10-07-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Refik Baydur
Refik Baydur Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Eski Yönetim Kurulu Başkanı
işadamı, sendikacı
1929 yılında Erzincan’ın Tercan ilçesinde doğdu İlkokulu Tercan ve Kırşehir’de, ortaokulu Kars’ta, liseyi de Erzurum Lisesi’nde bitirdi İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde okudu 1953-57 yılları arasında Akbank ve Pamukbank’ta çalıştı 1957 yılından itibaren özel sektöre geçti Muhtelif şirketlerde müdür, genel müdür ve murahhas azalık yaptı Timsan Şirketler Grubu’nun kurucu ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanıdır 1963’ten bu yana KİPLAS İşverenleri Sendikası Yönetim Kurulu Üyeliği, İcra Komitesi Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinde bulundu Bu görevini Yönetim Kurulu Başkanı olarak sürdürdü 1964’ten itibaren TİSK Yönetim Kurulu Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevi yaptı 1989’dan itibaren sürdürdüğü TİSK Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini, 26 Aralık 2004 tarihinde kendi isteği ile bıraktı Evli ve bir çocuk babası
ESERLERİ:
“Ayran Aşı”, “Bizim Çete” “İş Güvencesi Tartışmaları” “Zirvede 15 Yıl” ve “Bir Yürek Bin Sevgi” isimli beş kitabı neşredilmiştir
İş Hukuku ve Sendikacılık konularında çeşitli yazıları vardır
AYRINTI
Eşi Zühal Baydur, hukukçu olup, Türkiye’nin ilk bayan sendika yöneticisidir Uzun yıllar KİPLAS’ın Genel Sekreterliği’ni ve Baş Hukuk Danışmanlığı’nı yapmıştır
GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM
TİSK: Toplumsal işbirliği olmadan krizden çıkamayız
Hürriyet 7 Mayıs 2001
Krizden çıkış süresinin ‘‘siyasi istikrara, toplum kesimlerinin işbirliğine ve reel sektörün rekabet gücünün artırılmasına bağlı olduğu’’ bildirildi Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) 8 Mayıs'ta yapılacak Danışma Konseyi toplantısına sunulmak üzere hazırlanan ‘‘Ekonomik Program ve Çalışma Hayatımız Tespit ve Önerilerimiz’’ başlıklı raporda, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu son derece kritik ve zor şartlarda piyasalarda belirsizliğin egemen olduğu, reel sektörün üretim ve yatırım faaliyetlerinin durma noktasına geldiği, işsizliğin hızlı bir artış içine girdiği kaydedildi
TİSK raporunda daha önce uygulanan istikrar programlarının başarısız kalmasına ve ülkenin bugünkü noktaya gelmesine neden olan faktörlerin net bir biçimde tespit edilmesi istenerek, çözüm süreçlerinde bir daha bu faktörlere yer verilmemesi gerektiği bildirildi
Ülkenin ve toplum hayatının tüm alanlarını etkileyen çok ağır bir kriz yaşandığına dikkat çekilen raporda, krizden çıkış süresinin siyasi istikrara, toplum kesimlerinin işbirliğine ve reel sektörün rekabet gücünün artırılmasına bağlı olduğu ifade edildi
Raporda, hükümetin piyasalara işlerlik kazandırmaya ve ekonomik istikrara yönelik çabalarının desteklendiği, ancak ekonomik programın önemli eksikliklerinin bulunduğu vurgulanan TİSK raporunda şu görüşlere yer verildi:
‘‘Finansman programı biran önce tamamlanmalı, para döviz kuru ve maliye politikaları açıklığa kavuşturulmalı, sosyal diyalog yoluyla gelirler politikası oluşturulmalıdır Ulusal istihdam stratejisi hazırlanıp, yürürlüğe konulmalı, programa reel sektörde işsizlik artışını asgariye indirmeye yönelik sosyal destekler ilave edilmelidir Programın maliyeti ve sorumluluğu, sosyal taraflarca paylaşılmalı, hükümet işçi ve işveren kesimleri arasında istikrar ve büyüme yönünde toplumsal anlaşma akdedilmelidir ’’
İŞ GÜVENCESİ
TİSK raporunda, çalışma hayatının üretim ve yatırımı kolaylaştıranbir alan olması gerektiği vurgulanarak, çalışma mevzuatında ‘‘esneklik reformu’’ yapılması istendi İşletmelerin işçi çalıştırmaya ilişkin mali yükümlülüklerinin azaltılması ve istihdam yaratan işyerlerinin teşvik görmesi talep edilen raporda, iş güvencesinin ancak kıdem ve ihbar tazminatlarının azaltıldığı ve esneklik tedbirleri getirildiği takdirde hayata geçirilmesi gerektiği savunuldu Raporda, AB ulusal programı içinde yer alan iş güvencesi, hak grevi, ücret garanti fonu gibi taahhütlerin gözden geçirilmesi istenerek, SSK primlerinin aşırı oranlarda artırılmasına da son verilmesi gerektiği bildirildi
|
|
|