Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Tıp / Biyoloji / Farmakoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hücreliler, tek

Tek Hücreliler

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tek Hücreliler



VİRÜSLER

Genellikle yapıları yönetici molekül ve protein kılıftan oluşmuştur Virüsler genellikle 15 mm ile 450 mm arasında bir büyüklüğe sahiptir Bu nedenle sadece elektron mikroskopunda görülür
Hayatsal olmaması, yönetici moleküllerinin DNA veya RNA olabilmesi, konak hücre içinde canlı, hürce dışında cansız olmaları virüsleri prokaryot ve ökaryot hücrelerden ayırır
Bitkilerde, hayvanlarda ve bakterilerde yaşayan virüsler hastalık etkenidirler
Bakterilerde yaşayan virüslere BAKTERİYOFAJ veya FAJ denir Konak olarak bakterileri kullanan fajlar, bakteri içine kendi DNA’sını gönderir Protein kılıf dışarıda kalır Virüs DNA’sı bakteri içinde kendini eşler, yeni protein kılıflar oluşturur Bakteri parçalanır, oluşan virüsler serbest kalır Bazen de bakteri içine giren faj DNA’sı ona hiç zarar vermeden kalabilir ve birlikte yaşayabilirler Bakteri bölünerek çoğaldıkça içindeki virüs DNA’sı da çoğalabilir
Ökaryot çoğalan (hastalık yapan) virüsler genellikle hücreye yönetici molekülünü göndermez, olduğu gibi girer ve çoğalır Hücre zarındaki glikoproteinlerin “virüs almaç”ı olarak da görev aldığı, bu yüzden her virüsün farklı dokuların hücrelerine girip çoğalabildiği sanılmaktadır

Virüslerin yönetici moleküllerine azotlu bazların türevleri (daha büyük molekülü olanlar) katıldığı için konak hücrenin lizozom enzimlerine karşı dayanıklı olduğu tahmin edilmektedir
Genellikle hayvansal virüslerde yönetici moleküller DNA, bitkisel virüslerde RNA’dır
RNA ihtiva eden virüslerde enzim bulunur Enzim sadece konak hücrenin zarını eritmekte kullanılır Sarı humma virüsleri karaciğerde, kuduz virüsleri beyinde ve omurilikte, çiçek, kızamık, siğil virüsleri deride çoğalır
Hücre canlı ve öldürülmüş virüslerde muamele edilirse İNTERFERON salgılar Kızamık, kabakulak, kızıl hastalığı geçirenler kolay kolay bu hastalıklara yakalanmazlar

BAKTERİLER

Prokaryot hücrelerdir Monera alemi içinde yer alırlar Dünyada bulunmadığı yer yok gibidir Bakteriler 02-2 mikron genişliğinde 260 mikron boyunda canlılardır Işık mikroskopunda yuvarlak (küre), virgül, çubuk, sprial şekillerde görülürler Bakteriler bu şekillerine göre dört gruba ayrılırlar

1 Küre biçiminde olanlar (Kok)
2 Çubuk şeklinde olanlar (Basil)
3 Burgu biçiminde olanlar (Spirillum)
4 Virgül şeklinde olanlar (Vibrio)

Koklardan ikişerli bulunanlara diplakok, tesbih dizisi gibi olanlara streptokek, üzüm salkımı gibi olanlara stafilokok denir Koklar ve basiller koloni meydana getirirken sprilillumlar nadir koloni oluşturur
Bakterilerin gram boyası ile boyananlarına gram(+) pozitif, boyanmayanlarına gram(-) negatif adı verilir

Yapısı: Bakteriler bir zar ile, bu zar üzerindeki güçlü ve sert bir hücre çeperi ile örtülüdürler Hücre çeperi protein ve karbohhidratlardan yapılmıştır Bu çeper mumsu ve sümüksü yapıdadır Bu çeper hücrenin korunmasını ve belli bir şekilde olmasını sağlar Çoğu bakteride çeper yapısında seliloz bulunmaz Bazı bakterilerde çeper dışında kapsül bulunur Kapsül çoğunluk karbonhidratlardan oluşmuş bir yapıdadır Yapışkan ve hücreyi koruyucu özelliktedir Kapsüllü bakterilerin çoğu hastalık yapıcıdır Bakterilerin içinde ortalama % 90’ı su olan stoplazma bulunur Bakterilerde çekirdek zarı ve çekirdekçik yoktur Tipik bir mitoz bölünme görülmez Çekirdek materyali stoplazma içinde yer alır Hücrenin kromozomları stoplazma içindeki DNA dır Koromozomları daima monoploid (n) sayıdadır Stoplazma içinde glikojen protein ve yağ tanecikleri bulunur Ribozom ve kofullar küçük ve stoplazma içine dağılmış durumdadır Bakterilerde mitokondri, kloroplast, golgi aygıt, endoplazmik retikulum gibi zarla çevrili organeller bulunmaz Mitokondri yerine mezozom, kloroplast yerine tilakoit denilen zar kıvrımları bulundurur

Bakteri içinde metabolik olayların düzenlenmesini sağlayan enzimler stoplazmik içinde bulunur Bir kısmıda hücre zarının iç yüzeyinde dizili olarak bulunur Bu sayede sıvı içinde yüzerek hareket ederler Ancak toz taneciklerine, su damlacıklarına tutunarak uzak mesafelere taşınabilir

Beslenmeleri: Bakteriler beslenmeleri bakımından çok çeşitlilik gösterir Ototrof olanları arasında fotosentez ve kemosentez yapanları bulunur Fotosentez yapanlara fotosentetik bakteriler (örneğin kükürt bakterileri), kemosentez yapanlara kemosentetik bakteriler (örneğin azot bakterileri) adını alır
Heterotrofların sarofit (çürükçül) olanları, parazit olanları vardır
Çürükçül olanlardan büyük bir kısmı faydalı bakterilerdendir Bu bakteriler bitki ve hayvan artıklarını parçalayarak, organik ve inorganik maddeler haline çevirerek yeniden kullanılmalarını sağlarlar Saprofit bakteriler organik maddeleri hücre dışı sindirim ile parçalayan gelişmiş bir enzim sistemine sahiptir
Bazıları üzerinde yaşadığı konak canlıya fayda sağlar (Mutualizm) Parazit bakterilerden insanda hastalık meydana getirenlere PATOJEN BAKTERİLER denir Bunlardaki endotoksin ve ekzotoksin denilen maddeler konak canlıya zarar verirler Parazitlerin ortama en iyi uyum sağlayanları konak canlıyı öldürmeyenleridir

Solunum: Bakterilerin çoğu oksijenli solunum (aerob) yapar Bununla ilgili enzimler mitokondri yerine hücre zarı üzerinde bulunur Bazı bakteriler ise oksijensiz ortamda yaşayabilir, (anaerob) örneğin taşınınca ölürler Bir kısmı da hem oksijenli, hem de oksijensiz ortamda yaşayabilir Normal olarak, oksijenli ortamda yaşayanlar kısa bir süre oksijensiz ortamda yaşayabilen bakteriler bulunur Bu tip bakterilere geçici anaerob bakteri adı verilir (Örneğin tifobasili) Normal olarak oksijensiz ortamda yaşayan, ama kısa bir süre için oksijenli ortamda yaşabilen bakterilere de geçici aerob adı verilir (örneğin E coli bakterileri)

Üreme: Bakteriler bölünerek (Eşeysiz olarak) çoğalırlar (mitozla geometrik oranda artar) Bakteriler uygun şartlarda çok hızlı bölünürler Bir bakteri 20 dakikada bir bölünerek geometrik dizi ile artar Ancak bu hızlı artış bir süre sonra su ve besinlerin bitmesi ve zararlı artıkların ortamda giderek çoğalmasıyla yavaşlar, populasyonun büyüme oranı da giderek azalır Bakteriler zaman zaman (iki bakteri yan yana gelerek) eşeyli üreme yaparlar (Aralarındaki stoplazmik köprü ile gen alış verişi yaparlar) Bakterilerin bu şekildeki eşeyli üremesine KONJUGASYON adı verilir
Uygun olmayan ortamlarda bakteriler ENDOSPOR oluşturarak varlıklarını sürdürürler Şartlar düzelince canlılık faliyetlerini hızlandırıp çoğalabilirler

AŞI ve SERUM

Bağışıklık:
Vücudun herhangi bir hastalık etkenine karşı dayanıklılık kazanmasına bağışıklık denir Bağışıklık iki şekilde olur

1 Doğal bağışıklık: Canlıların doğuştan getirdikleri ve onları mikroplara karşı koruyan, canlının çeşitli özelliklerine (yapısal, genetik) bağlı olan bağışıklıktır

2 Kazanılmış bağışıklık: Canlıların hastalık etkeni ile karşı karşıya kalmasıyla ortaya çıkan ve oluştuğu canlıda etkili olan yani sonradan kazanılan bir bağışıklıktır

Antijen: Kan ve lenf sıvısına girdiğinde, lenfositlerin antikor üreterek cevap verdiği yani savunmaya geçtiği her yabancı madde antijendir Antijen, yerine göre yabancı bir kan proteini olabildiği gibi, bakteri zarı veya virüs protein kılıfı vb olabilmektedir
Antikor: Vücuda giren, antijen dediğimiz yabancı maddelere karşı lenfositlerin ürettiği protein yapıda savunma molekülleridir Organizma milyonlarca çeşit antijene karşı antikor oluşturabilir

Toksin: Organizmada çeşitli canlılık reaksiyonlarını inhibe eden (engelleyen), başka bir deyişle zehir etkisi görülen çeşitli maddelere denir
Antitoksin: Vücudun dışarıdan giren veya vücuttaki mikropların açığa çıkardığı toksinlere, zehirlere karşı lenfasitlerin açığa çıkardığı protein yapıda moleküllere, pan zehirlere denir

a) Aktif Bağışıklık: Hastalık etkeni ile karşı karşıya kalmış canlının kendi savunma gücüyle ortaya çıkan bağışıklıktır Yavaş yavaş gelişir, fakat bir defa ortaya çıktıktan sonra uzun sürer
Bu tip bağışıklık, hastalığı geçirmekle veya aşılanmak suretiyle sağlanır
Çiçek, kızamık, kızamıkçık, BCG aşıları canlı aşılardır
Difteri ve tetanoz da etkeninin eksotoksinlerinden hazırlanan aşılar ise toksoid (Anatoksin) aşılardır
Aşı yapılan insan vücudunda akyuvarlar tarafından antikor üretilir Kan antikor bakımından zenginleşir Böylece vücuda girecek mikroplar öldürülür

b Pasif Bağışıklık: Hastalık etkeni ile karşı karşıya kalmış canlının vücudunda gelişen antikorların, korunması istenilen canlıya geçmesiyle oluşan, etkisi kısa süren bağışıklıktır Çünkü aktarılan antikorların, (korunması istenilen) yenisi yapılmadığı için birkaç hafta sonra parçalanır Pasif bağışıklık sağlamada serumlar kullanılır
Antikor kanın serum kısmında bulunmaktadır

Serum: Belirli bir antijene (mikrop, yabancı madde) karşı aktif bağışıklık kazandırılmış bir başka insan veya hayvan kanından elde edilen kanın sıvı kısmıdır

Serumda iki ana kısım bulunur Bunlar;
Besleyici kısım: Protein, inorganik tuz, şekerdir
Koruyucu kısım: Antikor veya antitoksindir
Pasif bağışıklığın bir diğer şekli annede oluşan antikorların plasenta yolu ile çocuğa geçmesidir Bu şekildeki anneden çocuğa antikor geçmesi ile doğuştan pasif bağışıklık sağlanır Bu tip bağışıklık ortalama 4 - 6 aydan sonra hızla azalarak kaybolur Bu bağışıklık çocuğu ilk aylarda enfeksiyonlara karşı korur

PARAMESYUM (TERLİKSİ HAYVAN)

Beslenme - Sindirim - Taşıma:

Heterotrof bir canlı olduğundan ihtiyacı olan organik maddeleri dış ortamdan alır Besinler, etrafı siller ile örtülü HÜCRE AĞZINDAN alınır HÜCRE YUTAĞINA itilir Stoplazmaya ulaştırıldığında çevresinde bir koful oluşur Buna BESİN KOFUL denir Besin kofulu stoplazma içinde dolaştırılarak besinler sindirilir Stoplazmada sentezlenen sindirim enzimlerinin besin kofulları içine geçerek protein, yağ ve karbohhidratlar gibi besinleri yapı birimleri olan amino asit, gliserin, yağ asitleri, glikoz gibi maddelere ayrıştırmasına SİNDİRİM denir Besinlerin hücre içine alındıktan sonra sindirilmesine ise HÜCRE İÇİ SİNDİRİM adı verilir Hücre içi sindirim sonucu oluşan bileşikler sindirim kofulunun stoplazmadaki sürekli hareketi sonucu stoplazmaya yayılır Stoplazma hareketleri ile her tarafa dağılması sağlanır Sindirim kofulu içinde kalan artıklar hücre anüsü yardımıyla dışarı atılır Koful bu olaydan sonra dağılır

Özümleme - Solunum - Boşaltım:
Sindirim sonucu oluşan ve stoplazmaya karışan ürünlerin hücrenin kendi yapı maddelerinin sentezinde kullanılmasına özümleme denir Özümleme sonucu organizma kendi yapısına uygun proteinler, yağlar, nükleik asitler, karbonhidratlar elde edilir

Suda çözünmüş olarak bulunan oksijen diffüzyon ile stoplazmaya geçer Stoplazma içinde glikoz, amino asitler gibi küçük moleküller enzimlerinde yardımıyla oksijenli ortamda parçalanarak CO2 , su gibi maddelere ayrışır Bu esnada açığa çıkan enerji ile ATP sentezlenir Bu olaya hücre solunumu adı verilir Solunum sonucu oluşan ATP enerji gerektiren olaylarda kullanılır Hücrede geçen biyokimyasal olaylar sonucu oluşan CO2, H2O, NH3 gibi artık ürünlerin dışarı atılmasına boşaltım denir CO2 ve NH3 paramesyumda diffüzyon ile hücre zarından dışarı atılır Su ise kontroktil koful adı verilen özel bir organel ile dışarı atılır ancak bu olay ATP harcanarak boşarılır Bütün canlılar ve hücreler hücre için madde konsantrasyonunu belirli sıvılar içinde tutarak canlılıklarını sürdürür Bu olaya Homeostazi denir Söz gelişi paramesyumda su diffuzyonla hücreye girer Hücredeki su yüzdesi belli bir düzeyin üzerine çıkar Kontraktil kofullar suyun fazlasını devamlı dışarı pompalar Böylece iç şartlardan biri olan su konsantrasyonu devamlı değişmez tutulur

ÖRNEK
I Yönetici moleküllerinin bir tane olması
II Yeterli enzim sistemlerinin bulunmaması
III Organellerinin bulunmaması
özelliklerinden hangileri, onların, canlılık olaylarını gerçekleştirebilmek için, canlı bir hücre içinde bulunmalarını zorunlu kılar?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
(1998/ÖSS)

ÇÖZÜM
Virüslerin organellerinin ve yeterli enzim sistemlerinin bulunmaması, canlılık olaylarını gerçekleştirebilmek için canlı bir hücre içinde bulunmasını gerektirir
Cevap E’dir

ÖRNEK
Penisilin ve tek bir bakteri türü ile normal besi ortamı içeren iki petri kabından aşağıdaki şemada gösterilen deney yapılmıştır

Bu deney sonucu,
I Aynı türe ait bireyler farklı kalıtsal özellikler gösterir
II Aynı besini kullanan bireyler, besin açısından rekabete girer
III Ortamın yeni koşullarına uyabilen bireyler bu koşullarda yaşamaya devam eder
ifadelerinden hangileriyle açıklanabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
D) II ve III E) I, II ve III
(1999/ÖSS)

ÇÖZÜM
Aynı türe ait bireyler, farklı kalıtsal özellikler taşıdığından penisilinli ortamda seçilim oluşmuştur (1 kap) penisiline dayanıklı bireyler II kapta yaşamlarını sürdürmüş ve çoğalmışlardır
Cevap C’dir

ÖRNEK

Suda yaşayan bir canli kolonisinin bazi özellikleri şunlardir:
I Birer çift kamçi taşiyan 16 hücreden oluşmuştur
II Hücrelerin işlevleri birbirinin aynidir
III Hücreler, jelatinimsi bir kilifla bir arada tutturulmuş
IV Hürceler, koloniden ayrildiklarinda da bir birey gibi canliliklarini sürdürebilmektedir
Yukaridaki özelliklerden hangileri, bu koloninin çok hücreli canli olmadiginin kanitlaridir?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
(1999/ÖSS)

ÇÖZÜM
Kaloriyi oluşturan hücrelerin işlevlerinin ayni olmasi, bu hücrelerin koloniden ayrildiklarinda da bir birey gibi canliliklarini sürdürmeleri, koloninin çok hücreli canli olmadiginin kanitidir
Cevap D’dir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.