Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ortaç, yusuf, ziya

Yusuf Ziya Ortaç

Eski 10-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yusuf Ziya Ortaç



Yusuf Ziya Ortaç, 23 Nisan 1895 tarihinde, İstanbul Kanatlarımın Altında'da dünyaya geldi Ortaöğrenimi için Vefa Lisesi'ne gönderildi Lise yıllarında, Servet-i Fünunculardan etkilenerek, aruz vezniyle şiirler yazmaya başladı İlk şiiri, 1914'te yayınlandı 1915 yılında, edebiyat öğretmeni olmaya heveslenince, o zamanki adı Darülfünun-ı Osmani olan, İstanbul Üniversitesi tarafından açılan yeterlilik sınavına girdi ve kazandı İstanbul'da çeşitli okullarda, öğretmenlik görevini sürdürürken, edebi faaliyetlerine ağırlık verdi

Milli edebiyat akımıyla gelişen, öz değerlere geri dönüş düşüncesini benimsedi ve bu anlamda, ağır dille yazılan, sistematik kalıpları olan aruz veznini terketti Hece vezniyle, günlük konuşma dilinde, sade, fakat akıcı şiirler kaleme almaya başladı Genelde 11'lik ve 14'lük kalıplar kullandıysa da, farklı türde denemeler de ortaya koydu Orhan Seyfi Orhon, Faruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek ve Halit Fahri Ozansoy'dan oluşan, "Hecenin Beş Şairi"nden (Beş Hececiler) biri oldu Sosyal konulara ağırlık veren, lirik manzumelerinin yanı sıra, başarılı tiyatro oyunları da yazdı 1918'de sahneye konulan "Binnaz" adlı oyunu, Türk tiyatrosunun gelişimine büyük katkı sağlayan, oldukça başarılı bir eserdi Aynı yıl, kısa bir süre, "Şair" isimli bir şiir dergisi çıkardı Türk Yurdu, Servet-i Fünun ve Büyük Mecmua gibi dergilerde pekçok şiiri yayınlandı 1916'da, şiirlerini bir kitap altında toplayan şair, "Akından Akına" isimli ünlü mazume kitabını çıkardı

Sonrasında, Diken adlı dergide mizahi yazılar yazmaya başlayan Ortaç, dönemin traji-komik edebi ve sosyal gelişmelerini alaya aldı 1919'da, bir mizah kitabı olan "Şen Kitap"ı çıkardı Aynı yıl, "Latife" adlı bir de piyes yazdı Ardından, diğer bir hececi arkadaşı Orhan Seyfi Orhon'la birlikte, Türk edebiyat tarihinin en uzun soluklu dergisi olan "Akbaba"yı yayın hayatına kazandırdılar İlk defa, 7 Aralık 1922 günü yayımlanan Akbaba, önceleri ayda iki defa; sonradan haftalık olarak basılmaya başlandı Dergi, 55 yıllık yayım hayatı boyunca, gerek tasarım, gerekse üslup açısından, Türk dergicilik anlayışında birçok yeniliğe imza attı ve siyasal olayların kara mizahını yaptı Değişen, yenilenen düşüncenin sesi olarak, monarşi yanlısı ve milli mücadele karşıtı Refik Halit Karay'ın "Aydede"sinin karşısında yükselen değerlere evsahipliği yaptı ve zamanla aynı kadroyla; fakat farklı söylemlerle onun yerini aldı Kemalizmin, bağımsız bir devletin ve Cumhuriyetin en koyu savunucusu haline gelerek, karşıt görüşleri ve bunları dile getirenleri hicivsel bir mizahla alaya aldı Orhan Veli Kanık'ın ön ayak olduğu "Garipçiler" akımını kıyasıya eleştiren Ortaç ve Orhon, bu akımın etkisinde yazın faaliyeti gösterenlere "Bobstil" yakıştırmasında bulundu

Akbaba'nın en büyük handikapı ise, İstanbul'un modernleşen yaşam kültürünü konu etmesi, sadece bu şehri ve onun kültürel-sanatsal çehresini baz alması ve orta-üst düzey yaşam standardına sahip insanlara hitap eden bir dergi olmasıydı Sütunlarını, dönemin pekçok yazarına açan dergi, edebi fikirlerin mizahi yansımasında serbest bir arena haline geldi Türk edebiyatının çok sayıda genç yeteneğine bir nevi stajyerlik hizmeti verdi Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, İbrahim Alaattin Gövsa, Muzaffer İzgü, Ercüment Ekrem Talu gibi birçok ismin, yeteneklerini sergileme fırsatını bulduğu ilk yayın organı oldu

Anadolu'nun sorunlarına kentsel bir bakış açısıyla yaklaşan Ortaç, cumhuriyetle birlikte, rejim yanlısı bir çizgide ilerledi 1928 yılında, latin harflerine geçilmesiyle birlikte, tirajının oldukça düşmesi nedeniyle derginin yayınına ara verdi Siyasi çalkantıların yoğunlaştığı 30'lu ve 40'lı yıllarda da, Akbaba'nın basımına zaman zaman ara vermek zorunda kaldıysa da, ölümüne kadar neşriyatını sürdürdü 1933 sonrasında yeni harflerle, yenilenmiş şekilde Babıali'ye geri dönen Akbaba, şairin ölümünün ardından, 1977 yılına kadar, oğlu Engin Ortaç tarafından çıkarılmaya devam etti

1 Temmuz - 15 Ekim 1928 tarihleri arasında yayımladığı "Meşale" adlı dergide, "Yedi Meşaleciler"e büyük umutlarla köşelerini açan Ortaç, söylevleriyle ihtilaf halinde olmaları nedeniyle dergiyi kapattı Uzun bir aradan sonra, yine kitap çalışmalarına yönelen şair, 1938 yılında, "Bir Selvi Gölgesi" ve çocuk şiirlerinden oluşan "Kuş Cıvıltıları"nı yayınladı 1946 seçimlerinde, Cumhuriyet Halk Partisi'nden seçimlere katıldı ve Ordu milletvekili olarak mecliste yer aldı 1950 - 1954 arasında da mecliste görev yaptıktan sonra, siyasetten uzaklaştı Zaman zaman roman türünde eserler de ortaya koyan Ortaç, "Kürkçü Dükkanı" (1931), "Şeker Osman" (1932), "Göç" (1943) ve "Üç Katlı Ev" (1953) gibi beğenilen romanlar kaleme aldı

1950 sonrasında, şiirden ziyade, ağırlıklı olarak, mizah, gezi, anı ve biyografi türlerinde yazmaya başladı Bu anlamda en bilinen eserleri, "Sarı Çizmeli Mehmed Ağa", "Portreler", "İsmet İnönü" ve "Bizim Yokuş"tur 11 Mart 1967 günü, geçirdiği kalp krizi nedeniyle, İstanbul'da hayata gözlerini yuman Yusuf Ziya Ortaç, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi Otuzdan fazla esere imza atan ünlü edebiyatçı, Türkçeyi sade, akıcı, yumuşak ve kuvvetli bir biçimde kullanmış; edebiyat çevrelerince "üslup ustası" şeklinde nitelendirilmiştir

ESERLERİ:

ROMAN: Kürkçü Dükkanı (1931) Şeker Osman (1932) Göç (1943) Üç Katlı Ev (1953)

ŞİİR: Akından Akına (1916) Aşıklar Yolu (1919) Cen Ufukları (1920) Yanardağ (1928) Bir Selvi Gölgesi (1938) Kuş Cıvıltıları (çocuk şiirleri, 1938) Bir Rüzgar Esti (1952)

OYUN: Kördüğüm (1920) Latife (1919) Nikahta Keramet (1923)

MİZAH: Şen Kitap (1919) Beşik (1943) Ocak (1943) Sarı Çizmeli Mehmed Ağa (1956) Gün Doğmadan (1960)

GEZİ-ANI-BİYOGRAFİ: İsmet İnönü (1946) Göz Ucuyla Avrupa (1958) Portreler (1960) Bizim Yokuş 1966)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.