10-09-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tarihi Şuura Giden Yollar
İnsan düşünce dünyasına göre şekillenen bir varlıktır O nasıl düşünüyorsa, kabiliyeti ölçüsünde öyle olmaya namzettir Belli bir düşünceye göre eşya ve hâdiselere bakışı devam ettiği sürece, karakter ve ruhi yapısı itibariyle yavaş yavaş giderek o düşünce çizgisinde bir hüviyet kazanır (1) Bu görüşten hareketle asrımızın başında tulü etmiş büyük mütefekkirin beyanı içinde ?Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayattan lezzet alır? (2) düsturuyla hayata bakmak geçmişi değerlendirmek ve geleceğe yön vermek, istikbâle sağlam yürümenin birinci vasfı olmalıdır
Geçmişten iyi bir ders almak ve geleceği o dersin ışığı altında yönlendirmek, geçmişi çok iyi kriterlerle (değer yargılarıyla) değerlendirmeye bağlıdır Bu zaviyeden tarihe, sadece ne bir olaylar yığını ne de geçmiş zamanda vukua gelmiş olayların bir hikayesi olarak değil, devletlerin yükselmesinin ve sukutunun sebeplerini anlamak için öğrenilmesi gereken bir ilim olarak bakmak mülzem bir hakikattir
Tarih, ?insan topluluklarının geçmiş zamanlardaki siyasi olaylarını, kültür ve medeniyet alanında yaptıkları ilerlemeleri, zaman ve yer göstererek ve doğru olarak anlatıp öğreten bir ilim? olarak (3) karşımıza çıkar İbn Haldun tarihin taşıdığı bu mânâ için değerlendirme ve tasnif yaparak ?Tarihin içinde saklanan mânâ ise, incelemek, düşünmek, araştırmak ve varlığın (kâinatın) sebep ve illetlerini dikkatle anlamak ve hâdiselerin vuku ve cereyanlarının sebep ve tertibini İnceleyip bilmekten ibarettir İşte bundan dolayı tarih şereflidir ve hikmet içine dalmıştır? (4) der Tarihe değişik anlatımlarla tarif getirenler de mevcuttur Yahya Kemâl, geç-miş ve geleceği hilâlin iki ucu gibi bir araya getirerek ''Kökü mazide olan âti?yiz der Yani bununla getirdiği mânâ şudur ki; ?hayat seli organik bir bütündür Mazi kısmen de olsa şimdiyi belirler, şimdi ise hem geleceğe yön verir, hem de orada tahakkuk edecek olan gaye ve ideallerle şekil kazanır Hayat çizilmiş bir hat değil (böyle kabul edildiği zaman cebri deter-minizmin ağına düşülmüş olur) çizilmekte olan bir hattır? (5) der
Tarihin konusu ?Hilkatin canlı kisvesini kimin, nasıl büründüğünü bildiren bir ilim olduğu gibi? (6), ?gelip geçmiş kavimlerin hallerini, Allah (cc) elçilerinin kılık, hal ve hareketlerini, hükümdarların ve idare ettikleri devletlerin durumunu ve takip etmiş oldukları stratejiyle de öğreten ilim dalıdır? (7) Tarih başta da zikredildiği veçhile, ?insan topluluklarının geçmiş zamanlardaki kültür ve medeniyet alanında yaptıkları ilerlemeleri konu edindiğine göre, insanlık tarihinin seyrini değiştiren büyük inkılâpcı şahsiyetler olan peygamberlerden de bahsetmesi kaçınılmaz olmalıdır Bu büyük inkılâpcı şahsiyetlerden bahsetmemesi kendi tarifine zıt, bir netice ortaya koyar?ki, (8) bu da, ?İnsan düşünce dünyasında şekillenen bir varlıktır? (9) tezini teyid eder
|
|
|