![]() |
Türk Halk Ve Sanat Müziği Arabesk Taverna Kanto Ve Pop Müzik Hakkında Bilgiler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Halk Ve Sanat Müziği Arabesk Taverna Kanto Ve Pop Müzik Hakkında BilgilerTürk halk ve sanat müziği, arabesk, taverna, kanto ve pop müzik Hakkında Bilgiler Türk halk ve sanat müziği arabesk taverna kanto ve pop müzik Hakkında Bilgiler TÜRK MÜZİK TARİHİNE GENEL BAKIŞ Ahmet GÜMÜŞTEKİN* İnsan düşüncesinin ürünü olduğu kadar duygusal bir deşarj yolu da olan müzik, yaratıldığı ortamla, çağın dünya görüşü ile, kısaca insan yaşamı ve toplumla, bütün diğer sanatlar gibi sıkıca bağlıdır ![]() ![]() İnsana, bütün sanatlardan daha büyük bir kolaylık ve etkileme gücüyle ulaşan müziği “seslerle düşünme, sesler aracılığı ile yaşamı duyumsama ve geliştirme yolunda insan gerçeğinin, bütün ilişkileri içinde, araştırılması ve aktarılması sanatı” olarak tanımlayabiliriz ![]() ![]() ![]() Müzik, matematiksel bir mantık, disiplin, zamanı kullanma, susma, dialog kurma, hareket etme ve ilişkiler sanatıdır da ![]() ![]() ![]() Yalnızca sınırlı bir bölümünü sesler ve gürültüler halinde kavrayabildiğimiz titreşimler, doğanın en belirgin kanıtıdır ![]() ![]() ![]() Müzik malzemesi, insan doğmadan milyonlarca yıl önce hazırdı ![]() ![]() ![]() Kapalı ilkel toplumların incelenmesi yoluyla ilk insanların müzik eğilimleri ve üretimleri hakkında yaklaşık bilgiler edinilebilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Giderek müzik, ninni ya da matem şarkısında olsun veya büyüyle karışmış bir törende olsun, ilkel insanın, bütün gereksinmelerine cevap verecek biçimde ve her alanda varlığına sıkıca girdi ![]() ![]() Müziğin doğasında olan ses, böylece kullanılır hale gelmiş olmaktadır ![]() ![]() ![]() İnsandaki ritm duygusunu, “bir vuruş, bir gürültü ya da bağırışın tekrarından ve simetrisinden doğan haz” biçiminde tanımlayabiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk insan, ayakları, elleri ve gırtlağı ile yarattığı ölçülü iskeleti giderek çeşitli seslerle doldurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlkel insandan kavim yaşamına geçildikten sonra, müzik toplumsal yaşama da girdi ![]() ![]() ![]() Türk müzik tarihi de kendi bünyesinde, kendine has ve kendi ürettiği biçimi ile genel müzik tarihi içinde yerini aldı ![]() ![]() İlk çağlardan itibaren Dünya’da gelişen ve yayılan Türk’ler, müzikteki ilerlemelerini gittikleri yerlere taşımışlar ve geliştirmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk müziğinin tarihsel gelişimi ve dönemleri ise 2 ana başlık altında toplanır ![]() 1- Türk Halk Müziği’nin tarihsel gelişimi ![]() 2- Klasik Türk Müziğinin tarihsel gelişimi ![]() TÜRK HALK MÜZİĞİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ Halk müziği, dünyanın her tarafında o ülkenin aydınları tarafından yaratılan müzik türlerinden farklı olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Günlük hayatı yansıtan ezgi, ritm ve tonalite bakımından değişik bölgelerde farklılıklar gösteren bu müzik kolu, doğal ve sosyal konuları dile getirir ![]() ![]() Alman müzikoloğu Hugo RİEMANN’a göre halk müziği ”ezgi ve sözleri kimin tarafından yapıldığı belli olmayan, bir çok sebeple halk tarafından kabul edilmiş ve halk ezgisi ifadesine bürünmüş, melodik ve armonik bünyesi kolayca anlaşılan ve popüler bir eda taşıyan müzik türü”dür[5] ![]() Türk Halk Müziği ise “Türk milletinin esasını oluşturan büyük halk kitlesinin, tarih boyunca ve her medeniyet dairesinde kendi kendine yarattığı, içinde eski müzik geleneklerini devam ettirdiği, anonim bir karakter taşıyan halk sanat türü”dür ![]() ![]() Bu sanat; köy, küçük kasaba halkının öz müzik kültürünü teşkil eder ![]() ![]() Dönemleri 3’e ayrılır ![]() 1- İlk Dönem ![]() 2- İslamiyet Etkisi Altındaki Dönem ![]() 3- Bugünkü Dönem ![]() 1- İlk Dönem (İslamiyet’ten Önceki Dönem) Türk boylarının tarih sahnesinde göründüğü Orta Asya’da ilk medeniyet izleri arasında, kopuz ve onun kullanılması ile, halkın yaşayışının ifade edildiği ezgilerin varlığı bilinmektedir ![]() Türkler İslamiyet’i kabul etmeden önce Şamanizm’in etkisinde kalarak (bazı Türk boylarında, Gök Tanrı inancı, Maniheizm ve Budizm inancıda vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Elimizde pek fazla kaynak bulunmamasına rağmen Dede Korkut hikayelerinden, Orhun Anıtlarından Türklerin halk müziğinin günlük yaşamın içersine girdiğini bilmekteyiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk’lerin karşılıklı konuşmalarını bile kopuz yardımıyla yaptıklarına en güzel örnek, Dede Korkut’un “Salur Kazan’ı oğlu Uruz’un tutsaklıktan çıkardığı destan[10] ![]() ![]() Ökçesin ökçesine kakdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aydur: Bin bin erdenerden yağı gördüm-ise öyünüm didüm Yigirmi bin er yağı gördüm-ise yıylamadum (Diye bu şoylama devam ediyor ![]() Bu döneme ait en eski Türk karekteri taşıyan eser, Ural dağlarının doğusunda aranmış ve Çingiz Han’ın oğlu Cöçi’nin ölümüne neden olan “aksak kulan” veya “aksak yaban eşeği” adlı eser, en eski kög (yırlamak, Brockelmann’a göre melodi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halk müziğimizin yapıtlarından olan destan müziği ve destan müziğinin en önemli eseri Manas destanıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısıtlı sayıdaki kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında, müziğin günlük yaşantının vazgeçilmez unsuru olduğu ortaya çıkmaktadır ![]() ![]() Türk’ler kavimler göçüyle, gittikleri yerlere bu müziği taşımışlardır ![]() ![]() ![]() 2 ![]() M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halk müziğinin başlıca türlerinden sayılan Kitap Ölöngü (kitap şarkıları)de, daha çok ilahiler ve Kur’an okumaları ile ilgili müzik ve dizi şekilleridir[15] ![]() Ozanlar bu dönemde de eski sadeliklerini ve üsluplarını sürdürmüşlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her ne kadar ozanların şiirleri elimize ulaşmış ise de, ezgiler yakıldıkları dönemde notaya alınmadığından, unutulan ezgilerin, elimizdekilerden çok olma olasılığı bir hayli yüksektir ![]() ![]() Bu çağdaki aşıklar halk müziği geleneklerini devam ettirmişlerdir ![]() Aşık Paşa (1272-1332), hem hece, hem aruz ölçülerini kullanarak divan ve halk şiirinin başlangıçtaki örneklerini yaratmıştır ![]() ![]() ![]() Doğum Tarihi bilinmeyen, ancak 1404 yılında Halep’te öldürülen Nesimi, ezgilerinde kendine özgü mistik duyuşu, çoşkulu bir şiirsellikle işlemiştir ![]() Bazı şiirlerinden 1398’de doğduğu, Edirne ve Filibe gibi Balkan diyarlarında gezdiği anlaşılan 15 ![]() ![]() ![]() ![]() Ölümü 1560-1570 yıllarında olan Pir Sultan Abdal, ezgilerinde ve şiirlerinde, mistik görüşlerini güçlü tekniğiyle birleştirerek, duyarlıklı bir lirizm yaratmıştır ![]() Şiirlerinden 3 ![]() ![]() Doğumu 1606, ölümü 1679 olarak tahmin edilen Karacaoğlan, halk ozanları geleneğinin en ünlü kişiliklerindendir ![]() ![]() Yaklaşık 1785-1865 yıllarında yaşadığı sanılan Dadaloğlu, toplumsal çelişkileri toksözlü bir deyişle sergilemiş, öte yandan şiirsel incelik ve buluşlardan uzak kalmamıştır ![]() Erzurum yakınlarındaki bir köyde doğan ve 1860 yılında ölen Emrah, halk şiirinin yenilenen formları içinde değişik bir şiirsel anlatıma yönelmiştir[16] ![]() Türk anası ninnileri ile uyutmuş kucağındaki bebeğini, bazı analar ise ağıt yakmış kaybolan çocuğunun arkasından ![]() Bebek Ağıtının Hikayesi (Avşar Ağıtı Orta Anadolu) Olay yaklaşık 350-400 yıl önce, Orta Anadolu’nun yüksek ve dağlık bölgesinde yaşayan Avşar aşiretlerinden birine aittir ![]() Günlerden birgün bir asiret beyinin oğlu ile başka bir aşiret beyinin kızı evlenir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1-Elmalı’dan çıktım yayan, 4- Ala kilime sardığım, ![]() Emmim atlı dayım yayan, Yedi yılda bir bulduğum, Nenni, nenni, bebek oy ![]() ![]() Bebek beni del eyledi, Tabancamın ipek bağı, Bir kötüye kul eyledi, Baban bir aşiret beyi, Yaktı yıktı kül eyledi, Kanlım oldun Çiçek dağı, Nenni, nenni, bebek oy ![]() ![]() Havada kuzgunlar dolaşır, Gelin başı bağlamadım, Kargalar öleş bölüşür, Top zülüfün yağlamadım, Kara haberler erişir , Obamdan utandım ağlamadım, Nenni, nenni, bebek oy ![]() ![]() Türkü, bu korkunç ve yürekler parçalayan yaşamın, ana gönlünde şekillenip, dilinden dökülen feryadıdır ![]() Gelişen ve bir ölçüde değişimler yaşayan halk müziğimizin bu çağı, türkü’lerin çeşitlilik kazandığı dönem özelliğini de taşımaktadır ![]() ![]() 3- Bu Günkü Dönem Kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa iletilerek ve tarih süzgecinden geçerek günümüze kadar ulaşan halk müziği, canlılığını devam ettirmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dönemdeki en olumlu gelişme ise, Türk Halk Müziğinin bilimsel olarak incelenmeye başlanması denebilir ![]() ![]() Türk toplumunun yaşamına damgasını vurmuş ve toplumsal yaşama yön vermiş günlük, sosyal, ekonomik, kültürel ve tarihsel olaylar başta olmak üzere, çeşitli gelenek, görenek, inançlar ve benzeri olguları konu edinmesi açısından, Türk Halk Müziği kültürümüzün önemli yapı taşlarındandır ![]() ![]() Halk müziği üzerinde, yukarıda belirtilen özellikler göz önüne alınarak yapılacak bilimsel ve kollektif çalışmalar, Türk toplumunun duygu, düşünce, zevk, estetik ve felsefesi ile genel karakteri hakkında son derece sağlıklı ip uçları verecektir ![]() Bu nedenlerle geleneksel değerlerden kan alan, çağdaş bir kültür yaratma süreci içinde, halk kültürünün diğer unsurları gibi halk müziğinin de derlenmesi ve araştırılması kaçınılmazdır[19] ![]() İlk derleme çalışmaları 1925 yılında, İstanbul Belediye Konservatuarı tarafından, her ilin Milli Eğitim Müdürlükleri aracılığıyla başlatılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kitle iletişim araçlarının gelişimi, bir yönden olumlu etkiler de sunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dönemin başka bir özelliği de, tek kişilik çalış ve söyleyiş olan ozan geleneği yanında, toplulukların kurulup, kurumsal yapıya da dönüştürülmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tek seslilik geleneğinin yanında, Türk Halk Müziği’nin çok seslendirilmeye başlaması da, bu dönemin başka özellikleri arasında yerini almıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Batı armoni kuralları ile halk müziği ezgileri işlendi ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Halk Müziği, son zamanlarda pop müzik tarzı ile de işlenmeye başlamıştır ![]() ![]() Dönemin ozan geleneğinin en büyük ismi Aşık Veysel’dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1965 yılında TBMM, “Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı” özel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağlamıştır[24] ![]() Ben giderim, adım kalır, Ne gelsemdi ne giderdim, Dostlar beni hatırlasın, Günden güne arttı derdim, Düğün olur bayram gelir, Garip kalır yerim yurdum, Dostlar beni hatırlasın ![]() Can kafeste durmaz uçar, Açar, solar türlü çiçek, Dünya bir han, konan göçer, Kimler gülmüş, kim gülecek, Ay dolanır, yıllar geçer, Murat yalan, ölüm gerçek, Dostlar beni hatırlasın ![]() Can bedenden ayrılacak, Gün ikindi, akşam olur, Tütmez baca, yanmaz ocak, Görki başa neler gelir, Selam olsun kucak kucak, Veysel gider adı kalır, Dostlar beni hatırlasın ![]() ![]() Sonuç olarak, dünyadaki hiçbir kültürde, kendini bu kadar müziğinde yansıtan toplum yok gibidir ![]() ![]() ![]() KLASİK TÜRK MÜZİĞİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ Kendi tarihi gelişimi içersinde, saray, tekke ve medreselerden destek görmüş, kısmen de olsa zümre müziği diyebileceğimiz Klasik Türk Müziği’ni, “tarihi süreç içersinde tek sesli olarak gelişen, yenilenen; kendine öz makam, usul ve tekniğe sahip, sesli ve sözlü Türk Sanat türü”dür diye tanımlayabiliriz ![]() Bugün üzerinde çok tartışılan bir sisteme sahiptir ve yaklaşık adları belli olmayan 600 makamı bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() İzleri, Türklerin gittiği tüm coğrafya da görüldüğü halde, bazı batılı müzikologlarca (Riemann) Arap müziği olarak kabul edilmiştir ![]() Tarihi gelişimi konusunda da farklı görüşler ortaya atılmış ve İlk Bilimsel, İlk Klasik, Son Klasik ve Yeni Klasik[27] olarak adlandırılan teorik dönemlere ayrıldığını söyleyenler olduğu gibi, Oluşum Dönemi, Gelişim Dönemi, Doruk Dönemi, Değişim Dönemi, Atılım Dönemi, Yeni Dönem[28] diye sınıflandıranlarda vardır ![]() ![]() 1-Hazırlık ve Oluşma Dönemi 2-Klasik Öncesi (Preklastik) Dönemi 3-Klasik Dönem 4-Neoklasik Dönem 5-Romantik Dönem 6-Reformist Dönem dir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Halk Ve Sanat Müziği Arabesk Taverna Kanto Ve Pop Müzik Hakkında Bilgiler |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Halk Ve Sanat Müziği Arabesk Taverna Kanto Ve Pop Müzik Hakkında Bilgiler1-Hazırlık ve Oluşma Dönemi Bu döneme ait bilgilere eski Çin kaynakların da rastlanmıştır ![]() ![]() Bu eserde, Han ve Hun devirlerinnin Türk Hanedanları saraylarında ve hatta Çin haricinde kalan Kaşkar ve Buğara gibi kültür merkezlerinde, İslamiyet’ten önceki müzik kültürünün seviyesini gösteren belgelere yer verilmiştir ![]() ![]() Ancak zamanımızda önemini sürdüren ananevi Klasik Türk Müziğinin, 10 ![]() ![]() Böylece bize ulaşan Klasik Türk Müziğine ait bilgiler XIII ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Bu yüzyılda Azeri Türkleri’nden müzikolog ve besteci Urmiyeli Safiyüddin, Türk Müzikolojisinde ilk kaynak olarak kabul edilen Şerefiye[31] isimli eserinde Klasik Türk Müziği sistemini ve esaslarını ortaya koymuştur ![]() Sir C ![]() ![]() Klasik Türk Müziğinde elimize ulaşan en eski eserler, Safiyüddin’in Semel usulündeki Nevruz bestesi, Sultan Veled’in Acem Devri denilen Devr-i Kebir usulündeki Acem Peşrevi ve Sengin-Semai usulündeki 3 hanelik Irak Saz Semaisidir[33] ![]() ![]() Safiyüddîn'in Kitabü'l-Edvâr'ından Nevrûz Remel Beste[34] Yukarıda örneği sunulan notalar, Ortaçağ Türk müzikologlarının kullandıkları Ebced notasıdır ![]() ![]() ![]() Klâsik Ebced adı verilen bu sistemde sesleri gösteren harfler aşağıdaki gibidir[35] ![]() ![]() Klasik ebcet notası dışında, diğer bestekarlarda farklı ebcet notaları kullanmışlardır ![]() Oluşumun temellerinin atıldığı bu dönem, 14 ![]() ![]() 2-Klasik Öncesi (Preklastik) Dönemi 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Klasik Türk Müziği alanında kapital eser olan Hıdır ibn Abdullah’ın Edvar’ı; Mercimek Ahmed’in Kaabus-name’si, Bedr-i Dilşad’ın Murad-name’si, Abdülkaadir’in Kenzü’l-elhan isimli eserleri, II ![]() ![]() Bu dönemin en önemli olayı, Klasik Türk Müziği tarihine Büyük Hoca olarak geçen Abdülkaadir Meragi’nin (1399-1435) var oluşudur ![]() ![]() ![]() ![]() Ladikli Mehmet Çelebi’nin yazdığı Fethiye ve Zeynü’l Elhan adlı eserleri, 15 ![]() ![]() ![]() Abdülkadir Merâgî'nin Makâsidü'l-Elhân'nından bir sayfa (kendi el yazısı)[38] 16 ![]() ![]() ![]() 17 ![]() ![]() ![]() Ali Ufkî'nin Mecmua-ı Sâz ü Söz'ünden bir sayfa ![]() Polonya asıllı Ali Ufkî -veya Ufûkî -Bey (Albert Bobowski 1610-1675?), 1650 yılında yazdığı "Mecmua-i Sâz ü Söz" adlı eserinde sağdan sola doğru yazılan özel bir Batı Müziği nota sistemiyle 150 kadar eser yazarak (türkü, varsağı ve yelteme) yayınlamıştır ![]() ![]() Prens Dimitri Kantemir yani Kantemiroğlu geliştirdiği nota sistemi ile 300 dolayında peşrev ve saz semaisi’nin belgelenmesini sağlamış, yazdığı İlmü’l Mûsikî ala Vechil Hurufat adlı eseriyle dönemine ait makam ve usuller kakkında geniş bilgiler vermiştir[41] ![]() Kantemiroğlu Edvâr'ından İbrahim Ağa'nın Irak Sazsemâîsi[42] Klasik öncesi döneminin ünlü bestecileri arasında, Hatib Zakiri Hasan Efendi, Hafız Post, Gülşeni Şeyhi Ali Şir ü Gani, Buhurizade Mustafa Itri Efendi, Recep Çelebi, Eyyübi Mehmet Çelebi, Solakzade, Köçek Mustafa Dede, Seyyit Mehmed Nuh Efendi sayılabilir ![]() 3-Klasik Dönem Bu dönem Itri’den(1640-1712), Hammamizade İsmail Dede Efendi’ye (1778-1846) kadar olan zaman sürecini kapsar ![]() Itri’nin üstün bestecilik gücüyle atılım yapan Klasik Türk Müziği, Lale Devri’nde çok parlak, şen, şuh saz ve söz eserleri kazanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Yüzyılın başında, 2 ![]() ![]() ![]() Klasik dönemin en önemli olayı ise 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeni asıllı bir müzikolog olan Hamparsum Limonciyan da (1768-1839) Nâsır Abdülbâkî Dede ile aynı dönemde, yine Sultan 3 ![]() ![]() ![]() ![]() Hamparsum Nota Alfabesi[43] ![]() ![]() Hamparsum Nota alfabesi ile yazılmış bir örnek eser[44] ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Bu dönemin bir başka önemli olayı ise 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı müzikologlar Türk Halk Müziği ile Klasik Türk Müziğinin, 3 ![]() ![]() 4-Neoklasik Dönem Hem klasik hemde neoklasik dönemde gösterilebilen Dede Efendi (1778-1846) ile başlayan bu dönem, Hacı Arif Bey’e (1831-1884) kadar olan süreci kapsar ![]() ![]() Hammamizade İsmail Dede Ayin-i Şerif’den, Kar’dan, Köçekçeye kadar geniş bir yelpazede eserler vermiş, 500’den fazla bestesinden 276’sı zamanımıza ulaşmıştır ![]() ![]() 19 ![]() ![]() Neoklasik dönemin diğer bestecileri; müziği 3 ![]() ![]() ![]() 5-Romantik Dönem Hacı Arif Bey’den, Hüseyin Saadettin Arel’e (1880-1955) kadar yaklaşık yarım yüzyılı kapsayan Romantik dönem, bir süre için klasik müziğin yasaklandığı dönem olma özelliğine sahiptir ![]() Gelişen uygarlığın, insanın sanata ayıracak zamanı kısıtlaması ve beğenilerin değişimi sonucunda, bestecilerin büyük formları bırakıp, 3 ![]() ![]() ![]() Kişisel çabaların önde olduğu dönem özelliği taşımaktadır ![]() ![]() Rauf Yekta (1871-1935), Hüseyin Sadettin Arel (1880-1955) ve Dr ![]() ![]() ![]() ![]() Hacı Arif Bey, Şevki Bey, Nikoğos Ağa, Tanburi Ali Efendi, Hacı Faik Bey, Tanburi Cemil Bey, Saadettin Kaynak, Münir Nurettin Selçuk, Yaseri Asım Ersoy, Selahattin Pınar, önde gelen besteciler arasında sayılabilir ![]() Bu dönemin başka bir özelliği de, Tanburi Cemil Bey’in saz icrasında bir okul yaratmış olmasıdır ![]() ![]() 6-Reformist Dönem Hüseyin Saadettin Arel den günümüze kadar olan dönemi kapsayan, bir çok neden den dolayı geri planda kalmış olan Klasik Türk Müziği’nin, gerek resmi ve gerekse resmi olmayan kurumsallaşmanın yaşandığı dönem olarak kabul edilebilir ![]() İlk olarak İstanbul Belediye Konservatuarı’nda ve daha sonra İleri Türk Mûsikîsi Konservatuarı’nda dersler veren Arel, bir çok öğrenci yetiştirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resmi olarak Nevzat Atlığ’ın kurduğu Devlet Klasik Türk Mûsikîsi Korosu 1976’da etkinliğe başlamıştır[51] ![]() Bütün bu çabalar Klasik Türk Müziğinin yaygınlaşmasını da beraberinde getirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak ister Türk Halk Müziği olsun, ister Klasik Türk Müziği olsun, tarih içersinden bu günlere kadar gelmiş, bugün geliştirilerek yarınlarımıza aktarmamız gereken, öz ve öz Türk Kültürü’nün birer ürünüdür ![]() İnanıyorum ki kendi kültürlerine sahip çıkmayan milletler, bunun cezasını, yok olmayla karşı karşıya kaldıklarında ödeyeceklerdir[52] ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Halk Ve Sanat Müziği Arabesk Taverna Kanto Ve Pop Müzik Hakkında Bilgiler |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Halk Ve Sanat Müziği Arabesk Taverna Kanto Ve Pop Müzik Hakkında BilgilerTürk Pop Müziği ya da diğer adı olan Popüler Türk Müziği, alaturka ve halk müziği kalıpları üzerine modern müzik kalıplarının monte edilmesiyle oluşturulmuş Türk müziği çeşididir ![]() Batı Avrupa sound'ları baz alınarak geliştirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Pop Müziği'nin gelişmesine katkıda bulunmuş en önemli olay Eurovision'dur ![]() ![]() Türk Pop Müziği, günümüze kadar Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziğinden oldukça beslenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Dönüm noktaları:
1970'lerde doğan Türk Pop Müziği'nin öncü isimleri şunlardır: Erol Evgin, Erol Büyükburç, Tanju Okan, Sezen Aksu, Nilüfer, Kayahan, Nükhet Duru, Ajda Pekkan, Zerrin Özer, Semiha Yankı, MFÖ ![]() Canlanmaya Başlaması 1980'li yılların sonu 1990'lı yılların başlarında Popüler Türk Müziği'ne katkıda bulunmuş sanatçılardan bazıları şunlardır:
![]() 1990'lı Yıllar: Zirve 1990'lı yılların ortalarında Pop müzik tekrar canlanmaya başladı ![]() ![]()
Türk Pop Müziği 1990 yılı ve 2000 yılına kadar büyük patlamalarla ilerlemiştir ![]() 2000'li yıllar 2000'li yıllarda pop müzik canlanmaya devam etmiştir ancak 2005'ten sonra tekrar duraklama dönemine girdiği görülmektedir ![]()
![]() Çok Sesli Müzik Türlü sesleri, kulağa hoş gelecek şekilde dizme sanatına verilen ad ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat, müzik alanında asıl gelişmeler, Yeniçağla birlikte başlar ![]() ![]() Müzik, ses ve ritm arasındaki bağlantılarla meydana gelir ![]() ![]() Müzik sesleri, bir çeşit müzik yazısı olan nota ile tespit edilebilmektedir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Halk Ve Sanat Müziği Arabesk Taverna Kanto Ve Pop Müzik Hakkında Bilgiler |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Halk Ve Sanat Müziği Arabesk Taverna Kanto Ve Pop Müzik Hakkında BilgilerTsm 'nin özelliği Klasik Türk Müziği; daha önceki çeşitli İslam müziklerinin oluşturduğu zengin birikime dayanan osmanlı müzikçilerinin ürünü olan makamsal müziktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Müziğininden uzaklaştığımızdan yakınıyoruz ve yakınmakta haklıyız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Farabi Makamların psikolojik etkilerini de şöyle ifade etmiştir: 1-rehavi makamı: subh-i kâzip'te (aldatıcı fecirden önce)etkili, 2-hüseyni makam: subh-i sadık'ta (tan yeri ağarmasında ) etkili 3-rast makamı: güneşin iki mızrak boyu yükseldiğinde etkili, 4-buselik makamı:Vakt-ı duha'da (kuşluk) etkili, 5-zirgüle makamı:Nısf-i nehar da (öğle) etkili, 6-uşşak makamı:vakt-i zuhr'da (öğle sonrası) etkili, 7-hicaz makamı: beyne's-salavateyn'de (iki namaz arası) etkili, 8-ırâk makamı: vakt-i asır'da (akşam üstü) etkili, 9-ısfahan makamı: vakt-i gurub'da (gün batışı) etkili, 10-neva makamı: Vakti leyl'de (gece) etkili, 11-büzürk makamı: vakt-ı şa'da (yatsı sonrası) etkili, 12-zirefkend makamı: vakt-ı nevm'de (uyku zamanı) etkili ![]() ![]() ![]() Günümüzde türk musikisinin psikolojik etkileri ve çeşitli hastalıkları ise tedavi edici bir yöntem olarak kullanılmakta ![]() ![]() Müzikterapi, ihtiyaç duyan bireylerin fiziksel, psikolojik, sosyal ve zihinsel gereksinimlerini karşılamada müziği ve müzik aktivitelerini kullanan bir uzmanlık dalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Evliya Çelebi’de, musiki ile tedavi konusunu şu şekilde anlatmıştır: " Merhum ve Mağfur Bayezid Veli Hazretleri Vakıfiyesinde, hastalara deva, dertlere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve defi seva olmak üzere 10 adet hanende ve sazende gulan (genç erkek) tayin etmiş ki, üçü hanende, biri neyzen, biri kemancı, biri musikarcı, biri santurcu, biri çengi, biri çeng santurcu, biri udçu olup, haftada 3 kez gelerek hastalara ve delilere musiki faslı ederler ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Halk Ve Sanat Müziği Arabesk Taverna Kanto Ve Pop Müzik Hakkında Bilgiler |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Halk Ve Sanat Müziği Arabesk Taverna Kanto Ve Pop Müzik Hakkında BilgilerK lasik anlamda Türk Sanat Müziği çeşitli İslam müziklerinin oluşturduğu zengin birikime dayanan Osmanlı müzikçilerinin ürünü olan makamsal bir müziktir ![]() Araştırmacılara göre Türk Sanat Müziği'ne ait 590 MAKAM adı belirlenmiş, ancak bunlardan pek çoğunun bugün örneği bile kalmamış,çoğu unutulmuş,önemli bir bölümü de kullanılmaz olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çeşitli Türkçe metinlerde 100'ün üzerinde usül adı geçer ![]() ![]() YALÇIN MIHÇI MÜZEYYEN SENAR SAADETTİN KAYNAK ZEKİ MÜREN SAFİYE AYLA Munir Nurettin Selçuk Selahattin Pınar çalgılar: saz,kanun, keman, bağlama, tambura, |
![]() |
![]() |
|