Bir yapı mühendisi olan Michael Scofield (Wentworth Miller) işlememiş olduğu bir suçtan idam cezasına çarptırılan abisi Lincoln Burrows'u (Dominic Purcell) kurtarmak için tüm yasal yolların tükendiğini farkedince işleri kendi eline alır

Mükkemmel kurgulanmış kaçış planıyla abisini kurtarmak için bir bankayı soyar ve abisinin bulunduğu hapisaneye gönderilir

Michael planını uygulmaya başladıktan sonra hesaba katmadığı tek bir şeyin olduğunu anlar: İnsanlar
Biliyordum, hatta emindim… Bu geceki ruyamın seti kesinlikle bir hapishane olacaktı

Bundan emin olmakla beraber ruyada olup bitecekleri tam olarak kestiremiyordum, bu anlamda iş hayalgücüme düşecekti

Dün gece ard arda 5 bölümünü izlediğim Prison Break adlı dizinin ayrıntıları bilinçaltımı şiddetle esir almış, olayların aşırı heyecanlı gelişimi beynimde yüzlerce olası senaryo üretebilecek düzeyde beni sarsmıştı


Bahsettiğim ‘Prison Break’,
IMDB tarafından 9
3 ortalamayla değerlendirilmiş, 1inci sezonu 2005 yılının Ağustos ayında Fox Network tarafından yayınlanmaya başlanmış, halen 2

sezonu gösterimde olan, son derece yüksek tempolu bir dizi

Dizide olaylar iki faklı ortamda gelişiyor; izleyici bir yandan Michael adlı fen dahisi bir gencin işlemediği bir cinayet nedeniyle mahkum edilen abisini tutsak edildiği hapishanedeki paranoyak ortamdan kaçırma teşebbüslerine, diğer yandan kardeşlerin masumiyetini kanıtlamaya calışan avukatın hapishane dışındaki serüvenlerine şahit oluyor

İyi-kötü dikotomisinin geçerliliğinin olmadığı bir ortamda masumlar suçluya, doğrular bir anda yanlışa dönerken, seyirci kendini olan bitenden devamlı kuşku duymaya ve dolayısıyla olayların her an kendini saşırtacak, sarsacak gelişimlerini nefesini tutarak bekleme ruh halinde buluyor

Risk kelimesi her bölümde kahramanlara ve tabii ki seyirciye göz kırparken, bitmek bilmeyen sürprizler olayların yönünü ve dolayısıyla kahramanların kaderini çabucak değiştirebiliyor… Bu gergin ortamı tek yumuşatan etken arada bazı kahramanları yakınlaştıran romantik oluşumlar, bizler
izleyicileride bir kalp krizi olasılığından koruyan… Adrenalin düzeyinizi sınır ötesi tutacak ve sizi koltuğunuzda yarı oturmuş yarı ayakta bir vaziyette tutacak, ve mutlaka ama mutlaka bağımlılık yapacak bir dizi arayışında iseniz Prison Break biçilmiş kaftan, ama ne yapın edin, birden fazla bölüme sahip olarak diziyi izlemeye başlayın, cünkü her bölümün son sahnesi biraz önce izlediğiniz yaklaşık 50 dakikayı size unutturup, bir sonraki bölümde geliştirilecek kısa ve çarpıcı bir inputla uykularınızı kaçırma olasılığınız son derece yüksek bir halde sizi bırakacak… Ben bu gece belki kolayca uykuya daldım ama hapishanede geöen rüyamda olası kaçış teorileri üretirken Prison Break’in gerginleştici etkisinden kaçamadığım ortaya çıktı