Şengül Şirin
|
1929 Iktisadi Bunalımı
24 ekim 1929’da, o güne değin görülmemiş ölçekte bir iflas New York borsası’nı altüst etti:
Piyasaya 12 milyondan fazla hisse senedi çıkıyor, değerlerin ani düşüşü diğer piyasalarda da değer kayıplarına ve genel fiyat düzeyinin gerilemesine yol açıyordu Bu gerileme, ABD’de en azından 1932’ye değin sürdü
Başlangıçta bir borsa kazasından başka bir şey olmayan olay, hızla, akıl almaz şiddette bir uluslararası bunalıma dönüştü ABD’nin iktisadi ağırlığı (dünya sanayi üretiminin % 45’i) dolayısıyla, çöküş, bütün batı ülkeleri ekonomilerine sıçradı 1929’da Kanada, altın ödemelerini sınırladı, Arjantin ve Uruguay ise tümüyle durdurdu; 1930’da bütün Yeni dünya ülkeleri, Avustralya ve Yeni Zelanda bunalımdan etkileniyor ve paralarının değerini % 9 ile 50 arasında düşürmek zorunda kalıyorlardı; nihayet, en dayanıklı çıkan Avrupa da, 1931’de, Viyana’nın en önemli bankası olan Creditanstalt’ın mayıs ayında ödemeleri durdurması üzerine para bunalımına düştü ve panik buradan Orta Avrupa’ya, Almanya’ya, Fransa’ya yayıldı Fransa’da birçok banka darbe yedi Bunalım dalgası, İngiltere’ye geç ulaştı, fakat sterlin’in 1925’te saptanan kuru (Gold Standard Act) çok yüksek düzeyde tutulmuş olduğundan, bunalım daha da şiddetli oldu
Bunalımın belirtileri bütün bu ülkelerde aşağı yukarı aynıydı: fiyatların düşmesi (1929:1932 arasında, toptan fiyatlar indeksi İngiltere’de 100’den 67’ye, Fransa ve ABD’de 68’e, Almanya’da 70’e düştü; hammadde fiyatları en az % 50 oranında geriledi, vb ); borsa değerlerinin düşmesi (1929’dan 1932’ye değin, menkul kıymet fiyatları ABD’de % 25, Fransa’da % 50 düştü); dünya sanayi üretiminin kısılması (1929-1932 arasında °/o 37); işsiz sayısının artması (Almanya’ da 6 milyon, İngiltere’de 3 milyon, ABD’ de 12 milyon); iflasların çoğalması (Fransa’da B N C, Citroen, vb ); uluslararası ticaretin darbe yemesi (°/o 80 azalış); tarım ürünleri satışında durgunluk
Eşi görülmemiş bu bunalımın önde gelen özellikleri, evrensel, geniş ve uzun süreli olmasıdır Bunalımın birçok nedeni vardır Bir yandan yüksek konjonktür evresinden alçak konjonktür evresine geçiş sözkonusudur Bunun yanı sıra uluslararası bir eksik tüketim bunalımı etkili olmuştur Bunun da iki yönü vardır: Avrupa’da savaş sonrası yeniden inşa çalışmaiarının sona ermesinden ötürü tüketim kapasitesi daralmıştı; oysa, modern ve güçlü bir sanayi kurulmuştu ve bu sanayi birdenbire ürünlerini satamaz duruma düşmüş bulunuyordu; Asya, Afrika ve Amerika’nın az gelişmiş ülkelerinde yaşayan insan kütlelerinin satın alma gücüyse çok düşüktü ve bu yüzden, alım güçlerini yitiren avru-palı ve amerikalı tüketicilerin yerini doldurmaları olanaksızdı Eksik tüketim bunalımı aşırı üretim bunalımına dönüşüyordu Bu aşırı üretim bunalımı, 1919’dan beri yatırımların çoğaldığı sanayi kesiminde büyük bir hızla yayıldı Örneğin, petrolde ve daha da büyük ölçekte kömür üretiminde durum buydu Ağır metal sanayisi (1910’da 6 milyon ton olan ham demir üretimi 1929’da 98 milyon tona ulaşmıştı) ile tüketim malları sanayisinde de durum aynıydı Bu sonuncular, üretim yöntemlerinin rasyonelleştirilmesi ve kredili satışlara gittikçe daha çok başvurulması dolayısıyla tüketicilere giderek artan miktarlarda arz ediliyordu; bu da bunalımı derinleştiriyordu Bunalım içinde sayısı artan işsizler, krediyle almış oldukları mallar için yapmaları gereken ödemeleri durdurunca, üretici işletmelerde mali güçlükler,hatta iflaslar başgösterdi Beri yandan, tarım ürünlerinin sürümü de çok zorlaşmış bulunuyordu
Bu kötü durumdan kurtulmak için birçok önlem düşünüldü ve uygulandı Başvurulan ilk çözüm yolları parasal (kambiyo denetimleri; önce 21 eylül 1931 ‘de Büyük Britanya’nın, arkadan birçok ülkenin ve bu arada 12 nisan 1933’te ABD’nin altın standardını terk etmesi) ve iktisadi (sübvansiyonlar, stoklama, aşırı miktardaki stokların ortadan kaldırılması, korumacılık) türden oldu Ancak gerçek bir çözüm için iktisadi yapıda derin değişiklikler yapılması gerekiyordu Önce, arzı sınırlamak amacıyla üretime belirli düzenlemeler uygulanması düşünüldü Bu sınırlama gerek uluslararası çapta (şeker, kauçuk, kalay konularında konferanslar dü-zenlendiyse de, konferanslara katılmayan ülkeler, saptanan kotalara uymadıklarından bir başarı sağlanamadı), gerekse ulusal düzeyde (gümrük vergilerinin yükseltilmesi, ithalat kotaları, yurt içi üretimin azaltılması, tavan fiyatı saptanması) ele alındı Bu önlemlerin, ABD’de (Roose-velt’in New Deal*’i), İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da ve Orta Avrupa ülkelerinde uygulamaya konması, otarşiye (iktisadi bakımdan kendi kendine yeterlilik) yol açtı Bundan sonra, iktisadi dolaşımı canlandırmak için devletler, üretime yeni talep kaynakları aramaya başladılar Önce ülke içinde büyük bayındırlık işlerine giriştiler, işsizliği azaltarak iktisadi faaliyette gerçek bir toparlanmayı olanaklı kılan bir silahlanma politikası uyguladılar Ne var ki, önce diktatörlükler tarafından başlatılan, sonra da
demokrasiler tarafından belirli bir gecikmeyle benimsenen bu yöntemler, iktisadi sorunların giderilmesine katkıda bulunmakla birlikte tehlikeli bir nitelik taşımaktaydı Çünkü dış piyasaları ele geçirmeyi amaçlayan bir savaşımın kızıştırdığı bir savaş kışkırtıcılığına yol açmaktaydı Bu yarışta, bazı ülkeler daha elverişli bir durumda bulunuyorlardı Bu ülkelerin (İngiltere, Fransa ve Belçika) sömürgelerinde ya da (ABD) Latin Amerika’da, salt kendilerine ait pazarları vardı Buna karşılık, nüfusu yüksek, sömürgeden yoksun sanayi ülkeleri, gittikçe ölçüyü kaçırarak uyguladıkları “damping” sistemine karşın elde edemedikleri pazarları kuvvet zoruyla yaratmak istiyorlardı Diktatörlüklerin emperyalizmini (Japonlar’ın Çin’de, Almanya’nın Orta Avrupa’da yayılması), kısmen bununla açıklayabiliriz
1929 bunalımı, basit bir çevrimsel bunalımdan çok daha ötede, kapitalist ekonominin yapısını etkileyen ve sonuçları büyük çapta siyaset alanına taşan bir olaydı ABD (dolar bloku), Büyük Britanya (sterlin bloku) ve Fransa (altın bloku) çevresinde rakip para’bloklarının oluşmasına yol açtı Böylelikle, iktisadi çöküşün özellikle ağır olduğu ülkelerde umutsuzluğa kapılan halk yığınlarının kendilerine bir kurtarıcı aramaya başlamaları üzerine iktidara gelen diktatörlükler karşısında bölünen demokrasilerin gücü zayıfladı Bu yüzden, 1929 bunalımı, başka birçok nedenin yanı sıra, 1939 savaşının nedenlerinden biri olarak görülebilir Öte yandan, bu bunalım, kapitalist dünyanın tarihsel gelişiminde bir dönüm noktası oldu: liberal ekonominin yerine, devletin çeşitli üretim kesimlerine müdahalesine dayanan bir ekonominin oluşturulması gereği, bu bunalımla birlikte açıkça ortaya çıkacaktı ABD’de Roosevelt’in New Deal’i, Fransa’da “Halk cephesi”nin politikaları ya da dikta rejimlerinde “otarşi” sistemi, bu yeni yönetimin örnekleridir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|