Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Siyasal Bilgiler / Hukuk

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
komünizm

Komünizm

Eski 06-17-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Komünizm



Komünizm





BurjuvaziProletaryaDiyalektik MateryalizmTarihsel MateryalizmProletarya diktatörlüğüProleter enternasyonalizmKomünist parti


Öğretiler

SosyalizmMarksizmLeninizmTroçkizmMaoizmAnarşist komünizmSol KomünizmAvrupa komünizmiStalinizm

Uluslar arası komünizm

Komünist BirlikBirinci Enternasyonalİkinci EnternasyonalKominternDördüncü Enternasyonal

Tarihteki Komünistler


Karl Marx

Friedrich Engels

Mihail Bakunin

Vladimir Lenin

Antonio Gramsci

Rosa Luxemburg

Josef Stalin
Lev Troçki

Mao Zedong

Ernesto Che Guevara

Peter Alekseyeviç Kropotkin

Nestor Makhno

Emma Goldman

Fidel Castro

Mustafa Suphi

Nazım Hikmet Ran


Diğer
AnarşizmAntikapitalizmAnti-komünizmSovyet Sosyalist Cumhuriyetler BirliğiKomünist sembolizmKapitalizmFeodalizmİlkel komünizmKomünist Parti ManifestosuMarks’ın insan doğası kuramıFaşizmİşçi hareketleri ve sendikacılıkSolculukSiyasetParis KomünüKomünSosyal DemokrasiSosyalist revizyonizmSosyalist Enternasyonal

Komünizm Portal


Komünizm, komünistlik veya toplumculuk, sosyal örgütlenme üzerine bir kuramsal sistem ve üretim araçlarının ortak mülkiyetine dayalı bir politik harekettir Komünizm sınıfsız bir toplum yaratma amacındadır 20 yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine üretiminin son bulduğu komünist toplum geçecektir
Komünizm'in temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması, karşıt görüşlüleri için "ütopya" olarak atfedilir ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağına inanılır


Paris Komünü, gerçek anlamda komünal sistem yaşayabilmiş tek topluluktur Bunun dışında Mahnovist hareket öncüllüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında Anarko-komünist hareketle şekillenen (yaklaşık 4 yıl sürmüştür) toprakların kollektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünal topluluklarda kurulmuştur


Komünizmi savunan akımlar arasında en yaygını Leninizm (Marksizm-Leninizm)'dir Marksizm-Leninizm'e göre komünizme giden süreç burjuvazinin ortadan kalkmasını sağlayacak olan proletarya rejimi başlatılacak ve ardından komünizmin hazırlayıcısı sosyalizm aşamasına geçilecektir Marksist kuramda son aşama olan komünizmin gerçekleşmesiyle devlet ortadan kalkacaktır


Leninizm dışında iki komünist akım daha bulunmaktadır Bunlardan ilki Marksizm'in temel görüşlerini benimseyen fakat Leninist modelle komünizm hedefine ulaşılamayacağını iddia eden sol komünizm veya konsey komünizmi olarak adlandırılan akımdır Lenin'in "Sol Komünizm: Bir Çocukluk Hastalığı" adlı eserine cevaben yazılan Herman Gorter'in "Yoldaş Lenin'e Açık Mektup", Gilles Dauvé ve François Martin'in "Komünist Hareketin Güneş Tutulması ve Yeniden Ortaya Çıkışı" isimli kitaplar bu akımın takipçilerinin yarattıkları eserlerdir


Diğer bir komünist akım ise anarşist komünizm'dir Anarşizmin bireyci ve kolektivist akımlarından ayrılan anarşist komünizm fikri, komünizme devlet aygıtını ele geçirerek geçilebileceğini reddeder ve bunu savunan Marksizm'i eleştirir Peter Kropotkin, Nestor Makhno, Errico Malatesta, Carlo Cafiero anarşist komünizm düşüncesinin temellerini atan düşünürlerden ve eylemcilerden bazılarıdır Anarşist komünizm, anarşizm'den "sınıf" gerçeğine göre hareket etme ve örgütlenme temelinde ayrılır Savunucuları komünizmin, bilimsel sosyalizm olmadan gerçekleştirilebileceği üzerinde birleşir Anarşist komünizm, devlet'in kapitalizm için bir kılıf olduğunu ve bu yüzdende sınıfsız bir topluma gidilecek süreçte kullanılmasının sonucunda "diktatörlük", "devlet kapitalizm"i ya da "bir sözde zümrenin, toplum üzerinde iktidarı'na yol açacağını düşünür


İlkel Komünizm


2010-2011 Futbol Sezonunda Fenerbahçe Spor Klübü ile anlaşmıştır Komünizm fikri Batı düşüncesinde Marx'tan ve Engels’ten çok önce oluşmuştur Antik Yunan’da zaten komünizm mülkiyet gelmeden önce toplumun tam uyum içinde yaşadığı, insanlığın “altın çağına” dair bir mitolojiyle ilişkilendirilirdi Kimileri Platon’un Devlet adlı eserinin ve diğer antik kuramcıların bir çeşit komünal yaşam içinde komünizmi savunduğunu belirtir Pek çok erken Hıristiyan mezhebi (ve Elçilerin İşleri bölümünde de belirtildiği üzere özellikle erken dönem Kilise), Kolomb öncesi Amerika’daki yerli kabileler komünizmi komünal yaşam ve ortak mülkiyet biçiminde uygulamışlardır

16 yüzyılda İngiliz yazar Thomas More Ütopya adlı incelemesinde, ortak mülkiyet üzerine kurulu bir toplumu tasvirlemiştir 17 yüzyılda komünist düşünce İngiltere’de tekrar tartışma konusu oldu Eduard Bernstein 1895’te yazdığı Cromwell ve Komünizm adlı eserinde İngiliz İç Savaşı içindeki grupların, özellikle de Kazıcıların (Diggers) açıkça komünist, tarıma dayalı düşünceleri desteklediğini ve Cromwell’in bu gruplara yaklaşımının olsa olsa değişken, sıklıkla da düşmanca olduğunu iddia eder

Özel mülkiyet fikrinin eleştirisi 18 yüzyıl boyunca süren Aydınlanma döneminde de, Jean Jacques Rousseau gibi düşünülerle devam etti Robert Owen gibi “ütopyacı sosyalist” yazarlar da bazen komünist sayılırlar

Karl Marx insanlığın klasik toplum, feodalizm ve şimdi içinde bulunduğu kapitalizm dönemine yükselmesinde ilkel komünizmi ilk ve asıl çıkış noktası olarak görür Ardından sosyal evrimdeki sonraki adımın komünizme geri dönüş olacağını gösterir ancak bu insanlığın zaten deneyimlediği ilkel komünizmden çok daha yüksek bir seviyede olacaktır

Komünizm çağdaş formunda 19 yüzyılın işçi hareketiyle birlikte Avrupa’da yükseldi Bu sırada Sanayi Devrimi ilerliyordu Sosyalist eleştirmenler kapitalist iktisadın uygunsuz koşullarda şehirdeki fabrikalarda çalışan işçiler olan proletaryayı ve zengin ile yoksul arasında giderek açılan bir uçurumu ortaya çıkardığını gördülerAslında gerçek anlamda komünizm,19 yüzyılın ortalarından itibaren filizlenmiştirKomünizmin tabiri,Karl Marx ve Fredrih Engels'in ortak yapıtları olan Komünist Manifesto adlı kitapta açıklanmıştırBurdan yola çıkarsak,aslında komünizmin yaklaşık 1,5 asırlık bir geçmişi vardır

Anarşist Komünizm


Anarşist Komünizm 14 yüzyılda bir red ve bir istekten doğan anarşizmin komünist koludur Reddedilen otoritedir Nitekim anarşist kuramcı Proudhon 1851'de "artık ne kilise'de ne de devlet içinde,ne toprakta ne de parada da otorite olmalıdır" diyordu İstenilen de özgürlüktür

Anarşist düşünce Marx'ın bilimsel sosyalizmiyle çelişir Anarşizmin ispanyadaki kurucusu Guiseppe Fanelli ile 1 Enternasyonale katılan Bakunin, "dünyada eşitlik, komünler içinde serbestçe örgütlenmiş ve federasyon haline gelmiş üretim birliklerindeki kolektif mülkiyetin ve emeğin kendiliğinden örgütlenmesiyle gerçekleşmek zorundadır" der Nitekim, daha Enternasyonal'ın başlangıcında işçiler ikiye bölünmüştü Biri Marxçı diğeri Proudhoncu olan bu iki akım özellikle cenevre(1866) ve Lozan(1867) kongrelerinde çatıştı 1 Enternasyonal'den sonraki kongrelerde anarşistler yenik düştü Anarşistlerin öncülerine göre yapacakları propaganda yeniden gözden geçirilmeliydi Bu düşünceden hareketle italyan anarşistler,1877 de şiddet kullanmayı önerdiler: "sosyalist ilkelerin eylemlerle ortaya konmasına yönelen ayaklanma, en etkin propaganda aracıdır Bu araç kitleleri yanıltmadan ve bozmadan en derin toplumsal katmanlara nüfuz edebilir ve

enternasyonal'in desteklediği mücadelede insanlığın diri güçlerini yanına çekebilir"(1876 da Cafieronun Malatestaya yazdığı mektup) Bu düşünceden hareket eden italyan anarşistleri, Benevento'da taşra arşivlerini ateşe vermeye ve yoksullara para dağıtmaya giriştiler yapılan baskılar anarşist düşüncenin yayılmasına, özellikle ispanya ve rusyada engel olamadı Bu arada Bakunin ve Kropotkin, eksiksiz ve evrensel nitelikte olduğunu düşündükleri bir eğitim sistemi ortaya koyarak Proudhon'un düşüncelerini geliştirdiler
Anarşist Komünizmin örgütlü pratikleri, kendisini tarihte Ukrayna ve İspanya iç savaşında gösterir

Marksizm


Diğer sosyalistler gibi Marx ve Engels de kapitalizme ve işçinin sömürülmesine son verme yolları aradılar Fakat erken dönem sosyalistler genellikle uzun süreli bir sosyal reformu önermekte iken, Marx ve Engels devrimin sosyalizme giden tek yol olduğunu söylediler
Marksizm’de, sınıflı toplumdaki insanın temel özelliği yabancılaşmadır ve komünizm insanlığın özgürlüğünün tam olarak gerçekleştirilmesi demektir Marx burada Hegel ’i izleyerek özgürlüğü yalnızca kısıtlamaların yokluğu olarak değil, ahlakî bir özü olan hareket olarak alır Komünizm yalnızca insanlar ne yapmak istiyorlarsa onu yapmalarını sağlamaz, ama aynı zamanda onları öyle koşullar ve diğer insanlarla öyle ilişkiler içine koyar ki, artık sömürme ihtiyacı hissetmezler Ancak Hegel’e göre bu dünya asla ulaşılamayacak olan idealar dünyası tarafından yönetilirken, Marx’a göre komünizm maddeler dünyasından, özellikle de üretim araçlarının gelişiminden ortaya çıkar

Marksizm sınıf çatışma ve devrimci mücadele sürecinin proletarya için zaferle sonuçlanacağını ve özel mülkiyetin zamanla ortadan kalkarak üretim araçlarının topluma ait kılınacak bir komünist toplumun kurulacağını ileri sürer Marx komünist yaşam hakkında az şey yazmış ve yalnızca komünist toplumu oluşturan en temel belirtileri vermiştir Açıktır ki, bu insanın altından kalkabileceği tasarıların çok az sınırlandığı bir bolluğu gerektirir Komünist hareket tarafından benimsenmiş bir sloganda komünizm “Herkesten yeteneğine göre alınan, herkese gereksinimine göre verilen” bir dünya olarak açıklanır Alman İdeolojisi (1845) Marx’ın komünist geleceği detaylıca açıkladığı az sayıdaki yazılarından biridir: Oysa herkesin bir başka işe meydan vermeyen bir faaliyet alanının içine hapsolmadığı, herkesin hoşuna giden faaliyet dalında kendini geliştirebildiği komünist toplumda, toplum genel üretimi düzenler, bu da, benim için, bugün bu işi, yarın başka bir işi yapmak, canımın istediğince, hiçbir zaman avcı, balıkçı ya da eleştirici olmak durumunda kalmadan sabahleyin avlanmak, öğleden sonra balık tutmak, akşam hayvan yetiştiriciliği yapmak, yemekten sonra eleştiri yapmak olanağını yaratır


19 yüzyılın son yarısında sosyalizm ve komünizm terimleri genellikle birbirlerinin yerine kullanılmaya başladılar Ancak Marx ve Engels sosyalizmi toplumun üretim araçlarını ortak olarak kullandığı ama bazı sınıf farklılıklarının hâlâ bakî olduğu bir geçiş aşamasını tanımlamak için kullandılar Komünizm terimini de tüm sınıf farklarının ortadan kalktığı, insanların uyum içinde yaşadığı ve devlete artık ihtiyaç duyulmadığı nihai bir aşama için kullandılar

Özellikle daha sonra Lenin tarafından geliştirilen bakış açıları, 20 yüzyılın komünist partilerinin harekete geçirici niteliklerinin temelinin oluşturulmasını sağladı Sonraki yazarlar Marx’ın bakış açısını biraz değiştirerek, komünizm tam olarak yerleşmeden önce uzun bir sosyalizm sürecinin gerektiğine inanmış ve böyle toplumların geliştirilmesinde devlete merkezî bir rol tanımışlardır
Marx’ın Mihail Bakunin gibi çağdaşları benzer fikirleri desteklediler ama sınıfsız topluma nasıl ulaşılacağı konunda fikir ayrılığına düştüler Günümüzde işçi hareketinde Marksistler ve anarşistler arasında bir ayrım vardır Anarşistler tüm devlet biçimlerine karşıdır ve onu ortadan kaldırmak isterler Anarşist komünistler sınıfsız topluma derhal geçilmesini ister



Komüntern


Modern dünyada geniş ölçekli bir sosyalizm kurma fikri üzerine ilk çaba Rusya’da 1917 Ekim Devrimi’nde gerçekleşti Bolşevikler ve Lenin’in önderliğinde yapılan devrim, Marksistlerin kendi arasında da komünizm üzerine önemli pratik ve kuramsal tartışmalar başlattı Marx’ın kuramı devrimlerin yerleşik ve büyük bir işçi sınıfının oluştuğu ileri kapitalist ülkelerde olacağını farz ediyordu Bununla birlikte muazzam büyüklükteki cahil köylüleriyle ve küçük sanayisiyle Avrupa’nın en fakir ülkesiydi Bu şartlar altında onların ideolojik vazifelerine göre öncelikle bir işçi sınıfının yaratılması gerekiyordu
Bu nedenle sosyalist Menşevikler, kapitalizm oluşmadan evvel sosyalist devrim isteyen Lenin’in komünist Bolşeviklerine karşı çıkıyorlardı Bolşevikler iktidara geldiklerinde Rusya’nın Birinci Dünya Savaşı’yla olan ilgisinin kesilmesini isteyen halkın ve toprak reformuna isteyen köylülerin desteğini elde eden pragmatik ve siyasî olarak başarılı “barış, ekmek ve toprak” sloganlarının ötesinde bir programdan yoksun kaldılar

Komünizm ve sosyalizm terimlerinin kullanımları 1917 yılında Bolşevikler isimlerini Komünist Parti olarak değiştirdiklerinde ve sosyalist ilkelere bağlı tek parti rejimi kurduklarında değişti Devrimci Bolşevikler ılımlı sosyalist hareketlerle olan bağlarını kopardılar ve İkinci Enternasyonal'den çekilerek 1919 yılında Üçüncü Enternasyonal'i ya da Komintern'i kurdular Bundan böyle Komünizm terimi Komintern şemsiyesi altında toplanan partilerin ideolojilerini belirtmek için kullanılır oldu Programları sosyalist iktisadın geliştirilmesini olduğu kadar, proletarya diktatörlüğünün kurulmasını sağlayacak olan dünya işçilerinin devrim için birleşmesi çağrısında bulunuyordu Sonunda devletin yavaş yavaş yok edilmesiyle uyumlu bir sınıfsız toplum oluşturacak programları tuttu Sovyet komünistleri 1920’lerin başında, eski Rus İmparatorluğu'ndan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ni ya da Sovyetler Birliği’ni kurdular

Lenin’in demokratik merkeziyetçiliğini izleyerek, komünist partiler hiyerarşik bir yapıyla örgütlendiler Tabanda yalnızca partinin yüksek üyeleri tarafından onaylanmış ve parti disiplinine tamamen uyan seçkin kadrolardan oluşan etkin hücre üyeleriyle örgütleniyorlardı
1918 ile 1920 arasında, Rusya İç Savaşı’nın ortasında yeni rejime tüm üretim araçlarını devletleştirdi Ayaklanmalar ve köylülerin rahatsızlığı başlayınca, Lenin Yeni Ekonomi Politik ’i (YEP/NEP) açıkladı Bununla birlikte Josef Stalin’in liderlik için kişisel mücadelesi YEP’in sonunu hazırladı ve Stalin kendi otoritesini programı iptal etmek için kullandı
Sovyetler Birliği ve Komünist Partiler tarafından yönetilen diğer ülkeler sosyalist iktisadi esaslar üzerine kurulu Sosyalist devletler olarak tanımlanırlar Bu kullanım, onların sosyalist programı üretim araçlarının özel mülkiyetini ortadan kaldırmak ve iktisat üzerinde devlet kontrolünü kurmak için benimsediklerini belirtir; bununla birlikte, kendilerini tam anlamıyla komünist olarak tanımlamazlar çünkü ortak mülkiyet henüz yoktur

Stalinizm

Sosyalizmin Stalinist versiyonu, bazı önemli değişikliklerle birlikte Sovyetler Birliğini ve dünya çapındaki Komünist Partileri şekillendirdi Bu görüş büyük bir sanayileşme ve kamulaştırma programıyla komünizmi kurma ihtimali üzerinde duruyordu Sanayinin hızlı gelişimi ve hepsinin ötesinde Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’nı kazanması, bu bakış açısına dünya çapında bir destek sağladı ve hatta Stalin’in ölümünü izleyen on yılda, parti otuz yıl içinde komünizmin kurulmasını vadeden bir program benimsedi
Bununla birlikte Stalin’in önderliğindeki Sovyet modelin iskeletiyle komünizme ulaşma düşüncesindeki bazı gedikleri kanıtlar gösterdi Stalin Sovyetler Birliği’nde hayatın yönünü kontrol eden baskıcı bir devlet kurdu Stalin’in ölümünden sonra Sovyetler Birliği’nin yeni lideri Nikita Kruşçev bu baskının büyüklüğünü kabul etti Daha sonra bu büyüme azaldı, devlet memurları arasında Sovyet sisteminde gediklere yol açan rantçılık ve bozulma arttı

Komintern’in faaliyetine rağmen, Sovyet Komünist Partisi Stalinist bir kuram olan “tek ülkede sosyalizm”i benimsedi Sınıf mücadelesinin sosyalizmde daha zorlaşacağını söyleyen Stalinist görüşe göre eğer gerekliyse tek ülkede sosyalizmi kurmak mümkündü Marksist enternasyonalizmden bu kopuş, “sürekli devrim” kuramını ortaya atarak dünya devriminin gerekliliğini vurgulayan Leon Troçki tarafından eleştirildi

Troçkizm

Troçki ve destekçileri “Sol Muhalefet”i oluşturdular ve platformları Troçkizm olarak anıldı Fakat Stalin Sovyet rejiminin tam kontrolünü ele geçirmeyi başardı ve onların Stalin’i iktidardan indirme girişimleri 1929 yılında Troçki’nin sürgün edilmesiyle sonuçlandı Troçki’nin sürgün edilmesinin ardından, dünya komünizmi iki farklı fraksiyona ayrıldı: Stalinizm ve Troçkizm Troçki daha sonra 1938’de Komintern’e bir meydan okuma olan Dördüncü Enternasyonal ’i kurdu
Bugün Troçkizm’i izleyen bazılarına göre, bu ideoloji Sovyet bloğundaki Komünist çevrelerde Stalin’in ölümünden sonra bile kabul görmemiş ve Troçki’nin komünizm konusundaki açıklamaları devleti yıkacak koşulları hazırlayacak siyasî bir devrime önderlik etmede başarılı olmamıştır Bununla birlikte Troçkist fikirler sosyal değişim deneyimleri yaşayan ülkelerde (örneğin Venezuela’nın başbakanı Hugo Chavez’le ilişkisi olan Alan Woods'un Marksist Enternasyonal Komitesi gibi) zaman zaman yankı bulmaktadır Büyük Britanya, Fransa, İspanya ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerde birçok parti politik arenadadır Kapitalizmin destekçisi olan partilere katkıda bulunan Troçkist grupların, böyle davranılmasını uygun bulmayan diğer Troçkistler tarafından oportünizmle (fırsatçılık) suçlandığını unutmamak gerekir

Soğuk Savaş Yılları

Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan galibiyetle çıkmasının ardından Doğu Avrupa’da önemli müttefikler kazanmasıyla birlikte, komünizm hareketi birkaç yeni ülkede daha başladı ve Maoizm gibi birkaç değişik komünizm düşüncesinin yükselmesine de yardımcı oldu
Sosyalizm birçok yeni ülkenin Sovyetlere eklenmesiyle ve Doğu Avrupa’ya yayılarak güçlendi Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslavakya, Doğu Almanya, Polonya, Macaristan ve Romanya’da Sovyet Komünizmi örnek alınarak yönetimler kuruldu Yugoslavya’da da Josip Tito’nun önderliğinde komünist bir yönetim yaratıldı ama Tito’nun bağımsız politikaları, Yugoslavya’nın Komintern’in yerine kurulan Kominform’dan çıkarılmasına yol açtı Titoizm hareketi de deviasyonist (sapma) olarak adlandırıldı

1950 itibariyle Çin Marksistleri Tayvan hariç tüm Çin ellerinde tutarak, dünyanın en kalabalık ülkesini yönetiyorlardı Diğer bölgelerdeki komünist güçler, emperyalist dünya üzerinde huzursuzluk yaratıyor ve emperyalistler Orta Asya’daki ve Afrika’daki huzursuzlukları bastırmak için savaşa başvuruyorlardı Bunların en acı sonuçlar doğuranlarından birisi Vietnam Savaşı ’dır Değişik oranlarda başarılar sağlayan Komünistler, bu fakir ülkelerdeki ulusal ve sosyalist güçlerle birlikte Batı emperyalizmine karşı savaş verdiler

Maoculuk

1953’te Stalin’in ölümünün ardından, Sovyetler Birliği’nin yeni önderi Nikita Kruşçev Stalin’in suçlarını ve yaptığı kişisel propagandayı ifşa etti Lenin’in prensiplerine geri dönüş çağrısı yaptı ve böylece Komünist yöntemlerdeki bazı değişiklikleri haber vermiş oldu Bununla birlikte, Kruşçev’in ıslahatları özellikle 1960’lar ve 70’lerde daha görünür hale gelen Çin ve Sovyetler Birliği arasındaki ideolojik farkları arttırdı Uluslararası marksist hareketteki Çin-Sovyet bölünmesi açık bir düşmanlığa dönüşürken, Maoist Çin kendisini gelişmemiş dünyanın iki süpergüç olan ABD ve Sovyetler Birliği karşısındaki önderi olarak gösterdi ve Maoculuk dünyada Marksizmin yeni bir dalı olarak kabul edildi51

Sovyetler Birliği’nin Dağılması ve Günümüzde Marksizm


1985 yılında Mihail Gorbaçov Sovyetler Birliği’nin önderi oldu ve glasnost (açıklık) ve perestroika (yeniden yapılandırma) projeleriyle merkezi kontrolü azalttı Polonya, Doğu Almanya, Çekoslavakya, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan Komünist yönetimi 1990 yılında terk ettiklerinde Sovyetler Birliği onlara müdahale etmedi ve 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin kendisi de dağıldı

21 yüzyılın başıyla birlikte, Komünist partiler Çin, Küba, Laos, Kuzey Kore ve Vietnam’da iktidardalar Moldova’nın başkanı Vladimir Voronin Moldova Komünist Partisi’nin üyesi olmakla birlikte ülke tek parti önderliğinde yönetilmiyor Bununla birlikte Çin, Maocu mirasın birçok bakış açısını yeniden değerlendirdi ve Çin, iktisatta büyümeyi arttırmak için devlet kontrolünü azalttı Komünist partiler ya da onların izleyicileri, birçok Avrupa ülkesinde ve özellikle de Hindistan’da siyasi olarak hala önemlerini koruyorlar

Doğu Avrupa ülkelerinde sosyalist devrimlerin ardından komünizmin neden başarılı olamadığına dair Marksist teoriler, kapitalist dış ülkelerin baskısı, devrimlerin gerçekleştiği ülkelerin görece az gelişmiş olması ve devleti kendi çıkarları doğrultusunda yöneten yeni bir bürokratik tabaka ya da sınıfın oluşması gibi etkenler üzerinde durmaktadır Sovyetler Birliği’ne ve Sovyet sistemine yönelik Marksist eleştiriler, Sosyalist devletlerin “devlet kapitalizmi” ya da bürokratik diktatörlük haline geldiğini ve Sovyet sisteminin Marx’ın komünist idealinden çok uzağa düştüğünü söylemektedir Devletin ve partinin bürokratik seçkinlerinin ağır bir şekilde merkezileşmiş ve baskıcı bir siyasal araç haline gelmiş aygıtta bürokrasinin sınıflı sisteme özgü bir sınıfmış gibi hareket etmeye başladığı vurgulanır

Marksist olmayanlar ise devlet kapitalizmi terimini Komünist Parti tarafından yönetilen tüm topluluklar ve böyle ulus-devletler yaratma niyetinde olan herhangi bir parti için kullanırlar Sosyal bilimlerde, Komünist Partiler tarafından yönetilen topluluklar tek partili yönetimlerinden ve sosyalist iktisadi tabanlarından dolayı ayrı tutulurlar Antikomünistler böyle toplumlar için totaliterlik terimini kullansalar da, birçok sosyal bilimci böyle devletlerde bağımsız politik faaliyetler yürütmenin imkânlarını tanımlamışlar ve bunun gelişimini 1980ler ve 90ların başında Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’daki müttefiklerinin dağılmasından sonrasına kadar vurgulamışlardır Kaldı ki, zaten Marx'a göre proletarya diktatörlüğü, komünizm aşamasına ulaşmak için geçilmesi gereken bir aşamadır Dolayısı ile burjuva düzenlerinde olduğu gibi çok partili bir sistem kurulması zaten mümkün değildir Bazı komünistler, sosyalist bir yönetimin totaliter bir yönetime dönüşmesinin, ancak halkın yönetime katılmasının engellenmesi ile olabileceğini savunmaktadırlar

Bugün Marksistler ve anarşistler dünyanın pek çok bölgesinde faaliyettelerdirLatin Amerika'da marxsizm gelişmiştirBugün;Küba,Venezuella,Bolivya,Çin ,Kuzey Kore,Laos,Vietnam,Moldova ve Nikaragua sosyalist ve komünist partilerin iktidarlarıyla yönetilmektedir

Komünizmin Eleştirisi

Çok çeşitli görüşlerdeki yazarlar ve siyasi eylemciler antikomünist eserler yayımlamışlar Sovyet bloğuna muhalif olan Aleksandr Solzenitsin ve Vaclav Havel; Friedrich Hayek, Ludwig von Mises ve Milton Friedman gibi ekonomistler; Hannah Arendt, Robert Conquest, Daniel Pipes ve R J Rummel gibi tarihçiler ve sosyal bilimciler bunlardan bazılarıdır Bazı yazarlar Komünist rejimle yönetilen ülkelerdeki, özellikle de Stalin dönemindeki insan hakları ihlallerini komünizmin eleştirisi olarak sunmaktadır Fakat bunu eleştiren insanların büyük kısmının, kapitalist ülkelerin yaptığı insan hakları ihlallerine değinmemesi, bu tür eleştirilerin komünistler başta olmak üzere bazı insanlar tarafından antikomünist propaganda olarak yorumlanmasına yol açmaktadır

Bu eleştirilerin bazıları, komünist partilere karşı doğru noktalara değinmekle birlikte, hepsinin bilimsel bir yaklaşım olarak komünizme karşı geçerli olamadıkları iddia edilmektedir Ve Varşova Paktı'na dahil olmayan birçok komünist partisi arasında çok önemli farklılıklar vardır; bundan dolayı hiçbir eleştiri hepsi için geçerli olamaz
Birçok ülkede komünizmle mücadele, fikri eleştirilerle sınırlı kalmamış, fiziksel karşı koyuşlarla da çerçevesini genişletmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Komünizm

Eski 05-04-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Komünizm



Komünizm:



Sırasıyla, ütopik akılcı ve pasifist bir öğreti olarak doğa hali öğretisine, İnsanlık tarihini iyi ve kötü, ruh ve madde, aydınlık ve karanlık arasındaki bir savaş olarak yorumlayıp, özel mülkiyetin İnsanı bu dünyaya çektiğini ve materyalizme yönelttiğini savunan, alternatif olarak da her şeyden el etek çekmeyi ve çileciliği öneren Manişeizme, sınıf savaşını uygarlığın itici gücü olarak gören Marksizme, ya da üretim güçlerinin yükselişi ve gelişmesiyle ilgili ekonomi anlayışına ve dolayısıyla, ortaklaşa mülkiyet düşüncesine ve sınıf sız toplum idealine dayanan toplum modeline, bu düşünce ve idealle bağlantılı ideoloji


Üretim araçlarının toplumsal ortaklığa dayalı olduğu ve özel mülkiyetin varolmadığı böyle bir toplum, Marksist terminolojide, proletarya diktatörlüğüyle belirlenen bir geçiş döneminin ardından ve sosyalizmin hazırlık evresinden sonra ortaya çıkar Marksist anlayışa göre, tam anlamıyla komünist bir toplumda, devlet ortadan kalkarak, el emeğiyle entellektüel faaliyet, kent yaşamıyla kırsal yaşam arasındaki tüm farklılıklar yok olacak, İnsanın yabancılaşması son bulacak, onun yaratıcı-üretici gücünün gelişimine sınır çekilmeyecek ve toplumsal ilişkiler ‘herkese yeteneğine ve emeğine göre’ prensibiyle düzenlenecektir


Öğreti düzeyi dışında çıkılıp, uygulama söz konusu olduğunda, bu ideallerin modern toplumlarda gerçekleştiril ip gerçekleştirilemediği hususu, hep büyük bir tartışma konusu olmuştur Zira komünist ülkelerin çoğunda, şu ya da bu ölçüde özel mülkiyet olmuş, bürokrasinin ayrıcalıklarıyla belirlenen sınıfsal bir sistem ortaya çıkmıştır Doğu Avrupa’yla Sovyetler Birliğindeki komünist yönetimlerin dramatik bir tarzda çöküşü ise, ekonomik borcun, halk desteğinden yoksun olmanın, siyasi ve ekonomik reformların yapılamamasının, ve nihayet ordunun desteğini çekmesinin bir sonucu olmuştur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Komünizm

Eski 11-28-2010   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Komünizm





Komünizm, komünistlik veya toplumculuk, sosyal örgütlenme üzerine bir kuramsal sistem ve üretim araçlarının ortak mülkiyetine dayalı bir politik harekettir Komünizm sınıfsız bir toplum yaratma amacındadır
20 yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx’ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine üretiminin son bulduğu komünist toplum geçecektir
Komünizm’in temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması, karşıt görüşlüleri için “ütopya” olarak atfedilir ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağına inanılır

Paris Komünü, gerçek anlamda komünal sistem yaşayabilmiş tek topluluktur Bunun dışında Mahnovist hareket öncüllüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında Anarko-komünist hareketle şekillenen (yaklaşık 4 yıl sürmüştür) toprakların kollektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünal topluluklarda kurulmuştur
Komünizmi savunan akımlar arasında en yaygını Leninizm (Marksizm-Leninizm)’dir Marksizm-Leninizm’e göre komünizme giden süreç burjuvazinin ortadan kalkmasını sağlayacak olan proletarya rejimi başlatılacak ve ardından komünizmin hazırlayıcısı sosyalizm aşamasına geçilecektir Marksist kuramda son aşama olan komünizmin gerçekleşmesiyle devlet ortadan kalkacaktır


Leninizm dışında iki komünist akım daha bulunmaktadır Bunlardan ilki Marksizm’in temel görüşlerini benimseyen fakat Leninist modelle komünizm hedefine ulaşılamayacağını iddia eden sol komünizm veya konsey komünizmi olarak adlandırılan akımdır Lenin’in “Sol Komünizm: Bir Çocukluk Hastalığı” adlı eserine cevaben yazılan Herman Gorter’in “Yoldaş Lenin’e Açık Mektup”, Gilles Dauvé ve François Martin’in “Komünist Hareketin Güneş Tutulması ve Yeniden Ortaya Çıkışı” isimli kitaplar bu akımın takipçilerinin yarattıkları eserlerdir


Diğer bir komünist akım ise anarşist komünizm’dir Anarşizmin bireyci ve kolektivist akımlarından ayrılan anarşist komünizm fikri, komünizme devlet aygıtını ele geçirerek geçilebileceğini reddeder ve bunu savunan Marksizm’i eleştirir Peter Kropotkin, Nestor Makhno, Errico Malatesta, Carlo Cafiero anarşist komünizm düşüncesinin temellerini atan düşünürlerden ve eylemcilerden bazılarıdır Anarşist komünizm, anarşizm’den “sınıf” gerçeğine göre hareket etme ve örgütlenme temelinde ayrılır Savunucuları komünizmin, bilimsel sosyalizm olmadan gerçekleştirilebileceği üzerinde birleşir Anarşist komünizm, devlet’in kapitalizm için bir kılıf olduğunu ve bu yüzdende sınıfsız bir topluma gidilecek süreçte kullanılmasının sonucunda “diktatörlük”, “devlet kapitalizm”i ya da “bir sözde zümrenin, toplum üzerinde iktidarı’na yol açacağını düşünür


İlkel Komünizm



Komünizm fikri Batı düşüncesinde Marx’tan ve Engels’ten çok önce oluşmuştur Antik Yunan’da zaten komünizm mülkiyet gelmeden önce toplumun tam uyum içinde yaşadığı, insanlığın “altın çağına” dair bir mitolojiyle ilişkilendirilirdi Kimileri Platon’un Devlet adlı eserinin ve diğer antik kuramcıların bir çeşit komünal yaşam içinde komünizmi savunduğunu belirtir Pek çok erken Hıristiyan mezhebi (ve Elçilerin İşleri bölümünde de belirtildiği üzere özellikle erken dönem Kilise), Kolomb öncesi Amerika’daki yerli kabileler komünizmi komünal yaşam ve ortak mülkiyet biçiminde uygulamışlardır


16 yüzyılda İngiliz yazar Thomas More Ütopya adlı incelemesinde, ortak mülkiyet üzerine kurulu bir toplumu tasvirlemiştir 17 yüzyılda komünist düşünce İngiltere’de tekrar tartışma konusu oldu Eduard Bernstein 1895’te yazdığı Cromwell ve Komünizm adlı eserinde İngiliz İç Savaşı içindeki grupların, özellikle de Kazıcıların (Diggers) açıkça komünist, tarıma dayalı düşünceleri desteklediğini ve Cromwell’in bu gruplara yaklaşımının olsa olsa değişken, sıklıkla da düşmanca olduğunu iddia eder
Özel mülkiyet fikrinin eleştirisi 18 yüzyıl boyunca süren Aydınlanma döneminde de, Jean Jacques Rousseau gibi düşünülerle devam etti Robert Owen gibi “ütopyacı sosyalist” yazarlar da bazen komünist sayılırlar


Karl Marx insanlığın klasik toplum, feodalizm ve şimdi içinde bulunduğu kapitalizm dönemine yükselmesinde ilkel komünizmi ilk ve asıl çıkış noktası olarak görür Ardından sosyal evrimdeki sonraki adımın komünizme geri dönüş olacağını gösterir ancak bu insanlığın zaten deneyimlediği ilkel komünizmden çok daha yüksek bir seviyede olacaktır


Komünizm çağdaş formunda 19 yüzyılın işçi hareketiyle birlikte Avrupa’da yükseldi Bu sırada Sanayi Devrimi ilerliyordu Sosyalist eleştirmenler kapitalist iktisadın uygunsuz koşullarda şehirdeki fabrikalarda çalışan işçiler olan proletaryayı ve zengin ile yoksul arasında giderek açılan bir uçurumu ortaya çıkardığını gördülerAslında gerçek anlamda komünizm,19 yüzyılın ortalarından itibaren filizlenmiştirKomünizmin tabiri,Karl Marx ve Fredrih Engels’in ortak yapıtları olan Komünist Manifesto adlı kitapta açıklanmıştırBurdan yola çıkarsak,aslında komünizmin yaklaşık 1,5 asırlık bir geçmişi vardır


Anarşist Komünizm
Anarşizm


Anarşist Komünizm 14 yüzyılda bir red ve bir istekten doğan anarşizmin komünist koludur Reddedilen otoritedir Nitekim anarşist kuramcı Proudhon 1851′de “artık ne kilise’de ne de devlet içinde,ne toprakta ne de parada da otorite olmalıdır” diyordu İstenilen de özgürlüktür
Anarşist düşünce Marx’ın bilimsel sosyalizmiyle çelişir Anarşizmin ispanyadaki kurucusu Guiseppe Fanelli ile 1 Enternasyonale katılan Bakunin, “dünyada eşitlik, komünler içinde serbestçe örgütlenmiş ve federasyon haline gelmiş üretim birliklerindeki kolektif mülkiyetin ve emeğin kendiliğinden örgütlenmesiyle gerçekleşmek zorundadır” der Nitekim, daha Enternasyonal’ın başlangıcında işçiler ikiye bölünmüştü Biri Marxçı diğeri Proudhoncu olan bu iki akım özellikle cenevre(1866) ve Lozan(1867) kongrelerinde çatıştı 1 Enternasyonal’den sonraki kongrelerde anarşistler yenik düştü Anarşistlerin öncülerine göre yapacakları propaganda yeniden gözden geçirilmeliydi Bu düşünceden hareketle italyan anarşistler,1877 de şiddet kullanmayı önerdiler: “sosyalist ilkelerin eylemlerle ortaya konmasına yönelen ayaklanma, en etkin propaganda aracıdır Bu araç kitleleri yanıltmadan ve bozmadan en derin toplumsal katmanlara nüfuz edebilir ve enternasyonal’in desteklediği mücadelede insanlığın diri güçlerini yanına çekebilir”(1876 da Cafieronun Malatestaya yazdığı mektup) Bu düşünceden hareket eden italyan anarşistleri, Benevento’da taşra arşivlerini ateşe vermeye ve yoksullara para dağıtmaya giriştiler yapılan baskılar anarşist düşüncenin yayılmasına, özellikle ispanya ve rusyada engel olamadı Bu arada Bakunin ve Kropotkin, eksiksiz ve evrensel nitelikte olduğunu düşündükleri bir eğitim sistemi ortaya koyarak Proudhon’un düşüncelerini geliştirdiler
Anarşist Komünizmin örgütlü pratikleri, kendisini tarihte Ukrayna ve İspanya iç savaşında gösterir


Marksizm



Diğer sosyalistler gibi Marx ve Engels de kapitalizme ve işçinin sömürülmesine son verme yolları aradılar Fakat erken dönem sosyalistler genellikle uzun süreli bir sosyal reformu önermekte iken, Marx ve Engels devrimin sosyalizme giden tek yol olduğunu söylediler
Marksizm’de, sınıflı toplumdaki insanın temel özelliği yabancılaşmadır ve komünizm insanlığın özgürlüğünün tam olarak gerçekleştirilmesi demektir Marx burada Hegel ’i izleyerek özgürlüğü yalnızca kısıtlamaların yokluğu olarak değil, ahlakî bir özü olan hareket olarak alır Komünizm yalnızca insanlar ne yapmak istiyorlarsa onu yapmalarını sağlamaz, ama aynı zamanda onları öyle koşullar ve diğer insanlarla öyle ilişkiler içine koyar ki, artık sömürme ihtiyacı hissetmezler Ancak Hegel’e göre bu dünya asla ulaşılamayacak olan idealar dünyası tarafından yönetilirken, Marx’a göre komünizm maddeler dünyasından, özellikle de üretim araçlarının gelişiminden ortaya çıkar
Marksizm sınıf çatışma ve devrimci mücadele sürecinin proletarya için zaferle sonuçlanacağını ve özel mülkiyetin zamanla ortadan kalkarak üretim araçlarının topluma ait kılınacak bir komünist toplumun kurulacağını ileri sürer Marx komünist yaşam hakkında az şey yazmış ve yalnızca komünist toplumu oluşturan en temel belirtileri vermiştir Açıktır ki, bu insanın altından kalkabileceği tasarıların çok az sınırlandığı bir bolluğu gerektirir Komünist hareket tarafından benimsenmiş bir sloganda komünizm “Herkesten yeteneğine göre alınan, herkese gereksinimine göre verilen” bir dünya olarak açıklanır Alman İdeolojisi (1845) Marx’ın komünist geleceği detaylıca açıkladığı az sayıdaki yazılarından biridir: Oysa herkesin bir başka işe meydan vermeyen bir faaliyet alanının içine hapsolmadığı, herkesin hoşuna giden faaliyet dalında kendini geliştirebildiği komünist toplumda, toplum genel üretimi düzenler, bu da, benim için, bugün bu işi, yarın başka bir işi yapmak, canımın istediğince, hiçbir zaman avcı, balıkçı ya da eleştirici olmak durumunda kalmadan sabahleyin avlanmak, öğleden sonra balık tutmak, akşam hayvan yetiştiriciliği yapmak, yemekten sonra eleştiri yapmak olanağını yaratır
19 yüzyılın son yarısında sosyalizm ve komünizm terimleri genellikle birbirlerinin yerine kullanılmaya başladılar Ancak Marx ve Engels sosyalizmi toplumun üretim araçlarını ortak olarak kullandığı ama bazı sınıf farklılıklarının hâlâ bakî olduğu bir geçiş aşamasını tanımlamak için kullandılar Komünizm terimini de tüm sınıf farklarının ortadan kalktığı, insanların uyum içinde yaşadığı ve devlete artık ihtiyaç duyulmadığı nihai bir aşama için kullandılar


Özellikle daha sonra Lenin tarafından geliştirilen bakış açıları, 20 yüzyılın komünist partilerinin harekete geçirici niteliklerinin temelinin oluşturulmasını sağladı Sonraki yazarlar Marx’ın bakış açısını biraz değiştirerek, komünizm tam olarak yerleşmeden önce uzun bir sosyalizm sürecinin gerektiğine inanmış ve böyle toplumların geliştirilmesinde devlete merkezî bir rol tanımışlardır
Marx’ın Mihail Bakunin gibi çağdaşları benzer fikirleri desteklediler ama sınıfsız topluma nasıl ulaşılacağı konunda fikir ayrılığına düştüler Günümüzde işçi hareketinde Marksistler ve anarşistler arasında bir ayrım vardır Anarşistler tüm devlet biçimlerine karşıdır ve onu ortadan kaldırmak isterler Anarşist komünistler sınıfsız topluma derhal geçilmesini ister


Komüntern
Leninizm


Modern dünyada geniş ölçekli bir sosyalizm kurma fikri üzerine ilk çaba Rusya’da 1917 Ekim Devrimi’nde gerçekleşti Bolşevikler ve Lenin’in önderliğinde yapılan devrim, Marksistlerin kendi arasında da komünizm üzerine önemli pratik ve kuramsal tartışmalar başlattı Marx’ın kuramı devrimlerin yerleşik ve büyük bir işçi sınıfının oluştuğu ileri kapitalist ülkelerde olacağını farz ediyordu Bununla birlikte muazzam büyüklükteki cahil köylüleriyle ve küçük sanayisiyle Avrupa’nın en fakir ülkesiydi Bu şartlar altında onların ideolojik vazifelerine göre öncelikle bir işçi sınıfının yaratılması gerekiyordu
Bu nedenle sosyalist Menşevikler, kapitalizm oluşmadan evvel sosyalist devrim isteyen Lenin’in komünist Bolşeviklerine karşı çıkıyorlardı Bolşevikler iktidara geldiklerinde Rusya’nın Birinci Dünya Savaşı’yla olan ilgisinin kesilmesini isteyen halkın ve toprak reformuna isteyen köylülerin desteğini elde eden pragmatik ve siyasî olarak başarılı “barış, ekmek ve toprak” sloganlarının ötesinde bir programdan yoksun kaldılar
Komünizm ve sosyalizm terimlerinin kullanımları 1917 yılında Bolşevikler isimlerini Komünist Parti olarak değiştirdiklerinde ve sosyalist ilkelere bağlı tek parti rejimi kurduklarında değişti Devrimci Bolşevikler ılımlı sosyalist hareketlerle olan bağlarını kopardılar ve İkinci Enternasyonal’den çekilerek 1919 yılında Üçüncü Enternasyonal’i ya da Komintern’i kurdular Bundan böyle Komünizm terimi Komintern şemsiyesi altında toplanan partilerin ideolojilerini belirtmek için kullanılır oldu Programları sosyalist iktisadın geliştirilmesini olduğu kadar, proletarya diktatörlüğünün kurulmasını sağlayacak olan dünya işçilerinin devrim için birleşmesi çağrısında bulunuyordu Sonunda devletin yavaş yavaş yok edilmesiyle uyumlu bir sınıfsız toplum oluşturacak programları tuttu Sovyet komünistleri 1920’lerin başında, eski Rus İmparatorluğu’ndan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni ya da Sovyetler Birliği’ni kurdular


Lenin’in demokratik merkeziyetçiliğini izleyerek, komünist partiler hiyerarşik bir yapıyla örgütlendiler Tabanda yalnızca partinin yüksek üyeleri tarafından onaylanmış ve parti disiplinine tamamen uyan seçkin kadrolardan oluşan etkin hücre üyeleriyle örgütleniyorlardı


1918 ile 1920 arasında, Rusya İç Savaşı’nın ortasında yeni rejime tüm üretim araçlarını devletleştirdi Ayaklanmalar ve köylülerin rahatsızlığı başlayınca, Lenin Yeni Ekonomi Politik ’i (YEP/NEP) açıkladı Bununla birlikte Josef Stalin’in liderlik için kişisel mücadelesi YEP’in sonunu hazırladı ve Stalin kendi otoritesini programı iptal etmek için kullandı


Sovyetler Birliği ve Komünist Partiler tarafından yönetilen diğer ülkeler sosyalist iktisadi esaslar üzerine kurulu Sosyalist devletler olarak tanımlanırlar Bu kullanım, onların sosyalist programı üretim araçlarının özel mülkiyetini ortadan kaldırmak ve iktisat üzerinde devlet kontrolünü kurmak için benimsediklerini belirtir; bununla birlikte, kendilerini tam anlamıyla komünist olarak tanımlamazlar çünkü ortak mülkiyet henüz yoktur

Stalinizm



Sosyalizmin Stalinist versiyonu, bazı önemli değişikliklerle birlikte Sovyetler Birliğini ve dünya çapındaki Komünist Partileri şekillendirdi Bu görüş büyük bir sanayileşme ve kamulaştırma programıyla komünizmi kurma ihtimali üzerinde duruyordu Sanayinin hızlı gelişimi ve hepsinin ötesinde Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’nı kazanması, bu bakış açısına dünya çapında bir destek sağladı ve hatta Stalin’in ölümünü izleyen on yılda, parti otuz yıl içinde komünizmin kurulmasını vadeden bir program benimsedi
Bununla birlikte Stalin’in önderliğindeki Sovyet modelin iskeletiyle komünizme ulaşma düşüncesindeki bazı gedikleri kanıtlar gösterdi Stalin Sovyetler Birliği’nde hayatın yönünü kontrol eden baskıcı bir devlet kurdu Stalin’in ölümünden sonra Sovyetler Birliği’nin yeni lideri Nikita Kruşçev bu baskının büyüklüğünü kabul etti Daha sonra bu büyüme azaldı, devlet memurları arasında Sovyet sisteminde gediklere yol açan rantçılık ve bozulma arttı
Komintern’in faaliyetine rağmen, Sovyet Komünist Partisi Stalinist bir kuram olan “tek ülkede sosyalizm”i benimsedi Sınıf mücadelesinin sosyalizmde daha zorlaşacağını söyleyen Stalinist görüşe göre eğer gerekliyse tek ülkede sosyalizmi kurmak mümkündü Marksist enternasyonalizmden bu kopuş, “sürekli devrim” kuramını ortaya atarak dünya devriminin gerekliliğini vurgulayan Leon Troçki tarafından eleştirildi


Troçkizm



Troçki ve destekçileri “Sol Muhalefet”i oluşturdular ve platformları Troçkizm olarak anıldı Fakat Stalin Sovyet rejiminin tam kontrolünü ele geçirmeyi başardı ve onların Stalin’i iktidardan indirme girişimleri 1929 yılında Troçki’nin sürgün edilmesiyle sonuçlandı Troçki’nin sürgün edilmesinin ardından, dünya komünizmi iki farklı fraksiyona ayrıldı: Stalinizm ve Troçkizm Troçki daha sonra 1938’de Komintern’e bir meydan okuma olan Dördüncü Enternasyonal ’i kurdu


Bugün Troçkizm’i izleyen bazılarına göre, bu ideoloji Sovyet bloğundaki Komünist çevrelerde Stalin’in ölümünden sonra bile kabul görmemiş ve Troçki’nin komünizm konusundaki açıklamaları devleti yıkacak koşulları hazırlayacak siyasî bir devrime önderlik etmede başarılı olmamıştır Bununla birlikte Troçkist fikirler sosyal değişim deneyimleri yaşayan ülkelerde (örneğin Venezuela’nın başbakanı Hugo Chavez’le ilişkisi olan Alan Woods’un Marksist Enternasyonal Komitesi gibi) zaman zaman yankı bulmaktadır Büyük Britanya, Fransa, İspanya ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerde birçok parti politik arenadadır Kapitalizmin destekçisi olan partilere katkıda bulunan Troçkist grupların, böyle davranılmasını uygun bulmayan diğer Troçkistler tarafından oportünizmle (fırsatçılık) suçlandığını unutmamak gerekir en


Soğuk Savaş Yılları



Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan galibiyetle çıkmasının ardından Doğu Avrupa’da önemli müttefikler kazanmasıyla birlikte, komünizm hareketi birkaç yeni ülkede daha başladı ve Maoizm gibi birkaç değişik komünizm düşüncesinin yükselmesine de yardımcı oldu


Sosyalizm birçok yeni ülkenin Sovyetlere eklenmesiyle ve Doğu Avrupa’ya yayılarak güçlendi Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslavakya, Doğu Almanya, Polonya, Macaristan ve Romanya’da Sovyet Komünizmi örnek alınarak yönetimler kuruldu Yugoslavya’da da Josip Tito’nun önderliğinde komünist bir yönetim yaratıldı ama Tito’nun bağımsız politikaları, Yugoslavya’nın Komintern’in yerine kurulan Kominform’dan çıkarılmasına yol açtı Titoizm hareketi de deviasyonist (sapma) olarak adlandırıldı
1950 itibariyle Çin Marksistleri Tayvan hariç tüm Çin ellerinde tutarak, dünyanın en kalabalık ülkesini yönetiyorlardı Diğer bölgelerdeki komünist güçler, emperyalist dünya üzerinde huzursuzluk yaratıyor ve emperyalistler Orta Asya’daki ve Afrika’daki huzursuzlukları bastırmak için savaşa başvuruyorlardı Bunların en acı sonuçlar doğuranlarından birisi Vietnam Savaşı ’dır Değişik oranlarda başarılar sağlayan Komünistler, bu fakir ülkelerdeki ulusal ve sosyalist güçlerle birlikte Batı emperyalizmine karşı savaş verdiler


Maoculuk


1953’te Stalin’in ölümünün ardından, Sovyetler Birliği’nin yeni önderi Nikita Kruşçev Stalin’in suçlarını ve yaptığı kişisel propagandayı ifşa etti Lenin’in prensiplerine geri dönüş çağrısı yaptı ve böylece Komünist yöntemlerdeki bazı değişiklikleri haber vermiş oldu Bununla birlikte, Kruşçev’in ıslahatları özellikle 1960’lar ve 70’lerde daha görünür hale gelen Çin ve Sovyetler Birliği arasındaki ideolojik farkları arttırdı Uluslararası marksist hareketteki Çin-Sovyet bölünmesi açık bir düşmanlığa dönüşürken, Maoist Çin kendisini gelişmemiş dünyanın iki süpergüç olan ABD ve Sovyetler Birliği karşısındaki önderi olarak gösterdi ve Maoculuk dünyada Marksizmin yeni bir dalı olarak kabul edildi
Sovyetler Birliği’nin Dağılması ve Günümüzde Marksizm
1985 yılında Mihail Gorbaçov Sovyetler Birliği’nin önderi oldu ve glasnost (açıklık) ve perestroika (yeniden yapılandırma) projeleriyle merkezi kontrolü azalttı Polonya, Doğu Almanya, Çekoslavakya, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan Komünist yönetimi 1990 yılında terk ettiklerinde Sovyetler Birliği onlara müdahale etmedi ve 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin kendisi de dağıldı


21 yüzyılın başıyla birlikte, Komünist partiler Çin, Küba, Laos, Kuzey Kore ve Vietnam’da iktidardalar Moldova’nın başkanı Vladimir Voronin Moldova Komünist Partisi’nin üyesi olmakla birlikte ülke tek parti önderliğinde yönetilmiyor Bununla birlikte Çin, Maocu mirasın birçok bakış açısını yeniden değerlendirdi ve Çin, iktisatta büyümeyi arttırmak için devlet kontrolünü azalttı Komünist partiler ya da onların izleyicileri, birçok Avrupa ülkesinde ve özellikle de Hindistan’da siyasi olarak hala önemlerini koruyorlar
Doğu Avrupa ülkelerinde sosyalist devrimlerin ardından komünizmin neden başarılı olamadığına dair Marksist teoriler, kapitalist dış ülkelerin baskısı, devrimlerin gerçekleştiği ülkelerin görece az gelişmiş olması ve devleti kendi çıkarları doğrultusunda yöneten yeni bir bürokratik tabaka ya da sınıfın oluşması gibi etkenler üzerinde durmaktadır Sovyetler Birliği’ne ve Sovyet sistemine yönelik Marksist eleştiriler, Sosyalist devletlerin “devlet kapitalizmi” ya da bürokratik diktatörlük haline geldiğini ve Sovyet sisteminin Marx’ın komünist idealinden çok uzağa düştüğünü söylemektedir Devletin ve partinin bürokratik seçkinlerinin ağır bir şekilde merkezileşmiş ve baskıcı bir siyasal araç haline gelmiş aygıtta bürokrasinin sınıflı sisteme özgü bir sınıfmış gibi hareket etmeye başladığı vurgulanır


Marksist olmayanlar ise devlet kapitalizmi terimini Komünist Parti tarafından yönetilen tüm topluluklar ve böyle ulus-devletler yaratma niyetinde olan herhangi bir parti için kullanırlar Sosyal bilimlerde, Komünist Partiler tarafından yönetilen topluluklar tek partili yönetimlerinden ve sosyalist iktisadi tabanlarından dolayı ayrı tutulurlar Antikomünistler böyle toplumlar için totaliterlik terimini kullansalar da, birçok sosyal bilimci böyle devletlerde bağımsız politik faaliyetler yürütmenin imkânlarını tanımlamışlar ve bunun gelişimini 1980ler ve 90ların başında Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’daki müttefiklerinin dağılmasından sonrasına kadar vurgulamışlardır Kaldı ki, zaten Marx’a göre proletarya diktatörlüğü, komünizm aşamasına ulaşmak için geçilmesi gereken bir aşamadır Dolayısı ile burjuva düzenlerinde olduğu gibi çok partili bir sistem kurulması zaten mümkün değildir Bazı komünistler, sosyalist bir yönetimin totaliter bir yönetime dönüşmesinin, ancak halkın yönetime katılmasının engellenmesi ile olabileceğini savunmaktadırlar
Bugün Marksistler ve anarşistler dünyanın pek çok bölgesinde faaliyettelerdirLatin Amerika’da marxsizm gelişmiştirBugün;Küba,Venezuella,Bolivya,Çin ,Kuzey Kore,Laos,Vietnam,Moldova ve Nikaragua sosyalist ve komünist partilerin iktidarlarıyla yönetilmektedir


Komünizmin Eleştirisi



Çok çeşitli görüşlerdeki yazarlar ve siyasi eylemciler antikomünist eserler yayımlamışlar Sovyet bloğuna muhalif olan Aleksandr Solzenitsin ve Vaclav Havel; Friedrich Hayek, Ludwig von Mises ve Milton Friedman gibi ekonomistler; Hannah Arendt, Robert Conquest, Daniel Pipes ve R J Rummel gibi tarihçiler ve sosyal bilimciler bunlardan bazılarıdır Bazı yazarlar Komünist rejimle yönetilen ülkelerdeki, özellikle de Stalin dönemindeki insan hakları ihlallerini komünizmin eleştirisi olarak sunmaktadır Fakat bunu eleştiren insanların büyük kısmının, kapitalist ülkelerin yaptığı insan hakları ihlallerine değinmemesi, bu tür eleştirilerin komünistler başta olmak üzere bazı insanlar tarafından antikomünist propaganda olarak yorumlanmasına yol açmaktadır


Bu eleştirilerin bazıları, komünist partilere karşı doğru noktalara değinmekle birlikte, hepsinin bilimsel bir yaklaşım olarak komünizme karşı geçerli olamadıkları iddia edilmektedir Ve Varşova Paktı’na dahil olmayan birçok komünist partisi arasında çok önemli farklılıklar vardır; bundan dolayı hiçbir eleştiri hepsi için geçerli olamaz
Birçok ülkede komünizmle mücadele, fikri eleştirilerle sınırlı kalmamış, fiziksel karşı koyuşlarla da çerçevesini genişletmiştir…

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.