|  | Anayasa |  | 
|  06-24-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   AnayasaAnayasa Anayasa bir devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirler  Ayrıca kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin güvencesidir  Türkiye'nin ve öbür ülkelerden çoğunun anayasası yazılı ve bütünsel bir belgedir  Oysa İngiltere'de bu tür bir anayasadan söz edilemez  Çünkü devletin temel kurumlarının işleyişi     yüzlerce yıllık geleneklere, yasalara ve belgelere göre belirlenir  İlk Gelişmeler Anayasal yönetim düşüncesi ilk kez İÖ 3  yüzyılda Aristo ve öbür Yunanlı düşünürlerce ortaya atıldı  Bu düşünürlerin yanıt aradığı asıl soru, siyasal iktidarın az sayıda kişi arasında nasıl bölüşülmesi gerektiğiydi  Buna karşılık Romalılar, yasalar karşısında herkesin eşitliği kavramını ortaya atarak anayasal düşünceyi daha ileri götürdüler {bak  DEMOKRASİ)  Ortaçağ Katolik düşünürlerince öne sürülen mutlak "Tanrı yasası" düşüncesinin ardından, 17  ve 18  yüzyıllarda John Locke, Thomas Hobbes ve JeanJacques Rousseau gibi hümanist düşünürler "toplum sözleşmesi" kavramını geliştirdiler  Çağdaş anayasaların çoğu, halk ile siyasal iktidarı temsil eden hükümet arasında olması öngörülen bir anlaşma ya da sözleşme düşüncesinden kaynaklanır  Siyasal iktidarın herkesin iyiliği ve güvenliği için çalışması karşılığında, bireyler yasalara uymayı kabul ederler  Temel düşüncenin aynı olmasına karşılık ülkeler arasındaki farklılıklar anayasalarına da yansır  Örneğin cumhuriyet ya da meşruti krallık, parlamenter rejim ya da başkanlık rejimlerinin anayasaları birbirlerinden çok farklıdır  Dünyada ilk yazılı anayasa, 1789'da yürürlüğe giren ABD Anayasası'dır  Bu anayasanın temel ilkeleri bugüne kadar değişmemiştir  ABD Anayasası'nı 1789 Fransız Devrimi' nin ürünü olan 1791 Fransız Anayasası izlemiş, daha sonra öteki Avrupa ülkeleri de anayasalı bir düzeni benimsemişlerdir Günümüzdeki anayasaların çoğu yazılıdır  Fransız Anayasası örneğinde olduğu gibi ülke tarihinin koşullarınca belirlenen anayasaların yanı sıra, Japon Anayasası (1947) gibi başka ülkelerin baskısıyla kabul ettirilen anayasalar da vardır  Bir anayasanın yazılı olması, başarılı olabilmesi için yeterli değildir; çünkü bir anayasanın işlerliği çeşitli etkenlere bağlıdır  Sözgelimi ABD Anayasası'nı örnek alan Latin Amerika ülkelerinde demokratik hak ve özgürlüklerin sık sık askıya alındığı görülmektedir  Türkiye'de Anayasalar Türkiye'de ilk anayasa 1876'da yürürlüğe girdi  O tarihten Osmanlı İmparatorluğu'nun sona erişine     kadar Kanuni Esasi adıyla anılan anayasa Kurtuluş Savaşı'nda ve     sonrasında Teşkilatı Esasiye Kanunu (1921 ve 1924), 1960'tan sonra da anayasa adını aldı  1876 Anayasası padişah yönetimini ve "din devleti" yapısını pekiştiren kuralları içeriyordu  Bu anayasada padişahın yetkileri kısıtlanmamış, yurttaşlara düşünce, toplantı ve dernek kurma özgürlüğü getirilmemiş, bireylere dokunulmazlık hakları tanınmamıştı  II  Meşrutiyet'in ilanından sonra, 1909'da bu anayasa değiştirilerek padişahın yetkileri azaltıldı  Hükümet artık padişaha değil, meclise karşı sorumluydu  Kişisel hak ve özgürlükler tanınmış, basın üzerindeki sansür kaldırılmıştı  Ama 1909 Anayasası da uzun ömürlü olamadı  Çünkü iktidardaki İttihat ve Terakki Partisi 1913'ten sonra anayasa maddelerini çiğnemeye başlamıştı  Kurtuluş Savaşı sırasında, 20 Ocak 1921'de kabul edilen Teşkilatı Esasiye Kanunu egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu belirtiyor, bütün yasama yetkisini mecliste topluyordu  Bu anayasa ulusal birliğin sağlanmasında önemli bir rol oynadı  Ama Kurtuluş Savaşı gibi olağanüstü koşullarda hazırlanan 1921 Anayasası önceki anayasalardan çok daha kısaydı ve yeni devletin örgütlenmesi için daha kapsamlı bir anayasa gerekiyordu  20 Nisan 1924'te bu amaçla hazırlanan yeni anayasaya göre, yasama ve yürütme yetkileri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindi  Meclis yasama yetkisini kendisi, yürütme yetkisini de cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu eliyle kullanırdı  Cumhurbaşkanının onayıyla göreve başlayan bakanlar kurulu meclise karşı sorumluydu  Meclis bakanlar kurulunu denetleyip görevden alabilirdi  Yargı yetkisi ise ulus adına bağımsız mahkemelere tanınmıştı  Halkoylamasıyla yürürlüğe giren 1961 Anayasasında Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına dayalı, milli, demokratik ve laik bir sosyal hukuk devleti olarak tanımlandı  Egemenliğin ulusa ait olduğu ve ancak yetkili organlarca kullanılabileceği ilkesi benimsendi  Bu anayasa iki meclisli ve parlamenter bir rejim getirdi: Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu  Millet Meclisi'ne Cumhuriyet Senatosu'ndan daha fazla yetki tanınıyordu  Yargı organlarının bağımsızlığı, kişi hak ve özgürlükleri ile sosyal hakların güvence altına alınması ve Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yüksek Hakimler Kurulu gibi kurumların oluşturulması 1961 Anayasası'nın getirdiği temel yeniliklerdi  12 Eylül 1980'deki askeri müdahaleden sonra Milli Güvenlik Konseyi ile Danışma Meclisi'nin (Kurucu Meclis) hazırladığı yeni anayasa taslağı 7 Kasım 1982'de yapılan halkoylamasıyla kabul edilerek yürürlüğe girdi  1982 Anayasası, bazı hak ve özgürlüklere önemli sınırlamalar getirmiş, Anayasa Mahkemesi'nin ve Danıştay'ın denetim yetkilerini azaltmıştır   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |