Bizon |
06-26-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
BizonBizon Sığır, manda, koyun ve keçilerle akraba olan bizonlar da bu hayvanlar gibi geviş getiren, çifttoynaklı otçul memelilerdir Bizonların iki türünden biri Amerika'da, öbürü Avrupa'da yaşar Bir zamanlar Kuzey Amerika'daki çayırlıklarda çok kalabalık sürüler halinde dolaşan Amerika bizonu (Bison bison), bu kıtanın birçok yöresinde buffalo adıyla bilinir (Buffalo aslında manda demektir; ama Amerika'ya ilk yerleşenler bu iri hayvanları manda sanmış ve ayrı bir tür olduğunu ayırt edememişlerdi) Öbür bizon türü ise bugün yalnızca Avrupa'daki bazı koruma bölgelerinde yaşayan Avrupa bizonudur (Bison bonasus) Erişkin bir bizon 2 metre yüksekliğinde, neredeyse 1 ton ağırlığında, iri yapılı ve güçlü bir hayvandır Kalın postu ve çenesinin altından bir sakal gibi sarkan kabarık tüyleri, çok iri olan başını daha da büyük gösterir Sırtında belirgin bir hörgücü (kamburu) vardır Bu tümsek hayvanın kalçalanna doğru giderek alçalır Başını, boynunu ve omuzlarını bir pelerin gibi örten kalın, sık ve uzun tüylü postu da hörgüçten sonra iyice seyrekleşir Bir zamanlar Kuzey Amerika ovalannda yaşayan Yerliler yiyeceklerini, giyeceklerini, bannaklarını, hatta kullarıdıkları aletlerin hemen hepsini bizonlardan sağlıyorlardı Pek çok kabile, yeni otlaklar arayan sürülerin ardında ovadan ovaya dolaşır, ok ve yaylabizon avlardı Yerliler oldukça lezzetli olan bizon etini çiğ ya da güneşte kurutarak yer, hayvanın derisinden kışlık giysi, çadır, kayık, semer ve koşum takımları yaparlardı Ama kıtanın kuzeyinde o kadar çok bizon yaşıyordu ki Yerliler'in ok ve yayla bizonların soyunu tüketmesi olanaksızdı Gerçekten de beyazlar tüfekleriyle gelip bizonları sürüler halinde yok edinceye kadar ne bizonların sayısı azaldı, ne de Yerliler için açlık tehlikesi baş gösterdi 18 yüzyılın ortalanna doğru Mississippi Irmağı'nın doğusundaki sürüler bütünüyle yok edilmişti, ama bir sonraki yüzyılın ortalarında batıdaki ovalarda hâlâ milyonlarca bizon yaşıyordu Kıtayı baştan başa geçen ilk demiryolu ağı döşenirken, hatların yapımında çalışan binlerce insanı doyurabilmek için bütün sürüler avlarıdı Bu bizon avcilannın en ünlüsü Buffalo Bill'dir {bak Buffalo Bill) 19 yüzyılın sonlarında, büyük bölümü Kanada'nın kuzeyinde olmak üzere bütün Kuzey Amerika'da yalnızca 1000 kadar bizon kalmıştı Bunun üzerine, bizonları kurtarmak için fonlar kuruldu ve avlarımalannı yasaklayan sert yasalar çıkarıldı Bugün ABD ve Kanada'da, birçoğu doğal koruma bölgelerinde yaşayan 3550 bin kadar bizon bulunmaktadır Avrupa bizonu gerek gövde uzunluğu, gerek yerden omuzlarına kadar olan yüksekliğiyle Amerika bizonundan biraz daha iridir; buna karşılık öbür tür kadar hantal ve ağır değildir Eskiden Avrupa'nın doğusundaki ve içlerindeki hemen hemen bütün ormanlık bölgelerde ve Asya'nın kuzeybatısında yaşayan bu hayvanın soyu 19 yüzyılın sonlarına doğru büyük ölçüde azaldı Yalnızca Rusya' daki Kafkas Dağları'nda ve eskiden Rus çarlarının avlağı olan Polonya'daki Bialovvieza'da iki küçük sürü kalmıştı I Dünya Savaşı'ndan sonra, bu bizonlardan hayatta kalmayı başaranlar koruma altına alındı ve Avrupa otlaklarında bir tek yabani bizon kalmadı Bugün Polonya'daki ulusal parklarda koruma altında yaşayan safkan bizonların sayısı birkaç yüzü bulur BLAKE, William (17571827) İngiliz şairlerinden William Blake aynı zamanda ressam ve oymabaskı ustasıydı Yaşadığı dönemde pek tanınmayan Blake, Londralı bir çorapçının üçüncü oğlu olarak dünyaya geldi ve tüm yaşamını Londra'da geçirdi Blake hiç okula gitmedi Okuma yazmayı annesinden öğrendi Resim yapmaya çok küçük yaşta başladı 10 yaşında bir çizim okuluna giden Blake, 14 yaşındayken oymabaskı ustası James Basire'in yanına çırak girdi {bak Oymabaski) Yedi yıllık çıraklık eğitiminden sonra Kraliyet Akademisi Okullan'na yazıldı Blake, çizim ve oymabaskı çalışmalannın yanı sıra, var gücüyle okuyor ve şiir yazıyordu Çıraklık döneminden sonra, oymabaskı yaparak, kitap resimleyerek geçimini sağladı 1782'de Catheanne Boucher ile evlendi Bir yıl sonra ilk şiirlerini Poetical Sketches (1783; "Şiir Taslakları") adıyla yayımladı William Blake hiç okuma yazma bilmeyen karısına okuma yazma öğretti; bundan kısa bir süre sonra okuma zevkini birlikte paylaşmaya başladılar Sanatçının şiir ve çizimlerini bir araya topladığı, Songs of Innocence (1789; "Saflık Sarkilan") adlı kitabın basımında da birlikte çalıştılar Blake'in bakır levhalara kazıdığı yazı ve resimleri baskıya geçiren Catheanne, aynı zamanda renklendirme ve cilt işlerini de yapıyordu Blake öbür yapıtlarının basımını da karısının yardımıyla gerçekleştirdi Blake'in yalın bir anlatımla yazdığı şiirlerinde imgelemler öne çıkar Zihninde kurduklarını çok canlı bir biçimde aktarma yeteneğine sahip olan şaire, yaşadığı dönemde geleceğe ilişkin verdiği haberlerden ötürü, "kâhin" sıfatı yakıştınlmıştı Blake'in yapıtlarında akıl ile düş gücü arasındaki çatışma önemli bir yer tutar Şaire göre, evren bir bütündür İyi ile kötü, güzel ile çirkin bu bütünün içinde yer alır "Tyger" ("Kapları") şiirinde, şiddet ve güç simgesi kaplarıı da, saf ve zayıf kuzuyu da yaratanın aynı Tanrı olduğunu vurgular 1818'den sonra şiir yazmayı bırakan şair yalnızca çizim ve oymabaskı sanatıyla uğraştı Günümüzde, Londra'daki Tate Galerisi başta olmak üzere, birçok sanat galerisinde sergilenen resimleri, olağandışı görüntülerin yanı sıra, sanatçının canlı düş gücünü de yansıtmaktadır Blake, yaşlarıdıkça daha da sık gördüğü düşlerini, resimleanne ve şiirleanne tüm ayrıntısıyla aktarabiliyordu Kutsal Kitap'ta (Tevratİncil) yer alan The Book of Job (1826; "gyut? KİttÜl") «İli yapıtındaki 21 oymabaskı resim ve dünya edebiyatının en büyük yapıtlarından biri olan, Dante'nin İlahi komedya'sındaki {La divina commedia) resimler Blake'in sanatsal yeteneğinin en güzel örnekleridir Blake'in en tanınmış şiirlerinin bir bölümü, Songs of Experience (1794; "Olgunluk Şarkilan") adlı yapıtında toplanmıştır Blake, uyaksız, uzun dizelerden oluşan öykülü şiirler de yazdı Yeni bir toplumu düşlediği Jerusalem (1820; "Kudüs") adlı yapıtında, doğal bir yaşam biçimine dönüş isteğini dile getirir Toplumsal adaletten yana olan Blake, özel mülkiyete, kilise kurumuna, dönemin yasalanna, savaşa ve insanı kendine yabancılaştıran çalışma biçimleanne karşıydı Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'nden ve Fransız Devrimi'nden çok etkilenmiştir Yaşadığı çağda hemen hiç ilgi görmeyen William Blake, 19 yüzyılın sonunda William Butler Yeats ve 20 yüzyılın başında T S Eliot tarafından hak ettiği üne kavuşturuldu
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|