Prof. Dr. Sinsi
|
Sümer Ezgü (Sümer Ezgü Kimdir? - Sümer Ezgü Hakkında)
Zaman zaman televizyon programları yapılır, röportajlar yazılır, kişilerin renkli hayatları anlatılır Renkli hayat nedir, renksiz hayat nedir? Renkli hayat, bir alanda değil, değişik alanlarda, çalışarak uğraşarak geçen hayat, olmalı  
7 Temmuz tarihli Milliyet Gazetesinde Hasan Pulur böyle başlıyordu Sümer Ezgüyü anlatmaya  
Selanikli çerkez bir anneanne ile Burdurlu bir dedenin serüveniyle başlar Sümer Ezgünün öyküsü Dede Adapazarında askerlik yaptığı sırada tanışır annneanne ile Evlenirler ve Burdura yerleşirler Bu evlilikten Sümer Ezgüyü hayata kazandıracak kadın yani anne gelir dünyaya Tarbzonlu baba Burdurda öğretmenlik yaptığı sırada tanışır anne ile    Ve arkasından evlenirler Bu evlilikten iki çocuk gelir dünyaya Biri 1960 da doğan Sümerdir yani türkülerimizi yeniden bir sevda haline getiren Sümer Ezgü  
Çocukluk dönemi Burdurun bir bucak kasabasında geçer ancak, hemen arkasında onu başka diyarlar bekler ki, yine babasının görevi nedeniyle ailece Yunanistan Gümülcineye yerleşir Bu yeni mekanı aynı zamanda onun müzikle dolu yeni bir hayata başlamasının da vesilesi olur Mandolin, melodika ve nota dersleri alır Sanata olan bu ilgi kendisini resimde de gösterir ve daha Gümülcinede, ilkokullar arası düzenlenen bir resim yarışmasında birinci olur
Babası çok iyi yağlı boya, karakalem ve suluboya resimler yapar Aynı zamanda aile de bir çizer daha vardır ki, o da Milliyet Gazetesi çizerlerinden Sümer Ezgünün halasının oğlu olan Haslet Sayözdür Buradan Sümer Ezgünün resimdeki başarısı ile ilgili aileden kalma bir yetenekten sözetmemek mümkün değil
Bu sanatsal uğraşıları Türkiyede de devam eder ve bağlama öğrenerek de özellikle müzik alanındaki gelişimini sürdürür Yine bu dönemde halk oyunlarına başlar Burdura yerleşmesi, onun bu defa da bir başka alanda, sporda uzun süreler uğraş vermesinin habercisi olur Burdur Lisesinde ortaöğrenimini bitiren Sümer Ezgü, Burdur Sporun futbol, voleybol ve basketbol takımlarında da bir süre oynar Daha sonra Ankara 19 Mayıs Gençlik ve Spor Akademisinin Hentbol Bölümünden mezun olur ve bu dönemde İstanbul Vefa-Simtel Hentbol takımında oynar Bu dönem aynı zamanda onun sporda da elde ettiği başarının kanıtıdır ki, takımıyla birlikte şampiyonluğu da tadar
Aynı yıllarda halk oyunları ile birçok ulusal ve uluslararası festivallere katılır Bu sayede Anadolu ve dünya müziklerini ve danslarını tanıma fırsatı bulur Bulgaristan, Malta, İngiltere, Almanya, Eski Yugoslavya, İtalya, Arnavutluk, ABD, Hollanda, Belçika, İsveç, Norveç, Kazakistan, Kırgizistan, Özbekistan, Avusturya, İsviçre ve Fransa gibi ülkelerde verdiği konserlerle de müziğini dünyaya tanıtır
1981 yılı artık onun için profesyonel müzik yaşamının başlangıcı olur ve bu yılda TRTye ses sanatçısı olarak girer Bu dönemde nota, halk müziğinde yöreler, makamlar, batı armonisi, halk edebiyatı, sahne estetiği, tiyatro, şan, halk oyunları gibi konularda eğitim alır TRT ve Kültür Bakanlığı arşivlerine türkü notalayarak da oldukça ciddi bir katkı yapar
1987de Serap Ezgü (Paköz) ile yaptığı evlilikten kızı Ceren dünyaya gelir Bu evlilik 1999da noktalanır
1990 yılında İlvanlım türküsü ile Yılın Derlemesi ödülünü alır İlvanlım dışında, Bedirik, Yaban Gülü, Şeker Almaya geldim,Sanatçıya Sitem Nazar Değmesin,Alına da Gülüne ve Sevdan sanatçının halk müziği dinleyicilerine armağan ettiği en popüler derleme ve besteleridir Bu besteler ve bunların dışında bir çok bestesi aynı zamanda Türk Halk Müziği arşivlerine kazandırılmış önemli katkılardır
1994 yılında Ankara Dil ve tarih Coğrafya Fakültesinde halk müziği dersleri vererek de yaşamına hoş bir renk katar
Bu dönemlerde yorumculuğun yanında televizyon programcılığına da başlar ve 1995 yılında Serap Ezgü ile birlikte TRT televizyonuna hazırladıkları Ankara Rüzgarı isimli program Magazin Gazetecileri Derneğinin Tüm Kanalların En İyi Müzik Eğlence Programı ödülüne layık görülür Yine aynı yıl İsveçte düzenlenen Sevgi konulu yarışmada Yunus isimli bestesi ile Juri Özel Kompozisyon Ödülünü alır
1997 yılında TRTden ayrılıp İstanbula yerleşir ve hayatını bu kentte idame ettirmeye devam eder
Müziğe katkıları, Sümer Ezgüye 1998 yılında Motif Dergisinin verdiği Halk Müziği Teşvik ödülünü de kazandırır Bundan bir sene önce çıkarttığı albümünde;Zaten yalın ve duru olan türkülerimizi, sömürmeden, dürüstçe sunuyoruz Sıcak     İçten diyerek halk müziğine bakışını anlatıyordu dinleyicilerine  
1999 yılında hazırlayıp sunduğu Nazar Değmesin adlı program ile İstanbul Milli Eğitim Vakfından 1999 Program Ödülü nü kazanır Sümer Ezgü halen 1999 yılında seçildiği telif hakları mücadelesi veren Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Birliği (MESAM) nde yönetim kurulu üyeliği görevine de devam etmektedir
Yıllar geçip de beraberinde birçok otantik motifi götürürken, Sümer Ezgünün zengin renkleriyle güzelim Anadolu kültürüne müzik ve halkoyunları alanında yaptığı katkılar ne belleklerimizden ve ne de arşivlerimizden silinip gidecek gibi değil  Son albümünde anlatıyordu bunu Bir sevdadır türküler    ile  Evet bu kadar hayatın kendisi, bu kadar sevdanın kendisi silinip gitmeyecek olan  
Milliyet Gazetesindeki yazının devamı Sümer Ezgünün hayatının özet cümlesi olarak kalacak;Bu hayat renkli değil mi? Rengarenk!  
|