10-07-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Faşist Partiler
Bu konu Benito Mussolini'nin temellerini atmış olduğu bir ideoloji ve yönetim biçimi olan faşizmin partisel olarak örgütlenmiş biçimi olarak kurduğu iki parti hakkındaki bilgileri içermektedir Mussolini, 9 Kasım 1921 tarihinde Nasyonal Faşist Parti'yi kurmuştur Bu parti 27 Temmuz 1943'te dağılmıştır Bunun üzerine Mussolini, yandaşlarıyla beraber 13 Eylül 1943'te Cumhuriyetçi Faşist Parti'yi kurmuştur Bu parti ise Mussolini'nin öldürüldüğü 28 Nisan 1945 tarihine kadar ayakta kalmıştır
NASYONAL FAŞİST PARTİ
Nasyonal Faşist Parti (İtalyanca: Partito Nazionale Fascista), Benito Mussolini'nin Faşizm'in politik ifadesi olarak 9 Kasım 1921 tarihinde Roma'da kurduğu İtalyan parti Faşizm'i bu zamandan önce Fasci olarak bilinen gruplar temsil ediyordu Partinin temel felsefesi milliyetçilik, vatanseverlik, cumhuriyetçilik, korporatizm ve popülizm üzerine kuruluydu Şu anda İtalya Anayasası tarafından yeniden kurulması yasaklanan tek partidir
Nasyonal Faşist Parti'nin politikaları zaman içinde gelişti Başlangıçta parti, cumhuriyetçi değerleri barındıran hep devletçilik ve ateşli anti-komünizm propagandaları ile birlikte milliyetçi bir politikayı sürdürdü Partinin eski İtalyan Milliyetçi Derneği otoriter kanattan politikaları büyük unsurlarda benimsendi Parti, kendi hükümetlerini kurmak için monarşiye destek verdi ve parti üyelerinin çoğu cumhuriyetçi değerleri terk etti Aynı zamanda, iktidara geldikten sonra, parti Katolik grupların desteğini kazanmak amaçlı anti-dini politikaları terk ederek Benito Mussolini Faşist Parti'nin Vatikan ve İtalya arasındaki ilişkilerini normale çevirdi İtalya içinde coşkulu propagandalar yapılarak İtalyan halkının partiden etkilenmesi isteniyordu Bunun için ayriyetten bizzat Mussolini'nin örgütlemiş olduğu Kara Gömlekliler, komünist gruplarla çatışıyor ve kendilerine karşı gelenleri sindiriyordu
Faşist Parti'nin ekonomi görüşü korporatizm denilen, kapitalizm ve sosyalizm arasında bir "üçüncü yol" olarak adledilen bir ekonomiydi Teorik olarak, sendikalar ve iş ücretleri, işgücü saatleri ve diğer konularda birlik kurmak için bir kooperatifte birleşecekti Korporatizm uygulamaya konduğunda ufak tefek eleştiriler aldıysada bu ekonomi sisteminin faydası görülmüştür Bu başarılı ekonomi politikasından sonra İtalya'da işsizlik düşmüş ve faşist sendikalar kurulmuştur
Faşist Parti, 1921 yılında yapılan seçimlerde sadece 31 000 kişinin oyunu almıştı ve bu % 0 5'lik bir orana tekabül etmişti Bu oran çok düşüktü Ancak Mussolini'nin görüşlerini benimseyenlerin sayısı giderek artmaktaydı Sadece 1 yıl içinde Mussolini'nin destekçilerinin sayısı kat kat arttı Mussolini önderliğindeki faşistler 1922'de uzun bir propaganda yürüyüşü başlattı Faşistlerin güçlendiğini gören Kral III Vittorio Emanuele, 30 Ekim 1922 tarihinde Mussolini'yi başbakan olarak atadı Böylece Faşist Parti iktidara gelmiş oldu 1924 yılında oyların % 61 3'ü alınarak inanılmaz bir büyüme gerçekleşecek ve bu oran ileriki yıllarda % 99'a kadar çıkarak müthiş bir şekilde artacaktı
Faşist Parti iktidara geldikten hemen sonra saldırgan ve iddialı bir politika izlemeye başladı Mussolini Akdeniz'in bir "İtalyan gölü" olacağını ve Roma İmparatorluğu'nun yeniden canlanacağını söylüyordu İktidar olduğunda önceleri liberallerin desteğini alan Mussolini, diktatörlüğün koyu ve keskin uygulamalarını birer birer hayata geçirmeye başlamıştı İtalya kısa zamanda bir polis devleti haline getirildi Kitap ve gazetelere getirilen sansür, seçim sisteminde yapılan düzenlemeler ve Faşist Parti dışındaki diğer partilerin kapanması gibi uygulamalar gerçekleştirildi Mussolini, sendika hareketlerini de kanun dışı ilan etti ve eğitimi kontrol altına aldı Ayrıca ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla da tüm ülkeyi tren rayları ve otobanlarla kaplayan Mussolini, çiftçileri sürekli teşvik ederek tarım ve endüstrinin canlanmasını sağladı Gerçekleştirdiği bu değişiklikler ve yeni uygulamalarla İtalya'da işsizlik azalmıştı ve bu da Mussolini'nin popüleritesinin artmasına neden oldu 1922 yılının bazı dönemlerinde ülkenin iç ve dış işlerinden, kolonilerden ve kamu çalışmalarından sorumlu olan Mussolini, aynı zamanda orduyu da idare ediyordu Tüm bakanlıkların görevlerini kendisi üstlenmişti Bu şekilde tüm gücü elinde tuttuğuna inanan Mussolini, rekabet yaratacak herhangi bir durumun da önüne geçmiş oluyordu Ancak bu durum kurduğu rejimin daha verimli çalışmasını engelliyor ve sıkıntı yaratıyordu
Diktatörlük altındaki İtalya'da kanunlar yeniden yazılmış, üniversitedeki öğretim görevlileri faşist rejimi savunacaklarına dair yemin etmek zorunda bırakılmışlardı Gazete editörleri Mussolini tarafından özel olarak seçiliyor ve Faşist Parti'den sertifikası olmayan hiçkimse gazeteci olamıyordu Amaç tüm İtalyan halkını, şirketleri ve dernekleri kontrol altında tutmaktı Mussolini'nin dış politikada amacı ise pasifist anti-emperyalizmin yerine agresif milliyetçilik getirmekti Bunun ilk örneği 1923'te Corfu'nun bombalanması sırasında olmuştu Ardından Arnavutluk'un kukla rejimine geçmesi ve Libya'nın yeniden fethi geldi 1934'te Libya işgal edildi ve kolonileştirildi 1935'da ise Habeşistan işgal edildi ve o da kolonileştirildi 1936'da ise Almanya ile Berlin-Roma Mihveri kuruldu II Dünya Savaşı sırasında İtalyan Ordusu Kuzey Afrika ve Balkanlar'da Müttefikler'e karşı mağlup oldu İtalya Almanya'dan aldığı destek ile işgal ettiği bölgelerde direndi ancak İtalya'da gücünü kaybetmeye başladı Komünistler önderliğindeki direnişçilerin ülkede etkili olması ve müttefiklerin 1943'de Sicilya'ya çıkartma yapmasının ardından Kral III Victor Emmanuel, Mussolini'yi görevden aldı Almanya; Kuzey İtalya'yı işgal etti ve Alman paraşütçüleri Mussolini'yi 12 Eylül 1943'te Gran Sasso'da tutuklu bulunduğu otelden kurtararak uçakla Viyana'ya kaçırdı Mussolini Cumhuriyetçi Faşist Parti'yle beraber İtalyan Sosyal Cumhuriyeti'ni kurdu ve kendine bağlı birliklerle mücadeleyi sürdürdü
Mussolini, Nisan 1945'de yani savaşın son günlerinde tanınmamak için Alman üniforması giyerek metresiyle beraber kaçmaya çalışırken İtalyan direnişine mensup partizanlar tarafından yakalandı ve göğsünden vurularak öldürüldü
Ertesi gün Mussolini'nin, sevgilisinin ve birkaç yandaşının cesedi Milano'da Loreto Meydanı'nda başaşağı sallandırıldı
(Partinin kullandığı faşist sembolleri ve partinin almış olduğu oylar için bakınız: http://tr wikipedia org/wiki/Nasyonal_Fa%C5%9Fist_Parti)
CUMHURİYETÇİ FAŞİST PARTİ
Cumhuriyetçi Faşist Parti (İtalyanca: Partito Fascista Repubblicano), 1943'te Müttefikler'in İtalya'nın güneyini işgal etmesi sonucu dağılmış olan Nasyonal Faşist Parti'nin devamıdır Benito Mussolini ve yandaşları tarafından İtalyan Sosyal Cumhuriyeti'yle beraber kurulmuştur İtalya savaşta yenilene kadar Mussolini ve ona bağlı İtalyan birlikleri mücadeleyi bu parti altında sürdürmüşlerdir Parti siyasi görüş olarak eskisi gibi İtalyan faşizmini benimsemekle birlikte ayrıca kesin bir şekilde anti-monarşik bir yapıyı da benimsemiştir Böylelikle cumhuriyetçi değerler savunulmaya başlanmış ve adından da anlaşılacağı gibi İtalya'nın kuzeyinde İtalyan Sosyal Cumhuriyeti kurulmuştu
Kuzey İtalya'nın kontrolünü elinde tutmaya çalışan Cumhuriyetçi Faşist Parti, bunu 1945'e kadar gerçekleştirebildi İtalyan birlikleri 1945'te İtalya'nın tamamını işgal etmiş olan Müttefik güçlerine, yani Amerikan ve İngiliz birliklerine karşı teslim oldu Cumhuriyetçi Faşist Parti'nin dağılıp İtalyan Sosyal Cumhuriyeti'nin yıkılmasıyla beraber Mussolini Alman askeri kılığında sevgilisiyle birlikte İsviçre'ye kaçmaya çalıştı ancak komünist partizanlar tarafından yakalandılar 28 Nisan 1945 tarihinde kurşuna dizilerek öldürüldüler Mussolini'nin son sözleri "Beni göğsümden vurun!" demek oldu
(Cumhuriyetçi Faşist Parti ile ilgili daha fazla bilgi için: http://tr wikipedia org/wiki/Cumhuri  C5%9Fist_Parti)
|
|
|