Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adaleti, efendimiz, güvenirliliği, hakkında, hoşgörüsü, hzmuhammedsav, peygamber

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed(S.A.V.) Hoşgörüsü Güvenirliliği Ve Adaleti Hakkında

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed(S.A.V.) Hoşgörüsü Güvenirliliği Ve Adaleti Hakkında



Peygamber Efendimiz HzMuhammed(sav) Hoşgörüsü Güvenirliliği Ve Adaleti Hakkında
Peygamber Efendimiz HzMuhammed(sav) Hoşgörüsü Güvenirliliği Ve Adaleti Hakkında
- Peygamber efendimizin on yıl hizmetinde bulunmuş olan Enes bin Malik hazretleri anlatır:
"Resul aleyhisselamdan, bir şey istenmezdi ki, Resul aleyhisselam, onu, isteyene vermiş olmasın"
"Peygamber aleyhisselamın yanına bir adam gelir sadece, dünyayı, dünya malını elde etmeyi umarak Müslüman olur o gün, akşam olmadan İslâmiyet, kendisinin nazarında, dünyadan ve dünya üzerindekilerden daha sevgili olurdu!"
Kureyş müşriklerinin Eşrafından Safvan bin Ümeyye, Mekke'nin fethinden sonra, Müslüman olmadığı halde, Huneyn ve Taif savaşlarında Peygamberimizin yanından ayrılmamıştı
Peygamberimiz, Ci'rane'de toplanan ganimet malları arasında dolaştığı ve onlara göz gezdirdiği sırada, Safvan bin Ümeyye, Peygamberimizin yanında bulunuyor, develer, davarlar ve güdücülerle dolu vadiye doğru bakıyordu Bakışını, uzattı durdu
Peygamberimiz ise, onun bu halini göz ucuyla süzüyordu
"Ebu Vehb! O vadi, pek mi hoşuna gitti?" diye sordu
Safvan bin Ümeyye "Evet!" dedi
Peygamberimiz "O vadi de, içindekiler de, senin olsun!" buyurdu
Bunun üzerine, Safvan, kendini tutamadı:
"Peygamber kalbinden başka, hiçbir kimsenin kalbi, bu derece Cömerd ve üstün olamaz! Şehadet ederim ki: Allah'dan başka ilah yoktur Yine şehadet ederim ki: Muhammed, Allah'ın Kulu ve Resulüdür!" dedi ve hemen orada Müslüman oldu
İbn-i Şihab'üzzühri'nin bildirdiğine göre: Resul aleyhisselam, o gün, Safvan bin Ümeyye'ye yüz deve vermiş, sonra, yüz daha, sonra, yüz daha eklemişti
Safvan "Vallahi, Resul aleyhisselam, bana verdiğini, verdi Ama, kendisi, bana insanların en münfuru idi Bana, vermekte devam etti de, nihayet, nazarımda, insanların en sevimlisi oldu!" demiştir
Peygamberimiz, böyle, iki dağ arasını dolduran davarları verince, Safvan bin Ümeyye, kavmi olan Kureyşilerin yanına döndü
Onlara "Ey Kavmım! Müslüman olunuz! Çünkü, vallahi, Muhammed, öyle ihsanda bulunuyor ki, yokluktan, yoksulluktan hiç korkmuyor!" dedi
Peygamberimizden bir şey istenildi mi, asla "Yok!" demezdi
Kendisine kim gelip bir şey ister, istenilen şey, yanında bulunursa, onu yerine getirirdi Bulunmazsa, va'd ederdi
2- Resulullah efendimiz, gençliğinden itibaren güvenilir, itimat edilir bir kimse olarak tanınmıştır Yirmi beş yaşlarında iken Mekke'de sadece "el-Emin" diye anılıyordu Mekkeliler kendisine kıymetli eşyalarını teslim ederlerdi Peygamber efendimiz bu emanetleri sağlam bir şekilde iade ederdi Emanetlere en zor anında sahip çıkardı
Medine'ye hicret edeceği gece müşrikler, öldürmek maksadıyla onun evini kuşatmışlardı Evini terketmeden önce, yanında bulunan emanetleri Hz Ali'ye teslim etmiş ertesi gün sahiplerine vermesini istemiştir En sıkıntılı zamanda bile emanetleri sahiplerine ulaştırdı
İslâm dininin kısa zamanda kabul görmesi Resulullah efendimizin güvenilir oluşunun payı büyüktür Şayet davranışlarıyla güven vermeyen birisi olsaydı insanlar onun etrafında toplanmazdı
Resulullah efendimiz Eshabına daima güvenilir olmayı telkin ederdi Emanetin zıddı olan hiyanetin çirkin bir davranış olduğunu söylerdi Sahabiler de Resulullah efendimizi emin olarak tanımışlar ve sonsuz bir güvenle kendisine bağlanmışlardır
Her Müslüman Resulullah gibi, güven vermesi, her kesiminde ve her alanda bunu sürdürmesi gerekir Anne babanın çocuğa, çocuğun anne babasına; eşlerin birbirine; amirin memura, memurun amire; işçinin işverene; işverenin işçiye; satıcının müşteriye; müşterinin satıcıya güven duyduğu bir cemiyet sağlıklı bir yapıya kavuşmuş olur
Resulullah efendimiz alışverişte güvenin bolluğa, berekete vesile olacağını bildirir "Emanete riayet rızık, hainlik ise fakirlik getirir" buyurur Burada emanet, sözde ve işte güven demektir İnsanlar, sözüne ve işine güvenilmeyen kimselerle irtibat kurmaktan çekinirler
Şayet bu kişi ticaretle uğraşıyorsa alışveriş yapmaktan, müşteri ise mal vermekten, sanatkar ise iş sipariş etmekten kaçınırlar Dolayısıyla bu tür kişilerin mallarına ve çalışmalarına rağbet azalır, kazançları artmaz İşte Resulullah efendimiz'in "hainlik fakrilik getirir" sözündeki incelik burada yatmaktadır Ama tersi olursa, yani herkes birbirine güvenirse kazanç, üretim ve tüketim artar Bu da bolluğa ve zenginliğe vesile olur
3- "Öfkeniz, sizi adaletsizliğe sürüklemesin!"
Adalet dinin esasındandır Bunun için, Kur'an-ı kerim'de adalet üzerinde çok durulmuş, Resulullah efendimize insanlar arasında adaleti gerçekleştirmesi emrolunmuştur Bir hak konusunda hüküm verilirken hakkın kendi lehine hükmedilmesi halinde bundan memnun olan, fakat aleyhine hükmedilmesi halinde bu hükmü tanımayan insanların zalim oldukları bildirilmiştir
Dinimiz, kişisel çıkar, akrabalık, zenginlik, fakirlik, kin, düşmanlık, taraflardan birinin soylu veya aşağı tabakadan olması, bedeni ve ruhi bakımdan kusurlu olması gibi durumlar bir hakkın ihlalini, örtbas edilmesini, adil davranmamayı, adalet ilkesinden sapmayı mazur göstermeyeceğini bildirmiştir
Resulullah efendimiz faaliyetlerinde daima adaleti esas almıştır İnsanlar arasında fark gözetmemiştir Başkalarının gelişi güzel istek ve telkinlerinden etkilenmeden ilahi emirlerin gösterdiği doğrultuda hareket etmiştir Kitaplarda onun adaletle ilgili çok sayıda sözü mevcuttur İnsanlar arasında adaleti sağlamanın aynı zamanda bir sadaka olduğunu söylemiştir
Peygamberimiz hak hususunda titiz davranır, kimsenin canına ve malına zarar vermeyi ve üzerine kul hakkı geçmesini istemezdi İstemeden zarar verdiği olursa, bir özür dilemekle halledilebilecek veya buna gerek duyulmayacak durumda bile, şayet kendisinden bir kısas talebinde bulunulursa seve seve bu isteği yerine getirirdi
Resulullah efendimiz adaletin zıddı olan zulmü her vesile ile kötülemiştir Kitaplarda onun bu hususla ilgili çok sayıda ikazı yer almaktadır Bunların en meşhurlarından birisi şudur: "Müslüman Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez"
Bu sözüyle o, Müslümanların kardeş olduğunu dile getirdikten sonra, Müslümanın en başta gelen vasfının kardeşine zulmetmemek, haksızlık yapmamak olduğunu bildirmiştir Müslümanların birbirine haksızlık yapmamasını istediği gibi, aynı zamanda başkalarına da zulüm yapılmamasını emretmiştir Kendisi haksızlığa uğrayanı daima korumuş, mazlumun korunmasını ve ona yardım edilmesini istemiştir
Allahü teâlâ, adaleti emretmiş, adaletin zıttı olan zulmü haram kılmıştır Bu hususta birçok ayet-i kerimeler vardır Birkaçı mealen şöyle:
"Allah, insanlar arasında, adaletle hükmetmenizi emreder"
"Allah, adalet yapmanızı, ihsan etmenizi ve (muhtaç olan) akrabaya vermenizi emredip, fuhştan, münkerden (her çeşit kötüleklerden) ve zulüm yapmaktan da nehyeder"
"Ey iman edenler, bir millete olan öfkeniz, sizi adaletsizliğe sürüklemesin, adil olun!"
5- Çalışıp kazanmaya önem verirdi
Resulullah efendimizin hayatı diğer alanlarda olduğu gibi çalışma hayatında da insanlar için örnektir Doğruluk, güvenilir olma, adaleti uygulama ve sözleriyle davranışları arasında çelişki bulunmama gibi hallerde en güzel örnetti
Kişinin çalışmasını, üretimde bulunmasını ve ailesini geçindirmesini, fakire, yoksula yardım için çalışmayı Allah yolunda cihad ve gündüzleri oruç ve geceleri namazla geçirme ile bir tutmuştur Peygamberimizin çalışma, helal kazanç ile ilgili pek çok sözleri vardır Bunlardan bazıları şunlardır:
"Hiçbir kimse kendi elinin emeği ile kazandığından daha hayırlı bir lokma asla yiyemez"
"Allahım! Tembellikten, korkaklıktan, ihtiyarlığın verdiği düşkünlük ve cimrilikten sana sığınırım"
"Doğru sözlü ve her konuda güvenilen bir ticaret adamı ahirette peygamberlerle, sıddikler ve şehitlerle beraber olacaktır"
"Allah kulunu helal kazanç talebinden yorgun düşmüş görmeyi sever"
"İnsanın yiyip içtiklerinin en helal ve bereketli olanı, çalışıp kazanarak elde ettiğidir"
"Birinizin sırtında odun destesi taşıması, versin veya vermesin, insanlara gidip el açmasından daha iyidir"
En kötü şartlar altında çalışmayı dahi başkalarına yük olmaktan iyi gören Resulullah efendimizin bu sözleriyle insanları çalışmaya teşvik ettiği, tembelliği kötülediği, çalışkan insanları dünya ve ahiret mutluluğu ile müjdelediği görülmektedir
Resulullah efendimiz insanları çalışmaya teşvik ettiği gibi, bizzat kendisi de çalışmış ve çalışma hayatının ilkelerini kendi hayatında uygulama alanına koymuştur Çalışmalarını çocukluğundan itibaren hayatının sonuna kadar sürdürmüştür Nitekim bilindiği üzere çocukluğunda çobanlık yapmıştır
Gençliğinde ve yetişkinliğinde ticaretle meşgul olmuştur Oniki yaşında iken amcası ile birlikte uzun bir ticaret yolculuğuna çıkmıştır Yirmibeş yaşında iken Hz Hatice'nin kervanını ücret karşılığında Suriye'ye götürüp getirmiştir Ticari faaliyetlerinde meslektaşlarının, ticari ilişkilerde bulunduğu kimselerin ve tüm Mekkelilerin güvenini kazanmıştır
Onun bütün bu faaliyetleri geçimni temine yönelik çalışmalardır O, bütün bunların yanında sosyal faaliyetlerde de bulunmuştur Gençliğinde Hilfülfudul cemiyetine katılması ve Kabe'nin inşası sırasında hakemlik yapması bunlara güzel birer örnektir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.