Şengül Şirin
|
Bankacılık Hizmetleri-ticari Bankacılık Sistemi-tasarruf Bankaları-merkez Bankaları
Bankacılık hizmetleri-ticari bankacılık sistemi-tasarruf bankaları-merkez bankaları
Sanayileşmiş ülkelerin çoğunda ülke çapında şube ağına sahip az sayıda büyük ticari banka vardır Bu ülkelerin İtalya ve Fransa gibi birkaçında büyük bankaların bir bölümü ya da tümü devlet denetimindedir Çoğu ülkede ise bankaların büyük bölümü özel şirketlerdir {bak Şirket) Büyük ticari bankaların genellikle çeşitli uzmanlık alanlarında hizmet veren bir dizi alt kuruluşu bulunur
Büyük ticari bankaların, müşterilerin çeşitli gereksinimlerini karşılayacak biçimde düzenlenmiş birçok türde mevduat hesabı vardır Bankalar mevduat sahipleanne kredi verir ve açık kredi kolaylıkları sunar Açık kredi, mevduat sahiplerine yatırmış oldukları paradan belirli bir miktar fazlasını çekme olanağı sağlar Bu hizmet karşılığı banka, fazladan çekilmiş miktara kredi faizi uygular Burada yapilan aslında,
bankanın fazla para çeken kişiye, öteki hesaplarda topların paradan kredi vermesidir
Bankalar mevduat sahibi olmayan kişilere ve şirketlere de kredi verir "Kredi" belirli bir süre için borç olarak verilen paradır Krediden yararlarının bu süre sonunda, aldığı parayı ve faizini belirlenen biçimde ve düzenli olarak ödemesi gerekir Günümüzde bankalar ekonomik koşullara bağlı olarak, mevduat ve kredilere zaman içinde değişen faiz oranları uygular Oysa eskiden yalnızca kredinin süresine göre farklılık gösteren sabit faiz oranları uygulanırdı
Kredi alabilmek için genellikle bankaya paranın nerede kullanılacağını açıklamak ve taksitleri zamanında ödeyebilme yeteneğini kanıtlamak gerekir Bunu yaparken çoğu zaman aylık bir gelirin varlığı yeterliyse de bazı durumlarda bankalar "maddi bir güvence" arayabilir Bu durumda ödemeler zamanında yapılmazsa, banka borçlunun güvence olarak gösterdiği varlığı üzerinde hak sahibi olur
Bankalarda başlıca iki ana hesap türü ayırt edilebilir: Vadeli tasarruf hesabı ve çek ya da vadesiz tasarruf hesabı Vadeli hesaba ödenen faiz genellikle daha yüksektir ve bu hesaba yatırilan parayı çekmekte belirli sınırlamalar vardır Mevduat sahibi parayı çekmeden belli bir süre önce bankaya bilgi vermekle yükümlüdür Bu yapılmazsa banka para çekilmesini kabul etse de, genellikle mevduata ödenecek olan faizi ödemez Çek hesaplarına genellikle faiz ödenmez çünkü mevduat sahibi bu hesaptan istediği zaman para çekebilir
Ticari Bankacılık Sistemi
Ticari bankalar "oransal karşılık sistemi" temeline dayalı olarak çalışır Günlük yükümlülükleri yerine getirmek için ne kadar para ya da hemen paraya çevrilebilir malvarlığının gerektiği, deneyim sonucu bellidir Kredilerin ve öteki yükümlülüklerin değerinin belli bir oranı kadar hazır kaynak bulundurmak yeterlidir Böylece bankacılık sistemi güven temeli üzerine kuruludur Eğer herkes bankadaki bütün parasını aynı günde çekmek isteseydi bankalar ödeme yapamazdı
Bankanın kazandığı para, gelir ve giderleri arasındaki farktan kaynaklanır En önemli gelir kaynakları sunuları hizmetlerden alınan ücretlerle, verilen kredilerden alınan faizlerdir İhracat ve ithalat işlemleri de bankalar aracılığıyla yapılır Banka bu işlemler nedeniyle, işleme konu olan paranın belirli bir yüzdesi kadar komisyon alır Büyük alım satımlarda bu komisyon, verilen hizmetle ilgisi olmayan çok büyük miktarlara ulaşabilir Bu hizmetleri sağlamak için banka bazı harcamalar yapar
Başka şirketler gibi, çalışanlarının ücretini ödemek, içinde çalışilan binalan, mobilya, bilgisayar ve öteki donanımları kiralamak ya da satın almak zorundadır Aynca mevduat toplayabilmek için tasarruf sahipleanne faiz ödemek gerektiği gibi, birçok bankanın reklam harcaması da olur Gene başka şirketler gibi, işi kurmak, genişletmek ve beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olmak için sermayeye gereksinimi vardır
Bankaların sunduğu hizmet türleri de ülkeden ülkeye değişir Örneğin Japonya veABD'de, yatırım bankacılığı ile ticari bankacılığın birbirinden ayrı olması yasa gereğidir Federal Alman bankalar ise eskiden beri hem yatırım bankacılığı, hem de ticari bankacılığı birlikte yürütür Fransız bankacılık sistemi de 1960'ların ortalarından başlayarak genel bankacılığa yönelmiştir İngiltere'de ticari bankalar, alt kuruluşları aracılığıyla yatırım bankacılığı yapar Yatırım bankalar, anonim şirketlerin hisse senetlerinin halka satılmasında uzmanlaşmıştır İngiliz bankacılık sisteminin önemli bir parçasını tüccar bankalar oluşturur
Adlarından da anlaşılacağı gibi bu bankalar iç ve dış ticaretin finansman gereksiniminden doğmuştur Çağdaş tüccar bankalar, öteki ülkelerdeki yatırım bankalarının şirketlere verdiği hizmetlere benzer bir dizi hizmet verir Ama 1986'ya kadar bu bankaların Londra Borsası'nda doğrudan tahvil ve hisse senedi alıp satmak yetkisi yoktu Bu tarihten sonra öteki mali kurumlarla iç içe geçtiler ve böylece yatırım bankalarına daha çok benzer bir duruma geldiler İngiliz ticari bankalar da, tüccar bankacılığı yapan alt kuruluşlarını yatırım bankası benzeri kurumlara dönüştürdü
Tasarruf Bankaları
Çoğu ülkede uzmanlaşmış tasarruf kurumları bulunur Bu kurumlar bazı ülkelerde banka olarak sınıflarıdırılır; başka bazı ülkelerde ise
"mevduat toplama kurumları" adı altında ayrı bir grup oluşturur Bunlar çoğunlukla kooperatif yapısındadır Mevduat sahipleri kurumun ortaklarıdır Ayrıca birçok ülkede posta örgütü de, şubeleri aracılığıyla tasarruf bankacılığı hizmetleri verir Bu tasarruf bankacılığı kurumlarından bazıları özel kişilerin yanı sıra, yörelerindeki ticaret ve tarım işletmelerine ve yerel yönetimlere de bankacılık hizmeti verir Birçok ülkede
konut kredisinin büyük bölümünü bu kurumlar sağlar Ama mali hizmetler alanındaki geleneksel uzmanlaşmanın yıkılmakta oluşu, bu alana da daha büyük bir rekabet getirmektedir Banka şubelerinde sigorta hizmeti verilmesi de uzmanlaşmanın ortadan kalkmakta oluşunun bir örneğidir Böylece her tür müşteriye bütün mali hizmetleri sunabilir hale gelen büyük bankalar, genel bankalara dönüşmektedir Bunlar artık mali holding diye anılmaya başlamıştır
Başka bir çağdaş yönelim ise para piyasalarının gelişmesidir Bu piyasalar, bankaların yurtiçinde ve dışında öteki bankalardan büyük miktarlarda borç almalarına olanak verir Büyük anonim şirketler de kısa dönemli kaynak fazlalannı, bu piyasalarda borç vererek değerlendirir Ayrıca bankalar mevduat sertifikası ve dövize bağlı tahviller gibi mali araçlar yoluyla ek kaynak sağlar Tüm bu gelişmeler sonucunda bankalar artık kredi verilecek kârlı alanlar aramadan önce, mevduat toplamak zorunda değildir Bunun yerine önce kredi verilecek yer bulunur sonra gerekli kaynak para piyasalanndan sağlanır Bu uygulama "borç yönetimi" olarak
tanınmaktadır Doğrudan kredi vermek, bankacılık piyasasının bazı sektörlerinde gözden düşmeye başlamıştır Bankalar artık kredi vermek yerine belli müşterilerinin mali gereksinimlerini, onlardan bonolar satın alarak karşılamakta ve önemli alacaklarını da halka sattıkları tahvillere çevirmektedir Ayrıca ücret karşılığı teminat mektubu vermek de yaygınlaşmıştır Bankalar gitgide genişleyen Avrupa para piyasasından borç alacak müşterilerine, aldığı ücret karşılığında teminat mektubu vererek kefil olur
Bankalar ve öteki mali kurumlar kârlarının önemli bölümünü, müşterilerinin mali bir aracı kullanmak yerine dolaysız olarak birbirlerinden borç alıp vermeleri durumunda karşılaşacakları riskleri üstlenmekten kazanır Bu nedenle bankalar
öngörülemeyecek kayıpları karşılayabilmek için yedek sermaye bulundurur Bu yedek sermaye günlük olağan yükümlülüklerini yerine getirmek için elde tutuları yedeklerden ayrıdır Bankalar ayrıca, işleri iyi gitmeyen şirket ya da ülkelere vermiş oldukları çürük kredilerden doğacak zararı karşılayabilmek için de karşılık ayırır Birçok ülkede bankalar, mevduat garantisi fonlarına katkıda bulunur Böylece bir bankanın güç duruma düşmesi durumunda mevduat sahipleri, özellikle küçük mevduat sahipleri korunmuş olur
Merkez Bankaları
Bankacılık sistemi sermaye, nakit kaynaklar ve çürük krediler için ayrilan karşılıkların varlığına karşın halkın güvenini korumadıkça çalışmasını sürdüremez Bu güven yitirilince banka, kapanmak ya da merkez bankasından destek almak zorunda kalır Böyle durumlarda merkez bankası hızlı hareket etmelidir Yoksa, güvensizlik öteki bankalara ve giderek tüm bankacılık sistemine yayılabilir Bu tehlike bankaların para piyasasında birbirine büyük borçlar verdikleri günümüzde daha da büyüktür Merkez bankası bankacılık sisteminde son çare olarak borç alınabilecek bir kurum olarak, güven ortamının yeniden kurulması yönünde çalışır
Öncelikle, sıkıntıdaki bankaya, durumu düzeldiği zaman mümkün olursa faizi ile birlikte geri Ödeneceği beklentisiyle borç verilir Zor duruma düştüklerinde merkez bankasının yardımlarına koşacağına güvenerek, bankaların gereksiz risklere girmelerini önlemek için, merkez bankalar genellikle bankacılık sistemini denetler ve bankacılık kurallarına uyulmasını sağlar Bazı büyük ülkelerin merkez bankalar şunlardır: İngiltere Merkez Bankası; Federal Rezerv Sistemi (ABD); Gosbank (SSCB); Kanada Bankası; Avustralya Rezerv Bankası; Fransa Merkez Bankası; Japonya Bankası ve Bundesbank (Almanya Federal Cumhuriyeti)
Merkez bankalarının başka işlevleri de vardır Kesin bir gizlilikle hükümete bankacılık hizmetleri sunar Aynı zamanda öteki ticari bankalara bankacılık hizmetleri verir Çek hesabı açan bankaların merkez bankasında birer hesabı vardır Kullanılan çekler nedeniyle bankalar arasında ortaya çıkan alacak ve borçlar, karşılıklı olarak
birbirinden düşülür ve her günün sonunda bir bankanın ötekine borçlu olduğu miktar, merkez bankasındaki hesaplarından yapilan aktarmayla ödenir Bankalara merkez bankası dışındaki bankaların bankacılık hizmetleri sunmasına "muhabir bankacılık" adı verilir Merkez bankalar genellikle kâğıt ve metal paraların çıkarılması ve para politikalarının yürütülmesinden de sorumludur Bundesbank para politikalarını hükümetten bağımsız olarak saptar ve uygular Ama İngiltere Merkez Bankası bunun tersine, maliye bakanlığı adına hareket eder Öteki merkez bankalarının para politikalarını saptama ve uygulamadaki bağımsızlıklarının derecesi ülkeden ülkeye değişir
1980'lerde bankacılık sistemlerinin giderek daha riskli bir duruma gelmesi, merkez bankalar için yeni bir kaygı oluşturdu 1970'lerde büyük bankalar Üçüncü Dünya ülkelerine büyük borçlar verdi Bu ülkelerin birçoğunun 1980'lerin başında çeşitli nedenlerle giderek artan bir ödeme güçlüğü içine girmesiyle, bankalar zarara girme tehlikesiyle karşılaştı Buna ek olarak, para piyasalarının büyümesi, bankaların birbirlerine bağımlılığını ve böylece bankacılık sisteminin bir yerinde ortaya çıkacak bir bunalımın, öteki bölümlere de yayılması olasılığını artırdı Kredilere değişken faiz oranları uygulamanın yaygınlaşmış olması da, faiz oranlarının aniden yükselmesi
durumunda borçluların ödeme güçlüğüne girmeleri tehlikesini artırarak, bankalar için yeni bir sorun yarattı Üstelik teminat mektubu verme uygulamasının genişlemesi bankalar, bilanço dışı riskler olarak bilinen bir durumla karşı karşıya getirdi Teminat mektubu yalnızca gerekince mali destek olmak üzere verilmiş bir söz olduğu için bankanın hesaplarında doğrudan gözükmez Bu tehlikeler karşısında bankalarla ilgili kuralları koyanlar ve merkez bankalar, bankalara sermaye kaynaklarını ve çürük kredi karşılıklarını artırma zorunluluğu getirmiştir
Bankacılık sisteminin uluslararası nitelik kazanması sonucunda, bir ülkede çalışan yabancı bankaların kendi ülkelerinde gerektiği gibi denetlendiklerinden emin olmak ve o ülkenin kendi bankalarının da yurtdışındaki çalışmalannı yeterince denetlemek, merkez bankalar için bir zorunluluk olmuştur Belli başlı merkez bankalar, denetleme sorumluluklarını paylaşmak için Basle Concordat diye bilinen bir anlaşma yapmışlardır
Özellikle bilgiişlem ve iletişim alanlarındaki yeni teknolojinin uygularıması bankacılıkta bir dönüşüme yol açtı ve bankalarla öteki mali kurumlar arasındaki farkların ortadan kalkması eğilimini hızlarıdırdı Bu teknolojik uygulamalar sonucunda insanlar banka şubeleanne gitmek yerine bilgisayar bağlarıtilan, hatta belki görüntülü telefonlar kullanılarak işlerini vürütecektir Evle banka arasında kurularıbilgisayar bağlarıtısıyla yürütülen ev bankacılığı uygulaması birçok ülkede şimdiden
başlamıştır Gelecekte insanlar video kataloglarından seçerek alışveriş yapmak yerine mağazalara gitmeyi yeğleseler bile, yanlarına çek defteri ya da para yerine, ödeme işlemlerinde kullanılacak bir plastik kart alacaklardır Sanayileşmiş ülkelerde bankalar şimdiden, Alışveriş Nok tasında Elektronik Kaynak Transferi Sistem leri'ni (EFTPOS) denemeye başladı Fransi) lar alışverişleri kaydedebilen, içinde bir mil roçip bulunan bellek kartı geliştirdiler Günü müzdeki EFTPOS sistemleri, ödemeleri hesaplar arasında aktarmalar yoluyla gerçekleştirme düşüncesine dayanır Belki de gelecekte paranın hiç kullanılmadığı, alışverişin hesaplar arasında aktarmalar yoluyla yapıldığı bir sistemi düşünmek mümkün olabilecektir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|