![]() |
Siyasal Bilimler-Gündem 21 |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Siyasal Bilimler-Gündem 21Gündem 21 Nedir? Gündem 21, kalkınma ve çevre arasında denge kurulmasını hedefleyen “sürdürülebilir gelişme” kavramının yaşama geçirilmesine yönelik, küresel uzlaşmanın ve politik taahhütlerin en üst düzeydeki ifadesi olan bir eylem planıdır ![]() Gelecek yüzyıla açılan yolda “sürdürülebilir gelişme” konulu Gündem 21'in çıkış noktası, Haziran 1992'de Rio de Janeiro'da yapılan ve “Yeryüzü Zirvesi” olarak adlandırılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı'dır ![]() Dünya çevre hareketi açısından bir dönüm noktası niteliğini taşıyan Rio Konferansı, yalnızca “sürdürülebilir gelişme” kavramını yaşantımıza sokmakla kalmayarak, katılımcı mekanizmaların ve süreçlerin önce Birleşmiş Milletler'ce, ardından da tüm hükümetler ve diğer kurum ve kuruluşlarca benimsenmesini (ya da en azından dikkate alınmasını) sağlamıştır ![]() Konferans'ta, aralarında Gündem 21'in de bulunduğu beş uluslararası belge kabul edilmiştir ![]() Kısa bir süre içinde Birleşmiş Milletler'in en tanınmış belgelerinden biri durumuna gelen Gündem 21: Kalkınma ve çevre arasında denge kurulmasını hedefleyen “sürdürülebilir gelişme” kavramının yaşama geçirilmesine yönelik bir eylem planı niteliğindedir ![]() İnsanlığın temel gereksinimlerinin karşılanmasını, yaşam standartlarının iyileştirilmesini, ekosistemlerin daha iyi korunmasını ve yönetilmesini amaçlamaktadır ![]() Bir yandan günümüzün ağırlıklı sorunlarının üstesinden gelmeyi, öte yandan da dünyamızı gelecek yüzyılın tehditlerine karşı hazırlamayı, bir başka ifadeyle, “21 ![]() ![]() Gündem 21 üç ana ve bir tamamlayıcı kısımdan oluşmakta ve toplam 40 bölümü içermektedir ![]() Gündem 21, “İnsanlık, tarihsel bir dönüm noktasındadır”, cümlesiyle açılmaktadır ![]() ![]() Çıkış yolu olarak ise Gündem 21, daha güvenli bir geleceğe giden yolun yapı taşlarının döşenmesini sağlayacak küresel ortaklık kavramını gündeme getirmektedir ![]() Bu kavram ile birlikte, tüm dünyada geleneksel “yönetim” anlayışı, yerini “yönetişim” (governance) olarak ifade edilen, katılımcılığa ve ortaklıklara dayalı yeni bir yaklaşıma bırakmaya başlamıştır ![]() ![]() 1992 Rio “Yeryüzü Zirvesi”nden başlayarak, 1994 Kahire Nüfus ve Kalkınma Konferansı, 1995 Kopenhag Sosyal Gelişme Konferansı, 1995 Pekin Dördüncü Dünya Kadın Konferansı ve son olarak 1996 İstanbul Habitat II “Kent Zirvesi”ne uzanan küresel Birleşmiş Milletler konferansları ve diğer zirveler “küresel ortaklık” ilkelerinin tüm dünyada kabul görmesini sağlamıştır ![]() Gündem 21’in temel yaklaşımı, tüm program alanlarına yönelik finansman politikalarının belirlenmesi, yeni kaynakların yaratılması, uygulanabilir teknik ve ekonomik araçların belirlenmesi, merkezi yönetim-yerel yönetim ilişkilerinin desantralizasyon anlayışı doğrultusunda güçlendirilmesi, hükümet ve hükümet dışı kuruluşlar arasında işbirliğinin geliştirilmesi ve halkın etkin katılımının sağlanması gibi öncelikler üzerine bina edilmiştir ![]() Gündem 21’de yer alan tüm program alanlarının başarıyla uygulanabilmesinin gereği ve önkoşulu olarak, “çok-aktörlülük” ve “toplumsal uzlaşma” aranması getirilmektedir ![]() ![]() 21 ![]() Gündem 21’in çıkış noktası, bir yandan günümüzün ağırlıklı sorunlarının üstesinden gelmeye çalışırken, öte yandan da dünyamızı gelecek yüzyılın tehditlerine karşı hazırlamak, bir başka ifadeyle, “21 ![]() ![]() Çevre sorunlarının tüm dünyada gündemin üst sıralarında yer almaya başladığı 20 ![]() ![]() ![]() Aynı dönemde, çevre sorunlarının, dünyadaki nüfus patlamasını ve giderek artan yoksulluk ile uluslararası eşitsizliği de içerecek şekilde, geniş bir bakış açısı ile ele alınması zorunluluğu vurgulanmaya başlanmıştır ![]() İnsanlığın çıkış yolu, çevresel gelişme ile ekonomik kalkınma arasındaki yaşamsal köprünün kurulmasına ve gelişmenin “sürdürülebilir” olmasına bağlanmıştır ![]() Bu dönemde Dünya, “sürdürülebilirlik” kavramı ile tanışırken, bunun yaşama geçirilmesine yönelik süreçler de gözden geçirilmeye başlanmıştır ![]() Çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ve “sürdürülebilir gelişme” ilkesinin yaşama geçirilmesinin ancak “yerinden” çözümlerle mümkün olacağı, giderek daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır ![]() “Çevre”nin en geniş katılımcılık gerektiren alan olduğu, genel bir kabul görmeye başlamıştır ![]() Çevre korumanın doğasında toplumsallaşma olduğu ve doğrudan katılım ve demokratikleşme ile ilgili bir alan olduğu, bu bağlamda, özünde demokratikleşmeyi ve kentsel hakları savunmayı gerektirdiği, açıkça ifade edilmeye başlanmıştır ![]() Bu gelişmelere paralel olarak, dünya ölçeğinde bir başka heyecan verici süreç yaşanmaya başlamıştır ![]() Birleşmiş Milletler' in tek muhatap olarak merkezi yönetimleri görme politikasının iflas etmesi karşısında, uluslararası topluluk çözümü yerel yönetimlere ve hükümet-dışı kuruluşlara yönelmekte bulmuştur ![]() Bu süreç, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının uluslararası düzeyde etkin ve vazgeçilmez “ortaklar” olarak kabul görmeye başlamasını sağlamıştır ![]() Dünyada demokratikleşme sürecinin en güçlü araçlarından olan yerel yönetimlerde yeniden yapılanma önem kazanmış ve yerel düzeyde kurumsallaşma, uluslararası topluluğun ve ulusların dikkatini giderek daha çok çekmeye başlamıştır ![]() Demokratik uygulamaların, çoğulcu ve katılımcı politikaların en somut biçimde gerçekleşme olanağını ve ortamını bulduğu yerel yönetimlerin, 2000’li yıllara yepyeni bir anlayışla hazırlanmalarının önemi giderek daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır ![]() Yeni bir yüzyıla girerken, özerk, katılımcı, saydam ve etkin yerel yönetimlere olan gereksinim giderek kendini göstermeye başlamıştır ![]() Yerel yönetimlerin yeniden yapılanması ve yerel yönetimlerin demokratikleşme sürecine katkılarını arttırabilme mekanizmalarının oluşması için çalışmalar hızlanmıştır ![]() “Sürdürülebilir gelişme” ilkesine ağırlık veren ülkelerde, kendilerine özgü ve toplumsal yapılarının gereklerine uygun bir “toplumsal uzlaşma” modeli tartışılmaya, şekillenmeye başlamıştır ![]() ![]() 1992 Rio de Janeiro “Yeryüzü Zirvesi”nden başlayarak, 1994 Kahire Nüfus ve Kalkınma Konferansı, 1995 Kopenhag Sosyal Gelişme Konferansı, 1995 Pekin Dördüncü Dünya Kadın Konferansı ve son olarak 1996 İstanbul Habitat II “Kent Zirvesi”ne uzanan küresel Birleşmiş Milletler konferansları ve diğer zirveler “küresel ortaklık” ilkelerinin tüm dünyada kabul görmesini sağlamış ve hükümetler-arası kararların demokratikleşmesinin uluslararası dayanaklarını oluşturmuştur ![]() “Sürdürülebilir Gelişme” Nedir? Gündem 21'in dayanağı olan “sürdürülebilir gelişme” kavramının temelleri, Rio'dan 20 yıl önce, Haziran 1972'de Stockholm'de yapılan “İnsan Çevresi” Konferansı sırasında atılmıştır ![]() 1987 yılında Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından yayınlanan “Ortak Geleceğimiz” başlıklı, Komisyon Başkanı’nın adıyla, “Brundtland Raporu” olarak bilinen ünlü raporda, giderek ağırlaşan çevresel sorunlar karşısında, insanlığın çıkış yolu olarak, çevresel gelişme ile ekonomik kalkınma arasındaki yaşamsal köprünün kurulması ve gelişmenin “sürdürülebilir” olması gösterilmektedir ![]() “Sürdürülebilir gelişme, bugünün gereksinim ve beklentilerini, gelecek kuşakların gereksinim ve beklentilerini karşılama olanaklarından ödün vermeksizin karşılamaktır ![]() Brundtland Raporu’nda getirilen “sürdürülebilirlik” tanımı, bugün için de geçerliliğini büyük ölçüde korumaktadır ![]() “Sürdürülebilir gelişme olgusunun merkezinde insanlar yer almaktadır ![]() ![]() Rio Konferansı’ndan bu yana, Gündem 21'in dayanağı olan “sürdürülebilir gelişme” kavramı üzerinde yoğun tartışmalar yaşanmaktadır ![]() ![]() “Sürdürülebilir gelişmenin amacı, insanlığın temel gereksinimlerinin karşılanması, herkes için yaşam standardının iyileştirilmesi ve güvenli bir geleceğin sağlanmasıdır ![]() Bugün gelinen noktada, çevrenin korunması, ekonomik gelişme ve sosyal hakkaniyetin, sürdürülebilir gelişmenin sacayağını oluşturduğu yönünde bir görüş birliği oluştuğu söylenebilir ![]() “Günümüzde ve gelecekte bütün insanların eşit paylaşacakları refahı sağlayacak bir araç olan sürdürülebilir gelişme, nüfus, kaynaklar, çevre ve kalkınma arasındaki karşılıklı ilişkilerin tam olarak bilinmesini, uygun şekilde düzenlenmesini ve bunlar arasında uyumlu, dinamik bir denge kurulmasını gerektirmektedir ![]() “İnsan-merkezli sürdürülebilir gelişmenin önkoşulu, kadın-erkek arasında eşitliğe dayalı yeni bir ortaklık oluşturulmasıdır ![]() “Demokratik, insan haklarına saygılı, saydam, katılımcı ve halka hesap veren yönetimler ile sivil toplumun etkin katılımı, sürdürülebilir gelişmenin gerçekleşebilmesinin vazgeçilmez temelleridir ![]() Rio’yu izleyen Kahire, Kopenhag, Pekin ve İstanbul Birleşmiş Milletler konferanslarının tümünde, “Ekonomik gelişme, sosyal gelişme ve çevrenin korunmasının, sürdürülebilir gelişmenin birbirine bağlı ve karşılıklı olarak birbirlerini destekleyen bölümleri olduğu” inancı vurgulanmaktadır ![]() “Sürdürülebilir gelişme, temel çevresel, sosyal ve ekonomik hizmetlerin, bu hizmetlerin dayandığı ekolojik ve toplumsal sistemlerin varlığını tehdit etmeksizin, herkese sunulabildiği gelişme olarak tanımlanabilir ![]() ![]() Rio’dan İstanbul’a ![]() ![]() ![]() “Gündem 21’in başarıyla uygulanmasından öncelikle ve esas olarak hükümetler sorumludur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -------------------------------------------------------------------------------- “Hükümetler, yaşlıların kendi hür iradeleriyle, sağlıklı ve üretken bir yaşam sürmelerini sağlamaya ve yaşamları boyunca toplumun çıkarları doğrultusunda kazanmış oldukları beceri ve yetenekleri tam olarak kullanmaya yönelik koşulları güvence altına almalıdırlar ![]() -------------------------------------------------------------------------------- “Sürdürülebilir ekonomik büyüme, sosyal gelişme, çevrenin korunması ve sosyal adalet temelinde yoksulluğun ortadan kaldırılmasını, kadınların ekonomik ve sosyal gelişme sürecinde yer almalarını, fırsat eşitliğini ve kadınların ve erkeklerin, insan-merkezli sürdürülebilir gelişmenin hem uygulayıcıları hem de yararlanıcıları olarak, tam ve eşit katılımını gerektirir ![]() -------------------------------------------------------------------------------- “Gençlik, günlük yaşamları üzerinde doğrudan etkisi olan kalkınma faaliyetlerinin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi sürecine aktif olarak katılmalıdır ![]() -------------------------------------------------------------------------------- “Uygulamanın her düzeyinde… hükümetler, yerel yönetimler, hükümet-dışı kuruluşlar ve özellikle gönüllü kuruluşlar ve Gündem 21’de belirtilen diğer kuruluşlar, medya, aileler ve bireyleri kapsayan ortaklık kurulması vazgeçilmez bir zorunluluktur ![]() -------------------------------------------------------------------------------- “Küresel eylem planının, özel bölgesel koşulları ve öncelikleri gözönüne alarak, ulusal planlar ve yerel gündemler arasında bağlantı ve ilişki kurması sağlanmalıdır ![]() ![]() -------------------------------------------------------------------------------- “Yapabilir kılma stratejisi ve ortaklık ve katılım ilkelerini, taahhütlerimizi gerçekleştirmek için en demokratik ve etkin yaklaşım olarak kabul ediyoruz ![]() ![]() -------------------------------------------------------------------------------- “Bizler, kentler ve kasabalar olarak, görüyoruz ki, sürdürülebilir gelişme kavramı yaşam standardımızı doğanın taşıma kapasitesine bağlı olarak oluşturabilmemiz konusunda yardımcı olmaktadır ![]() ![]() ![]() “Yönetim”den “Yönetişim”e… Dünya’da Gündem 21’e giden yolun yapı taşları döşenirken, geleneksel “yönetim” anlayışının yerini, katılımcılığa ve ortaklıklara dayalı “çok aktörlü yönetim” olarak tanımlanan yeni bir yönetim anlayışının almaya başladığı görülmektedir ![]() ![]() Yönetimden “yönetişim”e geçiş süreci, hiyerarşik, tepedenci, emredici, “ben bilirim”ci, köstekleyici yapılanma yerine, yönlendirici, destekleyici, “yapabilir kılıcı”, yatay, saydam, hesap vermeye ve demokratik denetime açık, tabana dayalı, gücünü halktan alan, desantralize ve katılımcı politikalar, kurumlar ve hareketler üstüne oturan yeni bir ilişkiler sisteminin geliştirilmesini gerekli kılmaktadır ![]() Bu yeni ilişkiler sistemi, uygulamada, birbirini etkileyen ve kesişen, birbirini desteklediği ve güçlendirdiği kadar birbiriyle çelişen ve çatışan, çapraşık ve çok yönlü bağlantıları olan bir ilişkiler “yumağını” nitelemektedir ![]() ![]() 1 ![]() Günümüzde bu ilişkiler, geleneksel desantralizasyon anlayışı kapsamındaki merkezden yerele yetki ve kaynakların aktarılması anlayışından farklılık göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yeni yaklaşım kapsamında, başta yerel yönetimler olmak üzere, yerel aktörlerin, merkezi yönetim tarafından “ortaklar” olarak görülmesi, demokratik katılım ve sorumluluk paylaşımı açısından yaşamsal bir önem taşımaktadır ![]() Bu ilişkilerin geliştirilmesi açısından, merkezi yönetimden, özellikle, kapsamlı bir yerel yönetim reformunun altyapısını oluşturacak yasal ve kurumsal çerçevenin geliştirilmesine öncülük etmesi ve desantralize bir yönetim anlayışının gereği olan yetkilendirici, olanaklı kılıcı, yönlendirici ve destekleyici bir rol üstlenmesi beklenmektedir ![]() 2 ![]() Yeni “yönetişim” yaklaşımı, yerel düzeydeki ilişkilerin niteliğini de değiştirmiş ve “birlikte yönetim” anlayışına doğru bir süreç başlatmıştır ![]() Bu süreç, yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşları ve diğer yerel ortaklar arasında yatay ve demokratik bir biçimde örgütlenmiş, hiyerarşik olmayan (ya da, “dikey hiyerarşi” yerine “yatay hiyerarşi” niteliğini taşıyan) ilişkiler kurulmasını sağlamaktadır ![]() Bu ilişkiler, geniş anlamda sivil toplum kuruluşları olarak ifade edilen ve dernekler, vakıflar, özel sektör kuruluşları, sendikalar, meslek kuruluşları, akademik kuruluşlar, basın-yayın kuruluşları ve diğer hükümet-dışı kurum ve kuruluşları ve yurttaş girişimlerini kapsayacak şekilde, geniş bir yelpazeye yayılmaktadır ![]() ![]() 3 ![]() Uluslararası ilişkilerin niteliği, yakın bir geçmişin yalnızca ulusal hükümetler düzeyinde kurulan geleneksel ilişkilerinden oldukça farklılaşmıştır ![]() ![]() Yerel yönetimler, giderek artan bir şekilde, uluslararası yerel yönetim kuruluşları aracılığıyla ya da doğrudan, uluslararası işbirliği ve dayanışma faaliyetlerini yürütmektedirler ![]() ![]() Gündem 21’in Bölüm Başlıkları KISIM I: SOSYAL VE EKONOMİK BOYUTLAR Bölüm 1: Giriş Bölüm 2: Gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir gelişmenin hızlandırılması için uluslararası işbirliği Bölüm 3: Yoksullukla mücadele Bölüm 4: Tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi Bölüm 5: Demografik dinamikler ve sürdürülebilirlik Bölüm 6: İnsan sağlığının korunması ve kollanması Bölüm 7: Sürdürülebilir insan yerleşimleri gelişmesinin desteklenmesi Bölüm 8: Karar alma sürecinde çevre ve kalkınmanın bütünleştirilmesi KISIM II: KALKINMA İÇİN KAYNAKLARIN KORUNMASI VE YÖNETİMİ Bölüm 9: Atmosferin korunması Bölüm 10: Toprak kaynaklarının planlanması ve yönetimine bütünleşik yaklaşım Bölüm 11: Ormansızlaşma ile mücadele Bölüm 12: Hassas ekosistemlerin yönetimi: çölleşme ve kuraklık ile mücadele Bölüm 13: Hassas ekosistemlerin yönetimi: dağların sürdürülebilir gelişmesi Bölüm 14: Sürdürülebilir tarımın ve kırsal kalkınmanın desteklenmesi Bölüm 15: Biyolojik çeşitliliğin korunması Bölüm 16: Biyoteknolojinin çevresel açıdan sağlıklı bir şekilde yönetimi Bölüm 17: Okyanusların, kapalı ve yarı-kapalı denizler de dahil olmak üzere her türlü denizin ve kıyı alanların korunması ve bunların canlı kaynaklarının korunması, rasyonel kullanımı ve geliştirilmesi Bölüm 18: Tatlısu kaynaklarının temini ve kalitesinin korunması: Su kaynaklarının geliştirilmesi, yönetimi ve kullanımında bütünleşik yaklaşımların uygulanması Bölüm 19: Zehirli ve tehlikeli ürünlerin yasadışı uluslararası dolaşımı dahil olmak üzere, zehirli kimyasal maddelerin çevresel açıdan sağlıklı bir şekilde yönetimi Bölüm 20: Tehlikeli atıkların yasadışı uluslararası dolaşımı dahil olmak üzere, tehlikeli atıkların çevresel açıdan sağlıklı bir şekilde yönetimi Bölüm 21: Katı atıkların ve atıksuların çevresel açıdan sağlıklı bir şekilde yönetimi Bölüm 22: Radyoaktif atıkların güvenli ve çevresel açıdan sağlıklı bir şekilde yönetimi KISIM III: TEMEL GRUPLARIN ROLLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ Bölüm 23: Başlangıç Bölüm 24: Sürdürülebilir ve hakkaniyetli gelişme yönünde kadınlar için küresel eylem Bölüm 25: Sürdürülebilir gelişmede çocuklar ve gençlik Bölüm 26: Yerli halkların ve toplulukların rollerinin tanınması ve güçlendirilmesi Bölüm 27: Hükümet-dışı kuruluşların rolünün güçlendirilmesi Bölüm 28: Gündem 21'in desteklenmesinde yerel yönetimlerin girişimleri Bölüm 29: İşçilerin ve işçi sendikalarının rolünün güçlendirilmesi Bölüm 30: İş çevrelerinin ve sanayinin rolünün güçlendirilmesi Bölüm 31: Bilimsel ve teknolojik topluluk Bölüm 32: Çiftçilerin rolünün güçlendirilmesi KISIM IV: UYGULAMA ARAÇLARI Bölüm 33: Mali kaynaklar ve mekanizmalar Bölüm 34: Çevresel açıdan sağlıklı teknolojinin transferi, işbirliği ve kapasite geliştirilmesi Bölüm 35: Sürdürülebilir gelişme için bilim Bölüm 36: Öğretimin, kamu duyarlılığının ve eğitimin özendirilmesi Bölüm 37: Kapasite geliştirmeye yönelik ulusal mekanizmalar ve uluslararası işbirliği Bölüm 38: Uluslararası kurumsal düzenlemeler Bölüm 39: Uluslararası hukuki araçlar ve mekanizmalar Bölüm 40: Karar alma sürecinde bilgi |
![]() |
![]() |
|