Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
alerji

Alerji

Eski 06-25-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Alerji



Alerji



Toz, hayvan kılı ya da çiçektozu gibi maddeler bir insanı birdenbire aksırtır ya da derisinde değdiği yeri kızartırsa o kişide alerji var demektir Gerçekten de bazı insanlar başkalarına hiçbir zarar vermeyen bir maddeden etkilenebilir Bu alerjik kişilerin akla gelebilecek her çeşit maddeye, hatta bazı yiyeceklere bile alerji tepkisi gösterdikleri saptanmıştır

Alerji tepkisinin neden bazı kişilerde gelişip bazılarında gelişmediği henüz tam olarak açıklanamamıştır Birçok doktor ve bilim adamı kişilerin alerjik olmasında kalıtımın rol oynadığı kanısındadır Çünkü bazı ailelerde büyükanne, büyükbaba, anne, baba ve çocukların hepsi aynı maddeye duyarlıdır Buna karşılık birçok alerji olgusunda ailenin yalnızca bir üyesinde alerji görülür Alerjinin neden kaynaklandığı tam bilinmese bile,


vücudun alerji nöbetini başlatan maddeyle karşılaştığında nasıl tepki verdiği büyük ölçüde biliniyor Bir çocuğun sözgelimi çikolataya karşı alerjisi olduğunu varsayalım Bu çocuk yaşamında ilk kez çikolata yediği zaman, mide ve bağırsaklarda sindirilen

çikolata vücut dokularındaki bazı özel hücrelerin antikor denen kimyasal bir madde üretmesine yol açar Çocuk ikinci kez çikolata yediğinde, sindirim sonucunda oluşan maddeler deri ve akciğerlerdeki antikorlarla birleşir Bu tepkimeyle derideki küçük kan damarları çatladığı için damarlardaki sıvılar dışarı sızmaya başlar Böylece derinin üzerinde içi su dolu küçük kabarcıklar belirir; bu ürtiker ya da kurdeşen denen bir alerji tepkisidir Aynı olayın akciğerler üzerindeki etkisiyle bronşlar tıkanabilir
ve çocuk sık sık balgam atma gereği duyar; buna da astım denir Astım nöbeti sırasında çocuk soluk almakta büyük güçlük çeker

Aslında antikorlar vücudun kendini mikroplara karşı savunma sisteminin temel öğeleridir {bak BAĞIŞIKLIK; Kan; Mikroplar) Yalnız bazı antikorlar bu görevi yerine getirirken vücuda zarar verir Bu özel antikor tipi alerji yapıcı maddeyle (yukarıdaki örneği sürdürürsek çikolatayla) birleştiğinde histamin denen bir madde açığa çıkar Alerji tepkisini başlatan da bu maddedir Antihistaminik adı verilen bazı ilaçlar alerjiyi iyileştirmez ama alerji tepkisini önleyebilir

Bugün doktorlar alerji testi uygulayarak kişide alerji yaratan maddeleri belirleyebiliyorlar Söz konusu testte kolun derisi kesici bir

uçla ve belirli aralarla hafifçe çizilir Bu çiziklerden her birine toz, çiçektozu, kedi tüyü gibi alerji yaratabilecek maddelerden bir parça bulaştırılır Hangi çiziğin çevresindeki deri kızarıp şişerse, hastanın o çiziğe bulaştırılmış olan maddeye karşı alerjisi vardır
En yaygın dört alerji tipi saman nezlesi, astım, egzama ve ürtikerdir

Saman Nezlesi

Özellikle yaz başlarında birçok kişide görülen bu alerjinin başlıca belirtileri aksırma, göz sulanması, öksürük ve baş ağrısıdır Önceleri bu alerjinin saman tozlarından ileri geldiği sanılmış, bu yüzden hastalığa bu ad verilmişti Oysa bugün hangi bitkiden gelirse gelsin bütün çiçektozlarının aynı tip alerjiye yol açtığı anlaşılmıştır

Saman nezlesinde, kimyasal açıdan bir protein olan çiçektozları kılcal damarların duvarlarındaki bazı hücreleri ya da kasları etkiler Çeşitli bitkilerden çevreye saçılan çiçektozları havayla taşınarak ağız ve burun yoluyla vücuda girdiği için, akciğerlerdeki hava borularında (bronşlarda), burun, boğaz ve gözlerde bulunan bu hücrelerin ya da kasların çiçektozlarıyla karşılaşma olasılığı oldukça yüksektir

Saman nezlesini önlemenin en iyi yolu, bu alerji tepkisine yol açan bitkiden uzak durmaktır Gene de bir alerji nöbeti başlarsa vücuda çiçektozu ya da protein şırınga etmek hastaların çoğunu iyileştirir ya da büyük ölçüde rahatlatır Tablet biçimindeki antihistaminik ilaçlar saman nezlesinde kesin bir tedavi sağlamasa da hastaya geçici bir rahatlık verir

Astım


Bu alerji tipinin adı "soluk soluğa kalmak" anlamındaki Yunanca bir sözcükten gelir Uzun süre koştuktan ya da jimnastik yaptıktan sonra soluk soluğa kalmak doğaldır Oysa doktorların astım olarak tanımladıkları bu soluk darlığının yorulmakla doğrudan ilişkisi yoktur Uykuda bile başlayabilen nöbetler halinde gelir ve süresi birkaç dakikadan bir iki saate kadar değişebilir Koştukları için soluğu tıkanan kişiler derin derin soluyarak akciğerlerine bol hava doldurdukları halde, astımlılar soluk alabilmek için büyük bir çaba harcarlar

İçlerine çektikleri hava neredeyse tıkanmış olan bronşlardan güçlükle geçtiği için, her solukta göğüslerinden hırıltılı sesler gelir

Astımlı kişilerin hava borulannda aşırı duyarlı hücreler vardır Bu hücrelerin en duyarlı olduğu maddelerin başında tozlar, yastıkların içindeki kuştüyleri, hayvan kılları, çiçektozları, soğuk algınlığı ya da anjinden sonra vücutta kalan mikroplar ve hava kirliliğine yol açan zararlı kimyasal maddeler gelir Soluk borusundan akciğerlere uzanan bronşların duvarları dairesel kas lifleriyle örülüdür Bu yüzden, ıslık çalarken dudaklar nasıl büzülüp açılıyorsa bronşlar da öyle genişleyip daralabilir Ama astım nöbeti sırasında bronşlann iç yüzündeki doku şişer ve yapışkan bir balgam salgılar Daha da önemlisi, kramp girmiş bacak kasları nasıl kasılırsa bronşlar da öylece kasılıp kalır

Astım nöbetleri genellikle çocukluk çağında başlar, yıllar ilerledikçe seyrekleşir ve yaklaşık 100 çocuktan 50'sinde erişkinlik döneminden önce sona erer
Astım nöbeti tutan bir hastaya yardım etmenin en iyi yolu soğukkanlı davranmaktır Çünkü er ya da geç bronşlar açılacak ve yapışkan balgam öksürükle dışarı atılınca normal solunum başlayacaktır Astımlıların çoğu nöbetler arasındaki dönemlerde kendilerini çok iyi hissederler

Egzama
Çok yaygın olan kaşıntılı bir deri hastalığıdır Kolayca sinirlenip üzülen kişilerde sıkıntı ve ruhsal gerginlik egzamaya yol açabilir Bu tip egzamanın tedavisi güçtür Bazı kişilerde ise egzamanın nedeni deriye değen herhangi bir maddeye ya da belirli yiyeceklere duyarlı olmalarıdır En çok makyaj ve tuvalet gereçleri, ucuz saç ve kumaş boyalan, kireçli sular, deterjanlar, kimyasal maddeler, sabun ve ovma tozlarından kaynaklanan bu tip egzama zararlı maddenin belirlenmesinden sonra kolayca tedavi edilebilir Çocuklarda egzama ve astım çoğu kez bir arada görülür

Ürtiker

Ürtiker (kurdeşen) bazı ilaçlara ya da kabuklu deniz ürünleri, çilek, yumurta gibi bazı yiyeceklere karşı gelişen bir alerjidir Genellikle deri önce hafifçe kızarır, sonra hemen ardından su dolu kabarcıklar belirir Birkaç dakika ya da günlerce süren bu döküntüler başladığı gibi birdenbire yok olur Derideki kabartıları karbonatlı ılık suyla yıkamak hastayı bir ölçüde rahatlatabilir

ALEV Gazların ısı ve ışık verecek biçimde birleşmesi yanma denen kimyasal bir tepkimedir {bak Yanma) Bu tepkimede yanan gazlar, alev denen sıcak ve parlak bir gaz kütlesine dönüşür Bir gazocağında yanan bütan gazının, bir kalorifer brüloründe yanan doğal gazın, bir mumun ya da bir kömür ateşinin çıkardığı titrek mavi ve san diller birer alevdir Bütün bu yanma olaylarında gazların birleşmesiyle öylesine büyük bir ısı açığa çıkar ki gazlar akkor haline gelerek parlak bir ışık saçmaya başlar

Her alevde bir yanıcı gaz, bir de bu gazın tutuşmasını sağlayan yakıcı gaz vardır Örneğin bir gaz brülörünün alevinde, doğal gazın temel bileşenleri olan hidrojen ve metan gazları yanıcı, havanın oksijeni ise yakıcı gazdır {bak OKSİJEN) Mum alevinde de yanıcı olan parafin buharlan gene havanın oksijeniyle birleşerek akkor haline gelir Ama bazen birleşen iki gazdan hangisinin yanıcı olduğunu ayırt etmek güçtür Nitekim şekil l'deki cam küreye alttan hava ve gaz gönderildiğinde gazla birleşen hava yanar; kürenin dışında ise borudan çıkarak havaya karışan gaz alevlenir


Gaz brülörlerinde (şekil 2) küçük memelerden basınçla püskürtülen hava ve gaz karışımı çok sıcak bir alevle yanar Alman kimyacı Robert Wilhelm Bunsen'in 1855'te bir laboratuvar aygıtı olarak geliştirdiği Bunsen beki bu püskürtme yönteminin ve bugünkü brülörlerin öncüsüdür

Şekil 3'te, bir Bunsen bekinde gaz ile havanın nasıl karıştığı görülüyor Aslında bugün kullanılan gaz brülörleri, bir araya toplanmış çok sayıda Bunsen bekinden başka bir şey değildir Bunsen bekinin alevinin ortasında mavi renkli bir bölge vardır; bu bölgede henüz yanmamış olan soğuk gaz ile hava bulunur Bir tahta parçası birkaç saniye süreyle aleve tutulursa (şekil 4), odunun iki yanındaki küçük birer bölgenin kömürleştiği, buna karşılık alevin mavi bölgesine rastlayan kesimde hiçbir değişiklik olmadığı görülür Bu da alevin merkezinin sıcak olmadığını gösterir Bunsen bekinin hava deliği kapatıldığında ortadaki mavi bölge yok olur ve tümüyle parlak, sarı bir alev kalır (şekil 5) Çünkü, gazın tam olarak yanmasını sağlamaya yetecek kadar hava yalnızca alevin çevresinde vardır

Mum alevinde de küçük renksiz bir bölge vardır Fitile yakın olan bu bölge yanmamış parafin buharlarıdır Alevin geri kalan bölümleri ise parafinin bileşimindeki karbon parçacıklarının yanmadan akkor sıcaklığına ulaşması nedeniyle sarıdır Mum alevine tutulan düz bir cam parçası kısa sürede islenerek kararır; bu da alevin içinde bol miktarda karbon bulunduğunu gösterir (Ayrıca bak Karbon)

Bazı maddeler kızgın bir alevde buharlaştığı (gaz haline geçtiği) zaman alevi değişik bir renge boyar Örneğin bakır bileşikleri yeşil, sodyum bileşikleri parlak sarı, kalsiyum ve stronsiyum bileşikleri ise kırmızı alev verir Patlarken renk renk ışıklar saçan havai fişekler bu maddelerle yapılır (bak Havaî Fişek) Kimyada, özellikle "nicel çözümleme" denen laboratuvar yöntemlerinde alev testlerinin özel bir önemi vardır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.