyetleri sansür ederek ayakta kalabilirler Kanun yoktur Terörizm, sadece yöneticilerin kanunlarla yetkilerinin belirlendigi demokratik ülkelerde kendisine zemin bulur Terörizmin besinci ölümcül günahi, hukuk devletini (sistemini) yikmayi amaçlamasidir
Özgürlügün Sömürülmesi :
Terörizmin para, egitim, silah ve korunma saglama anlaminda temel dayanak noktasi totaliter dünyadir Buna karsilik, bu terör örgütleri sadece liberal-uygar dünyanin özgürlükçü ortaminda kendilerine hareket imkani bulabilirler Terörizmin altinci ölümcül günahi, liberal toplumlarin özgürlükçü yapisini sömürmek ve onu böylece tehlikeye sokmaktir Terörizm tehlikesine karsi özgür toplum kendini silahlandirmak zorundadir Fakat bu tehlikeye karsi silahlanma süreci, toplumun kendisini sivil kilan temel özgürlük, hosgörü ve standartlari tehdit eder Terörle mücadele etmek için çikarilmasi gereken olaganüstü hal yasalari, liberal toplumda haber alma, seyahat etme vb gibi bazi özgürlükleri kisitlar Böylece, terörizm, özgür bir toplumun tüm koruyucu olusumlarina direkt ve sürekli bir tehdit haline gelir
Demokrasinin Zayiflatilmasi :
Terörizmin yedinci ölümcül günahi, paradoksal olarak ters yönde ve daha yikici olarak hareket eder Terörizme karsi otoriter baski metotlariyla tepki gösteren özgür (liberal) toplumlar kendilerine de zarar verirler Liberal toplumlar için agirlasan tehlike, otoriteryen asiriliklardan kaçinma isteginin, terörizmin tehdidinin kollarina düsme korkusuna yol açmasi; bunun da kanunlari uygulama sorumlulugundan vazgeçilmesiyle sonuçlanmasidir Teröristler baskiyi provoke ettiklerinde basarili olurlar Buna karsilik teröristlere karsi yatistirma politikasi yürütülmesini saglarlarsa daha da basarili olmus olurlar Sonuçta terörizmin yedinci ve en ölümcül günahi, sivil toplumun kendini savunma iradesini bitirmesidir
Bu yazi, Ingiliz yazar ve tarihçi Paul Johnson’un 2 Temmuz 1979 tarihinde Kudüs’te düzenlenen Uluslararasi Terörizm Konferansi’nin Açilis Oturumu’nda sundugu bildiriden özetlenerek alinmistir
AB ve TERÖR KARSITI YAPILANMALAR
• Berne Kulb
• Pompidou Grubu
• GIECLCT (Terrizmle Mcadelede birlii Avrupa Danma Grubu)
• Schengen Andlamas ile Olusturulan Kurulular
• Maastricht Andlamas ile Oluturulan Kurulular
• Terorızm alma Grubu
• Uyuturucu Maddeler Koordinatrleri Grubu
• Cross-Channel Intelligence Conference Grubu
• TREVI (Terrorism, Radicalism, Extremism, ViolenceKurulu
• Mnferit TREVI Heyetlerinin Grevleri ve Gncel Danma Konular
• TREVI alma Gruplar
ULUSLARARASI KURULUSLAR VE TERÖR
Birlesmis Milletler (BM) Açisindan Terör
BM Antlasmasi’nin 1maddesinde, BM’in amaçlarindan birinin, uluslar arasi baris ve güvenligi korumak oldugu,
2 nci maddesinin 4 ncü fikrasinda da, üye devletlerin, uluslararasi iliskilerde, birbirlerinin toprak bütünlügüne ve siyasal bagimsizligina saygi gösterecekleri öngörülmüstür BM Antlasmasi’nin bu hükümlerini, özellikle devlet destekli uluslararasi terörizm açisindan görmek gerekir
Bu hükümlere göre, BM’e üye devletler, bir devletin toprak bütünlügünü ve siyasal bagimsizligini hedef alan olusumlara, hiçbir sekilde müzahir olmamak yükümlülügü altindadirlar Çünkü, bir devletin, bir baska devletin egemenligini, ülke bütünlügünü, siyasal bagimsizligini hedef alan silahli terör örgütlerine dogrudan veya dolayli olarak destek vermesi, uluslararasi hukuk ve uluslar arasi iliskiler açisindan, o devlete yapilmis bir saldiri sayilmaktadir Hatta, günümüzde, hedef devletin yasamsal çikarlari açisindan agir sonuçlar dogurabilecek silahli bir saldiri ihtimali karsisinda bile, bir devletin kendini savunma amaciyla kuvvet kullanabilecegi kabul edilmektedir ABD’nin yakin geçmiste Sudan ve Afganistan’a yaptigi füze saldirilarini bu çerçevede degerlendirmek mümkündür
BM’in gözetiminde terör konusunda özel düzenlemelere gidildigi de görülmektedir Diplomatik ajanlar ile uluslararasi korunmaya sahip kisilerin korunmasi, uçak kaçirmalarinin önlenmesi konularinda yapilan çok tarafli düzenlemeler bu çerçevede belirtilebilir
BM Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözlesme’ye göre de, uluslar arasi belgelerde tanimlandigi sekilde barisa ve insanliga karsi suç isledigi, BM’in amaç ve ilkelerine aykiri fiillerden suçlu oldugu hususunda hakkinda ciddi kanaat mevcut olan bir sahis hakkinda sözlesme hükümlerinin uygulanmayacagi öngörülmüstür
Diger taraftan, gerek BM Insan Haklari Evrensel Bildirgesi’nin 30 maddesinde, gerekse yine BM kapsamindaki Medeni ve Siyasal Haklara Iliskin Uluslararasi Sözlesme’nin 5 maddesinde, “özgürlükleri yok etme özgürlügünün taninmayacagi” öngörülmüstür
Bu hükümler nedeniyle, BM Genel Kurulu, 18 Aralik 1994 tarihinde aldigi bir kararla, terörü insan haklari ihlali saymis ve üye devletleri, uluslararasi terörü reddetmeye, terör suçlarini önleme ve cezalandirma konusunda isbirligi yapmaya çagirmistir
Ayrica, henüz taslak asamasinda bulunan, “BM Insanligin Güvenligine ve Barisa Karsi Islenen Suçlar Antlasmasi”nda da, saldiri, saldiri hazirligi, baska bir devletin ülkesine silahli çeteler gönderilmesi, terörizm, baris ve güvenlik konusundaki uluslararasi anlasmalarin ihlali" gibi, iç hukuktan bagimsiz suç tanimlari gelistirilmis ve bu suçlara iliskin yargilama, ilgili ülkenin iç hukukuna birakilmistir

NATO Açisindan Terör
Iki kutuplu dönem sonrasinda, özellikle etnik temel üzerine kurulup isletilen, devlet destekli uluslararasi silahli terör faaliyetleri, en önemli güvenlik riski olarak kabul edilmistir AGIT, BAB ve NATO belgelerinde bu hususlarin öne çiktigi görülmektedir NATO’nun terörle mücadeleyi içeren yeni Stratejik Konsepti’nden sonra, NATO kapsaminda yapilan Kuzey Atlantik Konseyi Bakanlar Toplantilari sonrasinda yayinlanan ortak bildirilerin hemen hemen hepsinde terör konusunda hükümlere yer verilmistir
Bu bildirilerde;
• Kaynaklari, nedenleri ve amaçlari ne olursa olsun, uluslar arasi terörizmin eylem, yöntem ve uygulamalari kinanmis;
Ülkelerin toprak bütünlüklerini tehdit edebilecek olan bu suçlarin baris, güvenlik ve istikrara yönelik ciddi bir tehdit olusturdugu;
• Uluslararasi terörist suçlarin hiç bir kosulda hakli gösterilemeyecegi;
Bu hareketlerin, hem insan onurunu ve haklarini pervasizca ihlal ettigi, hem de uluslararasi iliskilerin normal seyrini tehdit ettigi;
• Bu musibetin önlenmesi ve bastirilmasi için mümkün olan en etkili isbirliginin yapilmasinin gerekli oldugu;
Ittifak içinde bazi düzenlemeler de dahil olmak üzere, Ittifakin terörle mücadele konusundaki tüm çabalari destekleyecegi;
Siki bir uluslararasi isbirliginin bu illeti ortadan kaldirmanin temel yolu oldugu, hususlari belirtilmistir
Terör ve Gençlik
Hedefteki Gençlik
Türkiye, tarihi geçmisi ve jeopolitik konumu nedeniyle dünya güç odaklarinin siyasal, kültürel ve sosyo-ekonomik çikar çatismalarinin merkezinde bulunmaktadir Bu nedenle Türkiye sürekli iç ve dis tehdide maruz bir ülkedir
Bilindigi gibi ülkemize yönelik tehditler I ve II Dünya Savaslari’na kadar kendini silahli tehditler olarak gösteriyordu I ve II Dünya Savaslari’nda kullanilan silahlarin telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi kayiplara yol açmasi nedeniyle silahli tehditlerin yerini psikolojik tehditler almistir
Özellikle 20 yüzyilin ikinci yarisindan sonra kitle iletisim araçlarinin bas döndürücü bir hizla gelismesi ülkeler arasindaki sinirlari kaldirarak dünyamizi global bir köy haline getirmistir Sinirlar artik eskisi kadar güvenli degildir Çünkü günümüzün dünyasina uydular araciligiyla yayin yapan radyo ve televizyon istasyonlari hakim durumdadir
Eskiden atesli silahlar insanlarin fiziki bütünlügünü tehdit ediyordu Psikolojik silahlar ise sadece insanlarin fiziki bütünlügünü degil, bir toplumu toplum yapan ekonomik, politik, askeri ve kültürel tüm degerleri ile fertlerin zihnini, kalbini ve ruhunu tehdit etmektedir
Bu baglamda 1950’lerden günümüze ülkemize yönelik terörizm faaliyetlerinin psikolojik silahlarin bir sonucu olarak karsimiza çiktigini söyleyebiliriz
Ülkemizi ekonomik, siyasi ve askeri yönden çökertmek isteyen bazi emperyalist devletlerin en önemli araci terör örgütleri olmustur
Terör örgütleri maddi ve manevi destegi dis mihraklardan alirken, ayakta kalabilmek için muhtaç oldugu insan kaynagini da 14-25 yas grubundaki özellikle lise ve üniversite çagindaki gençlerimizden saglamaktadir
Terör Örgütlerinin Uyusturucu Madde Kaçakçiligi Baglantisi
Terör Örgütlerinin Baslica Giderleri
a Barinma/Beslenme Ihtiyaçlari
b Lojistik Destek
c Diger Giderler
Terör Örgütlerinin Baslica Gelir Kaynaklari:
a Yandas Devlet Yardimi
b Soygun ve Gasp
c Haraç Toplama
d Sahtecilik
e Uyusturucu Ticareti

NE YAPMAMIZ GEREKIYOR?

Ülkemizde faaliyet yürüten sag, sol ve bölücü terör örgütlerini analiz ettigimizde görüyoruz ki, kurulus ve örgütlenme ile eleman kazanma asamalari kitapla, gazeteyle ve dergiyle basliyor ve silahli eylemlere kadar devam ediyor
Bilindigi gibi terör örgütlerini ayakta tutan belirli unsurlar vardir Bunlar; ideoloji, iç ve dis destek, para ve elemandir Fakat bir örgütün kurulabilmesi için her seyden öte bir ideolojinin olmasi gerekmektedir Bu komünist, fasist, etnik ya da dini bir ideoloji olabilir Bundan dolayidir ki, ülkemizde faaliyet yürüten terör örgütleri ilk etapta ideolojilerini gelistirebilmek ve örgütlerine taraftar bulabilmek için ise kitapla, gazeteyle ve dergiyle baslamaktadirlar
Bu baglamda verilen mücadeleler neticesinde bir terör örgütünün iç ve dis destegi kesilebilir, para kaynaklari ile elemanlari yok edilebilir, fakat ideolojik anlamda bir örgüt bitirilemedigi müddetçe tamamen ortadan kaldirilmis sayilmamalidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.