Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aile, denir, hakkında, neye, sevgisi

Aile Sevgisi Nedir? Aile Sevgisi Neye Denir? Aile Sevgisi Hakkında

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aile Sevgisi Nedir? Aile Sevgisi Neye Denir? Aile Sevgisi Hakkında



Aile Sevgisi Nedir? Aile Sevgisi Neye Denir? Aile Sevgisi Hakkında
Aile Sevgisi Nedir? Aile Sevgisi Neye Denir? Aile Sevgisi Hakkında

Alttaki mesajları inceleyiniz
Aile, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilir Aile denince genellikle bir evde oturan anne ve baba ile, varsa onların evlenmemiş çocukları anlaşılır Bu tip aileye "çekirdek aile" denir
Çekirdek ailedeki çocukların evlenmesiyle de yeni bir çekirdek aile ortaya çıkar Ama aile sözcüğünün bundan daha geniş anlamı da vardır Daha çok sayıda akrabadan oluşan birimi, hatta bir soyu ya da sülaleyi tanımlamak için de aile sözcüğü kullanılır
"Aile" sözcüğü günlük dilde çok değişik grupları tanımlamak için de kullanılır Örneğin "Hasan iyi bir aileydi" dendiğinde, Hasan'ın sorumlu bir baba ve koca olduğu anlaşılır Oysa birisi "Benim ailem Adana'dan gelmiş" dediği zaman, annesiyle babasının, hatta belki de dedelerinin Adana'da yaşamış olduğunu belirtir Bir başkası "Bu bir aile toplantısıdır" dediğinde, o toplantıda yalnızca akrabaların bulunacağı anlaşılır Bunlar amcalar, dayılar, teyzeler, halalar, yeğenler ve evlilik bağıyla aileye katılmış kişilerdir Bütün bunlar bize, "aile" kavramının her zaman evliliğe ya da ortak atalara dayalı ilişkileri kapsadığını göstermektedir,

Buyrun

Aile, kan bağına dayalı, toplumun en küçük birimi olarak tanımlanır sözlüklerde Dolayısı ile toplumun genel dokusunu oluşturan özelliklerin ve ilişkilerin örtük ya da açık biçimde aile denen kurumda kendisini yaşattığı ve yeniden ürettiğini söylemek mümkün Fakat ne ilginçtir ki artık dilimize pelesenk olmuş bu tanım ve bilgiye rağmen devrimci bireye mücadele maratonunda en fazla patinaj çektiren olgulardan biri de aile kurumudur Kuşkusuz Kürdistan'da faaliyet yürütüyor olmamız, kapitalist toplum ve ilişkilere feodal prangaların daha fazla eklemlenmesi bu sorunu daha yakıcı kılmakta, gündemimizi daha fazla meşgul etmektedir Bu koşullarda ortaya çıkan tipik devrimci karakter; sömürgeciliğe duyduğu kini tereddütsüzce bir molotofun aleviyle düşmana savururken ya da düşmanla dolaysız karşı karşıya gelmekten çekinmezken, aile söz konusu olduğunda yelkenleri indirendir'
Kopuşmak Okyanuslara Yelken Açmaktır!
Devrim kopuş demektir aynı zamanda Devrim iddiası olan kişi, yani devrimci ise, kopuşandır ve buradaki kopuşmak gereken öğeler sayısızdır Kapitalizmin, bireylerin tüm düşünce hücrelerine sızmaya çalışarak kendini var ettiğini, asıl olarak burada kendini yeniden ürettiğini, çıplak zor araçlarıyla da, bu yeniden üretimin destek ünitelerinde patlak veren arızaları gidermeye çalıştığını hesaba kattığımızda devrimci bireyin kopuş mücadelesinin en temel alanları hakkında yeterince bir fikre sahip oluruz Düzenle görünen değil görünmeyen bağlarımız daha fazla zorlar bizi Burada adeta 'görünmez' bir düşman bağlar elimizi kolumuzu Kopuşmak gerektiği sonucuna vardığımızda, düşmanımızı açığa çıkarıp, eğer hedefi doğru belirleyemezsek boşluğa düşmek işten bile değildir böylesi durumda Dolayısıyla bilinçli ve kararlı bir şekilde açığa çıkarıp savaşmadığımız sürece tüm iyi niyetimize rağmen boşluğa sallarız kılıcımızı Aile kurumu da nesnel durumu ile devrimci bireyi düzene görünmez bağlarla bağlayan, daha doğru bir ifadeyle bireyin düzene bağlandığı temel kurumlardan biridir Fakat nereden çıkarıyoruz bu genellemeleri diye sorulabilir? Ya da yazdığımız cümleleri belli ezber kalıpları olmaktan çıkaran nedir? Bunları doğrulayan tüm tarihsel olgular bir yana, yanıtımız çok basit ifadeyle yaşanan deneyimler olacaktır Her birimiz kendi yaşamımıza nesnel bir pencereden bakalım'Ailesel' sorunlardan dolayı ektiğimiz randevuları, aksattığımız işleri düşünelim Bu pratiğe sahip bir devrimcinin, aksattığı 'işlerin' devrimin 'işleri' olduğunu, kendi misyonunun da devrimi inşa etmek olduğunu bilince çıkardığı söylenebilir mi? İşkence tezgâhında sınanmış bir devrimcinin çelikten iradesi nedense ailesi karşısında bükülebiliyor Neden? Burada aile bireyleri ile işkencecileri elbette aynı kefeye koymuyoruz fakat faaliyetin engellenmesini (ya da tersten ifadeyle faaliyetin sürdürülmesini) temel alacaksak bu çelişkiyi nasıl açıklayacağız? Daha somutlayarak devam edelim
Aileleri Düzenden Koparmak!
Kimliğimizi bilen siyasi polisin ailelerimiz aracılığıyla faaliyetimizi sekteye uğratmaya çalıştığı örnekler az değil Düşman, üzerimizde denetim kuramadığı koşullarda aileleri devreye sokarak bunu dolaylı yollardan başarabilmektedir Çünkü aile, gerçekte emek verildiğinde devrim cephesinin de bir 'kurumu' olabilecekken sayısız örnekte görüldüğü gibi çoğunlukla bizi geriye çeken 'zayıf karnımız' haline geliyor Düşman değil ama aile bizi 'dize' getirebiliyor Ailenin bu 'kudreti' nereden geliyor? 'Aile sevgisi' denen duyguların ve bunun yönlendirdiği ilişkilerin bu gücün uygulanmasında payı olabilir mi? Buna hiç kuşku yok Fakat asıl neden yine de bu değil, ailelerin -henüz devrimcileştiremediklerimizi kast ediyoruz- düzeni yeniden üreten konumlanışları ve bağlarını "sevgi" adına, bireyciliklerini dayatmalarını görmezden gelemeyiz Düşünün isterseniz, devrimcilik yaptığını bildiği kızına ya da oğluna "yanımızda olmazsan yaşayamayız" diyen pek çok aile, üç kuruşluk memur maaşı alsın diye onların kendilerinden binlerce kilometrelik kentlere gitmesine hiçbir itiraz geliştirmiyor Ailelerin, çocuklarına duydukları sevgi vardır kuşkusuz Ama ailelerin doğal kabul ettikleri -doğrusu düzenin onlara "doğru" diye kabul ettirdiği- bir dizi "nesnelliği" hiç tereddütsüz kabul ediyorlar "Oku, çalış, işe gir Görev yerine git, evlen çoluk çocuğa karış Kocanın, ya da işinin gerektirdiği yere git" Bütün bunlara hiçbir ailenin itirazı yoktur Çünkü onlara göre doğal olan budur Peki bu doğallığı yaratan kimdir? Elbette ki, sömürü düzeni! Aile bireyleri arasındaki bağ ve duygunun belli bir sevgiyi içerdiği kuşku götürmez ve yine kuşku götürmez ki parti aile düşmanı değildir Fakat verdiğimiz örneklerde olduğu gibi eğer komünist birey için bu sevgi, faaliyete ket vuruyorsa o kişi bencilleşen bir ilişkinin kölesi olmuştur
Devrimci yaşamını kendisi ve ezilen milyonlar adına, onurlu ve insanca bir yaşam mücadelesi üzerine inşa eden komünist için tüm ilişkiler, tüm sevgiler ancak bu gerçeğe tabi kılındığında anlam kazanır Bu, yaptığı işin meşruiyetine inanan, bunu her haliyle yaşayan insanlarla mümkündür Yaptığını savunamayan, yaptıkları önündeki engelleri aşma iradesi gösteremeyen devrimcilerin bocalamaları kaçınılmazdır Sayısız genç devrimcinin başına gelmiştir Kişi, mücadeleyle çeşitli düzeyde ilişkiler geliştirdiğinde muazzam bir kuşatmaya alınır Tehditler, dayaklar, engellemeler, duygu sömürüleri, mali kuşatma, "biz de bu yollardan geçtik, bu işlerin sonu yok", "okulunu bitir, işe gir sonra ne yaparsan yap" "evlen kocaya git, sonra ne halin varsa gör", "sana saygı duyarız ama yanımızda kalırsan" sözleri böylesi süreçlerin tipik uygulamalarıdır Kalp spazmı geçiren ana-babalar, evde huzur bırakmayan abiler, ablalar, hedef kişi kendilerinin istediği noktaya gelince tümüyle bu pozisyonlarını terk eder, sihirli bir el değmiş gibi iyileşir, sağlıklarına kavuşurlar! Kızını ya da oğlunu bir dakika bile yanından ayırmaya "dayanamayan" anne-babalar, onları yıllarca göremeyecekleri yurt dışına yollamaya tereddüt bile etmezler Buradaki temel sorun şudur: Onların sevgisinin içeriği nedir? Bu soruyu her bir devrimci kendine sormalıdır Sadece koruma duygusu diyebilir miyiz? Peki onların bu korumalarının içeriğinin çoğunlukla düzeni korumakla aynı anlama gelmesi tesadüf mü? Onların karşı çıktıkları oğullarının ya da kızlarının kendi başlarına bir yaşam kurması, uzaklara gitmesi ya da evden ayrılması değil ki! Onları ilgilendiren "ne için, ne uğruna" bu eylemin yapıldığıdır Örneğin devrimci bir amaç için çocuğunun başka bir alana gitmesine katiyen izin vermeyen aileler, aynı çocuğun üç kuruşluk iş için, üniversite için, birkaç Euro için yanından gitmesine eğer ses çıkarmıyorlarsa, bu sevginin, korumanın içeriğine renk verenin düzen olduğu açık ve nettir
Kuşkusuz ki her sevginin bir içeriği vardır Anne sevgisi, baba sevgisi, çocuğun onlara duyduğu sevgi insanidir Değerlidir Ne var ki, insan olarak zerre kadar sevgiyi hak etmeyen bir kimse, sırf baba ya da anne diye sevilebilir mi gerçekten? Bu soruları sormaktan korkmayacağız
Aileler, kazanıldıkları ölçüde devrimin de yılmaz savunucuları haline gelebilirler Onların bize karşı çıkan bilinçleri düzenin bilinci, dolayısıyla duyguları da düzenin şekillendirdiği duygulardır Tersi de pek ala mümkündür Devrimin bilinci ve duyguları da pekala aileleri yönetecek hale gelebilir İşte, oğullarının kızlarının bayrağını yükseltmeye çalışan onur abidesi ana-babalarımız İşte ulusal mücadelenin bir parçası haline gelen, ölümsüzleşen kızları ve oğullarına rağmen onların naaşları ya da anıtlıkları yanında tüm gençleri yüreğine basan yitirdiği evlatları ile onur duyduğunu düşmanın yüzüne bağıra bağıra haykıran ailelerimiz İşte beşikteki bebeklerini gerillaya yetiştiriyorum diye gururla gösteren sayısız anamız'
Bunlar da bu halkın ve ailelerin gerçeğidir Bütün mesele, yaptığına inanan, yaptığının arkasında duran ve kararlılığı ve onurlu eylemiyle ailesini değiştirme iradesi gösteren devrimcilerde bitiyor Bunun bir yolu, kapıyı çekip gitmekten geçse bile!
Aileleri ikna etmek için kararlılık, sabır ve uzlaşmazlık gerekiyor Bir de inancının gerektirdiği gibi yaşamak Bu yaşamın güzelliklerini bizatihi uygulamada göstermek Devrimcilikten söz eden ama saatlerce uyuyan, eşitlikten söz eden ama feodal bir erkek gibi davranan, onurdan söz eden ama yalan söyleyen bir kişinin ikna gücü ne kadar zayıfsa, tersi de o kadar güçlüdür Unutmayın ki, inandıklarını yaşama geçiren, kendini değiştiren ve kararlı bir insandan daha ikna edici bir şey yoktur!


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.