![]() |
Keçi Yetiştiriciliği |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Keçi Yetiştiriciliği1 ![]() Türkiye tarımında keçi yetiştirme, değişik ekolojik ve sosyo ekonomik koşullara bağlı olarak farklı sistemler halinde şekillenmiştir ![]() ![]() Türkiye toplam et üretimi içerisinde, keçi etinin oransal payı % 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() 2 ![]() ![]() Keçi yetiştiriciliğinin ülke ekonomisi ve beslenmedeki yeri ve önemini belirtmek açısından bir ölçüt verilmek istendiğinde, nüfus başına keçi sayısı ile kişi başına düşen keçi eti ve sütü dikkate alınmaktadır ![]() ![]() Keçi yetiştiriciliğinin yaygın olduğu bölgeler, doğa ve yaşam koşullarının güç, bitkisel üretim olanaklarının son derece sınırlı olduğu yerlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşam ve eğitim düzeyinin daha yüksek olduğu ülkelerde ise uzun yıllardır sürdürülen çalışmalar sonucu belirli verim yönlerinde ıslah edilmiş, erken gelişen, yemden yararlanmaları yüksek, yerli ırklara oranla daha az hareketli ırklar geliştirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Süt keçisi yetiştiriciliğinin bir başka biçimi de büyük şehir kenarları ve yakınlarında yaşayan ailelerin süt ve kısmen de et gereksinmesini karşılamaya yönelik olarak yapılamaktadır ![]() ![]() Kısaca keçi yetiştiriciliği özellikle çevre koşulları yetersiz bölgelerde yaşayan, sınırlı gelire sahip halk kitlelerinin esas gelir ve besin kaynağını oluşturması bakımından büyük öneme sahiptir ![]() ![]() Keçi yetiştiriciliğinin önemi ve avantajları kısaca şu şekilde özetlenebilir ![]() a) Keçiler kötü çevre koşullarında kolaylıkla yetiştirilebilmektedir ![]() b) Diğer çiftlik hayvanlarınca değerlendirilemeyen dağlık bölge meralarını değerlendirebilirler c) Diğer çiftlik hayvanlarınca değerlendirilemeyen kaba yemleri değerlendirebilirler d) Et, süt, kıl, tiftik, deri, post, bağırsak, gübre gibi çok çeşitli amaçlarla kullanılabilen çok sayıda ürüne sahiptirler e) Bitkisel üretim yapılacak arazisi bulunmayan orman içi ve kenarı yerleşim birimlerinin en önemli veya tek geçim kaynağıdır ![]() f) Büyük şehir kenarı veya yakınında yaşayan düşük gelirli yetiştiricilerin süt ve et gereksinmesini karşılanmasını sağlar, g) Yetiştiricinin her an kolaylıkla para dönüştürebileceği hayvanlardır h) Ucuz olmaları nedeni ile sürü kurma kolaylığı sağladıkları gibi çeşitli olumsuz faktörler nedeniyle daha az risklidir ![]() i) Basit ve ucuz maliyetli barınaklarda yetiştirilebilirler 2 ![]() ![]() [Konu Başlığı]Türkiye'nin tüm bölgelerindeki çok yönlü tarım işletmelerinde hayvancılık önemli bir yer tutar ![]() ![]() Ovalık alanlardan dağlık yörelere gidildikçe işletmelerin ekonomik güçleri daha da azalmakta, hayvancılık bakımından doğaya bağımlılık artmaktadır ![]() ![]() ![]() Keçi; 10 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye'nin çeşitli bölgelerine dağılmış olan keçi varlığı, bu bölgelerde yaşayan geniş halk yığınlarının aile ekonomisinde olduğu gibi yurt ekonomisinde de önemli bir yer tutmaktadır ![]() ![]() Türkiye'nin Keçi Ürünleri Üretimi ve Toplam Üretim İçerisindeki Payları ÜretimToplam Üretimdeki Payı %Et ( t )24 ![]() ![]() Süt ( t )426 ![]() ![]() Tiftik ( t )3 ![]() ![]() Kıl ( t )6 ![]() ![]() Deri ( adet )1 ![]() ![]() ![]() * Koyun ve keçi derisi üretimindeki payı Görüldüğü gibi keçilerden elde edilen ürünler toplam üretim içerisinde küçümsenemeyecek bir paya sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Keçi Yetiştiriciliği |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Keçi Yetiştiriciliği3 ![]() 3 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Geçmiş yıllarda keçi ırklarının sınıflandırılmasında ırkların boynuz ve kulak yapılarındaki farklılıklardan yararlanılmaya çalışılmıştır ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() Keçi ırkları içerisinde en önemlilerini ve en büyük grubunu süt keçileri oluşturmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süt keçilerinin belirtilen ortak anatomik özellikleri yanında fizyolojik özellikleri bakımından da ortak yönleri vardır ![]() ![]() ![]() Süt keçisi ırklarının büyük bölümünde ortak olan bu özelliklerin bazıları veya tümü bakımından ırklar arasında az ya da çok farklılık olabileceğini de unutmamak gerekir ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Saanen, İsviçre keçi ırklarından biridir ![]() ![]() ![]() Saanen keçileri, süt keçilerinin ortak yapısal özelliklerine sahiptir ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() İsviçre keçi ırklarındandır ![]() ![]() ![]() ![]() Toggenburg keçileri de çok çeşitli iklim ve çevre koşullarına kolaylıkla uyum sağlayabilmektedirler ![]() ![]() ![]() Toggenburg keçileri ortalama 270 gün süren laktasyonda 650-700 kg süt vermektedirler ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() İsviçre ve Fransa'da yaygın olarak yetiştirilen Alpin keçilerinin bu iki ülkeden hangisinin gen kaynağı olduğu tartışmalıdır ![]() Alpin keçilerinde vücut açık kahverengiden siyaha kadar değişen renklerde olabilmektedir ![]() ![]() ![]() Süt keçisi ırklarının tüm ortak özelliklerine sahip olan Alpin keçilerinin ortalama 270 gün süren laktasyonda süt verimleri 550 kg'nin üzerindedir ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Almanya yerli beyaz keçilerinin Saanen ile melezlenmesinden elde edilmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Bu keçi ırkı vücut rengi dışındaki yapı özellikleri bakımından Beyaz Alman Keçisine büyük benzerlik gösterir ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Akdeniz keçi ırklarının önemlilerindendir ![]() ![]() ![]() Nubya keçilerinin vücutları çeşitli renklerde olabilmekle birlikte, kahverengi-siyah ve sarı alacalılara çok rastlanır ![]() ![]() ![]() Nubya keçilerinin en önemli özellikleri döl verimlerinin yüksek olmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sıcak iklim koşullarına iyi uyum sağlamış olan Nubya keçisi soğuk iklim bölgelerinde ancak ağılda yetiştirilebilmektedir ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Akdeniz keçi ırklarından birisi olan Malta, Nubya ve Mursiye keçilerinin melezlenmesinden elde edilmiştir ![]() ![]() Malta keçilerinde renk büyük bir varyasyon göstermekte, beyazdan siyaha kadar değişen tek renklilere çeşitli renklerde alacalarına rastlanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() Geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerde ve esas olarak süt veya hayvansal lif üretmek amacıyla yetiştirilmeyen keçi ırklarının tümü bu gruba dahil edilebilirler ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Yukarıda sözü edilen ırklar dışında ve et keçisi ırkı olarak nitelendirilebilecek en önemli keçi ırkıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Boer keçilerinde yılın tüm mevsimlerinde kızgınlık görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Keşmir ve Tiftik keçileri, tekstil sanayiinin önemli bir hammaddesi olan Keşmir ve Tiftik üretimi amacı ile üretilmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İran, Irak, Afganistan, BDT, Pakistan, Hindistan ve Nepal'de 20'ye yakın Keşmir ırkı yetiştirilmektedir ![]() 3 ![]() ![]() Keçi varlığı bakımından yapılan sıralamada dünya ülkeleri arasında ön sıralarda yer alan Türkiye'de; Ankara, Kıl ve Kilis olmak üzere başlıca üç keçi ırkı yetiştirilmektedir ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Ankara keçisinin anavatanı Orta Asya'dır ![]() ![]() ![]() Türkiye'nin Ankara keçisi yetiştiriciliği özellikle Orta Anadolu'da yoğunlaşmıştır ![]() ![]() Ankara keçisi küçük ve zayıf yapılışlı bir ırktır ![]() ![]() ![]() ![]() Ankara keçileri genellikle boynuzludur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ankara keçilerinde esas verim tiftiktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüzyıllar boyunca sadece ülkemizde üretilen tiftik bu süreçte dünya piyasasında yeterli talebi bulmuş, gerek ülkenin, gerek Ankara keçisi yetiştiricilerinin bu üretimden yeterli gelir elde etmesini sağlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Ankara keçisi yetiştiriciliğinin bu durumu yetiştiricilerin gelirlerinin arttırılması için tiftik dışındaki verimlerinin, üzerinde de önemle durulması gerektiğini göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Türkiye yerli kıl keçileri uzun sürüden beri yetiştirildiği Anadolu'nun iklim; çevre ve yetiştirme koşullarına dayanıklı, zayıf meralardan yararlanabilen kanaatkar hayvanlardır ![]() ![]() Kıl keçilerinde vücut rengi beyazdan siyaha kadar değişebilmekle birlikte en çok rastlanan renk siyahtır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kıl keçileri 180-200 gün süren laktasyonları boyunca 70-100 kg dolayında süt verirler ![]() ![]() ![]() Son yıllarda yapılan besi denemelerinde elde edilen sonuçlar kıl keçilerinin et verimlerinin düşünüldüğü kadar geri olmadığını, hatta gelişme hızının oldukça yüksek olduğunu göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Güneydoğu Anadolu bölgesinde özellikle Hatay, Gaziantep ve Urfa dolaylarında yetiştirilen bu ırk Damascus ( Şam ) keçileri ile kıl keçilerinin melezlenmesi ile ortaya çıkmıştır ![]() ![]() Kilis keçilerinde vücut, çok uzun ve genellikle siyah renkli kıllarla kaplıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Kilis keçilerinin süt verimi 200-350 kg, sütte yağ oranı %4 ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Keçi Yetiştiriciliği |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Keçi Yetiştiriciliği4 ![]() 4 ![]() Bir bölgede veya işletmede yetiştirilen hayvanların verim kapasiteleri ekonomik seviyenin altında ise, bu seviyenin yükseltilmesi için iki yol önerilebilir: ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci yol ülkemiz süt keçiciliği açısından ilk bakışta basit görülmekle birlikte yurt içinde bu tip hayvanları yeteri miktarda bulmak mümkün olmadığından yurt dışından getirtmek gerekmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci yol ise uzundur, ancak birinci yolun izlenmesi çok güç olduğuna göre bu yolun tercih edilme zorunluluğu vardır ![]() Süt keçiciliği açısından mevcut populasyonunun genetik ıslahı için önce populasyonda yeterli genetik varyasyonun mevcut olup olmadığını araştırmak gerekir ![]() Ülkemizde süt verimi kıl keçilere göre daha yüksek ancak miktarları çok az olan Kilis ve Malta Keçilerinden de yararlanmak mümkündür ![]() ![]() Malta keçileri Ege ve Marmara bölgelerinde rastlanan, rengi siyaha kadar değişen, çoğunlukla düz kahverengi veya kahverengi - alaca olan hayvanlardır ![]() ![]() ![]() Kilis keçileri, Gaziantep ve Hatay illeri çevrelerinde ve özellikle de Kilis ilçesinde yaygındır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü üzere ülkesel düzeyde yerli keçi populasyonların kendi aralarında ıslahı yolu ile yeterli miktarda süt verimi yüksek damızlık hayvan elde edilmesi genetik varyasyonun yetersizliği nedeni ile çok güç olduğu gibi uzun zaman da gerektirmektedir ![]() Bu nedenle, en uygun çözüm yolu yerli ırklarımızın süt verimi çok yüksek kültür ırkı tekelerle melezlenmesi suretiyle süt verimi yönünden genetik varyasyon hudutlarını genişleterek bu varyasyondan yararlanıp istenen verim düzeyinde melez genotiplerin seçimi yapılmalı, bunlara döl verme şansı tanınmalı, uygun çiftleşme yöntemleri ile miktarlarını arttırmalıdır ![]() Şu halde ülkemizde süt keçiciliğinin geliştirilmesi için uygulanacak genetik ıslah programları esas itibariyle melezlemeye dayanmaktadır ![]() ![]() ![]() Ancak çevre faktörlerinin yapıyı iyileştirme gayretlerinin sınırlayıcı etkilerini dikkatten uzak tutmamak gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() Buraya kadar anlatılanlar özetlenecek olursa; ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Süt verimi, kantitatif tabiatta bir fenotiptir ![]() ![]() ![]() Birde var-yok şeklinde ifade edilen fenotipler vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu fenotipler birbirlerinden kesin olarak ayrılabilmekte ve populasyon içindeki hayvanlar bu fenotipik farklılıklar yönünden birbirlerinden kesin sınırlarla ayrılan sınıflar oluşturmaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tür fenotipler sürekli bir varyasyon gösterirler ![]() ![]() Kantitatif fenotiplerin gösterdikleri sürekli varyasyon iki nedene dayanır: 1) Böyle bir fenotip münferit veya karşılıklı etkileri küçük çok sayıda genlerden oluşan bir genotipten gelişir ![]() 2) Söz konusu genlerin ve bunlardan oluşan genotiplerin etkileri çevre faktörlerine göre değişir ![]() Kantitatif karakterlerdeki sürekli fenotipik varyasyon, çokluk normal dağılım gösterir ![]() ![]() ![]() Şekil l’de görüldüğü üzere P populasyonun ele alınan kantitatif fenotip (karakteri) bakımından ortalaması, Pij ise i genotipli fertlerden (Gi) herhangi birinin fenotipik değeridir ![]() ![]() Gi genotipli fertlerin fenotipik değerleri ortalaması (Pi), bu genotipin değerini verir ![]() ![]() ![]() (Pij—Pi) = 0 yani fertlerin aritmetik ortalamadan sapmalarının toplamı sıfırdır ![]() Pi=Gi dir ![]() j ferdinin bu değerden sapması tamamen çevre faktörlerinden ileri geldiğine göre Pij — Gi = Eij yazılabilir ![]() ![]() Pij = Gi + Eij elde edilir ![]() P=G+E şeklinde yer almaktadır ![]() ![]() Şekil 1 — Her genotip sınıfındaki fenotiplerin, frekansları ile birlikte dağılımı ve gene variyasyonun oluşumu ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Kantitatif karakterler dikkate alındığında populasyon içinde varyasyon meydana getirme bakımından, a) Mikro çevre : Belirlenemeyen veya hangi hayvanlara hangi yönlerde etki yaptıkları bilinemeyen çevre faktörlerine Mikro Çevre veya Tesadüfi Çevre Faktörleri denmektedir ![]() ![]() b) Makro çevre : Belirli hayvan gruplarına belirli yönlerde etki yaptığı bilinen çevre faktörlerine Makro Çevre denir ![]() ![]() ![]() c) Sabit çevre : Bir hayvanın bütün dönemlerindeki verimlerini (fenotiplerini) aynı ölçüde, sabit olarak etkileyen, böylece dönemler ortalamasını öteki hayvanların ortalamalarından farklılaştırmaya yardım eden çevre faktörlerine Sabit Çevre faktörleri denir ![]() ![]() d) C-Faktörü : Familyalardan oluşan bir populasyonda bir familyaya mensup şahıs ların bazı karakterler bakımından öteki familyalara mensup şahıslardan fenotipik farklılığına sebep olan faktörlere C - Faktörü denir ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Fenotipik varyasyonun kaynakları olarak çevre faktörleri ve genotip hayvan ıslahı çalışmalarında P=G+E denkleminde de belirtildiği gibi daima bir arada düşünülmelidir ![]() ![]() V(P) = V + V(E) + 2 ![]() ![]() ![]() eşitliği yazılabilir ![]() Burada rGE her ferdin genotipik değeri ile çevre faktörlerinden ileri gelen fenotipik sapması arasındaki korelasyon katsayısıdır ![]() Genotip x Çevre İnteraksiyonları Bir populasyonun içinde bulunduğu çevrede birbirlerinden farklı makro - çevre faktörleri rol oynamakta iseler, populasyon içindeki genotipler ile makro - çevre faktörleri arasında interaksiyondarı söz edilebilir ![]() ![]() x Çevresinde A — 8 = K Y Çevresinde A — 8 = L ve K = L ise Genotip x Çevre interaksiyonu var, K = L ise yoktur ![]() Genlerin tezahür şekil ve dereceleri çevre şartlarına bağlı olduğundan bir genotipin her türlü çevre şartlarında aynı fenotipik değerleri göstermesi beklenemez ![]() ![]() a) Bir işletme içinde bazı genotipler (hayvanlar) kışın diğerlerinden daha üstün fenotipik değerler gösterdikleri halde, yazın bunun tersi olursa, b) Bir işletmedeki bakım ve besleme şartlarında yüksek genotipik değerler gösteren genotipler (hayvanlar), diğer işletme şartlarında diğer hayvanlardan daha geri ise, c) Muhtelif ırklardan oluşan bir populasyonda, bunların yetiştirildikleri çeşitli çevre şartlarında daima aynı üstünlük derecelerini göstermeleri beklenemez ![]() ![]() ![]() Islahına çalışılan populasyonda istatistik olarak bir genotip x çevre interaksiyonu sezilirse yukarda verilen eşitliğin sağ tarafına f (G ![]() ![]() ![]() Eğer ıslahına çalışılan populasyonda çevre faktörleri yüksek genotipik değerli fertlerle düşük değerli fertlerde belirli yönde farklı etki meydana getirmiyorlarsa (ki genellikle durum böyledir) genotip ile çevre arasındaki düz ilişkiler sıfır kabul edilir (G ![]() ![]() Görüldüğü üzere hayvan yetiştiriciliğinde teknik bilgi ve ekonomik koşulların elverdiği ölçüde, hayvanların tümüne uygulanan çevre faktörlerine karşı yeterli reaksiyon göstermeyenler için özel çevre faktörleri düzenlemek yerine, bunları elden çıkarıp gelecek generasyon yeterli reaksiyon gösterenlerden sağlamak, yani ıslah yolu tercih edilmektedir ![]() ![]() Böylece elde edilen: V(P) = V + V(E) denkleminin her iki tarafı V(P) ye bölündüğünde, 1= V / V(P) + V(E) / V(P) Bulunur ![]() V / V(P) = h² ve V(E) / V(P) = e² olduğundan denklemimiz 1 = h² + e² şeklini alır ![]() Bu eşitlik fenotipin genotip ile çevre faktörleri tarafından de termine edildiklerini, çevre faktörlerinin etkisi arttıkça genotipin etkisinin azaldığını gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Hayvan ıslahının genetik esaslara göre planlanıp uygulanmasında en önemli unsur kalıtım derecesidir ![]() ![]() Gelecek generasyonda arzu edilen ilerlemenin elde edilmesi, mevcut populasyondaki genotipik farklılığın derecesine bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu amaçla ya aynı ırktan daha yüksek verimli sürülerden sağlayacağı damızlıklarla kan tazeler, ya da başka ırklarla melezleme yapar ![]() ![]() Bu amaçla uygulanacak diğer bir yöntem de akrabalı yetiştirme yolu ile çeşitli akraba hatlar tesis etmektir ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan kalıtım derecelerinden seleksiyonda takip edilecek yön temin tespitinde de faydalanılır ![]() Her generasyonda elde edilecek ilerlemenin hesaplanması da kalıtım derecesinin bilinmesi ile mümkün olmaktadır ![]() Genotipin ıslahı için hayvan yetiştiricisi iki imkana sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarda da belirtildiği üzere bu iki imkanın verimli bir şekilde kullanılması, üzerinde çalışılan karakterin kalıtım derecesini bilmeye bağlı olduğuna göre, kalıtım derecesi hayvan ıslahı faaliyetlerinin temelini teşkil eder ![]() ![]() 4 ![]() ![]() İlmi anlamda seleksiyon, ele alınan populasyonda bazı şahıslara diğerlerine nazaran daha fazla çoğalma, döl verme imkanı sağlamaktır ![]() ![]() Gerek tabiat ve gerekse insan kendileri için en uygun fertlerin mümkün olduğu kadar fazla döl vererek çoğalmalarına, uygun olmayanların ise döl vermeden ortadan kalkmalarına çalışırlar ![]() Hayvan ıslahı yönünden seleksiyon, populasyon (veya sürü) içindeki hayvanlardan ıslahta ele alınan karakter bakımından üstün genotipik değerlere sahip olanların ayrılmasına ve gelecek generasyonun bunlardan elde edilmesine denir ![]() Ancak üstün genotipik değerli hayvanların diğerlerinden ayrılması zordur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Poulasyonda genotiple çevre faktörleri arasında düz olan ve olma yan ilişkiler varsa gelecek generasyonun genotipik değerini arzulanan yönde değiştireceği ümit edilerek seçilen hayvanların, gerçekte düşük genotipik değerlere sahip olabilecekleri, özellikle bunlardan elde edilecek döllerin daha başka şartlarda yetiştirilmeleri halinde yanılmaların çok daha büyük olabileceği bilinmelidir ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 1 ![]() 2 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Bir populasyonda seleksiyonun uygulanabilmesi için; 1 ![]() 2 ![]() ![]() Ülkemizde devlet kurumlarının büyük bir çoğunluğunda kayıt tutul maktadır ![]() ![]() Gerçi kayıt tutulmadan da seleksiyon yapılabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elde başka bir olanak yoksa uygulanabilecek olan bu sistemin başarı şansını biraz daha arttırmak için hayvanların puanlanması önerilir ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Kantitatif bir karakter bakımından populasyonun genotipik değerinde seleksiyonla meydana getirilecek değişme önce seleksiyonda kriter olarak kullanılan fenotipik değerin kalıtım derecesine, sonra da seleksiyon üstünlüğüne bağlıdır ![]() Bu: ? G = ih² formülü ile ifade edilir ![]() Burada h = kalıtım derecesi, i = bir generasyon dölleri arasından damızlığa ayrılanların ortalaması ile generasyon ortalaması arasındaki fark olup seleksiyon üstünlüğü olarak ifade edilir ![]() Seleksiyon üstünlüğü, selekte edilen hayvanların populasyona nazaran nispi miktarına bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Şekil 3 — X- verimi bakımından bır generasyondaki fertlerin dağılımı Po = generasyonun fenotipik ortalaması olup genotipik değeri (Go) belirtir; Xs — selekte edilenlerin başlangıç sınırı; B — selekte edilenlerin kapladığı alan (Seleksiyon entansitesi) fz = Xs noktasının ordinatı (frekansı); Ps — selekte edilenlerin ortalaması; i = seleksiyon üstünlüğü ![]() Seleksiyon üstünlüğünü arttırma bakımından suni tohumlama büyük olanaklar sağlamaktadır ![]() Fenotipin genotip tarafından determine edilme derecesi veya fenotipik farklılıkta genotipik farklılığın nispi payı olarak ifade edilen kalıtım derecesi (h²) hayvan ıslahının genetik esaslara göre planlanıp yürütülmesinde en önemli unsurdur ![]() Kalıtım derecesini bilmekle; ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Ele alınan populasyonun (veya sürünün) genotipik değerini yetiştiricilerin yararı istikametinde değiştirmede ıslahçının kullanabileceği en etkili imkan seleksiyondur ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() a) Kitle Seleksiyonu: Kalıtım derecesi yüksek olan karakterler bakımından seleksiyonun, fertlerin kendi fenotipik değerlerine göre yapılması ile tatmin edici bir genetik ilerleme sağlanabilmektedir ![]() ![]() ![]() b) Akrabaların Fenotipik Değerlerine Göre Seleksiyon: Ancak ıslahına çalışılan verimlerin büyük çoğunluğu O ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Familya seleksiyonu : Kitle seleksiyonunun tatmin edici ilerleme sağlamayacağı özellikler için düşünülmüş metodlardan biridir ![]() ![]() ![]() Familya Seleksiyonunun Verimliliği: ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Familya seleksiyonunu da kendi arasında ikiye ayırarak incelemek mümkündür: ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üstün familyaların seçiminde familyalar bütün fertleri ile birlikte seçilmekte iken ikinci tipte arzu edilen verim yönünde üstün olduğu saptanan familyalardaki fertlerin yalnız belli seviyeleri aşan üstün fertleri damızlığa ayrılırlar ![]() ![]() Pedigriye göre seleksiyon Bir hayvanın geçmiş generasyonlardaki akrabalarını verim özellikleri ile birlikte tanıtan belgelere hayvancılıkta “Pedigri” denir ![]() ![]() Pedigri kayıtları dişi damızlıkların seçiminde de önemli bir vasıtadır ![]() ![]() Süt verimi, hayvan doğurduktan sonra başlar ![]() ![]() ![]() ![]() Keza seleksiyonda dikkate alınması gerekebilecek döl verimi ve konstitüsyon gibi karakterler yaşama dönemleri ilerledikçe daha belirgin bir seviyeye ulaşacağından geçmiş generasyonlardaki akrabalara ait bilgilerden yararlanmak zorunludur ![]() Pedigriye göre seleksiyonda dişi ebeveynin fenotipik değerleri kadar, hatta bunlardan daha önemli olarak, erkek ebeveynin çeşitli metotlarla tahmin edilmiş damızlık değerleri de göz önünde bulundurulur ![]() Bir hayvanın genotipi yarı yarıya ana ve baba genotipleri tarafından tayin edildiğine göre ebeveyne ait bilgilerin seleksiyonda büyük ölçüde yararlı olacağı düşünülürse de bunun genetik dayanakları maalesef görüldüğü kadar sağlam değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu nedenlerle pedigriye göre damızlık seçimine ancak belirli şartlar da başvurulur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Döllere ve Kardeşlere Göre Seleksiyon Bu ıslah programında kendi fenotipik değerleri henüz belli olmayan genç hayvanlarda pedigri kayıtlarına göre yapılacak ön seçimden sonra bu hayvanların kendi damızlık kabiliyetlerinin tespit edilmesine çalışılır ![]() Hem erkek, hem de dişide tezahür eden verimler (canlı ağırlık, yapağı verimi, gelişme gibi) bakımından hayvanların ileri yaşlarda belli olacak kendi fenotipik değerleri ve familya ortalamaları ayrı ayrı veya kombine edilerek bu amaç için kullanılabileceği gibi, çeşitli dönemlerde tekrarlanan verimlerinden damızlık değerlerinin hesaplanması da mümkündür ![]() Yalnız dişide görünen verimler (süt gibi) bakımından dişi damızlıkların değerleri de aynı şekilde bulunabilir ![]() ![]() Şekil : 4 — Bir ebeveynin meydana getirebileceği gametlerin muhtemel genotipleri ![]() ![]() a) Öz Kardeşlere Göre Seleksiyon (Full-Sib-Testing) Her erkeğin yalnız bir tek dişi ile çiftleştirilmesi ve bu dişiden bir defada birden fazla döl alınması halinde elde edilecek generasyon ana - baba - bir öz kardeş familyalarından oluşur ![]() ![]() Ancak hayvancılık pratiğinde, hiçbir işletme dişi hayvan sayısı kadar erkek bulundurmadığından bu metot uygulanamaz ![]() b) Üvey Kardeşlere Göre Seleksiyon (Haif Sib - Testing)1 Tek doğuran hayvan türlerinde bir generasyonda yalnız baba-bir üvey kardeş familyaları teşekkül eder ![]() ![]() ![]() Öz kardeşlerle mukayese edildiğinde üvey kardeşlerin fenotipik ortalamasının damızlık namzedinin genotipik değerini belirtmede etkisi takriben yarı yarıya azdır ![]() ![]() c) Döllere Göre Seleksiyon (Progeny Testing) Döl veya kardeş ortalamalarına göre seleksiyonda isabet, ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üvey kardeşlere göre seleksiyonda isabet, döllere göre seleksiyondakinden yarı yarıya düşük olmaktadır ![]() ![]() ![]() Hayvanlarda döllere göre seleksiyon daha uzun süreye ihtiyaç göstermesine rağmen öz kardeşlere göre seleksiyondan daha isabetlidir ve daha fazla tercih edilmektedir ![]() Birden Fazla Karakter Bakımından Seleksiyon Çiftlik hayvanlarının hemen hepsinde birden fazla karakter üzerinde durma zorunluluğu vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Teksel Seleksiyon: Bu usulde ele alınan verimde arzu edilen ilerleme temin edilene kadar yalnız bu verim üzerinde durulur ve ancak arzu edilen seviyeye ulaşıldıktan sonra diğer bir verime geçilir ![]() ![]() Bağımsız Ayıklama Sınırları : Her generasyon ıslahına çalışılan verimlerin tümü birden ele alınır ![]() ![]() İndeks Metodu : Bu usulde populasyona dahil tüm hayvanlara ele alınan verimlerin hepsini birden kapsayan bu toplam puan vermek ve seleksiyonda kriter olarak bu toplam puanı kullanarak popuasyonunun ele alınan karakterler bakımından genetik seviyesini yükseltmektir (3) ![]() 4 ![]() ![]() Damızlığa ayrılan erkek ve dişi hayvanlar aşağıda belirtilen esaslara göre çiftleştirilerek kombine edilirler ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Populasyona dahil bütün şahısların döl verme bakımından aynı şansa sahip olduğu ve herhangi bir yumurtanın herhangi bir erkeğin sperması ile döllenme şansının eşit olduğu çiftleştirme sistemidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Bu çiftleştirme şekline genellikle akrabalı yetiştirme denir ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Bu çiftleştirme şekli ırklar arası veya aynı ırktan akraba hatlar arası melezlemeyi içerir ![]() Melezleme: Genetik yapı ve fenotipik görüntü bakımından birbirlerine benzemeyen şahısların çiftleştirilmesine melezleme denir ![]() ![]() ![]() a) Islah Melezlemesi : Populasyonun belirli bir verimini geliştirmek amacıyla, o verim bakımından üstün genotipli başka bir populasyondan (ırktan) damızlıklar kullanmaya ıslah melezlemesi adı verilir ![]() ![]() ![]() ![]() b) Kombinasyon Melezlemesi : Mevcut ırklardan hiç birinde bulunmayan bir karakter kombinasyonunu taşıyan yeni bir tip veya ırk geliştirebilmek amacıyla yapılan melezlemeye kombinasyon melezlemesi denir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Malya koyununun elde edilmesi buna güzel bir örnektir ![]() ![]() c) Kullanma Melezlemesi : Elde edilen melez döllerin saf ebeveynlere nazaran daha üstün performans göstermelerinden (heterosis) yararlanılmak amacıyla mevcut ırklar ve hatlardan kullanma hayvanı elde etmeğe müsait olanların seçilmesi suretiyle yapılan melezlemeye kullanma melezlemesi denir ![]() Kullanma Melezlemesi Metodları: Irklar Arası Melezleme Kullanma melezlemesinin iki ayrı ırktan yararlanılarak yapılan şeklidir ![]() ![]() ![]() ![]() Koyunlarda bir batında çok yavru doğuran ırkların dişileri ile erken gelişen ve yüksek kaliteli karkas veren ırkların erkeklerini çiftleştirerek çok sayıda kasaplık melez döller elde edilmektedir ![]() Rotasyon Melezlemesi Bu melezleme şekli, kullanma melezlemesinde kullanılacak ebeveyn ırkların, yeter miktar melez döl elde edilebilmesi için, geniş sürüler halin de saf olarak bulundurulmalarının getirdiği ağır masrafları hafifletmektedir ![]() ![]() ![]() Akraba Hatlar Arası Melezleme Üçlü ve Dörtlü Melezlemeler Üçlü melezlemede kullanma melezlerinin anaları her generasyon sürekli olarak iki hattın melezlenmesinden elde edilmekte ve bunlar mevcut hatlardan birine ait erkeklerle çiftleştirilmektedir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Keçi Yetiştiriciliği |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Keçi Yetiştiriciliği5 ![]() 5 ![]() ![]() Süt keçilerinde süt veriminin işletme ve bölge düzeyinde ıslahı için kullanılacak tekelerin seçiminde döl kontrolü (Progeny Testing) en güvenilir metotdur ![]() Bir süt keçisi populasyonunda bir generasyonda elde edilen erkek döllerden hangilerinin damızlığa ayrılacağını tespit etmek için, hepsini elde tutmağa maddeden olanak yoktur ![]() ![]() ![]() Ana ve babalarına ait damızlık değerleri yüksek olduğu için seçilen genç hayvanlara Namzet Teke denir ![]() ![]() ![]() ![]() Dişi döller ilk laktasyona başlayabilmeleri için normal tekelerle çiftleştirilirler ![]() 5 ![]() ![]() [Konu Başlığı]Bir hayvanın damızlık değeri , döllerinin populasyon ortalamasından gösterdikleri ortalama fenotipik sapmanın iki katına eşittir ![]() ![]() ___ ___ ___ G=2 ( Y - P ) + P Burada dikkat edilecek husus, damızlık değerleri hesaplanacak hayvanların tamamen populasyonu temsil eden dişilerle çiftleştirilmeleridir ![]() ![]() ![]() ![]() ___ ___ G=2 Y - A formülü elde edilir ![]() ![]() ![]() ![]() Döllerinin ilk verimlerine göre damızlık değerleri hesaplanan namzet erkeklerin döllerinin müteakip verimlerinden de faydalanarak seçimdeki isabeti kontrol etmek yararlıdır ![]() ![]() Döl Kontrolü Metodunun iki sakıncası vardır ![]() Kontrol sonuçları alınana kadar namzet erkeklerin hepsini birden elde tutma zorunluluğu (bakım masrafını arttırmakta), Generasyonlar arası süreyi uzatmaktadır ![]() Sonuç olarak (tekrarlanan verimler için) birden fazla dönem elde edilen yerime göre hesaplanan damızlık değerlerinden en üstününe sahip dişilerin, döl kontrolüne göre hesaplanan damızlık değerlerinden en üstününü gösteren erkeklerle çiftleştirilmeleri ve bu çiftleştirilmelerden doğacak erkek döllerin namzet olarak kullanılmaları gerekir |
![]() |
![]() |
![]() |
Keçi Yetiştiriciliği |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Keçi Yetiştiriciliği6 ![]() 6 ![]() ![]() Keçi, çiftlik hayvanları içerisinde kaba yemleri en iyi biçimde değerlendiren türdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keçilerin beslenmelerinde önemle durulması gereken bir konu da uygulanmakta olan besleme düzeninde ani değişikliklerden kaçınılmasıdır ![]() ![]() Keçiler yeterli miktarda kaba ve kesif yem sağlanması durumunda yem tüketiminde seçici davranan hayvanlardır ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Tüm yaşam enerji gerektirmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Biz keçilerimizi yalnız onların yaşamını sürdürmek için değil, üretim için de besliyoruz ![]() ![]() Keçilerin yaşama payı enerji gereksinmelerini bir çok etmen etkilemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keçi rasyonlarında enerji yetersizliği en önemli ortak eksikliktir ![]() ![]() Vücudun gerekli enerjisinin hemen hemen tümü, karbonhidratlardan ve yağlardan sağlanmaktadır ![]() ![]() Keçilerin rumenlerinde bulunan değişik tipteki mikroorganizmalar, kompleks karbonhidratların çoğunun sindiriminde esas rol oynarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yağlar, yağda eriyen vitaminlerin ve diğer yağda eriyen maddelerin taşıyıcısı olarak hizmet görürlersede, konsantre enerji kaynağı olarak ta kullanılırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan, keçiler yemlerini ineklerden daha etkin bir biçimde süte dönüştürürler ![]() ![]() Keçiler yaşama payı için ineklerden daha az ve sindirim ve metabolizma için daha fazla yem tüketirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Genel olarak ruminantlarda sindirim aygıtının özelliği nedeniyle, protein kalitesi sorunu yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keçilerin ve diğer ruminantların sindirim aygıtı, ayrıca amonyak ve üre gibi azotlu basit bileşikleri kullanabilen bakteri içermekte ve anılan bileşikleri gerçek proteinlere dönüştürmektedir ![]() ![]() Tiftik ve kıl üretimi için protein gereksinmeleri kesin olarak saptanmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süt keçilerinin protein gereksinmeleri süt ineklerininkilere benzerdir ![]() ![]() Keçilerde protein beslenmesine ilişkin çok az araştırma vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rumendeki mikroorganizmalar mevcut çevrede bulunan uygun prekürsörlerden itibaren protein sentezlerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üre süt veren dişilere verileceği zaman, üre zehirlenmesine ilişkin pek çok olay rapor edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan, selüloz parçalayan bakterilerin büyümesi ve çoğalması için, rasyonda minimum % 5 ham protein bulunmalıdır; şayet proteinlerin oranı daha yüksekse, selülozun yıkım hızı artabilmekte, fakat protein yüzdesi çok yüksek olduğu zaman, bu sindirim randımanı fazla NH üretimi nedeniyle düşmektedir ![]() Genç ot, yaşlı ottan daha fazla NH oluşturmaktadır zira hücre zarları daha hızlı bir biçimde parçalanırlar ve böylece içeriklerini serbestleştirirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çoğunlukla kullanılan en iyi ek protein kaynakları keten tohumu küspesi, soya küspesi, kuru bira mayası ve pamuk tohumu küspesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Sabahları keçi ağıllarındaki ağır amonyak kokusu, rasyondaki proteinleri bozukluğunu veya çok fazla olduğunu ve bunun doğal sonucu olarak aşırı azot ekskresyonunu gösteren yararlı bir belirtidir ![]() ![]() Sonuç olarak keçilere orta miktarlarda ve değişik biçimlerde protein verilirse, daha ekonomik olarak değerlendirilirler ![]() ![]() Büyüme için 1 kısım sindirilir ham protein + 7 kısım NB Yaşama payı için 1 kısım sindirilir ham protein + 10 kısım NB Süt üretimi için : 227 gr sindirilir ham protein + 1476 NB 4 ![]() ![]() Bu miktarlar, şayet taze ot veya kuru ot ve yahut hububatça zengin bir karışım halinde verilirse, çok uygun bir yemleme oluşturacaktır ![]() ![]() Keçilerde protein yetersizliğine ilişkin semptomlar iştahsızlık, ağırlık kaybı, büyümede gerileme, süt veriminde düşme ve tek yavru oluşturma biçiminde ortaya çıkarlar ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Çiftlik hayvanlarının mineral madde gereksinmeleri genellikle değişiktir ![]() ![]() ![]() ![]() Keçiler seçkin bir mineral madde gereksinmesine sahiptirler ![]() ![]() ![]() Keçiler uygun şekilde verimli olan toprakta yetişen iyi kaliteli kuru otla beraber iyi kesif yemle beslenirlerse de, yine de mineral maddelerin yokluğundan kaynaklanan bir çok sorun ortaya çıkar ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hayvanların fizyolojik olarak gereksinmelerinin karşılanmasında yararlanılan makro minerallerden keçilerin beslenmesinde sadece tuz (Na ve d), Ca, P ve kükürt dikkatle üzerinde durulması gereken minerallerdir ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keçiler tarafından gereksinme duyulduğu gösterilen değişik makro minerallerden tuz (NaCl), muhtemelen keçilerin rasyonlarında yetersiz olmakta ve sağlanması en kolay olan minerallerden biridir ![]() ![]() ![]() ![]() NaCl hücrelerde osmotik basıncın muhafazasına yardım etmektedir ![]() ![]() ![]() NaCl yokluğunda ortaya çıkan semptomlar: İştahın azalması, zayıflama, süt üretiminde düşme, gözlerde donukluk, gözlenir ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kalsiyum ve fosfor keçilerin iskeletlerinin esas kemponentleridirler ve yaşamsal prosessüslerinin oluşmasında esansiyeldirler ![]() ![]() Fosfor, kaslara ilişkin enerjinin açığa çıkması, yağların sindirimi, yeni hücrelerin yapılması, yerine koyma veya üreme için gereklidir ![]() Kalsiyum ve fosfor birlikte kemiklerde depolanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fosfor yetersizliğinde hayvanlar bir çok biçimler almakta, fakat ekseriya oldukça sıkıntılı ve yaşama, duygusuz tavır gösterirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tüm doğal kaba yemlerde, keçiler için fosforu dengelemek için yeterli kalsiyum vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan, ek mineral karmanın miktar ve kaynağı, total rasyonun mineral kompozisyonuna bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kükürt, önemli iki amino asidin (metionin ve sistin) anahtar yapıcısı olduğundan NPN kaynakları kullanıldığı zaman keçilerin rasyonlarına katılmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keçi rasyonları iz elementlerce nadiren yoksundurlar ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Keçilerin vitamin gereksinmeleri üzerinde çok az araştırma yapılmıştır ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vitamin A yoklukları, düşük kaliteli otlarla besleme yapıldığı zaman ortaya çıkmaktadır ![]() ![]() ![]() Vitamin A yokluğunda keçilerde gece körlüğü, düşük üreme performansı, vücuttaki epitel hücrelerin keratinizasyonu ve kemik deformasyonları görülür ![]() Ek vitamin A iki yolla verilir: - Rasyonlara eklenerek, - intramüsküler yolla enjekte edilerek ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vitamin D güneşte kurutulan yiyeceklerde bol olduğundan ve güneş ışınlarına maruz kalan vücutta sentezlenebildiğinden rasyonlara eklemeye gerek yoktur ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Normal olarak vitamin E büyük miktarlarda keçi rasyonlarında bulunurlar ve eklemek zorunlu değildir ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ruminant olmayan değişik hayvanlardan farklı olarak, keçiler rumenlerinin mikroflorasının aksiyonuna bağlı olarak pek çok vitamini sentezleme yeteneğine sahiptirler ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() Keçiler, doğal olarak otlayıcıdırlar ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Islah edilmemiş meradan yararlanmada keçiler emsalsizler ![]() ![]() ![]() ![]() Yemler, yaşama payı gereksinmelerinin büyük bir kısmını sağlarlar ![]() ![]() ![]() Bakımlı çayırlar ergin dişi ve bir yaşındaki oğlaklar için gereklidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keçiler için çayır rnanajmentinde etkin bir biçimde kullanılabilen çayır otlarının ve baklagillerin bazıları, yonca, brom-yonca karışımı, tırfıl, tırfıl - çayırotu, sudanotu ve akdarıdır ![]() Çavdar, buğday ve arpa erken ortaya çıktığı için mükemmel yemlerdir ![]() ![]() Meteorolojik etkenlerin etkileri olarak stresler minimuma indirildiği zaman, üretim daha etkin olmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() İyi kaliteli çayırlar yüksek verimli hayvanlar için esastır ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Çayır ve mera yemleri yanında kuruot ve diğer kaba yemler keçiler için çok ekonomiktir ![]() ![]() ![]() ![]() Yüksek besleme değerine sahip kuru otlar körpe ve yapraklı bitkilerden oluşurlar ![]() ![]() ![]() ![]() Yonca, melez üçgül, çayır üçgülü, aküçgül, soya kuruotu, fiğ, gazal boynuzu ve baklagil ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Silaj % 30 - 35 kuru madde içerdiklerinden sulu yemlerden sayılırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Silaj usulüne uygun yapılmışsa, özel süt asiti kokusuna sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaklaşık olarak 500 g ![]() ![]() ![]() Keçiler kök ürünlerini ve bahçe ürünlerini çok severler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Keçi rasyonlarında kullanılan kesif yemler enrji yemleri ve proteinli ek yemler olmak üzere ikiye ayrılır ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hububat daneleri mükemmel enerji kaynaklarıdırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Mükemmel bir enerji kaynağı olan melas çoğunlukla öğütülmüş yemlerin tozmasına engel olmak ve yemlerin lezzetliliğini artırmak için kullanılmaktadır ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Geniş bir ek protein variyetesi keçilerin rasyonlarında kullanılabilirler ![]() ![]() ![]() Üre ve diğer NPN kaynakları bazı önlemler almak koşuluyla rasyonlara sokulabilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sütte veya süt ikame yemlerinde bulunmayan, oğlağın korunması, laksatif etkisi ve gerekli antikorları içermesi nedeniyle kolostrum, oğlağın yaşamının ilk birkaç gününde, hatta ilk 48 saatinde yavruya verilmesi gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu devreden sonra, oğlaklar analarından ayrılarak büyütülür, süt ve ya süt ikame yemleri kullanılmalıdır ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Daneler belirli ölçüde ezme ve kırma gibi bir işleme tabi tutulursa, keçiler tarafından en iyi bir biçimde değerlendirilirler ![]() ![]() ![]() Danelerin karıştırılması söz konusu olduğu durumlarda, en iyisi bunları yukarıda anılan işlemlerden sonra pelet haline getirmelidir ![]() ![]() Otlak alanlarındaki hayvanlara verilecek ek yemlere katılacak tuz oranı hayvanların durumuna göre değişmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kullanılan karışım çoğunlukla 1 kısım tuz 1 kısım pamuk tohumu küspesi unu 3 kısım dane yem olmalıdır ![]() Kaba yemler ve daneler birlikte kullanılacağı zaman ince kırılıp veya öğütülüp peletleme yapılmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Üre veya diğer NPN bileşikleri rasyona katılacakları zaman karışıma giren her bir yem tamamen karıştırılmalıdır ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() İyi bir süt keçisi 10 aylık bir laktasyon periyodunda günde ortalama olarak 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keçi sütü sindirim sırasında ince ve yumuşak pıhtı oluşturduğundan daha kolay bir biçimde sindirilmektedir ![]() Süt keçisinin süt üretimi, süt ineğininkine küçük bir ölçüde paraleldir ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() Keçiler de koyunlar gibi mevsime bağlı polöstrik, hayvanlar olup sonbaharda günün ışıklı sürülerinin, ışık yoğunluğunun ve hava sıcaklığının düşmesi ile çiftleşme arzusu yani, kızgınlık gösterirler ![]() ![]() Keçilerin üretimi ile ilgili bazı özellikleri aşağıdaki çizelgede görülmektedir ![]() Çizelge: Keçilerde üreme ile ilgili bazı özellikler Keçi sürülerinde teke katımı zamanı, keçilerin kızgınlık göstermesi, iklim, yem, mera ve pazarlama koşulları dikkate alınarak belirlenmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye’de tekeler genellikle serbest olarak sürüye katılmakta, 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keçilere, çiftleştirme mevsiminden önce başlayıp, bu mevsim boyunca sürdürülecek ek yemlemenin flushing etkisi yapacağı ve döl verimini artıracağı unutulmamalıdır ![]() 6 ![]() ![]() ![]() Çiftleşen keçiler gebe kalmadıkları takdirde ortalama olarak 20 günde bir kızgınlık gösterirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gebeliğin son dönemi kış mevsiminin sonlarına rastlamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doğum döneminde havalar uygun olup keçiler otlatılmaya götürülüyorlarsa yakın meralar tercih edilmeli, doğumun çok yaklaştığı anlaşılan keçiler ağılda bırakılmalı ve doğum merada gerçekleşirse en kısa zamanda oğlağı ile birlikte ağıla getirilmelidir ![]() Doğan oğlaklar kurulanmalı, varsa anası ile birlikte ayrı bir bölmeye alınmalıdır ![]() ![]() Doğum genellikle yardımsız gerçekleşir ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() Doğan oğlaklar kurulanıp ağız ve burunları iyice temizlendikten sonra göbek bağları tendürdiyotlanarak mikrobik bulaşmalar önlenmelidir ![]() ![]() ![]() ![]() Emzirme döneminde doğal ve yapay emzirme olmak üzere iki yöntem uygulanabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyüme döneminde oğlak tarafından tüketilen süt miktarı ile süt emme döneminin uzunluğu büyük önem taşımaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sütten kesim çağına kadar süt ve diğer besin maddeleri ile sağlıklı olarak büyütülen oğlakların damızlık çağına kadar beslenmelerinde özel bir uygulamaya gerek yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() Bugün tüm hayvancılık kollarında numaralama ön koşuldur ![]() ![]() Numaralama esas itibari ile iki şekilde olur: — Grup işaretlenmesi (grupları birbirinden ayırtedebilmek amacıyla yapılır) — Bireysel numaralama (bir grup içinde bireyleri birbirinden ayıretmek için yapılır) ![]() Bireysel numaralama üç yöntemle yapılır ![]() a) Tetovir (döğme) yöntemi Bu yöntem tüm numaralama yöntemleri arasında en pratik ve güvenli olanıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şekil Var b) Kertik Atma Bu yöntemde kulağın (sağ ve sol) ön ve arka kenarı, ortası ve ucuna özel penslerle kertik açılır ve her kertik bir sayıya tekabül eder ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yöntem birer veya ikişer kertiği geçmemek kaydıyla grup işaretlemesinde çok yararlı olmaktadır ![]() Şekil Var c) Kulağa Küpe Takma Özel penslerle plastik ve metal küpe numaralar kulağa takılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şekil Var 6 ![]() ![]() ![]() Yaş tayini özellikle hayvan alım - satımında, besicilikle ve hayvan ıslahında çok büyük öneme sahiptir ![]() ![]() Genel olarak kayıtlardan, boynuzdan, dişten ve dış görünüşten olmak üzere 4 yaş belirleme yöntemi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Esas itibari ile yalnızca ön kesici dişlerin süt diş iken daimi dişe değişmesi ve daha sonra bunların yıpranması, aşınması, aralarının açılması ve dökülmesine bakarak yaş tayini yapılır ![]() ![]() Önler : En ortadaki bir çift ön kesici Birinci ortalar: Önlerin sağında ve solunda yer ikinci ortalar: Birinci ortalarla sonlar arasındaki Sonlar: En sonda yer alan ön kesici dişler Yeni doğan oğlağın ağzında 3 çift süt ön kesici (önler, birinci ve ikinci ortalar) vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Boynuzdan yaş tayini özellikle boynuzlu ırklarda kullanılmaktadır ![]() ![]() ![]() Dış görünüşe göre yaş tayini ancak çağların (oğlak, çebiç, teke ve keçi gibi) belirlenmesi ile olmaktadır ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() Damızlık dışı veya damızlık fazlası erkeklerin (teke ve oğlakların) eşeysel işlevlerinin durdurulmasına kastrasyon, eneme, burma denir ![]() Eneme kanlı ve kansız olmak üzere iki yöntemle yapılır ![]() ![]() ![]() cilikte kullanılması pratik ve geçerli değildir ![]() Kansız yöntem ise Burdizzo pensi, etastratör, emaskiatör gibi kastrasyon gereçlerini kullanarak sperma kanalı, kan damarları ve sinirleri içeren spermatik bağın ezilmesidir ![]() Burdizzo pensi ile eneme yaparken her iki testisinde scrotum torbasında olmasına dikkat etmek gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() Şekil Var 6 ![]() ![]() ![]() Aşım işlemleri bittikten sonraki 2 ay hayvanların en az besin maddesine gereksinme duydukları zamandır ![]() ![]() ![]() ![]() Bilindiği gibi keçilerin gebelik süresi 145 - 155 gün arasında değişmekle birlikte ortalama 5 ay veya 150 gündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() colostrum denir ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() Süt keçilerinde önem sırasına göre kontrolü yapılan verimler şunlardır ![]() - Süt verimi - Döl verimi - Gelişme (besi gücü) - Kıl verimi Söz konusu verimlere ilişkin kontroller ve kayıt tutma, amaçlı olarak yapılmalıdır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|