Prof. Dr. Sinsi
|
Gıdaların En Güzeli Olan Bal Üreticisi Arılar
GIDA ÜRETİCİMİZ ARI
SEFA SAYGILI
ARILAR İNCELENDİKÇE hayranlık uyandırırlar Öyle ki toplu iğnenin başı büyüklüğündeki beyinleriyle son derece kompleks işler yapabilirler En gelişmiş bilgisayar saniyede 16 milyar işlem yaparken, bir arı beyni saniyede 10 trilyon işlemi gerçekleştirebilmektedir
Arılar, potansiyel yiyecek kaynaklarını renk ve kokularından ayırt edebilir, güneşi bir pusula gibi kullanarak yönlerini bulabilir ve ünlü sallanış danslarıyla diğer arılara buldukları besinin tabiâtı ve varlığına ilişkin bilgiler verirler Üstelik bu işaretleri, kovandaki bütün arılar fark eder ve karanlıkta bile o yiyeceği 5 dakikada bulurlar
İşin ilginci arı yumurtadan ergin olarak çıkar ve jet hızıyla nektar toplamaya başlar 500 gr bal için 900 arının 1 gün çalışması gerekir 450 gr bal, 17 bin arının 10 milyon çiçek dolaşmasıyla birikir Bir arı, hayatı boyunca bir çay kaşığının sadece on ikide biri kadar bal toplayarak peteğe katkıda bulunur
Arılar çiçeklerden topladıkları nektarla bal yapmakla kalmaz, aynı zamanda nitelikli tozlaşma gerçekleştirerek bitkilerin döllenmesi ile ekolojik dengenin devamlılığını ve hayat kaynağımız olan doğal gıda üretiminin yapı taşı olma görevini de sürdürürler
Dişi işçi arılar nektar, polen ve su tedariki arayışı içinde yuvadan 3 5 km kadar uzağa dahi seyahat etmektedirler Bu, her koloninin çevresinde 4 000 hektarlık alan taramasından daha da fazlası demektir
Bir arı günde 1 500 kadar çiçeği ziyaret eder ve kendi ağırlığının yarısı kadar nektar toplayarak midesini veya “bal kesesini” doldurur
Bir arının bal toplamak için ömründe 800 kilometrelik uçuş yaptığı hesaplanmıştır
Arılar koloni halinde yaşarlar Bir kolonide ortalama 50 bin birey bulunur İlk bahar ve yaz aylarında bir koloninin arıları 7 5 milyon defa çiçeklere sefer düzenler Bu 20 milyon kilometrelik uçuş mesafesine eşittir Böylelikle 26 kez Dünya ile Ay arasında gidip gelmiş olurlar Bu şekilde kovana 30 kg polen ve 600 kg nektar taşınır
Arı kolonisi bir bakıma insan beyni gibi işlemektedir Bir kovandaki arıların toplam sinir hücrelerinin sayısı, bir insan beynindekinin yarısı kadardır Her biri küçücük, nisbi olarak aptal görünen birer yapı taşıdır Fakat ağı oluşturduklarında hayranlık uyandıran olağanüstü işlere imza atarlar
Arı günlük topladığı nektarla bahçeye geri dönerken, kendi evini, arıdan arıya gönderilen ve kovanın etrafında izlenebilen aromatik kimyasal bir örtü olan kraliçenin eşsiz feromonal kokusu sayesinde tanır Her arı kendisiyle beraber bu kokudan bir parça taşır, bu koku girişteki korumalar kendisini uzaklaştırmadan önce onu tanıdıkları parfümlü bir güvenlik parolası gibidir Kokusu uymayan ve izinsiz giren yabancı arıları bu şekilde anlarlar, kendilerinin olmayan balı aşırmalarına karşı korkutarak geri çevirirler
Arılar nektar toplamak için çiçek çiçek dolaşırken, onları dölleyecek meyve tozlaşmasını da sağlarlar Bir çiçekten diğerine polenin izini sürerler Böylelikle bitkiler döllenir, mahsuller çeşitlenir, renklenir, bollaşır ve gelişir
Sabahın ılık güneş ışıklarında, çiçekler açtığı zaman, arılar çıkış kapısından fırlayan yarış atları gibi kovanlarından ayrılırlar Meyve bahçesi kısa sürede yüzlercesi her ağacı kaplayan istekli arılarla vızıldar ve bulutlanır Anında renkli çiçeklere doğru saldırır, polen arayışlarına başlarlar
Arı bir çiçekten ayrılır ayrılmaz, açgözlü bir şekilde kokusu ve işaretleri tarafından yönlendirilerek aynı türden bir diğerini arar Arılar her nektar toplama gezisine çıktıklarında özellikle tek bir çeşit çiçeğe odaklanırlar, bu yüzden eğer bir toplama gezisi karahindiba, lale veya elma üzerinden başlarsa, aynı şekilde de bitecektir Sıradaki çiçeğin yolunda, eklemlerine yerleştirilmiş tımarlayıcı eklentileri kullanıp vücudunu fırçalayarak, havada uçan en arka bacaklarını birbirine kazıyarak, toplanmış poleni düzgün, küçük topların içine fırçalayıp iter Bu sırada önceki çiçekten üzerine bulaşmış erkek polen tanecikleri dişi çiçeğe düşer ve bitki döllenmesi sağlanır
Böylelikle aynı çeşit çiçeği ziyaretlere devam ederken bir yandan da onları döllemiş olurlar
Çiftçiler bu şekilde arıların tozlaşma hizmetini kullanarak ürün verimliliğini yüzde 60’a kadar artırabilirler
Bal arılarını bekleyen çiçekler ise, daha lezzetli nektarlar, daha parlak renkler, daha geniş iniş alanları ve daha ayrıntılı, zamanlı ve çekici polen sunumları üreterek, pekçok farklı yollarla yarışırlar Arıların ve bitki örtüsünün birbirlerine böyle bilinçli ve belirlenmiş davranışları evrimcileri susturmakta, “evrim mükemmelin peşinde” gibi garip savunmalara itmektedir
Yemek stokumuzun üçte birini tozlaşmadaki başrolünden dolayı arılara borçluyuz Domates, salatalık, kabak, sarımsak, elma, brokoli, brüksel lahanası, turunçgiller, kavun, soğan, badem, kiraz, elma, erik, armut, şalgam, maydanoz, ayçiçeği, yaban mersini ve yoncayı da içinde bulunduran en önemli mahsullerimizin yüz taneden fazlasının ticari üretiminde ziyaretçi balarıları gerekli ve vazgeçilmezdir
Arılar ayrıca kuşkonmaz, kahve, anason, hindiba, armut, kayısı, biber, hindistancevizi, çilek ve domatesin içinde bulunduğu elli kadar ürünün döllenmesinde de yararlıdır Tanınmış böcekbilimci E O Wilson, “Yediğimiz her üç lokmadan ve içtiğimiz her üç yudum meşrubattan biri, bize direkt veya dolaylı olarak balarılarının tozlaştırmasıyla oluşur” demektedir
Arılar mahsul tozlaşmasına ne kadar girerlerse elde edilen ürünler o kadar gelişmiş ve verimli olmaktadır Üstelik ürettikleri bal ve diğer mamullerden çok daha gerekli faaliyettir bu Uzmanlar, “Arıların değerini tozlaşmanın sonucu olan meyveleri, sebzeleri ve tohumları hesap ederek düşünürsek, bal ve balmumunun yaklaşık 150 katı kadar kazançlıyız” derken haklıdırlar Arıların sunduğu hizmetin tarım ekonomisine katkısı, rakam olarak ABD için 15 – 20 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir
Meselâ yenidünya meyvesinde arılarla döllenmeyen ağaçlarda çiçeklerin yüzde 4’ü meyve tuttuğu halde, arılarla döllenmiş çiçeklerin meyve tutma oranı yüzde 83 olmaktadır Yoncada arılarla döllenmeyen tarlada tohum bağlama oranı yüzde 1 – 2 iken arılarla döllenen tarlada bu oran yüzde 53’e çıkmaktadır
Yeryüzündeki bütün çiçekli bitkilerin yüzde 80’i böcekler tarafından tozlanır ve bunların da yüzde 85’i balarılarının listesinde yer alır Bu da yaklaşık 170 000 bitki türüne tekabül eder
Maalesef tabiata, ekolojik çevreye ve insanlara bu kadar faydalı olan arıların son zamanlardaki modern çiftliklerle ittifakı, sağlığını tehlikeye düşürmüştür Arılar, faydalı zirai faaliyetleri ve uzun seyahatleri sırasında sıkça nektar topladıkları tarlaların bitişiğindeki yerlere, yol kenarındaki yeşilliklere atılmış böcek ilaçlarına veya kimyasal zehirlerle kirlenmiş su havzalarına maruz kalmaktadırlar Kimyasal maddelerin daha geniş kullanımı, genetik olarak değiştirilmiş bitkilerin artması ve arılar için güvenli doğal ortamların azalmasıyla tehlikelerden kaçmaları zorlaşmakta, böylece her yıl binlerce koloni zehirlenmektedir Bu da mahsullerin veriminin azalmasına yol açmaktadır Einstein, “Arılar yok edilirse 4 yıl sonra açlık başlar” derken bu gerçeğe işaret etmiştir
Gerçekten arıların işi sadece bal yapmak değildir 1 gram (bir damla) balın üretimi için nektar ve polen toplamak amacıyla ziyaret ettikleri 120 bin çiçeğin döllenmesini de sağlayarak bitkilerin gelişmesinde, tarımsal ürünlerin oluşmasında ve hayvancılığın ana girdisi olan yem bitkilerinin veriminde, arılar başroldedirler Üstelik alternatifleri de yoktur
Rabbin balarısına vahyetti: “Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü – uçuver Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için şifa vardır Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır ” (Nahl Suresi, 68-69)
KAYNAKLAR:
1 Bal Çalmak Balın Biyografisi Holley Bishop Ledo Yayıncılık, 2008
2 Cahillikler Kitabı NTV Yayınları, 2008
3 Dünya Arıların Ardından Ağlıyor Prof Dr Aykut Kence ile röportaj Alışveriş Kültürü Dergisi
4 Dünyanın Tozunu Attırıyorlar GEO Dergisi Sayı: Ekim 2008
5 Dinazorların Sessiz Gecesi Hoimar Von Ditfurth Alan Yayıncılık, 1996
|