Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
belirtileri, geç, ölümün

Ölümün Geç Belirtileri

Eski 06-28-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Ölümün Geç Belirtileri



Ölümün Geç Belirtileri B) ÖLÜMÜN GEÇ BELİRTİLERİ
Ölümden sonra dış etkenlere karşı gücünü koruyamayan organizmada mikrobik, kimyasal ve fiziki etkilere bağlı olarak bir takım değişiklikler oluşur Bunlar ölü katılığı, ölü morlukları ve çürümedir

B1- LİVOR MORTİS (ÖLÜ LEKELERİ) :


Ölümden 3 – 5 saat sonra kan hemolizi oldukça artar Parçalanan eritrositlerden çıkan Hb serumu renklendirir Kapiller permeabilitenin artması nedeniyle Hb ile boyanan serum dokular arasına yerçekimi etkisi ile sızar Bu durum dışarıdan görünür hale gelir Buna ölü lekeleri denir Sırt üstü yatan bir cesette ölü lekeleri basıya maruz kalmayan her iki kulak arka sayvanı, ense, interscapuler bölge, bel lordoz bölgesinde, uyluk iç yüzlerinde ve popliteada izlenir Asılı kalmış cesetlerde, ölü morlukları yer çekimi etkisiyle alt-üst ekstremiteler de eldiven – çorap tarzında izlenir Ölü lekeleri ölümden 3 – 5 saat sonra noktalar halinde oluşmaya başlar


10 – 15 saat içinde plaklar halinde en belirgin durumdadır Cesetlerin pozisyonları ölümden sonra 10 saat içerisinde değiştirilirse ölü lekeleri ilk oluştukları yerlerden göç ederek vücudun yeni yerlerinde oluşur 10-15 saat içerisinde çevrilirse ölü lekeleri hem ilk oluştukları yerlerde hem de pozisyonlarına göre başka vücut bölgelerinde oluşur Ölü lekeleri 15 –20 saat sonra dokular arasına iyice fikse olduğundan çevrilse de yeni ölü lekeleri oluşmaz ve ilk oluşan ölü lekelerinin yeri değişmez

Ölü lekeleri anemik ve eksternal kanama nedeniyle ölenlerde daha açık renkte ve az belirgin iken asfiksi sonucu ölen kişilerde daha belirgin ve koyu renklidir Donarak ölen cesetlerde, rutubetli ve serin yerlerde kalan cesetlerde ölü lekeleri açık kırmızı renkte oluşur Ölü lekeleri methemoglobinemi oluşturan potasyum klorat veya kromat, klorürler, anilin boyaları ile zehirlenmelerinde çikolata rengindedir CO zehirlenmesinde ölü lekeleri patogonomik görünümde olup kiraz kırmızısı (Cherry – red) rengindedir

Adli Tıp Bakımından Ölü Lekelerinin Önemi :


1-) Ölümün kesin belirtisidir
2-) Ölüm zamanının tespitine yarar
3-) Cesedin çevrilip çevrilmediğini veya üzerinden eşya alınıp alınmadığını gösterir
4-) Ölüm sebebinin aydınlatılması konusunda fikir verebilir

B2- RİGOR MORTİS (ÖLÜ KATILIĞI) :


Ölümden sonra tamamen gevşeyen düz ve çizgili kasların gerginleşmesi ve eklemlerin oynamaz hale gelmesine ölü katılığı denir Canlı insanlarda ATP varlığında aktin ve miyozin belli bir etkileşim içindedir Bu canlıdaki normal kas tonusunu sağlar Ölümden sonra ATP yokluğunda aktin ve miyozin arasındaki ilişki kaybolur Aktin ve miyozin su kaybederek pıhtılaşır ve sertleşir Adalelerdeki ATP miktarı ve parçalanma süresi, katılık oluşumu süresini etkiler Normal şartlarda ölü katılığı ATP ile ilişkili olduğundan ölü katılığı özellikle daha çok çalışan küçük kaslardan başlar
Yani yüz, mimik kaslarından başlayarak masseter kasına daha sonra aşağı inici (descendant) olarak yayılır Ancak ayakta aşırı efor sarf ederken ölen kişilerde ölü katılığı söz konusu kaslarda ATP’nin erken tükenmiş olması nedeni ile yukarı çıkıcı (ascendant) olarak yayılır Genel kural olarak daha fazla yorulmuş kaslarda erken teşekkül eder Ölü katılığı normal şartlarda ölen kişilerde 2 – 4 saat içinde başlar 12 – 13 saat sonra en belirgin haldedir 2 – 3 gün içinde kokuşma ile birlikte kaybolur Ölü katılığı maksimum olan bir cesedin katılığı o kadar güçlüdür ki, cesedin bir yere yaslandığında ayakta durması mümkündür

Ölü Katılığını Etkileyen Faktörler


a) Kas Özelliği
: Küçük kaslardan başlar Güçlü ve adaleli kişilerde geç başlar, güçlü olur Zayıf, yaşlı ve bebeklerde erken başlar, zayıf oluşur, daha kısa sürede sonlanır
b) Ruhsal ve Bedensel Yorgunluk : Ruhi gerginlik, stres, bedensel yorgunluğu olanlarda çabuk oluşur Gücü ve süresi azdır

c) Fiziksel Şartlar
: Serin ve rüzgarlı ortamda geç başlar, uzun süre devam eder Sıcak ortamda daha erken oluşur 0 °C’ nin altında ölü katılığı oluşmadan ceset donabilir Donma sona erdikten sonra ölü katılığı daha az şiddette oluşur
d) Ölüm Sebebi : Ani ölümlerde, MSS lezyonlarında geç ve güçlü oluşur Kronik hastalıklardan ölenlerde erken ve zayıf olarak izlenir

Ölü Katılığını Andıran Durumlar

a) Spazm Cadaverique (Ölü Kasılması) :
Cesedin bazen ölüm anındaki pozisyonunu koruyarak sertleşmesine denir Bu durum nadiren, fevkalade ruhi ve bedeni yorgunluk durumlarında, bazen pons içerisine kanamalarda görülür Özellikle intihar eden kişilerde ölüm aniden meydana gelmişse öldürücü alet elde sıkıca kavranmış olarak kalır El parmakları, katılık birdenbire oluştuğu için fleksiyon haline geçer Gözler kısılmış, alt çene kasılmıştır Yüz ölüm anını korur

b) Donma : Sıcaklık 0 °C’nin altında olduğu zaman ölü katılığı oluşmadan donma meydana gelir Kan ve yumuşak dokular donar Bu olayda kas proteinlerinde pıhtılaşma değil donma vardır Ceset sertleşmiştir Donmayı ceset cildinde ve otopsi sırasında kolaylıkla belirlemek mümkün olur Ceset ölü katılığı oluşmadan önce donmuş ise donmanın çözülmesi ile yeniden katılık oluşur Böyle cesetlerdeki ölü katılığı hafif şiddette ve kısa süreli izlenir

c) Cesetlerin Yüksek Isıda Kalması :
Yüksek ısıda kalan cesetlerde ölü katılığı oluşmadan kas proteinleri su kaybederek pıhtılaşır Yangında kalan cesetlerde pıhtılaşan kas proteinleri nedeni ile adalelerin fleksiyon etkisi fazla olduğundan ceset ringde gardını almış boksör görünümündedir Yani ön kollar fleksiyonda bacaklar semifleksiyondadır Ağız kilitlenmiştir Ceset, aşırı derecede su kaybı nedeni ile ağırlığı azalmış ve boyutları küçülmüş olarak izlenir

B3-KOKUŞMA (TEFESSÜH, ÇÜRÜME, PÜTREFAKSİYON) :


Ölüm sonrasında organizma kendini koruma gücünü kaybederek otoliz, mikroorganizmalar, çeşitli kurtçuklar ve böcekler, et kemiricilerinin etkisinde kalarak kokuşup ortadan yok olur Vücutta, solunum ve sindirim sisteminde saprofit ve patojen bir çok mikroorganizma bulunur Ölümden sonra bunlar hızla çoğalırlar Öncelikle cesetlerde Bacterium coli, P Vulgaris, Basillus mezenterikus, M Albus gibi aerob organizmalar ürerler Daha sonra ceset anaerob duruma geçtiğinde C Putreficus ve diğer anaeroplar ceset üzerinde hakim olurlar Mikroorganizmaların bu etkileri ile birlikte, lizozom içinde bulunan litik enzimlerde hücre içini sindirerek hücre yapısını otolize uğratarak erimesine yol açarlar Bu şekilde ceset kokuşur

Kokuşmayı Etkileyen Faktörler


1-) Beden Yapısı : Bedeni yapının kokuşma üzerine etkisi azdır Ancak şişman kişiler zayıflardan daha erken, yaşlılar çocuklardan daha geç kokuşur
2-) Fiziko – Şimik Faktörler : Sıcaklık kokuşma üzerine etkisi en fazla olan faktördür Kokuşma en hızlı 25 – 35 °C arasındadır 0 °C altında kokuşma durur Kuru havalarda kokuşma rutubetli havalardan daha geç olur Açıkta bulunan cesetler de mezarda bulunanlardan daha hızlı gelişir Gevşek, rutubetli, gübreli, humuslu mezarlarda kokuşma daha erken olurken, kuru, killi, asitli mezar topraklarında kokuşma daha geç olur

3-) Ölüm Sebebi : Çok kan kaybederek ölenlerde, antibiyotik kullananlarda, alkol, arsenik, siyanür gibi zehirlenmelerde kokuşma gecikir Ateşli hastalık, sepsis, genel vücut düşkünlüğü ve asfiksi nedeniyle ölenlerde kokuşma erken olur
4-) Zaman Faktörü : Kokuşma yaz aylarında 1 – 2 gün, kış aylarında 5 – 6 gün veya daha geç kendini gösterir

Çürüme Belirtileri


Çürüme belirtilerini dönemler şeklinde sıralamak mümkündür
Birinci Dönem : Bir cesette ölü katılığı zayıflamış veya kaybolmuş ise proteoliz ilerlemiştir Kokuşmanın ilk belirtisi çekum bölgesindeki ciltte yeşilimsi bir renk oluşumu ile kendini gösterir Suda boğulan ve ölü doğan çocuklarda ise kokuşma belirtileri en erken baş bölgesinde ağız ve burun çevresindedir Bu yeşil renkteki oluşum kanın hemolizi sonucu ortaya çıkan Hb’nin içinde bulunan Fe ile kükürdün birleşmesiyle oluşan FeS ile meydana gelir Bu bileşiğin rengi yeşildir

Çekum bölgesinde başlayan bu renk değişikliği batın, göğüs ve başa doğru yayılır Bazen Hb, methemoglobine dönüşür Met Hb siyah renkte olup ceset siyah - yeşil renkte olur Kokuşma gazlarının artması nedeniyle ceset şişer Kokuşma ile oluşan gazların etkisiyle, sulfohemoglobin içeren yüzeyel venler bası etkisine bağlı olarak belirginleşerek ağaç dalları şeklinde izlenir hale gelir Buna Arborizasyon veya ciltte damarlı mermer görünüşü verdiği için Marbrizasyon adı verilir Dokular içinde ve arasında, vücut boşluklarında kokuşma sıvıları oluşur Bu sıvıların epidermis altında oluşup artmasıyla kokuşma bülleri oluşur Bu büller içindeki proteinden fakir ve içerisinde lökosit bulunmayan seröz sıvı bulunur Zamanla kokuşma bülleri büyüyüp birleşerek vücudu kaplarlar Patlayan büller parşömenleşerek siyah renk alır Bu dönemde kan pıhtıları tamamen erimiş tüm organ ve dokular otoliz nedeniyle küçülmüş ve yumuşamıştır Karaciğer esmer renk almış küçülmüş, kesitlerinde süngerimsi boşluklar oluşmuştur Kokuşma sırası organlara göre şu şekildedir;
1-Trakea 2-Mide, barsaklar, mezenter 3-Karaciğer 4-Beyin 5-Kalp 6-Akciğer

7-Böbrekler 8-Özefagus 9-Pankreas 10-Diafragma 11-Bronşlar 12-Prostat 13-Uterus
Kaslar zarları ve kılıfları olması nedeniyle kokuşmaya daha dayanıklıdırlar Yumuşak dokuların parçalanması ve kaybolmasına otoliz ile kokuşma dışında sinekler, kurtçuklar ve et yiyici böcekler de neden olur Açıkta kalan cesetlerin ağız ve burun deliklerine sineklerin bıraktığı yumurtalardan birkaç gün içinde kurtçuklar çıkar 8 – 10 gün içinde ceset üzerinde çoğalan kurtçuklar parçalama ve yok etme işini ceset içine kadar ilerleyerek gerçekleştirirler Gömülü cesetler ayrı ayrı zamanlarda farklı sürüler halinde gelen böcekler tarafından istila edilir Çürümenin birinci dönemi cesedin bulunduğu ortama bağlı olarak yaklaşık 2–3 hafta sürer Bu dönem sonuna doğru cesetten alınan dokuların histolojik olarak incelenmesinden elde edilecek bilgiler çok azdır Bu dönemdeki barsaklardaki aşırı distansiyon nedeniyle defekasyon gözlenebilir Kişi hamile ise fötus dışarı atılabilir

İkinci Dönem :


Batın cildinin dayanıklılığının sona erip patlamasıyla başlar Bu dönemde vücut boşlukları ve dokular içinde NH3, S, N, CO2 ve diğer kokuşma gazları (Pütresin, Kadaverin, Ptomen) gibi oldukça fazla bulunur Ceset çok kokuludur Karın patlaması nedeniyle karın ve göğüs kafesi çöker Yüzün aşırı derecede değişmiş olması nedeni ile cesedin tanınması güçleşir Kişi ancak belli özelliklerine bakılarak tanınabilir Deri tamamen erimiş, akciğerler büzüşmüş, yumuşak ve esmerdir Kalp ve karaciğer yayılmış küçülmüş durumda olup kesitlerinde beyazımtırak tanecikler izlenir Mide ve barsaklar yassılaşıp kısmen erimiştir Dalak çamurlaşmıştır Halen kaslar sağlam fakat tonusunu kaybetmiştir Bu dönemde dokuların histolojik incelenmesinden yarar sağlanamaz Cinsiyet, yumuşak dokuların incelenmesiyle belirlenebilir

Üçüncü Dönem :


İç organlar şekil ve karakterlerini kaybetmişlerdir Yapışkan, siyah renkte ne oldukları belirsiz bir görünümdedirler KC’i ayırt etmek mümkün olmaz Kafadan başlamak üzere kaslar kemikler yer yer açığa çıkmıştır Cinsiyet hala yumuşak dokuların incelenmesiyle belirlenebilir

Dördüncü Dönem :


Tüm yumuşak dokular tanınamaz vaziyette olup, iskelet üzerine yapışmış siluetler şeklinde izlenir Dışardan yumuşak dokular incelenerek cinsiyet tayini yapılamaz İç organlardan ancak prostat ve uterusun ayırt edilmesi mümkün olabilmektedir Kemikler uzun süre tıbbi incelemeye hizmet eder Gömülü cesedin tamamen iskeletleşmesi bulundukları ortama bağlı olarak 3-5 yıl içerisinde tamamlanır

Kokuşmanın Durduğu Haller


1-) Cesedin Mumyalaşması : Sıcak memleketlerde ceset kokuşmaya zaman bulamadan hızlıca dehidrate olarak mumyalaşır Sıcaklığın yanında mumyalaşma da dehidratasyonu sağlayan hava akımının olması da önemlidir Eski Mısır’da mezarlar kuvvetli hava akımı alan yerlerde hazırlanmıştır Yine Güney Amerika’da cesetler mumyalaşsın diye gündüz çok fazla ısı absorbe eden, gece hızla soğuyan küpler içine konmuştur Mumyalaşma 50°C civarında sıcaklıkta olur Zayıf ve yaşlılarda mumyalaşma, şişman ve çocuklardan daha kolay olur Bu tip cesetler uzun süre tıbba hizmet ederler Ceset üzerindeki lezyonlar ve kimlik tespiti kolaylıkla yapılabilir

2-) Cesedin Sabunlaşması
: Sabunlaşma daha ziyade O2 den fakir, toprağı kalkerli, rutubetli, soğuk ortamlarda şişman kişilerde oluşur Yağlar; yağ asidi ve gliserole parçalanır Ortamda bulunan Na, K, Ca gibi maddelerle yağ asitlerinin birleşmesi neticesinde suda eriyen dayanıksız sabunlar meydana gelir Şayet bu elementlerin yerine kokuşmada ortaya çıkan amonyak geçerse suda çözünmeyen amonyak sabunları oluşur Bu olay sonucunda cesette çürüme durur ve sabunlaşma meydana gelir Sabunlaşma suda 1–2 ay içinde başlar 1 yılda tamamlanır Toprakta sabunlaşma 3 yıl sürer Bu tip cesetlerde uzun süre kimlik tespiti ve yumuşak doku lezyonlarının değerlendirilmesi mümkün olur

3-) Cesedin Donması : Bir ceset 0 °C altında kaldığında, kar ve buzlar içerisinde bulunduğunda kokuşma olayı başlamaz Bu gibi cesetler sıcaklığın artışı neticesinde daha önce bildirilen şekillerde ölüm sonu değişikliklerine uğrarlar
4-) Maserasyon : Kokuşmanın gecikmesi bakımından maserasyon ancak ölü doğmuş bebekler için geçerlidir Bunun için bebek intrauterin ölmeli ve ölümün üzerinden belli bir zaman geçmiş olmalıdır Amniyotik sıvı içinde kokuşmayı sağlayan mikroorganizmalar bulunmadığı için çürüme olmaz Otoliz sonucunda fetüs dokuları yumuşar, adeta salamuralaşır Cilt kırmızı-pembe renkte haşlanmış tarzda bir görünüm kazanır Epidermisi kolayca soyulur Adale ve iç organlar otoliz nedeniyle yumuşamış, karın çökük ve yanlardan taşmış, baş kemikleri birbirine geçmiş, kolumna vertebralis ileri derecede bükülmüş vaziyettedir Ceset doğumdan sonra incelenirse hiçbir şekilde koku alınmaz Cesedin iç bölgelerinde kokuşma gazları yoktur Böyle bir cesetle karşılaştığımızda; bunun bir infantisit vakası olmadığını ve çocuğun amnion sıvısı içinde öldüğünü kesinlikle söyleyebiliriz

Adli Entomoloji



Böcekler, açıkta kalan yada gömülen cesetlerde önemli derecede yok olmaya neden olur Cesede öncelikle ve entomolojide sarcosaprophagous adı verilen (et, uçan ve ev sineği) gelir Bu sinekler kusmuk, kanla bulaşık cesede hemen, sağlam cesetlere soğuk ortamda yumurtlamaya 2 gün başlar Ama cesette kanlı irinli yara varsa ve ortam çok sıcaksa yumurtlama ölümden hemen sonra olabilir, hatta canlıyken irinli dokuya yumurtlama gerçekleşebilir (myiazis hst) Yumurtadan çıkış ılık havada saatler içinde, soğukta ise 1-2 gün içerisinde gerçekleşir Genç larvalar cesedi

yiyerek 3 kez kabuk değiştirir ve pulpa halini alarak leşi terk edip toprağın altına yerleşir Pulpal dinlenme fazından sonra ve metamorfoza dönemini tamamlayarak hemen kanatlanıp uçarlar 12 °C altında sinek aktivitesi azalır Ama bazı soğuğa adapte sineklerin aktivitesi hala görülebilir 0,3 m’ den derine gömülmüş cesetlerde sinek aktivitesi görülmez
Daha sonra dermesties böcekleri (fermantasyon artıklarına, et ve kemiğe düşkünler), Les carynetiens (kazeine düşkün) ve amonyak düşkünü böcekler sürüler halinde gelir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.