07-09-2009
|
#1
|
KRDNZ
|
Sabetaycıların Hikâyesi
Sabetaycıların Hikâyesi
Türkiye'de son 50-60 yıldır bir Sabetaycı, yani "dönme" furyası başını almış gidiyor Bütün bu işlerin başlangıcı ise 400 yıl önce "mesih" olduğunu iddia ederek ortaya çıkan sonradan görünüşte Müslüman olan Sabetay Sevi'ye dayanıyor
İsrail'de yayınlanan bir gazeteye demeç veren Sabetay cemiyetinden lideri olduğu söylenen kişi, Türkiye'de 60 bin Sabetaycı olduğunu ve İsrail'e göç etmek istediklerini söyleyince Sabetayist tartışmaları tekrar başladı Sabetaycılık, hakkında çok söz söylenen ancak fazla bilinmeyen veya yanlış bilinen bir konudur Dönmeler ve Sabetay Sevi konusunda en önemli araştırmalar Gershom Scholem ve Abdurrahman Küçük'ün eserleridir
Mesih Müslüman Oldu
Sabetay Sevi, 17 yüzyılın ikinci yarısında İzmir'de mesihlik iddiasıyla ortaya çıkıp, İsrail rüyası gören Yahudiler'i heyecanlandırmıştı Dünyanın dört bir tarafındaki Yahudiler, mesihlerinin kendilerini Filistin'e götüreceğine inanarak göç hazırlıklarına başladılar Ancak ortalık karışıp, hadiseler Osmanlı yöneticilerinin kulağına gidince, Sabetay tutuklandı
Bu yıllarda Osmanlı tahtında Avcı Mehmed diye anılan Dördüncü Mehmed vardı Sabetay Sevi, 16 Eylül 1666'da Edirne'de devlet ileri gelenlerinin önünde sorguya alındı Bir süre sorgulandıktan sonra Sabetay'ın denildiği gibi gücü varsa mucize göstermesi emredildi Mesih çırılçıplak soyulacak ve okçular tarafından ok yağmuruna tutulacaktı Eğer oklar vücuduna işlemezse Osmanlı yöneticileri, Sabetay'ın dediklerinin doğru olduğuna inanacaklardı
Bunun üzerine Sabetay, hemen mesihlikten vazgeçti Kendisinin basit bir haham olduğunu, mesihlik işini Yahudiler'in yakıştırdığını söyledi Tercümanlığını Yahudi iken Müslüman olmuş Hayatizâde isimli bir hekim yapıyordu Hayatizâde Mustafa Fevzi "tek kurtuluş yolunun Müslüman olmasıyla mümkün olacağı"nı söyledi Bunun üzerine Sabetay Sevi, Kelime-yi Şehadet getirerek Müslüman oldu ve Mehmed ismini aldı Sevi sonradan yeni ismine ruhani bir anlam katmak için "Aziz"i de ekledi
Sabetay'ın Müslüman olması, kendilerini İsrail'e götüreceğini bekleyen Yahudiler arasında büyük bir şok tesiri yaptı Sabetay, taraftarlarının dağılmaması için her türlü yola başvurdu Taraftarları efendilerinin durumunu Firavun'un sarayında kalan Hazreti Musa'ya benzetiyorlardı Ayrıca Sabetay'ın göğe çıktığı, Tanrı'nın emriyle yerini Türk kıyafetiyle dolaşan bir meleğe bıraktığı söyleniyordu Yahudiler, mesihlerinin Müslüman olmasına çeşitli kılıflar uydurdular
Osmanlı yetkilileri, Müslüman olduğunu zannettikleri Sabetay Sevi'nin İstanbul'da Kuruçeşme'de eski müritlerinden bir kısmını toplayarak, ayinler yaptığını haber alınca Sabetay, 1673'te Adriyatik kıyılarındaki Ülgün'e sürüldü Sürgünden sonra Sabetay'ın taraftarlarının bir kısmı Selanik'te toplandı
Kendi Öldü Adı Kaldı
Sabetay Sevi, Eylül 1675'de Ülgün'de öldü Taraftarları mesihlerinin ölümünden sonra da efendilerine bağlı kalmaya devam ettiler Dönmelere göre Sabetay ölmemiş, dünyadan çekilmişti Taraftarları mesihlerinin ölümünden sonra 1689'da ikiye, 1720'de de Karakaşlar, Kapanîler ve Yakubîler olmak üzere üçe bölündüler Dönme diye adlandırılan bu gurup, uzun süre toplum içerisinde Müslüman görünürken, kendi içlerinde inançlarını muhafaza ettiler Ancak bir kısmı zamanla tamamen eski inançlarından koparak Müslümanlaştı Bir kısmı da Sabetay Sevi'nin bıraktığı mirası hâlâ devam ettiriyor
19 Yüzyıl'da Selanik'te 5000 Sabetaycı Vardı
Türkiye'de dönmelerle ilgili komplo teorileri bitip tükenmek bilmiyor Eskiden bu teorileri muhafazakâr kesim üretirdi Şimdi modaya solcular da uydular Bu iddialar yanlış bilgilendirme ve kafaları karıştırıp, insanları uyutmaktan ileri gitmiyor Televizyon programlarında Türkiye'de 1 5 milyon dönme olduğu bile iddia edildi Şimdi ise 60 bin kişi olduğu söyleniyor 19 yüzyılda Selanik'te bulunan İngiliz konsolosu Charles Blunt dönmelerin sayısını 1839'da 5 bin olarak verdiğine göre günümüzde Türkiye'deki Sabetaycı sayısının da çok fazla olmaması gerekir
Erhan Afyoncu
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|