Prof. Dr. Sinsi
|
Soğuk İklimin Sıcak İnsanlarıyla Görülesi Bir Yer | Serhat Kenti Kars
Anadolu’nun doğu kapısı Kars, lezzetli kaşarı, şifalı balı, tarihi taş binaları, benzersiz toz karı, soğuk iklimin sıcak insanlarıyla görülesi bir yer
“Serhat kenti Kars” derler ona  Anadolu’nun Kafkaslara ve Orta Asya’ya açılan doğu kapısı  MÖ 9000’lerden bu yana kesintisiz bir yerleşime sahne olan Kars, Anadolu’nun kültürlerini harmanlayıp bir potada erittiği tarihine tanıklık etmiştir binlerce yıl Türkiye Cumhuriyeti dönemine kadar kimler geçmemiştir ki bu diyardan: Hurriler, Urartular, Sasaniler, Ermeniler, Bizanslılar, Moğollar, Gürcüler, Selçuklular, Osmanlılar ve Ruslar 
ŞEHRİN TACI: KARS KALESİ
Tüm bunların yanı sıra iklimlerin en acımasızında, Doğu Anadolu’nun nazlı gelinidir Kars Kış gelir gelmez ona çok yakışan telli duvaklı bembeyaz gelinliğini giyer üstüne İlkbaharda coşup çıkartır gelinliğini; yağmurlarla yıkanır ve rengârenk çiçeklerle bezenir Her haliyle öyle güzeldir ki, herkesin gözü hep üstünde olmuştur çağlar boyu
Defalarca istilâ edilmiş, doğal afetler sonucu yıkılmış; ama her seferinde yeniden ayağa kalkmayı başarmıştır Anadolu’nun en güzel kalelerinden biri olan Kars Kalesi, şehrin başını bir taç gibi süsler 1152’de Saltuklu veziri Firuz Aka tarafından yaptırılan kale, Moğol istilası sırasında harap olur 16 yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı padişahı III Murad döneminde büyük ölçüde onarılır Bu sefer de Ruslar yıkar Son olarak 19 yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu kaleyi yeniden inşa ettirir İç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşan ve üç kapısı bulunan kaleden şehrin manzarası çok etkileyici Kaleye yürüyerek ya da arabayla çıkmak mümkün Kaleden baktığınızda şehrin içinden akan Kars Çayı’nı ve tamamı kesme bazalt taşından yapılmış Taşköprü’yü görürsünüz 16 yüzyılda III Murad’ın emriyle yaptırılan köprünün bir kısmı deprem sonucu yıkılınca, 18 yüzyılda onarılmış Kars’ın en önemli yapılarından biri, kalenin eteklerindeki Kaleiçi mahallesinde bulunan, görünümü nedeniyle halk arasında ‘Kümbet Cami’ diye de anılan Havariler Kilisesi Bir süre müze olarak kullanılan kilise, 10 yüzyılda Ermeni Bagrat Krallığı döneminde II Abbas tarafından yaptırılmış
BALTIK MİMARİSİ HAKİM
Kars iki kez büyük şehir imarı yaşar Bunlardan ilki Osmanlı dönemindedir O dönemlere ait cami, hamam, köprü, ev, konak gibi bazı yapılara rastlamak hâlâ mümkün Özellikle de Kars Çayı, Dereiçi mahallesinden akarken iki yakasında eski hamamlar ve tipik Anadolu özellikleri taşıyan verandalı evler, konaklar görülür İkinci imar planı ise 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Kars’ın 1918’e kadar tam kırk yıl boyunca Rus işgalinde kaldığı dönemde Ruslar tarafından başlatılmıştır Ruslar Kars’ı askeri garnizon ilan etmişlerdi Bu sefer Osmanlı döneminde iskan gören Kaleiçi Mahallesi değil, bugünkü Yusufpaşa, Ortakapı ve Cumhuriyet mahallelerinin merkezi oluşturduğu yeni şehir planını 1890 yılında Hollanda’dan getirdikleri mühendislere yaptırırlar Yeni şehir planı, birbirini dik kesen ızgara planlı geniş caddelerden oluşmuştur 1890-1917 yılları arasında bu geniş caddelerin üzerine Baltık mimari tarzında, bugün de şehre damgasını vuran binalar dikilir
Bu taş binalar düzgün kesme bazalt taştan, tek katlı, iki katlı, nadir olarak üç katlı olarak yapılmıştır Ön cepheleri yalancı sütunlar, bordür kabartma taşlarla süslenmiştir; iç mekânlar ise genelde uzun bir koridor etrafına iç içe açılan oda ve salonlardan oluşur Binalardaki ısıtma sistemi de çok ilginç ‘Peç’ adı verilen, dikdörtgen biçiminde, çini kaplamalı ve üzeri de kabartmalarla süslü bu merkezi ısıtma aracı tavana kadar uzanır İçerisinde kömür yakılır ve iç mekân duvarlarından geçen borularla binanın tamamı ısıtılır Belediye Binası, Öğretmenevi, Orduevi, Defterdarlık, Maliye, Milli Eğitim Müdürlüğü binası, Valikonağı, Anadolu Lisesi, Eski Rus Konsolosluk binası gibi, Baltık mimari tarzında yapılmış pek çok yapı vardır Kars’ta  Görebildiğinizi mutlaka gezin
KRİSTAL BÜYÜ
Kars’ın kültür turizmi için önemi tartışılamaz Ama Türkiye’nin en soğuk iklimine sahip olan bu kent, kış turizmi için de büyük bir potansiyele sahip Kars’ın Sarıkamış ilçesine iki kilometre uzaklıktaki Sarıkamış Sarıçam Kayak Tesisleri, kar kalitesi ve pistleriyle Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden biri Sekiz ay boyunca kimi zaman bir, bir buçuk metreye varan yükseklikte karla kaplı merkezde, kasım ortasından nisan ortasına kadar süren uzun bir kayak sezonu var Etrafı sarıçam ormanlarıyla çevrili Sarıkamış’taki kayak merkezini benzerlerinden ayıran en büyük fark ise karı Sadece Alplere has olan kristal kar, burada da görülür Sarıkamış’ın kuru, soğuk iklimi sayesinde oluşur bu kristal kar Sarıçam ormanları rüzgârı kesip karların birikmesine olanak tanıdığı gibi, heyelan ve çığ tehlikesinin de olmadığı bir alan yaratır 2900 rakımlı Cıbıl Tepe’deki kayak tesislerinde hem yeni başlayanlar hem de profesyoneller için farklı pistler mevcut Saatte 2400 kişi taşıma kapasiteli, dörder kişilik telesiyej ise Türkiye’de tek Sarıkamış Kayak Merkezi, Alp ve Kuzey Disiplini kayak uygulamaları, ‘kayak safari’ ve ‘kızaklı geziler’ için de uygun ortama sahip
Slalom, büyük slalom ve süper-c kayak türlerinin yanı sıra, kısmen snowboard da yapabilirsiniz
Türkiye’nin en uzun kayak pistlerinden birine sahip olan Sarıkamış’ta karşınızda Allah-u Ekber dağları, çevreniz sarıçam ormanlarıyla kaplı pistlerde kristal karın ve tertemiz havanın keyfini çıkarabilirsiniz
Kars’a gelmişken Kars Müzesi’ni de mutlaka gezin Alt katında arkeoloji, üst katında ise etnografya bölümleri bulunan müze, Anadolu’nun en zengin müzelerinden biri
Kars’ın önde gelen özelliklerinden biri de peyniri Kars’a has peynirleri denemeden ve eski kaşar, gravyer ve çeçil peynirlerinden almadan bu şehirden gitmeyin Tabii şifalı balını da tatmayı unutmamak lazım
Ozanlarıyla ünlü Kars’ta ‘Aşıklar Kahvesi’ olarak da bilinen Çobanoğlu Kahvesi’ni de mutlaka ziyaret edin Belki şansınız yaver gider ve en büyük aşkları Kars olan Karslı aşıkları dinlersiniz
|