Prof. Dr. Sinsi
|
Borun Canlılara Ve Çevreye Etkisi
Dünya bor üretiminin %90’ını sağlayan iki ülkeden biri olan Türkiye’de, kamuoyu son bir-kaç yıldır yoğun bir enformasyon bombardımanına maruz kaldı Bu konuda, Türkiye’nin sahip olduğu kaynakların zenginliğinden, bor ile çalışan arabalara kadar zihinlerde birçok bilgi yer almakta Ancak ülkemize getirdiği stratejik önemin yanısıra doğada, aldığımız gıdalarda da bulunan borun biz insanoğluna ve yaşadığımız çevreye olumlu-olumsuz etkilerinin de olabileceği konusunda neredeyse hiç bir fikrimiz bulunmamaktadır
Türkiye ve dünyanın farklı yerlerinde borun etkileri konusunda yapılmış çalışmalar olmasına rağmen konunun ekonomik bir değer de ifade etmesi sebebiyle vurgu dalın çok borun hammadde olarak değerlendirilmesi yönüne kaymıştır İnsanlığın gittikçe mekanikleştiği ekonomiler dünyasında insan sağlığının da ne kadar önem taşıdığının gözden uzak tutulmaması gerekmekte Bir de bu önemden yola çıkarak birçok farklı kaynaktın borun çevre ve insan sağlığını ne yönde etkilediğini araştırdık
Borun İnsanlara Etkisi
Bor insan vücuduna doğal olarak yiyecek ve içeceklerle, solunum ve deri yoluyla girmektedir Vücuda gi-ren borun % 90-95 kadarı ilk 24 saatte değişikliğe uğramadan idrarla atılırken, çok az bir kısmı kemik, tırnak, saç, dişler, kıllar; karaciğer ve dalak gibi organlarda birikir1-2 Yüksek dozlarda bor alınması durumunda, kusma, ishal, baş dönmesi, titreme gibi zehirlenme belirtileri gözlenebilir Deride döküntüler, karaciğer, böbrek ve merkezi sinir sistemi anomalileri de görülebilmektedir1
Yapılan araştırmalar, bor’un zehir etkisinin düşük olduğunu göstermiştir 15-30 g boraks veya 2-5 g borik asit doğrudan alındığında ani rahatsızlıklar ortaya çıkar Yetişkinlerde baş ağrısı, kusma, ishal, depresyon; çocuk-larda ise daha çok havale, koma ve beyin zarı tahribi zehirlenme belirtileri arasındadır3
Yararlı etkileri de tesbit edilen bor; kalsiyum, D vitamini ve bazı vücut minerallerinin düzenlenmesinde rol oynar Ca ve Mg’ un azalmasını da önleyerek kemik ya-pısını korur Tablet şeklinde bor alındığında küçüklerin Öğrenme yetenekleri ve okul becerilerinin arttığı, sportif performans ve atletik yapının geliştiği tespit edilmiştik
Günlük 3 25 mg bor alınmasının motor aktivitelerde, tepki süresinde, kısa ve uzun süreli hafıza ve hatır-lama yeteneklerinde gelişmeye neden olduğu belirlen-miştir Daha düşük dozda alınmasında ise bireylerin da-ha zayıf psiko-motor ve zihinsel performans sergiledik-leri gözlenmiştir Bu çalışmalar göstermektedir ki beyin fonksiyonları ve zihinsel performans için bor temel bir elementtir4
Nielsen’ in 1992 yılında yapmış olduğu araştırmalar, bor içeren gıdaların kemik erimesini engellemeye yar-dımcı olabileceğim ortaya çıkarmıştır5
Ayrıca Nielsen, yüksek kemik erimesi riski taşıyan 48-82 yaşları arasındaki bayanlar üzerinde yapmış olduğu araştırmada, borun Ca ve Mg metabolizmasını arttırarak östrojenik katkı sağladığını tesbit etmiştir6
Erkeklerde de testesteron seviyesini artırarak kas doku miktarında artışa neden olduğu da ortaya konmuştur2
Ca, Mg ve riboflavin (vitamin B2) içeren vitaminli minerallerle dengeli şekilde alınırsa borun olumlu etkisi üst seviyelere çıkar7
Günlük olarak çocuklarda 1,5 mg, 11-18 yaş arası erkeklerde 2mg, yetişkin erkeklerde 2mg, kadınlarda 2mg, menapoz öncesi kadınlarda 3mg, hamilelerde 2,5mg emziren annelerde ise 2,5mg bor sağlık acısından en uygun miktardır8
Önemli bir bor kaynağı olan erik kurusunun (Prunus domestica) 100 gramı, vücudun günlük ihtiyacı olan 2-3 mg boru karşılar9* Borca zengin bitkisel gıdalar, yapraklı sebzeler, fındık, baklagiller ve turunçgiller dışındaki meyvelerdir2
Elma, vişne, üzüm, fındık, ceviz, fasulye, pancar, bi-ber ve baklagillerde yüksek oranlarda; tahıllarda, patates ve çilekde ise az miktarda olduğu tesbit edilmiştir
1980’lere kadar sadece bitkiler için değerli olduğu düşünülen bor, hu tarihten sonraki araştırmalar sonu-cunda aşağıda belirtilen konularda da hayatı öneme sa-hip olduğu ortaya çıkarılmıştır:
a Enzimatık hücre reaksiyonlarında,
b Hücre zarının sağlıklı işlemesinde,
c Diğer mineraller ve D vitamini metabolizmasında,
d Steroid hormonların düzenlenmesinde,
e Arthritis, osteoarthritis ve osteoporosis’ in engellenmesinde
f Beyin ve zihinsel fonksiyonların desteklenmesinde10
Borun Bitkilere Etkisi
Bitki büyüme ve gelişimi için bir mikro-besleyici olan bor, 16 teme! bitki mineralinden birisidir Topra-ğın üst tabakalarındaki borun kaynağı çürümüş bitki dokularıdır Bor, fotosentez miktarım, köklerin büyümesi-ni ve havadan emilen karbondioksit miktarını artırır Hücre çeperinin sağlam yapıda bulunmasında temel rol oynar Ancak çok yüksek miktarda bulunması bitki için zehirli etki de yapabilmektedir15
Bor, topraklarda 2-200 ppm arasında değinen oranda bulunur Bitkiler bu miktarın % 5’inden daha az kısmını kullanabilir Sulama suyunda normal şartlar altında en fazla 0,5 mg/L oranında bulunmalıdır Bora karşı hassas bitkilerde 0 5-1 0 mg/L’de zararlı olabilmektedir Bora dayanıklı bitkiler için ise 4 mg/L’nin üstü zararlıdır3
Bor noksanlığına; asma, elma, zeytin ve pamuğun duyarlı, bezelye, çeltik, soya, çilek ve buğdayın ise di-rençli oldukları belirlenmiştir1
Japonya’ nın Koçi bölgesindeki tarımsal alanlarda 30 değişik toprak numunesi üzerinde yapılmış olan çalışma sonucunda, nemli bölgelerdeki tahıl üretimi veriminin artması için bor içeren gübreler kullanılması gerektiği tespit edilmiştir12
Pakistan’da da 0,6 milyon hektar pirinç alanının bor eksikliğinden olumsuz olarak etkilendiği bulunmuştur13
Borun bitki metabolizması üzerinde oynadığı Önemli rollerin başlı çala n şunlardır:
a Karbonhidrat metabolizması ve şekerin yer değiştirmesi,
b DNA RNA ve bitki hormonlarının sentezi,
c Hücre çeperinin oluşumu,
d Doku oluşumu,
c Bitki içerisinde kararlı bileşiklerin oluşumu14
Ayrıca fazla bor içeren gübrelerin kullanılması durumunda zehirleyici etkilerin ortaya çıkabileceği de belirtilmektedir 
Borun Hayvanlara Etkisi
Borun hayvanlara uzun süreli etkilen farelerde incelenmiştir Buna göre içme suyuna katılan 0,84 mg/kg miktardaki borun zararı gözlenmemiştir Miktarın artırılması ve sürecin uzatılması durumunda başta üreme organları olmak üzere, çeşitli sistemlerin olumsuz etkilendiği gözlenmiştir Akciğer iltihabı gelişmiş, gebelik bozulmuş ve yavru zarar görmüştür’
Hayvanlar için öldürücü doz, hayvan türüne, kilogram ve vücut ağırlığına göre 1,2-3,45 g arasında değişmektedir Farelerde 3-4 g gibi yüksek dozlar kısa süre içinde depresyon ve titremelere neden olup hayvanı ölüme götürebilmektedir Köpeklerde ise kusma gibi belirtilerde gözlenmiştir
Bor, bazı larva ve böceklerin imhasında uzun sure-den beri kullanılmaktadır Deniz, balıklarının 19-19,5g/L bor ile teması öldürücü doz olarak tesbit edilmiştir Bir süt ineğine 40 gün boyunca 16-20 g/gün bo-rik asit verilmesi durumunda herhangi bir etki gözlenmemiştir3
Alabalık ve zebra balığında 10 mg/L’de akut toksisite görülmüştür17 Borun canlılara etkisi konusundaki araştırmalar yetersiz olmakla birlikte, bir çok canlının boru tolere edebilme kapasitesinin yüksek olduğu görülmektedir
Borun Çevreye Etkisi
Az miktarda bor, bitki büyümesi için zararsızdır Sulama suyunda limitlerin aşılması durumunda bitki ölür Bu fazla miktar topraktı birikerek toprağı çoraklaştırır Hatta bir daha kullanılamaz hale getirir18
Sulama suyu olarak jeotermal suların kullanımı, yüksek bor içeriği nedeniyle çevreye olumsuz etkide bulunmaktadır Jeotermal suların yer altı suları ile karışımları sonucu, tarımsal alanlar etkilenerek bor kirliliği ortaya çıkar Gediz ovasında yer altı suyundaki bor miktarı son yıllarda yüküm süren kuraklık ve aşırı yer altı suyu kullanımı ile artmıştır18
Düz topografyalı alçak alüvyal alanlarda aşın sula-mayla oluşan yüksek taban suyu buharlaşarak topraka tunların birikimine neden olur Bu süreçte bor da toksik bir element olarak birikir ve toprağı çoraklaştırır19
Borun endüstri alanındaki kullanımlarının çevreye etkisi incelendiğinde uygulanan horlama yöntemlerinin ortaya çıkardığı atık ürünler, zehirlilik, parlayıcılık ve kirlilik gibi dezavantajlar oluşturmaktadır20,
2000 yılında yapılmış bir çalınmada, hor ve bor bileşiklerinin, termitlerin ahşap ürünlere verdiği zararlı etkileri önlediği tespit edilmiştir21
Bor etkisine maruz kalma riski yüksek olan kozmetik boya, deri, cam, porselen, elektrik, fotoğrafçılık ve çelik endüstrisinde çalışan kişilerde düşük yapma ve kısırlık oranlarının arttığı gözlenmektedir 22
Kocaeli’de denetlenen sanayi kuruluşlarının sıvı atık profili incelendiğinde her bölgenin çok çeşitli sanayi kay-naklı tehlikeler ile içice olduğu görülmüştür Körfez bölgesinde bor tehlikemi diğer bölgelerde tespit edilmeyen tehlikeler arasındadır2’
Çevre kirliliğinin önlenmesi adına atık sulardaki borun giderilmesi önem taşır Borca zengin atık sular iyon değiştiriciler kullanılarak temizlenir Kimyasal çöktürme, fiziksel adsorpsiyon, çözücü ekstraksiyon, buharlaştırma-kristalizasyon bor konsantrasyonuna bağlı olarak kullanılan yönetmelerdir3
Kaynaklar
l Şaylı BS,”Insan sağlığı ve Bor Mineralleri” Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve A Ü Tıp Fakültesi-Eti Holding Araştırma Projeleri Yürütücüsü Mayıs 2000 Ankara (www bigadic gov tr)
2 Priscilla MC, Ph D “Beta-Hydroxy-Beta-Methylbutyrate (HMB)”, Sports Science, Exchange Nutritional Supplements for Weight Gain SSK#68-Volume 11 (1998), Number 1
|