Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilişkisi, nüfus, türkiye’de, yerleşme

Türkiye’De Nüfus Ve Yerleşme - Türkiye’De Nüfus Ve Yerleşme İlişkisi Nedir?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye’De Nüfus Ve Yerleşme - Türkiye’De Nüfus Ve Yerleşme İlişkisi Nedir?



Türkiye’de Nüfus Ve Yerleşme - Türkiye’de Nüfus Ve Yerleşme İlişkisi Nedir?
Türkiye’de Nüfus Ve Yerleşme - Türkiye’de Nüfus Ve Yerleşme İlişkisi Nedir?

Türkiye’de Nüfus
Ülkemizdeki nüfusun sayısı ve nüfusla ilgili veriler yapılan nüfus sayımları ile elde edilir Bu sayımlar sonucunda, toplam nüfus, nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre dağılımı, okur yazar oranı, eğitilmiş nüfus durumu, işsiz sayısı, çalışan nüfusun iş kollarına göre dağılımı, köy ve kent nüfus sayıları belirlenir
Türkiye’de ilk düzenli nüfus sayımı 1927’de, ikinci nüfus sayımı ise 1935’te yapılmıştır Daha sonra 5 ve 0 ile biten yıllarda nüfus sayımı yinelenmiştir En son nüfus sayımı 1990’da yapılmış ve daha sonraki sayımların 10 yılda bir yapılması kararlaştırılmıştır
Yıllara Göre Nüfus Sayımları ve Sonuçları
1927-1990 yılları arasında Türkiye nüfusu 43 milyon kişi artmıştır
En düşük nüfus artış hızı (% 10,5) 1940-1945 arası dönemde görülür Bu durumun nedeni II Dünya savaşı koşullarıdır
Nüfus artış hızının en fazla olduğu dönem 1955-1960 arasıdır Nedeni sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması ve yanlış nüfus politikalarıdır
1960-1965 arası dönemde bir önceki döneme göre nüfus artışında azalma görülür Nedeni yurt dışına yapılan işçi göçleridir
1985’ten itibaren nüfus artış hızında sürekli olarak azalma görülür
Türkiye’de Doğal Nüfus Artış Hızı (Doğurganlık Hızı)
Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal nüfus artışı hızı ya da doğurganlık hızı denir Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir
Türkiye genelinde kırsal kesimde doğurganlık hızı fazladır
Doğurganlığın en az olduğu bölgeler Marmara ve Kıyı Ege, en fazla olduğu bölgeler, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’dur
Doğurganlık Hızının Sonuçları
Doğurganlığın fazla olduğu bölgelerden ve kırsal kesimlerden iş olanaklarının fazla olduğu gelişmiş bölge ve kentlere göçler olur Göçler nedeniyle nüfusun bölgeler arası dağılım dengesi ve cinsiyet dengesi bozulur
Doğurganlık arttıkça iç tüketim artar, hammadde kaynakları hızla tükenir, iş, eğitim, sağlık, beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçlar karşılanamaz
Türkiye’de Göçlerin Nedenleri
Türkiye’de 1850’den itibaren kırsal kesimden kentlere doğru hızlı bir iç göç başlamıştır Türkiye’deki göçlerin nedenleri şunlardır
Kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı
Tarım arazisinin miras yoluyla parçalanıp küçülmesi
Tarımda makineleşmenin başlamasıyla oluşan işsizlik
Verimli tarım alanlarının azalması
Kan davaları ve güvenlik sorunu
Kentlerin iş, eğitim ve sağlık bakımından çekiciliği
İç göçlerin hızla artması, bir çok sorunu da beraberinde getirmiştir
UYARI : iç göçler sonucu nüfus, ülke sınırları içerisinde yer değiştirdiği için toplam nüfusta artma ya da eksilme olmaz Nüfusun dağılım dengesi ve cinsiyet dengesi, bölgeden bölgeye değişir
Türkiye’de Göçlerin Sonuçları
Kent nüfusu hızla artar
Alt yapı yetersizliği ve plansız kentleşme sorunları ortaya çıkar
Kentlerde, ulaşım, konut, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur
Kentlerde işsizlik artar
Kentlerde güvenlik bozulur
Kırsal alandaki yatırımlar verimsiz hale gelir
Türkiye’de Nüfus Dağılışı
Türkiye’de nüfusun dağılımında, iklim, yer şekilleri, ulaşım, tarım olanakları, endüstri, madenler gibi doğal ve ekonomik koşulların etkisi vardır Bu koşulların elverişli olduğu yerler sık nüfuslanmıştır Arazinin dağlık ve engebeli olduğu, tarım alanlarının az bulunduğu, önemli yolların uzağında kalan, endüstri ve ticaretin gelişmediği yerler ise seyrek nüfuslanmıştır
Türkiye’de Nüfus Yoğunluğu
Belli bir alanda yaşayan nüfusun o alanın yüzölçümüne oranıdır Kişi/km2 olarak gösterilir Nüfus yoğunluğu 3 farklı biçimde ifade edilir
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu
Bir bölgenin veya ülkenin toplam nüfusunun bölgenin yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur
Toplam Nüfus
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu = Yüzölçümü
formülü ile hesaplanır
Ülkemizde 1990 yılı sayımına göre km2’ye 73 kişi düşer Alanın genişliğine ve nüfusun fazlalığına göre değişen aritmetik nüfus yoğunluğu illere ve bölgelere göre farklılık gösterir
İllere Göre Nüfus Yoğunluğu
Aritmetik nüfus yoğunluğu en fazla olan ilimiz İstanbul, en az olan ilimiz Gümüşhane’dir İllerin nüfus yoğunlukları turizme ve tarımsal faaliyete bağlı olarak mevsime göre değişir Örneğin yaz mevsiminde Antalya’nın nüfusu turizm nedeniyle artarken, Adana’nın nüfusu Çukurova’ya çalışmak için gelen işçiler nedeniyle artmaktadır
Bölgelere Göre Nüfus Yoğunluğu
Aritmetik nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgemiz iş olanaklarının fazla olduğu Marmara, en az olan bölgemiz ise doğal ve ekonomik koşulların olumsuzluğu nedeniyle Doğu Anadolu’dur Ayrıca bölgenin yüzölçümünün geniş olması da nüfus yoğunluğunun az olmasında etkilidir
UYARI : Aritmetik nüfus yoğunluğu hesaplanırken Türkiye’nin gerçek alanı (814578 km2) değil göl yüzölçümlerinin katılmadığı izdüşüm alanı (774814 km2) dikkate alınmıştır Türkiye’nin göl yüzölçümlerinin dikkate alındığı izdüşüm alanı ise 779452 km2’dir
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu
Tarımsal nüfus yoğunluğu, tarımla geçinen nüfusun tarım alanları yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur
Kırsal Nüfus
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu = Tarım Alanları
formülü ile hesaplanır
Tarım alanlarının az, sulama olanakları ve yağışların fazla olduğu yerlerde tarımsal nüfus yoğunluğu fazladır Örneğin Doğu Karadeniz kıyıları ile Doğu Anadolu’da tarımsal yoğunluk 500 kişiyi bulurken, tarım arazisinin geniş olduğu İç ve Güneydoğu Anadolu ile endüstrileşme ve kentleşme oranının yüksek olduğu Marmara’da çok azdır
Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu
Bir ülkenin toplam nüfusunun tarım alanları yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur
Toplam Nüfus
Fizyolojik Yoğunluk = Tarım Alanları
formülü ile hesaplanır
Ülkemizde 1990 yılı sayımına göre km2’ye 197 kişi düşer Ancak bu yoğunluk nüfusun tamamını tarımlı geçiniyor kabul ettiği için sonuçları güvenilir değildir
Türkiye’de Nüfusun Yapısı
Nüfusun sayısı ve yoğunluğundan daha önemli olan nüfusun yapısıdır Bu bölümde Türkiye nüfusunun yaş gruplarına dağılımı, cinsiyet özellikleri ve eğitim durumu ile etkin (çalışan) nüfusun sektörlere dağılımı incelenecektir
Nüfusun Yaş Gruplarına ve Cinsiyete Göre Dağılımı
Nüfusun yapısını belirleyen en önemli özellik yaş grupları ve cinsiyet dağılımıdır
Yaş Grupların Göre Dağılım
Türkiye’de toplam nüfusun %50 si 20 yaşın altındadır Yani ülkemiz genç nüfusludur
Nüfus artış hızı yüksektir Bu durum temel ihtiyaçların karşılanması konusunda sorunlar yaratır
Tüketici nüfus fazla, üretken nüfus azdır Bu nedenle ekonomik bağımlılık oranı yüksektir
Okul çağındaki nüfus fazladır
Ortalama insan ömrü kısadır
Cinsiyete Göre Dağılım
Ülkemizde kadın erkek sayıları arasında genel bir denge vardır Nüfusun bu cinsiyet dengesi göçlerle değişir Göç veren bölgelerde kadın sayısı, göç alan bölgelerde erkek sayısı daha fazladır Çok göç veren iller arasında bulunan ve bu nedenle devamlı olarak kadın nüfus fazlalığı olan Rize, Trabzon, Gümüşhane ve Giresun bu konu için iyi birer örnektir
UYARI : Türkiye, nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı ve nüfus artış hızı bakımından geri kalmış ülkelere benzer özellikler taşır
Nüfusun Eğitim Durumu
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini saptarken eğitim en temel ölçüttür Ülkemizde okur yazarlık oranı gittikçe artmakla birlikte, hala istenen düzeyde değildir Buna bağlı olarak gazete, dergi ve kitap tüketimi gelişmiş ülkelerdeki düzeyin çok altındadır Nüfusun, %46,1’ini ilkokul, %7,4’ünü ortaokul, %7,8’ini lise ve %3,2’sini yüksek öğrenim düzeyinde eğitim alanlar oluşturmaktadır Hiç eğitim almamış olanlar %19,6, okula gitmemiş okuryazarlar ise % 15,9’dur Kırsal kesimde iş gücüne duyulan ihtiyaç nedeniyle çocukların okula gönderilememesi, kız çocuklarının eğitimine önem verilmemesi ve okullaşma oranının yetersizliği eğitimin istenen düzeye gelmesini engellemektedir
Etkin Nüfusun Sektörlere Dağılımı
1990 yılı verilerine göre etkin nüfusumuz 23,3 milyon kişidir Bu nüfusun sektörlere dağılımı ise şöyledir Tarım sektöründe çalışan 12 milyon 118 bin kişi etkin nüfusun %49’unu, Endüstri sektöründe çalışan 2 milyon 910 bin kişi etkin nüfusun %15,2’sini, Hizmet sektöründe çalışan 7 milyon 919 bin kişi etkin nüfusun %35,8’ini oluşturmaktadır
Türkiye’de Yerleşmeler
Türkiye’de yerleşmeler ekonomik etkinliğe bağlı olarak ikiye ayrılır
Sürekli Yerleşmeler
Geçici Yerleşmeler
Sürekli Yerleşmeler
Türkiye’de sürekli yerleşmeler ekonomik etkinliklerine ve idari yapılarına göre gruplandırılır
Kent Yerleşmeleri
Kır Yerleşmeleri
Kent Yerleşmeleri
Nüfusu 10000’in üzerinde olan, kaymakam veya vali tarafından yönetilen, iş bölümünün belirgin, tüketici nüfusun fazla, ekonomik faaliyetin endüstri, ticaret, turizm vb olduğu yerleşim merkezleridir Kentler, iş olanaklarının daha fazla olması nedeniyle, kırsal kesimden sürekli göç alarak büyümektedir Buna bağlı olarak Türkiye’de hızlı bir kentleşme süreci devam etmektedir 1990 nüfus sayımına göre toplam nüfusun 33,8 milyonu (% 59,1) kentlerde yaşamaktadır
Kır Yerleşmeleri
Nüfusu 2000’den az olan, muhtar tarafından yönetilen, üretici nüfusun fazla olduğu, iş bölümünün belirgin olmadığı, ekonomik faaliyetin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, konutlarda yapı malzemesinin doğadan temin edildiği yerleşmelerdir Yerleşmeler arazinin yapısı ve su kaynaklarının özelliğine göre ikiye ayrılır
Toplu Kır Yerleşmeleri
Dağınık Kır Yerleşmeleri
Toplu Kır Yerleşmeleri
Evlerin birbirine çok yakın olduğu kır yerleşmeleridir Bu tür yerleşmelerde iklim koşulları belirleyici olmuştur Yerleşim birimleri su kaynaklarının çevresinde toplanmıştır İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak görülür
Dağınık Kır Yerleşmeleri
Evler arasında uzaklığın fazla olduğu, geniş bir alana yayılan kır yerleşmeleridir Bu tür yerleşmelerde arazinin engebelik durumu tarım topraklarının küçük, parçalı ve dağınık olması belirleyici olmuştur Yağışların ve su kaynaklarının bol olması dağınık yerleşmeyi kolaylaştırmıştır Karadeniz Bölgesi’nde dağınık yerleşme yaygındır
Geçici Yerleşmeler
Ülkemizde kır yerleşmelerinin, ekonomik açıdan tamamlayıcısı olarak gelişmiş, ekonomik faaliyetin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu yerleşmelerdir Yayla, mezra, oba, kom, ağıl gibi adlar verilen geçici yerleşmeler Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak görülür Ayrıca mevsimlik olarak konaklamak amacıyla gidilen yazlık siteler, dağ ve bağ evleri de geçici yerleşmelerdir
Yayla : Yaz aylarında hayvan otlatmak veya tarımsal faaliyette bulunmak amacıyla gidilen geçici yerleşmelerdir Yaylalar dinlenmek amacıyla gidilen yazlık sayfiye yerleri de olabilir
Mezra : bazı ailelerin tarım alanlarının az olması, kan davaları gibi nedenlerle bulundukları sürekli yerleşmelerden ayrılıp daha uzak bir yere yerleşmesiyle oluşmuş yerleşmelerdir Tarımsal faaliyetler hayvancılığa göre ön plandadır Bir kaç ev ve eklentilerden oluşan mezralar zamanla sürekli yerleşme haline gelebilir Örneğin Elazığ, Harput’un bir mezrası iken zamanla büyüyerek kent haline gelmiştir
Oba : Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir
Dam : Köy ailelerinin geçici bir süre için yararlandıkları yerleşme biçimidir Bölge köy yerleşmelerinde bir kısım aileler, birkaç aylık süre için köylerinden ayrılarak, kendi bahçe, tarla ve otlaklarındaki damlarda oturduktan sonra, tekrar köylerine dönerler
Kom : Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde hayvancılığa dayalı olduğu aileler veya kişiler tarafından oluşturulan geçici yerleşmelerdir
Ağıl : Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile çevrili yerlere ağıl adı verilmektedir Ağıllar zamanla nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli yerleşme haline gelebilir Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır
Türkiye’de Görülen Konut Tipleri
Dünya’nın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de konut tiplerini belirleyen temel etmen iklim koşullarıdır Ayrıca jeolojik yapı, bitki örtüsü gibi doğa doğal koşullar da konut tiplerini belirlemektedir Ülkemizde ekonomik ve kültürel gelişme, doğal çevrenin konut tipleri üzerindeki etkisini azaltmaktadır
Ker*** Evler : Ker*** evlerde yapı malzemesi olarak killi toprak kullanılmaktadır Killi toprak samanla karıştırılarak çamur haline getirilir, kalıplara dökülerek kurutulur Ker*** evler, yağışların az, iklimin kurak olduğu İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak görülür
Taş Evler : Arazinin dağlık olduğu, ağacın ve toprağın yeterince bulunmadığı yerlerde yaygın olan konut tipidir Yapı malzemesi olarak kullanılan taşlar genellikle yakın çevreden karşılanır Akdeniz’de Toros Dağları, İç Anadolu’da Nevşehir, Ürgüp Yöresi, Güneydoğu Anadolu’da Mardin Yöresi taş evlerin yaygın olduğu yerlerdir
Ahşap Evler : İklimin nemli ormanın bol olduğu yerlerde yapı malzemesi olarak ağacın kullanıldığı konut tipidir Bazı yörelerde ağaçla birlikte taş veya ker*** de kullanılır Taş evler ormanların geniş yer kapladığı Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olarak kullanılır
Betonarme Evler : Yapı malzemesi olarak demir, beton ve tuğlanın kullanıldığı konut tipidir Son yıllarda kullanımı artan betonarme evler, sanayileşme nedeniyle Marmara ve Ege Bölgesi’nde yaygın olarak görülür
kaynak: bilgidünyası E kitap

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.