[KAPLAN]
|
Cevap : Eskrim << Kılıç Ucuyla >>
ESKRİM
İsteyen herkesin her yaşta yapabileceği, boş zamanlarını değerlendirebileceği, günün stresini atabileceği bir spor, eskrim Bunların yanısıra kişiye duruşunu düzeltme fırsatı sunuyor ve belli bir estetik de sağlıyor Mükemmel ve dengeli bir duruş, hızlı, gelişmiş refleksler ve stratejik düşünme yeteneği de kazandırdığı diğer artılar arasında yer alıyor Bütün bu olumlu özelliklerine rağmen, belki de çok iyi bilinmediği için hak ettiği değeri ve rağbeti görmüyor Gelin bu sporu biraz daha yakından tanıyalım

ESKRİMİN ANAVATANI NERESİ?
Eskrim sporunun İ Ö 2000 yıllarında Çin'de yapıldığı bilinmekle birlikte, daha sonraları antik Yunan'da hoplomakhos denilen gladyatör öğretmenleri tarafından gymnasion denilen okullarda ders olarak verildiği, Roma döneminde de çok sevilen bir spor ve savaş dalı haline geldiği tarihi kaynaklardan anlaşılıyor
Buna rağmen, çağdaş eskrimin İspanya'da doğduğu ileri sürülüyor Toledo kentinde sağlam ve zarif kılıçlar yapılmaya başlanmıştır ve kesici kılıçların yerini ince, uzun, batıcı kılıçlar almıştır Buna koşut olarak eskrimde de kaba güçten çok beceri, çeviklik ve bilgi önem kazanmıştır Sporun gelişmesi ise, XVI yy'da her ülkeden eskrim meraklılarının ustalıklarını arttırmak amacıyla geldikleri İtalya'ya uzanır Eskrimle ilgili ilk kuralları belirleyenler de yine İtalyanlar olmuştur Bu dönemde, eskrim spordan çok düello için başvurulan bir döğüşme aracıdır 1588-1608 yılları arasında yalnız Paris'te düellodan 8000 kişinin ölmesi tepkilere yol açınca, İtalyanlar'ın meçinden (epe) vazgeçilerek daha hafif ve kısa , içi çiçek biçiminde bir düğmeyle örtülü bir kılıç kullanılmaya başlanmıştır Bu yeni kılıca çiçek(fleur) sözcüğünden türetilen flöre adı verilir Taraflar korumasız olduğundan hamleler son derece dikkatli yapılırdı Maske, koruma yeleği ve eldiven gibi spor gereçleri XVIII yy'ın sonlarında ortaya çıkmıştır Bu dönem, aynı zamanda, karşılaşma kurallarının yeniden belirlendiği bir dönem olduğundan da ayrıca önem taşır Örneğin, bazı süvari birliklerinde kullanılan kılıçta önemli bir değişiklik görülmezken, epe düello silahı olarak geçerliliğini korumuştur
TÜRKİYE'DE ESKRİM
Türkiye'de eskrim ilk olarak 1890'da görülmeye başlansa da, bu spor dalındaki ilk ciddi çalışmaları 1901 yılında mualim Hüsnü Bey tarafından gerçekleştirilmiştir Mualim Hüsnü Bey'in ilk öğrencileri Fuat(Bakan) , Refik ve Ömer Lütfi beyler oldular Bu yıllarda ayrıca İstanbul Tepebaşı'ndaki Union française salonu'nda Fransız Büyükelçiliği de çalışanlarına eskrim dersleri verilmekteydi
Mualim Hüsnü Bey'in yetiştirdiği üç genç, ilk karşılaşmalarını Yıldız Sarayı'nda İtalyan eskrimcilerle yapmjış ve ilk başarılarını kazanmışlardır Bu karşılaşmaları Sultan Abdülhamit de seyreder ve Türk sporcularının başarılarından dolayı bir ferman çıkararak eskrimi bütün askeri okullara ders olarak koydurur Ardından, karşılaşmalarda en iyi başarıyı elde eden Fuat(Balkan) Bey'i Edirne Harbiye mektebi'ne eskrim öğretmeni olarak atar(1906) İlk kulüp çalışmaları yine Fuat Bey tarafından Beşiktaş Kulübü'nde gerçekleştirilir(1911) Daha sonra bu spora Fenerbahçe Kulübü de ilgi gösterir ve Beyaz Rus albay Grodetski'nin antrenörlüğünde çalışmalara başlanır Bu kulüpten yetişen ilk eskrimciler Sait ve Fevzi beyler olur (1921)
İlk eskrim federasyonu, Türkiye İdman cemiyetleri ittifakı ile birlikte kurulur ve federasyon başkanlığına Fuat bey getirilir(1923) Çalışmalarını sistemli bir şekilde yürüten federasyon, bir yıl sonra milli takımı kurup 1924 Paris Olimpiyatları'na katılır Türk eskrim milli takımı bundan sonra 1928 Amsterdam Olimpiyatları'na da katılır Robert Kolej'de öğretmenlik yapan, Çarlık Rusyası'nın eski ünlü eskrimcisi Nadolsky İvanoviç Çarikov milli takım antrenörlüğüne getirilir Uluslararası ilk önemli başarı 1931 Atina Balkan Oyunları'nda Enver Balkan'ın şampiyonluğuyla elde edilir Bu tarihten sonra eskrim sporu bir duraklama dönemine girer 1936 Berlin olimpiyatları ise Türk sporu ve eskrimi adına ayrı bir önem taşır, çünkü Berlin olimpiyatları, Türk bayan sporcuların katıldığı ilk olimpiyatlardır Suat Fetgeri ve Halet hanımlar, bu dalda olimpiyatlara katılan ilk Türk Bayan sporcularıdır
1940'tan sonra Halkevleri de eskrim sporuna katkıda bulunmak amacıyla faaliyete geçer Bu faaliyetlerin yanı sıra, aynı dönemde İstanbul'da Tenis Eskrim Dağcılık (TED) kulübü'nün kurulmasıyla Türk eskrimi Merih Sezen , Nihat Balkan gibi yeni adlar kazanır İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türk eskrimcileri Londra Olimpiyatları'na katılır ancak (1948) başarılı olamazlar Bu olimpiyatlardan sonra yoğunlaşan uluslararası karşılaşmalar Türk eskrimcilerinin dünya eskrim sporunu daha yakından tanımalarını sağlar Bu yıllarda TED kulübü'nün düzenlediği uluslararası karşılaşmalar Seyit Mısırlı, Nefi Güven gibi yeni adlar ortaya çıkarır Özellikle kılıç dalında 15 yıl milli takımın değişmez eskrimcisi Seyit Mısırlı olur Mısırlı yaptığı 90 milli karşılaşmanın 52 sini kazanarak önemli bir başarı sağlar Nefi Güven ise flöre dalında başarı göstererek 1955 Akdeniz Oyunları'nda dünya şampiyonu Fransız Mouyal'i yenme başarısını elde eder
Türk eskrimcileri en önemli başarılarını Balkan Oyunları'nda sağlar I Balkan eskrim Şampiyonası'nda 1 gümüş 1 bronz II Balkan eskrim Şampiyonası'nda 2 bronz ve 1971 İzmir Akdeniz Oyunları'nda 1 gümüş kazanılması Türk eskrimi adına başarı sayılır Bundan sonrada Balkan Şampiyonaları'nda bir çok başarı kazanılmıştır
Halen Eskrim Federasyonu'nda uluslararası, milli, bölge ve aday olmak üzere 187 hakem, 30 antrenör çalışmaktadır Lisanslı sporcular 300'ü bayan olmak üzere 1500 kişidir Eskrim Federasyonuna bağlı olarak 18 kulüp faaliyet göstermektedir

TEKNİK
Eskrim fiziksel ve zihinsel öncelikleri en iyi şekilde ve en geniş ölçüde geliştirilmesi yönünden herkese sağlık verecek bir spor olarak kabul edilir Eskrim, yapılmasındaki geniş tekniği, inceliği ve adelelerin yerine göre düzenini sağlaması bakımından bir sanat olarak anılır

Her hamle hareketinde oldukça ağır olan vücudu üstün süratle, çeviklik ve kolaylıkla ileri geri götürüp getirmek için çok büyük adele çalışması gerektirir Bu çalışma sayesinde solunum hareketinin gelişmesi ve kan dolaşımının artması, buna bağlı olarak vücut ısısının yükselmesi alınan gıdaların kolayca yakımı ve kana geçirilmesi sağlanır Bunlardan başka kalori yakımını hızlandırır, sinir sistemi üzerinde düzenlemeyi sağlar, özellikle görme ve elle dokunma hislerini geliştirir
Eskrim vücudun değişik yerlerine en geniş ölçüde uzanma ve gerilme imkanını vermekte adelenin en kısa anda harekete geçmesini, gerektiğinde de tekrarlamasını sağlamakta en hızlı sonuç veren spor olarak kabul edilmiştir Ayrıca eskrim hareket halinde iken hızla karar vermenin yanı sıra, hareket ve yön değiştirme zorunluluğu yaratmakta olduğundan refleksleri önemli ölçüde geliştirmektedir
Eskrimin 3 dalı vardır: flöre, epe ve kılıç Bu 3 dalın kuralları ve silahları birbirinden farklıdır Örneğin flörede sayı alabileceğiniz bölüm belden yukarısıdır, kafa ve kollar dahil değildir, epede ise vücudun her yerinden sayı alabilirsiniz son olarak kılıçta ise belden yukarısından, fakat bu sefer kafa ve kollar da dahil olmak üzere sayı alabilirsiniz
Kimi temel öğeler eskrimin 3 dalında da vardır Gard, hamleye ya da savunmaya hazır tarafın temel pozisyonudur Bu durumda sağ bacak önde, sol bacak yana dönük (oyuncu solak ise tam tersi) bacaklar hafifçe bükülmüş, gövde dik ğozisyonda, silahı tutan kol yere paralel ve öne doğru uzanmış, öteki kol el baş hizasında olmak üzere yukarı kalkık ve bükük durumdadır Hareketler ileri ya da geri olabilir Her iki harekette de adımlar ya ardarda ya da aynı anda sıçramayla atılır Hamlenin silahın hareket sayısına ve yapıldığı ana göre değişen çeşitli biçimleri vardır Hamleyi paradla (savunma) çelip savuşturduktan sonra öteki oyuncunun yaptığı hamleye karşı hamle denir
Savunma, silahın dürtmesi ya da çırpmasından kurtulmaya dayanır ve silahla alınan paradlardan, yanıltmalardan, ileri geri gidilerek yapılan yer değiştirmelerden oluşur Karşı hamle kendisine atak yapılanın başvuracağı bir karşı saldırı yoludur Flöre ve kılıçta karşı hamlenin sayı alıcı biçimde olması için rakibe net olarak vuruş(kılıç) veya dürtüş(flöre) yapılması gerekir, bu ikisinde atak üstünlüğü vardır ve çok önemlidir Epede ise karşı hamlenin geçerli olması, hamleden 1/25 saniye önce yapılmasına bağlıdır
|