|  | Istakoz-Kabuklu Deniz Hayvanları |  | 
|  07-12-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Istakoz-Kabuklu Deniz HayvanlarıIstakoz-Kabuklu Deniz Hayvanları  Genellikle kayaların arasındaki sığ sularda yaşayan ıstakozlar, yengeç, karides ve kerevitle akraba olan kabuklu deniz hayvanlarıdır  Özellikle kerevitler ıstakozlara çok benzer; bu yüzden, akarsu ve göllerde yaşayan bu kabuklulara tatlı su ıstakozu da denir {bak  Kerevit)  Istakoz dendiğinde ilk akla gelen turuncumsu kırmızı renkli sert kabuğu olur  Oysa ıstakoz canlıyken kabuğunun sırtı genellikle koyu lacivert renktedir; yalnızca hayvanın karnına rastlayan alt bölümünde kırmızı ve turuncu renkli lekeler bulunur  Ama kaynar suya atılarak haşlandığında bütün kabuğu parlak kırmızı bir renge dönüşür   Istakozun göğüs bölümünü kaplayan kabuk hemen hemen tek parça halindedir  Oysa kabuğun geri kalan bölümü yedi parçaya ya da bölüte ayrılmıştır  Bunlardan en sonuncusu kuyruğu oluşturur  Hayvanın göğüs bölümünde beş çift ayağı vardır; bu nedenle, yengeç, karides ve kerevitle birlikte onayaklılar (Decapoda) takımında sınıflandırılır  Ayaklarının başa yakın olan ilk çifti çok büyük birer kıskaca dönüşmüştür  Tuttuğu yeri koparan bu güçlü ve kesici kıskaçlar hem hayvanın korunma silahıdır, hem de avladığı yumuşakçaların sert kabuklarını kırmaya yarar  Öbür dört çift ayağın temel işlevi ise ıstakozun dipte sürünerek yer değiştirmesini sağlamaktır  Ama bu yürüme bacaklarının ilk iki çifti de daha küçük birer kıskaçla sonlanır  Hayvan yakaladığı avı iri kıskaçlarıyla parçaladıktan sonra, hemen arkadaki küçük kıskaçlarıyla tutarak ağzına götürür  Ayrıca kürek ya da yelpaze biçimindeki kuyruğunun altında dört çift küçük yüzme ayağı vardır  Istakozun sudaki oksijeni almasını sağlayan solungaçları da ayaklarının gövdeye bitiştiği yerde bulunur  Başının üzerindeki uzun duyargaları ve hareketli bir uzantıyla ileri doğru fırlamış iri gözleri başlıca duyu organlarıdır  Istakozlar genellikle gövdelerini yürüme ayaklarının ucunda dengeleyerek denizin dibinde ağır ağır dolaşırlar  Ama ürktüklerinde kuyruklarını hızla ileri geri bükerek suyun içinde 7 metre kadar geriye sıçrayabilirler  Yavaş yavaş geri gitmek istedikleri zaman da yüzme ayaklarını kullanırlar  Dişi ıstakoz, yumurtalarını kuyruğunun altındaki yüzme ayaklarına yapışık olarak 10 ay kadar taşıdıktan sonra suya bırakır  Bir üreme mevsiminde tek bir dişinin döktüğü yumurta sayısı 5  000 ile 10  000 arasında değişir  Yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz kendi başlarının çaresine bakmak zorundadırlar; çünkü dişi ıstakoz kuyruğuyla suyu iterek hemen yavrularını kendinden uzaklaştırır  Genç ıstakoz büyürken sert kabuğu büyüyemediği için giderek gövdesini sıkmaya başlar  Bu yüzden hayvan gelişmesinin ilk yılında 14 ya da 17 kez, büyüdükten sonra yalnızca yılda bir kez kabuk değiştirir  Kabuk değiştirme zamanı ıstakozlar için çok tehlikeli bir dönemdir; çünkü bu koruyucu zırhını atan hayvan düşmanlarının karşısında savunmasız kalır  Genç ıstakozlar altı ya da sekiz hafta kadar suyun üzerinde yüzer ve bu arada daha büyük deniz hayvanlarına, özellikle balıklara yem olurlar  Canlı kalmayı başaranlar daha sonra dibe iner ve denizin tabanında yuvasını kurarak yaşamını orada sürdürür  Büyük kabuklu hayvanların çoğunda olduğu gibi ıstakozların ayaklarının dibinde de özel bir kopma noktası vardır  Böylece, bir kavgada yaralanmış olan ayaklarını kolayca koparıp atabilir ya da düşmanlarına yakalandıklarında ayaklarını bu saldırgana bırakıp kaçabilirler  Eksilen ayağın yerine dipten yenisi çıkar ve her kabuk değiştirişte büyüyerek zamanla normal büyüklüğüne ulaşır  Aynı takımın değişik familyalarından birçok hayvan ıstakoz adıyla anılırsa da gerçek ıstakozlar Homaridae familyasındandır  Bunların en tanınmış iki türü de Avrupa ıstakozu (Homarus gammarus ya da vulgaris) ile Amerika ıstakozudur {Homarus americanus)  Atlas Okyanusu'nun doğu kıyılarında, Norveç' ten Akdeniz'e kadar uzanan sularda yaşayan Avrupa ıstakozu ortalama 3035 cm uzunluğundadır; kabuğu da yeşilimsi koyu lacivert renktedir  Atlas Okyanusu'nun Labrador'dan ABD'nin güneyine kadar uzanan batı kıyılarında bulunan ve çok daha iri olan Amerika ıstakozunun 20 kg ağırlığındaki örneklerine oldukça sık rastlanır  Eti için avlanan bu iki türün de ekonomik değeri çok yüksektir  Türkiye çevresindeki denizlerde, sayıları giderek azalmakla birlikte Avrupa ıstakozu ile "böcek" ya da "langust" denen dikenli ıstakoz türleri yaşar  Kabukları pütürlü ve dikenli olan bu ıstakozlar Palinuridae familyasındandır ve iri kıskaçları olmadığı için yalnızca karın bölümündeki etleri yenir  Istakoz eti, sindirimi güç olmakla birlikte çok lezzetli bir yiyecektir  Bu dip hayvanlarını avlamak için genellikle ağzı huni biçiminde olan ıstakoz sepetleri kullanılır  Yem olarak içine ölü balıklar konan bu sepetler kıyıya yakın kayalık yerlerde denize bırakılır  Yerinin belirlenmesi için de üstüne bir mantar ya da şamandıra bağlanır  Yeme ulaşmak için yavaş yavaş sürünerek sepetin ağzından içine giren ıstakoz bir daha dışarı çıkamaz  IŞIK  Çevremizdeki bütün canlı ve cansız varlıkları, yaşadığımız dünyayı ve içinde bulunduğumuz evrenin yıldızlarını, gezegenlerini görmemizi sağlayan ışıktır  Bir cismi ya kendisi ışık yaydığı ya da başka bir cismin ışığını yansıttığı için görebiliriz  Kendi ürettiği ışığı yayan cisimler, örneğin Güneş, yıldızlar, alev ve elektrik ampulü birer ışık kaynağıdır  Oysa karanlık gökyüzünde parlayan Ay ve gezegenler yalnızca Güneş'in ışığını yansıttıkları için görülebilir  Çevremizdeki doğayı ve nesneleri görmemizi sağlayan da gene Güneş'in ya da bir lambanın ışığıdır  Bilim adamlarının yüzlerce yıllık araştırmaları sonucunda ışığın belirli fizik yasalarına uygun olarak davrandığı bulunmuş ve ışığın yapısını açıklayabilmek için çeşitli kuramlar geliştirilmiştir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |