Prof. Dr. Sinsi
|
Güneş İşınları Dünyamıza Nasıl Ulaşır? Gün İşığı Dünyaya Nasıl Gelir Ulaşır?
Güneş Enerjisi Kaynağı Füzyon Değil
Güneş enerjisi kaynağı, güneşin çekirdeğinin içerisindeki Nükleer Füzyon Reaktörü olarak düşünülmüştür Güneş, füzyon (eriyip kaynaşma) reaksiyonu tarafından değil; galaktik merkezden gelen manyetik alanlar tarafından ısıtılmaktadır Güneş enerjisi kaynağı nükleer füzyon değil; galaksinin merkezinden gelen manyetik alanlardır Güneş enerjiyi kütleye dönüştürür, kütleyi enerjiye değil
ÖZET
Güneş enerjisi kaynağı, güneşin çekirdeğinin içerisindeki Nükleer Füzyon Reaktörü olarak düşünülmüştür Güneş, füzyon (eriyip kaynaşma) reaksiyonu tarafından değil; galaktik merkezden gelen manyetik alanlar tarafından ısıtılmaktadır 
Nükleer füzyon manyetik alanların ısınmasının yan ürünüdür Galaktik merkezden gelen manyetik alanların değişmesi, güneşin içerisindeki güneşi ısıtan elektrik akımlarına neden olur Isı ve güneşin çekirdeğindeki parçacıkların yüksek kinetik enerjisi; maddenin, elektron, proton ve nötrinonun ana elementlerini oluşturan yüksek enerji çarpışmalarını tetikler Çarpışmalar Döteryum, Trityum, Helyum ve Lityum gibi daha ağır elementleri de eriterek birleştirir veya Nükleosentez yapar Bu da yıldızların ve galaksilerin daima kütle ve enerji ürettikleri gerçeğine yönlendirir Makale, galaksilerin enerji üretiminin ardındaki saatin mekanizmalarını açıklayacaktır Galaksi enerjisi ve kütle üretimi, Big Bang Teorisi’ni geçersiz hale koyar ve evrenin genişlemesine ve hızlanmasına neden olan çok miktardaki yeni kütleyle sabit durumdaki kozmolojik modele doğru yöneltir
GİRİŞ
Kozmolojideki en son gelişme, özellikle evrenin sadece genişlemekle kalmayıp; ayrıca hızlandığı bulgusu Einstein’ın Kozmolojik Sabitesi’ni tekrar geri getirmektedir Evrenin hızlanmasını açıklamak için; Kara Enerji’nin galaksileri geri püskürttüğü ve evrenin hızlanmasına neden olduğu farz edilmektedir Kara Enerji, vakumda muazzam miktarda enerji bulan Kuantum Mekanik’deki gelişmelere dayanmaktadır
Galaksilerin rotasyon eğimlerini açıklayan Kara Enerji ve Kara Madde evrenin %96’sı olarak bulunmuşken; yıldızları ve bitkileri oluşturan Düzenli Baryonik Madde evrenin yalnızca %4’üdür Oysa, böyle bir Kara Maddenin veya Kara Enerjinin gerçekten varolduğunu kanıtlayan dünya üzerinde yapılan bir deney veya şüpheleri ortadan kaldıran bir kanıt yoktur Bu kanıt eksikliği Big Bang Teorisi için de doğrudur Vakumun yüksek enerji ve kütle yaratarak anında patlayabileceğini gösteren hiçbir deney yoktur
Kozmolojik gözlemi açıklamak için bu şekildeki içgüdüsel olmayan teorilerin kaynağı, itiraz edilmeden kabul edilen ve hiçbir zaman sorgulanmayan hergünkü sürecin yanlış anlaşılmasından ortaya çıkmaktadır Bu; güneşin enerji kaynağını veya diğer yıldızları anlayışımız veya daha doğrusu yanlış anlayışımızdır Güneş ısısının yerçekimsel enerjiye dayalı olduğunu açıklamaya çalışan tarihi bir teori vardır Bu teoriye göre Güneş, güneşe ait bulutsu uzak yıldız topluluğundan varolmuştur
Bütün atomlar bulutsu uzak yıldız topluluğunun merkezinden serbest düştüklerinde, hızları ısıya dönüştürülmüştür Benzer teori 19 ncu yüzyılda Lord Kelvin tarafından ileri sürülmüştür ve Lord Kelvin güneş ısısının yerçekimsel enerjiden, özellikle de güneşin içine düşen göktaşları tarafından kaynaklandığını söylemiştir Bugünkü nükleer teori, Güneşin nükleer füzyon reaktörü olduğunu ve ısısının hidrojen atomlarının füzyonundan helyuma kadar belirdiğini söylemektedir Erimiş helyum hidrojenden daha hafiftir, böylece Güneş kütle fazlalığını enerjiye dönüştürür Bu modelde hâlâ bazı problemler vardır Herbir galakside daima yeni doğmuş yıldızlar vardır Bazıları, Mavi Süper Dev’ler Güneşten 50 kere daha büyük ve daha ağırdırlar ve hidrojeni Güneşten daha fazla yakarlar Bu onların ortalama yaşam ömürlerini yaklaşık olarak sadece on milyon seneyle sınırlandırır Eğer böyle daha büyük ve daha ağır yıldızlar sürekli doğuyorlarsa ve hidrojeni bu kadar çabuk yakıyorlarsa; öyleyse bütün hidrojen nereden gelmektedir? Yıldızlararası ortam bu kadar çok hidrojeni içermemektedir Yıldızlararası hidrojen, galaksinin içindeki yıldızlara ait rüzgarda olan yıldızlardan ve süpernovadaki yıldızlardan gelmektedir
Evren kütlesinin kaynağı ve enerjisi bir gizemdi ve Big Bang Teorisinin yaratılmasına neden oldu Big Bang Teorisi bunu hidrojen yakıtı da dahil evrendeki bütün maddenin Big Bang zamanında yaratılmış olduğunu belirterek anlatmaya çalışır
Bu tez evrenin gerçek kütle ve enerji kaynağının galaksi olduğunu gösterecektir Burada sunulacak pek çok olgu, güneş ısısının kaynağının manyetik alanlarla veya İndüksiyon’la değiştiğini gösterecektir Manyetik alanlar galaktik merkezden gelmektedir, galaktik disk aracılığıyla dağıtılırlar ve diskteki bütün yıldızları ısıtırlar Değişen manyetik alanlar Güneş plazmasındaki elektrik akımlarının indüksiyonu tarafından oluşturulmuşlardır Elektrik akımları Güneş plazmasını ısıtırlar ve güneşin parlamasını sağlarlar Güneşteki hidrojenin füzyonu, manyetik alanlar tarafından oluşturulan ısının yan ürünüdür Güneşin çekirdeğindeki indüksiyon akımları tarafından oluşturulan muazzam sıcaklık, parçacık hızını ve kinetik enerjiyi arttırır Parçacıklar çarpıştıkça, onların yüksek kinetik enerjisi Einstein’ın E=MC2 Denkliğine göre yeni parçacıklar oluşturarak kütleye dönüştürür Güneş kütleyi enerjiye dönüştürmemekte, fakat enerjiyi kütleye dönüştürmektedir Güneş üzerindeki pek çok gözlemlenen fenomen manyetiktir, böylece Güneşin Manyetik İndüksiyon tarafından ısındığını düşünmek makuldur
Yıldızların bu kütle oluşumu evrendeki bütün kütlenin nereden geldiğini ve evrenin neden genişlediğini ve hızlandığını açıklayabilir Ayrıca evrendeki ağır elementlerin nasıl yaratıldığını da açıklayabilir Pek çok ağır elementlerin süpernovada oluşturulduğuna inanılmaktadır; bu çünkü ağır elementlerin füzyonunun enerjiyi tüketmesinden ve hidrojenin yaptığı gibi enerjiyi üretmemesinden kaynaklanmaktadır Yıldızların enerjisi manyetik alanlardan geldiğine ve füzyondan gelmediğine göre; öyleyse ağır elementlerin nükleosentezi Kırmızı Devler’de meydana gelmektedir Eğer yıldızlar kütle ve enerjiyi üretiyorlarsa, o halde galaksilerin de kütle ve enerjiyi ürettiklerini söyleyebiliriz Galaksiler kütle ve enerjiyi oluşturmak için olan evren makinalarıdırlar
Eğer Güneş galaksinin merkezinden manyetik alanlardan ısıtıldıysa, galaksinin enerjisi nereden gelmektedir? Manyetik alanlar yıldızlardaki kütleyi oluştururlar ve bu kütle güneşe ait bir rüzgar olarak uzaya fırlatıldığında, galaksinin merkezine doğru Serbest Düşme’ye başlar Serbest düşen toz ve gazın yerçekimsel potansiyel enerjisi galaktik merkezdeki Kara Deliklerin Birikme Diskleri tarafından toplanmaktadır Bu yerçekimsel potansiyel enerji, kütleyi oluşturmak için kullanılan enerjiden çok daha yüksektir Dinamo etkisiyle birleşen birikme diskleri, yıldızlarda daha fazla kütle üreten galaktik merkezlerdeki manyetik alanları ve benzerini oluştururlar
Eğer galaksi her zaman bir noktada daha büyük ve daha ağır hale geliyorsa, o yeni bir galaksi meydana getirecektir Kütlenin galaksiye olan sürekli ilavesi galaksinin helezonik kollarını ve kol uzunluğunu ve onun galaktik merkezden uzaklığını arttırır Çok uzak kolda; yıldızlar tarafından dışarı boşaltılmış, yıldızlara ait olan rüzgar kol ağırlaşıp, kendini ana galaksiden ayırana ve uydu galaksi olana kadar kendi kolunda lokal olarak biriktirmeye başlar Birbirleriyle çarpışan galaksilerin çekilen pek çok resimleri veya karşılıklı etkileşimde bulunan galaksiler aslında bir diğerini yumurtlatan örneklerdir Yeni galaksilerin üremesi, evrenin genişlemesine ve hızlanmasına neden olmaktadır
Rotasyon Eğimi
Galaktik merkez etrafında galaktik diskteki yıldızların rotasyon hızı Kepler’in Üçüncü Kanunu’na uymalıdır Yıldızların beklenen hızı Şekil 6-’de gösterilen çaplanmış daire çevresinin tersine orantılı olmalıdır Oysa çeşitli galaksilerin gözlemi Şekil 6- ‘daki gibi neredeyse yatay olan bir rotasyon eğimi vermektedir Yatay eğimin alışagelen izahı hiçbir parlaklığı olmayan ve görülemeyen Kara Maddenin varlığına dayanmaktadır Kara Madde galaksideki yerçekimini arttırmak için yıldızların ötesindeki galaktik diski doldurmaktadır Galaksideki manyetik alanlara dayanan yatay rotasyon eğimini açıklamak mümkündür
İlk olarak iyi bilinen bir deneyi anlatarak başlayacağım Şekil 1’deki süperiletkenin üstündeki manyetik mıknatısı havaya kaldırma veya Meissner Etkisi, mıknatıs süperiletkenin üzerine yerleştirildiğinde mıknatısın havada dolaşmasına yolaçar Mıknatısın manyetik alanı Faraday Kanunu’na göre elektromotor güce ve süperiletkende akıma neden olur Lenz Kanunu’na göre bu akımlar, mıknatıs manyetik alanlara engel olan süperiletkendeki manyetik alanları oluştururlar ve böylece onun havada süzülmesine ve yerçekimine karşı koymasını geri çevirirler
Eğer bir string alıp onu süperiletkene bağlarsam, Şekil 2’deki tablo boyunca süperiletken dilimini sürükleyebilirim Eğer mıknatıs süperiletken üzerinde havada süzülüyorsa ve siz süperiletkeni sürüklerseniz; mıknatıs tabloya düşmeyecek fakat süperiletkeni takip edecek ve üstelik her nereye sürüklediysek havada süzülüp kalacaktır Bu ayrıca Lenz Kanununun sonucudur İndüklenmiş akımlar ve süperiletkenin manyetik alanları, süperiletkenle bağıntılı olan mıknatısın üstündeki herhangi bir harekete engel olacaklardır
Güneşteki sıcak plazma ve diğer yıldızlar çok düşük bir elektrik rezistansına sahiptirler Plazmanın rezistansı bir metalinkinden çok daha düşüktür ve süperiletkene çok yakındır Halbuki onun rezistansı sıfır değildir ve plazmanın içerisindeki elektrik akımı sıcaklık meydana getirecektir Güneşin içi tamamen homojen değildir ve plazmanın farklı elektrik iletkenlik durumuna sahip bölgeleri vardır
Süperiletkenin özelliğine ilaveten Güneş, mıknatısın özelliğine de sahiptir Güneşin manyetik alanı dünyanın manyetik alanınkiyle benzerliklere sahiptir Güneş, ikiz kutuplu manyetik alana sahiptir ve bu da bar mıknatısınkine benzer şekildedir
Süperiletkenlerin kendinlerine has olan özelliği, onların içerisindeki manyetik alanların sıfıra çok yakın olmasıdır Oysa yıldız plazması sıfır iletkenlik durumundan daha yüksektir ve manyetik alanlar plazmanın içerisinden ısıyı meydana getirmek için geçerler Yıldız yüksek manyetik mıknatıs geçirgenliği, uzaydan manyetik alanlara yalnızca daha fazla enerjiyi emmek için konsantre olmaz
Şekil 1: Süperiletken üzerindeki mıknatısın Manyetik Levitasyonu (Havaya Yükselmesi) Yıldızların yaratıldığı plazmanın iletkenlik durumu çok yüksektir ve süperiletkene yakındır Yıldızlar süperiletkenin ve mıknatısın çiftleri olarak hayal edilebilirlerdi Bu, galaktik diskteki ve yıldızların hareketindeki kaymanın birbiriyle nasıl bağıntılı olduğunu, yıldızlar plazmasında ısıya dönüşen ve yıldızları parlatan elektrik akımlarını açıklamaktadır Bu, yıldızlar ve galaksiler arasındaki ‘geritepkiyi ‘ de açıklamaktadır
Şekil 2: Eğer bir süperiletkeni alırsanız ve üstüne bir mıknatıs yerleştirirseniz, mıknatıs süperiletkenin üstünde, etrafında dolaşıp duracaktır Mıknatıs etrafta dolaşıp dururken süperiletkene bir string bağladığınızı ve süperiletkeni masanın üzerinde sürüklediğinizi farzedin Mıknatıs süperiletkenin yukarısının etrafında dolaşıp durmakta kalacak ve süperiletkeni takip edecektir Bu, yıldızların galaktik diskten kaymaya direndiklerini ve o direncin yıldızlardaki indüksiyon akımlarını oluşturduğunu ve onları ısıttığını ispat etmektedir
Süperiletken Ve Yıldızların Mıknatıs Modeli
Bir yıldızın düşük dirençle plazmadan oluştuğunu ve manyetik çift kutbun manyetik alanına sahip olduğunu bilmek; Güneşin ve yıldızların modelini ileri sürmektedir Bu modele göre, bir yıldız süperiletkenin ve Şekil 3’deki bir mıknatısın birleştirilmiş özelliklerine sahiptir Böylece yıldızlar Meissner Etkisi’ndeki mıknatıs ve süperiletkene benzer bir şekilde davranacaklardır Bir yıldız yakınındaki bir yıldızın hareketine karşı olacaktır Örneğin birinci yıldız ikinci yıldıza doğru ilerlediğinde, ilk yıldızın manyetik alanı ikinci yıldızda akımlara neden olacaktır Lenz Kanunu’na göre bu akımlar manyetik alanlara neden olacak ve ilk yıldızın hareketine direnen ikinci yıldızda manyetik alanlar oluşturacaktır Harekete olan direnç, bir yıldız bir diğerine bağıntılı (rölatif) olarak hareket ettiğinde meydana gelecektir
Şekil 3: Bir yıldız, bir süperiletkenin ve mıknatısın kombinasyonu olarak tarif edilebilir Süperiletken, plazmanın yüksek iletkenlik durumunun bir sonucudur ve mıknatıs da yıldız manyetik alanının bir sonucudur Yıldız manyetik alanı, galaksiden gelen yıldızı mıknatıslayan manyetik alanlarla ve Güneşin içinde indüklenmiş akımlar tarafından oluşturulan iç manyetik alanların bir kombinasyonudur Süperiletkenin ve mıknatısın kombinasyonu, yıldızları birbirlerinden geri iter ve birbirleri arasındaki çarpışmayı ortadan kaldırır Galaksiler pek çok yıldızı içine aldıklarından onlar mıknatısın ve süperiletkenin bir kombinasyonu olarak tarif edilebilirler
Harekete olan geritepki ve dayanıklılık gücü Güneş gibi olan ana, art arda sıralananlar arasında neden çarpışmalar olmadığını açıklayabilir Galakside yüzlerce milyar yıldız olmasına rağmen; ana art arda sıralanan yıldızlar asla çarpışmazlar Nötron Yıldızlar gibi olan diğer yıldızlar ve Beyaz Cüce çarpışabilir, çünkü onlar plazmadan oluşmamıştır ve süperiletkenin özelliğine sahip değildir Nötron Yıldızlar sadece mıknatıs olarak hayal edilebilirler Dolayısıyla nötron yıldız Güneş gibi olan ana art arda sıralanan yıldızları geri itecektir Bununla birlikte iki nötron yıldızı birbirbirlerine sokulduklarında, birbirlerini geri itemezler, çünkü sürükleyen bir süperiletken yoktur Yerçekimleri yalnızca onları birbirine çekmekle kalmaz; manyetik alanları da sıraya dizilir ve çekme gücü katılır Bir nötron yıldızının kuzey kutbu sokulur ve ikinci nötron yıldızının güney kutbunu çeker Evrendeki ani Gama Işını Patlamaları’nın gözlemlerinin nötron yıldızlarının büyük çaptaki çarpışmalarından ortaya çıktığı bilinmektedir Ayrıca Beyaz Cüceler çarpışmak için meyillidirler Beyaz Cüceler hem plazma hem de manyetik alanlara sahip değillerdir Süpernova patlamalarının bazıları Beyaz Cücelerle bağlantılıdır Nötron Yıldızları ve Beyaz Cüceler bir yıldıza kolayca yaklaşabildiklerine göre; pek çok ikili yıldızlar (örneğin Sirius) Beyaz Cüceler veya Nötron Yıldızını kapsar Buna bir şekilde bakmanın yolu, yıldızları iki kategoriye ayırmaktır Bir tanesi Beyaz Cüceler gibidir ve yalnızca yerçekimsel alanlardan ve Genel İzafiyet’ten etkilenmektedir İkincisi ise, hem manyetik alanlardan hem de yerçekimsel alanlardan etkilenmektedir
İçlerindeki yıldızlara benzer olan galaksiler mıknatıs ve süperiletkenin kombinasyonu olarak da tarif edilebilirler Galaksiyi mıknatıs ve süperiletken kombinasyonu olarak görmek; evrenin genişlemesi ve hızlanmasına yönlendirerek galaksiler arasındaki ‘geritepki’ yi de kolayca açıklayabilir Bu model galaksiler arasındaki çarpışmaların nadir olduğu anlamına da gelebilir Ana sıradaki yıldızlar arasındaki çarpışmanın nadirliği, galaksiler arasındaki çarpışmanın enderliğinin açık bir işaretidir Birbirleriyle etkileşen gözlemlenen pek çok galaksi aslında bir galaksinin bir diğerinden oluşumudur veya bir başka deyişle, daha büyük bir galaksiden daha küçük uydu galaksiye üremesidir
Şekil 2’nin deneyinde süperiletkenin yalnızca mıknatısı geri itmekle kalmayıp; süperiletkene izafi olan mıknatısın herhangi bir hareketine de direnç göstereceği gösterilmiştir Şekil 3’de gösterildiği gibi, yıldızlar süperiletken ve mıknatısın kombinasyonu olarak tarif edilebilirler Bu da Şekil 4’de gösterilen, süperiletken maddesinin ve mıknatıslarının halkalarını veya katmanlarını kapsayan galaktik disk modeline yolaçabilir Böyle bir modeldeki süperiletken onunla herhangi bir bağı olan mıknatısların herhangi bir hareketine karşı direnç gösterecektir Mıknatıslar süperiletkenle bağlantılı olarak taşındıklarında, indüksiyon akımları süperiletkende akıp gidecek; Lenz Kanununa göre mıknatısların manyetk alanlarına direnen ve geri iten manyetik alanları yaratacaktır Bu; yıldızların herhangi bir hareketinin direneceği, galaktik diskin değişmez modeline işaret etmektedir Eğer şekil 4’deki modele göre galaktik diskin rotasyon eğimini çizersek, bütün yıldızların aynı açılı hıza sahip oldukları Şekil 5’de gösterilen düz çizgiyi elde edeceğiz Oysa Şekil 6’da gösterilen gözlemlenmiş rotasyon eğimi, galaktik merkezden uzak olan yıldızların süratinin açısalının galaktik merkezin yakınındaki yıldızlardan daha küçük olduğuna işaret etmektedir Bu da süperiletkenlere ve oluşturulan indüksiyon akımlarına izafi olan mıknatısların hareketinin olduğu manasına gelmektedir Çünkü yıldızlar plazması, akımların sıcaklığı oluşturmaları için mükemmel bir süperiletken değildir

Şekil 4: Bir yıldız, süperiletken ve mıknatısın bir çifti olarak hayal edilebilir Bir yıldız ikinci bir yıldıza karşı hareket ettiğinde Lenz Kanunu’na göre ikinci yıldız birinci yıldızı geri itecek ve harekete engel olacaktır Faraday Kanunu’na göre birinci yıldızın manyetik alanları ikinci yıldızda elektro-hareket ettirici güçler ve akımlara neden olacaktır ve bu akımlar ilk yıldızı geri iten manyetik alanları yaratır Bu da yıldızların galaktik diskteki izafi harekete direnecekleri manasına gelmektedir Bu da bu şekilde gösterilen galaktik diskin sabit modeline ve Şekil 5’de gösterilen rotasyon eğrisine neden olmaktadır Galaksilerin asıl düz rotasyon eğrisi yıldızların birbirleriyle bağlantılı olarak hareket ettikleri anlamına gelmektedir Bu, yıldızlara yakıt veren indüksiyon akımlarını ve ısıyı oluşturmaktadır

Şekil 5: Şekil 4’de gösterilen süperiletken ve mıknatıs modeline göre yıldızlar Yıldızlar galaktik diskte kaymaya karşı dayanacaklardır Böylece galaktik merkezden yıldız uzaklığı ve rotasyonal hız arasındaki ilişki bu grafikte de gösterildiği gibi düz bir çizgi olmalıdır Bu lineer ilişkiden galaksilerin gözlemlenebilir rotasyon eğiminin deviasyonu, mühim bir kaymanın oluştuğunu göstermektedir Kayma büyük miktardaki ısının yıldızlarda üretildiğine işaret etmektedir

Şekil 6: Galaksinin rotasyon eğrisi Galaktik diskteki yıldızların hızı Kepler Kanunu’na uymalı ve galaktik merkezin uzaklığının karesine ters bir sürate sahip olmalıdır Esas ölçümler rotasyon eğrisinin neredeyse düz olduğunu bulmaktadır Şekil 7’de gösterildiği gibi bu; galaktik diskin süratini arttıran, rotasyon yapan manyetik alanlarla açıklanabilir O ayrıca galaktik diskte kaymaya direnen yıldızların mıknatıs modeliyle birleştirilen süperiletkenle de açıklanabilir
Galaktik diskte hareket ve kayma olduğunun gerçeği, Şekil 7’deki ikinci galaksi modeline yönlendirir Bu modele göre, galaktik disk, daireler arasında hava boşluğuyla aynı eksenler üzerindeki rotasyon yapabilen birçok eşmerkezli dairelerden oluşmuştur Her bir daire gizli bir demirden katmanı kapsar ve mıknatıslardan olan dıştaki katmanı ihtiva eder Modeldeki galaktik merkez de mıknatısları içermektedir Galaktik merkezin rotasyonu, galaktik merkezdeki mıknatısları ekseni çevresinde döndürür ve ekseni çevresinde dönen manyetik alanları yaratır Bu ekseni çevresinde dönen manyetik alanlar, ilk dairenin çelik katmanındaki hava boşluğu aracılığıyla akıma neden olurlar Lenz Kanunu’na göre, indüklenen akımlar galaktik merkezin manyetik alanlarına engel olan manyetik alanları oluşturacak ve ilk daireye güç uygulayacaktır İlk halka mıknatısları katmanı, ikinci halkanın çelik katmanındaki akımları indükleyecek ve ikinci halkayı ekseni çevresinde döndürecektir, vs Bu şekilde bütün halkalar aynı yönde ekseni çevresinde, fakat farklı açısal süratlerde döneceklerdir İçsel halka daha yüksek açısal sürate sahip olacak ve en dıştaki ise daha ufak açısal sürate sahip olacaktır Sürat farklılığı veya kayma, mıknatısların manyetik alanlarının çelik katmanları geçtiği ve ısı oluşturduğu manasına gelmektedir

Şekil 7: Galaktik disk, çelik daireler ve mıknatıslar katmanları olarak hayal edilebilir Modeldeki galaktik merkez, dönen manyetik alanlar oluşturarak dönen mıknatısları içermektedir Lenz Kanunu’na göre, bu manyetik alanlar ikinci dairenin çelik katmanını ekseni çevresinde döndürmektedir İkinci dairenin dıştaki mıknatısları üçüncü daire ve v s yi ekseni çevresinde döndürmektedir Merkezden olan daire uzaklığının ve daire hızının bağlantısı Şekil 5’deki grafiğe benzer olmalıdır, daha sonra herbir daire açısal sürati onun iç dairesiyle aynı olmalıdır Eğer bir daire aynı açısal süratle değilse, açısal sürati iç daireden daha yavaşsa (galaksi rotasyon eğrisinde olduğu gibi) bir kayma oluşturulmuştur ve iç dairenin mıknatısları dış dairenin çeliğini ısıtır Bir egzersizde bir manyetik bisiklet çelik tekerleğin rotasyonunu bozmak için mıknatısların yakınında dönmektedir Egzersizden sonra çelik tekerlekten ısının geldiğini hissedebilirsiniz
Şekil 4,7’deki modellere göre bu, gözlemlenen düz rotasyon eğrisi ve onun galaksinin beklenen rotasyon eğrisinden deviasyonu (sapması) açıklanabilir Galaktik merkezde ve galaktik diskte dönen ‘manyetik alanlar güçleri’, açısal süratlerini arttırmak için yıldızlar üzerinde çaba sarfetmektedirler
Şekil 10’da galaktik merkezden doğan manyetik alanların alternatif modeli vardır Şekil 7’de galaktik merkez, rulo eksenine paralel yerleştirilen kuzey ve güney mıknatıs kutuplarının çizgilerinin ekseni olarak tarif edilmiştir Bu yerleştirme, dönen galaktik merkezin galaktik diskinin indüksiyonla ısıtılmasına imkan sağlayacak ve düz rotasyon eğrisi tarafından gözlemlenen yıldızların açısal süratini arttıracaktır Oysa Şekil 10’da olduğu gibi galaktik merkez, çeşitli manyetik ikiz kutupları olarak tanımlanabilir Bu galaktik merkezde sanki bir tane daha Kara Delik varmış gibi veya kara deliklerin ve nötron yıldızlarının kombinasyonu varmış gibi oluşturulabilir Kara Deliklerin ve Nötron Yıldızlarının Birikme Diskleri Şekil 10’da gösterildiği gibi, birbirleriyle zıt yönlerde sıraya koyulacak olan manyetik ikizkutuplarını oluşturacaktır Bu düzenlemeyle indüksiyon ısıtması ve galaktik diskin artan rotasyon hızı mümkün olacaktır

Şekil 10: Galaktik merkez tarafından oluşturulan manyetik alanlar bu modelden anlaşılabilir Galaktik merkez kara delik ve nötron yıldızı büyüme diskleri tarafından yaratılan çeşitli manyetik ikiz kutupları içermektedir Bu manyetik ikiz kutuplar galaktik merkezle eksen çevresinde dönerler ve yıldızları ısıtan ve onların rotasyonel hızlarını arttıran galaktik diske değişen manyetik alanları gönderirler
Enerjiyi galaktik merkezden galaktik diske transfer eden indüksiyon, galaktik diskte manyetik alanı gerektirmemektedir İndüksiyon ‘’İndüklenmiş Elektrik Alanları’’ olarak adlandırılan tarafından yapılabilir İspatlamak için uzun bir selenoid alabiliriz ve o selenoidin çapından üç kat daha geniş bir bakır daireyi içerisine yerleştirebiliriz Eğer selenoiddeki değişen akımı geçebilirsek, o değişen bir manyetik cereyan akımı oluşturacaktır Cereyan akımı daire akımına neden olacaktır Daire manyetik alanda değildir Böylece, dairedeki akımın dairenin içerisindeki yüklü parçacıklar üzerindeki manyetik alanın etkilemesinden olduğunu söyleyemeyiz Bu nedenle, dairedeki ‘’İndüklenmiş Elektrik Alanına’’ selenoiddeki değişen manyetik cereyan akımının neden olduğu söylenerek açıklanmıştır
İndüklenmiş elektrik alanı Faraday’ın Kanunu’nun modifikasyonuyla belirtilebilir:
Benzer bir şekilde, galaktik disk manyetik alanda olmasa bile indüksiyonun mümkün olduğunu söyleyebiliriz Galaktik diske dik doğrultuda olan galaktik merkezdeki değişen manyetik cereyan akımı indüklenmiş elektrik alanları tarafından yıldızlardaki akımları indükleyebilir
Elektrik İndüksiyon Motoruna Olan Benzerlik
Şekil 7’nin modeli operasyondaki bir indüksiyon elektrik motoruna benzerlik göstermektedir Şekil 7’nin galaktik merkezi böyle bir indüksiyon elektrik motorunun statörüne ve galaktik disk de rotora benzerlik gösterir İndüksiyon motorunun statörü ekseni çevresinde dönen manyetik alanı üretir Akımlar statör manyetik alanlarını çeken ve rotoru döndüren manyetik alanları yaratırlar Rotordaki akımlar galaktik diskteki yıldızları ısıtan akımlarla kıyas edilebilir Şekil 8 rotor hızının bir fonksiyonu olan rotor akımlarının grafiğini göstermektedir X eksenindeki grafikteki rotor hızı rotor açısal süratinin yüzdesinin ve statör manyetik alanlar açısal süratinin bir farklılığıdır Grafik rotor hızı, statör hızıyla tamamıyla aynı olduğunda rotorda hiçbir akımın indüklenmediğini göstermektedir Bu durum Şekil 5 ‘deki galaksinin rotasyon eğrisiyle karşılaştırılabilir Böyle bir rotasyon eğrisiyle hiçbir akımın yıldızların içerisine akması beklenmez
Şekil 8’deki rotor hızı azaldığında ve statör ve rotor arasındaki kayma arttığında, daha fazla manyetik alan sahaları rotorla kesişir ve daha fazla akım indüklenir Bu Şekil 6’daki gözlemlenmiş rotasyon eğrisi, şekil 7’nin modelindeki galaktik diskte bir kayma olanın ispatıyla karşılaştırılabilir Rotordaki akımlar mekaniksel işi rotor ekseni aracılığıyla aktarabilen tork’u (torsiyon momenti’ni) üretirler Bu tork, beklenilen rotasyon eğrisinden galaksilerin rotasyon eğrisinin deviasyonunu açıklayabilir Galaktik merkez yıldızların hızlarını arttırmak için bu torku galaktik disk üzerinde uygular Eğer bir indüksiyon motorunu fan motoru gibi alırsanız ve fanı bloke ederseniz, motor çok çabuk ısınacaktır; çünkü rotor akımları çok yüksektir Bu galaktik disk kaymasından yıldızlarda üretilen ısıyı kanıtlayabilir Özet olarak galaktik diskteki kayma; yıldızları diğer yıldızlardan gelen manyetik alanlarla karşılaştırmaktadır Bu, yıldızların hızlarını arttıran ve ısıyı oluşturan tork’a da uygulanabilir

Şekil 8: Bir elektrik indüksiyon motorunun rotor hızının fonksiyonu Rotor yavaşladıkça, statörün dönen manyetik alanı rotoru daha hızlı geçer ve rotor akımları artar Galaktik merkez statörle karşılaştırılabilir ve galaktik disk de rotorla karşılaştırılabilir Şekil 6’daki galaksinin düz rotasyon eğrisi; galaktik diskteki kaymanın yıldızlarda indüksiyon akımlarını yönlendirip, oluşturduğunu açıkça belirtmektedir
Galaktik diskte değişen manyetik alanları oluşturan iki unsur vardır Bir tanesi galaktik merkezden dönen manyetik alanlardır İkincisi ise galaktik diskteki kaymadır Galaktik merkezden gelen manyetik alanlar enerjiyi galaktik diske ulaştırırlar ve tork’u galaktik diskin hızını arttırmak için uygularlar Galaktik disk galaktik merkezden gelen tork’u ve enerjiyi galaktik diskin dıştaki kısımlarına taşır Enerji üretimi ve değişen manyetik alanlar, Kara Delik Birikme Diski’nin kütleyi enerjiye çevirdiği galaktik merkezdedir
Kayma, Şekil 4’deki galaktik diskin değişmez davranışını destekler ve galaktik diskin iç ve dış kısımlarındaki yıldız hızını etkiler Galaktik merkezin yakınındaki tork, galaktik merkezden ve geriye doğru, kaymadan ise ileri doğrudur Kaymanın neden geriye doğru çektiği Şekil 7’deki modelde torkun dış dairesinin iç dairesi üzerinde kullanılmasıyla gösterilebilir Dış bölümlerdeki galaktik diskin yıldızlardaki tork’u kayma vasıtasıyla ileri doğrudur

Şekil 9: Galaktik merkezden gelen değişen manyetik alanlar, galaktik diskte manyetik alanlar türbülanslarını oluştururlar Bu türbülansların her biri başlangıç milyonuna sebep olan olan manyetik bir devredir Manyetik devrenin bir parçası olan şekilde, yakındaki yıldızlarda geçen manyetik cereyan akımı gösterilmiştir O değişen manyetik alanlar güneş güneşsel devirini oluştururlar ve bir güneşsel devirden ötekine güneş manyetik kutuplaşmasını değiştirirler O değişen manyetik alanlar yıldızları ısıtırlar Sağladıkları enerjinin bir miktarı kütleye dönüştürülmüştür ve bir kısmı da elektromanyetik radyasyon veya parlaklığa dönüştürülmüştür
Manyetik İndüksiyon (Endüksiyon) Devresi
Galaktik merkez, galaktik diske gönderilen değişen manyetik alanları akım ve yıldızlardaki ısıyı indüklemek için oluşturur Değişen manyetik alanlar büyük bir çelik kümesinden veya bakır eğimin arasından geçerlerken akımlar oluşturulmuştur ve metal ısınır O eğimler doğada genellikle düzensizdirler Galaktik disk hakkında konuştuğumuz zaman; eğim devreleri hakkında konuşamayız çünkü yıldızlar arasındaki uzay, elektriği iletmemektedir Oysa galaktik diskteki manyetik alanlar manyetik alanların ve manyetik devrenin eğimlerini oluşturabilirler Yıldızların büyüklükte ve türde farklı olduklarını hesaba katın ve aralarındaki uzaklık sabit değildir Manyetik alanların çok karmaşık modellerde dağıldıklarını hayal edebiliriz Böylece galaktik merkezin enerjiyi galaktik diskin uzak kısımlarına uzak olan manyetik alanlara erişerek değil; manyetik eğimler aracılığıyla ulaştırdığını tahmin edebiliriz Böyle manyetik eğim devresi, milyonlarca yıldızın etrafını kuşatabilir Şekil 9 ‘da manyetik devrenin kısmı gösterilmiştir Manyetik alan sahaları yoğunlaşmıştır ve plazmanın manyetik geçirgenliği sonucunda yıldızların arasından geçerler O manyetik alanlar güneş manyetik alanının çiftkutup modelini oluştururlar Şekil 9’da yıldızlar tarafından manyetik alanların yoğunlaşması yıldızların sol ve sağ yakınındaki manyetik alanı azaltır Bu manyetik gölgeleme güneşle ilgili gezegenlerdeki ve dünyadaki manyetik alanları azaltır Ulysses insansız uzay roketi güneş kutuplarının üzerisine gönderilmiş ve kutupların üstündeki yüksek yükseltideki güçlü manyetik alanları bulmuştur Yüksek yükselti ve o manyetik alanların gücü; Güneşin, güneşi geçen ve pek çok yıldızı kuşatan geniş manyetik devrenin bir parçası olduğuna işarettir
Dünya Üzerindeki Ve Güneşle İlgili Gezegenler Üzerindeki Etki
Güneşe ait gezegenler ısı veya enerji fazlalığına sahiptir Gerektirdiği gibi güneş radyasyonundan daha sıcaktırlar Güneşe ait gezegenlerin ısı fazlalığı, dünya galaktik merkezden değişen manyetik alanlar tarafından açıklanabilir Dünya ısı fazlalığı dünyadaki ağır elementlerin Nükleer Fisyon (Nükleer Parçalanma) tarafından yayılmış ısısı ile açıklanabilir Oysaki, dünya içerisindeki ağır elementlerin miktarı bilinmemektedir Nükleer ısıtmanın dünya içinin ısısının yalnızca az bir miktar yüzdesini üretebilmektedir, geri kalanı ise galaktik merkezden manyetik alanlar tarafından oluşturulan olabilir Dünya içindeki çeliğin yüksek geçirgenliği manyetik alanların yoğunlaşmasına ve daha fazla ısının meydana getirilmesine yardımcı olur Dünyanın manyetik alanlar tarafından ısıtılmasının güçlü bir kanıtı Tektonik Plakalar’dır Tektonik Plakalar’ın hareketi Konveksiyon (Yayınım) Modeli tarafından açık bir biçimde açıklanamaz Dünya Tektonik Plakalar hareketi galaktik merkezden gelen manyetik alanların neden olduğu Manyeto HidroDinamik Fenomeni’dir (MHD) Dıştaki güneşe ait gezegenlerdeki kuvvetli rüzgarlar da galaktik merkezden gelen manyetik alanlar tarafından sebep olunan Manyeto HidroDinamik Fenomeni’dir
Manyetik alanlar bir yıldızın, gezegen veya ayın eliptik yörüngesini dairesel yörüngeye değiştirecektir Örneğin çekirdeği elektriksel olarak geçirgen ve kayda değer manyetik alana sahip bir gezegeni çevreleyen eliptik yörüngeli bir ayda, Lenz Kanunu’na göre ay ve gezegen arasındaki uzaklığın herhangi bir değişikliğine direnecek indüklenmiş akımlar ve elektromotif güçler olacaktır Lenz Kanunu’na göre eğer ay uzaklığını gezegenlerden arttırırsa o gezegene daha kuvvetli bir biçimde çekilecektir, eğer o gezegene daha yakınlaşırsa gezegen tarafından geri itilecektir Manyetik güçler bu yolla eliptik yörüngesini dairesel yörüngeye değiştirecek ve ayın ısıtmak için olan kinetik enerjisinin bir kısmını süreçte dönüştürecektir
Güneşe Ait Devre
Güneşe ait devrenin aktivitesi 1750 yılı civarından itibaren güneş lekelerinin sayısı sayılarak gözlemlenmektedir Güneşe ait devre güneş lekelerinin sayılarının maksimuma ulaştığı her 11 yılda bir tekrar eder Güneş lekelerinin meydana gelmesi, güneş yüzeyindeki güçlü manyetik alanlar beraberinde olmaktadır Güneş, dünya gibi manyetik ikizkutuptur fakat güneş çiftkutup kutuplaşması güneşe ait devirle değişmektedir ve her 11 yılda bir farklı manyetik kutuplaşmaya sahiptir
Şimdiki güneşe ait modele göre yanlış bir şekilde güneşe ait devirin ve manyetik kutuplaşmanın içsel olarak güneşin kendi tarafından neden olunduğuna inanılmaktadır Oysa bu doğru değildir Güneşe ait devirin kaynağı ve manyetik kutuplaşmanın değişmesi, galaktik merkezde oluşturulan manyetik alanların indüklenmesidir Galaktik merkezin güneşe ve diğer yıldızlara güç ve enerji gönderdiği mekanizma değişen manyetik alanlara dayanmaktadır Güneşe ait devir ve güneşteki değişen manyetik kutuplaşma galaktik merkez manyetik alanlar güç yayımının göstergesidir Galaktik merkez her 11 yılda bir güneşin kutuplaşmasını değiştirecek güce sahip değişen manyetik alanları güneşe uygular O manyetik alanlar güneşi ısıtan güneş plazmasındaki elektrik akımlarını indüklerler Şekil 11 galaktik merkez manyetik alanları ve güneş manyetik alanları arasındaki etkileşmeyi göstermektedir Bu şekilde galaktik manyetik alanlar mıknatıslar tarafından temsil edilmektedir Oysa Şekil 9 ise o manyetik alanlar güneşin uzak-aşağısından ve yukarısından gelmektedirler Şekil 7’de de gösterildiği gibi, o manyetik alanlar galaktik disk rotasyonunun yönünde, fakat daha hızlı dönerler Şekil 11(a) da olduğu gibi galaktik merkez manyetik alanının en üst sınırı güneşe yaklaştığında; Lenz Kanunu’na göre Güneş, manyetik alanın artışına ve galaktik merkez manyetik alanına karşı çıkan iç manyetik alana direnmektedir Şekil 11 (b) de gösterildiği gibi, galaktik merkez manyetik alanı tepe noktası güneşten geri çekildiğinde; Güneş, manyetik alandaki azalmaya direnir ve galaktik merkez manyetik alanını çekmek için manyetik kutuplaşmayı çevirir Bu davranış, galaktik merkez manyetik alanı ve güneş manyetik alanı arasındaki evre farklılığını anlatmaktadır Güneş manyetik alanı galaktik merkez manyetik alanı tarafından oluşturulmuştur fakat onun evresi galaktik disk manyetik alanının önündedir

Şekil 11: Güneşe ait devir galaktik merkez manyetik alanları tarafından oluşturulmuştur Burada sarı daire içinde gösterilen güneş değişmeyendir ve sola doğru taşınarak güneşi geçen mıknatıs olarak temsil edilen galaktik manyetik alanlardır Burada mıknatıs olarak tarif edilen manyetik alanlar aslında güneşin uzak aşağısına ve yukarısına gelmektedirler (a) Manyetik tepe noktası güneşe yaklaşıyor Lenz Kanunu’na göre, Güneş yaklaşan alanla karşı çıkan alanları aynı kutuplaşmayla oluşturacaktır (b)Manyetik tepe noktası güneşi geçmiştir ve güneş manyetik alan kutuplaşmasını Lenz kanununa göre galaktik manyetik alanının azalmasına karşı koyan manyetik alanı oluşturmak için çevirir Galaktik merkez manyetik alanı güneş manyetik alanında indüklenmiştir ve galaktik merkez manyetik alanı ve güneş manyetik alanı faz dışıdır Güneşe ait sistem galaktik diske 60 derece eğimlidir, böylece bu şekil basitleştirilmiştir
Şekil 11’de gösterildiği gibi galaktik merkez manyetik alanlarının bu hareketi, dönen galaktik merkezin galaktik diskinin indüksiyon tarafından ısıtmasına imkan sağlayacak ve aynı zamanda da düz rotasyon eğrisi tarafından gözlemlendiği gibi yıldızların açısal süratlerini arttıracaktır
Şekil 4,7’deki modellerden gözlemlenmiş rotasyon eğrisi ve galaktik diskteki yıldızın açısal süratinin Şekil 6’da gösterildiği gibi beklenen açısal süratin üzerinde olduğu açıktır Oysa yıldızların açısal hızı arttığında merkezkaç gücüyle neden galaktik merkezden uzaklaştıkları açık değildir Bunun için olan açıklama galaktik diskteki manyetik alanların yıldızları mıknatısladıkları ve onların birbirlerini manyetik olarak çekmeleridir Mıknatıslanan objelerin birbirini çektiğini ispatlamak için Şekil 12’de gösterilen basit bir deneyi kullanabiliriz İki kaldıraçla bağlantılı olan iki çelik küre iki menteşe üzerinde asılıdır Menteşeler yalnızca topların birbirlerine doğru hareket etmelerine izin verir, mıknatısa doğru değil Mıknatıs toplara yakın olduğu zaman, toplar aracılığıyla manyetik alanı geçer Manyetik alan geçici olarak kendine doğru çevirerek ve onların birbirlerini çekmelerine neden olarak topları mıknatıslar Bu fenomeni kullanan sıradan bir aygıt Şekil 13’de gösterildiği gibi, gücün şalteridir Güç şalteri bir mıknatısı yakınına getirdiğiniz zaman bağlantılarını kapatır veya selenoidden olan manyetik alanları getirir Güç merkezinde iki Feromanyetik (Demir-Mıknatıssal) bağlantılar veya akımlar vardır Mıknatıslandıklarında elektrik akımları bağlantılar arasından akabilene kadar birbirlerini çekerler Dışardan uygulanan manyetik alanların yönü veya kutuplaşması önemli değildir ve herbir yönde bağlantılar mıknatıslanacak ve kapanacaktır Güç şalteri genellikle alarm sistemlerinde yakınlık dedektörü olarak kullanılmaktadır; örneğin bir pencereye bir mıknatıs koydunuz Çerçeve üzerinde bir akım şalteriyle açılan bir pencere devreyi açacak ve alarmı iletime geçirecektir
Şekil 12: Manyetik alanın altındaki objelerin manyetik çekimini ispatlamak için olan basit bir deney Şekil, iki kaldıraçta asılı olan iki çelik topu göstermektedir Kaldıraçların öteki tarafında topların birbirlerine yaklaşmalarına yardımcı olan, fakat mıktanısa doğru hareket ettirmeyen menteşeler vardır Mıknatıs toplara yakın olduğunda, o manyetik alanı toplar aracılığıyla geçer Manyetik alan topları geçici olarak mıknatısa doğru döndürerek ve onların birbirlerini çekmelerine neden olarak mıknatıslar
Şekil 13: Akım anahtarı bir manyetik alanı iki feromanyetik materyalin yakınına yerleştirdiğinizde bir örnektir Anahtarın elektrik kontaktları merkezdedir Bir mıknatısı kontaktların yakınına getirirseniz, birbirlerini çekerler ve bir devreyi kapatırlar Bu, galaktik diskteki manyetik alanların yıldızların birbirlerini çekmelerine ve galaksi rotasyon eğrisindeki yıldızların yüksek hızlarını devam ettirmeye yardım etmesini ispatlamaktadır
Diğer basit bir deney, ince plastik bir dairede iki civatanın veya vidanın aralarında az bir uzaklığı koruyarak yerleştirilmesiyle yapılabilir Dairenin altına vidaların yakınında bir bar mıknatısı yerleştirdiğinizde manyetize olacak ve birbirlerini çekeceklerdir Hâlâ bilinen bir diğer deney ise çelik tozunun dairede ve bar mıknatısın altında olduğu deneydir Eğer yakından izleyecek olursanız, toz tanesinin aslında manyetik alanın yönünde küçük yoğun çelik damarları oluşturuncaya kadar birbirini etkilediğini göreceksiniz Damarlar toz parçacıklarının birbirlerine olan çekimlerinden dolayı yaratılmıştır
|