|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
dini, dinler, inanışlarıinandıkları, islamiyet, müslüman, olmadan, türklerin, önceki, öncesi |
![]() |
İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları Dinler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları Dinlerİslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları Dinler İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları Dinler islamiyet öncesi türklerin müslüman olmadan önceki dinleri sorusunun cevabını bekliyorum ama hızlı olursanız iyi olur |
![]() |
![]() |
![]() |
İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları Dinler |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları Dinlerİslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları Dinler İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRKLERİN DİNİ “ İslamiyet öncesi göçebe olarak yaşayan Türkler, Doğaya, doğal var-lıklara yakın yaşayan göçebe, kendisini de Doğa'nın bir parçası olarak görür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her şeyde olduğu gibi Türklerin de din ve kültürleri zamanın şartlarına göre değişmiş gelişmiş, birçok toplumları karşılıklı olarak etkilemiş ve etkilenmiş ve yeni sentezlere ulaşmış, halen tarihten gelen bu kültürün akılcı ve yararlı tarafları tüm Türklerin dilinde, inançlarında, örf ve adetlerinde yaşamaktadır ![]() Türklerle, Çinliler komşu ve sürekli ilişki içerisinde olduklarından Çin kültürü ile tanışması ve etkilenmemesi mümkün değildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Konfüçyüs'e göre; atalara, aileye, anneye, babaya, komşuya, yasalara, ülkeye saygı, bağlılık gerekli erdemlilik ilkeleriydi ![]() ![]() İnsanları sevmek, yüce gönüllülük gibi özelliklerin bütün insanlarda doğuştan var olduğuna inanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Konfüçyüs'le aynı dönemde Hindistan’da yaşamış olan Budha din ve felsefesi de Türkleri etkilemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkler, İslamiyet öncesi, Çin'i, Hindistan'da, Orta Asya'da, uzak doğuda birçok ülkeyi, boylan egemenlikleri altına almış, onlardan kız almış, vermiş, sosyal, ekonomik, kültürel, askeri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birçok bilim adamının ileri sürdüğü gibi; dünyada hiçbir kültür saf veya an değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uzakdoğu’da Türk kültürü ile tarihsel bağı olan Japonların da resmi dini Şintoizmdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslamiyet öncesi Türklerin Sabahleyin erkenden kalkıp, güneş doğarken çadırlarının önünde ellerini açıp dünyamızı aydınlatan, ısıtan, kara topraktan bin bir çeşit meyveleri, sebzeleri, dağlan, ovalan yeşerten, bizlere yurt ve evlat veren ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı zamanda Türkler doğan her çocuğa, ölen her insana saygı gösteriyor, doğum ve ölüm törenleri yapıyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı zamanda Türkler; Ağaçları, suları, dağları, gökyüzünü, evin ocak başlarını, bazı hayvanları ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Akraba evliliği yapmıyor, yaban boylardan kız alıp veriyor böylece tüm boylar arasında akrabalık bağlan artıyordu ![]() ![]() Hicret'le (M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslam dünyasına ilk ayak basanlar, savaş tutsağı köleler ya da paralı askerler olarak Uygurlardan ayrılan Oğuz Türkleriydi ![]() ![]() ![]() Selçuklular Anadolu'yu fethettikten sonra, Anadolu da yaşayan; Bizans yönetiminde çok tanrılı dinden; henüz Hıristiyanlığı kabul etme aşamasında olan halkları da, zengin kültürü ve adaletli yönetimi ile egemenliği altına almışlar, Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, İbni Sina, Farabi gibi tasavvuf ve bilgeleri sayesinde bu halklara kendi dillerini ve dinlerini kabul ettirerek, Anadolu'da; Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde, Türk-İslam-Anadolu kültür sentezini oluşturmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye AB ile bütünleştiği zaman bu sentez daha olgun aşamalara ulaşacak, dünya uygarlığında birlik ve beraberliği nihayet özlenen evrensel barışı - demokrasi ve erdemli insanlık ereğine yaklaşılacaktır ![]() ![]() ![]()
Türkler’in dini tarihinde Türkler’in eski dini adıda verilen Şamanizm dışında; Budizm’e, Mani dinine, Zerdüştlüğe, Nasturiliğe, Museviliğe, Hırıstiyanlığa rastlanmaktadır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları Dinler |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları DinlerTürklerde İslamiyet Öncesi İnanç Sistemleri Öğretiler - Dinler 1 Türkler; tarihleri boyunca birbirinden farklı birçok dinin veya inanç sisteminin etkisi altında kalmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnanç “İnanç” sözcüğüne kaynakların farklı tanımlar yaptığını görmekteyiz: “İnanç bir şeyi güvenle doğru sayma tutumudur ![]() ![]() “İnanç, bir düşünceye bağlı bulunma, Tanrıya, bir dine inanma, iman, birine duyulan güven, itimat, inanma duygusu, inanılan şey, görüş ve öğreti”dir ![]() Din ve inanç kavramları birbirinden farklıdır ![]() ![]() ![]() 1 ![]() Totemizm kısaca; insanla hayvan ya da bitki gibi doğal nesneler arasında bir akrabalık ilişkisi ya da gizemli bir bağ bulunduğu inancına dayanan düşünce ve davranış sistemidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kutsal olan kutsal olmayan ayrımı, totem-hayvan ya da totem-bitkinin rastgele tüketilmesinde de kendini gösterir ![]() ![]() ![]() Totemciliğin Orta Asya Türkleri arasında da yerleşmiş olduğunu gösteren birçok kayıt bulunmaktadır ![]() ![]() a) Klanın geldiği, türediği kabul edilen kutsal varlıktır ![]() ![]() b) Klanın adını oluşturur ![]() c) Klanın simgesidir ![]() Jean Paul Roux, totemciliğe ilişkin görüşleri belli noktalarda toplamıştır: İlk bakışta, totemcilik gibi görünen her şey, totemcilik değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Totem ile insan arasındaki “akrabalık” çok tartışılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Freud bunu totemciliğin çekirdeği sayar ![]() ![]() ![]() ![]() Freud, totemi şu şekilde tanımlamaktadır: “Totem yenebilen ve zararsız ya da tehlikeli ve korkunç bir hayvan, pek nadir olarak bitki veya (yağmur, su gibi) bir tabiat gücüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Totem inanışında insan vücudunun bazı kısımları özel bir kutsallık taşımaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() İlkel dinler, günümüzden yaklaşık olarak 3 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu inanca göre, ruhun bedene ya da bedenin bazı bölümlerine bağlı olduğuna inanılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Animizm kısaca; ölenlerin ebediyen dünyadan ayrılmadıkları, bunların ruhlarının cenazenin çevresinde, ağaçlarda, bitkilerde ve giderek tüm doğada dolaştığı ve böylece tüm doğanın canlı olarak algılanmasıdır ![]() ![]() Canlıcılığın temel özelliklerinden biri olan büyü ve falın Türkler arasında da uygulandığı bilinmektedir ![]() ![]() Eski Türklerde, insan ruhları genellikle “kuş” biçiminde düşünülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dede Korkut’ta Deli Dumrul, kara kılıcını sıyırıp saldırınca, Azrail bile güvercin olup pencereden çıkıp gider ![]() ![]() ![]() ![]() Animizmde, ruhlar insanlar arasına karışarak ya onlara şans verir ya da hasta eder ![]() ![]() ![]() Animizme göre; kişinin vücudunun bir parçası da onun ruhundan bir parça taşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Animizme göre ölü kutsaldır ![]() ![]() ![]() Animizme göre; ruhlar, öbür dünyada da bu dünyanın benzeri bir hayat sürdüğünden ölünün öbür dünyada başkalarına muhtaç kalmamasını sağlamak gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Şamanizm, büyüye dayalı bir kabile dini olma özelliği taşımaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() a) Gök: Aydınlık olandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() b) Yeryüzü: İnsanların yaşadıkları yerdir ![]() c) Yeraltı: Karanlık olandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk doğacılığının sembolü, Şamanizm’dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şaman sözcüğü, Mançu-Tunguz dilinden gelmektedir ![]() ![]() ![]() Şamanizm, trans durumuna geçebilme yeteneğindeki kimselerin, doğaüstü varlıklarla ilişki kurarak onların güçlerine sahip olmalarından bu güçleri toplum adına kullanmalarından ve bu amaçla yapılan dinsel-büyüsel pratik ve törenlerden ibarettir ![]() ![]() ![]() ![]() Eliade’ e göre bir insan, kalıtım yoluyla olabileceği gibi kendi isteği ile de şaman olabilir ![]() ![]() ![]() Eğitim-öğretim süresi ortalama üç, dört yıldır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şaman giysisi diğer kültler gibi kutsaldır ![]() ![]() ![]() Bir diğer araç olan davul ise genellikle tahta bir kasnağa deri geçirilerek yapılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Uraz, Şamanların tören sırasında başlarına at kuyruğu, yüzlerine maske taktıklarını, elbiselerinde ise ziller ve çıngırakların bulunduğunu eklemektedir ![]() Boyle, Şamanların; sihirbazlık yapan, hastaları iyileştiren, gaipten ve gelecekten haber veren, ruhları bedenlerini terk edip tekrar dönen, at üstünde göğe yükselip Tanrıyla konuşan, doğa güçlerini istediği gibi yönlendiren, ateşin yakıcılığından etkilenmeyen, ölmüş hayvanları kemiklerinden tekrar dirilten, kadın-erkek müşterek ayinler yapan ve tahta kılıçla savaşan insanlar olduklarını vurgulamıştır ![]() Günümüzde, Anadolu halk oyunları ile Orta Asya arasında bağ kuran birçok araştırmacı, daha çok “davul” ögesi üzerinde durmuşlardır ![]() ![]() ![]() Şamanizm’e ait motiflerin birçoğuna eski Türk topluluklarında da rastlanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şamanizm inancının içeriği ve sergilediği doktrine göre; bir din olarak kabul görmezse de din kadar etkili olmuş ve uzun yıllar Türklerin yaşamlarında ve hayatlarında büyük rol oynamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toplum arasında büyük güç olan hatta yayıldığı yerlerde devletin kaderini değiştirebilen Şamanizm inancında olan Türklerde diğer aynı inançta olan millet ve toplumlarda olduğu gibi Şamanların tanrılarla konuştuğuna, ruhlarla konuşup onların yardımıyla yol göstericilik yaparak akıl öğrettiğine, hekimlik yaparak hastalara musallat olan kötü ruhları kovmak için telkin yolu ve yaptığı çeşitli bitkisel ilaçlarla şifa aradığı görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türklerin girdiği yabancı dinler arasında onları en çok etkileyen inanç sistemlerinden birisi Hindistan kökenli Budizm'dir ![]() ![]() ![]() Budizm, yaklaşık 2500 yıl önce, bugün Buda olarak bilinen, Prens Siddhata Gotama’nın 35 yaşında bir uyanma ve aydınlanma yaşaması ile doğmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buda ilk yıllarda çok tepki almasına rağmen daha sonra kurduğu din, ilgi çeker ve kısa zamanda hızla yayılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türklere özgü bir Şamanlığın yaygın olduğu dönemde Göktürk Kağanı To-Po Han’ın Budizm’i kabul etmesinin, bu dinin Türkler arasında da yayılmasına neden olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buda’nın öğretisinin başlıca özelliği; Buda’nın aydınlanma sonucu bulmuş olduğu gerçekleri birer dogma olarak sunacak yerde aydınlanma yöntemini öğretmeyi ve böylelikle yöntemi öğrenen kimselerin kendi çabalarıyla bu gerçekleri kendilerinin bulup yaşantısal deneyimle doğrulamalarını öngörmesi, Budalık yolunu herkese açık tutmasıdır ![]() ![]() Nirvana, Batı’da genelde anlaşıldığı gibi ölümden sonra değil, burada ve şu anda gerçekleştirilebilecek bir ruhsal durumdur ![]() ![]() ![]() ![]() Nirvana’ya erişen kimselerin tek farkı, bu zorunlulukların dışında kalmayı başarabilmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Budistlere göre; Mazdaizm’de olduğu gibi ölen insanın cesedi pistir ![]() ![]() ![]() 5 ![]() Zerdüşt (M ![]() ![]() ![]() ![]() Türkistan'da yayılmış olan Zerdüştîlik, Orta Asya Türk kültür ve sanatı üzerinde de etkili oldu ![]() Göktürkler kendi tanrılarını İran resim geleneğine göre resmetmekteydiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() Mani dini, Mani (216–277) tarafından kurulmuş evrensel karakterli bir dindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hindistan ve Çin'le olduğu gibi Orta Asya'nın çok eskilerinden beri İran'la da münasebeti olması nedeniyle Türkler, bu kültürün dinlerinden de etkilenmişlerdir ![]() ![]() Göktürklerin Budizm’i kabul etmelerinden yaklaşık iki yüzyıl sonra, 763’te Uygur Kağanı Bögü’nün (760–780) Mani dinine girmesi üzerine bu din Türkler arasında yayılmaya başlamıştır ![]() Yayıcısından ötürü Manihaizm adını alan bu dinde, maddeyi ve ruhu esas alan bir ikilik öngörülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanlar, “aşk, inanç, yetkinlik, sabır ve hikmet” gibi beş erdem ile kötülüğe karşı durabilirlerdi ![]() ![]() Türkler ve Semavi Dinler Türkler İslâmiyet’i kabul etmeden önce Orta Asya'daki tarihleri boyunca, Çin ve İran olmak üzere iki büyük kültür dairesinin etkisi altında kalmışlar, dolaylı da olsa Hindistan kültüründen etkilenmişler ve belirli çevrelerle sınırlı olmasına rağmen Yahudi ve Hıristiyan kültürü ile ilişkide bulunmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkler, yukarıda değindiğimiz bu inanç sistemlerinin yanında semavî dinlerin de etkisi altında kalmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() Hazarlar, 740 tarihinde Musevîliği kabul etmişlerdir ![]() ![]() ![]() Musevîliğe geçen Hazarlar, başka dinlere geçen birçok Türklerde örneklerine rastladığımız gibi, İbranî yazısını kullandılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk önce Şamanizm’e mensup olan Hazarlar Bizans İmparatorluğu, baskılara uğrayan Yahudilerin gelmesiyle 8 ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Türklerin, dinî tarihlerinin belli bir döneminden itibaren temas ettikleri evrensel ve büyük dinlerden biri de Hıristiyanlıktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türklerin Hristiyanlıkla olan temasları daha çok doğu kiliseleri ile olmuştur ![]() ![]() ![]() Nesturîliğin İran'a geçişi ve diğer ülkelere yayılışı gibi, Orta Asya'ya girişi de büyük oranda ticaret yollarıyla olmuştur ![]() ![]() Maveraünnehr'e giren Hıristiyanlık, Zerdüştîlikle Budizm arasında yıllarca sürüp giden mücadelelerden de yararlanarak hızlı bir şekilde yayılmış ve kısa zamanda çevrede hâkim bir din haline gelmiştir ![]() ![]() Nesturi Hıristiyanlar, Orta Asya'da Süryanîceden başka, Uygur Türkçe’sini de kullanmış özellikle kitaplarını Süryanî alfabesi ile Uygurca yazmış, Süryaniceden birçok kitabı da Türkçe’ye çevirmişlerdir ![]() ![]() ![]() Ortodoksluk ve diğer Hıristiyan mezhepleri, Doğu Avrupa'da Balkanlar'da, Anadolu'da, Rusya'da ve Sibirya'da Türklerin arasına nüfuz etmeyi ve hatta kalıcı cemaatler oluşturmayı başardılar ![]() Hıristiyanlık Balkanlar'a erken dönemlerden itibaren ulaşmış ve IV ![]() ![]() ![]() ![]() Balkanlarda ve Anadolu'da Gagavuzlar, Karamanlılar, Ortodoks Hıristiyan’dır ![]() ![]() ![]() ![]() Çuvaşlar, XVIII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türklerin, Hıristiyanlığın etkisi altına girmelerinin en büyük nedeni, o dönemde Bizans İmparatorluğu ile sıkı bir ticaret ilişkisine sahip olmalarıdır ![]() a) Kişi ya da küçük gruplar halinde Hıristiyanlığa geçen Türkler b) Din ile birlikte kültürlerini de kökünden değiştirenler c) Hıristiyan olmakla birlikte dil ve kültürlerinin birçok özelliklerini koruyanlar |
![]() |
![]() |
![]() |
İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları Dinler |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları DinlerTürklerde İslamiyet Öncesi İnanç Sistemleri Öğretiler - Dinler 2 İslamiyet Öncesi İnanç Sistemlerine Bağlı Kültler 1 ![]() İçinde büyüsel gücün ya da cinin bulunduğuna inanılan taş, boynuz, pençe, post, deri, bez parçası, figür vb ![]() ![]() ![]() Batı Afrika’nın dışında, en çok Kuzey Asya’ da görülen bu inanca göre bazı fetişler, hastaların iyileşmesine yardım ederlerken bazıları da kötülük getirirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türklerde her boyun bir kutsal hayvanı olduğu ve buna “ongun-töz” denildiği bilinmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ongon ya da töz veya tösler Türklerde genellikle tavşan, ayı, kartal, sincap vd ![]() ![]() ![]() ![]() Türklerde atalar kültü problemi bizi tözler konusunda menşe efsanesine götürmektedir ![]() ![]() ![]() Atalar kültü ile ilgili olarak, Türklerde ataların tasvirlerinin yapılıp saklandığına dair kayıtlar vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çin kaynakları, tözleri Göktürklerdeki “tanrıların tasvirleri” şeklinde bildirmekte, bazı araştırmacılar tözlerin put-fetişler olduklarını bildirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Kült, yüce ve kutsal olarak bilinen varlıklara karşı gösterilen saygı ve onlara tapınma anlamına gelmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka görüşe göre, bir kültün varlığından söz edebilmek için şu üç şartın varlığı gereklidir; a ![]() b ![]() c ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Atalar kültü, ölmüş ataları tazim ve onlar için kurbanlar sunma inanç ve âdetidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() doğrusu manevi varlığı yeryüzünde kalmakta, geride bıraktığı kimselerin hayatlarını etkileyebilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atalar kültünün eski Türk toplulukları arasında en köklü ve en eski inançlardan biri olduğu söylenebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türklerin, İslamiyet’i kabul etmesinden sonra da halkın yatırlara gidip dua etmesi, şifa dilemesi, niyaz etmesi, “Allah’ın sevgili kulları olan ve Allah’a sözü ve nazı geçebilen evliyanın yardımını dilemek” şeklinde açıklanmaya çalışılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüzde, Anadolu halkı, evliyaların yattığı yerlere (tekke, zaviye, türbe, mezar, hazire, dergâh, vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün hala Anadolu’da varlığını sürdüren, evliya, dede, baba inanışlarının kökenini Atalar kültüne bağlayabiliriz ![]() ![]() ![]() Ataların bu şekilde kutsal ağaçlarda eyleştiği inancı Anadolu'da hemen hemen her türbenin yanında kesilmesi yasak olan bir kutsal ağaç bulunmasını da açıklamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() Araştırmalar, gök tanrı kültünün, toprakla ilgisi bulunmadığı için ancak göçebe, avcı ve çoban toplumlarda olabileceğini, dolayısıyla bu kültün kaynağının Asya bozkırlarında aranması gerektiğini göstermektedir ![]() ![]() Hunlar Gök-Tanrı'ya inanıyor, onu daha sonra Kaşgarlı Mahmut'un ifade edeceği üzere, hem gök hem de Tanrı anlamını içeren "Tengri" kelimesi ile ifade ediyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkler yüce ve soyut bir Tanrı anlayışına erişmiş olmakla birlikte, başlangıçta onu yine de gökte düşünüyorlardı ![]() ![]() ![]() Hun, Göktürk ve Moğol devletlerinde en büyük tanrı, Gök Tanrı’dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yakutlara göre, iki kardeş olan Ay ve Güneş tanrıdırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Gök Tanrı yanı sıra ikincil tanrılar da bulunmaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() Türk ve Moğol boylarında oba kültü çok yaygındır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dağlar ve tepeler, tarihin bilinen en eski devirlerinden beri, yükseklikleri, gökyüzüne yakınlıkları dolayısıyla insanların gözünde ululuk, yücelik ve ilahilik sembolü kabul edilmiştir ![]() ![]() ![]() Dağlar sadece, içinde var olduğuna inanılan kuvvetli ruhtan dolayı kutlu sayılmamış, yer altı ve yer üstü unsurları, büyüklüğüyle birleştiren mitolojik bir varlık olarak da algılanmıştır ![]() ![]() ![]() Şamanların dualarında özellikle dağlardan söz edilirken dağın ruhu ile somut bir varlık olarak kendisini ayırt etmek mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burkhan Haldun’a her sabah tapmalıyım, bunu neslim ve neslimin nesli böyle bilsin” ![]() ![]() Diğer taraftan, Bektaşi Menkıbelerinde de dağ ve tepe kültünden söz eden bazı örnekler bulmaktayız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yapılan çalışmalar, dağ ve tepe kültünün XIII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anadolu’da özellikle Bektaşi ve Kızılbaş toplumlarında dağ kültüne ilişkin örneklere sıklıkla rastlanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Taş ve kaya kültüne ait motifleri içeren tek menkıbe, Menakıb-ı Hacı Bektaş-ı Veli’dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Orta Asya’da İslam öncesi devirde Türklerde bazı taş ve kayaların kutlu sayıldıklarına ilişkin pek çok veri bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Orman kültü ilkel toplulukların orman ürünleriyle, avcılıkla geçindikleri dönemin kalıntısıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ağaç, yerin dibine dalan kökleri, göğe doğru dik bir biçimde yükselen gövdesi ve gökyüzüne dağılan dal, budak ve yapraklarıyla olduğu kadar, mevsimden mevsime kendini yenilemesi ve daha pek çok özelliğiyle de eski çağlardan beri insanlığın dikkatini çekmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Doğa güçlerine inanç çerçevesinde dağ kültünün yanı sıra "orman ve ağaç kültü" de önemli bir yer tutmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dede Korkut, er olsun avrat olsun herkesin ağacı saydığını ve çekindiğini belirtmiştir ![]() ![]() ![]() “Başını alıp bakacak olsam başsız ağaç, Dibini alıp bakacak olsam dipsiz ağaç” diyerek, ağacın yeraltında ve yerüstünde sonsuza ulaştığını vurgular ![]() ![]() ![]() ![]() Radloff, İnan ve Roux, aşağı yukarı bütün Altaylı kavimlerde en çok çam ve kayın ağaçlarının kült olarak kabul edildiğini, bunları çınar ve servi ağaçlarının takip ettiğini belirtirken bu ağaçlara yapılan duaların İslamiyet sonrasında da devam ettiğini vurgulamışlardır ![]() Altın yapraklı boz kayın, Sekiz gölgeli mukaddes kayın, Dokuz köklü, altın yapraklı mübarek kayın, Ey mübarek kayın, sana kara yanaklı, Ak kuzu kurban ediyorum ![]() Anadolu sahası, ağaç kültünün Müslüman Türklerdeki en ilgi çekici örneklerinin ortaya çıktığı yerlerden biri olarak görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ağaç kültü, Kızılbaş toplulukları içinde daha çok Tahtacılar ve Yörüklerde yayılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk mitolojisinde hem ana hem de ata rolünü üstlenen ağaçlarla ilgili anlatılara rastlanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Yazılı edebiyat gözden geçirilirse, bu kültün de İslami bir kılığa bürünmüş olduğu görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öt benim sarı tanburam, Senin aslın ağaçtandır, Ağaç dersem gönüllenme, Kırmızı gül ağaçtandır ![]() Ali Fatma’ nın yari, Ali çekti Zülfikar’ ı, Düldül atının eğeri, O da yine ağaçtandır ![]() Bu manzumeyle, Dede Korkut Hikâyeleri’ndeki Kazanoğlu Uruz’un ağaca hitaben şöyle seslenmektedir ![]() Ağaç ağaç dir isem erilenme ağaç, Mekke ile Medine’ nin kapusu ağaç ![]() Ahmet Yaşar Ocak, tarih boyunca “ağaç” ve “evliya” arasında kurulan ilişkiye de dikkat çekerek, ağaç yanlarında bulunan mezarlıklar ve evliyalar arasındaki ilişkiyi şu şekilde açıklamaktadır: *Bazı ağaçların yalnızca bir türbe yanında bulunmaları onlara kutsallık verilmesine neden olmuştur ![]() ![]() *Ağacın yanındaki mezar, zaten eskiden beri kutsal olarak kabul edilen ağacın kutsallığı ile zamanla kutsallık kazanarak türbe kimliğine girebilir ![]() ![]() *Bazı ağaçların yanında hiç türbe olmamasına rağmen kutsal sayıldıkları görülmektedir ![]() O halde bu durum, şöyle yorumlanabilir: Ya orada eskiden bir türbe vardı ya da bir evliyanın ruhunun ağaçta yaşadığı düşünülebilir ![]() Bugün, Tunceli, Adıyaman, Elazığ’daki Kızılbaşlar arasında, tek olan meşe ve ardıç ağaçlarını ziyaret etmek, ayin yapmak, ağaç dallarına dilek çaputları asmak yaygın pratikler olarak varlığını sürdürmektedir ![]() ![]() ![]() Ateş kültüyle ilgili olarak ilkel toplumlardan günümüze değin sayısız efsane söylenmiştir ![]() Tüm inançlarda, dinlerde, ateşin izi ve etkinliği görülmektedir ![]() ![]() ![]() Türkler, öteden beri ateşe saygı gösteriyor, onda kutsal ve temizleyici bir güç görüyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her toplum ve inanç grubu, ateşi kendine göre yorumlamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Türklerde inanç sistemi üzerine yazılı kaynaklarda, su ve ateş motifine ilişkin pek çok örnek bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bununla birlikte, su gibi güneş ve aydan indiğine, yani gökten geldiğine inanılan ateş de kutsaldır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Sen ateş anamız ![]() Açları doyurdun, üşüyenleri ısıttın ![]() Karanlık gecelerde bizi kötü ruhlardan korudun ![]() Siyah yanaklı beyaz koç sana kurban olsun ![]() Bektaşi menkıbelerinde en sık geçen Şamanist motiflerden biri ise “ateşe hükmetmek”tir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anadolu’ da ağaç kültünün kalıntıları hala yaşamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En çok avcılıkla geçinen toplumlarda görülen hayvan kültü, hayvan ile insan arasındaki dinsel ve büyüsel bir ilişkinin çevresinde toplanmıştır ![]() ![]() Hayvanlara dönük ibadetin tipik örneklerinden biri ayı kültüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şamanistler onun adını anmaktan korkarlar ![]() ![]() ![]() Şamanlarda Hayvan-Atayı temsil eden tören elbiseleri kutsaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Geyik Türklerce kutsal bir hayvandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yakut, Altay, Kazak-Kırgız ve Başkurt folklorunda, eski şaman ayinlerinde kartal (hotoy, bürküt, karakuş) çok önemli bir unsur olmuştur ![]() ![]() Şamanlar ayinlerde Kartal-Ata tören elbisesi giyerlerdi ![]() ![]() ![]() Yakut Türklerinin inanışına göre, şaman ayin sırasında temsili olarak göklere yükselirken onun kanatlarıyla uçardı ![]() Çok erken çağlarda meydana gelen kurt kültü Orta Asya’nın ileri toplumlarında ve büyük devletlerinde silinmiş; ancak efsanelerde motif, bayraklarda bir sembol olarak kalmıştır: Kurt, Türk mitolojisinin en önemli sembolüdür ![]() ![]() ![]() ![]() “Kurt belki de çok eski çağlarda Türklerin totemi olabilir; ancak Göktürk döneminde bir totemden ziyade semboldür ![]() ![]() ![]() der ![]() Orta Asya Türklerinin yıldızlarla ilgili inanışlarında, göklerde kurtların atları nasıl kovaladıkları anlatılır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları Dinler |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslamiyet Öncesi Türklerin Müslüman Olmadan Önceki Dini İnanışları-İnandıkları DinlerTürklerde İslamiyet Öncesi İnanç Sistemleri Öğretiler - Dinler 3 İslamiyet Öncesi Âdet, İnanç ve Pratikler Eberhard, geleneksel Türk dinini, "Güneş ve Ay kültlerinden oluşmuş Türk Gök Dini" şeklinde tanımlamaktadır ![]() Eski Türklerde, doğa inançlarına, Orhun kitabelerinde "Yer-Sub" şeklinde rastlanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() Eski Türkler can ve ruh kavramını tın kelimesi ile ifade etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Şamanist Türklerin ve diğer Orta Asya uluslarının defin törenleri ile ilgili ilk bilgilere Çin kaynaklarında rastlanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() IX ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Orta Asya’da Hunların ve Göktürklerin egemenliği devirlerinde, ilkel boylardan bazıları ölülerini tabutlara koyup ağaçlara asmışlardır ![]() ![]() ![]() Eski Türklerde defin törenleriyle ve ölüler kültüyle ilgili en eski tören ölü aşı denilen törendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yas törenlerinde kurban sunma, sadece ölüm karşısında arınma amacıyla yapılmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Türklerde yas tutanların bağıra çağıra ağladıklarını Çin kaynaklarından öğreniyoruz ![]() ![]() ![]() Türkler arasında matemlerde saç kesme âdeti de görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Büyü konusunda uzun yıllar boyunca araştırmalar yürüten Frazer’e göre büyünün dayandığı temel düşünceler iki gruba ayrılmaktadır: Bunlardan ilki, “Benzer benzeri meydana getirir ilkesi”, ikincisi ise, “Varlıklar, fiziksel temas ortadan kalktıktan sonra da uzaktan birbirlerini etkileyebilirler ilkesi” dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şamanizm inancına göre, Şamanların temel görevlerinin ve özelliklerinin sihirbazlık ve büyücülük olduğu da bilinen bir gerçektir ![]() ![]() ![]() ![]() Şamanlar hastaları tedavi ederken, onların kötü ruhlarla nasıl savaştıklarını ve nasıl hasta olduklarını temsil eden ayinler, soyut ritüeller ve simgesel işlemler yaparlar ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu arkaik inanç biçimlerinin ve pratiklerinin bugün, ruhsal sorunların sağaltımı amacıyla kullanılan yöntemlerden biri olan “psikodrama” nın ve hem bir sağaltım aracı olan hem de sanatsal performansı içeren bir doğaçlama tiyatro türü olan “play-back” tiyatronun kökenine ilişkin ipuçları verdiği de düşünülebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan boyları, hayvanların insanda olmayan üstün güç ve yeteneklerinden yararlanmak için çeşitli yollar denemişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüzde sıklıkla rastlanan, okunmuş pirinç, tuz, şeker ya da benzeri maddelerin yenilmesi, yutulması, muskaların giysilere iliştirilmesi, duaların yazılı olduğu kolyelerin, yüzüklerin takılması vb ![]() ![]() 3 ![]() Falcılık Şamanizm’in başlıca ögelerinden biridir ![]() ![]() ![]() ![]() Şamanistlerde, Müslüman Türklerden Kırgız-Kazaklarda ve Nogaylarda en meşhur fal kürek kemiği falıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yakutlarda kaşık ve eldiven ile de fal açılır; yeni ev yapmak için seçilen yerde, yapılan ayin sırasında eldivenle fal açılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kırgız-Kazaklarda ve Özbeklerde yaygın fallardan biri de kumalak denilen faldır ![]() ![]() ![]() Bir başka fal da ateş falıdır ![]() ![]() 4 ![]() İlkel insana göre, yeryüzünde bulunan her varlık bir kuvvetin taşıyıcısıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuyla ilgili olarak, Kaygusuz Abdal’ın, şeyhi Abdal Musa’ya nasıl mürit olduğunu anlatan ve Bektaşiler arasında çok tanınan bir hikaye oldukça önemlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük Kızılbaş dedelerinden ve velilerinden sayılan Hasan Dede’nin de geyiklerle haşır neşir olduğu, yanına tuz alarak dağlara çekildiği ve geyiklere tuz yalattığı rivayet edilmektedir ![]() Haberim duyarsın geyikler ile, Yaramı sararsın şehitler ile, Kırk yıl dağda gezdim geyikler ile, Dost senin derdinden ben yana yanaOcak’a göre, geyik, kuş ya da herhangi bir hayvanın şekline girmenin bir kısmı Şamanizm’den geçmiş gibi görünse de gerçekte Budizm’den geçmiş inançlardır ![]() 5 ![]() Eski Türklerde tanrının insan şeklinde göründüğüne dair pek çok inanç vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uraz, bayramların, salgın hastalıklar, kıtlıklar ve büyük zelzeleler sona erdiğinde, savaşlardan zaferle çıkıldığında, sığır denilen avlar başarıyla bittiğinde, yılbaşlarında, meyve mevsiminde ve halkı ilgilendiren büyük büyüler bozulduğunda yapıldığını belirtmektedir ![]() Altay Türklerinin tanrılar adına yaptıkları bayramların en büyüğü Ayzıt Bayramı’dır ![]() ![]() ![]() Ormanda yapılan bu törende beyaz elbise giyilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bayramlardan bir diğeri ise, Üzüt Bayramı’dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Törenlerin en önemlilerinden biri ölüler için yapılandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sümerlerin inancına göre, ruh insandan ayrılınca uçar, yeryüzünde dolaşırdı ![]() ![]() ![]() ![]() 7 ![]() Genel bir tanımla, öldükten sonra insanın ruhunun başka bir bedene girerek hayatını sürdürebilmesi olarak tanımlanabilen tenasüh inancı, eski dünyanın farklı yerlerinde farklı biçimlerde kabul gören bir inanç biçimidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pir Sultan’ ım şu dünyaya Dolu geldim dolu benim Bilmeyenler bilsin beni Ben Ali’yim Ali benim Kıtaları ile Kul Hüseyin’ in Balım sultan gerçek sırr-ı Ali’sin, Müminlerin kanadısın kolusun, Pirim Hünkar Hacı Bektaş Veli’ sin, Cansız duvarları yürüten medet ![]() ![]() 8 ![]() Avcıoğlu, yada taşının bazı hayvanların karnından ya da kafatasından yapıldığını, yağmur, kar yağdırma ve fırtına estirme gibi sihirli güçlerinin olduğunu belirtmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 9 ![]() Bu motife ilişkin yalnızca iki menkıbe bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu motiflere hem Budizm hem de Şamanizm inancında rastlamaktayız ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|