Prof. Dr. Sinsi
|
Hayal Nedir? - Hayal Tanımı - Hayal Hakkında
Hayal Nedir? - Hayal Tanımı - Hayal Hakkında
Hayal Nedir? - Hayal Tanımı - Hayal Hakkında
İnsanoğlu yıllardır kendi özündeki mistik duygularını tatmin etmek için birçok tanrıya inanmış, hatta konuşup içindeki problemlerini ona anlatmış Tekamül devresi gelince, Allah kavramını öğrenmeye çalışmış, ama yine de kendi beyninde yarattığı Rab kavramını silememiştir
Bazen çeşitli yerlerde yaşayan insanlar hayal gücünün ürettiği olağanüstü şeyler gördüklerine inanıyorlar Her beldede böyle birçok olay duymak mümkün Bu hayal gücünün yarattığına bir de suret verildi mi tamam, o surette cismani şeyler görülür Ancak şu kesinlikle unutulmamalı ki, görülen her şey Hakk ın tenezzülat makamından kişiye olan merhametinden dolayı bir tecellidir Hayal edilenler ancak bu dünyada var oldu, buluşlar icatlar hep hayal ile başladı Mesela Jules Verne, Aya Seyahat ı yazdığında aya henüz kimse gidememişti Bu konuyu kendisinden çok feyiz aldığım M İBNİ ARABİ nin şu sözleri aydınlatıyor
Bazen de hayal edilen şey, beşer suretinde olan bir melek sureti olur Bu ise, bitişik hayalde aynı hayalden bir görüntüdür Böylece, o kimse onu bitişik hayalde tanır, bilir Bu öyle bir hayaldir ki, iki suret arasında hissî bir suret vardır Bu hissî suret olmasaydı, bitişik hayal onun misalini ortaya koyamazdı Allah'ın insanların inançlarına göre tecelli etmesi de bu babdandır Bu ise, iman edilmesi gereken bir husustur
Eğer hayalin gücü olmasaydı, size izhar edip açıkladığımız bu şeylerden hiçbiri zuhur etmezdi Çünkü hayal, varolanların (kâinat) en genişi, en güçlüsüdür, varolmuşların (mevcudat) en mükemmelidir Hayal, ruhanî suretleri kabul eder Bu ise, varolan değişmeden dolayı ortaya çıkan çeşitli suretlerdeki oluşumdur, teşekküldür Bu değişmeler arasında süratli olanlar vardır; örneğin, ruhların somut beden suretlerine değişmesi ve manâların da somut suretlere değişmesi gibi; bunlar bu "ama"nın oluşunda (kevn) zuhur ederler Ayrıca bu değişmeler arasında yavaş olanlar vardır: Örneğin, suyun havaya, havanın ateşe, bir damla suyun, meninin (nutfe) insana, un-surların da bitkiye, hayvana değişmeleri gibi Bütün bunlar birer değişme olsalar da, insanın hayal gücündeki ki bu hayal gücü bitişik (muttasıl) hayaldir suretlerin değişim süratlerine sahip değillerdir Ayrıca bunlar, ruhların suretlerinin somut bir beden olarak bedenlerin suretlerine değişimindeki, örneğin meleklerin insan suretine dönüşmesindeki sürate sahip değillerdir Hiç kuşkusuz bunlardaki sürat en yüksek sürattir Aynı şekilde, bunların bu suretleri terk etmeleri de, cisimlerin, bedenlerin öldükten sonra uğradıkları değişmelerden çok daha süratlidir
Sonra, bu işin aslını, esasını anladıktan sonra, Hakk'ın Konuşucu (Natık), Hareket ettirici, Hareketi durdurucu, Varedici ve Giderici olduğunu da öğrenmiş oldun Böylece, bütün suretlerin, kendilerine nisbet edilen şeylerle birlikte, onun için nasbedilmiş bir hayal olduğunu da bilirsin Çünkü varoluşun hakikâti Allah Teala'nındır Perde hayalini koyanı görmüyor musun? 0 perdeyi seyreden kimse, o perde üzerindeki varoluşun mahiyeti hakkında bir ilim tahakkuk ettirsin, varoluşunun mahiyetini iyice bilsin diye koymuştur Allah o perdeyi Nitekim, o perdeye bakan kimse orada sayısız suretleri görür: Onların hareketleri tasarrufları ve hükümleri Tek Bir Varlığa aittir 0 suretlerin bunda hiçbir şeyi yoktur Onların varedicisi, hareket ettiricisi ve durdurucusu ile bizim aramızda çekilmiş bu perde vardır Bu perde, O'nunla bizim aramızı ayıran bir sınırdır bir hattır Aradaki fark (temyiz) bu perdeyle ortaya çıkmaktadır Bu nedenle, O'na "İlah" denir, bize ise, "kul" ya da "âlem" denir, yani hangisini istersen onu söyle
146 Sonra, bu Hamd, kendileri için varoluş içinde somut bir varlıkları olmayan manâlar ile nurî ve tabiî ci-simler arasındaki berzah varlığıdır (aynü'l-berzah); Örneğin, ilim ve hareket gibi: İlim nefislerde, ruhlardadır; hareket ise bedenlerde Dolayısıyla, bunların ikisi de hayal hazretinde somut bir şekil kazanabilir Örneğin, ilim süt şeklinde görünebilir Aynı şekilde nisbetlerin tayini de böyledir, her ne kadar onlar için ne nefiste, ne ruhta, ne de bedende bir varlık söz konusu olmasa bile Örneğin, sebat gibi Sebat, bir işte sabit, kararlı, istikrarlı olarak durmaya verilen bir nisbet, bir ölçüdür Bu sebat, bitişik hayal hazretinde hissedilen bir kayıt suretinde tezahür eder, tıpkı cisim şeklinde zuhur edip cisimlerin suretlerinde bir şekil olan ruhlar gibi; örneğin, Sahabeden biri olan Dıhye suretinde görünen Cibrîl (Cebrail) gibi Ayrıca, Bedir Savaşında küçük zerreler suretinde gözüken melekler gibi Bunlar ayrı (munfasıl) hayaldedir, tıpkı Hz Musa'nın Asa'sının ve sihirbazların sopalarının yürüyenyılanlar suretinde görünmesi gibi Nitekim Allah Teala şöyle buyuruyor:
''  Bir de baktı ki, onların, ipleri ve sopaları sayesinde (yani yaptıkları sihir konusundaki ilimleri sayesinde) ona (yani Musa'ya) gerçekten koşuyorlar gibi görünüyor1' (Kur'an, Taha, 20/66) Dolayısıyla, onlar bunu hayal hazretinde ikame ettiler Hz Musa da onları muhayyel olarak idrak etti, fakat onların muhayyel olduğunu bilmiyordu Aksine, etki ve hükümde tıpkı kendi asası gibi olduklarını zannetti Bu nedenle de korktu ve kendisine "Korkma! Hiç kuşkusuz sen daha üstünsün (Kur'an, Taha, 20/68) denildi
Bitişik hayal ile ayrı hayal arasındaki fark şudur: Bitişik hayal, hayal eden kimsenin gitmesiyle kaybolur gider Ayrı hayal ise, zatî bir hazrettir; daima manâları ve ruhları kabul eder; ezelliklerine bir şekil verir Bundan başka bir şey olmaz İşte, bitişik hayal de bu ayrı hayalden olur Bitişik hayal iki çeşittir: Birincisi, tahayyülden meydana gelir İkincisi, tahayyülden meydana gelmez Örneğin uyuyan kimse gibi Bu kimsenin uyurken rüyasında gördüğü suretler tahayyülden meydana gelmez Tahayyülden meydana gelen hayal ise, insanın kendi nefsinde, önceden hissettiği veya tasavvur gücünün yeniden inşa ederek tasavvur ettiği şeyleri hayalinde tutmasıdır His, bunların tümünü algılamamıştır Fakat bütün bu toplamların her birinin hissedilmiş olması gerekir
|