06-22-2009
|
#2
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Jane Austen
Jane Austen İngiltere'nin en iyi romancılarından biridir 19 yüzyıl başı İngiliz soylu sınıfını anlatan zeki ve esprili bir gözlemcidir Kitapları bugün çok ünlüdür ama ilk yazmaya başladığında onları yayımlatmakta büyük güçlük çekmiştir Bunun nedeni, zamanının öteki yazarları heyecan verici ve coşkulu aşk romanları yazarken, Jane Austen'ın heyecanlı olayların pek yaşanmadığı küçük bir İngiliz kasabasının ya da köyünün sakin yaşamını anlatmayı seçmiş olmasıdır
Jane Austen'ın Aşk ve Gururadlı yapıtının kadın kahramanı Elizabeth Benneth kitabın bir yerinde bilge ya da iyi olanla değil; aptalca ve saçma olan şeylerle alay edeceğini söyler; insanların garip davranışları onu eğlendirir İnsanların hatalarını incelikle ortaya koymaktan hoşlanan Jane Austen bu bakımdan kahramanına benzer Kitaplarını bugünün okuru için çekici kılan özelliklerinden biri de budur
Jane Austen 1775'te Steventon, Hampshire' de doğdu Din adamı olan babasının yedinci çocuğuydu 25 yaşına kadar Steventon'da yaşadı ve bu arada ailesini eğlendirmek için şiirler ve öyküler yazdı 1805'te babası öldükten sonra annesi ve kız kardeşi Cassandra'yla birlikte oturmaya devam etti Sırasıyla Bath, Southampton, Chawton ve Winchester'de yaşadı Hiç evlenmedi; günlerini dikiş dikmek, ev işi yapmak ve yazmakla geçirdi 1817'de Winchester'de öldü
1796'da yazmaya başladığı ama 1813'e kadar yayımlanmayan Aşk ve Gurur (Pride and Prejudice; 1813) en tanınmış romanıdır Bu romanda Hampshire ailesinin karmaşık öyküsü ve evin kızlarının evlenecekleri erkeklerle sorunlu ilişkileri anlatılır Jane Austen'ın öteki romanları arasında Umut Parkı (Mansfield Park; 1815), Emma (Emma; 1815), Sağduyu ve Duyarlık (Sense and Sensibility; 1811) sayılabilir İnanç ("Persuasion") ve Northanger Abbey ("Northanger Manastın") adlı kitaplarını 181516 arasında yazan Jane Austen'ın tamamlanmamış bir romanı 1925'te The Watsons başlığıyla yayımlanmıştır
A VARLAR, önce 3 6 yüzyıllar arasında Asya'da, ardından 6 9 yüzyıllar arasında Doğu Avrupa'da devlet kuran Orta Asya kökenli bir kavimdir
Çinliler'in JuanJuan, Türkler'in Apar ve Avrupalılar'ın Avar adını verdiği bu kavim çeşitli Türk boylarını da egemenliği altına alarak 200'lerde bağımsız bir devlet kurdu 400 yıllarında sınırlan İrtiş Irmağı'ndan Kore Yarımadası'na kadar uzanan güçlü bir imparatorluk oldu Çinliler ile sürekli bir çatışma içinde bulunan Avarlar 458'de giriştikleri savaşı yitirince kuzeye çekildiler Bir süre sonra 522'de Bumin Kağan önderliğinde ayaklanan Göktürkler bağımlı olduklan Avarlar'ı yenerek bu devletin Asya' daki varlığına son verdiler
Göktürkler ile aralarında baş gösteren derin düşmanlık Avarlar'ın batıya göç etmelerine neden oldu Önlerine çıkan Sibirler'i sürerek Kafkas bölgesine ulaşan Avarlar Bizanslılardan yerleşmek için yer istediler Bu isteklerinin geri çevrilmesi Bizans'a düşmanca bir tavır almalarına neden oldu Daha sonra Slavlar'ı egemenlikleri altına alıp Avrupa içlerine akınlar düzenlemeye başladılar
565'te kağan olan Bayan döneminde Avarlar'ın gücü iyice arttı Bayan Kağan Macaristan'ın tümünü 568'de ele geçirerek burada yaklaşık 250 yıl ayakta kalacak olan Avar Imparatorluğu'nun temelini attı Büyük bir sefer düzenleyerek Belgrad'ı alan Bayan Kağan Tuna kıyılannı yağmaladı Bugün Edirne' nin bulunduğu yörenin kuzeyine kadar inerek Bizans'ı art arda yenilgiye uğrattı ve vergiye bağladı Bu dönemde sınırlar Elbe Irmağı ve Alp Dağlan'ndan Don Irmağı'na kadar uzanmaktaydı
Bizans Avarlar ile dostluk ilişkilerini sürdürmeye dikkat ediyor, bu yolla onlann gücünü düşmanlanna karşı kullanma amacını güdüyordu Avarlar da Slavlar ve Germenler gibi bazı Avrupa kavimleriyle güçbirliği yapıp Bizans üstündeki etkilerini sürdürmeye çalışıyorlardı
Orta Avrupa'da Avar üstünlüğü 7 yüzyılda da sürdü 617 ve 626 yıllannda iki kez Bizans İmparatorluğu'nun merkezi Konstantinopolis'i (İstanbul) kuşattılar Ama bunlardan bir sonuç alamadılar
8 yüzyılda egemenlikleri altındaki kavimlerin ayaklanmaları, bağımsızlık arayışlarına girişmeleri, Avarlar'ın zayıflamalarına neden oldu Öte yandan Kutsal RomaGermen İmparatoru Şarlman'ın saldırıları da bu çöküşü hızlandırdı Bunların sonucu devlet bütünlüğünü yitiren Avarlar, Avrupa halkları içinde eriyip dağıldılar ve Hıristiyan dinini benimsediler
Devlet Yapısı ve Ordu
Asya'dan Avrupa'ya gelerek Macaristan ve Balkanlar'a yerleşen Avarlar göçebe bir kavimdi Avarlar'da devlet yapısı kavimler birliğine dayanıyordu Kavimler birliğini Avarlar yönetiyordu Devletin başında kağan adı verilen bir hükümdar bulunurdu Avarlar kendilerine bağımlı kavimleri sınır bölgelerine yerleştirirlerdi
Avarlar'da devlet örgütlenmesi tümüyle askeri temeller üzerine kurulmuştu Avar ordusu atlı ve yaya birliklerinden oluşmaktaydı Atlı birlikleri Avarlar'dan, yaya birlikleri ise Avarlar'a bağımlı Slavlar, Germenler gibi Avrupalı kavimlerden kurulurdu Savaş konusunda usta ve başarılıydılar
Savunmanın temelini ise Avar Halkaları oluştururdu Adından da anlaşılacağı gibi bunlar çember biçimindeki savunma duvarlarıydı Bu duvarlar yere çakılı direklerin arası yedisekiz metre yüksekliğinde ve eninde taşlar ve benzeri maddeler doldurularak oluşturulur; üzerine toprak konularak dikenli çalılar dikilirdi Bazen Avar halkalarının çapı birkaç kilometreyi bulurdu Avarlar dar kapılardan girilen bu halkaların içinde otururlardı İç içe birkaç halkadan oluşan bu savunma düzeninin en iç halkasında kağanın konutu bulunurdu
Avarlar hayvancılıkla ve savaş ganimetleriyle geçinirlerdi Avarlar için at önemli bir hayvandı ve günlük yaşamda, savaşta, göç sırasında at kullanırlardı Üzengiyi de ilk kez Avarlar'ın bulduğu bilinmektedir Kuyumculuk sanatında oldukça ustaydılar Avar kültürüne göçebe yaşam biçiminin belirlediği bozkır kültürü egemendi Macaristan'da yerleşik yaşama geçince Roma ve Bizans'ın kent kültüründen etkilendiler Asya ve Avrupa kültürünün birleştiği yeni bir Avar kültürü yarattılar
Avar dini Asya inanışı olan ve doğa olaylarını kutsal sayan Şamanlık'tı Frank egemenliğine girdikten sonra Hıristiyan dinini benimsediler, zamanla Avrupalı halklarla kaynaşarak eridiler
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|