Prof. Dr. Sinsi
|
Selevkos İmparatorluğu
Selevkos İmparatorluğu, Makedonya İmparatorluğu parçalandıktan sonra ortaya çıkan dört helenistik imparatorluktan biridir Başkentleri Antakya'ydı Doğu Akdeniz'de, Irak'da, İran'da, Türkmenistan'da, Pamir'de ve Hindistan'ın batısında bulunan topraklarda egemenliklerini sürdürmüşlerdir Roma İmparatorluğu tarafında feth edilene kadar Doğu Akdeniz'in hakimiydiler
İskender İmparatorluğu'ndan Ayrılış (MÖ 323- MÖ 281)
Büyük İskender, Pers İmparatorluğu'nu yıktıktan çok kısa bir süre sonra, arkasından varis bırakamadan öldü Bu yüzden devlet, generalleri tarafından paylaşıldı Bu generallerin genel adı olan diadokilerden biri olan Selevkos, Balkanlar'dan Hindistan'a kadar olan bölümü aldı
Selevkos'un Yükselişi
Büyük İskender'in generalleri birbirlerine üstünlük sağlamak için sürekli savaşıyorlardı ve Ptolemaios, Büyük İskender'in generallerinden biri ve Mısır bölgesinin kralı, ilk kez Perdikkas'ın ölümüne yol açan bu savaşlara karşı çıkmıştır Bu karşı çıkış sonucu İskender İmparatorluğu yeni bir bölünme yaşamıştır M Ö 320 yılında yapılan bu bölünmeye Triparadisus Bölünmesi denir Ama Perdikkas'ın altında M Ö 323 yılına kadar "Kamp Kumandanı" olan Selevkos, Perdikkas'tan sonra gelen hükümdarın öldürülmesine yardım etmiş, Babil'in elde tutulmasını sağlamış ve hükümdarlığını zalimce genişletmiştir Selevkos hükümdarlığını resmen M Ö 312 yılında Babil'de ilan etmiştir Bu tarih aynı zamanda Selevkos Devleti'nin kuruluş tarihi olarak geçer Selevkos sadece Babil'i değil, İskender'in Makedon İmparatorluğu'nun doğu tarafının büyük kısmını da yönetmiştir Tarihçi Appian kaynaklarında Selevkos hakkında, "Frig Ülkesi'nden İndus Nehri'ne kadar olan bölgenin hükümdarı olmuştur "[2] cümlesini kullanmıştır Selevkos'un, Hindistan'a kadar gidip Çandragupta Maurya adlı Hint kralıyla bir anlaşma imzalayıp devletinin doğu topraklarını 500 fil karşılığında Hintlilere vermesiyle Selevkos Devleti Hindistan üzerindeki hakimiyetini bir daha kazanamamak üzere kaybetti; fakat aldığı filler İpsus Savaşı'nı kazanmasında büyük rol oynadı
Batıya Doğru Genişleme
Onun ve Lysimakhus'un, Antigonus Monophtalmos karşısında M Ö 301 yılında İpsus Savaşı'nı kazanmalarını takiben Selevkos, Doğu Anadolu'nun ve kuzey Suriye'nin kontrolünü eline geçirdi Sonradan, aldığı bu bölgede imparatorluğunun yeni başkenti olan Antakya kentini kurdu Kentin adına, babası Antiokhos'a ithafen, Antiokhia (Antakya) adını vermişti Ayrıca yeni kurulan bu başkente alternatif olarak, Babil'in kuzeyine Dicle kıyısına Seleukia adı altında yeni bir kent kurdu Selevkos'un imparatorluğu ulaşmış olduğu en geniş sınırlara MÖ 281 yılında Korupedion Savaşı'nda eski müttefiği Lysimakhus'u yendikten sonra sahip oldu Selevkos imparatorluğunun sınırlarını bu savaştan sonra Batı Anadolu'ya kadar genişletti Bundan sonraki amacı Lysimakhus'un Avrupa'daki topraklarını ele geçirmekti; ancak Ptolemaios Keraunus tarafından gerçekleştirilen bir suikast'e kurban gitti Oğlu ve aynı zamanda halefi Antiokhos I Soter'e Ön Asya'nın büyük bir kısmına hükmeden bir imparatorluk kaldı; fakat oğlu babasının siyasetini uygulamadı ve Avrupa'ya doğru olan genişleme durdu O dönemde çekiştiği iki hükümdar vardı: Makedonya'da Antigonus II Gonatas ve Mısır'daki Ptolemaios Philadelphos
Genişlemiş Etki Alanı
Ancak Selevkos'un ölümünden sonra bile Selevkoslar, geniş doğu topraklarına hükmetmekte zorlanıyorlardı Selevkos M Ö 305 yılında Hindistan'ı (günümüz Pakistan'ının Pencap bölgesi) Çandragupta Maurya (Maurya İmparatorluğu'nun kurucusu)'ya karşı çıkarak işgal etti Söylenilenlere göre Çandragupta, Selevkos için 600,000 kişilik ve 9,000 fillik bir ordu hazırladı; fakat savaş olmadı İki hükümdar aralarında yaptıkları bir antlaşmaya göre; Selevkos İndus Bölgesi'nden ve günümüz Afganistan'ından çekildi buna karşılık olarak Çandragupta, Selevkos'a 500 fil verdi Bu filler, Selevkos'un İpsus Savaşı'nı kazanmasında büyük rol oynadı Bu barış ortamı bir "müttefik evliliği"( Selevkos Prensesi, Maurya Hanedanı'na gelin gönderildi) ile perçinlendi Bu evlilik aslında Yunan halkıyla ve Hint halkının evliliği olarak da değerlendirilebilir
Ayrıca, Selevkos Çandragupta'nın sarayına Megastenes adında bir elçi gönderdi Megastenes, Hindistan ve Çandragupta Hanedanı'yla ilgili pek çok detaylı yazı yazdı Bu yazıların birçoğunu Diodorius Sikulus'un kaynaklarından öğrenebiliyoruz Ardından Selevkos, Deimakos adında bir elçiyi de Çandragupta'nın oğlu Bindusara'nın sarayına gönderdi
Selevkos'un ölümünden önce kaybedilen diğer bölgeler ise Gedrosya (Bugün İran Platosu'nun güneybatısında bulunan Belucistan)- ve Gedrosya'nın kuzeyindeki Arakosya(İndus Nehri'nin batısında bulunan bir bölge) idi
Antiokus I (MÖ 281-261 hükümranlık) ve halefi olan oğlu Antiokus II Teos (MÖ 261-246 hükümranlık) batıda pek çok savaşla yüzyüze geldiler Bunların çoğu Mısır satrapı olan Ptolemi II ve Anadolu'yu işgal eden Galatlarla yapıldı Bu savaşlar imparatorluğun doğu bölümünü bir arada tutma gayesinin arka plana itilmesine ve batı illere ilginin artmasına neden oldu Antiokus II'nin hükümdarlığının sonuna doğru birçok eyalet aynı anda bağımsızlığını ilan etti Bunlar; Baktria kralı Diodotus, Arsases komutasında Part bölgesi ve Ariarates III komutası altında Kapadokya oldu
Diodotus, Baktria bölgesinin yöneticisi, M Ö 245 yılında bağımsızlığını ilan etti (gerçek bağımsızlık tarihi belli değildir) ve Greko-Baktria Krallığı'nın temellerini attı Bu krallığın zengin bir Helenistik kültürü vardı ve Baktria'dan bağımsızlığını, göçebe toplulukların bölgeyi istila etmesi sonucu, M Ö 125 yıllarında ilan etti Greko-Baktirya krallarından olan Baktrialı Demetrius I Hindistan'ı işgal etti ve M Ö 20 yıllarına dek sürecek olan Greko-Hint krallığını kurdu
Selevkos İmparatorluğu'nun Part bölgesinden sorumlu olan Andragoras adlı satrap Baktria'nın ardından bağımsızlığını ilan etti Ardından buna rağmen Partlı bir aşiret'in şefi olan Partlı Arsases I (ya da Arşak), Part bölgesini M Ö 238 dolaylarında ele geçirdi ve kendi devletini kurdu Bu devletin adı Part İmparatorluğu oldu
Aynı zamanda Antiokus II'nin oğlu Selevkos II Kallinikus hükümdarlık koltuğuna M Ö 246 yıllarında oturdu Selevkoslar zayıflamaktaymış gibi gözüküyorlardı Selevkos II, 3 Suriye Savaşında dramatik bir şekilde Mısırlı Ptolemy III'e yenildi; ardından kardeşi Antiokus Hieraks ile taht kavgasına girdi Bu savaşlardan yararlanan Baktria ve Partya imparatorluktan ayrıldı Küçük Asya'da da Selevkoslar kontrollerini yitiriyorlardı Galatlar, Ankyra dolaylarını alarak Galatya'yı kurmuşlardı Yarı bağımsız, yarı Helenistik krallıklar türedi Batıdaki Bitinya, Pontus, Kapadokya eyaletleri ve Bergama şehri Attalid Krallığı altında bağımsızlıklarını ilan ettiler
Yeniden Diriliş (M Ö 223 - M Ö 191)
Fakat Selevkos II 'nin küçük oğlu(Büyük Antiokus III) M Ö 223 yılında tahta geçmesiyle yeniden diriliş başlayacaktı Hükümranlığının ilk yıllarında Büyük Antiokus, 4 Suriye Savaşları'nda Mısır'a yenildi — Rafya Savaşı'nda Mısır'ın Selevkos Orduları'nı ağır bir yenilgiye uğratmasından dolayı bu savaş kaybedildi Ancak Antiokus, Selevkos I'den sonra gelen en büyük hükümdar olduğunu kanıtlayacaktı Rafya'daki yenilgisinin ardından, on yılını Anabasis adını verdiği düşüncesini gerçekleştirmek için harcadı Anabasis, doğuda ayaklanan eyaletleri (Partya ve Greko-Baktriya) onararak ve bayındır hale getirerek bu bölgede sembolik bir bağlılık oluşturma düşüncesiydi Bunu gerçekleştirmek için Büyük İskender gibi Hindistan'a sefer düzenleyip kral Sofagasenus ile görüşmeler yapmıştır
M Ö 205 yılında batıya geri döndüğünde Antiokus, Ptolemi IV'ün ölümünü fırsat bilerek bir batı seferi hazırlığına başladı
Antiokus ve Makedon kralı V Filip aralarında anlaşarak Ptolemi hanedanının mallarını ve Ptolemilerin hüküm sürdüğü bölgeleri paylaştılar Bunun ardından 5 Suriye Savaşları yapıldı Selevkoslar, Mısırlıları Suriye'den çıkardılar Panyum Savaşı'nda (M Ö 198) kesin olarak Suriye Selevkosların eline geçti Antiokus en sonunda Selevkos İmparatorluğu'nu eski ihtişamına kavuşturmuştu
Yeniden Dağılış
Fakat Antiokus'un görkemi uzun sürmedi Eski müttefik Filip'in M Ö 197'de Romalılara yenilmesinden sonra, Antiokus Yunanistan'ı işgal etme fırsatını gördü Sürgüne gönderilmiş Kartacalı general Hannibal tarafında cesaretlendirilen Antiokus, Yunanistan'daki bazı devletlerle ittifak antlaşması imzalayarak Yunanistan'ı işgal etti Maalesef, bu kararı onun çöküşüne neden oldu: M Ö 191 yılında Termopile Savaşı'nda (M Ö 191) ve günümüz Manisa'sında (M Ö 190) Romalılar karşısında ağır bir yenilgiye uğradı Bu yenilgilerin ardından Romalılarla ağır bir barış antlaşması olan Apame Antlaşması'nı (M Ö 188) — bu antlaşma sonucunda Avrupa'da kalan ve Toros Dağları'nın kuzeyinde kalan tüm topraklar ve yüklü miktarda savaş tazminatı verildi— imzalamak zorunda kaldı Antiokus M Ö 187 yılında doğuya doğru ,savaş tazminatlarını ödemek için, başka bir sefer yaparken öldü
Antiokus'un oğlu ve onun halefi olan Selevkos IV Filopator (M Ö 187-175)'un hükümdarlığı süresince büyük savaş tazminatı ödenmeye çalışıldı ve en sonunda kendi elçilerinden biri olan Heliodorus tarafından suikaste kurban gitti Selevkos'un küçük kardeşi Antiokus IV Epifanes, tahta sahip oldu Antiokus Selevkosların düşük prestijini yükseltmek için Antik Mısırlılarla savaşa girişti ve savaşta başarılı oldu; ancak Mısır ordusunu İskenderiye'ye kadar sürmesine rağmen Romalı bir elçi olan Gaius Popillius Laenas tarafından ateşkes imzalamaya mecbur kılındı Romalı elçi Anyiokus'un etrafına bir çember çizmiş ve bu çemberden çıkmadan önce Mısırla bir antlaşma imzalayıp imzalamaycağına karar vermesini istemiş ve Antiokus da Mısırla bir barış antlması imzalamaya karar vermiştir
Sonraki hükümdarlık yıllarında imparatorluk daha fazla dağılmıştır Özellikle doğu bölgelerde kontrol tamamen yitirilmiş, Partlılar Pers (İran veya Fars) topraklarını almaya başlamış ve Antiokus'un Helenistik( veya anti-Yahudi) aktiviteleri Yahudiye eyaletinde silahlı ayaklanmalara yol açmıştır — Makabi Ayaklanması (Hanuka Bayramı'nın tarihçesine bkz Şabbat(Sebt) 21b, Babil Talmudu) Aynı anda hem Partlarla, hem Yahudilerle savaşmak zorunda kalan Selevkoslar hiçbir şey elde edemediler ve Antiokus M Ö 164 yılında çıktığı bir sefer sırasında öldü
İç Savaş ve Artan Dağılış
Antiokus IV Epifanes'in ölümünden sonra, Selevkos İmparatorluğu'nun istikrarsızlığı arttı Sık sık çıkan iç savaşlar merkezi otoriteyi oldukça zayıflattı Epifanes'in küçük oğlu, Antiokus V Eupator, ilk tahhttan alınan Selevkos hükümdarı oldu Onun yerine Selevkos IV'ün oğlu, Demetrius I Soter, M Ö 161'de geçti Demetrius Yahudiye eyaletinde merkezi otoriteyi yeniden sağlamaya çalıştı, ancak o da M Ö 150 yılında İskender Balas tarafından tahttan indirildi — Balas, Epifanes'in oğlu olduğunu iddia eden (Mısır destekli) bir sahtekardı
İskender Balas M Ö 145 yılında Demetrius I'in oğlunun, Demetrius II Nikator, onu tahtından etmesine kadar hüküm sürdü Demetrius II imparatorluğun tamamını kontrol edemedi Kendisi Babil ve doğu Suriye'yi yönettiği sırada Balas'ın kalıntıları da — Balas'ın oğlu Antiokus IV ve gespeden general Diodotus Trifon — Antakya ve çevresini yönettiler
Bu arada, imparatorluğun topraklarının ayrılması da devam etti M Ö 143'ten itibaren, Yahudiler bağımsızlıklarını Makabi adı altında tam anlamıyla kazandılar Partlıların işgali de ilerlemeye devam etti M Ö 139'da, Demetrius II Partlılar tarafından mağlubiyete uğratıldı ve tutsak edildi Böylece bütün İran Platosu, Patlıların eline geçti Demetrius Nikator'un kardeşi, Antiokus VII, güçlü bir donanma kurmayı başarabildi ama kara ordusu Partlılara karşı hiçbir şey yapamıyordu M Ö 129 yılında Partlılara katşı yenildi ve savaşta öldürüldü Ölümünün ardından Selevkoslar yıkılış devrine geçtiler Ölümünden sonra, merkezi otorite yok oldu Pek çok kişi Selevkos devletinin kalan parçalarını elde etmek için savaştı Uzun süren bir iç savaş başladı
Çöküş (M Ö 100 - M Ö 63)
M Ö 100'den itibaren, güçlü Selevkos İmparatorluğu'ndan bir tek Antakya ve çevresindeki birkaç Suriye şehri kalmıştı Güçlerinin büyük bir kısmını kaybetmelerine ve krallığın zayıflamasına rağmen soylular kralların seçiminde önemli rol oynamaya devam etti Bu seçimleri genelde Ptolemaois hanedanının elindeki Mısır veya diğer dış güçler kontrol ediyordu Selevkoslar bir süre daha ayakta kaldılar; çünkü hiçbir millet onların mirasını devralmak istemiyordu — Selevkoslar o bölgede bir tampon görevi görüyorlardı — ancak Pontus kralı Mithridates VI ve Romalı Sulla ile Anadolu'da yapılan savaşlarda da Selevkosları hiçbir ülke desteklemedi
Mitridates'in azimli yeğeni Büyük Tigranes, Ermenistan Kralı, iç karışıklıklar içinde bulunan güneye inme imkânını gördü M Ö 83'te, bitmez tükenmez iç savaşı durdurmak amacıyla Suriye'ye girdi ve yakın bir süre sonra da kendisini Suriye kralı ilan ederek Selevkos Devleti'nin hemen hemen sonunu getirdi
Bunlara rağmen, Selevkos Devleti tam anlamıyla yıkılmadı Romalı general Lukullus'un Mithridates ve Tigranes'in ikisini de M Ö 69 yılında yenmesiyle arta kalan Selevkos Krallığı Antiokus XIII'ün altında toplandı Bu zamanlarda bile, iç savaşlar önlenemedi Filip II, Antiokus ile taht kavgasına girşti Pontus'un Roma kontrolüne geçmesiyle, Romalılar Selevkos kontrolündeki Suriye topraklarındaki istikrarsızlıklara yoğunlaştı M Ö 63'te Mithridates Pompeus tarafından yenilgiye uğratılınca, Pompeus Helenistik Doğu'yu yeni bağımlı krallıklar kurarak ve yeni vilayetler oluşturarak yeniden oluşturmak istedi Ermenistan ve Yahudiye gibi yerel krallıklara bir ölçüde özerklik verildi Ancak Pompeus, Selevkosların devam etmesinin çok zahmetli olduğunu görünce, Suriye'yi bir Roma vilayeti haline getirdi
“ Ermeni birlikler Fenike'deki Akka şehrini aldı Tigran'ın ordusu Selevkos başkenti olan Selevsiyayı başarılı bir şekilde sardı Josephus Antiquites'inde Kraliçe Aleksandra "Tigranes'e pek çok hediye ve elçi sundu  " Kraliçe sadakatini tüm Fenike'yi Krallar Kralı'na vererek gösterdi ”
Kültürel değişimler
Selevkos İmparatorluğu'nun coğrafi mesafesi, Ege Denizi'nden Afganistan'a kadar, Yunanlılar, Ermeniler, İranlılar, Medler ve Yahudiler gibi pek çok kültürden insanı barındırıyordu İmparatorluğun geniş bir coğrafya'yı kapsaması, Selevkos hükümdarlarını Büyük İskender gibi çok uluslu yapılar oluşturmaya zorladı İmparatorluğun Helenizasyon'u Yunan tipi yerleşim birimlerinin oluşturulmasıyla sağlandı Tarihsel olarak, Antakya gibi önemli şehirlere ve kurulan yeni şehirlere Yunanca isimler verildi Yani Yunan şehirlerine Yunanistan'dan nüfus gönderilerek bölge Yunanlılaştırldı; çünkü Yunanistan'da bölgenin kaldıramayacağı büyüklükte nüfus vardı Bölgeye Yunanlıları yerleştirmek aynı zamanda asimilasyonı hızlandırmak için kullanıldı Sosyal olarak, bölge halkı Yunanlılardan etkilendi; ancak Yunanlılar da bölge halkından etkilendi M Ö 313 yılından itibaren, Helenik düşünceler 250 yıl boyunca Yakın Doğu, Ortadoğu ve Orta Asya kültürlerini etkiledi Bu hükümdarın bölge üzerinde etkisini sürdürmesi için gereken en önemli şeydi Pek çok antik şehir Helen kültürünü kabul etti(rildi) Helen ve yerel kültürün birleşmesiyle ortak bir kültür oluştu Bu ortak kültürü yayma çalışmaları yüzünden bazen ayaklanmalar çıktı Özellikle de Yahudiler büyük sorun çıkardı; çünkü içlerine kapanık bir ırk olmalarından dolayı bu kültür asimilizasyonundan pek etkilenmediler Selevkoslular zorla Yahudilerin kültürünü değiştirmeye çalıştı bunun sonucunda pek çok ayaklanma çıktı ve en sonunda Yahudiler bağımsızlıklarını elde ettiler
Selevkos Ordusu
Büyük İskender'in ölümünden sonra ortaya çıkna pek çok devlet gibi Selevkos ordusu da Makedon modeline sahipti ve kökeni de Greko-Makedondu Selevkos Krallığı, Pers İmparatorluğu'nun doğu topraklarının pek çok kısmına sahip olduktan sonra, krallar orduları için doğu insanlarına güvenmek zorunda kaldı Orduları Makedon falanks ve doğu okçuları ve süvarileriyle donattılar Ayrıca, Selevkoslar ordularında Hint fillerini de düşmanlarına korku salmak için kullanıyorlardı Ptolemiler gibi Selevkoslar paralarıyla İndus Nehri çevresinde yaşayan hintlilerden Girit ve Galatya'ya kadar yaşayan her ırktan paralı askeri almışlardı Roma karşısındaki savaşlarda, Selevkoslar Roma lejyonlarına benzeyen birlikler oluşturmaya çalışmışlardır M Ö 63 yılındaki çöküşten itibaren Selevkos Orduları terhis edildi Söylentilere göre pek çok ağır süvari Roma ordularına dahil olmuştur
Selevkos Hükümdarları
- Selevkos I Nikator (Satrap 311–305 MÖ, Krallık 305–281 MÖ)
- Antiokus I Soter (MÖ 291'den beri çift hükümdar, tek hükümdar 281–261 MÖ)
- Antiokus II Teos (261–246 MÖ)
- Selevkos II Kallinikus (246–225 MÖ)
- Selevkos III Ceraunus (veya Soter) (225–223 MÖ)
- Büyük Antiokus III (223–187 MÖ)
- Selevkos IV Filopator (187–175 MÖ)
- Antiokus IV Epifanes (175–164 MÖ)
- Antiokus V Eupator (164–162 MÖ)
- Demetrius I Soter (161–150 MÖ)
- İskender I Balas (150–145 MÖ)
- Demetrius II Nikator (ilk hükümdarlık, 145–138 MÖ)
- Antiokus VI Dionisus (veya Epiphanes) (145–140 MÖ?)
- Diodotus Trifon (140?–138 MÖ)
- Antiokus VII Sidetes (veya Euergetes) (138–129 MÖ)
- Demetrius II Nikator (ikinci hükümdarlık, 129–126 MÖ)
- İskender II Zabinas (129–123 MÖ)
- Kleopatra Tea (126–123 MÖ)
- Seleucus V Filometor (126/125 MÖ)
- Antiokus VIII Grypus (125–96 MÖ)
- Antiokus IX Sisenus (114–96 MÖ)
- Selevkos VI Epifanes Nikator (96–95 MÖ)
- Antiokus X Eusebes Filopator (95–92 MÖ veya 83 MÖ)
- Demetrius III Eucaerus (veya Philopator) (95–87 MÖ)
- Antiokus XI Epifanes Filadelfus (95–92 MÖ)
- Filip I Filadelfus (95–84/83 MÖ)
- Antiokus XII Dionysus (87–84 MÖ)
- (Ermeni Dikran II) (83–69 MÖ)
- Selevkos VII Kybiosaktes veya Filometor (MÖ 70ler–MÖ 60lar?)
- Antiokus XIII Asiatikus (69–64 MÖ)
- Filip II Filoromaeus (65–63 MÖ)
|