10-07-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kelepce
Lozan barışından sonra idi Bir akşam Atatürk'ün sofrasına özel kalem müdürü telaşla yaklaştı ve bir şifre okudu Çanakkale Valiliğinden geliyordu İki büyük Devlet Çanakkale'nin bazı yerlerine (mezarlıklarına olabilir) kendi bayraklarını asacaklarını bildirmişlerdi Vali de bunu haber veriyor ve ne yapması emredileceğini soruyordu
Mesele mühimdi Türk topraklarına yapancı milletlerin bayrakları asılacaktı Atatürk telgrafın mahiyetini öğrendikten sonra:
-Acelesi yok,cevabını verdi ve Özel Kalem Müdürünü savdı bundan daha acele ne olabilirdi?Vali,şifreyi çok acele kaydı ile çekmiştiÖbür gün öğle olmadan yabancı devlet mümessilleri bayraklarını çekeceklerdi Valinin alacağı tedbir,ancak alacağıemre bağlı idi Atatürk kaşlarını çattı:
-Veririz dedikye ne acele ediyorsunuz?
Tekrar sofradan ayrılan Müdür,diğer taraftanda sıkıştırılıyor,çok acele olan telgrafa cevap verilmeyişi Çanakkale Valisini de güç duruma düşürüyordu saat ondu Atatürk'ün fikri alınmadan cevap verilemiyeceğine göre bu cevabı mutlaka bir an evvel almak lazımdı
Saat 23 de Çanakkale Valisi ikinci bir telgraflaşifreya cevap istiyordu Özel Kalem Müdürü yine Atatürk'ün sofrasına yaklaştı Atatürk inanılmaz bir soğuk kanlılıkla:
-Nedir bu aceleniz ve telaşınız,dedi Elbette bir cevap veririz bırakında biraz rahat edelim Özel Kalem Müdürü tekrar uzaklaştı Araka odalarda ilgili memurların telaşı devam ediyor Atatürk'ün bu haline bir türlü akıl akıl erdirilemiyordu En çok hassas bulunduğu bir konuda bu,kadar kayıtsız kalması olur şey değildi Hadisenin mahiyeti çok mühimdi Öbür gün Çanakkale'de mühim hadisler olabilirdi Türk kanları ile yıkanmış topraklara yabancı milletlerin bayrağının çekilmesine hiç bir Türk tahammül edemezdi Bu bayrağı dikecekler halk tarafından parçalanabilirlerdi Çanakkale Valisininde telaşı bu yüzdendi Yabancı devlet temsilcileri resmen vilayeti haberdar etmişlerdi Belkide cevap beklemeden veyahud hükümetlerinin talimatlarını yerine getireceklerdi
Saat 24-de tekrar,saat birde tekrar saat ikide yine münasip şekilde Atatürk'e müracat edildi Atatürk her defasında,fakat asla hiddet eseri göstermeden,kayıtsız bir eda ile cevabı geciktiriyordu Atatürk sofradan kalkma zamanınıda geciktiriyordu Çanakkale Valisinin telgrafına mutlaka cevap vermek lüzmunu şiddetle duyanlar da neticeyi merak merak ve endişe ile beklemekte idiler,Atatürk'ün mutlaka bir cevap vereceğini biliyorlardı Yanlız bu,nasıl bir cevap olacaktı ki,bu nazik durumu hallede bilsin?
Gün ağırmak üzere idi Atatürk Özel Kalem Müdürünü çağırdı:
-Şifreye cevap verdiniz mi?
-Özel Kalem Müdürü görevini savsaklamış insanlara mahsus bir korku ile:Hayır,dedi,Zatıalileri Atatürk sözünü kesti:
Yazın öğle ise    
Çanakkale Valiliğine
ÇANAKKALE TOPRAKLARINA YABANCI BAYRAĞI ÇEKMEĞE YELTENENLER KİM OLURLARSA OLSUNLAR,DERHAL ELLERİNE KELEPÇE TAKARAK ANKARA'YA SEVK EDİNİZ
VE SORDU!
NE YAPACAKSINIZ ŞİMDİ?
ŞİFREYE ŞİFRE İLE CEVAP VERECEĞİZ EFENDİM
HAYIR,DEDİ,ŞİFRE İLE DEĞİL,BU TELGRAFI AÇIK ÇEKECEKSİNİZ
TELGRAF DERHAL ÇEKİLDİ BAHSETTİKLERİ SAATTE ÇANAKKALE'DE YABANCI DEVLETLERİN BAYRAKLARI ŞÖYLE DURSUN,TEMSİLCİLERİDE ORTALIKTA GÖRÜNMÜYORLARDI
KAYNAK(Avni Altıner,HER Yönüyle Atatürk,Cilt:II s 319)
|
|
|