Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgiler, eserleri, hakkında, hayatı, kimdir, neler, seyfettin, seyfettinin, ömer

Ömer Seyfettin Kimdir? Ömer Seyfettin'in Hayatı Ve Eserleri Hakkında Bilgiler Neler

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ömer Seyfettin Kimdir? Ömer Seyfettin'in Hayatı Ve Eserleri Hakkında Bilgiler Neler



Ömer Seyfettin Kimdir? Ömer Seyfettin'in Hayatı Ve Eserleri Hakkında Bilgiler Nelerdir?
Ömer Seyfettin Kimdir? Ömer Seyfettin'in Hayatı Ve Eserleri Hakkında Bilgiler Neler
ÖMER SEYFETTİN (1884-1920)
1844 yılında Balıkesir'in Gönen kasabasında doğdu İlk ve orta öğreniminden sonra Harbiye Mektebinden 1903 yılında teğmen olarak mezun oldu 1908 yılına kadar İzmir' de görev yaptı Bu tarihten sonra Makedonya ve Bulgaristan'ın değişik yerlerinde görev yaptı 1910 yılında askerlikten ayrıldı kendisini edebiyata verdi Ancak İkinci bir Balkan harbi daha başlayınca tekrar askerliğe başladı ve Yanya savunmasına katıldı Bu savaşta Yunanlılara esir düştü Bir yıllık esaretten sonra İstanbul'a döndü ve askerlikten ayrıldı kendisini hikayeciliğe verdi, geçimini yazılarıyla sağlamaya çalıştı 1914 yılında Kabataş Lisesinde edebiyat öğretmenliği yapmaya başladı 1920 yılında yakalandığı verem hastalığından öldü
Edebiyata ilk defa şiirler yazarak başlayan Ömer Seyfettin' in ilk şiirleri Mecmua-i Edebiye'de yayımlandı Kendisini edebiyatta şöhret yapan asıl edebi çalışmalarına Genç Kalemler dergisinde "Yeni Lisan" makalesiyle başladı
Ömer Seyfettin 20 asır başlarındaki realist Türk hikayeciliğinin ileri simalarından biridir Genç yaşta ölmüş olmasına rağmen, edebiyatımıza hediye ettiği eserler gerek sayı, gerekse değer bakımından Türk hikayeciliğinde kuvvetli bir adım diye sıfatlandırılabilecek özel bir ehemmiyete maliktir
Görev dolayısıyla gezdiği değişik yerlerdeki Balkan kavimlerinin milliyetçilik ve bağımsızlık hareketlerini yakından takip eden Ömer Seyfettin'de bu hareketlere karşı milli bir reaksiyon uyarılmış, hikayelerindeki sağlam ve şuurlu milliyetçilikte bunun büyük tesiri olmuştur
Balkanlıların kendi milletleri için dil ve kültür sahasında yaptığını, bizim milletimiz için de yapmamız gerektiğini anlayan sanatçının karşısına dil engeli çıkar
Ömer Seyfettin daha önce bir çok edebi faaliyet ve yazışmalarda bulunmuşsa da asıl edebi faaliyetini "Yeni Lisan Makalesini yazdığı, 1911' de çıkan Genç Kalemler der')isinde başlatmıştır Bu makale, yazarın hem dil ve edebiyat kültürünü hem de milliyetçi görüşlerini meydana koyması bakımından önemlidir
Türk hikayeciliğinin önde gelen simalarından olan Ömer Seyfettin, hikayelerini görgü, bilgi, fikir, ve nükte unsurlarıyla veren bir sanatkardır En çok başarı gösterdiği hikayeler tamamen destani bir ruhla yazılmış olan milli tarihi hikayelerdir
Ömer Seyfettin Şiir hikaye ve makaleler yazmış tercümeler yapmıştır Şiirleri gençlik ve çocukluk hevesi mahiyetinde yazılmış şiirlerdir Makaleler ise, Ziya Gökalp'ın fikir devresi içinde yazılmıştır Çünkü; o dönemde eser verenler Türkçülük Hareketinde* Ziya Gökalp'ın şemsiyesi a1tındadırlar Ömer Seyfettin yazılarında Ziya Gökalp'ın ulaştığı seviyeye ulaşmak istemiş, ancak onun kadar başarılı olmamıştır
Ömer Seyfettin'e kadar olan hikayeciliğimizde Eski edebiyatımızda- Batılı manada hikaye yok Ama bunların yokluğunu giderecek hikaye ihtiyacını gideren türler vardır Batılı manada hikayeciliğimiz ise Batıya yönelişimizle başlar Tanzimat döneminde Sami Paşazade Sezai'nin "Küçük Şeyler" adlı hikayeleri vardır Tanzimat yıllarında daha çok roman ağırlıklıdır Servet-i Fünun'da ise Batılı anlamdaki roman ve hikayeciliğimizin ilk ustası Halit Ziya'dır
Batılılaşan Türk edebiyatında sanatçıların iki türlü şahsiyeti vardır: Siyasi şahsiyet, edebi şahsiyet Mesela Namık Kemal, Ziya, Paşa, Halit Ziya vs bu edebiyatçıların edebi şahsiyetleri de çok yönlüdür Ömer Seyfettin ise, sadece hikayecidir Bütün gayretini hikayeye sarf etmiş, siyasetin içine bulaşmamıştır Türk edebiyatında kendisini tek bir edebi türe yani sadece hikayeciliğe veren ilk Türk sanatçısıdır
Hikayelerini Maupassant tarzında yazmıştır Bu tarz; kuvvetli bir olay üzerine küçük bir roman gibi kurulmuş hikaye türüdür Mesela; Yalnız Efe, Bomba, Diyet, Forsa gibi hikayeler bu türe örnek eserlerdir Ömer Seyfettin basit olaylar üzerine de kuvvetli hikayeler yazmıştır Mesela Ant, Falaka, Kaşağı gibi Onun hikayeleri tezlidir; vermek istediği bir mesajı ve bir iddiası vardır Esas itibariyle hikayelerindeki tez Türk toplumunu yüceltmektir
Ömer Seyfettin'in hikayeleri konu bakımından çeşitlilik gösterir Şöylece tasnif edilebilir:
I) Çocukluğundan aldığı hikayeler: And, Kaşağı, Falaka, İlk Namaz
2) Yakorit sınır bölüğündeki müşahedelerine dayanarak yazdığı hikayeler: Bomba, Nakarat, Aleko, Beyaz La1e Ömer Seyfettin bu hikayeleri yazarken müstehcenliğe düşer Bununla ilgili iki görüş vardır: a- Bir olaydaki realiteyi ortaya koymak için argo kelimeler ve ifadeler kullanılabilir b- Diğer görüş ise argoyla müstehcen olmaz En masum kelimelerle bile söyleseniz, eğer konu müstehcen ise söylenen söz müstehcendir
"Beyaz Lale" en müstehcen denilen hikayelerdendir Hikayenin konusu müstehcen değil Konuyu Bulgarların, Türklere yaptığı zulmü ve işkenceyi- biraz fazla bir realizm anlayışı içinde anlatmıştır
3) Türk Savaş Tarihinden çıkardığı hikayeler: Bu hikayelerinde oldukça başarılıdır Sebebi Ömer Seyfettin subaydır Türk Savaş Tarihini, terimini, kahramanlıklarını iyi bilmektedir Bu yüzden başarılıdır, bunlar en çok zevkle okunan hikayelerdir: Forsa, Kütük, Başını Vermeyen Şehit gibi
4) Folklordan ve Anadolu efsanelerinden çıkardığı hikayeler:
Yüz Akı, Kurumuş Ağaçlar, Yalnız Efe Üç Nasihat gibi

5) Bir fikri savunmak veya yermek için yazdığı hikayeler Bunlarda tez ağır basıyor: Efruz Bey, Sadriştayngiller, Kızıl Elma Neresi, Nadan
6) Günlük hayattan alınmış hikayeler Bugünkü hikayecilik yönünden ele alındığında en güzel hikayeler bunlardır Onun hikayedeki asıl kudretini bunlar gösterir, realist eserlerde Bazen mizah çok açık bir şekilde göze çarpar Bazen de bu hikayeler, bir fikrin baskısı altındadır Kadın ve erkek meseleleri de fazlaca işlenmiştir: Gizli Mabet, Mahcupluk İmtihanı, Perili Köşk, Yüksek Ökçeler, Bahar ve Kelebekler
Ömer Seyfettin'in hikayeleri kişileri bakımından zayıftır, hikayelerde bizi alıp götüren, kahramandan çok, olaydır Halit Ziya'da tipler çok belirgindir Ömer Seyfettin'de ise hikayenin ilerlemesi için kişiler bir araçtır
Çevre bakımından İstanbul 'un dışına çıkan ilk hikayecilerdendir Coğrafya daha çok Anadolu ve Balkanlar'dandır çevre ve kişi tasviri bakımından pek itinalı değildir Sebebi ise, tezli hikayeler olmalarıdır
Zaman bakımından kendi yaşadığı gün ve zamanın hikayeleri ve eski zamana ait hikayeler teşkil eder Eski zamana ait hikayelerini "Eski kahramanlar" adı altında toplamıştır
Üslup bakımından kimileri Ömer Seyfettin'in üslubu olmayan bir yazar olduğunu söyler, bunun sebebi ise Ömer}Seyfettin 'in "Ben edebiyatı edebiyatsız yapacağım" sözüdür


Alıntı Yaparak Cevapla

Ömer Seyfettin Kimdir? Ömer Seyfettin'in Hayatı Ve Eserleri Hakkında Bilgiler Neler

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ömer Seyfettin Kimdir? Ömer Seyfettin'in Hayatı Ve Eserleri Hakkında Bilgiler Neler



Ömer Seyfettin (Ömer Seyfettin Kimdir? - Ömer Seyfettin Hakkında)



ÖMER SEYFETTİN (1884-1920), "Kaşağı" adlı öyküsüyle hemen hemen hepimizin ilk*okul Türkçe kitaplarından tanıdığı bir yazarı-mızdır Ömer Seyfettin Türk edebiyatında kısa öykü türünün ilk başarılı örneklerini vermiş, dilde sadeleşme hareketine de öncü*lük etmiştir
Gönen'de doğan Ömer Seyfettin'in babası Kafkas göçmenlerinden Yüzbaşı Ömer Şevki Bey'dir İlköğrenimine Gönen'de mahalle mektebinde başladı Babasının görev gereği sürekli yer değiştirmesi göz önüne alınarak, annesiyle birlikte İstanbul'a yerleşmesi uygun görüldü Önce Aksaray'daki Mekteb-i Osmani adlı özel bir okula başlayan Ömer Seyfettin daha sonra Eyüp Baytar Rüştiyesi'nde (orta*okul) yatılı olarak okudu Edirne Askeri İdadisi'ni (lise) ve 1903'te İstanbul'da Mek*teb-i Harbiye'yi (Harp Okulu) bitirerek teğ*men rütbesiyle İzmir'de göreve başladı 1906'da İzmir Zabitan ve Efrat Mektebi'nde (Jandarma Okulu) öğretmenliğe atandı Bu arada üstteğmenliğe yükselen Ömer Seyfettin 1908'de Makedonya'daki 3 Ordu'da görev*lendirildi 1911'de ordudan ayrılarak Selanik'e yerleşti Ama 1912'de Balkan Savaşları' nın başlamasıyla yeniden askere alındı Sırp ve Yunan cephelerinde savaştı Yanya Kalesi' nin savunmasına katıldı, kale düşünce Yu-nanlılar'a tutsak oldu Bir yıl süren tutsaklığın ardî^ğan İstanbul'a döndü ve ölümüne değin Kabataş Sultanisi'nde (lise) öğretmen olarak çalıştı

Ömer Seyfettin edebiyatla ilgilenmeye Edirne Askeri İdadisi'nde öğrenciyken başla*dı İlk şiiri yalnızca "Ömer" imzasıyla Mecmua-i Edebiye adlı bir edebiyat dergisinde Harbiye öğrencisiyken yayımlandı Daha son*raki şiir ve öykülerinde Ömer Seyfettin adını kullanmaya başladı Ömer Seyfettin'in ilk öyküsü ise yine Harbiye öğrencisiyken Sabah gazetesinde yayımlandı Yazar, İzmir ve Ma*kedonya'da görevliyken de çeşitli gazete ve dergilere öykü ve şiirlerini göndermeyi sür*dürdü
Ömer Seyfettin kendini tümüyle edebiyata vermek, yaşamını kalemiyle kazanmak ama*cıyla, devlet hesabına yaptığı öğreniminin karşılığını ödeyerek askerlikten ayrılmış ve Selanik'e yerleşmişti Önceleri nin başyazarlığını yürüttüğü Rumeli gazetesi ile dönemin edebiyat dergilerine öykü ve makaleler yazmaya başladı Daha sonra arka*daşları Ali Canip (Yöntem) ve Ziya Gökalp' le birlikte Genç Kalemler dergisini çıkardı Buradaki yazıları ve öyküleriyle dikkat çekti ve ünlendi Derginin ilk sayısında yayımladığı "Yeni Lisan" adlı makalesinde savunduğu "ulusal edebiyatın ulusal dilden doğacağı, yazı diliyle konuşma dilinin birleştirilmesinin gerektiği ve Arapça, Farsça kelimelerin dil*den atılması" gibi düşünceleri geniş bir çevre*nin ilgisini çekti Bu makale Milli Edebiyat Akımı'nın başlangıç bildirisi sayılır Tutsaklığından sonra döndüğü İstanbul'da yazılarını Türk Sözü dergisinin başyazan olarak sürdürdü I Dünya Savaşı yıllarında Ziya Gökalp'in çıkardığı Yeni Mec*muamda yayımladığı öyküleri ününü daha da yaygınlaştırdı
Ömer Seyfettin'in düşünsel yapısının biçim*lenmesinde Osmanlı Devleti'nin içine girdiği gerileme ve çökme sürecinin önemli bir etkisi oldu Öykülerinin konuları genellikle toplum*sal yaşamdan alınan olaylardır Öykülerinde gerçekleri olduğu gibi göstermiş, döneminin sorunlarını yansıtmıştır Yapıtlarında yer yer alaycı, süssüz ve yalın bir anlatım egemendir Halk deyimleri ile halk fıkra ve masallarının önemli bir yer tuttuğu öykülerinde çoğunluk*la çocukluk anılarını, halk inançlarını, tarihsel olayları ve toplumun bozuk düzenini anlatır 1909-13 arasında Makedonya'da iken yazdığı öykülerindeyse, temel konu Balkanlar'daki ulusal kurtuluş mücadeleleridir
Çağdaş Türk öykücülüğünün doğuşuna bü*yük katkısı olan Ömer Seyfettin'in Ashâb-ı Kehfimiz (1918), Efruz Bey (1919) adlı ro*manları ve Harem (1918) adlı büyük öyküsü ölümünden önce kitap olarak yayımlandı Öyküleriyse kitap olarak ölümünden sonra çeşitli yayınevlerince "toplu eserler" biçi*minde yayımlandı Gizli Mabet, Yüksek Ökçeler, Bahar ve Kelebekler, Bomba, İlk Düşen Ak, Mahcupluk İmtihanı bunlardan bazılarıdır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.