Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Siyasal Bilgiler / Hukuk

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
emperyalizm, gelişimi

Emperyalizm Ve Gelişimi

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Emperyalizm Ve Gelişimi



EMPERYALİZM
Çeşitli kaynaklar emperyalizmi aşağıdaki biçimlerde tanımlamaktadır:
İdare şeklinin hem politik,hem de ekonomik olduğu sömürge imparatorluğunun kurulmasıir devletin diğer devletler aleyhine genişlemesi,onları siyasal ve ekonomik egemenliği altına almasına dayanan politikalar izlemesiDaha çok İkinci Dünya savaşı öncesi ve hata yüzyılımızın başı ondan önceki yüzyılların siyasi tablosuna uygun ve o devirlere ait bir deyimdirKelime anlamına uygun olarak bir ülkenin imparatorluk biçimi bir egemenlik kurması için başka ülkelere veya bölgelere doğru yayılma politikasıBugün için Doğu ve Batı blokları birbirlerini böyle bir tutum izlemekle suçlanmakta ise de gerçek odur ki kelimenin tam anlamına uyan imparatorluklar yavaş yavaş kaybolmuşlardır ve uzun yıllar emperyalizmin etki alanında bulunan pek çok Asta ve Afrika ülkesi,son 20 yılda bağımsızlık almış milli kişiliğini bulmuşturBu nedenledir ki bugün Birleşmiş Milletlerin üye sayısı artmıştırBu kadronun yarısından çoğu,emperyalizmden çıkmış yeni bağımsız ülkelerdir(Arda,2003)
• Bir ulus veya devletin gücünü ve etkisini başka uluslar, bölgeler veya halklar üzerine genişletmesi
• Bir ulusun kontrolünü diğer halklar üzerinde genişletmesini sağlayan politika ve uygulamalar
• Bir devletin kendi sınırları ötesindeki halklar üzerinde, rızaları olmaksızın, kontrol kurma politikası şeklinde tanımlamaktadır(H Emre Bağce,2003)
İmparatorluk kurma eğilim aynı iktisadi ve sosyal bütün içinde etnik ve kültürel bakımdan farklı hakların,hakim halkın elinde olan merkezi bir iktidarın otoriter yönetimi altında bir araya getirmesi eğilimidir(Meydan Larousse ,cilt 4238syf)
Emperyalizm,Avrupa’nın büyük devletlerinin 19yüzyılın ikinci yarısında öteki kıtalar üzerinde genişlemelerine verilen addırAvrupa Devletlerinin sömürgeler kurmak yoluyla genişlemeleridir(Sander,1995)
Bir milletin, hükümranlığını başka bir ülke insanlarına genişletmesi Kelime olarak yeni olmasına karşılık, uygulaması oldukça eskidir Hatta bu kavramı MO 1675 civarında Firavunların idaresinden Mısır’ı alan ve idare eden Hyksos imparatorluğuna kadar uzatmak mümkündür Sık kullanılışına Büyük Britanya Krallığının 19 yüzyıldaki meclis tartışmalarında rastlanılmaktadır Joseph Chamberlain gibi bazı kişiler, idare edilen yerlerdeki yerel idare kurulmasına karşı olmuşlar ve kendilerini olarak isimlendirmişlerdir
Emperyalizm askeri, siyasi, ekonomik ve dini şartlara bağlı olarak gelişmiştir Genellikle bu tür şartların beraber görülmesiyle, emperyalizm ortaya çıkmıştır Bunların başında, politik gücün genişletilmek istenmesi, ham madde ve tabi kaynakların elde edilip işletilmesi veya kendi ülkesine taşınması ve kendi ürünlerini satacak yeni pazarların bulunmasını sağlamak, başka ülkelerin bunları elde etmesini önleme, kendi halkının yerleşmesi ve bu suretle ürünleri için yeni pazarlar sağlamak sebepleri gelmektedir
Günümüzde; ABD’nin bazı politikalarını ekonomik emperyalizm olarak görmek mümkündür İngiltere ise geri kalmış ülkelere “medeniyet”i götürmek bahane de İngiliz emperyalizmini doğurmuştur Şanlı bir geçmiş ve saf bir seçilmiş ırka sahip olduklarını iddia eden Japonya, İtalya ve Almanya’da 1930’larda emperyalist politikalarını tesis etmişlerdir Diğer bir tür emperyalist politika, komünizmin insanlığa parlak bir gelecek getireceği hayali ile Sovyetler Birliği tarafından uygulanmaktadır(Türkiye Gazetesi Rehber ansiklopedisi)
Türkiye’deki kendilerini entelektüel,demokrat ve insan hakları havarisi olarak gören küçük bir aydın grup tarafından da desteklenen Anadolu’ya yönelik emperyalist propagandaların anlaşılabilmesi için tarihsel gelişim süreci incelenmelidir(Sarınay_Sünbül,1999)
Tarihi Gelişim: Emperyalizmin tarihi gelişimini, Batı dünyasında genellikle üç devrede incelemek mümkündür İlk bölümü, Roma İmparatorluğu’ndan daha önceye inmektedir İkinci bölüm Orta Çağ devresi olurken Keşiflerin yapıldığı 15 yüzyıldan günümüze kadar olan devre üçüncü devreyi teşkil etmektedir

İlk Çağlarlar Emperyalizmi: Makedonya Kralı İsender’den önce bulunan emperyalist devletler, Mısır,
Asur, Babil ve Iran İmparatorluklarıdır Yeni krallık olarak bilinen Mısır İmparatorluğu yaklaşık olarak MO l580’den l090’a kadar devam etmiştir Bu imparatorluk Nil nehri havzasından Fırat nehrine kadar uzanmaktaydı Asur İmparatorluğu ise 911–612 yılları arasında, Yeni Babil 625–538 yılları arasında, Iran imparatorluğu ise yaklaşık 546–330 arasında varlık göstermişlerdir İskender (MÖ 356–323) bunlardan daha büyük bir imparatorluk kurmuştur Kısa bir müddet devam etmesine karşılık, İskender’in döneminde imparatorluk, Yunanistan’dan, Mısır’a ve Hindistan’a kadar uzanmaktaydı Roma İmparatorluğu, MO İkinci yüzyılda Batı Akdeniz’deki Kartaca imparatorluğu ve Yunan İmparatorluğunu yenerek İngiltere’den, Dicle nehrine kadar uzanmıştır
Ortaçağ Emperyalizmi: Roma düşüncesinden etkile nen Ortaçağ batı düşüncesinde dünyayı kilisenin kont rolü altında birleştirmek yatmaktaydı Bu, kısa bir müddet için MS 9 yüzyılda, Şarlman (1471–1528) tarafından Kutsal Roma İmparatorluğu olarak gerçekleştirilmiştir Ancak kendi ölümüyle parçalanmalar ortaya çıkmıştır Ortaçağda pek çok imparatorluk dini bütünleştirme gayesiyle kurulmuştur Bu gaye için yapılan Haçlı seferleri bir emperyalist savaş serisinden başka bir değildi Haçlılar emperyalist duygularının yerine getirilmesi için Anadolu ve Ortadoğu’da Müslümanlara karşı korkunç zulümler yapmışlardı Daha sonra milli devletlerin kurulması, emperyalist çeşitli ülkelerin birbirlerine göre durumlarının diğerinin hesabına iyileştirmesi şeklinde ortaya çıkmıştır Bu arada Ortaçağda kurulan Osmanlı Devletini diğer emperyalist imparatorluklardan ayıran farkı işaret etmek yerinde olur Emperyalist imparatorluklarda idare daima dışardan olmuş ve idare edilen yerli halkın hakları ellerinden alınmıştır Özellikle bu, İngiliz idaresinde görülür Osmanlılar ise, idare altına aldıkları bölgelerde, mahalli teşkilatlara önem vermişler ve idarenin oturanlar tarafından gerçekleştirilmesine çalışmışlardır Bu bölgelerde yetişip Osmanlı Devletinin en önemli mevkilerine kadar gelmek mümkün olmaktaydı Ayrıca

Osmanlı devletinin kendi idaresinde bulunanlara eşit vatandaşlık hakları vermesi, din, inanç, eğitim, öğretim, ibadet ve ekonomik hürriyet tanınması, emperyalist düşünce ile bağdaşması mümkün olmayan bir uygulama dır
Modem Emperyalizm: Bunu da dört safhada incelemek uygundur
• İlk Emperyalist Güçler: Bunlar İspanya ve Portekiz olup, 15 ve 16 yüzyıllarda çok faaliyet göstermişlerdir madde kaynaklarına ilgi duymaktaydı Bu sebepten İspanyaesas olarak mücevher ve hazineye ilgi duymuş, özellikle Uzak doğuda aralarında çatışmalar çıkmıştır yeni koloniler kurarak, ve Hindi Çin ve Malaya’ya oradaki Portekizli ve yerlileri idare etmek için asker göndermiştir

Bu devrede İspanya ve Portekiz, dünyanın büyük güçlerindendi Ancak; daha sonra önemlerini kaybetmişlerdir İngiltere’nin denizci bir devlet olarak kuvvet kazanması sonucu, İspanya etkisini ve sahip olduğu toprakları yavaş yavaş kaybetmiştir Ancak, etkisi 19 yüzyıla kadar devam etmiştir 1898’deki iç savaşlar sonucu, İspanya Amerika’daki topraklarını ve Filipin leri kaybederken, Portekiz’in önemli kolonilerinden olan Brezilya istikl5lini ilan etmiştir
İngiliz, Fransız ve Hollanda Emperyalizmi: 17 ve 18 yüzyıllarda İngiltere Fransa ve Hollanda yeni güçler olarak ortaya çık Deniz gücü olan Hollanda, tica rete ilgi duymaktaydı 17 yüzyılın başında Endonezya’yı alan Hollanda, daha sonra Afrika, Karaibler ve Kuzey Amerika’da toprak sahibi olmuştur Coğrafi olarak küçük olması ve nüfusunun azlığından dolayı, önemli bir askeri güç olamamıştır İkinci Dünya Savaşı’nın nihayetinde meydana gelen çok kanlı bir savaş sonucu Endonezya’yı terk etmiştir 17 ve i8 yüzyıllardaki Fransız ve İngiliz düşmanlığı bazı çatışmalara sebep olmuştur Fransa, bir hava gücü olarak Kuzey Amerika Afrika, Ortadoğu, Hindistan ve Uzakdoğu’yu etkisi altına almıştır Fransa gibi İngiltere de hammadde kaynaklarına ilgi duymaktaydı Bu sebepten özellikle uzak doğuda aralarında çatışmalar çıkmıştır Kuzey Amerika ve Hindistan’daki pek çok toprağını İngiltere’ye kaptıran Fransa Hindiçin’i ve kuzey Afrika’daki tesirini korumuştur İngiliz nüfuzunu azaltmak için Fransa Amerikaya istiklal mücadelesinde yardım etmiştir Napolyon’un yenilgiye uğraması aynı zamanda ticarete ilgi duymaktaydı 16 yüzyılın sonucu (1812-1815), Fransa, 20 yüzyıla kadar denizaşırı topraklara sahip olmasına rağmen gücünü kaybetmeye başlamıştır

1985’deki Viyana kongresinden sonra, İngiltere dünyadaki en önemli güç olarak ortaya çıkmıştır Sahip olduğu topraklar Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya, Seylan, Malaya, Birmanya, Hindistan ve Güney Afrika’nın önemli bir bölümünü içine almaktaydı Ortadoğu da etki sahasına dahil bulunmaktaydı İnsanlarının karakteri, kendisinin denizci bir devlet olması sonucu, İngiltere 19 ve 20 yüzyıllarda dünya siyasetinde önemli rol oynamıştır
Bu güçlerin yanında başka bir tür güç de Osmanlı Devleti olmuştur Ancak Osmanlıların yukarıda zikredilen Avrupa devletleri gibi emperyalist bir güç olduğunu söylemek yerinde olmaz, Emperyalizmde toprak ve tesir sahasının genişletilmesi bulunmaktadır Ancak bu işlemde alınan topraklardaki yerli halk hiçbir zaman idari işlere dahil edilmemekteydi Dışarıdan emperyalist gücün temsilcisi olarak gelen idareciler de kararlarını alırken, yerli halkın değil emperyalist gücün menfaatleri doğrultusunda veriyorlardı Osmanlılarda ise, durum farklı olmuştur Mahalli idarelere önem veren Osmanlılar, idareci olarak yerli halkın seçtiğine itibar etmişler ve onun genel siyasetleriyle karşı düşmeyen kararlarını saygı ile karşılamışlardır Hatta, yerli halktan, Müslüman olup, Osmanlıların merkezi idare sinde önemli görevlere gelenlere sık sık rastlanmıştır Bu sebeptendir ki, Müslüman olmamış yerlerden Osmanlılar çekildiğinde geri bıraktıkları iz, eserlerinden ibaret olmuş, yoksa Avrupa devletleri gibi yerli halktan kendi menfaatlerini koruyan bir zümreyi geride bırakmamışlardır
Yeni Emperyalist Güçler: 1880’den İkinci Dünya Savaşına kadar olan dönemde Belçika, Almanya, ABD, İtalya ve Japonya gibi yeni güçler doğmuştur Pek çok toprakların eski güçler tarafından paylaşılmış olduğunu gören yeni güçler, yeni topraklar ararken, eskilerle karşı karşıya gelmişlerdir
Otto von Bisınarck’ın idaresi altında emperyalist güç olan Almanya 1880’deıı sonra deniz aşırı toprakları elde etmeğe başlamıştır Ancak Birinci Dünya Savaşında yenilmesiyle bu toprakları kaybetmiştir Hitler’in idaresi altında Alman emperyalizmi tekrar canlanmış, Avusturya ve Çekoslovakya’yı işgal etmiştir Ancak İkinci Dünya savaşındaki yengilisiyle bütün bunları kaybetmiştir
Libya’yı kontrol altına alan İtalya daha sonra Etiyopya’yı ve Arnavutluğu işgal etmiştir Eski Roma imparatorluğu hayaliyle Almanya ile beraber Fransa’ ya saldırmıştır
Japon emperyalizmi, 1894—1895’deki Çin-Japon savaşı ile başlamış, Kore ve Tayvan’ı işgal etmiş Mançurya’ya ilerlemiştir ABD’yi Uzakdoğu’dan atmağa çalışan Japonya, İkinci Dünya Savaşında yenil giye uğramıştır
Son zamanlarda emperyalist güç olarak çıkan ABD, Porto Riko, Guam ve Filipinleri elde etmiştir Daha sonra I867’de Alaska’yı ve l898’de Havaiyi sınırlarına dahil etmiştir
İkinci Dünya Savaşından sonra: İkinci Dünya Savaşından sonra eski emperyalist güçler kolonilerine istiklallerini vermişlerdir Ancak bu arada yeni ve büyük iki emperyalist güç doğmuştur: Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti 1939’da Sovyetler, Almanya ve Doğu Avrupa’daki tesir alanları üzerinde anlaşmaya varmışlardır Ancak Almanya’nın Polonya’ya saldır masıyla Sovyetler Polonya’yı Estonya, Letonya ve Litvanya’yı işgal ederken, Finlandiya’nın bir kısmını da kendi topraklarına katmıştır İkinci Dünya Savaşından sonra Sovyetler, Doğu Avrupa ülkelerinde kukla devletler kurmuş ve bunların devamı için daima işgalci Sovyet askerleri bulundurmuşlardır Bunlar, Arnavutluk, Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Polonya’dır, Daha sonra bunlara Doğu Almanya ve Çekoslovakya katılmıştır Daha önceleri işgalci durumunda bulunan Sovyetler l950’lerden sonra taktik değiştirerek, yetiştirdikleri yerli komünistlerle sömürgelerini genişletmeğe çalışmaktadırlar
Komünist fikre göre emperyalizm, kapitalizmin son devresidir Buna göre biriken kapital ülkede yatırım yapamayınca, daha az gelişmiş ülkelere dönecektir ve onları sömürge haline getirecektir En son devrede ise bu ülke menfaatlerini korumak için sömürgeye askeri müdahalede bulunacaktır Ancak; tarihi gelişim bunu doğrulamamı Batılı ülkeler sömürgelerine istiklal verip ve idareyi yetişen yedi zümreye bıraktıkları halde, Sovyetler Birliği, Doğu Avrupa ülkelerinde l980’lerde Polonya’da olduğu gibi, en basit hürriyet fikrinin doğmasından bile endişe etmektedir(Türkiye Gazetesi Rehber Ansiklopedisi)
Emperyalist eğilimler, bazen farklı devletlerin birbirleriyle giriştikleri ilişkilerde, bazen farklı milletlere veya kavimlere ait iktisadi gruplar arasındaki iliş kilerde meydana çıkar Fakat, modern milletlerin, siyasi ve iktisadi menfaatlerinin karşılıklı oluşu göz önüne alınınca, türlü emperyalist eğilimler arasında kesin bir ayırım gözetmenin pratik bakımdan imkansız olduğu görülür
Emperyalizm eğilimi, yaşama ve saldırganlık içgüdülerine ve dolayısıyla hayata bağlı daha köklü bir eğilimin ifadesi gibi görünmektedir Bu eğilim, toplumları her alanda, yani nüfus, iktisadi, siyaset ve kül tür alanlarında yayılıp genişlemeye zorlar ve dolayısıyla nüfus fazlalığı vb gibi nüfus hareketleriyle gerçekleşir
Son zamanlarda devletler emperyalizme daha çok ekonomik üstünlük sağlamak ticaret yaptıkları alanları genişletmek için başvurmuşlardır(Hayat Ansiklopedisi)
Bir kaç çeşit emperyalizm eğilimi ayırt edilmiştir: 1- Siyasi Emperyalizm: Saldırgan bir hükümdarın şerefi söz konusu edilerek veya stratejik noktaları elde bulundurma, iki milletin güvenliğini sağlama gerekçesiyle girişilen baskıcı ve yayılmacı hareketler2-Demografik Emperyalizm: Maksadı, nüfus fazlalığına, artışa yer sağlamaktır 3- Dini Emperyalizm: Bir imanı yayma gayesi ile gerçekleştirilir(Yeni Türk Ansiklopedisi) 4-Kültür Emperyalizmi: Emperyalizm, son yıllarda diğer çeşitlerinin yanı sıra kültür emperyalizmi şeklinde tatbik edilir, olmuştur Bu emperyalizm çeşidinde milletlerin din, inanç, örf, adet, gelenek, görenek, dil, zevk, sanat ve ahlak gibi üst değenleri hedef alınmaktadır Kültür emperyalizminin tatbik edildiği milletler yavaş yavaş ve ustaca tertiplenmiş uzun vadeli organizasyonlarla, milli, manevi, tarihi, ahlaki ve bedii değerlerinden koparılarak dejenere edilmekte, kendilerine telkin edilen hakim kültürün etkisi altında benliklerini kaybetmiş nesiller meydana getirilmektedir Böylece milletlerin hakiki varlıkları sona erdirilerek uydu topluluklar ve insan yığınları meydana getirilmek istenmektedir Bunun neticesi olarak siyasi ve ekonomik emperyalizm kolayca, savaşsız, herhangi bir direnmeğe karşı koyma olmadan ve çok uzun vadeli yerleştirilmek istenmektedir

Bu noktadan bakıldığında her geçen gün dünyada kültür savaşlarının arttığı, çeşitlendiği ve şiddetlendiği müşahede edilmektedir Dünyada bir çok ülke bilhassa komünist blok ülkeleri ve bazı kapitalist ülkeler tarafın dan, kültür emperyalizminin pençesi altına düşmüş ve dejenere edilmiş olarak değerlendirilmektedir Bu millete kayıp milletler, kültürleri de tarihe karışmış kül türler olarak isimlendirilmektedir
Kültür emperyalizminin yakın tarihteki en ısrarlı ve devamlı uygulaması kilise tarafından ortaya konmuş ve devam ettirilmektedir Kilisenin kontrolü altında özel olarak kurulan misyoner teşkilatları, misyoner okulları ve buralarda yetiştirilen misyonerler, dünyanın her tarafında her türlü vasıta ile faaliyetlerini sürdürmektedir Bu çalışmaların bazı Afrika ve Asya kabileleri üstünde kısmi başarılarına rağmen, bilhassa İslam ülkelerinde hiç muvaffak olamamaları, yeni usul ve tertipleri doğurmuştur Bunlar arasında kültür emperyalizmine tabi tutulan ülkelerin eğitim müesseselerine, tedrisat programlarına ders kitaplarına ve eğitim şekillerine tesir ederek arzu ettikleri fikir, düşünce ve anlayışları genç nesillere empoze etmek en çok kullanılan yol olmuşturBirçok ülkede tatbik edilen bu vahim tertibe eğitim reformu, yenilik, ilericilik, devrim ve taklitçilik ve buna benzer isimler verilerek gerçek maksadın sinsice gizlendiği müşahede edilmektedir Böylece yarı aydınlar ve kozmopolit nesiller meydana getirilmektedir Ayrıca son yıllarda baş döndürücü bir süratle gelişen ve yeni sistem ve cihazlarla çeşitlenen haberleşme vasıtaları (veya diğer adıyla kitle iletişim araçları) bu tür kültür emperyalizmi tatbikatlarının en ucuz, en rahat ve en verimli aleti olarak kullanılmaktadır Bunlar arasında kitap, gazete, mecmua, sinema filmi, tiyatro, plaklar, TV filimler, video kasetler, radyo yayınları en meşhurları ve en tesirlileri olmaktadır Bu vasıta yoluyla seçilen konu üstünde telkin edilmek istenen fikir, düşünce, anlayış devamlı ve çeşitli cepheleriyle tekrar edilmekte, insanlara cazip gelen şeyler arasında hissettirilmeden benimsetilmektedir Bunun neticesi olarak çok kısa bir zaman sonra bu telkinlere muhatap olanların hal ve hareketleri, giyinişleri, düşünceleri, anlayışları hatta ibadet ve inançlarında büyük değişiklikler meydana gelerek kültür emperyalizmi yolunu tutanlar maksatlarına kavuşmuş olmaktadır Kütür emperyalizminin bir diğer dünya çapındaki tatbikatçısı da Siyonist teşkilatlar olarak görülmektedir Kaynağını Yahudi inançlarından alan bazı düşünce ve sistemler çeşitli isimler altında bütün dünyaya yayılmış kuruluş lar kanalı ve elıyle insanlara empoze edılmektedır Bu faaliyetlerin esasını, dinleri ortadan kaldırmak ve çeşitli yollarla milli ve manevi benlikleri unutturulmuş insanları Yahudi ırkına hizmet eder hale getirmek teşkil etmektedir
Kültür emperyalizmi üstünde en çok çalışan ülkeler arasında komünist blok ülkeleri zamanımızda en başta yer almaktadır Bunlar da haberleşme vasıtalarını, basın-yayın organlarını ve diğer aletleri en yüksek oranda kullanarak kendi arzularına uygun insan yığınları meydana getirmeye çalışmaktadır Bu insanları dinlerinden, dillerinden, milli kıymet ve ahlaki değerlerinden dünyayı, hayatı kendi kültürlerine uygun olarak anlayışlarından tamamen koparmak hedef alın maktadır Hatta bu işin çok ileri derecelere vardırılarak beyin yıkama noktasına dayandırıldığı, beyinleri adeta programlanmış robot insan ve insan topluluklarının hedef alındığı ve yer yer mu olunduğu da görülmektedir Komünist blok ülkelerinin kültür emperyalizminin temelini materyalist felsefenin esaslarını dünyaya yaymak ve hakim kılmak teşkil etmektedir Bu esaslar; Allahsızlık, dinsizlik, hiçbir ahlaki değere inanmamak, milli örf ve adetlerden uzaklaşmak, vatan, bayrak, namus, özel mülkiyet gibi mefhumları reddetmek, aile müessesesini ortadan kaldırmak, dilleri ve milli kül türleri yok etmek şeklinde özetlenmektedir
Son yılarda her geçen gün yaygınlaşan ve çeşitlenen haberleşme vasıtaları sebebiyle kültür emperyalizmine her fert tek tek muhatap olma durumuyla karşı karşıya dır Bu husus, milletler için çok büyük bir tehlike teşkil etmektedir Bu bakımdan dinlere, insani değerlere ve medeni faziletlere saygılı ve bağlı milletler bu tehlikeye karşı tedbirler almakta kendi din, inanç, ibadet, örf, adet,dil, ahlak ve sanat değerlerini titizlikle muhafaza etmeye ve yeni yetişen nesillere aktarmaya çalışmakta dır Gerek batı kaynaklı ve gerekse komünist bloktan gelen kültür emperyalizminin sızmaya ve başarılı olmaya çalıştığı İslam ülkelerinde de çeşitli tedbirler alınmaktadır Bu tedbirler her geçen gün artırılmakta, milletin ve yeni yetişen nesillerin milli, manevi, ahlaki, tarihi ve bedii kıymetlere sahip çıkması için çalışmalar yapılmaktadır(Türkiye Gazetesi Rehber Ansiklopedisi) 5- İktisadi Emperyalizm: Buradaki maksat da, ham madde kaynakları aramak ve sanat mamullerine pazar aramaktır
Tarihte bu şekillerin hiç biri tek olarak görülmemiş, her imparatorlukta, az veya çok, her şekil var olmuştur, Fakat şekillerden birinin hakim durumda olması, imparatorluğun karakterine damgasını vurmuş bulunmaktadır Emperyalist doktrinler, ancak geçen yüzyılda ve özellikle yüzyılın ikinci yarısında açıktan açığa belirtilmiş ve bu safhadaki yaygın sömürgecilik harekatının ideolojisini oluşturmuştur Bu doktrinler ister soy, kültür, iktisat ve toplumla veya milletin itibariyle ilgili sebeplerle olsun, ister bütün bu faktörlerin bir araya gelmesiyle olsun, hepsi de kuvvet kullanarak imparatorlukları kurmayı haklı göstermektedir(Yeni Türk Ansiklopedisi)
Emperyalizmin nedenleri ve anlamı üzerine çağdaş görüş ve tartışmalar dört ana grupta toplanabilir:İlk grup ekonomik savları içerir ve genellikle Emperyalizmin karlılığını tartışırEmperyalist ülkelerin emperyalizmden kazançlı çıktığını savunanlar imparatorluğun sağladığı beşeri ve maddi kaynaklara ve üretim,yatırım sermayesi ve nüfus fazlası için Pazar oluşturmasına işaret ederlerİkinci grup görüşler,emperyalizm ile insanın ve devlet gibi insan topluluklarının doğası arasında bir ilişki kurarFarklı noktalardan yola çıkan Machiavelli,Sir Francis Baron,Adolf Hitler,Benito Mussolini gibi kişiler benzer sonuçlara varmışlardırBunlara göre emperyalizm,ayakta kalmak için sürdürülen doğal bir parçasıdırÜstün nitelikli olanların ötekilere egemen olmaları zorunlu bir yasadırÜçüncü grup görüşler strateji ve güvenlik ile ilgilidirBu görüşün savunucularına göre ülkeler güvenlik nedenleri ile üsler,stratejik kaynaklar,tampon devletler ve doğal sınırlarla ulaşım ve haberleşme hatlarının denetimini ele geçirmek ya da başka devletlerin bunları ele geçirmelerini engellemek zorundadırDördüncü grup görüşler ahlaksal temellere dayanırÖrneğin emperyalizm,halkları zorba yönetimden kurtaran ya da daha üstün bir yaşam biçiminin nimetlerini sağlayan bir araç olarak mazur gösterilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.