Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgiler, cumhuriyet, cumhuriyetin, hakkında, kurtuluşu, kuruldu, nelerdir

Cumhuriyet Nasıl Kuruldu? Cumhuriyet'in Kurtuluşu Hakkında Bilgiler Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Nasıl Kuruldu? Cumhuriyet'in Kurtuluşu Hakkında Bilgiler Nelerdir?



Cumhuriyet Nasıl Kuruldu? Cumhuriyet'in Kurtuluşu Hakkında Bilgiler Nelerdir?
Cumhuriyet Nasıl Kuruldu? Cumhuriyet'in Kurtuluşu Hakkında Bilgiler Nelerdir?

Cumhuriyetin İlanı

Lozan'n kabulü ve barışın sağlanması ile geride Türk Devleti'nin siyasal yapısını belirleyecek devlet şeklinin ve adının ne olacağı sorunu kaldı TBMM'nin varlığı ile egemenliğin kayıtsız - şartsız ulusa ait olan, insan haklarına dayanan bir devlet sistemi kurulmuştu Fakat gerek halkın, gerekse Meclis içinde bulunanların büyük kısmı Padişah'a dinsel ve geleneksel bağlarla bağlıydılar Padişah'ın işgal ettiği Saltanat - Hilafet makamı yüzyıllardır kökleşmiş bir teokratik sistemdi 1300 yılından beri de Osmanoğullarından başka hiçbir aile iktidar olmamıştı Egemenlik biri dinden, diğeri gelenekten gelen iki kaynaktan çıkıyor ve Padişah'ta toplanıyordu Gerçi İttihat Terakki bu gücü kırmıştı, fakat sistemin özünü, yani egemenliğin kaynağını ve kullanılış biçimini değiştirememişti Egemenliğin, tanrı hakları sisteminden, insan hakları sistemine geçişin bir sonucu olarak Padişah'tan ulusa geçişi, bir ilke ve ülkü olarak Amasya Genelgesi'nde ortaya konmuş ve 23 Nisan 1920'de BMM'nde somutlaşmıştı Teşkilat-ı Esasiye Kanunu da bu temel üzerine oturmuştu
Kurtuluş Savaşı ulusal bağımsızlık yanında ulus egemenliğini de açık bir biçimde ortaya koyduğu için Padişah daha başından beri milliyetçilerin amansız düşmanı kesilmişti M Kemal Paşa Padişah'ın ihanetini bildiği halde, henüz zamanı olmadığı için Padişah'ı hedef almadı Genç subaylık yıllarından beri inandığı ve Erzurum'da Mazhar Müfit'e not ettirdiği "Cumhuriyet" inancını "Ulusal bir sır" olarak sakladı Kurtuluş Savaşı içinde "Cumhuriyetçi" bir düşünceyi ortaya atmak, iç parçalanmaya yol açacağı için bu yola gitmedi Hatta Sivas Kongresi sırasında "Cumhuriyet" ilan edelim önerilerini red etmişti Fakat Kurtuluş Savaşı'nın Başkomutanı, Türk Ulusu'nun kurtarıcısı M Kemal, Türkiye'nin siyasal yapısını değiştirmenin ilk adımını Saltanat'ın kaldırılmasını sağlamakla attı Saltanat'ın kaldırılışına en yakın arkadaşları bile karşı çıkmışlardı Meclis'te tutucu kanat direndiyse de, M Kemal Paşa'nın kararlı ve sert tutumu sonucu Saltanat'ın kaldırılışı sağlandı Fakat onun bu sert tutumu endişe doğurdu Bunun bir başlangıç olduğunu görenler çeşitli yöntemlerle M Kemal Paşa'yı engellemeye çalıştılar
2 Aralık 1922'de Meclis'e muhalif grup tarafından bir öneri verildi "İntihab-ı Mebusan Kanunu"nda değişiklik yapılmasını isteyen önergede "Büyük Millet Meclisi'ne üye seçilmek için Türkiye'nin bugünkü sınırları içindeki yerler halkından olmak ve seçim çevresine yeni gelenlerin ise en az beş yıl oturmuş olmaları" gerektiği kanun hükmü haline getirilmek isteniyordu M Kemal Paşa'yı milletvekili seçilmekten yoksun bırakmak isteyen bu önerge üzerine söz alan M Kemal Paşa, doğum yerinin Türkiye'nin sınırları dışında kaldığını ve bir yerde beş yıl oturmadığını belirttikten sonra, düşmanlara karşı savaştığını, vatanı kurtarmak için hiç bir yerde beş yıl oturamadığını hatırlatıp, ulusun sevgisisi kazanmış bir insan olmasına rağmen kendisini yurttaşlık haklarından yoksun bırakmak isteyen bu kimselerin bu yetkiyi kimden aldıklarını sordu Önerge red edildi
Mustafa Kemal'in kamuoyu yoklaması yapmak üzere 14 Ocak 1923'de Batı Anadolu'da bir geziye çıkmasını fırsat bilen muhalif grup, O'nun Ankara'dan ayrıldığının ertesi günü "Hilafet-i İslamiye ve Büyük Millet Meclisi" başlıklı bir broşür yayınladılar Broşürün önceden hazırlanmış olduğu ve M Kemal'in Ankara'dan ayrılmasını fırsat bilerek dağıtıldığı anlaşılıyordu Broşürün ana fikri, islam kamuoyunun son gelişmelerden (Saltanatın Kaldırılışı) büyük ızdırap içinde bulunduğu, Hilafet'in hükümet demek olduğu ve Hilafet'in hukuk ve görevlerini yok etmenin hiç kimsenin, hiç bir meclisin elinde olmadığı esaslarına dayanıyor, "Halife Meclisin, Meclis Halife'nindir" sözleriyle bitiriyordu Yürütme yetkisinin Halife'ye verilmesini ve Meclis'in aldığı kararların ve kanunların Halife'yi bağlamayacağı, dolayısıyla Meclis'in çıkardığı Saltanat ve Hilafet ile ilgili yasaların meşru olmadığı görüşü savunuluyordu Bu bildiri, M Kemal'e ve O'nun gerçekleştirmek istediği devrime bir tepki idi
İzmit'e gelen M Kemal, din ve hilafet konusunda yaptığı açıklamada,
dedi
Cumhuriyet'e doğru gidiş bu kararlı sözlerle açıkça görülüyordu M Kemal Paşa, 8 Nisan 1923'de dokuz ilkede görüşlerini toplatarak, programını belirlerken, siyasi biçimlenmeyi de hazırladı
Savaş zamanının TBMM'nin görevi son bulmuştu Bu sebeple Meclis kendini dağıtıp, seçime gitme kararı aldı M Kemal, dağılmadan önce Meclisten 15 Nisan'da, Saltanatı geri getirmeye çalışanları vatan haini kabul eden bir kanun değişikliği ile "Hıyanet-i Vataniye Kanunu"na, ileride gerekirse yine İstiklal Mahkemeleri kurma fırsatını veren bir ek getirdi
Yeni kurulacak Meclis'te kuvvetli bir kadro oluşturmayı ve böylece Cumhuriyet'i ilan etmeyi düşünen M Kemal'in bu çalışmaları yakın arkadaşlarının kendisinden uzaklaşmasını hızlandırdı Rauf Bey ve arkadaşları, M Kemal'in partiler üstü kalmasını, politikaya karışmamasını, önererek, O'nu pasif duruma getirmek istiyorlardı Rauf Bey'in İsmet Paşa ile aralarının açılması da bu ayrılığın başka bir yönü idi Lozan'dan dönen İsmet Paşa'yı karşılamak istemeyen Rauf Bey Başbakanlık'tan bile istifa etti
İkinci Meclis, toplandıktan sonra Lozan'ı onayladı Artık sorun Türkiye'nin rejiminin belirlenmesiydi M Kemal 22 Eylül 1923'de "Neue Treie Presse" adlı bir Viyana gazetesi muhabiriyle yaptığı görüşmede, 23 Nisan 1920'de kurulan sistemin Cumhuriyet olduğunu fakat adının açıklanamadığını belirtip, yapılacak işin yalnızca isim koymak olduğunu söyledi
Yeni devletin başkentinin neresi olacağı da bir sorundu Ankara 1920'den beri bu işi yapıyordu Merkezi ve güvenli durumu ortada idi Meclis'te uzun tartışmalardan sonra 13 Ekim'de Ankara başkent olarak oy çokluğu ile kabul edildi Cumhuriyet'in ilanına bir adım daha yaklaşılmıştı
M Kemal'e Cumhuriyet'in ilanına fırsat veren bir hükümet buhranı oldu Başbakan Fethi Okyar Bey'e karşı Meclis'te muhalefet oluşması üzerine M Kemal, "Erkan-ı Harbiye Umumiye Riyaseti Vekili Fevzi Paşa"nın dışında kabinenin istifasına karar verdi ve 27 Ekim'de uygulandı Mevcut sisteme göre her bakan Meclis tarafından tek tek seçiliyordu İstifa eden bakanlar yeniden seçilirlerse, görev kabul etmeyeceklerdi Bu sırada Rauf Bey, Kazım Karabekir, Ali Fuat, Refet Paşalar İstanbul'da bulunuyorlar ve temasları, Halife'ye yakınlık gösterileri oluyordu Ankara'da' ise kabine kurulamıyordu Bu gelişmeler üzerine "Cumhuriyet İlanı" ile işi kökünden çözmeye karar veren M Kemal 28 Ekim gecesi Çankaya'da İsmet Paşa ve bazı kimseleri toplantıya çağırdı ve "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz" diyerek kararını açıkladı Misafirlerin ayrılmasından sonra İsmet Paşa'yı alıkoydu ve birlikte, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda gerekli değişikliği sağlayacak önergeyi hazırladılar Ertesi gün saat 10'da Parti grubunda yapılan toplantıda, M Kemal Paşa Genel Başkan olarak Hükümet buhranının mevcut sistemden kaynaklandığını, bunun çözumünün istikrarlı bir sistemde olduğunu belirtttkten sonra değişiklik önergesini okuttu:
  • Türkiye Devleti'nin Hukümet şekli Cumhuriyettir
  • Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur
  • Türkiye Devleti, Hükümetin inkisam ettiği idare şubelerini İcra Vekilleri (Bakanlar Kurulu) vasıtasıyla idare eder
Bu önerge Parti toplantısında tartışıldı Büyük Millet Meclisi'nin aynı akşam (29 Ekim 1923) saat 18:45'de yaptığı toplantıdan sonra 2030'da "YAŞASIN CUMHURİYET" sesleri arasında Cumhuriyet ilan olundu ve yeni Türk Devleti'nin adı kondu: "TÜRKİYE CUMHURİYETİ"
Hemen arkasından da Türk Ulusu'nun kurtarıcısı Gazi MKemal oy birliği ile Cumhurbaşkanı seçildi Kürsüye gelen Cumhurbaşkanı M Kemal, kendisini Cumhurbaşkanı seçen Meclis'e teşekkür ettikten sonra "Son yıllarda Ulusumuzun fiili olarak gösterdiği kabiliyet ve istidat, kendi hakkında kötü düşüncede bulunanlarınn ne kadar tedkikten uzak görünüşe önem veren insanlar olduğunu pek güzel ispat etti Ulusumuz kendisinde bulunan nitelikleri ve değeri, hükümetin yeni adıyla uygarlık dünyasına çok daha kolay gösterebilecektir Türkiye Cumhuriyeti, dünyada işgal ettiği yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve muzaffer olacaktır" sözleriyle konuşmasını tamamladı M Kemal Cumhurbaşkanı seçildiğinde henüz 42 yaşındaydı Cumhuriyetin ilk Başbakanı İsmet Paşa oldu
19 Mayıs 1919'da Samsun'da başlayan yeni ve bağımsız, bir Türk Devleti kurmak savaşı dış ve iç düşmanlara karşı başarıyla sonuçlanarak Türkiye Cumhuriyeti kuruldu Kurtuluş Savaşı'nın inanç ve başarısı nasıl Atatürk'ün eseri idiyse, Cumhuriyet de yine O'nun eseri idi İleriki yıllarda bunu şu sözleriyle belirtti "Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti'dir"

Sonuç
Bir zamanların muhteşem Osmanlı İmparatorluğu, gerek iç gerekse dış etkenlerin sonucunda 18 yy'dan itibaren hızlı bir çökuntüye girdi Kapitülasyonlar sebebiyle Avrupa devletlerinin açık pazarı durumuna geldi Rusya ve Avusturya'nın devamlı saldırıları sonunda savaşları kaybederken, önemli topraklarını elden çıkardı İmparatorluğun bu çöküntüsünü gören Padişahlar, İmparatorluğu kurtarmak için ıslahat önlemlerine başladılar Fakat yalnızca askeri olan bu önlemler etkili olamadı III Selim'in başlattığı Nizam-ı Cedit ise 1807'de gerici bir ayaklanma ile son buldu
19 yy'da çöküntü büyük hızla sürerken, Fransız Devrimi'nin ortaya koyduğu ulusal bağımsızlık ve egemenlik akımları, Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlar'da yaşayan Hristiyan azınlıklarını etkiledi ve bagımsızlık isteklerini kamçıladı Sırp, Yunan ve hatta Mısır ayaklanmaları İmparatorluğun iç bünyesini sarstı ve bunlar giderek bağımsızlık veya özerklik kazandılar Bu yüz yılda Rus tehlikesi karşısında İngiltere ve Fransa Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünü koruma potikası izlediler Kırım Savaşı'nda bu politika sonucu Rusya'ya savaş bile açtılar 1838 ticaret anlaşması ile imparatorluk ekonomik bakımdan batının eline geçerken, 1854'den sonra başlayan dış borçlanma ile, 1881'de mali iflasa ve batının mali denetimine girdi II Mahmut Islahatı ve Tanzimat da İmparatorluğun kurtuluşu için çözüm olmadı Genç Osmanlılar'ın çalışmaları 1876'da Kanun-u Esasi'nin ilanını hazırladı Birinci Meşrutiyet yaşama fırsatı bulamadan 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı bu dönemin sonunu hazırlarken, Abdülhamid'in "İstibdatı" başladı Bu tarihten sonra İngiltere de koruyucu politikasını terk etti Ermeni konusu da ilk kez gündeme geldi Osmanlı İmparatorluğu bundan sonra Almanya'ya yanaştı Alman siyasi, askeri ilişkisi, Alman ekonomik ihtiraslarını da getirdi Bağdat Demiryolu projesi bunu simgeledi
20 yy'a girilirken Abdülhamid'e karşı başlayan Genç Türk hareketi gittikçe kuvvetlendi ve 1908'de II Meşrutiyeti getirdi Fakat 31 Mart gerici ayaklanması ile 1909'da iç buhran yaşandı II Meşrutiyet de İmparatorluğu kurtaramadı Osmanlıcılık, İslamcılık, Batıcılık ve Türkçülük akımlarının çatıştığı bu dönem, içte buhranlar, anarşi yaratırken, dışta da Trablus ve Balkan Savaşları'nda büyük yenilgi ve tüm Makedonya'nın kaybı ile sonuçlandı 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı'na Almanya yanında giren İmparatorluğun kaderi de çizilmiş oldu Bu savaştan çok ağır kayıplarla yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu Mondros Ateşkesi ile kayıtsız şartsız teslim oldu
Yüz yıldan beri süren Doğu Sorununun çözümü, Avrupa'nın Hasta Adamının mirasının paylaşılması ile Türk Ulusu'nun dünya siyasi tarihindeki varlığı ortadan kaldırılmak isteniyordu
Savaş içinde gizli anlaşmalarla, İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşılmasını kararlaştırmışlardı Fakat Rusya'da devrim çıkınca anlaşmalar önemini yitirdi Türk Ulusu'nun hakkında karar verecek en büyük kuvvet İngiltere idi İngiltere Batı Anadolu'yu Yunanistan'a veriyor, Doğuda bir Ermenistan ve Kürdistan kurmak istiyor, Türk yurdunun geri kalan yerlerini de Fransa ve İtalya ile paylaşıyordu Ülkenin yağmalanmasına boyun eğen Padişah ve Hükümet, kurtuluşu İngiliz himayesinde görüyorlardı Halk ve aydınlar çaresizlik içinde, çoğunluk kadere boyun eğmiş görünüyordu Kurtuluş çareleri arayanlar Padişah - Halifesiz bir çare düşünemiyordu Kurtuluşu Amerikan mandasında görenler veya yörelerinin kurtuluşunu sağlamak için çalışanlar vardı
Birinci Dünya Savaşı'nın sonundaki perişan ve çaresiz durumda, bir tek insan, M Kemal topyekün kurtuluş ve tam bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak düşüncesiyle Samsun'a geldi O'nun yola çıktığı sırada ise Yunanlılar İzmir'i işgal ediyorlardı Padişah ve Hukümet ise İzmir'i Yunanlılara veren İngilizlerin hala körü körüne her isteğine boyun eğiyorlardı Düşmanla işbirliği yapan Padişah ve İstanbul Hükümeti'nin bu tutumları karşısında M Kemal, ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik savaşının esaslarını Amasya'da ulusu ve orduyu Padişah - Halifeye karşı ayaklandırmak şeklinde belirledi Erzurum ve Sivas Kongreleri'nde de bu esaslar içinde yeni bir Türk Devleti'nin kuruluşunun ulusal bilinçlenme, idari, siyasi örgütlenmesini de gerçekleştirdi Misak-ı Milli ile bu esaslar İstanbul'da bir kez daha ortaya konunca İngilizler, İstanbul'u işgal ettiler Bundan yılmayan M Kemal, Ankara'da ulusun meşru iradesinin eseri olan ulusal egemenlik prensibini BMM ile ortaya koydu Fakat bütün bunların gerçekleşmesi çok büyük güçlükler ve olanaksızlıklar içinde yapılıyordı Bir yandan İtilaf Devletleri ve Yunan saldırısı ve baskıları bir yandan Padişah ve İstanbul Hükümeti'nin M Kemal ve BMM'ni gayri meşru ilan etmesi, Türk Ulusu'nu olumsuz yönde etkiledi Türk Ulusu, yüzlerce yıldan beri dini ve geleneksel iktidar kabul edilen Padişah - Halife ile bu değerleri yıkan ve yerine ulusal, egemenlik değerleriyle ulusu bir araya toplamak isteyen M Kemal hareketi arasında bir süre bocaladı Yer yer BMM'nin otoritesine karşı ayaklanmalar çıktı
Doğu Anadolu'da Ermenilere, Güneyde Fransızlara karşı savaşıldı Batıda Yunan Taarruzu ve iç ayaklanmalara karşı Kuva-yı Milliye ile çözüm bulan BMM daha sonra düzenli ordu kurar I ve II İnönü Savaşları ile ilk askeri başarılarını sağladı Diğer yandan dış ilişkilerde Sovyetler Birliği ile Moskova Antlaşması'nı imzaladı Sakarya Meydan Savaşı'nda Yunan Ordusu'nu yendi Fransa ile de anlaşan Türkiye İtilaf blokunu da parçaladı 26 Ağustos 1922'de başlayan ve 9 Eylül'de İzmir'de Yunan Ordusu'nun denize dökülmesi ile son bulan Büyük Taarruz, Türkiye gerçeğini ve Türk Ulusu'nun yenilmez azmini bütün dünyaya kanıtladı Askeri başarısını Mudanya Ateşkesi ve Lozan Antlaşması ile de onaylattı Emperyalizme karşı yapılan bağımsızlık savaşını kazanan, "Türk Mucizesi"ni yaratan Türkiye'nin bu başarısı bütün Mazlum Uluslara örnek oldu
M Kemal Kurtuluş Savaşı'nın bittiği yerde; Türkiye'nin çağdaşlaşma savaşını başlattı 1 Kasım 1922'de Saltanat'ın kaldırılışı ve 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet'in İlanı ile Türkiye yeni devlet sistemini Fransız Devrimi ile ortaya konan insan haklarına dayanan "Ulusal ve Laik Devlet"i gerçekleştirmiş oldu Ancak, çağdaş devlet ve ülke olma mücadelesi için Türk Devrimi'nin başarılması için Cumhuriyet döneminde Atatürk 'ün yeni mücadele vermesi gerekiyordu

Ergün AYBARS
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1
Ege Ün Basımevi, 1986, ss 359-366


Alıntı Yaparak Cevapla

Cumhuriyet Nasıl Kuruldu? Cumhuriyet'in Kurtuluşu Hakkında Bilgiler Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Nasıl Kuruldu? Cumhuriyet'in Kurtuluşu Hakkında Bilgiler Nelerdir?



Türkiye Cumhuriyeti

Resmi dil: Türkçe
Başkent: Ankara
Yönetim Şekli: Cumhuriyet
Yönetim biçimi: Parlamenter Demokrasi
Kurucu: Mustafa Kemal Atatürk
Ulusal marş:İstiklâl Marşı
Ulusal renkler: Kırmızı ve Beyaz
Yüzölçümü:
  • 780580 km²
  • Dünya yüzeyinin %1,3'ünü kaplar
  • 36 en geniş ülke
Nüfus: 74,709,412 (2006), En kalabalık 16 ülke
Nüfus yoğunluğu: 95,7 kişi/km²
Ulusal günler:
  • 23 Nisan: TBMM'nin açılışı (1920)
  • 19 Mayıs: Kurtuluş Savaşı'nın başlaması (1919)
  • 30 Ağustos: Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması (1922)
  • 29 Ekim: Cumhuriyetin ilanı (1923)
Milli gelir (GSMH):
  • 361,5 milyar ABD Doları (2005)
  • En zengin 19 ülke
  • 661,6 milyar ABD Doları (2005)
  • Satın Alma Gücü Paritesine Göre
  • En zengin 16 ülke
Kişi başına düşen milli gelir:
  • 5,062 ABD Doları (2005)
  • En müreffeh 63 ülke
  • 8,400 ABD Doları (2005) Satın Alma Gücü Paritesine Göre
Para birimi: Yeni Türk Lirası (YTL) [Ocak 2005'ten itibaren Yeni Türk Lirası; eski birim Türk Lirası]
Saat dilimi: - Yaz saati EET (UTC+2), EEST (UTC+3)
İnternet alan adı:tr
Telefon kodu:+90



Türkiye, resmi adıyla Türkiye Cumhuriyeti
Bir Akdeniz, Karadeniz, Avrupa ve Ortadoğu ülkesi olan Türkiye'nin üç yanı denizlerle çevirilidir, kuşbakışı coğrafi görünüşü kabaca bir diktörtgeni andırır Türkiye idare şekli demokrasi olan bir cumhuriyet'tir Osmanlı Devleti'nin I Dünya Savaşı sebebiyle 20 yüzyıl başında yıkılmasından sonra, 1923 yılında Türk Kurtuluş Savaşı ile, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulmuştur Üç tarafının denizlerle çevrili olması ve Batı ve Doğu kültürlerinin geçiş noktasında bulunmasından dolayı, pek çok medeniyete
İmparatorluklar devrinin kapanıp, ulus devletler devrinin başladığı bir ortamda, yirmiden fazla etnik yapının barındığı, gelişememiş, savaş yorgunu bir ev sahipliği yapmıştır Müslüman-köylü toplumunun, modern bir burjuva toplumuna, tek bir millete dönüştürülüp, kendi kaderlerini belirleme hakkına sahip olmasını amaçlayan radikal reformlar dizisi, devletin kuruluşundan itibaren Atatürk inkılapları olarak anılıp benimsenmekte ve halen sürdürülmektedir Bu devrimler sayesinde Türkiye, Müslüman çoğunluğa sahip ülkeler arasında en gelişmiş ve modern ülkelerden biri haline gelmiştir
Başkenti Ankara, en büyük şehri İstanbul'dur
Türkiye Cumhuriyeti demokratik, ve laik bir hukuk devletidir Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Parlamentosu ve İslam Konferansı Örgütü Türkiye'nin üye olduğu uluslararası örgütlerden bazılarıdır 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren de Avrupa Birliği'ne tam üyelik için müzakerelere başlamıştır

Nüfusu 1 milyonun üzerinde olan kent merkezleri
  • İstanbul (105 milyon),
  • Ankara (4 milyon),
  • İzmir (35 milyon),
  • Bursa (2 milyon),
  • Adana (15 milyon),
  • Konya (15 milyon),
  • Mersin (125 milyon),
  • Antalya (125 milyon)
Coğrafya
Türkiye'nin toprakları 36° - 42° Kuzey paralelleri ve 26° - 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır Kabaca bir dikdörtgeni andırır ve genişliği 1660 kilometredir Göller dahil kapladığı alan 814578 km²'dir Marmara Bölgesi % 8,5, Ege Bölgesi % 12, Akdeniz Bölgesi % 16 Orta Anadolu Bölgesi % 18, Karadeniz Bölgesi % 18, Doğu Anadolu Bölgesi % 21, Güneydoğu Anadolu Bölgesi % 7,5 yer tutar Trakya'nın yüzölçümü 24370 km² dir Türkiye'nin kara sınırları uzunluğu 2573, adalar dahil sahil uzunluğu 8333 kilometredir

Türkiye'nin Coğrafi Bölgeleri
Türkiye 6-21 Haziran 1941 tarihinde yapılan Birinci Türk Coğrafya Kongresi'nde 7 ana coğrafi bölgeye ve 21 coğrafi bölüme ayrılmıştır:
  • Akdeniz Bölgesi
  • Doğu Anadolu Bölgesi
  • Ege Bölgesi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi
  • İç Anadolu Bölgesi
  • Karadeniz Bölgesi
  • Marmara Bölgesi
Konum
Bir Balkan, Akdeniz, Kafkas ve Ortadoğu ülkesi olarak sınıflandırılan Türkiye Cumhuriyeti, Doğu ve Batı kültürlerinin tam geçiş bölgesinde bulunur
Antik ismiyle Küçük Asya'da bulunan kısmına günümüzde Batı Anadolu denir Balkan Yarımadası'ndaki (Güney Doğu Avrupa) bölgeye Trakya, Toroslar'ın doğusundaki antik Pers ve Kuzey Mezoptamya bölgesine de Doğu Anadolu adı verilir
Üç yanı denizlerle çevrili olan Türkiye'nin genel görünümü kabaca bir dikdörtgeni andırır Anadolu yarımadası Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz ile çevrelenmiştir
Türkiye'nin komşuları; batısında Bulgaristan ve Yunanistan, doğusunda Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan ve İran, güneyinde ise Irak ve Suriye'dir
Türkiye tarih açısından dünyanın en zengin bölgelerinden birinde yer alır
Anadolu kelimesi Rumcada "doğu" veya "gün doğumu" anlamına gelen Anatolia
Batı Anadolu'nun antik eyalet isimleri şunlardı: kelimesinden kaynaklanır ve tarih belgelerinde bir bölge adı olarak geçmezBitinya, Paflagonya, İyonya, Kapadokya, Misya, Kilikya, Likya, Karya, Pisidya, Pamfilya, Lidya, Frigya Batı Anadolu'ya Antik Çağ'da Romalılar "Asya eyaleti" adını da veriyorlardı ve başkenti en büyük Roma kentlerinden olan antik Efes idi
Günümüzde Doğu Anadolu dediğimiz, Kapadokya'nın ve Torosların doğusundaki bölgeler ise antik Mezopotamya ve Pers kültürlerini temsil eder Toros Dağları ve Fırat Nehri tarihçilerce Batı-Doğu kültür sınırı olarak görülür Antik dönemde ve Orta Çağ'da Kapadokya'nın ve Toros'ların doğusu ise genellikle Mezopotamya, Pers İmparatorluğu, Urartu, Armenia, Kommagene, Suriye, Pontos gibi isimlerle anılırdı
Toros Dağları Roma ve Pers, Doğu ve Batı orduları arasında her zaman zor geçit veren doğal bir sınır olmuştur
Tarihte günümüzdeki Türkiye'ye Doğu'dan ve Batı'dan gelip yerleşmiş kavim ve kültürler pek çoktur
Türkiye'de tarih boyunca yerleşen kavim ve kültürlere örnek olarak Doğu'dan Hititler, Asurlular, Urartular, Persler, Selçuklular Selçuklulardan çok önce İskitler, Hunlar, Hazarlar, Peçenekler, Kıpçaklar (Türkler), Araplar, Hıristiyanlık, Müslümanlık, Musevilik; Batı'dan gelenlere ise Romalılar, Yunanlılar ve Güney Doğu Avrupa (Balkan) kavimleri, antik politeist Yunan-Roma kültürleri vb verilebilir
Tüm Türkiye toprakları, tarihçiler ve arkeologlarca 'açık hava müzesi' olarak adlandırılır 8000 km'lik sahil şeridi antik Roma-Yunan kültürlerinin kalınıtılarıyla doludur Bu kadar çok antik şehir, modern Yunanistan'da veya İtalya'da dahi yoktur
Bu coğrafyaya "Türkiye" isminin ilk olarak Roma-Cermen İmparatoru Frederick Barbarossa (1123-1190) tarafından verildiği ifade edilmektedir Resmi kayıtlarda ise, 19 yüzyıl Büyük Britanya yazışmalarında geçer
Türkiye Cumhuriyeti Orta Asya Türk Kültürünün mirasçısı olduğu kadar Roma, Pers, Mezopotamya, Bizans/Doğu Roma, Osmanlı vb kültürlerinin de mirasçısıdır

Doğal Yapı
Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1000 metreyi aşan, yüksek alanlardan oluşur Yaklaşık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlar, yüzde 10'u da alçak alanlarla kaplıdır En yüksek ve dağlık alanlar doğu kesimde yer alır Kuzey kesimini Kuzey Anadolu Dağları, güney, doğu ve güneydoğu kesimlerini de Toroslar engebelendirir Ülkenin en yüksek noktası, Ağrı Dağı'nın 5166 metreye erişen doruğudur Başlıca geniş düzlükler Çukurova, Konya Ovası ve Harran ovalarıdır Kaynağı ve denize döküldügü yer ülke sınırları içinde olan en uzun akarsu 1355 kilometre uzunluğundaki Kızılırmak'tır En büyük doğal göl, 3713 km² alan kaplayan Van Gölü'dür 817 km²'lik alanan yayılan Atatürk Baraj Gölü ise ülkenin en büyük yapay gölüdür Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'nın yüzölçümü 279 km²'dir

Dağlar
  • Ağrı Dağı - 5165 m
  • Buzul (Cilo) Dağı - 4116 m
  • Cudi Dağı - 5000 m
  • Süphan Dağı - 4058 m
  • Kaçkar Dağı - 3932 m
  • Erciyes Dağı - 3917 m
  • Uludağ - 2543 m
Akarsular
  • Kızılırmak 1355 km
  • Yeşilırmak
  • Fırat
  • Sakarya
  • Murat
  • Dicle
  • Seyhan Nehri
  • Ceyhan Nehri
  • Göksu
  • Çoruh
  • Büyük Menderes
Göller
  • Van Gölü 3713 km²
  • Tuz Gölü 1500 km²
  • Beyşehir Gölü 656 km²
  • Eğridir Gölü 468 km²
  • Akşehir Gölü 353 km²
  • İznik Gölü 298 km²
  • Burdur Gölü
  • Salda Gölü
  • Eymir Gölü
Adalar
  • Gökçeada 279 km²
  • Balıkesir Marmara Adası 117 km²
  • Bozcaada 36 km²
  • Uzunada 25 km²
  • Balıkesir Alibey Adası 23 km²
  • Balıkesir Paşalimanı Adası 21 km²
  • Balıkesir Avşa Adası 21 km²
İklim
Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, dağların uzanışı ve yeryüzü şekillerinin çeşitlilik göstermesi, farklı özellikte iklim tiplerinin doğmasına yol açmıştır Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür Kuzey Anadolu Dağları ile Toros Sıradağları, deniz etkilerinin iç kesimlere girmesini engeller Bu yüzden iç kesimlerde karasal iklim özellikleri görülür
  • Akdeniz iklimi: Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarında oldukça etkili olan bu iklim tipi, Marmara Denizi'nin güney çevresine kadar sokulmuştur Kıyıdan yaklaşık 800 metre yüksekliğe kadar bu iklimin özellikleri görülür Daha içerilere gidildikçe etkisi azalır Bu iklim tipinde, yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır Yıllık yağış miktarı, bazı yerlerde 1000 mm'nin üstünde iken çoğu yerde daha azdır Don olaylarına ve dağların yüksek kesimleri hariç kar yağışına çok az rastlanır
  • Karadeniz iklimi: Türkiye'nin kuzey kıyılarında, dağların denize bakan yamaçlarında görülen bir iklim tipidir Bu iklimde yaz sıcaklığı, Akdeniz ikliminde olduğu kadar etkili değildir Kış mevsimi, güney kıyılarına göre serin geçer Ara sıra don olur, sis görülür ve kar yağar Karadeniz ikliminin en önemli özelliği, yağışların her mevsimde görülmesidir Karadeniz üzerinden gelen nemli hava, Kuzey Anadolu Dağları'nın denize bakan yamaçlarında yükselerek yoğunlaşır ve kıyılarda yaz mevsiminde de yağış bırakır En çok yağış alan bölge Karadeniz Bölgesi'dir Rize ve çevresinde yıllık yağış miktarı 2500 mm'yi bulur
  • Karasal iklim: Türkiye'nin denizlerden uzak, yeryüzü şekillerinin meydana getirdiği engellerden dolayı deniz etkisinden yeterince yararlanamayan kesimlerinde karasal iklim görülür İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Trakya'nın iç kesimleri karasal iklimin etkisi altındadır Buralarda mevsimlik ve günlük sıcaklık farkları büyük, yağışlar genel olarak azdır Kışlar uzun, soğuk ve karlı, yazlar kısa fakat sıcaktır En şiddetli karasal iklim Doğu Anadolu'da görülür Yüksekliğinden dolayı yağışlar İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu'ya göre daha çoktur İç Anadolu'da en yağışlı mevsim ilkbahar, Güney Doğu Anadolu'da ise kıştır İç Anadolu en az yağışı alır Güney Doğu Anadolu'da biraz daha fazla yağış almasına rağmen sıcaklık ve buharlaşmanın fazla olması nedeniyle kuraklık tehdidi altındadır
Türkiye, örneğin İspanya ile aynı paralellerde bulunmasına rağmen, ortalama 1000 metreden yüksek olan Anadolu Platosu'na kar ve yağmur yağışının yoğun olması sebebiyle su sıkıntısı nisbeten daha az çekilir
8000 yıldan bu yana tarım yapılan Çukurova, ayrıca Ege Bölgesi, Bafra ve Çarşamba ovaları dünyanın en bereketli topraklarından sayılır Tropikal bitkiler hariç dünyadaki sebze ve meyve çeşitlerinin %90'ı Türkiye'de yetişir
Batı ve Kuzey Avrupa'da Orta Çağ'da devamlı açlık ve veba tehlikesi olmasına karşın, Antik Çağ'da dahi Roma İmparatorluğu'nun en bereketli eyaleti olan "Asia Minor" eyaleti (bugünkü Ege Bölgesi) Roma'ya üzüm, şarap, tahıl, zeytinyağı ve muhtelif meyve ve sebze gönderirdi

Nüfus
Türkiye'nin 2006 yılı tahmini nüfusu 72 milyondur Kuruluş döneminde Balkan ağırlıklı olan nüfus, Anadolu vilayetlerindeki yüksek nüfus artışı nedeniyle 1980'lerden sonra Anadolu ağırlıklı olmuştur 1985 sayımına göre Türkiye nüfusunun yüzde 10'u Trakya, yüzde 13,1'i Karadeniz, yüzde 19,4'ü Marmara ve Ege, yüzde 9,2'si Akdeniz, yüzde 7'si Batı Anadolu, yüzde 24,1'i İç Anadolu, yüzde 4,8'i Güneydoğu Anadolu ve yüzde 12,4'ü Doğu Anadolu'da yaşamaktaydı Nüfusun yüzde 48,90'i kırsal, yüzde 51,10'u kentsel alanlarda yaşıyordu
Türkiye'nin en büyük nüfusuna sahip kentleri sırayla İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Adana, Antalya, Mersin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep dir

Türk Ulusu
Osmanlı İmparatorluğu'nun 1Dünya Savaşı ile dağılması ve ardından gelen Cumhuriyet idaresinin modern ve homojen bir toplum kurma çabaları sonucu ortaya çıkan Türk Ulusu, Batı Avrupa'nın Osmanlı İdaresine verdiği "Türk" ismini devralmıştır
Tarihçilerce 1071'den sonra Bizans bölgesine gelen Selçuklu nüfusu toplam 3 milyon olduğu söylenmekte Anadolu'yu sürekli besleyen Türk göçleriyle (Harzemşahlar, Akkoyunlu, Karakoyunlu, vb) Türk varlığının tesis edildiği belirtilmektedir
İslam'ın devlet dini olması, 600 sene içerisinde hıristiyanlığın 2 sınıf muamele görmesi ve askere alma (Yeniçeri) sebebiyle Bizans ahalisi'nin önemli bir kısmı müslümanlaştı ve Müslümanların dili Osmanlıca/Türkçe oldu
Günümüzdeki modern Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlet yapısında olup, vatandaşlarına Türk denir
Anadolu ve Balkan yarımadalarının ve Boğazların, Mezopotamya'dan Orta Avrupa'ya geçişin tek coğrafi olanağını oluşturmasından dolayı, günümüzün Türkiye'si 10000 seneden fazla sayısız kavime köprü vazifesi görmüştür
Çok etnikli pek çok imparatorluğun (Örnegin: Roma, Doğu Roma İmparatorluğu/Bizans, Selçuklu, Osmanlı, Pers, Asur vb) her etnik bölümünün kültürel özellikleri Türkiye Cumhuriyeti'nde varlığını korumuştur
Paleolitik dönem, Kalkolitik dönem'de ve Antik Çağ'da yaşayan topluluklar,Ege Bölgesi'nde Luviler, Hurri'ler, ilk büyük devlet Hititler ve Miken'ler, dünyanin en eski medeniyet bölgesi olan Mezopotomya'da kurulan uygarlıklar, ve Osmanlı İmparatorluğu'nu oluşturan kavimlerin binlerce sene yanyana yaşaması kültürel bir zenginlik yaratmıştırBu kavim ve kültürlerin tümü aynı zamanda Türk Milleti'ni oluşturan unsurlarin başlıcalarıdır Irkçılık veya herhangi bir unsurun diğerlerine baskı yapması anayasanın kesin hükümleriyle yasaklanmıştır
Birinci Dünya Savaşı ve meydana getirdiği büyük yıkım sonucu, İstanbul'un son imparatorluğu olan Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış ve Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan modern Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte bu çok etnikli imparatorluktan birçok ulusal devlet ortaya çıkmıştır
İstanbul MS 313 senesinden günümüze 1500 seneden fazla bütün bu bölgenin tek hakimi ve imparatorluk başkenti olmuştur
İstanbul'un Orta Avrupa'dan Mezopotamya'ya kadar olan yaklaşık 3 milyon km² coğrafyadaki tartışmasız etkisi ve hakimiyeti, olağandışı bir cazibe merkezi oluşturmasina yol açar Bizans ve Osmanlı dönemlerinde var olan imparatorluk başkentine göç yasağının/kısıtlamasının kaldırılması ile bunun sonucu oluşan göç, İstanbul'un nüfusunun 1980-2005 arasında 2,5 milyondan 15 milyona çıkmasına yol açmıştır
Türkiye'de yaşayan herkes etnik kimliğine bakılmaksızın Türk vatandaşıdır Türk milleti ve devleti ayrılmaz bir bütündür Herkesin etnik kimliğine saygı duyulur

Din
Türkiye lâik bir ülke olduğundan din ve devlet işleri ayrılmıştır Dini veya etnik isimli siyasi parti kurulması anayasaya göre yasaktır Genelde muhafazakar partiler dini hassasiyetleri dile getiren partilerdir Cumhuriyetin ilk yıllarında dinin devlet kontrolü dışında yürütülemeyeceği kanaatine varılarak, devlet tarafından denetlenmesi gerektiği kararına varılmıştır Buna dayanarak 3 Mart 1924 tarihinde Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak Diyanet İşleri Başkanlığıkurulmuştur Bu teşkilat bireylere din hizmetini sağlamak ve camii gibi Müslüman ibadet yerlerini yönetmekle görevlidir
Dini inanç veya inanmama, dini kuralları şahıs olarak uygulama veya uygulamama özgürlüğü anayasanın korumasındadır
1923'ten önce geçerli olan dini kanunlar tamamen geçerlilikten kaldırılmıştır
Şahıs isimleri veya dini köken temel alınarak bir kategorizasyon yapılması durumunda Türkiye vatandaşlarının yaklaşık tamama yakın kısmı Müslüman isimli veya kökenlidir (Ahmet/Mehmet/Ayşe/Fatma vb)
Bu durum aynı zamanda Türkiye'nin en büyük ortak paydasını oluşturur (1 - %0,2 = %99,8)
Osmanlı Devletinde resmi aidiyet unsuru olan 'Müslüman' kavramı 1923'ten bu yana kullanılmaz, bu aidiyetin yerine, ulusal aidiyet olan 'Türk' kavramı gelmiştir
Rum, Ermeni, Süryani, Musevi vb (Yorgo/Eleni/Agop/Salamon vb) isimli Türk vatandaşlarının azınlık statüsü bulunur, ancak oranları çok düşüktür
Toplam nüfusun sadece çok ufak (yaklaşık %0,2) bir oranını GayrimüslimlerErmeni Gregoryen, 17000 Musevi, 8000 Süryani, 1000 Rum ve çok az sayıda diğer bazı çeşitli din ve mezheplerden insanlardır
Türkiye'deki Rum Ortodoks, Gayrimüslim nufusun büyük bir kısmı, Lozan Antlaşması gereği Yunanistan'a göç etti Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar ile İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşayan Rumlar mübadele dışında bırakıldı
Balkanlarda ve Kafkaslarda yaşayan Müslüman ahali Sırp ve Rus orduları tarafından Türkiye'ye sürüldü
1Dünya Savaşı Osmanlı Devleti topraklarında 4 milyon insanın ölümüne veya sürgününe ve ayrıca Osmanlı Devletinin de yıkılmasına neden oldu
Bugünkü Yunanistan nüfusunun yaklaşık yarısını, Anadolu'dan giden Rumlar oluştururlar Bu göç edenlerin bir kısmını da hiç rumca bilmeyen fakat türkçeyi yunan alfabesiyle yazan hıristiyanlaşmış Selçuklular yani Türkler oluşturuyordu

Dil
Türkiye'nin resmi dili Türkçe dir Bugün Türkiye Türkçesi yaklaşık 100 milyon insan tarafından konuşulmaktadır

Yönetim biçimi
Türkiye'nin devlet biçimi cumhuriyettir Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal1923'te kurulmuştur Resmî dili Türkçe'dir Laik demokratik bir yönetim anlayışı vardır Kuvvetler ayrımı esası vardır Yasama işlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütmü işlerini Hükümet, yargı işlerini ise bağımsız mahkemeler yapar

Ekonomi
Kuruluş yıllarında Osmanlı Dönemi'nin yıkılış döneminin savaş yenilgileri geçmişiyle başlayan Türkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydi İstanbul ve İzmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu En basit ürünler dahi ithal edilmek zorundaydı 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğu okuma yazma bilmeyen yoksul Müslüman köylülerden oluşuyordu Anadolu'daki büyük toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan çok uzaktı
II Dünya Savaşı sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum, 1950'den sonra ABD'nin de etkisiyle büyük bir kapitalist sanayi kalkınma dönemine girdi Bugün de sürmekte olan bu kalkınma süreci özellikle büyük toprak sahiplerinin, hızla modern sermaye sınıfına dönüşmesine yolaçtı Anadolu'nun kalkınması ve alt yapısının oluşması sürecinde 200 milyar ABD dolarından fazla borç oluştu GAP projesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu teşvik programları halen sürmektedir
Ortalama %6 üzerindeki ekonomik gelişme ile beraber büyük bir değişim ve modernleşme başladı Öncelikle İstanbul, İzmir ve Batı bölgeleri, 1980'den sonra da bütün Anadolu illerinde büyük sermaye ve sanayi oluştu Bir milyar ABD doları ve üzeri sermayeye sahip holding sayısı 25'ü geçti Bunun altındaki yüzbinlerce büyük, orta ve ufak ölçekteki şirket, ve oluşan işçi sınıfı dinamik bir ekonominin taşıyıcıları oldular Arap ülkelerinde petrol sayesinde oluşan refah, Türkiye'de toplumun çalışmasıyla zor şartlarda oluştu
Günümüzde Türkiye'nin pek çok bölgesi sanayi toplumu olarak nitelenebilir Türkiye sanayi toplumuna hızlı geçiş olgusunu Müslüman toplumlar arasında başarıyla gerçekleştirebilen az sayıdaki ülkeden birisidir oluşturur Bunlar 50000 önderliğinde

Alıntı Yaparak Cevapla

Cumhuriyet Nasıl Kuruldu? Cumhuriyet'in Kurtuluşu Hakkında Bilgiler Nelerdir?

Eski 09-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Nasıl Kuruldu? Cumhuriyet'in Kurtuluşu Hakkında Bilgiler Nelerdir?



Bir Akdeniz ve Ortadoğu ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin hem Asya'da, hem de Avrupa'da toprağı vardır Üç yanı de*nizlerle çevrili olan Türkiye'nin genel görünü*mü kabaca bir dikdörtgeni andırır Doğu-batı doğrultusunda Asya kıtasının batı kesimin*den, Avrupa kıtasının güneydoğu kesimine doğru sokulan bu toprakların uzunluğu yakla*şık 1600 km, genişliği ise 600 km kadardır Adını, bu topraklara Asya'dan gelerek yerle*şen Türkmenler ile öteki bazı halk toplulukla*rının daha sonraki kuşaklarını oluşturan Türkler'den alır
Kuzeyde Karadeniz, doğuda Gürcistan, Ermenistan ve İran, güneydoğuda Irak ve Suriye, güneyde Akde*niz, batıda Ege Denizi, kuzeybatıda da Yuna*nistan ve Bulgaristan'la çevrili olan Türkiye' nin deniz ve kara sınırları uzunluğunun topla*mı 11000 kilometreyi aşar Ülke yüzölçümü*nün yaklaşık yüzde 97'si Asya kıtasında, yüzde 3 kadarı da Avrupa kıtasındadır Türki*ye'nin Asya kıtasındaki toprakları Anadolu (755688 km²), Avrupa kıtasındaki toprakları ise Trakya (23764 km²) olarak adlandırılır Çanakkale ve İstanbul boğazlarıyla Marmara Denizi bu toprakları birbirinden ayırır
Yaklaşık 8333 km olan deniz sınırlarının yüzde 78'ini Anadolu kıyıları, yüzde 13'ünü adaların kıyıları, yüzde 9'unu da Trakya kıyıları oluşturur Bu sınırların üçte biri Ege Denizi kıyısındadır Kara sınırlarının uzunlu*ğu ise yaklaşık 2753 kilometredir Kara sınırlarının en uzunu 877 kilometreyi bulan Suriye sınırıdır Bunu 610 km uzunluğundaki SSCB, 454 km uzunluğundaki İran, 331 km uzunluğundaki Irak, 269 km boyunca uzanan Bulgaristan sınırı izler Kara sınırlarının en kısa olan bölümü 212 km uzunluğundaki Yunanistan sinindir Bu sınırlar içinde yer alan ülkenin en kuzey noktası Sinop ilindeki İnceburun, en doğu ucu Kars ilinin güneydo*ğusunda, Türkiye'nin hem Gürcistan ve Ermenistan'a, hem de İran'a komşu olduğu nokta, en güney noktası Hatay ilinin Yayladağı ilçesine bağlı olan ve eskiden Beysun adıyla anılan Topraktutan köyünün güneyi, en batı noktası da Gökçe*ada'nın batı ucunu oluşturan Avlaka Burnu' dur Kara sınırlannın kıyıya ulaştığı noktalar Anadolu'da Artvin ilindeki Sarp köyü ile Hatay ilindeki Güvercinkaya, Trakya'da Kırklareli ilindeki Rezve Deresi ağzı ile Edirne ilindeki Enez'in batısında Meriç Irmağı ağzıdır

Türkiye'ye ilişkin bilgiler

Resmi Adı: Türkiye Cumhuriyeti
Yönetim: Tek meclisli, çok partili cumhuriyet
Başkent: Ankara
Doğal yapı: Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1000 metreyi aşan, yüksek alanlardan oluşur Yakla*şık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlar, yüzde 10'u da alçak alanlarla kaplıdır En yük*sek ve dağlık alanlar doğu kesimde yer alır Kuzey kesimi Kuzey Anadolu Dağları, güney, doğu ve gü*neydoğu kesimleri de Toroslar engebelendirir Ülke*nin en yüksek noktası Ağrı Dağı'nın 5137 metreye erişen doruğudur Başlıca geniş düzlükler Çukurova ile Konya ve Harran ovalarıdır Kaynaklandığı ve de*nize döküldüğü kesimler ülke sınırları içinde olan en uzun akarsu Kızılırmak'tır (1353 km) En büyük do*ğal göl, 3713 km² alan kaplayan Van Gölü'dür Ata*türk baraj gölü (817 km²) ise ülkenin en büyük yapay gölüdür Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada' nın yüzölçümü 279 km²'dir
Başlıca ürünler: Buğday, arpa, şekerpancarı, ayçi*çeği, pamuk, baklagiller, haşhaş, üzüm, incir, turunç*giller, şeftali, fındık, antepfıstığı, zeytin, çay, yumur*ta, deri, balık, krom, bor mineralleri, zımpara taşı, linyit
Sanayi: Dokuma, gıda, demir-çelik, dayanıklı tüketim malları, motorlu araçlar, çimento, şeker, kâğıt, plas*tik, kimyasal maddeler, orman ürünleri
Önemli kentler: istanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bur*sa, Gaziantep, Konya, Mersin, Kayseri, Eskişehir, An*talya, Diyarbakır, Samsun, Şanlıurfa, Malatya, İzmit
Eğitim: ilköğretim zorunlu ve devlet okullarında para*sızdır
Büyük bölümü Asya'da yer alan Türkiye, yüzölçümü açısından Rus Federasyonu, Çin Halk Cum*huriyeti, Hindistan, Suudi Arabistan, Endo*nezya, İran, Moğolistan ve Pakistan'dan son*ra bu kıtanın dokuzuncu büyük ülkesidir 1987'de Avrupa Topluluğu'na tam üyelik için başvuruda bulunan Türkiye, topraklarının büyük bölümü Asya'da olan SSCB sayılmazsa Avrupa'nın en büyük ülkesi olan Fransa'dan daha geniş bir alanı kaplar
Asya ile Avrupa arasında doğal bir köprü oluşturan Türkiye toprakları tarih boyunca birçok uygarlığın beşiği olmasıyla tanınır İklim ve doğal kaynaklar açısından yerleşme*ye çok elverişli olan bu topraklarda yaşayan birçok halkın farklı dönemlerdeki kültürleri*ne ait çeşitli izlere ülkenin hemen her köşesin*de sıkça rastlanır Kıyılarındaki liman kentle*rine ulaşan önemli kervan yollarının da etki*siyle oluşan zenginliği ele geçirmek isteyen birçok güçlü devletin saldırısıyla yıkıma uğra*yan ülke, bu zenginliklerin çok çeşitli olmasının sağladığı üstünlük nedeniyle yaralarını kısa zamanda onararak yeni uygarlık değerle*ri yarattı Dünyada gıda maddesi üretimi kendi gereksinmesini karşılayan ender ülke*lerden biri olan Türkiye, coğrafi konum açısından önemini günümüzde de korumakta*dır Yaz mevsimi başlarında Akdeniz kıyısın*da denize girilirken Toroslar'ın yüksek ya*maçlarında kayak yapılabilen ve doğu kesimi yer yer karla kaplı olan Türkiye, doğal güzellikleri ve tarihsel zenginlikleriyle büyük bir turizm potansiyeline sahiptir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.