Şengül Şirin
|
Cevap : Bizans Imparatorluğu-kuruluşu-güçlenme Dönemi-haçlı Seferleri

Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu’nun 395′te Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasıyla ortaya çıktı Başkenti Roma olan Batı Roma İmparatorluğu 5 yüzyılda Germen kabilelerince yıkıldı Merkezi Konstantinopolis (bugünkü İstanbul) olan ve Doğu Roma İmparatorluğu da denen Bizans İmparatorluğu ise, bin yılı aşkın süre varlığını sürdürdü Bizans’ın ortaya çıkışı, Roma İmparatoru I Constantinus’un
başkenti, Roma’dan bugünkü İstanbul’a taşımasıyla da yakından ilişkilidir Roma İmparatoru I Constantinus (Büyük Konstantin), 330′da imparatorluğun başkentini eski Yunan kenti Byzantion’a (Bizans) taşıdı ve yeni başkente, Constantinus’un kenti anlamına gelen Konstantinopolis (Constantinopolis) adını verdi Constantinus, Roma’dan senatörler ve yüksek memurlar getirterek Konstantinopolis’te yeni bir yönetim oluşturdu ve kenti yeniden imar etti Roma çoktanrılı olmasına karşın, Konstantinopolis’i bir Hıristiyan kenti yaptı ve kendisi de bu dini benimsedi
Bizans’ın yöneticileri kendilerini Roma İmparatorluğu’nun gerçek mirasçıları olarak kabul ettiler ancak öte yandan Roma ile ilişkilerini de sürdürdüler Roma İmparatorluğu’nun batı kesimi küçük devletlere ayrılıp parçalanırken, Bizans İmparatorluğu bütünlüğünü korumayı başardı Batıdan bağımsız olarak Doğu Akdeniz’de egemen olan Bizans İmparatorluğu, Yunan ve Roma uygarlıklarının son merkezi oldu
Kuruluşu
Bu dönem 610′dan öncesini kapsamaktadır Roma İmparatoru Julianus döneminde (362-363) putperestlik yeniden canlandırılmak istendi ve Hıristiyanların etkinlikleri yasaklandı Julianus’un ölümünden sonra Hıristiyanlık yeniden güç kazandı 4 yüzyıldan başlayarak Roma toprakları Barbar akınlarına uğradı I Theodosius (379-395), Roma’yı ve Konstantinopolis’i ele geçirmek isteyen Vizigotları Balkanlar’da yendi ve onların Tuna Irmağı’nın güneyine doğru ilerlemelerini engelledi Hıristiyanlığı benimseyen Theodosius, Batı Roma İmparatorluğu’nun Doğu ve Batı kesimlerini yöneten son imparator oldu 395′te I Theodosius öldü ve Roma İmparatorluğu ikiye bölündü
Batı Roma İmparatorluğu topraklarına saldıran Vizigotlar, 410′da Roma’yı ele geçirdiler Diğer Barbar kavimlerden Vandallar Kuzey Afrika’yı, İspanya’yı ve İtalya’yı yağmaladılar Barbar akınlarının arkası kesilmedi ve 5 yüzyıl sonlarında Germen kavimleri Batı Roma İmparatorluğu’na son verdiler Bizans İmparatorluğu ise bu saldırılara karşı koydu Balkanlar’da Slavları, doğuda da Sasanileri yenilgiye uğrattı
Bizans İmparatoru I Jüstinyen (527-565), uzun süren iktidarı döneminde Kuzey Afrika, İtalya ve Doğu İspanya’yı yeniden ele geçirdi Sasani kralıyla barış yaparak doğu sınırlarını güvence altına aldı Ne var ki ülke içindeki siyasal ve dinsel anlaşmazlıkların önüne geçemedi Bu anlaşmazlıklar, 532′de bir halk ayaklanmasına dönüştü Nika Ayaklanması adıyla bilinen bu ayaklanma, komutan Belisarius tarafından başkentteki Hipodrom’da (bugünkü Sultanahmet Meydanı) bastırıldı ve 30 bin kişi öldürüldü
Böylece ülke içinde istikrarı sağlayan Jüstinyen çeşitli alanlarda reformlara girişti Onun en kalıcı reformlarından biri, Roma hukuku konusundaki derleme oldu Bir komisyonun uzun çalışmalar sonunda oluşturduğu bu derleme, Corpus luris Civilis (”Medeni Hukuk Yasaları”) adıyla bilinir ve çağdaş Avrupa hukukunun gelişmesine de temel oluşturmuştur
Müslüman akınları ve dinsel uyuşmazlıklar (610-867)
Bizans İmparatorluğu 7 ve 8 yüzyıllarda doğuda Müslüman ve Pers ordularının saldırısına uğrarken, batıda Slavların tehdidi altında kaldı 610′da, Bizans tahtını ele geçiren Herakleios (Herakleius), Perslerin saldırılarını durdurdu ve başkentin savunmasını güçlendirdi Tuna Irmağı’nı geçerek Bizans topraklarına inen Avarlar’ı da yendi Bu dönemde Araplar İslam dinini yaymak için fetihlere girişmişlerdi Arap orduları 632′de Suriye ve Filistin’i ele geçirdiler İskenderiye’nin teslim olmasından sonra Araplar, 642′de Mısır’ın tamamını denetim altına aldılar 674-678 arasında Araplar birçok kez Konstantinopolis’i kuşattılarsa da ele geçiremediler
Bizans tahtı 8 yüzyıl başlarında, Herakleios hanedanından İsauria (İsoriya) hanedanına geçti İsauria hanedanından ilk imparator olan III Leon (717-741), yeni Arap saldırılarını ve Bulgarları geri püskürttü Daha sonra tahta çıkan V Konstantinos (741-775) yaptığı seferlerle Balkanlar’da Bulgarların gücünü kırdı
Bu savaş yıllarında Bizans’ta, Roma kültürünün ve Latince’nin yerini Yunan dili ve kültürü aldı Buna dinsel uyuşmazlıklar da eklenince, imparatorluğun batısı ile doğusu arasında kesin bir kopuş gerçekleşti
Güçlenme dönemi (867-1081)
Bizans, 867-1056 arasında imparatorluğu yöneten Makedonya hanedanı döneminde altın çağını yaşadı Makedonya hanedanının kurucusu I Basileios (867-886), daha önce yitirilmiş olan Anadolu’daki toprakları yeniden imparatorluk sınırlarına kattı I Basileios ve ardılı VI Leon (886-912) dönemlerinde, imparatorluğun hukuk sistemi yeniden düzenlendi II Nikephoros Phokas (963-969), Girit ve Kıbrıs’ı yeniden imparatorluğa kattı, Suriye ve Balkanlar’da yeni topraklar ele geçirdi
II Basileios (976-1025), 1001′de Araplarla yaptığı anlaşmayla Kuzey Suriye’yi egemenliği altına aldı 1018′de Bulgar topraklarını ve Anadolu’daki eski Bizans topraklarını imparatorluğa kattı Ne var ki II Basileios’tan sonra İtalya’da ve Balkanlar’da ayaklanmalar çıktı Doğuda Büyük Selçuklular Anadolu’ya akınlar düzenlemeye başladı İmparator Romen Diyojen, 1071′de Malazgirt Savaşı’nda Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan’a yenilerek tutsak düştü Büyük Selçuklu komutanları Anadolu içlerine yaptıkları akınlarla 10 yıl içinde başkent Konstantinopolis sınırına dayandılar 1075′te, başkenti Nikaia (İznik) olan Anadolu Selçuklu Devleti kuruldu
Bu dönemde, Konstantinopolis’in güçlü patriği ile papa arasındaki görüş ayrılıkları sert tartışmalara yol açtı ve 1054′te Roma Katolik Kilisesi ile Yunan Ortodoks Kilisesi bağımsız kiliseler haline geldi
Haçlı Seferleri (1081-1204)
Konstantinopolis’e dayanan Anadolu Selçukluları Bizans için önemli bir tehdit oluşturuyordu Güney İtalya’ya egemen olan Normanlar da, imparatorluğu tehdit eden bir başka tehlikeydi Komnenos hanedanından İmparator I Aleksios (1081-1118) Normanlara karşı Venedik’le işbirliği yaptı 1085′te Normanların önderi Robert Guiscard’ın, ertesi yıl da Anadolu Selçuklu Sultanı Süleyman Şah’ın ölmesiyle Bizanslılar bir süre için de olsa bu tehlikelerden uzak kaldılar
I Aleksios, 1096′da Avrupa’dan gelen ilk Haçlılarla, Anadolu’da geri alınacak toprakların Bizans’a bırakılması konusunda anlaştı Ama Haçlıların asıl hedefi, Kutsal Topraklar’ı (Kudüs) ele geçirmekti ve bu da Bizans’ın beklentilerini karşılamıyordu Üstelik Haçlılar, Kudüs’e doğru ilerlerken aldıkları yerlerde kendi krallıklarını kurdular IV Haçlı Seferi’nde ise, Bizans’ın başkentini işgal ettiler 13 Nisan 1204′te Konstantinopolis’i ele geçiren Haçlılar, kenti yağmaladılar

Latin egemenliği
(1204-1261)
1204′te Konstantinopolis’te, Flandre Kontu Baudouin’in yönetiminde bir Latin imparatorluğu kuruldu Parçalanan Bizans İmparatorluğu’nun diğer yerleri Haçlı önderlerin yönetiminde Latin devletleri haline geldi Haçlıların el koymadığı Bizans topraklarında ise bağımsız küçük Bizans devletleri kuruldu Bu devletlerin en güçlüsü Nikaia’da (İznik) ortaya
çıktı 1208′de, I Theodoros Laskaris, “Roma imparatoru” ilan edildi Daha sonra tahta geçenler Nikaia egemenliğini Avrupa’ya kadar genişleterek devleti bir imparatorluğa dönüştürdüler Trabzon’da ise, Gürcistan Kraliçesi Tamar’ın desteğiyle 1204′te Trabzon Rum Devleti kuruldu Komnenos hanedanından Aleksios ve David tarafından kurulan ve Pontos Devleti de denen bu devlet, 1461′de Osmanlılar tarafından ortadan kaldırılıncaya değin varlığını sürdürdü
Nikaia imparatorlarından IV İoannes’i tahttan indiren general Mikhael (Mihail) Palaiologos, VIII Mikhael adıyla taç giydikten sonra, 1261′de Konstantinopolis’e girerek Latin egemenliğine son verdi Böylece Bizans’ta Palaiologoslar (Paleologlar) dönemi başladı
Yıkılış dönemi (1261-1453)
VIII Mikhael’in Bizans tahtını yeniden canlandırmasının ardından Avrupa devletleri Konstantinopolis’i ele geçirmek için yeni bir Haçlı Seferi düzenlediler Ama 1281′de, Fransa Kralı IX Louis’nin kardeşi Anjou Dükü Charles’ın komuta ettiği Haçlı ordusu Arnavutluk’ta yenilgiye uğradı VIII Mikhael döneminde Bizans doğuda Anadolu beyliklerinin saldırılarıyla karşı karşıya kaldı Mikhael’in oğlu II Andronikos (1282-1328) ve onun torunu III Andronikos dönemlerinde Bizans, Anadolu’da Osmanlılarla, Balkanlar’da da Sırplarla savaşmak zorunda kaldı 1299′da bir beylik olarak kurulan Osmanlı Devleti, Nikaia (İznik) ve Nikomedeia’yı (İzmit) ele geçirdi Osmanlılar Prusa’yı (Bursa) da alarak burayı Osmanlı Devleti’nin başkenti yaptılar
Bizans, Sırpların ve Osmanlıların arasında sıkışıp kaldı Taht kavgaları da devleti zayıf düşürdü Sırp Kralı Stefan Dusan, Sırp ve Bizans kralı olarak taç giydi Daha sonra İoannes Kantakuzenos, VI İoannes adıyla Bizans tahtına çıkarken Osmanlılardan destek gördü Osmanlı Padişahı I Murad, 1362′de Konstantinopolis’in kuzeybatısındaki Adrianopolis’i (Edirne) ele geçirdi ve kenti Osmanlı Devleti’nin yeni başkenti yaptı Böylece Bizans İmparatorluğu, Yunanistan’ın güneyindeki topraklar dışında, dört yanından Osmanlı topraklarıyla çevrilmiş bir ada haline geldi
Devlet yönetimi
Bizans Devleti, çok geniş yetkilerle donanmış bir imparator tarafından yönetiliyordu Genelde iktidar babadan oğula geçerdi Ama Bizans İmparatorluğu’nda, ordu komutanlarının zor kullanarak tahtı ele geçirdiği ve yeni bir hanedanın yönetime geldiği dönemler olmuştur Bizans’ı bazen imparatoriçeler de yönetti İmparator aynı zamanda en yüksek rütbeli ordu komutanı, en yüksek yargıç ve tek yasa koyucuydu Konstantinopolis’teki Ortodoks Kilisesi’nin patriğini de imparator atardı Başkent Konstantinopolis’te, Roma Senatosu örnek alınarak oluşturulmuş bir senato vardı Bu senato imparatora yönetim işlerinde danışmanlık yapardı Bazı yasalar yürürlüğe girmeden önce senatoda okunurdu Senato da yasa tasarıları hazırlayarak imparatora sunabilirdi
Ayrıca imparatorun hizmetinde bir başgörevli vardı Bu kişi, bugünkü içişleri ve dışişleri bakanlarının görevlerine benzeyen bir görev üstlenirdi Devlet daireleri, saray görevlileri, saray muhafız kıtaları, güvenlik, posta örgütleri ve yabancı elçilerle ilişkiler bu başgörevlinin sorumluluğunda ve yönetimindeydi Maliye ve devlet topraklarının yönetiminden ise başka görevliler sorumluydu
Bizans toprakları thema adı verilen askeri bölgelere ayrılmıştı Bu yönetim sistemini ilk kez İmparator Herakleios uygulamış ve bu bölgelerin başına strategos denen komutanları atamıştı Thema’daki askerlere toprak veriliyordu ve thema komutanı da çağrıldığında askerleriyle savaşa katılıyordu
Bizans sanatı
Bizans sanatının kökeni Eski Yunan ve Roma sanatına dayanır Bununla birlikte Mısır, İran ve Suriye kültürlerinden de etkilenerek, doğu ve batı uygarlıklarının bir bireşimi olarak gelişmiştir Bizans’ın başkenti Konstantinopolis, ortaçağda dünyanın en büyük kentlerinden biriydi Kent gösterişli sarayları, kiliseleri, hipodromu, zafer takları, dikilitaşları ve surlarıyla Bizans’ın da başlıca kültür ve sanat merkeziydi Bizans sanatı, en önemli gelişmeyi mimarlık alanında yaptı Bizans mimarlığının en belirgin özelliklerinden biri, yapılarda dev boyutlu kubbeler kullanılmasıdır Öte yandan, duvar resimleri, mozaik, minyatür ve fildişi işçiliği gibi süsleme sanatlarında da Bizans çok ileriydi
Sanat tarihçileri Bizans sanatını, Erken Bizans (330-726), Orta Bizans (867- 1204) ve Son ya da Geç Bizans dönemi (1261-1453) olmak üzere üç döneme ayırırlar
Erken Bizans döneminde başlıca iki tür yapıya rastlanır Bunlardan biri, uzunlamasına eksenli bazilika biçiminde ve kubbeyle örtülü merkezî planlı yapılardır Yunan ya da Latin haçı planlı bazilika örnekleri ise ikinci tür yapı biçimidir İstanbul’daki İoannes Studios Kilisesi (İmrahor Camii), Efes’teki Azize Meryem Kilisesi, Selanik’teki Ayios Dimitrios Kilisesi ve Aya İrini, uzunlamasına eksenli bazilika türünün başlıca örnekleridir Kubbeyle örtülü merkezî planlı yapıların en çarpıcı örneği, 532-537 yılları arasında yapılan Ayasofya’dır Bu yapı dünya mimarlık tarihinin de başyapıtlarından biridir Kubbeli bazilika türünün İstanbul’daki diğer örnekleri ise, Sergios ve Bakhos Kilisesi (Küçük Ayasofya Camii) ile Khora Kilisesi’dir (Kariye Camisi) Bizans’ın imparatorluk sarayı olan Tekfur Sarayı, bir Orta Bizans dönemi yapısıydı Bugün İstanbul’un Eğrikapı semtinde kalıntıları bulunan saray, üç katlı bir yapıydı ve duvarları tuğla ve kesme taşla bezenmişti
İstanbul’un su gereksinimini karşılamak için yapılan Binbirdirek Sarnıcı ve Yerebatan Sarayı, Bizans mimarlığının bu alandaki en başarılı iki örneğidir Constantinus’un yaptırdığı Binbirdirek 224 mermer sütun üzerine ve İustinianos’un yaptırdığı Yerebatan Sarayı da 336 sütun üzerine oturtulmuştur
Bizans’ın mozaik resim sanatı ve duvar bezemeciliğinin en güzel örneklerine, Ayasofya, Kariye Camisi, Tekfur Sarayı ve Ravenna’daki San Vitale Kilisesi’nde rastlanır Bu erken Bizans dönemi yapıtlardaki hayvan figürleri ve mitolojik sahnelerde, Sasani geleneğinin etkileri de görülür Kilise denetiminin güçlendiği ve ikonaların yok edildiği dönemde (717-867), erken Bizans dönemi sanatındaki gelişme de durdu Bu yeni dönemde mozaik resim sanatı yüzeysel ve simgesel bir anlatıma yöneldi, haç ya da benzeri simgeleri öne çıkardı
Geç Bizans döneminde, yeni yapılardan çok, var olan yapılar onarıldı ya da ek yapılarla zenginleştirildi Dönemin başlıca yapıları Lips Manastırı (Fenari İsa Camisi), Hagios Andreas Kilisesi (Koca Mustafa Paşa Camii) ve Khora Kilisesi’dir Dinsel tasvire karış gelişmiş olan hareket, geç Bizans döneminde etkisini yitirdi Bizans sanatı yeniden Helenistik ve Roma anlayışına dönerek, doğalcı ve gerçekçi bir üslubu benimsedi
Konstantinopolis 1391′de Osmanlılar tarafından ilk kez kuşatıldı Yedi ay süren kuşatmadan sonra Bizans, Osmanlılara eskisinden daha çok vergi ödemeyi ve Konstantinopolis’te bir Türk mahallesi kurulmasını kabul etti Bizans İmparatoru II Manuel’in Macar kralından yardım istemesi üzerine sefere çıkan Haçlı ordusu, 1396′da Yıldırım Bayezid tarafından Nikopolis’te Niğbolu Savaşı’nda yenilgiye uğratıldı 1402′de Osmanlıların Ankara Savaşı’nda Timur’un ordusuna yenilmesi, Bizans’ı rahatlattı Bizans, Mora’yı yeniden egemenliği altına aldı ve Osmanlılara vergi ödemeyi kesti 1421′de Osmanlı tahtına çıkan II Murad, ertesi yıl Konstantinopolis’i ve Thessaloniki’yi (Selanik) yeniden kuşattı
1444′te yeni bir Haçlı ordusu da Varna Savaşı’nda Osmanlılarca bozguna uğratıldı Dört yıl sonra, 1448′de Bizans tahtına XI Konstantin çıktı Konstantinopolis’i ele geçirmek üzere hazırlıklarını tamamlayan Osmanlı Padişahı II Mehmed, Nisan 1453′te kenti kuşattı 29 Mayıs 1453′te de Konstantinopolis’e girdi Son İmparator Konstantinos çarpışma sırasında öldü ve Bizans İmparatorluğu da böylece tarihten silindi İstanbul’u fetheden II Mehmed, Fatih Sultan Mehmet olarak tarihe geçti
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|