Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakkında, kimdir, özgün

Özgün (Özgün Kimdir? - Özgün Hakkında)

Eski 10-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Özgün (Özgün Kimdir? - Özgün Hakkında)



Hayatım 19 Ekim 1979’da Eskişehir’de doğdum Çalışan bir anne- babanın çocuğuydum O zamanlar annem sekreter, babam memurmuş Tek çocuk olarak büyüdüm… Hayatımdaki en önemli kişilerden biri dedem İlyas Küçükcan’dır Dedem eğitimci ve yazardı

8 yaşındayken Eskişehir Anadolu Üniversitesi Çocuk Korosu’na girdim Daha o yaştayken bile tek hayalim konservatuvara gidebilmekti Ancak babam bu konuya pek de olumlu yaklaşmıyordu O konservatuvara torpille girilebileceğine inandığı ve de bu konuda benim üzüleceğimi düşündüğü için beni sürekli bu fikirden uzaklaştırıyordu
Ama ben çok direndim ve de sınav sabahı uyuya kalan babamı zorla uyandırarak konservatuvar sınavına girdim Sınavda parmaklarıma ve dişlerine baktılar Aralık olan dişlerimden acaba hava kaçırır mıyım diye korktular herhalde

Sonuçlar açıklandı, viyola bölümünü kazanmıştım Annem ve babamla birlikte ansiklopediden viyolayı arayıp bulduk ve nasıl bir enstrüman olduğunu o zaman öğrendim Çünkü o zamana kadar viyola diye bir enstrüman hiç görmemiştim

11 yaşımda tek başıma Ankara’nın yolunu tuttum… Ankara Devlet Konservatuvarı’nda yatılı olarak okumaya başladım O okuldaki hele yatakhanedeki ilk günlerimi hiç unutmam Herkes ailesinden uzak olduğu için ağlıyordu ama ben hedefime ulaştığım için çok mutluydum

Ailem harçlık yolluyordu ama ben o parayı okuldan kaçıp arkadaşlarımla atari oynayarak harcıyordum Tabii sonra da aç kalmamak için peynir ekmeğe talim ediyordum
Öğretmenlerim benden memnundu ama hepsinin ortak kanaati aynıydı “Çok yeteneklisin ama çalışman gerekir”… Yani çok çalışkan değildim…

Bir yandan da gitar çalıyordum kendi kendime… 16 yaşındayken bu işten para kazanmaya başladım Tabii hem gitar çalıp, hem şarkı söyleyerek
Önce kafelerde sahneye çıkmaya başladım İlk işimden 500 bin lira almıştım

Yatılı okuduğum için tabii ki sahneye çıkma konusunda çok zorlanıyordum Okuldan kaçıyor, sahne programımı yapıyor ve gece 03’de tekrar sessizce yatakhaneye giriyordum Yani o dönem hep kapı yerine pencereyi kullandım Bu arada ailem okurken çalışmama karşı olduğu için çalıştığımı onlardan da saklamıştım

Kafelerden barlara transfer oldum İlk bar çalışmam çok beğenildi ve epey bir popülerlik kazandım Tabii yaşım küçük olduğu için sanırım bu beni şımarttı ve patrona şartlar öne sürmeye başladım Sonuç: İşime son verildi… Artık işsizdim…
Neyse ki bu dönem çok uzun sürmedi yine barlarda iş buldum Gece 24’de sahne alıp, sabahın ilk ışıklarında sahneden iniyordum 5 kişilik orkestramla yine çok popüler oldum

Her şey yolunda gibi görünse de ters giden bazı şeyler de vardı… Geceleri çok geç yattığım için viyola çalışmalarım etkilenmeye başlamıştı Çünkü ben viyoladan çok şarkı söylemeye zaman ayırıyordum

Mezuniyet dönemim gelip çattığında içimi “ya mezun olamazsam” korkusu sardı Her şeyden elimi eteğimi çektim ve kendimi okulun çalışma odasına kapatıp sabahlara kadar viyola çalıştım

Bu sıkıntıları unutturacak bir sonuçla okuldan mezun oldum 100 üzerinden 99 aldım…Okulda kalmam için teklif geldi Kabul ettim ama bir yandan da bar çalışmalarına devam ediyordum

Bu arada Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda da çalışmaya başladım Araya bir de master sıkıştırdım ve Polonya’ya gidip master class çalışması yaptım

Polonya dönüşü okulun oda orkestrasında da çalışmaya başladım Bir yandan da senfoni orkestrası ve dışarıda da bar çalışmalarım devam ediyordu Tam bir üçgen oluşmuştu İtiraf etmeliyim bir yanda klasik müzik, öte yanda pop, tam bir ikilem yaşadım o dönemde…

Tabii ki amacım senfonide kadrolu olarak yer alabilmekti Ama zaman içinde bu ihtimalin zayıfladığını gördüm ve sonunda klasik müzik ile yollarımı ayırmaya karar verdim

Bu arada pop müzik sanatçıları değil ama kendi sözlerini ve müziklerini yapan sanatçılar benim çok dikkatimi çekiyordu Bu konuda kendimi yokladım ve bir de baktım besteci kimliğim beni başka bir yöne çekiyor Artık ben de söz yazıp, beste yapıyordum
İçimden gelen sese kulak verdim ve de Türkiye’nin iyi müzik yapan müzisyenlerinden ve sevilen pop starlarından biri olma kararı aldım kendi kendime…
Sizce iyi etmiş miyim böyle bir karar almakta, ne dersiniz?



Özgün'ün "İlk"leri İlk aşkı:
1992-2002 yılları arasında yaşadığım ilk kız arkadaşımla olan aşkım

İlk ayrılığı:
2002’de bir daha bir araya gelmemek üzere 10 yıllık ilişkimi bitirdim

İlk önemli kararı:
Konservatuar sınavına girmek

İlk pişmanlığı:
İstanbul’a albüm yapmak için ilk geldiğimde çok korktum ve de geldiğime pişman oldum

İlk para kazandığı iş:
Bir kafede gitar çalıp, şarkı söylemek

İlk gerçekleşmesini istediği hayali:
Konservatuara girmekti

İlk yaptığı yemek:
Yumurta

İlk kavgası:
Küçükken mahallede Ersoy adlı bir çocukla kavga etmiştim

İlk küstüğü kişi:
Kimseyle küsmeyi sevmem

İlk büyük hayal kırıklığı:
Konservatuar eğitimim sırasında çok önemli bir sınavdan düşük not almıştım

İlk büyük sevinci:
Konservatuarı kazandığımı öğrendiğim an yaşadığım sevinç

İlk hayattan öğrendiği ders:
Hayatı hiç boşlamamak lazım, yoksa düşersin

İlk korkutan olay:
Her şeyin ilki beni biraz korkutur

İlk okuduğu kitap:
Şeker Portakalı

İlk etkilendiği oyuncu:
Robin Williams

Özgün'ün "En"leri
En sevdiği insan:
İnsanlar desek olmaz mı; ailem

En büyük korkusu:
Yalnız kalmak

En büyük aşkı:
Daha yaşamadığım aşk

Başına gelen en büyük olay:
Bir gece sahnede şarkı söylerken önde oturan bir adam tabancasını çekti ve sağa sola ateş etmeye başladı Ben yere attım kendimi ve yerde şarkımı söylemeye devam ettim Olay bitince de “Kurşun Adres Sormaz ki” adlı şarkıyı söyledim

En çok neye güler:
Kamera şakaları ve Ata Demirer

En sevdiği huyları:
İyi niyetli ve arabulucu olmam Yani herhangi bir anlaşmazlık olduğunda hemen araya girip insanları uzlaştırabilirim

En sevdiği yemek:
Balık

En sevdiği şehir:
Ben Eskişehir’de doğdum, Ankara’da büyüdüm bu nedenle de İstanbul bana çok büyülü geldi

Söylediği en büyük yalan:
Ben hiç yalan söylemem (Bundan büyük yalan var mı)

En önemli pişmanlığı:
Konservatuarı bitirme döneminde çalışmadım ve çok zorlandım

En önemli hatası:
İlk bar çalışmamda biraz tanınınca şımardım ve de patrona şartlar ileri sürdüm sonunda da işsiz kaldım

En büyük başarısı:
Umarım bu albüm olur

En büyük başarısızlığı:
Sınavlarda aldığım birkaç kötü not dışında yok

En üzüldüğü olay:
Aldatılmak

En heyecanlandığı an:
Okulun oda orkestrası ile konser veriyorduk ve ben viyola gurup şefiydim Uzun bir notada solo yapmam gerekiyordu Yayı çekerken heyecandan elim titredi ve kendimi çok kötü hissettim

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.