|  | Karşıt Madde ( Anti Madde ) Ve Tarihçesi |  | 
|  10-07-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Karşıt Madde ( Anti Madde ) Ve Tarihçesi Karşıt Madde Ve Tarihçesi: 1928–1995 Başlangıç Karşıt maddenin tarihi Paul Dirac adlı genç bir fizikçinin matematiksel denkleminin garip çıkarımıyla başlar  20  yüzyılın başlarında 2 önemli teori olan kuantum mekaniği  ve görecelik teorileri fiziği temellerinden sarsıyordu  1905 yılında  Albert Einstein'ın meydana çıkardığı özel görecelik teorisi uzay-zaman  ve kütle-enerji arasındaki ilişkiyi açıklıyordu  Bu sırada yapılan  deneyler ışığın bazen dalga; bazen de küçük parçacık akımları halinde  davrandığını gösteriyordu  Max Planck'ın  önerdiği teoriye göre ışık dalgaları "kuanta" adı verilen küçük  paketçikler halinde yayılıyordu, bu ışığın hem dalga hem parçacık  halinde yayılması anlamına geliyordu  1920'lerde fizikçiler atom ve bileşenlerine aynı kavramı uygulamaya çalışıyorlardı  1920'lerin sonunda Erwin Schrödinger ve Werner Heisenberg  yeni kuantum teorisini keşfettiler  Bundaki tek sorun teorinin  görecelik teorisine uygulanabilir olmayışı yani sadece yavaş hızlardaki  parçacıklar için geçerli olup ışık hızına yakın hareket edenler için  sonuç vermemesiydi  1928'de Paul Dirac problemi çözdü: elektron davranışını tanımlamak için özel göreliliği ve kuantum teorisini bir araya getiren bir denklem yazdı  Dirac denklemi, ona 1933 Nobel Ödülünü getirdi, aynı zamanda başka bir  problem yarattı: x2=4 denkleminin 2 çözümü olduğu gibi (x= -2, x=2),  Dirac denkleminin de biri pozitif enerjili diğeri negatif enerjili elektronlar  için olmak üzere 2 çözümü vardı  Fakat klasik fiziğe ( ve sağduyuya)  göre bir parçacığın enerjisi daima pozitif bir sayı olmalıydı! Dirac bunun, her parçacığın kendisiyle tıpatıp aynı ama yükü zıt olan bir karşıt-parçacığı olacağı anlamına geleceğini açıkladı  Mesela elektron  için her yönüyle aynı ama pozitif yük içeren bir karşıt-elektron  olmalıydı  Nobel konferansında karşıt maddeden oluşan tamamen yeni bir  evrenin varlığını kurgulamıştı  1930 - Doğanın Yardım Eli 1930'da gizemli karşıt parçacık avı başladı  O yüzyılın daha öncesinde, Victor Hess (1936 Nobel Ödülü sahibi) yüksek enerjili parçacıkların bir kaynağını keşfetmişti: kozmik ışınlar  Kozmik ışınlar, dış uzaydan gelen çok yüksek enerjili parçacıklardır  Dünya atmosferine çarptıklarında muazzam bir düşük enerjili parçacık  sağanağı yaratırlar ki bunun fizikçiler için çok kullanışlı olduğu  ispatlanmıştır  1932'de Carl Anderson, CalTech'ten genç bir profesör, kozmik parçacık sağanağı hakkında çalışırken, pozitif yüklü ve elektronla aynı kütleli bir parçacığın bıraktığı izi gördü  Bir yıllık çalışma ve gözlemler sonucu, izlerin  gerçekten karşıt elektron olduğuna ve her birinin kozmik ışınların  etkisiyle kendi yanına bir elektron ürettiklerine karar verdi  Karşıt  elektronlara pozitif yüklerinden dolayı "pozitron"  adını verdi  Doğrulama kısa bir süre içinde Occhialini ve Blackett'ten  geldi, böylece bu çalışma Anderson'a 1936 Nobel Ödülünü getirdi ve  Dirac'ın öngörüsü doğrulanmış oldu  Uzun yıllar kozmik ışınlar, yüksek enerjili parçacıkların tek kaynağı olarak kaldılar  Keşiflerin akışı durmadı ama beklenen karşıt parçacığın,  karşıt protonun keşfi için fizikçiler 22 yıl beklemek zorunda kaldılar  1954 - Güç Araçları Karşıt proton araştırmaları 1940larda ve 50lerde laboratuar deneylerinin o zamana kadar ki en yüksek enerjili seviyelere çıkmasıyla kızıştı  1930'da, Ernest Lawrance (1939 Nobel Ödülü sahibi) siklotron denen proton gibi bir parçacığı onlarca MeV enerjiye çıkartan parçacık hızlandırıcıyı icat etti  Hemen ardından, karşıt-protonun bulunması için harcanan efordan  dolayı hızlandırıcılar çağı başlamış oldu  Ve yeni bir bilim dalı olarak  yüksek enerji fiziği doğdu  California, Berkeley'deki Betatron’u 1954 yılında inşa eden yine Lawrence idi (o zamanlar BeV idi, şimdi GeV diyoruz)  Betatron, 2 elektronu karşıt  proton üretmek için en uygun yüzey olarak öngörülen 6,2 GeVluk enerjide  çarpıştırabiliyordu  Aynı zamanda başlarında Emilio Segre olan diğer bir  fizikçi grubu karşıt protonları saptamak için yeni bir makine  tasarladılar ve yaptılar  Ekim 1955'de büyük haber New York Times'ın ön sayfasından duyuruluyordu: "Yeni Atom Parçacığı Bulundu, Negatif Proton!"  Karşıt protonun keşfiyle  Segre ve takımı (O  Chamberlain, C  Wiengand ve T  Ypsilantis) doğanın  temel simetrilerinden birinin kanıtında başarılı olmuş oldular: madde ve  karşıt madde  Segre ve Chamberlain 1959 Nobel Ödülüne layık görüldüler  Sadece bir yıl sonra,  Betatronda çalışan ikinici takım (B  Cork, O  Piccione, W  Wenzel ve G  Lambertson) karşıt nötronu bulduklarını duyurdular  1965 - Karşıt Çekirdek O zamana kadar atomu oluşturan 3 parçacığının da birer karşıt parçacığı olduğu biliniyordu  Yani, eğer parçacıklar atomda birbirlerine bağlanıp  maddenin en küçük yapı birimini Cevap 1965te karşıt döteryumun (ağır  hidrojen), bir karşıt madde çekirdeğinin bir karşıt proton ve bir karşıt  nötrondan oluşmuş hali (tıpkı döteryumun bir proton ve bir nötrondan  oluşması gibi), bulunmasıyla geldi  Hedef, eşzamanlı olarak iki takım  tarafından vurulmuştu: biri Antonino Zichichi önderliğinde CERN'deki  Proton Synchrotron'u kullanmışlardı, diğerleri ise Leon Lederman  başkanlığında New York'taki Brookhaven Ulusal Laboratuvarı'nın  Alternating Gradient Synchrotron (AGS) hızlandırıcısını kullanarak  başarmışlardı  1995 - Karşıt Parçacıktan Karşıt Maddeye Karşıt çekirdek yaptıktan sonraki soru, karşıt elektronlar karşıt çekirdekle karşıt maddeyi oluşturacak bağları yapabilir miydi? Cevap baya sonra, çok özel bir makine, CERN'nin eşsiz Düşük Enerji Karşıt Proton Çemberi (Low Energy Anti proton Ring (LEAR)) sayesinde geldi  Hızlandırıcıların aksine LEAR aslında karşıt protonları  "yavaşlatıyordu"  Fizikçiler bundan sonra bir pozitronu (yani karşıt  elektronu) karşıt protonla bağ kurup gerçek bir karşıt hidrojen, gerçek  bir karşıt madde atomu oluşturması için denemelere başladılar  1995'in sonlarına doğru bu şekildeki ilk karşıt atomlar Alman ve İtalyan fizikçilerden oluşan bir takım tarafından CERNde elde edildi  Sadece 9  karşıt atom üretilmesine karşı, haber tüm dünya gazetelerinin ön  sayfasına çıkacak kadar heyecan uyandırıcıydı  Başarı, karşıt hidrojen atomlarının karşıt dünya üzerindeki çalışmalarda, hidrojenin bilim tarihinde son asırda oynadığını role benzer bir rol oynayabileceğini söylüyordu  Hidrojen evrenimizin 3 çeyreğini  oluşturuyor ve kainat hakkında bildiklerimizin çoğu sıradan hidrojen  hakkındaki araştırmalardan elde edilmişti  Fakat karşıt hidrojen tamamen  sıradan hidrojen gibi mi davranıyor? Bu soruyu cevaplamak için CERN  yeni bir deney tesisi yapmaya karar verdi: Karşıt-proton Yavaşlatıcısı (  the Antiproton Decelerator (AD) )  Hızlandırıcılar Çağı Öncü Makineler Ernest Lawrance'ın kiklotronu icadından sonra fizikçilerin maddenin yapısında derinlere inmeleri için hızlandırıcıların en iyi yol olduğu anlaşılmış oldu  Hemen sonra ABD yolu gösterdi: böylesi makineler herhangi bir Avrupa ülkesinin tek başına yapması için çok büyük ve pahalıydı  Fakat 1954te Avrupalı fizikçiler  İsviçre Cenova'da merkezi bir laboratuar kurmaya karar verdiler ve  böylece CERN (Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire) kurulmuş  oldu  Bu tarihten sonra CERN yüksek enerji fiziğindeki teknik ve  bilimsel gelişmelerde başrolü oynamaya başladı  Protonları ve elektronları onlarca MeV enerjilere hızlandıran ilk tek mıknatıslı siklotronlardan ve betatronlardan sonra, yeni simit şekilli ("doughnut-shaped") iki türlü parçacığı da GeVluk enerjilere hızlandırabilen senkrotronlar geliştirildi  1950lerden itibaren yeni  odaklama teknikleriyle makineler 30 GeVluk hale getirildi  1970lerin  başlarına kadar maddenin yapısı hakkındaki araştırmalarda birkaç önemli  adım daha atıldı  Bulunan yeni parçacıkların sayısı çığ gibi arttı,  tabii bundaki katkıları için CERNdeki 28 GeV Proton Synchrotron (PS)un,  Brookhavendaki 33 GeV Alternating Gradient Synchrotron (AGS)un ve yeni  ve etkili parçacık detektörü "bubble chamber"in (kabarcık odası)  başarılı bütünleşmelerine teşekkür borçluyuz  Çarpıştırıcılar Büyük hızlandırıcılar macerasının başlamasından hemen sonra fizikçiler fark ettiler ki hızlandırılmış bir parçacık demeti sabit bir hedefe çarptığında, enerjinin çoğu hedefin geri tepmesinde harcanıyor ki asıl amaç olan parçacık çalışmaları ve parçacıkların etkileşim araştırmaları için geriye sadece küçük bir yüzde kalıyor  Bunun yerine eğer iki  parçacık demeti birbiriyle kafa kafaya çarpıştırılırsa geri tepme için  hiç enerji harcanmayacak, tüm enerji deneye kalacaktı - 2 hızlanmış  arabanın kafa kafaya çarpmasındaki yıkımla birinin durgun olduğundaki  arasındaki farkı düşünün  Diğer laboratuarlar elektronları çarpıştırmaya yoğunlaşırlarken, CERN protonlar üstünde çalışıyordu  Fikre göre, protonlar PSden alınıp, yeni  bir makinenin birbirine bağlı iki çemberinde hızlandırılıp  çarpışmalarını sağlamaktı  Yeni makinenin adı "The 31+31 GeV  Intersecting Storage Rings (ISR)"dı ve birçok teknolojik zorluğun  üstesinden geldikten sonra ilk proton-proton çarpışması 1971 yılında  gerçekleşti  Aynı zamanda parçacık detektörleri de yeni gelişmeler göstermekteydi ve eski "bublle chamber" yerini daha çok sayıda ve büyüklükte etkileşimleri gösteren daha hızlı ve teknolojik aletlere bıraktı  Fakat ana gelişmelerden biri  ancak 1980lerde gerçekleşti: etkili soğutma teknikleriyle karşıt  maddenin oyuna girmesi sağlandı ve hemen oyuna hâkim bir pozisyon  kazandı  İki paralel yol hızlandırıcıların gelişmesinde etkili oldu; biri, fizikçilerin maddenin temel bileşenlerini öğrenme hakkındaki meraklarını gidermekte karşıt parçacıkları kullanmaya devam ederek bizi yüksek enerji bilgilerimizin sınırlarının ötesine taşımasıydı  Diğeri ise karşıt parçacıkların  çalışmanın ana konusu haline gelmesiyle düşük enerjilere yavaşlatılması  ve karşıt maddenin özelliklerinin keşfi için izole edilmesiydi  Yüksek Enerji Öncüleri İlk önce, 1960larda elektron-pozitron çarpışmasıyla gündeme geldiler  Anderson'ın pozitronu keşfinden sonra, fizikçiler nasıl yüksek sayıda  pozitron elde edebileceklerini öğrenmiş oldular (radyasyonun madde ile  etkileşimi aynı zamanlı olarak elektron ve pozitron ortaya çıkartır)  ABD'de ve Avrupa'da birkaç çarpıştırıcı yapıldı ve bunlar sayesinde  maddenin ve evrenin temel doğası hakkında birçok önemli keşfe imza  atıldı  İlk elektron-pozitron çarpıştırıcısı Bruno Touschek tarafından Frascati (Roma) da 1960 yılında tamamlanan "Anello d'Accumulazione" (AdA) idi  İçlerindeki en büyük makine olan CERN'nin Large Elektron Pozitron (LEP),  1989 yazında 91,2 GeVluk çarpıştırma enerjisiyle çalışmaya başlamıştı  Emeklilik yılı 2000de muazzam bir çarpıştırma enerjisi olan 204 GeV'a  ulaşmıştı  LEP çemberinin etrafındaki detektörler büyük kesinliklerdeki  deneyler ve testler gerçekleştirip, parçacıklar ve etkileşimleri  hakkındaki bilgilerimizi çok öteye taşıdılar  Aslında LEP, yapılmış en büyük dairesel elektron-pozitron çarpıştırıcı olarak kalacaktır: elektronların bir özelliği olan "senkrotron radyasyonu", elektronları daha büyük dairesel çarpıştırıcılarda daha yüksek enerji seviyelerinde hızlandırılmasını imkânsız kılıyor  Fakat yeni nesil  elektron-pozitron çarpıştırıcılarının planı hazır: elektronların ve  pozitronları düzgün bir çizgisel yol üzerinden kilometrelerce  hızlandıktan sonra kafa kafaya çarpışacağı "doğrusal çarpıştırıcılar  Proton - karşıt proton çarpıştırıcıları büyük zorluklar sunsa da elektron-pozitron çarpıştırıcılarının çalışmalarında ve keşiflerinde tamamlayıcı rol oynamışlardır  Bir karşıt proton bir karşıt elektrondan  2000 kat daha büyük kütleye sahip olduğu için yaratılmaları çok daha  büyük enerji gerekiyor  Ayrıca karşıt protonları bir araya getirmek ve  çarpıştırıcıda karşıt proton demetini dolaştıracak uzunlukta depolamak  daha zordur  Ancak, 1980lerin başında Simon van der Meer CERN'de "stokastik soğutma" yönetimini geliştirmesiyle karşıt proton demetlerini biriktirmek, yoğunlaştırmak ve kontrol etmek olası hale geldi  CERN'nin Super Proton  Synchrotron (SPS) makinesi 300 GeV proton - karşıt proton çarpıştırıcısı  haline geldi ve 1983'deki Carlo Rubbia başkanlığındaki UA1 deney takımı  SPSde W bozonu ve Z bozonu adı verilen iki yeni parçacık gördüler  Fizikçiler uzun yıllar boyunca bu 2 parçacığın varlığından şüphe  etmişlerdi ve bu büyük keşif Rubbia'ya ve van der Meer'e 1984 Nobel  Fizik ödülünü getirdi  Bugün, en büyük proton - karşıt proton çarpıştırıcısı FermiLab, Chicago bulunmakta  1  8 TeV çarpışma enerjisiyle (1800 GeV) Tevatron, 1995'te  yukarı kuarkı bulmasıyla haber olmuştu  Ve dahası var  1990ların başından beri CERN, LEP ile yeraltı tünelinde yer  değiştirecek ve 2 protonu bir rekor olan 14 TeV enerjide çarpıştıracak  Large Hadron Collider (LHC) için hazırlanıyor  Ama neden proton - karşıt proton çarpışması değil, proton - proton? 14 TeV gibi yüksek enerjilerde proton - proton çarpışmasıyla proton - karşıt proton çarpışması oldukça benzer görünüyor  Ve hala proton demetleri  oluşturmak karşıt protonlardan çok daha kolay, böylece fizikçiler, iki  çok yoğun proton demeti kullanarak çarpışma oranını maksimuma çıkarmayı  seçtiler  LHC şu anda CERN'de yapım aşamasında ve dört deney --ATLAS, CMS, LHCb ve ALICE - şimdiden planlanmış durumda  Düşük Enerji Öncüleri Soğutma tekniğinin bulunmasıyla, mevcut karşıt madde parçacık fiziğinde önemli bir araç haline geldi  Karşıt madde üretilmesinin, biriktirilmesinin ve  toplanmasının farklı basamaklarını kontrol etmek için makineler yapıldı  Gelişme aşamasının ilk zamanları olmasına rağmen birçok laboratuarın  hedefi yüksek enerji deneylerinin spesifik ihtiyacı olan artan enerji  ışınlarını doldurmaktı  Fakat düşük enerji karşıt protonları ile yapılabilecek birçok ilginç şey vardır ve düşük enerji (düşük hız) madde ve karşıt madde arasındaki tahmin edilen simetriyi doğrudan test etmek için olan yollardan biridir  Yavaş karşıt protonlar "gerçek" tuzaklara yakalanabilirler ve böylece,  özellikleri (kütle, manyetik alandaki davranışları vs  ) proton ile  karşılaştırıldı  Ve karşıt maddenin tüm parçalarının yapılabileceği  anlaşıldı, karşıt atom pozitrondan ve karşıt protondan oluşuyordu  CERN  bu araştırma dalına belirli biçimde para yatıran tek laboratuardı  1980'de karşıt proton üretimini ve depolamasını kendi çemberlerinde  yavaşlatabilmek için yeni bir makine yapmaya karar verdiler  1982'de Low  Energy Anti proton Ring (LEAR) ortaya çıktı: PS'den gelen karşıt  protonları farklı ara enerjilere, birkaç MeV'un altına,  yavaşlatabiliyordu  Çeşitli önemli bilimsel başarılar LEAR'a teşekkür borçludur, bunlarda biri ilk karşıt madde parçaları derleyicisi olmasıdır  1995'de Alman ve İtalyan  fizikçilerden oluşan bir takım (deney PS210) ilk kez "karşıt hidrojen"in  dokuz atomunu oluşturmayı başardılar, normal atomda bir protonun  yörüngesinde elektron dönüyorken, böyle karşıt atomlarda karşıt elektron  karşıt protonun yörüngesine yerleşmesi sağlanıyordu  Sonuç 1996'ın  sonunda FermiLab'da ki bir grup tarafından doğrulandı  Deney E862'de,  Tevatron Antiproton Accumulator'dan direk çıkartılan karşıt protonların  kullanılmasıyla bazı karşıt hidrojenler saptandı  Keşif heyecan  vericiydi: hidrojen atomları olağan maddenin davranışlarıyla ilgili  farklı ve temel ölçümlerde çok kritik bir fiziksel sistemdi  Karşıt  hidrojen üretimi, karşıt maddenin sistematik araştırmasında ve temel  fizik prensiplerini test etmede açılan bir kapıydı  1996'ın sonunda LEAR resmen kapatıldı ama CERN bu araştırma konusu hakkında alternatif ve daha güçlü bir yolu önceden görmüştü: Anti proton Decelerator (AD)  Kozmolojide karşıt madde Tabii ki, hızlandırma veya yavaşlatma karşıt madde üzerinde çalışmanın tek yolu değildir  Karşıt madde dış uzayda bir yerlerde bulunabilir  Dirac  kendisi ilk önce karşıt maddenin astronomik ölçekte bulunması hakkında  kafa yormuştu  Fakat onun teoreminin doğrulanmasından hemen sonra,  pozitron, karşıt proton ve karşıt nötronun keşfiyle, karşıt  gezegenlerin, karşıt yıldızların, karşıt galaksilerin ve hatta karşıt  bir evrenin varlığı hakkında asıl spekülasyon başladı  1950'lerin sonlarına doğru, bizim galaksimizdeki karşıt maddenin miktarı yüz milyondan az bir hata payıyla hesaplandı  Eğer karşıt maddenin evrende  izole bir sistemi olsaydı yani olağan madde ile etkileşimsiz bir  sistemde olsaydı, hiçbir dünyaya bağlı gözlem bunun doğruluğunu ayırt  edemezdi  Böylece, görünürde hiçbir şey olmasa bile galaksi dışında karşıt madde varlığı olasılığı tamamen açıktı  Takip eden yıllarda, evrende madde kadar  karşıt madde olduğu görüşü basit simetri prensipleriyle harekete  geçmiştir  Fakat bugünlerdeki güçlü inanışa göre madde öncelikli tek bir evren vardır  Söylenebilir fakat eğer doğal bir karşıt madde mesela karşıt evrenden  bir karşıt çekirdek bize ulaşmaya çalışırsa dünya atmosferindeki bir  çekirdek ile birlikte imha olur ve biz asla onu gözlemleyemeyiz  20 yılı aşkın süredir, bilim adamları bu araştırma için yapılan araçları (önce balonlar şimdi uydular) imha olma probleminin üstesinden gelmek için atmosferden olabildiğinde yukarda tutmaya çalışıyorlar fakat böyle bir çaba pahalı ve zor  Şimdi, deneylerin uydularda gerçekleştirilmesi  planlanıyor  Mesela 1998'de Alpha Magnetic Spectrometer (AMS), yüksek  enerji parçacığı dedektörü, Discovery uzay mekiğinde 10 günlük bir görev  için uçtu ve şu anda önümüzdeki yıllarda Uluslararası Uzay İstasyonuna  kurulmak için tekrar dizayn edilip bir üst modele geçiliyor  Dünya  atmosferinin üstünde yörüngede, hedeflerinden biri herhangi bir kozmik  karşıt madde formu   | 
|   | 
|  | 
|  |