Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
derin, istiklal, marşı, metni, milli, mutabakat

Derin Bir Milli Mutabakat Metni | İstiklal Marşı

Eski 10-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Derin Bir Milli Mutabakat Metni | İstiklal Marşı








Millî Mücadele sırasında bir “millî marş” yazılması söz konusu olduğunda yarışmaya katılan yüzlerce şiir arasında Mehmet Âkif’in şiiri, kendi farklılığını herkese kabul ettirir

Mehmet Âkif, esasen Meclis’te etkili olan asker-sivil seçkinlerin ideolojik dairesi içinde sayılmaz Meclis’te çok sayıda bulunan ulemadan, hocalardan değildir ama, onlardan da ayrı görülmez Meclis’in çok konuşmayan, hatta neredeyse hiç konuşmayan mebuslarından olan Mehmet Âkif, o sıralar üzerine düşen her şeyi yaptıktan başka, bütün söyleyeceklerini bu şiirle, İstiklâl Marşı ile ifade etmek için beklemiş gibidir
İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi, o sıralar çok az şeyi ittifaka yakın ekseriyetle kabul etmiştir İstiklâl Marşı, üzerinde ittifak sağlanan bu nadir şeylerdendir Mehmet Âkif’in şiiri, şiiriyeti yanında söyleyecek şeyleri olan ender marşlardandır O bir haykırışla başlar Bu haykırış, iki asırdır savaşa savaşa çekilen ve nihayet dokuz asırlık ana topraklarında varlık mücadelesi veren bir milletin kuşkularını bertaraf etmek ister:

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

Mehmet Âkif şiirin devamında, Doğu-Batı, İslam-Batı ya da mücerret (soyut) şekilde Batı’yla asırlardır savaşan bir topluluğun mensubu olarak Türk-Batı mücadelesinin diyalektiğini yapar

Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl

Mehmet Âkif bu sehl-i mümteni denilebilecek mısrada istiklalin, bağımsızlığın Hakk’a tapmanın tabiî sonucu olduğunu söyler Esasen, Hakk’dan başkalarına tapanın müstakil olması, hür olması mümkün müdür? Hakka tapan insan insanlığı ve istiklâli hak etmiştir veya müstakil olacak mücadele azmine sahiptir* Esasen sonraki mısrada belirtildiği gibi, Hakk’a tapan insan ezelden beri hürdür, hür yaşar

Mehmet Âkif, İstiklâl Marşı’nda bütün mukavemet unsurlarını “iman” kavramı etrafında toplar:

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var

Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar!

İman sahiplerine Hakk’ın vadettiği günler doğacaktır:

Kimbilir, belki yarın Belki yarından da yakın

Bu “millî” marşta dinî vecd ve İslamî terminoloji çok kuvvetli şekilde hissedilir:

Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın

Ruhumun senden İlahî şudur ancak emeli:
Değmesin ma’bedimin göğsüne na-mahrem eli;
Bu ezanlar -ki şehadetleri dinin temeli-
Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl

Şair, İstiklâl Marşı’nda “bayrak” gibi “ezan”ı da bağımsızlık sembolü olarak zikretmektedir Ezana atıfta bulunmakla kalmamakta, bir insanın Müslüman olmasının delili mahiyetinde sayılan, kelimeişehadeti ayrıca zikretmektedir Mehmet Âkif ezana atıfta bulunmakla, Türkiye’nin dinî-kültürel kimliği konusunda çok etkili bir yaklaşım veya tavır ortaya koymaktadır Ezanların şehadetlerinin dinin temeli olduğu ve sonsuza kadar yurdun üstünde inlemesi, heyecanla okunması gerektiği belirtilmektedir Ezanın şehadetlerinden birincisinde (Eşhedü en lâ ilâhe illallah) “Allah’tan başka tanrı olmadığına şahitlik ederim” denilmekte; ikincisinde ise, “Hz Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik ederim” denilmektedir (Eşhedü enne Muhammeden Resulullah) Bir insan bu iki ibareyi söylemekle -yani kelimeişehadet getirmekle- Müslüman olur
Mehmet Âkif, karşı cepheyi de, Meclis mensuplarının çoğu nazarındaki prestijine aldırmadan açıklıkla çizmekten çekinmez:

Garbın âfakını sarmışsa çelik zırhlı duvar

Mehmet Âkif, burada, Batı’nın o sıralar toplumumuz için en korkulu yüzü olan teknolojiye meydan okur Garb’ın âfakını saran çelik zırhlı duvar, teknolojiden, hatta kitle hâlinde ölüme yol açan savaş teknolojisinden başka bir şey değildir Bu üstün teknolojiye sahip olarak bizi yok etmek isteyen Batı, “medeniyyet”, esasen zalim bir varlıktır, âdeta “tek dişi kalmış” korkunç bir canavardır

1982 Anayasası’nda yer alan hükme göre, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği belirtilen “İstiklâl Marşı” emperyalizme karşı kimliğimizi Müslüman bir toplum olarak haykıran bir metindir

Mehmet Âkif, Millî Mücadele’yi yürüten 1 TBMM tarafından oy birliğine yakın ekseriyetle kabul edilen, sonraki dönemlerde yapılan köklü değişikliklere rağmen değiştirilmeyen, bilahare yapılan anayasalarda değiştirilemeyeceği hükme bağlanan İstiklâl Marşı’nda bilinçli olarak bir aidiyet-kimlik formülü ortaya koymaktadır 1 TBMM’nin kayıt defterinde Burdur Meb’usu Mehmet Âkif “İslam şairi” olarak kayıtlıdır Onun bu marşı yazmasını en çok isteyen ünlü “Türkçü” ve Türk Ocağı başkanı, o sırada Maarif Vekili olan Hamdullah Suphi’dir Bu marşı ayakta alkışlayanlar arasında Meclis Reisi Mustafa Kemal Paşa da vardır Demek ki görüş farklılıklarına ve ne yazacağı bilinmesine rağmen millî marş ısrar edilerek Mehmet Âkif’e yazdırılmış ve metin ortaya çıktıktan sonra muhteva da bilinerek tasvip edilmiştir
İstiklâl Marşı’nın Cumhuriyet’ten sonra millî marş olarak kalması, köklü değişikliklere rağmen değiştirilmemesi, yüzlerce yıllık bir sembol olan bayrak gibi aidiyet ifade eden muhtevası ile açıklanabilir Aidiyetimiz değişmedikçe, kimliğimiz sürdükçe, bayrağımız gibi millî marşımız da değişmeyecektir

Mehmet Âkif, İstiklâl Marşı’ndan önce marş benzeri şiirler yazmıştır Bunlardan ilki, Balkan Harbi sırasında yazılan “Cenk fiarkısı”dır (1912) Bu şiir,

Yurdunu Allah’a bırak çık yola;
“Cenge” deyip çık ki vatan kurtula
Böyle müyesser mi gaza her kula?
Haydi levend asker, uğurlar ola

kıtası ile başlar Halk şiiri tarzındaki “Cenk fiarkısı” gerçekten halk duyarlığını yansıtan, âdeta askerle konuşan bir şiirdir Mehmet Âkif daha sonra İstiklâl Marşı’nda ifade edeceği bazı temaları bu şiirde de kullanmıştır

Yerleri yırtan sel olup taşmalı
*
Düşmana çiğnetme bu toprakları
*
Eş hele bir dağları örten karı:
Ot değil onlar, dedenin saçları!


Diğer şiir, yine Millî Mücadele sırasında yazılan ve Erkân-ı Harbiye Riyaseti tarafından orduya tamim olunan “Ordunun Duası” şiiridir Bu şiir Ali Rifat Bey tarafından bestelenmiştir

Ordunun Duası

Yılmam ölümden, Yaradan askerim;
Orduma, “gazi” dedi Peygamberim
Bir dileğim var, ölürüm isterim:
Yurduma tek düşman ayak basmasın

kıtasıyla başlar Her kıta sonunda bir dua şeklinde şu nakarat tekrarlanır:

“Amin!” desin hep birden yiğitler,
“Allahu Ekber!” gökten şehitler
Amin! Amin! Allahu Ekber

Mehmet Âkif’in, Ankara’da Balıkesir’in işgalinin yıl dönümü dolayısıyla yazdığı kıta da İstiklâl Marşı’ndaki ses ve muhtevayı hatırlatan bir şiir parçasıdır Bilhassa,

Ey benim her taşı bir ma’bedi iman olan
yurdum,

Seni er geç bana mutlak verecek ma’budum!

mısraları İstiklâl Marşı ile karıştırılabilecek mahiyettedir
İstiklâl Marşı’nın muhtevası Mehmet Âkif’in zihninde, Balkan Harbi sırasında oluşmaya başlamış, muhtelif metinlerde on yıl boyunca parça parça ifade etmiştir Bilhassa, Berlin Hatıraları’nın sonunda İstiklal Marşı’nın ilk kelimesini kullanmaya kadar varmıştır:

-Korkma

Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz!


Mehmet Âkif, İstiklâl Marşı’nı yazmayı kabul ettikten sonra zihninde olanı kâğıda geçirmekte fazla zorlanmamış ve güç yazan bir şair olmasına rağmen şiiri kısa zamanda bitirerek teslim etmiştir

Millî marş olarak kabul edilişinden bu tarafa törenlerde, toplantılarda okunan İstiklâl Marşı’nın sahip olduğu nüfuzu sadece resmî olarak kabul edilmesine, kanunla, anayasa hükmü ile korunmasına bağlamak mümkün değildir O taşıdığı derin ve yüksek anlamla, bulunduğu köklü atıflarla milletimizin benliğini ifade eden, kendi gücünü, kendi nüfuzunu ve dokunulmazlığını meydana getiren bir şaheserdir

Alıntı Yaparak Cevapla

Derin Bir Milli Mutabakat Metni | İstiklal Marşı

Eski 10-07-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Derin Bir Milli Mutabakat Metni | İstiklal Marşı



Zaferle taçlanmış Milli Mücadele tarihimizin manzum bir destanı olan İstikâl Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabulünün 89 yılını saygı, şükran ve gururla hatırlıyoruz

İstiklâl Marşımız, özlü ifadesi ve derin anlamı ile şanlı tarihimize ışık tutan, milli birliğimizi ve mücadele ruhumuzu güçlendiren, Türk kahramanlığının dizelere dökülmüş bir diriliş abidesi ve tarihi bir vesikasıdır İstiklâl Marşımız, vatanın ve milletin bekası ve mutluluğu için ölümü göze almış milli kahramanların insanüstü bir mücadele ile Türk milletini ayağa kaldırma stratejisinin zafer tacıdır

Bugün de, milli bekasına yönelik tehditlere maruz kalan milletimizin, kurtuluş ve başarı için ihtiyacı olan mesajların tamamı, İstiklâl Marşımızın derin anlamında ve kahraman ceddimizin aziz hatıralarında saklıdır Birlik ve beraberliğimizin, bin yıllık kardeşliğimizin, dirlik ve düzenimizin büyük risklerle karşı karşıya kaldığı günümüzde, İstiklâl Marşımızın yazıldığı yılların ve bu derin mısraların anlamı daha da önem kazanmıştır İstiklâl Marşımız, milli birliğimizi sağlayan ve tamamlayan bir ata yadigarı olarak, kabul edildiği ilk günden bu yana Anayasamız tarafından güvence altına alınmış, mukaddesatı milletimizin namusuna emanet edilmiştir

Bu milli emanetin, onu tam bir inanç ve bağlılıkla yüreklerinde taşıyan büyük Türk milleti tarafından sonsuza kadar yaşatılacağına olan inancımız tamdır Bu vesile ile “yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden” aziz şehitlerimizi, kahramanlarımızı ve bir fazilet timsali olan vatan şairimizi saygı ile yâd ediyor, en derin minnet ve şükran hislerimizle Cenabı Allahtan rahmet diliyoruz

Alıntı Yaparak Cevapla

Derin Bir Milli Mutabakat Metni | İstiklal Marşı

Eski 10-07-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Derin Bir Milli Mutabakat Metni | İstiklal Marşı



İstiklal Marşı Bir Tefekkürdür

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesine karşı çıkan Avusturya’nın bir bakanı, kendi“milli marşı”na bir itirazı oldu O itiraz, Avusturya’nın Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Gabriele Heinisch Hosek’ten geliyor Bayan Bakan Hosek diyor ki, “ Marşımızda (asil oğulların vatanı) bölümü cinsiyet ayırımı yapıyor (Asil kızların ve oğulların vatanı) olarak değiştirilmesi için önerge vereceğim
Bir de bizimkine bakalım Anlamak için pür dikkat edelim Aradaki farkın farkı, ne kadar görelim “Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı/ Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı

ÜLKE MARŞLARI’NDA NELER SÖYLENİR?

Şimdi devam edelim dünyadaki bazı ülkelerin milli marşlarına örnek olsun diye En sonunda da İstiklal Marşı’mızın 10 kıtasını birden terennüm ederek sil baştan yeniden anlamaya çalışalım

Almanya da, Ankara’nın AB macerasını yokuşa süren bir ülke milli marşından azıcık alıntı şöyle:” Alman kadınları, Alman sadakatı, Alman şarabı ve Alman şarkıları/Dinmemelidir dünyada/ Onların yankıları
Bizimkinden bir satırlık dize “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım
Geçelim Kanada’ya : “Gerçek bir vatansever aşk vardır/Emrinde bulunan tüm oğullarında

Akif ise şunları söylüyor “Korkma , sözmez bu şafaklarda yüzen al sancak/ Sönmeden yurdumun üstünde en son ocak””

AMERİKA VE AVRUPA KITASINA UZANALIM

Çok sayıda futbolcusunu ithal ettiğimiz ülkede ise şöyle söylenir: “ Bu vatanın erkeklerine müşfik bir anasın sen yurdumuz Brezilya
Bizde ise ses erkek yani tenor ve baritondan da öte bas “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım/Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım/Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım

Gladio operasyonu, sonra mevcut başbakanı ile sürekli medyamızda yer bulan Akdeniz çizmesinde ise bakın nasıl söyleniyor milli marş “İtalya’nın biraderleri İtalya uyandı/ Başında Scipio’nun miğferiyle

Mehmet Akif ise “Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar/Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var” diyor

OKYANUS ÖTESİ BİR ÜLKEDE MARŞ

Gelelim süper güc ABD’ye “Ah, hep böyle olsun, /özgür erkekler durdukça sevgili vatanlarıyla /savaşın perişanlığı arasında” Tercümelerde elbetteki orijinali kadar duyarlılık yansımıyor ama özden de kaybolan bir şey yok

Mehmet Akif Ersoy burada şöyle konuşuyor “Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal/Kahraman ırkıma bir gülNe bu şiddet bu celal?/Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal/Hakkıdır, hakka tapan, milletimin İstiklal
Yine Avusturya ve Almanya gibi Türkiye’ye AB’de en katı tavırları sergileyen Fransa milli marşında “ Alanlarda bölük bölük askerler/Saflarımıza dayandılar, öldürmeye gelmişler/ Karılarımızı, çocuklarımızı ve bizleri “ deniyor

Bizim dizelerimizde ise bakış farkı var “Arkadaş! Yurduma alçakları ugratma sakın/Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın

UZAK DOĞUYA UZANMAK

Batılıların AB ve 1915 olaylarıyla hep Ankara’yı dışlayarak zorla bir uzak doğu ülkesine yakınlaştırdıkları Çin Halk Cumhuriyeti’nde ise marş şöyle “ Kalkın köle olmak istemeyen insanlar/Etimizle, kanımızla, yeni Çin Seddi’ni inşa edelim” deniyor Bizim terennümümüz ise “Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?/Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda!” biçiminde
“Herkesin kafasına hükmedensin sen/Yön verensin Hindistan’ın kaderine” diyor Hindular İngiltere’den kurtulunca Müslüman Hintliler İstiklal Savaşımıza altın göndererek katkı vermişlerdiSonrasında Türk’ün İstiklal Marşı’nda ise şunlar söylenir: “ Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli/Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli”

İngiliz sömürgesinden kurtulan Pakistanlılar ise “Mutluluklar kutsal yurda/ Mutluluklar bereket ülkesine/Simgesi kırılmaz azmin/Pakistan Yurdu/ Mutluluklar sana iman kalesi” diye çığlıklarını yükseltirler Tarihi boyunca dünyada tek sömürge olmayan müslüman ülke Türkiye’dirO’nun için haykırıyor “Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!/Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal

HANIMAĞA’YA DUA VAR

İngiliz emperyalizminde kalan bir başka ülke de Mısır’dır Mısırlılar da marşı “Memleketimmemleketimmemleketim/Sevgim ve kalbim senin içindir/ Ey ülkelerin anası Mısır/Sen hedefim ve gayemsin/ Ve bütün insanların gayesi/ Seni elde etmek için bir çok el uzanır” şeklinde okurlar Türkiye de ise “ O benim milletimin yıldızıdır parlayacak/O benimdir, o benim milletimindir ancak” diyerek dillendirilir

İngiltere’nin marşında ise hanım efendiye dua duyarlılığı vardır: “Tanrı korusun iyi yürekli kraliçemizi/Uzun ömürler soylu kraliçemize” der ve devam eder Türk marşları ise öye değil “Garb’ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar/Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var/Ulusun, korkma, nasıl böyle bir imanı boğar” diye içinde mistitizmi de olan nara gibidir

PAŞA DİKKAT ÇEKİYOR: “BU BÖLÜM İYİ EZBERLENMELİ”

Bir kuzey ülkesi,hatta Türklerle hısımlık iddiası bile yapılan Finlandiya’da da marş “Ey Suomi, ana yurdum/Çınlayan altınsın/Eşsizdir akar suyun,vadilerin/ Tepelerin, serin suların/Kuzeyin güzel ülkesi/Ecdat yadigarı” şeklinde hem söylenir, hem okunur

Türkiye’de her gün İstiklal Marşı var ve şöyle noktalanır”Hakkıdır hür yaşamış, bayrağımın hürriyet/Hakkıdır,hakka tapan,Milletimin İstiklal” Mustafa Kemal Paşa’nın da en çok hoşuna giden ve en fazla etkilendiğini söylediği bölümdeki dizeler bunlar

Örnekleri artırabiliriz ama genel bir kanaat oluştuİstiklal marşları bütün ülkelerde özğürlük, memleket sevgisi, tabiat, toprak, güzellik, hainlerle mücadele, bayrak, birlik, beraberlik, iman, asker ve savaş üzerinedir

BİR MİLLİ MUTABAKAT YANİ ULUSAL SÖZLEŞMESİ

Türk’ün İstiklal Marşı ise bunlara ek olarak önce bir tefekkürdür, hikmettir, iman tazelemedir, fazilet ve medeniyeti öne çıkarmaktır, cehttir, kimliğimizdir, bir dik duruştur, dinamizmdir, servettir, kararlılıktır, çağdaşlıktır

Peki Mehmet Akif Ersoy? Entelektüel ahlak sahibi, halkın duygu ve düşüncesiyle donanmış, toplumun derdini kendi mesele edinmiş, iman sahibi, düşün adamı, fikir önderi, yol gösterici bir akademisyen, örnek bir aile babası, önemli bir sanatçı, şair, sporcu, bir devlet adamı, mümtaz bir milletvekili ve usta bir memleketseverdir

“ALLAH BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRTMASIN”

Artık İstiklal marşı’mızın 10 kıtasını birden okumaya ne dersiniz? Çünkü bugünlerin bir özelliği de var 12 Mart İstiklal Marşı’mızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilişinin yıldönümüdür Bizim marşımıza da itiraz eden gafiller olmuştu Ancak Akif onlara “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!” diye önemli bir hatırlatmada bulunmuşturÜstelik Akif telifini de almamış İstiklal Marşı’mızın, memlekettimize, insanlarımıza ve Kahraman Ordumuza bağışlamıştır

Ey koca Akif seni o kadar özlüyoruz ki, Allah’tan Safahat adlı çalışmanı ve İstiklal Marşı gibi bir anıt eser bıraktın da teselli oluyoruz

Mehmet Cemal Çiftçigüzeli

Alıntı Yaparak Cevapla

Derin Bir Milli Mutabakat Metni | İstiklal Marşı

Eski 10-07-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Derin Bir Milli Mutabakat Metni | İstiklal Marşı



“Ağlarım ağlatamam hissederim söyleyemem
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım

Binbir felaketin sahnede görünmek için sıraya girdiği bir zamanda felaketzede şairimiz kırık dökük kalbini dilendirmiş,
milletin bağrından kopup gelen
ve asırlar boyu tekâmülünü yapan bir edebiyatın asil bir meyvesi haline gelmiştir Çiğnenen her toprakta kırılan kalbi
işlenen her bid’atta acı feryadı
ezilen her karınca için bükülen kaddi,
yapılan her zulümde haykıran gür sesi vardır
Evet istiklal marşı gibi kalplerimizden hançerelerimizden yekpare iman halinde çıkan ses onun sesidir
Ruhlarımızda gürül gürül, köpük köpük ma’kes bulan bir çağlayan-misal Everesti çukurda bırakan yüksek bir iman şahikasından akmasaydı,
ruhlarımızda bu kadar beyaz ve bu kadar temiz köpürür müydü?
O’nun sesi,
bayrak göndere çekilirken 40 milyonun tüylerini diken diken yapar, burnunun direğini sızlatan mânevî sestir
Çünkü o, bayrağa kanının rengini veren kahraman dedenin
kanımın rengini bayraktan alan asil torunudur
Çünkü o, istiklal harbinde kaşlarını çatan nazlı hilali, kükremiş sel gibi bendini aşıp, ezelden beri hür yaşamış bu milete,
düşman olan çılgınları ezen bir nesil olarak nazlı değil şanlı hale getirmiştir
Akif’i sevmeliyiz!
Onu sevmek, fazileti, insanlığı, vatanı milleti sevmektir
Onu sevmek, istiklal marşını yazdığında
kendine verilen yüksek ücreti orduya hediye eden yamalı gömlekli feragatı sevmektir Onu sevmek istiklal marşını sevmektir
İstiklal marşı ki; istiklal harbinin manevi yapısıdır
Hiç bir millete nasip olmayan bir şan ve şeref hamlesi ile hâmile bu mana ruhumuzu binbir felaket karşısında daima ayakta tutmuştur
Akif’i sevmek bayrağı sevmektir
Göklerde bayrağı hür olarak dalgalanmayan millet, millet midir?
Göndere yabancı bayrakların asıldığı bir vatanda hangi huzurdan bahsedilir Hangi malın, servetin, sıhhatin kıymeti vardır?
Akif denince;
mukaddes mefhumları en mukaddes emanet gibi ölünceye kadar koruyan ve onu dünyaya ait bütün menfaatlerin üstünde tutan
aziz bir ruh akla gelmelidir
Hayatı boyunca muzdarib yaşamış bir çilekeş şairimizin
ölümünden sonra henüz çok şey değişmiş değildir
Yine de dününden daha iyi olan, bu gününün yarınından kötü olmasını dileyen,
“eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlâl” diyen
nurlu sabahların horozları ötmeye başladı
Feryad eden büyük ruha müjdeler olsun
Bunlar, Edirnekapı’daki ızdırabla inleyen ‘kemiklerden
Van’daki horhor kalesine kadar
yurdunu düşman ayağına çiğnetmeyecektir

Dr M AYVALI


Alıntı Yaparak Cevapla

Derin Bir Milli Mutabakat Metni | İstiklal Marşı

Eski 10-07-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Derin Bir Milli Mutabakat Metni | İstiklal Marşı



İstiklâl Marşı, Cumhuriyet'in ilânından önce 1921 yılında yazılmış olmakla beraber, Cumhuriyet'i müjdeler ve millî marş olarak kabul edildikten sonra, hemen her gün tekrarlandığı için, Atatürk ile beraber Cumhuriyet devrinin sembolü olur

Bu devirden sonra yetişen bütün nesillerin daha ziyade merasim dolayısıyla kendisine has bestesi ile söyledikleri bu marş, şiir olarak da üzerinde durulmağa değer

İstiklâl Marşı'nı değerlendirirken, yazıldığı devri göz önünde bulundurmak lâzımdır Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 yılında dört defa ayakta dinleyerek İstiklâl Marşı olarak kabul ettiği bu şiir, o yılların kutsal ve heyecanlı havası ile doludur Onu o devir Türk Edebiyatı’nın en büyük şairlerinden biri olan Mehmet Akif yazmıştır Mehmet Akif, bugün, şiirlerinde sosyal duyguları anlatan, söylediklerini gerçekten duyan bir şairdir İstiklâl Savaşı’na bütün varlığı ile katılan Akif, bu savaşa iştirak edenlerin duygu ve inançlarına bizzat sahip olduğu için, onlara en iyi tercüman olmuştur Şiiri söyleyen Akif olmakla beraber, aslında o, kendi beni ile birleştirdiği Türk milletinin duygu ve inancını dile getirir Burada Akif'in yaptığı, o yıllarda en olgun seviyeye ulaşan şiir kudretiyle bu ortak imana, bütün milletin benimseyebileceği bir şekilde üslûp ve ifade vermek olmuştur

Bazı kelime ve mısralardan da anlaşılabileceği üzere, o tarihte henüz İstiklâl Savaşı kazanılmamıştır Türk ordusu bu şiir yazıldıktan bir yıl sonra, 26 Ağustos 1922 sabahı büyük taarruza geçer

Düşman karşıda bulunduğu için ordu ve millete cesaret vermek isteyen şair, manzumesine "Korkma!" kelimesiyle başlar

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın

mısraları da ümitle bekleyişi ve geleceğe imanı gösterir Şiirde şanlı mazi ve ebedi bir istikbal fikrine de yer verilmekle beraber, yaşanılan zaman, kan ve barut kokusuyla dolu olan hâlihazırdır

İstiklâl Savaşı, Türk milletinin ölüm-kalım savaşıdır Böyle yıllarda milletler kendilerini yaşatan temel kıymetlerin farkına varırlar Vatan, millet, hürriyet ve istiklâl gibi kavramların önemi, barış devirlerinde pek anlaşılmaz Hatta onları umursamayanlar bile çıkar Fakat bir milleti ölüm ile karşı karşıya bulunduran savaş, onların ne kadar hayati olduğunu kuvvetle hissettirir Bunlar öyle kıymetlerdir ki, onlar olmadan yaşayamaz Bundan dolayı millet, onlar uğruna ölümü göze alır Binlerce insan onlar uğruna öldüğü, yaralandığı veya sakat kaldığı için kutsal bir değer kazanırlar

Akif, İstiklâl Marşı'nda Türk Milleti’nin ne için savaştığını, neye inandığını açık ve seçik bir şekilde ortaya koymuştur Şiirde bu değerler, bazen sanatkârane bir ifadeye bürünmüşlerdir Şiiri tahlil ederken bunlar üzerinde de durarak mana ve fonksiyonları açıklanacaktır

Birinci dörtlükte bahis konusu olan "al sancak"tır Al sancak, Türk milletinin sembolüdür Burada şair fikrini anlatırken onun uyandırdığı hayal ve çağrışımlardan da faydalanmıştır Türk bayrağının al rengi şairde bir alev intibaı uyandırmıştır Bu alev "sönmez" Zira onun çıktığı kaynak her Türk ailesinin evinde yanan ocaktır Yurdun üstünde tüten en son ocak kaldıkça, bu bayrağın alevi bu şafaklarda dalgalanacaktır Akif, bu benzetme ile “bayrak'' ile “millet'' arasındaki bağlantıyı sanatkârane bir şekilde ifade etmiştir

Türk bayrağında dikkati çeken ikinci sembol yıldızdır İkinci beyitte şair, bu yıldız ile gökteki yıldızı birleştirir Gökteki yıldıza kimsenin eli dokunamayacağı gibi, "Türk milletinin yıldızı" olan al bayrağın yıldızına da kimse el süremez Yıldız kelimesi, aynı zamanda kader, talih manalarına da gelir Akif’in bu hayallerle belirtmek istediği Türk Milleti’nin ölmezliği fikridir O, ordu ve millete "Korkma!" derken böyle bir inanca dayanır

İkinci dörtlükte Türk bayrağının üçüncü sembolü olan "hilâl"den hareket edilmiştir Hilâl kelimesi eski Türk Edebiyatı’nda sevgiliye benzetilir Türk bayrağındaki ay (sevgili), tehlikeler içinde bulunduğu ve kendisini sevenlerden fedakârlık beklediği için, kaşlarını çatmıştır Eski Türk Edebiyatı’nda sevgilinin kaşı umumiyetle aya benzetilir Şair burada, vatanın timsali olan sevgiliye (hilâle) gülmesi için yalvarır Bu millet onun uğruna on binlerce şehit vermiştir Yoksa o dökülen kanlarını helâl etmez

"Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklâl"

mısraında "Hak" kelimesi iki manada kullanılmıştır Birinci manaya göre Hak, Tanrı manasına gelir Müslüman olan Türkler ona taparlar Hak kelimesinin öteki manası hak-hukuk deyiminde görüldüğü üzere, adalet ile ilgilidir Hak aynı zamanda yapılan bir iş, fedakârlık veya durum karşılığı alınması gereken paydır, Akif bu beyitte İstiklâl kavramı ile Hak (Tanrı ve adalet) kavramı arasında münasebet kurmaktadır İslâmiyet'in en mühim yönlerinden biri, adalete üstün bir değer vermesidir Hak kelimesinin iki veya üç mana kazanmasının sebebi budur Milletler yüksek kıymetlere inandıkları ve bağlı bulundukları takdirde istiklâle hak kazanırlar Bahis konusu mısra böyle bir inanca dayanıyor

Üçüncü kıt'ada "hürriyet" kavramı bahis konusudur Burada şair "ben" kelimesini kullanmakla beraber, kasdolunan Türk milletidir Şair, burada Türk Milleti’ni konuşturmaktadır Türk milleti ezelden beri hür yaşamış ve hür yaşamağa alışmıştır Ona zincir vurulamaz Böyle bir şey yapılmağa kalkıldığı takdirde, o, sel gibi taşarak, bendini çiğner ve aşar Anadolu Türk Devleti gerçekten de 1071 Malazgirt Zaferi’nden bugüne kadar daima hür ve müstakil olmuştur Hür yaşamak, Türk devlet ve milletinin varlığı ile birdir Ondan mahrum kalmak bundan dolayı ona ağır gelir, onu çıldırtır Bu parçada millî bir değere bağlı olan millî iradenin gücü, tabiattan alınan benzetmelerle ifade olunmuştur, Hürriyetin başlıca özelliği sınır tanımamaktır Yahya Kemal de, “Açık Deniz” şiirinde Türk milletinin hür yaşama iradesini coşkun deniz sembolü ile anlatır

Dördüncü kıt'ada savaşan iki taraf, Türk Milleti ile düşmanlar mukayese edilmiştir Garb (batı) maddi silâhlarının üstünlüğüne güvenerek, Türkiye'ye saldırmıştır Düşmanların bu maddî üstünlüklerine karşı, Türkler’in hiçbir şey ile sarsılmayan “iman”ları vardır, iman, insanın taşıdığı manevî inançların bütünüdür, insanı üstün kılan maddî gücü değil, imanıdır Zira iman olmazsa maddî güç, başarı kazanamaz Manevî değerlere dayanmayan maddî güç, insanî bir değer taşımaz

Şair, hiç bir hakkı olmadığı halde başka milletlere saldıran sözde medenî Batı'yı "tek dişi kalmış bir canavar'a" benzetiyor "Tek dişi kalmış" demesinin sebebi, onun dehşet verici gözükmesine rağmen, eski gücünü kaybetmiş olmasıdır Burada bütün vahşiliğine rağmen, kendisini "medenî" diye tanıtan Batı ile bir alay da vardır Devletler sadece maddî güçleriyle üstün gelmezler Tarihî olaylar bunu göstermiştir Sömürgeci Batı'ya karşı, başta Türkler olmak üzere ezilen, bütün milletler isyan etmiştir ve Batı Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra üstünlüğünü kaybetmiştir Bu bakımdan Mehmet Akif'in onu "tek dişi kalmış bir canavar"a benzetmesi yerindedir

ProfDrMehmet Kaplan


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.